Page 9 of 53

Re: Şike Operasyonu

Posted: Thu Jul 14, 2011 6:28 pm
by Mehmet Marsan
Kerem Tezic wrote: Bu arada temiz lig isteyen arkadaslarima defalarca sorup cevap alamadigim soruyu bir daha sorayim: GS klubunun vergi kacirmasi temiz ligin hangi kismina giriyor?
Kerem,
Her yazinda bizlere GSnin vergi kacakciligini hatirlatiyorsun. Sirasi geldiginde yani vergi rezilikleri gunun konusu edilindiginde forum klup yonetimini her zaman kinamistir. Klubumuzun vergi utanci forumda zamaninda Recevik kardeslerin biri (!) tarafindan hayli kurcalanmisti. Forum katilimcilari hem fikirdi ama guzude klubumuzun takip eden senelerde ki vergi politikasina hic bir etki yapamadi.

Kimse cikip herkez kaciriyor, asil milli sporumuz gures degil vergi kacakciligi gibi kisa dongulerin arkasina siginmamistir. Ama toplumun geneline bakinca goruntu oyle degil. En basidinden, her alisveriste bir fis alip vermeme muhabeti gider. BIr seferinde kucuk bir kuruyemis alis verisinde kadin musteri fis olmazsa kaca olur dedi dukken sahibinin sigortalarinin attigina sahit oldum.

Bizim memleketin kurallari disardan, aslinda batidan, ithal edilmisitir kafa yapimiza uymaz. Ese dosta, hemseriye, takimdasa , musteriye bile hayir diyemeyip kanunlari olmasa bile evrensel kurallari devamli cigneriz. CIgnemiyene de enayi gozuyle bakariz. Emin ol forum vergi konusunda seninle hem fikir, sessizligimizi nekatif sekilde alma. Benim bozuldugum vergi kacirilmasi degil, neticede hic bir toplum severek elideki parayi devlete vermek istemez, bozuldugum toplumun genelinin bunu normal karsilamasi.

Re: Şike Operasyonu

Posted: Thu Jul 14, 2011 7:46 pm
by Cengiz Akgun
Bunu da buraya asalimda kaybolmasin. Kerem he tarafa kufrederek hem de ibretle oku. Bu kayitlar varsa hala delil diye aranacakmisin. Bak bu mactan once Eksioglu'nun Eskisehir'i ekisittigi konusmalar..

Taraf gazetesi Eskişehir-Fenerbahçe maçı öncesi tekhik takibe takılan zanlıların telefon kayıtlarına yer verdi.
ÖDEMEYİ ÖNDEN YAPMA, BİTSİN ÖYLE
Ekşioğlu: İkisine de iki çeşitte aynı tarifeyi yapalım. (Karan ve Uygun kastediliyor)
Kıratlı: Anladım. 250-250. Yine aynı sistemle mi yapacağız? Önden yapalım mı?
Ekşioğlu: Önden yapma. Biter bitmez yani

BEN TAM DONANIMLI HAZIRIM SEN GEL
Kıratlı: Oteldeyim şimdi. Hoca (Bülent Uygun) burada. O gitsin sen odaya gel.
Karan: Ben oraya gelmeyeyim abi, başka bir yer ayarlayayım.
Kıratlı: İyi, ben tam donanımlı hazırım

Şu anda şike suçlamasıyla tutuklanan şüphelilerin yaptığı telefon görüşmeleri ve teknik takip detayları, maçların sadece sahada oynanarak kazanılmadığını ortaya koydu. Şampiyonluğa giden Fenerbahçe zorlu deplasmanlardan biri olan Eskişehir'i sıkıntı yaşamadan geçebilmek için ancak polisiye filmlerde görülebilecek bir operasyon başlatmış.
Eskişehir-Fenerbahçe maçı öncesi yapılan görüşme...
23.03.2011

