Page 3 of 11

Posted: Thu Oct 12, 2006 7:11 pm
by Baris Tokat
Alpay Dedeoglu wrote:cumlenin orjinalini merak edenler icin:

teuwsen: und sie reden trotzdem davon. wollen sie unbedingt schwierigkeiten bekommen?

pamuk: ja jeder sollte das tun. man hat hier 30000 kurden umgebracht. und eine million armenir. und fast niemand traut sich das zu erwahnen. also mache ich es. und dafur hassen sie mich.


Almanca bilen soylesin

Tercümesi:

Teuwsen: Ve siz yinede bundan bahsediyorsunuz. Ille de basinizin derde girmesini mi istiyorsunuz?

Pamuk: Evet, herkes bundan bahsedmeli. Burada 30.000 Kürt ve bir milyon Ermeni ödürüldü ve nerdeyse hic kimse bunu söylemeye cesaret edemiyor. Ben ediyorum ve bu yüzden benden nefret ediyorlar.


Bu söylesinin tamami nerde acaba? Tamami cevrilse Pamuk'un ne demek istedigi daha net ortaya cikar.

Posted: Thu Oct 12, 2006 7:44 pm
by Baris Tokat
Ozan Ersoy wrote:
Kerem Tezic wrote:Ozan'in dediklerine ben de katiliyorum kendi elimizle boyle firsatlari dunyanin dort bir yaninda katliamin aga babasini yapanlara sunuyoruz.
Kerem'cigim tam bunun uzerine sizlere gecenlerde okudugum nefis bir yaziyi sunuyorum. Guardian'da cikmis bir yazi. Ingilizce bilmeyenler icin ozetle Turkler Ingiliz "gecmis suclari inkar etme" yontemini ogrenememisler. Kendi katliamlarindan, suclarindan bahsediyor. Hindistan'da 29 milyon insani kitlik zamani nasil ac biraktiklarini, butun gida urunlerini Ingiltereye ihrac ettiklerini, milyonlarca insanin acliktan kirildigini yaziyor. 29 milyon!!! Yahudi soykirimi 6 milyon degil miydi? Afrika'da yaptiklarini ben yazmayayim, igrenc, korku filmi gibi cunku. Okumak isteyen okusun. Kim bilir bunlari diyor adam. Ingilizler bile bilmez. Cunku bizde dunyada en taninmis yazarimizi yargilayacak kadar salak politikaci yoktur diyor. Birileri yazar, birileri okur, birileri soyler, birileri dinler ama o kadarla kalir diyor.

The Turks haven't learned the British way of denying past atrocities

Bu dunyada gecmisinde sorun olmayan ulke var mi?

Mao'nun Cin'de yaptiklari, Stalin'in Rusya'da yaptiklari, Fransiz'larin Afrika'da yaptiklari, Belcikalilarin, Hollandalilarin Guney Afrika'da yaptiklari, Japonlar'in ikinci dunya savasinda yaptiklari, Avustralya'lilarin Aborigin'leri nasil asimile ettikleri, Ispanyol'larin meshur conquistadores'lerinin Guney Amerika'yi talan ettikleri, Amerika'lilarin Kizilderililerin kokune kibrit suyu doktukleri vs. vs.. Say say bitmez.

Niye sadece bizim kafamizda patliyor butun bunlar? Cunku biz izin veriyoruz. Cunku biz bir adim ilerleyemiyoruz.

Ozan Ersoy

Ozan bey,

övgüyle söz ettiginiz linkde yazar söyle demekde:

Atrocities? Which atrocities? When a Turkish writer uses that word, everyone in Turkey knows what he is talking about, even if they deny it vehemently. But most British people will stare at you blankly. So let me give you two examples, both of which are as well documented as the Armenian genocide.

Bu yazida Ermeni soykirimina dair cok iyi kaynaklar oldugu söyleniyor. Yani bu yazida Ermenilere karsi yapilan soykirimi teyit ediliyor. Buna sizde katiliyor musunuz?

Ayrica Ingilizlerin 29 milyon Hintliyi, Almanya'nin 6 milyon Yahudiyi öldürüp ve bizim "sadece" 1 milyon Ermeni öldürmemize ragmen kabagin yine bizim basimiza patladigindan yakiniyorsunuz anladigim kadariyla.

Böyle argüman ettiginizde siz de Ermeni soykirimini aslinda kabul etmis oluyorsunuz. Ayrica ölen 29 milyon Hintliye karsi bir milyon Ermeniyi kiyaslamak sizce Osmanli'nin sucunu ve ölen bir milyon insanin degerini azaltiyor mu?

Amacim burda provoke etmek ya da polemik yaratmak degil. Gercekten ne demek istediginizi anlayamadim.

