Turgay Vardar'i Kaybettik..

Forum Galatasaray Spor Kulubu ve Turk sporu hakkinda ayrintili haberler, yorum ve analizler, ogretici arastirmalar ve diger onemli spor olaylari hakkinda bilgi akisini saglamak, yazilanlari saglikli bir yapi cercevesinde dunyadaki butun Galatasarayli arkadaslar ve diger sporseverler ile paylasmak amaciyla kurulmustur.

Moderator: Staff

Post Reply
Tolga Girici
Posts: 2806
Joined: Tue Oct 22, 2002 9:07 pm
Location: Ankara - Yas:29
Contact:

Turgay Vardar'i Kaybettik..

Post by Tolga Girici »

Kulubumuzun idari kadrosunda yonetici olan Turgay Vardar'i bu sabaha karsi kaybetmisiz. Alisamiyen.net'den ogrendigim kadariyla sebebi kansermis. Bir suredir hastanede yatiyordu. Hepimizin basi sagolsun. :(

Image

Tolga Girici
Posts: 2806
Joined: Tue Oct 22, 2002 9:07 pm
Location: Ankara - Yas:29
Contact:

Post by Tolga Girici »

Turgay Vardar'ı Kaybettik...

Image

Galatasaray Spor Kulübü'nün Basınla İlişkilerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Turgay Vardar'ı kaybettik.

Sevgili çalışma arkadaşımıza Tanrı'dan rahmet, Ailesine, Tüm Galatasaray Camiasına ve sevenlerine sabır ve başsağlığı diliyoruz.
Cenaze, yarın öğle namazını müteakip Teşvikiye Camii'nden kaldırılacaktır.

Galatasaray Spor Kulübü
İletişim Koordinatörlüğü


Turgay Vardar
1956 doğumlu Turgar Vardar, Galatasaray Lisesi 109. Dönem mezunudur. Gazeteciliğe 1978'de Cumhuriyet Gazetesi'nde başladı. Günaydın, Sabah ve Akşam Gazeteleri'ne Yazı İşleri Müdürlüğü görevlerinde bulunan Vardar, 1989'da Fotospor Gazetesi'nin kurucuları arasında yer aldı. Turgay Vardar, Mart 1997'de Galatasaray Spor Kulübü'nün Basın Danışmanı oldu. 1998'de Genel Sekreter Yardımcısı olan Turgay Vardar, 2004 yılında Kulüp Divan Üyeliği'ne hak kazandı. Hülya Vardar'ın eşi, Harika ve Ömer'in babası olan Turgar Vardar'ın cenazesi yarın öğlen Teşvikiye Camii'nden kaldırılacak.

Bahri Unlu
Staff Member
Posts: 385
Joined: Wed Oct 23, 2002 2:28 pm

Post by Bahri Unlu »

Allah rahmet eylesin...
Her zaman dinamik, esprili, cozum odakli olan iyi bi abimizdi.
Kendisi ile cok deplasman yolculugumuz da olmustu. 1998 yilinda
www.cimbom.org/soylesi sayfalarinda herkesin katilimi ile kendisi ve
yoneticiler , futbolcular , Teknik Direktor Fatih Terim gibi isimlerle
canli soylesi gorusmelerine ön ayak olmus cok yardimini gormustuk.
(Hatta Turkiye'de internetten boyle bir seyi ilk olarak yapmistik. )
23 Eylul 1998 yilinda Turgay Vardar abimiz ile yaptigimiz soylesimiz
halen cimbom.org sayfalarinda durur.

http://www.cimbom.org/soylesi/vardar.html

Guzel gunlerin tatli Hatirasi olarak duruyor o gunlerin anisina .
Herkesin başı sagolsun.
* * *
Bahri Unlu
ISO 2000, UEFA ve Super Kupa $ampiyonu taraftari

Murat Gökcigdem
Staff Member
Posts: 1271
Joined: Thu Nov 07, 2002 4:25 pm
Location: Washington, DC USA

Post by Murat Gökcigdem »

Bahri'nin dedigi gibi cimbom.org'a yardim etmisti. Sporsever camiasi iyi bir insan kaybetti. Allah rahmet eylesin
Last edited by Murat Gökcigdem on Wed Jan 04, 2006 5:53 pm, edited 1 time in total.

Hasan Tezcan
Site Admin
Posts: 6041
Joined: Wed Oct 16, 2002 6:57 pm
Location: Stockholm

Post by Hasan Tezcan »

Hep takim ile birlikte görurdum kendisini. Allah rahmet eylesin...