İlhan Yüksel Ekşioğlu: Sen şimdi konuş bu Mana.. la.. 250 gram.
Ali Kıratlı: Sen konuştun mu? (Aziz Yıldırım'la konuşması kastediliyor)
İ.Y.E: Konuştum. Olumlu.
A.K: Anladım ben senin söylediğini şey..
İ.Y.E: İkisine de iki çeşitte de aynı tarifeyi yapalım, yani fazla yani anlamadın mı? (Ümit Karan, Bülent Uygun kastediliyor)
A.K: Biz kendi standartlarımıza göre yapalım diyorsun.
İ.Y.E: Hayır 250 gram. 250 gram.
A.K: Anladım 250-250. Bir şey söyleyeceğim, yine aynı sistemle mi yapacağız yoksa önden bi yapalım mı? Ben diyorum ki bende ben geldim diyeyim.
İ.Y.E: Abi sen ona söyle de zaten bizim ona bir şeyimiz yok. Önden yapma, çünkü bi inanılmaz bu yani hemen biter bitmez anında yani.
A.K: Hani anında olacağını biliyorum.
İ.Y.E: Tamam aynen. Hiç gecikme bilmem ne olmayacak. Anında.
A.K: Böyle böyle ikisine de aynı anda mı söyleyeyim.
İ.Y.E: İkisine de aynı anda söyle.
A.K: Tamam ben söyleyeyim, haber vereceğim sana. Burada ben yüz yüze görürüm onu.

25 Mart 2011. Ali Kıratlı, İlhan Yüksel Ekşioğlu görüşmesi

İ.Y.E: Seninle bir problem var mı bir şey?
A.K: Yok yok. Bir şey biraz yükselttim. O kadar ben sana sormadan. 50 şer 50 şer. Yeşil zam yaptım.
İ.Y.E: Hallederiz ya hallederiz. Birine yap bari.
A.K: Ya ikincisi daha önemli diyor. Yani o oynuyor. Onu diyor evet o da öyle diyor zaten. Yani çokuz diyor, herkes de bekliyor diyor. Aşırı şekilde diyor.
İ.Y.E: Yani ikincisini 300 gram alırız. Mühim olan birincisi ben diyeyim sana.
A.K: Ya mühim o da şey yapıyor ya onu ben bastırıyorum. Tabi ona yapacağız. Elimizden geleni birkaç rötuş yaptım oda illaki diyor ki abi buraya gelirken gel seni diyor. Merak etme diyor ben arada kaldım. Sorun yok. Ben onu yaptım zaten sana sormadan da.
İ.Y.E: İyi yani ben sana başından beri aynı bak kaç hafta önce aynı şeyi söylüyorum. Olay budur abi olay budur. Önce şu bunu bi geçelim de.

Ve Ali Kıratlı Eskişehir'de
A.K: Bülent seninle en son görüştüğümüz yerdeyim. Bülent Uygun: Öyle mi abi bekle o zaman yanına geliyorum. Bu konuşmadan sonra tesislerden çıkan Bülent Uygun Ali Kıratlı ile görüşmeye gider. Birlikte yemek yedikleri sırada Ali Kıratlı bu kez Eskişehir Spor takım kaptanı olan ve şike yapma suçlamasıyla tutuklanan Ümit Karan'ı arar.
A.K: Merhaba ciğerim... Bu otelin yanında şef restoranı mı ne bir yer var. Buradayım. Şimdi bir de hoca geldi. Çıkacak şimdi; Hoca gidecek sonra ara beni. Odaya gelirsin konuşuruz.
Ümit Karan: Tamam.
Ben oraya gelmeyeyim abi. Ama ben sana başka yer söyleyeyim.
A.K: İyi ben tam donanımlı hazırım yani.
Ü.K: Tamam sen gel abi buraya bize gel.
A.K: İyi gelirim. Tamam buradan çıkınca...

Bu görüşmeden sonra Ümit Karan ile Ali Kıratlı arasındaki telefon trafiği bir süre daha devam eder. 07-nisan Salı günü gece 23.56 sıralarında Ümit Karan ile Ali Kıratlı arasında geçen telefon kayıtları da oldukça ilginçtir.

A.K: Mami Days var oraya gelir misin?
Ü.K: Abi ben evdeyim bu saat de.
A.K: Ben otele geçeyim, aldırırım seni. Uyuyacakmısın bu saat de.
Ü.K: Yakın abi gelsene eve yakınım sana
A.K: Şimdi buradan bir de kahve içeceğim Oradan gelirim. Tek gelirim ben.