Posted: Thu Oct 12, 2006 8:33 pm
by Ozan Ersoy
Baris Tokat wrote:
Böyle argüman ettiginizde siz de Ermeni soykirimini aslinda kabul etmis oluyorsunuz. Ayrica ölen 29 milyon Hintliye karsi bir milyon Ermeniyi kiyaslamak sizce Osmanli'nin sucunu ve ölen bir milyon insanin degerini azaltiyor mu?

Amacim burda provoke etmek ya da polemik yaratmak degil. Gercekten ne demek istediginizi anlayamadim.
Evet yazinin ozunu anlamamissiniz. Benim hic bir seyi kabul ettigim yok. Su anda her sey soylentilere dayaniyor, dogru durust bir kaynak yok. Ermenilere soruyorsun kaynak goster diye onlarda bile yok. Bu durumda kabul etmem tabii ki soz konusu degil. Arastirilir, kayitlar cikarilir, mezarlar incelenir, sonuca varilir ki sonuc Turk'ler adina aleyhte bile olsa - yukarda Murat Kara'nin guzel bir saptamasi var- bu Osmanli Imparatorlugunun sucudur. Turkiye Cumhuriyeti Osmanlinin yaptigi ve duzene aldigi her seyi ama bakin hemen hemen herseyi yikarak, yeni temeller uzerine kurulmustur. Devlet isleyisinden baslayarak , sosyal duzene, konusulan dile, kiyafete kadar. Bu devleti kuranlar sadece Ingilize, Fransiza, yunana degil Osmanli'ya karsi da savasmislardir. Yani osmanli bir zaman Turkiye Cumhuriyet'inin de dusmani olmustur.

Bu durumda ayni topraklara Osmanliyi yikarak, demokrasiyi cumhuriyeti getirmek icin caba sarfetmis, medeni insanligin deger verdigi olgulara bagli kalmaya ve onlari bir sekilde oturtmaya calisan genc bir ulkeyi ne hakla yargilayabilir ve cezalandirabilirsiniz? Ha Mustafa Kemal savaslari kazanip yeni bir ulke kursaydi, adina da Osmanli Cumhuriyeti deseydi, ama saltanat ve hilafeti devam ettirseydi, o zaman durum farkli olabilirdi ama durum oyle degil. T.C Osmanli neyse zit yonde temeller uzerine kurulmustur.

Yukardaki yazinin ozunu kacirip, elin Ingiliz'i "well documented genocide" dedi diye "bak bak bu da kabul ediyor" seklinde burada beni suclamak, eh Orhan Pamuk'u yargilamaktan az kalir yani yok yani. Polimik yapmayalim ama biraz daha dusunelim. Yukardaki yazinin ozu "bu tip iddialarla mucadele etmenin yolu atese korukle gidip tartisilan konuyu herkesin gozunun onune getirip daha kizistirmak degildir." Ermeni soykirimi veya hindistanda olanlar bu yazinin ana konusu degil.

Ayrica rakamlardan bahsetmemin sebebi suclarin niteligini tartismak "onun soykirimi bizden fazla, bizimkinden kotu demek" degil, rakamlar bu kadar cok buyuk olmasina ragmen, islenen suclar bu kadar kotu olmasina ragmen nasil da insanligin bu konulardan habersiz oldugunu, nasil da Ingiliz'lerin Insanlik mahkemesinde bir kere bile yargilanmadigini, kimsenin onlari ayiplamadigini, kinamadigini, aksine bir de medeni olmalariyla ovduklerini vurgulamakti.

Still missing the point?

Ozan Ersoy

Posted: Thu Oct 12, 2006 8:53 pm
by Cengiz Akgun
Bu Ermeni olayi 1970'lerde ortaya cikan bir olay degil. Senelerdir bunu ortaya getirmeye celi$tilar. Insanlar sag iken yapilmasi zordu yalani dolani hakikat diye yutturmak. Turkiye ASALA zamaninda bile birkac capulcu gozu ile bakti olaya. Kendileri hazir olmadigi icin senelerdir kitap yazip yalani yanli$a katanlar ati alip Uskudari gecmi$ti. Ingiltere'nin yaptigini kac Hintli kitap olarak yazdi. Kac Kenya'li Malezyali, Endonezyali Ingilternin soykirimini dile alan bilimsel anlamda yazi ve kitap basiyor. Boyle olunca Ingiltere'nin i$i kolay.

Amerikan umumi denilen vakif gibi halkin ve vakiflarin destegi ile cali$an TV'larinda cok degil 40 sene oncesinde Zencilere yapilanlar hala bugun bile anlatiliyor. Kimse Kizildereliler nerde ulan her senedir Kasim ayinda Te$ekkur gunu kutlariz kime te$ekkur ediyoruz bu insanlar nerde diyen yok. Cunku elde kalan token Kizilderilisi Holywood studyosunda film cekiminden ba$ka ve $imdi Kumarhane i$letiyorlar onun di$inda eline kagidi kalemi alip nasil yok edildiklerini yazmiyor.