Savas Macun
Posts: 845
Joined: Wed Apr 07, 2004 9:46 pm
Location: Dubai
Contact:

Post by Savas Macun »

Hasan Cemal'in son kitabinda da kendisinden bahsedildigini hatirladim bir anda.Pek de gencmis.Basin'a da bayagi hizmetleri olmus.

Camiada sevilen bir simaymis, hepinizin basi sagolsun, allah rahmet eylesin geride kalanlara da sabir versin.

Selamlar
Savas

Alpay Dedeoglu
Posts: 1923
Joined: Wed Oct 23, 2002 4:14 pm

Post by Alpay Dedeoglu »

Bizzat taniyamadim fakat iyi bir insandi.
Klüp meselelerine duyarli
bir insandi. GS'nin icinde oldugu bu durum
nr yazikki adamcagizi yiprattigini zannediyorum.
Fakat son gelen haberler (1-2 hafta once)
iyi gittigi ve duzelmeye basladigi yolunda idi.
Bu yuzden vefat haberine sok oldum.

Allah rahmet eylesin.
NO ADNANS, NO CRY !!

Can Baysan
Posts: 464
Joined: Fri Oct 07, 2005 1:22 am
Location: Ankara

Post by Can Baysan »

Usta yazar Selahattin Duman'ın 13 Ocak tarihli Vatan gazetesinde çıkan şu yazısıyla bir kez daha analım rahmetli Vardar'ı...

--------------------------------------------

Gece yarısı haberleri..

İpimi koparmışım, on gündür dışarılardayım.. Memlekette ne oluyor haberim yok.. Hoş burada olduğumda çok haberim oluyordu sanki..

Döndüm.. Dışarıda hasretini çektiğim ilk şeyi yaptım.. Bir demlik çayın başına oturdum..

Hem yudum yudum tadını çıkarıyor hem de elimdeki gazeteyi karıştırıyordum..

Spor sayfaları arasında dolanırken, ilgimi çekmediği halde gözümün değdiği bir Galatasaray haberi içinde "Turgay Vardar'ın anısına.." gibisinden bir cümle okudum..

***
Atın, köpeğin depremi hissetmesi gibi.. İnsanoğlunda da kötü haberi sezen bir algı noktası var.. İçim cızz etti..

Ne hastalığından haberim var ne de başına gelebilecek en kötü şeyden.. Ama o "anısına" sözcüğünden anladım ki ben yokken bir şeyler olmuş..

Bir sevgili arkadaş daha kanatlanıp gitmiş.

Sessizce veda..
Hemen gazetelikte duran eski sayılara saldırdım.. Gözüm önce birinci sayfalara takılıyor, sonra spor sayfalarına koşturuyordu..

Sonunda buldum.. Önce acı ölümü duyuran haberi, sonra cenazeye dair haberleri.. Sevgili Turgay, sessiz sedasız gürültüsüz patırtısız çektiği hastalığın sonunda; sanki Azrail'i kıramamış gibi boyun eğmiş kaderine..

Kuşça canını ecele; onlarca güzelliği ve anıları sevdiklerine bırakarak terk etmiş bizi..

Ben buralarda değilken vermişler toprağa.. Niye bilmem.. Buralarda olamadığım için, olan biteni çok geç duyduğum için kendimi suçlu hissettim..

Niye böyle hissettim onu da bilmem..

***
Yedi sekiz ay kadar önce bir cuma gecesiydi.. Biz her zamanki maçımızı yapmış, iki saatlik bir boğuşmanın tadını çıkarmak için kafeteryaya girmiştik..

Bizim maçlar sahada oynanır, tantanası kafeteryada sürer..

Yenilen takımda kim oynamışsa karşı tarafın oyuncuları tarafından "aşağılanmak için" sırasını bekler..

Biri yarı aralık kapıdan bağırır.. "Savaş seni arıyorlar.."

Eğer mağlup takımın oyuncusu Savaş yanılıp da "Kim?" diye sordu mu cevaba kahkahalar karışır:

"Kanal 6'dan gelmişler, röportaj için.."

Sadece güldü..
Mağlupların içinde yabancı haydi misafir diyelim, yeni bir oyuncu varsa sataşma daha naziktir.. "Maçınız mı vardı?" Yani sizi biraz önce sahada göremedik de iması..