Bu konuşmadan sonra Ümit Karan'ın evine giden Kıratlı polise verdiği ifade de Karan'ın eşine aldığı bir kol saatini hediye ettikten sonra evden ayrıldığını söyledi. Eskişehir Fenerbahçe maçı öncesi şehre iki gün erken gelen Kıratlı yaptığı görüşmelerle ilgili olarak Fenerbahçe Yöneticisi İlhan Ekşioğlu'na telefonla rapor verir. Kıratlı'ya göre her şey normaldir artık.

İ.Y.E: Hava nasıl
A.K: Hava iyi güzel.
Öyle baskı gerginlik yok. Ya başkan germezse bir şey olmaz. Her şey berkemal yani. Seninle konuşturdum hani geçen gelecekti yanımıza. Hazırlıklar hepsi normal. Geçeriz geçeriz rahat ol. Ben sana söyleyeyim.
Yapabileceklerimizi yaptık. Sen rahat ol.
Bir yaramazlık yok değil mi? Bu görüşmelerden sonra maçtan bir gün önce Ümit Karan Eskişehir de kamp kuran Ali Karıtlı'yı tekrar arar. Kıratlı'ya bir ihtiyacı olup olmadığını telefonda soran Karan, Aleks'in formasından birkaç tane ister.
Ü.K: Bir şeye ihtiyacın var mı bir arayayım dedim. Hepsi buralarda yani Biz de bir sıkıntı, bir sorun yok.
A.K: Gitmeden görürüm gönderirsin Efe'yi tamam. Verirsin formanı.
Ü.K: Aleks'in formasını da istedi. Aleks'e söyledim gerçi ben. Sen hani orada birkaç tane daha forma ayarlarsın söylersin.
A.K: Bir yaramazlık yok değil mi?
Ü.K: Yok ya, bir şey olmaz ya...

Eskişehir maç kadrosu bir gün önce Fenerbahçe'nin elinde Bu arada Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım Bülent İbrahim İşçen'i arayıp Eskişehir Spor'un maç kadrosunu sorar.

Aziz Yıldırım: O Ali oralarda mı Ali.
Bülent İbrahim İşçen: Burada abi.
Aziz Yıldırım: Onunla bir konuş Eskişehir takımını bir alabiliyor mu bakayım. Kimler oynuyormuş diye. Bülent İbrahim İşçen: Tamam tamam anladım.
Ali İhsan Yüksel: Abi şey İvesa, Sezgin sağ taraf. Sol taraf Volkan. Stoperler Veysel ile Diego. Orta saha Burhan, Sezer Alper Doğan. İlerde Erkjan Batuhan.
A.K: Ümit yok ha...

Ve zafer Fenerbahçe'nin
Fenerbahçe Yöneticisi İlhan Yüksel Ekşioğlu maçın başlamasına az bir zaman kala , “Her şey yolunda giderse, mutlaka konuşmamız gerek. Lütfen konuşmadan herhangi bir şey yapma” diye mesaj atar. Ve Fenerbahçe Eskişehir sporu 3-1 yener. Maç daha yeni bitmişken futbolcular henüz soyunma odasına girmeden Ekşioğlu yine bir mesaj atar Ali Kıratlı'ya. “Alicim tebrikler. Pazartesi sabahı ofiste buluşana kadar bir şey bırakma orada.” Böylelikle bir maçın operasyonu zaferle sonuçlanmıştır
.

Re: Şike Operasyonu

Posted: Thu Jul 14, 2011 8:01 pm
by Ismail Gezer
Bu operasyonla ilgili gelişmelerin yakından takip ediyor olsamda, soruşturmanın içeriğiyle alakalı haberlerin çoğunu okumuyorum. Doğruluğunun kesin olmamasının yanı sıra gerçek sebep şuki merak etmiyorum. Ama bu konuyla ilgili bunca haber yapılabiliyorsa soruşturmanın gizliliğinden bahsetmek komik oluyor. İddianame açıklanmış olsa herkes istediği kadar haber yapabilir ama hem "gizlilik yasağı" var diyerek TFF'nin bilgi ve belgelerden mahrum bırakılması hemde aynı anda medyada delillerle alakalı çarşaf çarşaf haberler çıkması biraz garip kaçıyor.

Bence eğer ortada gerçekten şike varsa, federasyonun bir karar verebilmesi için soruşturmayla ilgili bütün delillere vakıf olması bile gereksiz. Eskişehir-Fenerbahçe maçında şike yapıldıysa, işte telefon görüşmeleri, işte para transferlerinin kayıtları falan diyerek maç bazlı delil paylaşımına gidilebilir. Neticede bir takıma ceza verilmesi için bütün sezon şike yapmış olması gerekmiyor.