Yunanalilar senelerdir Osmanli irkciligindan bahseder 600 yil boyunduruk altinda ya$adiktan sonra dili ve dini ile nasil bir ulus olrak ortaya ciktiklarini aciklayamaz. Ama Turk lafini duyduklarmi hele bu di$arda olanlari yapilan zalimlikleri anlatir dururlar. Halbuki bir Ingiliz ya da Alman boyundurugunda bu kadar uzun ya$asalar kaybolup gidecekleri akillarindan gecmez.

Turkiye'nin bugun $amaroglanina donmesindeki durumu acizliginden ileri gelmekte. Neden Lozan anla$masinda Ermeni ve Kurt'un hakkini arayamadilar dersiniz. Aramak istediler ama Lozana gidenler cizmelerini gozterdiler buraktigimiz yerden devam ederiz istenirse denildi.

INGILIZ kolayca konu$ur bizim yaptigimizi yapin diye. Ondan sonra got yalama icin bizi $uraya alin $unu verin diye yalvarinca alinacak cevap ortadadir. Turkiyede kapilar acilsa di4ari kimlerin firlayacagi ortada. yandim anam otobuste cektigim izdirap apartman hayati sIktI gonlumce ya$ayacam diyenlerde var. Uc ki$i bir araya gelip bir ortak i$ yapilamaz Turkiyede. Kiskanclik hasetlik vurdum duymazlik iliklere i$lemi$tir. boyle olunca di4arda rahat edecem diyenlere Barbarsiniz kestiklerinizin vebalini odeyin $urayi verin burayi verin derler. Fransa kanun gecirirse gecirsin diyemiyorsun ulkende uretilen en fazla satilan yerli araba markasindan biri Renault olunca. Taksiciler Turkiyede ciknalarin di4inda fransa'dan gelenleri kullaniyorlar. Daha Haziranda bindigim dizel Renault taksicisi parcanin ne kadar pahali oldugunu ve Fransadan geldigini soyledi. Kimin hangi malini boykot edecen. Hala gazete ko$esinde Fransiz $arabi icip Fransadan ba$ka bir yerde tatil yapilmaz diyen hiyaragalari var ko$e yazari olarak. Kultursuz benliksiz ne idugu belirsiz bir genclik yeti$tirilmekte. Alti kaval ustu $i$hane olunca i$ler zor.

Posted: Thu Oct 12, 2006 9:16 pm
by Ozgur Huseyinoglu
Ozan Ersoy wrote:Yukardaki yazinin ozu "bu tip iddialarla mucadele etmenin yolu atese korukle gidip tartisilan konuyu herkesin gozunun onune getirip daha kizistirmak degildir." Ermeni soykirimi veya hindistanda olanlar bu yazinin ana konusu degil.
Ozan'im,

Ben de "noktayi" kacirmaktayim diyeyim o zaman. O linkini verdigin yazida bence ana nokta, iddialari degil, yapilmis "atrocities" (zalimlikleri, kotulukleri) saklamanin yontemi (Yapilmis, ya da yapilmamis, farketmez, karsi iddia varsa, ikisi de ayni kapiya cikar der misin bilmiyorum ama, Baris Hocamin alinti yaptigi kisim, yapilmis/yapilmamisligi konusunda pek soru isareti birakmiyor). Adam, "biz bunlari catir catir yapmisiz, ama, medyamizin basindakiler sagolsun, kendi okumak istediklerini ortaya getirip, digerlerini bir guzel hasiralti ettikleri/ustunde durmadiklari icin, kimsenin olaylardan haberi yok" diyor benim anladigim.

Senin asil vurgulamak istediginin o turlusu olmadigini anladim haliyle ama, Baris'in o sekilde anlamasi da cok beklenmedik bir durum degil bence...