Turgay Vardar bizim her cuma burada top oynadığımızı bilirdi. O gün hiç sebepsiz ziyaretimizde gelmişti..

Galipler ile mağlupları ayırmadan aramızda bir yere oturmuş, yetişkin adamların.. Ne yetişkini.. "Eşek kadar.." deseniz eşekler alınır..

Saçı sakalı ağarmış adamların birbirlerine espri niyetine yaptığı aptal şakalara çocuk gibi gülüyordu.. Gözlerindeki gülümsemenin gerisinde kalan gölgeleri fark eder gibi oldum..

Yüzü sanki yorgundu.. Yakışıklı simasını süsleyen çizgiler biraz derinleşmiş gibi geldi bana.. Bir şey vardı ama.. Anlayamadım.. Sormadım da..

***
Galatasaray'ı konuştuk.. Taraftar cinliği ile ağzından laf almaya çalıştık.. Futbol manyağı olarak her türlü dedikodu bizim için atlatma haber değerindeydi..

Her zamanki ketumluğu ile bir şey söylemedi.. Gülüp durdu.. Giderken de gruptan ayrılıp bir kenara çektim..

Olur ya! İnsanlık hali.. Bir isteği mi vardı? Taaa cuma maçımıza gelecek kadar.. Belki kalabalık caydırdı, söyleyemedi..

"Yooo!" dedi gözleriyle gülerek.. "Özledim seni.. Görmek istedim.."

Yedi üçten büyüktür..
Taa Günaydın Gazetesi'nin yazı işlerinden tanıyorum.. Yumuşacık bir insandı.. Kimseyle bırakın kavga etmesini, çekiştiğini dahi görmedim..

O içeride Rahmi Ağabey'in yanıbaşına oturmuş sayfayı çizerdi.. Zafer, Aydoğan, Teoman, Aydın Ağabey, bir de ben.. Yan salonda o sayfaya girecek haberlerin başlıklarını, spotlarını, resim altlarını tabii devamlarını yazardık..

Sevgili Yalçın Özmen'in mesleki yorumlarıyla Rahmi Turan'ı çıldırttığı o güzel yıllar..

Tek sütunluk habere kurşun atarken "Bilmem nerede kavga çıktı, yedi yaralı var.." haberini kimse beğenememiş.. Akşamın saat sekizinde görmüş Turgay o haberin içinde üç de kurban olduğunu..

Rahmi Ağabey'e vermiş, o da Yalçın'dan hesap soruyor..

"Niye söylemedin üç ölü olduğunu.. Üç ölü mü önemli yedi yaralı mı?"

Yalçın'ın cevabı matematik gerçeklere uygun ama kafa sıçratacak cinsten:

"Ama Rahmi ağabey yedi üçten büyüktür.."

***
İşte o güzel yıllarda oynardık oyunumuzu.. Bir çocuğun başına iş gelmesin, kaçırılma, zehirlenme, yanma..

Haberin devamını yazarken Kemal'i kızıştırırdım..

"Var mısın bahse? Turgay'ı ağlatacağım.."

"Varım ulan.. Nesine.."

"Kebapçı Mustafa'dan yemeğine.. Tatlı da var ama!"

Yine kaybettik
Bir gazetenin kıçına takılacak iki bin vuruşluk devam haberinin kıymet-i harbiyesi ne olabilir ki?

Yeşilçam filmi repliği kıvamında bir iki cümle tıkardım habere.. Kâğıt içeri gider, bir dakika sonra Turgay yanımıza gelirdi.. Ağladığı gözlerindeki kızarıklıktan belli..

"Arap, şunu biraz kısaltabilir misin?"

İçini çekerek giderken yemek bahsini kaybeden Kemal sinirlenirdi.. "Bir gün de ağlama be oğlum.." diye söylene söylene..

Öylesine bir rikkat kalbi vardı..

Günde yığınla cinayet, şiddet haberi ile manipüle olduğu halde "alışmayı kabul etmeyen.." bir kalp.. Başkasının acısıyla her titreşimde gözyaşları ile ıslanan bir kalp..

Bunca yıllık meslek hayatımda bu kadar güzel bir insanı çok az gördüm..

O yüzden eksikliği içimi acıtıyor..

Keşke o cuma bizi görmeye geldiğinde onu bu kadar kolay bırakmasaydım.. Keşke bir başka ziyaret için söz alsaydım..

Keşke o ziyaretin bir veda olduğunu bilebilseydim..
Liseli vardı ya ah o liseli...

Post Reply