Ünal Aysal'ın tavrını destekliyorum. Ortaya çıkıp konuşmaya cesaret edebilen tek kişi o. Yaptığı açıklamalarla TFF ve komuoyunu dürtüklüyor adeta. Ancak Federasyonun ceza konusunda herhangib birşey yapmasını beklemekte hukuki açıdan anlamsız. En azından savcılık tavsiyelerimi gözönüne almadığı sürece :D

Re: Şike Operasyonu

Posted: Thu Jul 14, 2011 10:55 pm
by Cengiz Akgun
Bir de su BJK'in cam yarmasini iceri alirlarsa (ama hicbir umut yok bu konuda) keyfime diyecek olmaz. Aziz'in Kalamistaki klup lokantasinda gece balikla kafa cekmek varken hapiste "dusmez kalkmaz bir Allah" diyerek karavanaya talim etmesi bence sekerine de iyi gelecek. Askerlikten de kacmis biliyorsunuz. Lazimdi ona boyle bir tebdil-i hava.

Re: Şike Operasyonu

Posted: Thu Jul 14, 2011 10:57 pm
by Kenan Atak
The Tarak devam ediyor....
---------------------------------
Cengiz A: Hasan evladim emanetlerle girdin mi otele
Hasan: Girdim abi
Cengiz A: Iyi su Kerem T'e de soyle fazla icerde kalmasin nana boku gibi kivirtmasin teslimati alsin ciksin, yanindaki liseli Alpay da bir numaralar ceviriyor, bunlar liseli bize madig atarlar dikkatli olmak lazim.
Mehmet M: Cengiz canta bond canta mi gozum cok tuttu.
Cekic sesi....
Alpay: Hasan paket Mehmet G'e gecti.
Hasan: Hangi G?
Mehmet M: Soyadinin ikinci harfi ö olan.
Cengiz A: Evlatlarim cok iyi calisiyorsunuz bir tek bu liseliler migedmi bulandiriyor. Kalede kim var bugun?
Hasan: Golu yedik abi.
Cengiz: Nasil olur ya, öburleri yiyecekti oldu mu simdi. Ayi kazana maymun tencereye
Hasan: Ismail kaleleri karistirdi abi, kendi kalesine cakti golu. Kaan da yedigimiz gole sevindi keriz.
Mehmet Gu: Abi bu liseliler arazi, canta yok ortada. Ne yapalim, ben sana dedim abicim bu ibnelerden hersey beklenir.
Cengiz A: Bizim hitmanler Eren'i Mert'i ve Eray'i gönder topuklarindan vursunlar pezevenkleri. Arnavut marnavut oldum olasi sevmedim bu liselileri, Kabatas'ta iken 'bir kum bir tas ibne Kabatas diye beynimize okurlardi hergun. Alo Mert sIk topkularina bu nana gibi kivirtan firildaklarin.
Mert: Baskanim halletim isi operasyon tamam canta bende.
Cengiz A: Bingo! Aferim oglum sana zaten hep guvenmistim. Cayman adalarina gidiyorum biraz stres atmak iyi gelir.
---------------------------------------------------------
Bunun gibi birsey iste film gibi yazismalari okurken iyi guldum.

Re: Şike Operasyonu

Posted: Thu Jul 14, 2011 11:03 pm
by Ismail Gezer
Tüpçü için ümitlenme. Onda alengirli işler çevirecek cesarette yok zekada :D

Ama belliki etrafındakilerde 'en azından o cesaret' var. Fakat zeka yok. İnsan, hiç o kupa için şike yapar mı? Zeka olsaydı en azından göze aldıkları riski değerlendirebilirlerdi. Gerçi İbrahim Akın'ın yaptığı itirafla sözkonusu maçta attığı gol çelişiyor :D Ama fenerden aldığını söylediği para ile fb-ibb maçındaki performansı uyuşuyor..
Cengiz Akgun wrote:Bir de su BJK'in cam yarmasini iceri alirlarsa (ama hicbir umut yok bu konuda) keyfime diyecek olmaz. Aziz'in Kalamistaki klup lokantasinda gece balikla kafa cekmek varken hapiste "dusmez kalkmaz bir Allah" diyerek karavanaya talim etmesi bence sekerine de iyi gelecek. Askerlikten de kacmis biliyorsunuz. Lazimdi ona boyle bir tebdil-i hava.