Posted: Thu Oct 12, 2006 10:00 pm
by Cengiz Akgun
Ozan Ersoy wrote: Turkiye Cumhuriyeti Osmanlinin yaptigi ve duzene aldigi her seyi ama bakin hemen hemen herseyi yikarak, yeni temeller uzerine kurulmustur. Devlet isleyisinden baslayarak , sosyal duzene, konusulan dile, kiyafete kadar. Bu devleti kuranlar sadece Ingilize, Fransiza, yunana degil Osmanli'ya karsi da savasmislardir. Yani osmanli bir zaman Turkiye Cumhuriyet'inin de dusmani olmustur.
...
Yine de Lozan'da Osmanli'nin borclari yeni kurulmu$ Osmanliya ragmen kurulmu$ ve onu da yikmi$ bu genc Cumhuriyet'e yiklidi. 1930'arin sonuna kadar borc odendi. Gidin Vahdettinden alin denemedi. Osmanli'nin gunahini para ve yer talbei olarak Ermenistan hala istemekte. Nasil Kibrista Rum onca yedigi boka ragmen evim tarlam orada kaldi maiimi isterim dedigi gibi. Turkiye olmayan bir $eyin vebalini odemek zorunda birakilacak evet babalarimiz bir bucuk milyon Ermeni oldurdu bir o kadarini da Suriye ve Lubnana surdu derse. Turkiyenin tezi orada bir ic sava$ oldu. bunun sonucunda Du$manla i$birligine girenler o bolgelerden suruldu bu surulme sirasinda olenler oldu ama onlar ve hatta onlardan fazla musluman kaybi var o belgede alin i$te nufus kayitlarina gore ispati oldugu halde dinleyen yok. Osmanlinin nufus ve tapu kayidi kimselerde yok. Adamlar bir bunu Bizanstan iyi ogrenip yapmi$lar. Boyle satilmi$lar sagda solda Ermeni iddiasinin arkasindalar. Bak bugun Michigan Universitesinde satilmi$ birkac sacakli yirik ile Turkiyede Sabanci Universitesindeki satilmi$ buluk bu konuda yazilip cizilenleri ellerinin tersi ile itmekteler. Bunlar eller uzerinde bati tarafindan bilim adami kisvesindeler bugun.

Posted: Thu Oct 12, 2006 10:25 pm
by Ozan Ersoy
Cengiz Akgun wrote:Bu Ermeni olayi 1970'lerde ortaya cikan bir olay degil. Senelerdir bunu ortaya getirmeye celi$tilar. Insanlar sag iken yapilmasi zordu yalani dolani hakikat diye yutturmak. Turkiye ASALA zamaninda bile birkac capulcu gozu ile bakti olaya. Kendileri hazir olmadigi icin senelerdir kitap yazip yalani yanli$a katanlar ati alip Uskudari gecmi$ti. Ingiltere'nin yaptigini kac Hintli kitap olarak yazdi. Kac Kenya'li Malezyali, Endonezyali Ingilternin soykirimini dile alan bilimsel anlamda yazi ve kitap basiyor. Boyle olunca Ingiltere'nin i$i kolay.
Kenya'linin Hint'linin Ingiltere aleyhine yazmasi mi daha etkili, bir Ingiliz'in Ingiltere aleyhinde yazmasi daha fazla ses getirir? Yani Kenya'li yazsa ne olur yazmasa ne olur? Kime bastirir kitabini, bastirsa kime satilir, satilsa kim okur?

Yukarda astigim yazidan gene...

"...In his book Late Victorian Holocausts, published in 2001, Mike Davis tells the story of famines that killed between 12 and 29 million Indians."

"Three recent books - Britain's Gulag by Caroline Elkins, Histories of the Hanged by David Anderson, and Web of Deceit by Mark Curtis - show how white settlers and British troops suppressed the Mau Mau revolt in Kenya in the 1950s"

Hepsi Ingiliz.. Kitaplarin isimleri bile dehset verici.

Ama tehdit edilen yazar yok, yargilanan yazar yok, kitaplari yakilan yazar yok. Adamlarin bu tip durumlarla politik sekilde ugrasma taktikleri var. Herkesin bir fiyati var. Gidiyor kitabi basan basimevine "nedir senin fiyatin?" OK al sana 10 milyon pound, butun kitaplari ben aliyorum, devlete ait bu kitaplar, bir daha da basmayacaksin" ok mi? Tamam diyor adam iki ayda kitap mitap kalmiyor. Basimdan kalkiyor. Media'yi kontrol ediyorlar. Dergiler, gazeteler her gun falanca Ingiltere'ye zarar verecek durumun borazanciligini yaparlarsa, onlara politik ekonomik baski uyguluyorlar. Hukumetten hic kimse bu yazari elestirmiyor, konusmuyor. Bu yazarlar satilmis kalemlerse, satilmis elestirmenleri satin aliyorlar, onlar da 5 uzerinden bir bucuk yildiz verip, kritik ko$elerinde "ne kadar yalan, boktan kitap " oldugunu yaziyorlar, bitiyor gidiyor is.

Bizde tamamen tersi yapiliyor. Yine mucadele ediliyor ama herkesin onunde, meydan kavgasiyla, sopayla, tufekle bilmem ne. Sormak lazim bunca seneden sonra, Olum fetvasi verilen Salman Rushdie olayi Islamiyet dinine yaramis midir, yaramamamis midir? Ne farki var nitelik olarak?

Ama cevabinin su kismina gonulden katiliyorum Cengiz abi.

"INGILIZ kolayca konu$ur bizim yaptigimizi yapin diye. Ondan sonra got yalama icin bizi $uraya alin $unu verin diye yalvarinca alinacak cevap ortadadir. "

Cunku biz izin veriyoruz, biz iyi yonetilmiyoruz derken yukarda sadece Pamuk davasindan bahsetmiyordum. Bu isin iki yonu var. Kendini bu kadar Avrupa'ya endekslersen, onlardan bu kadar cok medet umarsan, elbet adam sana "hic bir sey bedava degil, odersen dudugu calarsin belki" der. Bedeli de boyle agir tabii. Ilk once biraz egil bakayim sen derler adama.

Bundan sonra hala Avrupa Toplulugu diye kicini yirtan hukumetin suratina tukureyim ben. Bakalim ne zaman uyanilacak?

Ozan Ersoy

Posted: Thu Oct 12, 2006 11:10 pm
by Can Baysan
Öncelikle düzeltmelerle başlayalım.
Sevgili Cengiz Akgün "Osmanlı'nın borcunu Cumhuriyetin üstlendiğini" söylüyor, ki bu özünde doğru fakat eksik bir bilgi. Osmanlı'nın içinde yaşamış olan tüm eyaletler (sonra ülkeler) bu borçlardan paylarına düşeni ödemişlerdir. Arabından Yunanına kadar... (Kaynak için; Emre Kongar'ın "Tarihimizle Yüzleşmek" kitabına başvurabilirsiniz)

İkincisi; Türkiye'nin, yıllardır başının etini yedikleri soykırım savları hakkında tersini ıspatlayacak en ufak bir çalışma yapmadığı yorumu... Prof. Türkkaya Ataöv emekli bir diplomatımızdır; kendisinin yazdığı onlarca "Ermeni belge sahtekarlıkları" kitap, kitapçık ve raporları vardır, ve hatta bu çalışmalarını Avrupa Parlementosu milletvekillerine de zaman zaman sunup vekillerin ağzını açık bırakmıştır.

Genelkurmay Başkanlığı iki gün önce Doğa illerinde bulunan Ermeni vatandaşların bir kısmının I. Dünya Savaşı sırasında Ruslarla işbirliği yapıp, silahlanıp, Türk köylerini ve yerleşim yerlerini nasıl acımasızca katliamdan geçirdiğini belgeleriyle açıkladı. Soykırım savlarını çürütme hususunda Türk tarafının yeterli dayanakları var; burda işi "muallakta bırakmaya niyetli" cephe Ermeni cephesi. Tarihsel belgelere, kanıtlara başvurmak işlerine gelmiyor çünkü iki seksen uzanacaklar, o yüzden tartışma konferanslarına bile iştirak etmiyorlar, konunun bütün hatlarıyla irdelenip açığa kavuşması onların nerdeyse intihar sebebi olacak! Kim söylemişti hatırlamıyorum ama şöyle bir söz var: "Soykırım, dünyadaki Ermeni diasporasını birleştiren tek olgu. Olmadığı kanıtlanırsa boşlukta kalacaklar ve pamuk ipliği gibi dağılacaklar!"

Orhan Pamuk konusuna gelelim... Geçtiğimiz yıl CNN Türk stüdyosuna "kendisini aklama" maksadıyla ayağını basan Pamuk'un, daha girer girmez, programda kendisine sorulacak soruları önceden görüp elemek istediği biliniyor. Bir çadır tiyatrosu yani! İddiasını ıspatlamak zahmet edip de için herhangi bir araştırma-inceleme yaptığı var mı? Hayır! Çünkü soykırımın "muallakta" kalması, içimizdeki Taşnakçıların da en çok arzuladığı durum. Eline bir faşist kırbaç alığ Türkiye'ye şaklatmak işin en kolayı, ve ne yazık ki aydın olmanın gerektirdiği sorumluluktan ve ahlaktan sıyrılmanın bir göstergesi!

301 no'lu maddenin içi açılabilir, "Türklüğü tahkir ve tezyif"in şartları daha kesin çizgierle belirlenebilir, fakat bu maddenin tümüyle kaldırılması, ülkemizin ulus devlet niteliklerine dinamit koymak isteyenlerin en çok isteyecekleri şeydir. Kerinçsiz gibilerse, maddeyi bir sömürü vasıtası olarak işleterek, eleştirilerin 301 üzerine daha hışımla gelmesine sebep oluyor.

Ve Nobel ödülü... Zoryan Enstitüsü'nün rahle-i tedrisinden geçtikten sonra kendini Ermeni soykırımını kanıtlayan romanlar yazmaya adayan Elif Şafak ya da belgesiz, dayanaksız, delilsiz "1 milyon Ermeni, 30 bin Kürt öldürüldü" sloganlarıyla Türkiye'yi dövmek üzere görevlendirilmiş "satın alınmış aydınlar"ın holding medyası tarafından palazlandırılmaya çalışıldığı şu günlerde, Pamuk balonunu şişirdikçe şişiren odaklar, beyfendinin Türkiye'de daha "göğsünü kabartıcı" övünçle anılmasını tezgahlamak için Nobel ödülünü araç olarak kullanıyorlar. Ve görünen o ki; insan hakları, demokrasi, eşitlik gibi kimsenin itiraz edemeyeceği terimleri sadece Türkiye'yi dövmek ve ulus devlet-cumhuriyet yapısını darmadağın etmek amacıyla ağızlarına alınan sözde aydınlar bu ülkeyi kuruşuna dizmeyi devam edecekler; arkalarına TESEV gibi, yahut medyadaki satılmış liboş köşe yazarları gibi "içimizdeki İrlandalılar"ın güçlerini ve desteklerini alıp konumlarını sağlamlaştırarak tabii...

Posted: Thu Oct 12, 2006 11:25 pm
by Cengiz Akgun
Ozan Ersoy wrote: ...
Kenya'linin Hint'linin Ingiltere aleyhine yazmasi mi daha etkili, bir Ingiliz'in Ingiltere aleyhinde yazmasi daha fazla ses getirir? Yani Kenya'li yazsa ne olur yazmasa ne olur? Kime bastirir kitabini, bastirsa kime satilir, satilsa kim okur?

...
Kenya'li Hintli bir ikisi Biritish Airways terminalini ucursa gorurdun bak Ingilizler kendi olaylerine yazanlara ne yapacaklarini. Prenses Diana Misirli'dan coluk cocuk peydahliyacak diye nasil der top ettiler. Onca yazildi cizildi. Bunu kimin yaptigi apacik belli ama adi kaza oldu.

Ben bunlari soyleyen yazanlari mahkemelerde surundurun filan demedim. Bunlar sadece i$in hoduklugu ile bu adamlarin kahramanliklarina verilen tavizler. Bugune kadar Turkiyenin iyiligi icin ne yapabildiler ki bu konuda ba4arili olsunlar. TRT'nin yayinidi yuze yakin dallam Istanbul ve Ankarda Fransiz elciliginin onunde numayi$ yapip yumurta atiyordu. Yuzune tukurulecek adam yok para ile tutulmu$ tipler ya da elin i$siz gucsuz zibidisi. i$in komik olani bu elciliklerin onunde vize almaya cali$an kuyruklar vardi.
I$in komigi Sali gunu TBMM olagin ustu toplantida kar$i olarak nasil kanunlar cikaracaklarini tarti$acaklarmi$.

Posted: Thu Oct 12, 2006 11:37 pm
by Murat Biricik
Nobel Edebiyat odulu Orhan Pamuk un!

Turkiye ye gec gelmesine ragmen geldigi icin "Noble" sevinci, politikanın alet edilmesi nedeni ile "Nobel" hayal kırıklıgı yasayanlardanım.

Seneler once Tansu Cıller " Turk"," Bayan", " Basbakan" tanımları ile Georgetwon Uni. ne geldiginde bir grup ogrenci kosarak dinlemege gittik. Fahri Doktora odulunu takiben, kampuste Amerikalı arkadaslarımıza ballandıra ballandıra Turkiyemizi anlattık. O gecenin aksamında ise biz bize kalınca TC deki politikacıların sistemi kendi cıkarları icin deveye hendek atlama misali nasıl manipule ettiklerini, kendilerine baskalarının uzerinden nasıl kazanc sagladıklarını tartıstık.

Orhan Pamuk "Turk", "Yazar", "Edebiyat" tanımları ile buyuk bir isi basardı. Tebrik etmek, saygı duymak gerekir. Bircok yabancı dostumuza gene ballandıra ballandıra anlatacagız. Ama biz bize kalınca sistemi kendi cıkarı icin deveye hendek atlatma misali nasıl manipule ettigini, kendisine baskaları uzerinden nasıl kazanc sagladıgını gorelim, unutmayalım.

Posted: Fri Oct 13, 2006 1:07 am
by Ismail Gezer
KanalD'de konuyla ilgili bir tartışmayı izliyorum, tahammül edebildiğim kadarıyla. Şunu farkettim: Bizde tartışmaların seviyesi spor programlarındaki veya forumlarındaki GS-FB atışmalarından, tartışmalarından bir gram yukarda değil! Bu diğer tartışmalar içinde geçerli. Hatta sabah programlarınıda işin içine katarsak spor programlarının, spor muhabbetlerinin günahını almışız demek lazım :D

Posted: Fri Oct 13, 2006 1:51 am
by Savas Macun
Ermeni sorunu ile ilgili en onemli kaynak Can Baysan'in dedigi gibi Prof.Dr.Turkkaya Ataov'dir.

Kisa ozgecmisi:

1937'de Gelibolu'da dogdu.Yuksekogrenimini ve doktorasini "uluslararasi iliskiler" alaninda, Amerika'da tamamladi.1959'da Siyasal Bilgiler Fakultesinde doktorali asistan olarak girdi, 1975'de profesor oldu.Dort uluslararasi orgutte merkez yoneticisi olarak gorev yapan Ataov, Paris'te iki ermeni katliami davasina "otoriter tanigi" olarak katildi, BM ve AP gibi forumlarda Ermeni olaylariyla ilgili Turk tezini savundu.Bu konuya iliskin olarak cesitli yabanci dillerde 60'tan fazla kitapcik ve 50'den fazla makale yayimlayan Ataov evli ve iki cocuk babasi.



Soylediklerini ana baslikta geciyorum

1) 1948 yilinda Soykirim sozlesmesi "Ilgili devletin bir halki veya onun onemli bir kismini ortadan kaldirmayi tasarlamasi ve uygulamasi olarak" kabul edilmis.Osmanli belgelerinde boyle bir belge kesinlikle yoktur.


2) Ermeniler (osmanli uyrugunda) kendi belgelerinde ve yazismalarinda 1914-15 yillarinda Osmanli ordusuna karsi savastiklarini ve Ruslarla isbilrigi yaptiklarini kabullenmislerdir.O donemde Van'i ele gecirip Ruslara teslim etmislerdir.Adana,Urfa,Van,Bitlis,Sivas ve Maras'da devlete karsi isyan etmislerdir.

3) Bogos Nubar Pasa, Fransa Disisleri bakanligina yazdigi mektupta 600-700 bin Turk Ermenisinin yerinin degistirildigini soyluyor.Bu rakam da Turk tarafinca kabul ediliyor.Bunlarin 250 bini Kafkaslara, 40 bin Iran'a, 20 bin Musul ve Bagdat'a ve 80 bin kisinin de Suriye ve Filistin'e vardigini belirterek 390 bin kisi yerlerine ulasmistir diyor.Osmanli belgelerine gorede Istanbul dahil Osmanli sinirlari icinde 1 294 851 kisi yasiyor.

4) Fransiz belgelerinede gene 1926'da Paris'te yazilan kitaba gore fransiz yazar "Savas sirasinda Ermeniler bizim soylediklerimizi yaptilar ve Turkler onlarin yerini degistirmekte hakliydilar" diyor.Kitabin adi "Dunya Savas'inda Turk Savasi"

5) Goc sirasinda Osmanli belgelerine gore kafilelere saldiri olabilecegi istihbarati alinmis ve valiye,mutasarrifa duyurmaya baslanmis.Bu belgeler soykirim olmadiginin en onemli ispatidir.

6) Geriye kalan 260 bin kisinin akibeti hic bir belgede oldurulmus olarak gecmiyor Ermeni belgeleri dahil.Kafilelere saldiri duyumlari alinmis ve bunlar olmus olabilir ancak Turk propagandasi sanilan ama gercek olan husus birinci dunya savasi sirasinda iklim kosullari ve yasam kosullari nedeniyle gerceklesen olumlerdir.

Ingiliz ordusunda sadece hastaliktan 108 bin kisi olmus.

Fransiz ordusu resmi rakamlara gore 179 bin kayip vermis hastaliklardan oturu.

Ruslarin savas disi kaybi 397 bin.

Osmanli'nin Anadolu bu sebepten dolayi olan kaybi 2 milyonun uzerinde!!!


Bunlar ana basliklar, elimdeki kitaptan mumkun oldugunca kisa sekilde aktartmak istedim gerci cogunuz vakifsiniz konuya.


Simdi Orhan Pamuk neye dayanarak soyledi o sozleri?

Kalkip da Anadolu'da 2 milyon kaybimiz oldu diyebildi mi? Demez cunku kimsenin umurunda olmaz.

Omru boyunca acaba bu odulu eserlerimden dolayi mi yoksa sacmaladigim ermeni konusunda dolayi mi aldim diye ikilemde olacaktir.Bu ceza da ona yeter.

Selamlar
Savas

Posted: Fri Oct 13, 2006 2:42 am
by Ismail Gezer
Konuşanlar neye dayanarak konuşuyor? Daha doğrusu kim konuşuyor? Televizyona bakıyoruz, memleketin en çetrefilli dış politika meselesi hakkında konuşanların çoğu köşe yazarı. Tek ünvanı köşe yazarı olmak olan insanlar. İlaveten Sinan Aygün ve K.kerinçsiz! Hepsi bu. Fransızlara, bu iş politikacıların değil tarihçilerin işi diyoruz, memlekette tarihçilere mikrofon uzatan yok!

Eminim üniversite öğrencilerinin çoğu son günlerde gördükleri manşetlerle afallamışlardır. İlkokulda, ortaokulda, lisede hatta üniversitede aynı tarih, aynı kalıplar içinde belletiliyor, hepsi o! Hadi ermenileri geçtik. Genelkurmayın açıkladığı belgelere göre 500 binden fazla anadolu insanı şehit olmuş, yani Çanakkeldekinin 2 katı, ama kitaplarda araki bulasın!
Savas Macun wrote: Simdi Orhan Pamuk neye dayanarak soyledi o sozleri?

Selamlar
Savas

Posted: Fri Oct 13, 2006 4:23 am
by Mehmet Marsan
Can Baysan wrote:Öncelikle düzeltmelerle başlayalım.
Sevgili Cengiz Akgün "Osmanlı'nın borcunu Cumhuriyetin üstlendiğini" söylüyor, ki bu özünde doğru fakat eksik bir bilgi. Osmanlı'nın içinde yaşamış olan tüm eyaletler (sonra ülkeler) bu borçlardan paylarına düşeni ödemişlerdir. Arabından Yunanına kadar... (Kaynak için; Emre Kongar'ın "Tarihimizle Yüzleşmek" kitabına başvurabilirsiniz)
Madem duzeltme yapiyoruz, devam edelim.

Osmanli borclari tum eyaletlere dagitildigi dogrudur da onlarin hisselerine dusenleri odedikleri yanlistir. Kendi iradeleri disinda bir olay oldugu icin odemeyi red etmislerdir. TCye dusen borclar odenmeyip 1938 civari Ingilizlerle yapilan son anlasmayla Lozan'da karara baglanmamis olan Kerkuk haklari borclar karsiligi feragat edilmistir.

Posted: Fri Oct 13, 2006 4:35 am
by Ozan Ersoy
Savas Macun wrote:
Omru boyunca acaba bu odulu eserlerimden dolayi mi yoksa sacmaladigim ermeni konusunda dolayi mi aldim diye ikilemde olacaktir.Bu ceza da ona yeter.
Orhan efendi New York'a tatile gelmis. Buralarin en guvenilir radyo kanali NPR Orhan efendiyle telefonda mulakat yapti. Ben de oturdum dinledim, daha once Charlie Rose'un programinda da izlemistim. Robert'li cok samimi arkadaslarim var, onlara da soylerim. Vallahi Robert'te Ingilizce ogretilmiyor. Rezalet bir aksan, rezalet bir telaffuz etme, kelimeleri bir araya getirememe. Yeni ogrenmis sanki Ingilizceyi. Neyse konumuz bu degil.

Orhan Efendi'ye iki kere sordu bu meshur Carl Kasell'di sanirim. Birincisinde "size politik dusuncelerinizden ve bunun karsiliginda yargilanmanizdan verdiler odulu" diyorlar. "Valla simdi bu konulari konusmanin zamani degil. Bugun mutluyum." gibilerinden bir cevap verdi. Mulakat devam etti. "Sizce Nobel edebiyat odulunun artik bir politik yani da var diyebilir miyiz?" diye sordu ikinci kez. "Bilmem. Ama zaten beni de ilgilendirmiyor. Bugun kutlama gunudur" diye cevap verdi. Tabii ardindan "dunya barisi icin mucadele" ettigini de eklemeyi ihmal etmedi.

Iste boyle bir adam bu bizim Orhan Efendi. Kivirtan, laflarinin arkasinda duramayan, kacamak cevap veren, gak guk eden Orhan efendi. Halbuki gecmis eline ne guzel firsat. Dunyanin dami diye bilinen New York'dasin. Cik sozlerinin arkasinda dur ya da en azindan yanlis anlasildi laflarim bu konuda uzuntuluyum" falan de.

Ama gun... Kutlama gunu...

Ha bir de diger Turk sanatcilarinin da yolunun acilmis olma durumu var. O da ince bir nokta. Artik Yilmaz Erdogan'in filmleri Oscar'a aday olabilir. Ne bileyim, Cannes'da yeni bir Yilmaz Guney cikar, Kibris katliamlarimizi anlatan bir roman yazilir bir baskasi Nobel alir, Turkiye'deki Hristiyanlarin cektikleri acilari anlatan bir makale Pulitzer odulu alir. Bir baska sakalli hoduk, Turkiye'de muslumanlara zulm edildigini anlatir o da Ingiliz Kraliyet nisani falan alir. Biz de hepsini yargilar, hapislerde surundurmek icin elimizden geleni yapariz, yetmedi Turkiye'den surer, gurbetlerde olmeleri icin herseyi yapariz.

Bu isler boyle. 301 yetmedi 404 ne bulursan artik yirtilan arka tarafi yapistirmak icin.

Ozan Ersoy