Re: Şike Operasyonu

Posted: Thu Jul 14, 2011 11:05 pm
by Cengiz Akgun
Vallahi guzel olmus. Zaten korkmaya basladim. Aziz pesime adam salmis diye bir tehdit geldi. Bundan sonra eve her gun ayni yoldan ayni arabayla gitmeyim diyorum.

Re: Şike Operasyonu

Posted: Thu Jul 14, 2011 11:18 pm
by Cengiz Akgun
Ismail Gezer wrote:Tüpçü için ümitlenme. Onda alengirli işler çevirecek cesarette yok zekada :D

Ama belliki etrafındakilerde 'en azından o cesaret' var. Fakat zeka yok. İnsan, hiç o kupa için şike yapar mı? Zeka olsaydı en azından göze aldıkları riski değerlendirebilirlerdi. Gerçi İbrahim Akın'ın yaptığı itirafla sözkonusu maçta attığı gol çelişiyor :D Ama fenerden aldığını söylediği para ile fb-ibb maçındaki performansı uyuşuyor..
...
Ibrahim Akin masallah o kadar sike yapmis ki sizdiranlar bile sasiriyor hangi mac icin sizinti yaptiklarini. Su isin icine ufurukcu hoca'yi katmasa idi ben sahsen takdir edecektim. Ortada bu kadar aptal varken utmemek enayilik degil mi savci bey dese kim itiraz edebilird ki? Savci yolun acik olsun diye salardi bence.

Benim bir kedim vardi. Benden cok bizim hanimin. Buyuk bir sevgi ile buyudugu icin kediligini unutmustu. Annem ilk geldiginde hayret etmisti bu nasil kedi boyle diye. Bir gun buz dolabindan buzu erisin diye baligi cikarip mutfakta lavabonun icine birakmis. Biz ona hicbir hirsizligi arsizligi yok demistik. Hep beraber disari ciktik. Eve geldigimizde bizi her zaman kapida bekleyen kedi ortada yok. Hemen ortada birseylerin yanlis oldugunu caktik. Annem mutfaktan "aaa bu baligi tirtiklamis" diye bagirmaya baslayinca olay ortaya cikti. Baligin tadina bizden once kedimiz bakmis. Yine de terbiyesinden yiyip bitirmemis. Orasindan burasindan biraz almis zavalli. Yahu anne bu kadar da olmaz ki. Hayvan bu kadar suca tesvik edilmez ki diye bagirmisim. Sonra bana kac kere soyledi bu dedigimi. Elbette bir sure sonra bizimki saklandigi yerden cikti ve hicbir ceza da almadi.

Re: Şike Operasyonu

Posted: Thu Jul 14, 2011 11:28 pm
by Ismail Gezer
Cengiz Akgun wrote: Benim bir kedim vardi. Benden cok bizim hanimin. Buyuk bir sevgi ile buyudugu icin kediligini unutmustu. Annem ilk geldiginde hayret etmisti bu nasil kedi boyle diye. Bir gun buz dolabindan buzu erisin diye baligi cikarip mutfakta lavabonun icine birakmis. Biz ona hicbir hirsizligi arsizligi yok demistik. Hep beraber disari ciktik. Eve geldigimizde bizi her zaman kapida bekleyen kedi ortada yok. Hemen ortada birseylerin yanlis oldugunu caktik. Annem mutfaktan "aaa bu baligi tirtiklamis" diye bagirmaya baslayinca olay ortaya cikti. Baligin tadina bizden once kedimiz bakmis. Yine de terbiyesinden yiyip bitirmemis. Orasindan burasindan biraz almis zavalli. Yahu anne bu kadar da olmaz ki. Hayvan bu kadar suca tesvik edilmez ki diye bagirmisim. Sonra bana kac kere soyledi bu dedigimi. Elbette bir sure sonra bizimki saklandigi yerden cikti ve hicbir ceza da almadi.
İşte tamda fenerlilerin olmasını umdukları şeyde bu :D

Re: Şike Operasyonu

Posted: Fri Jul 15, 2011 2:24 am
by Cengiz Akgun
Metris'deki hayat:

TUTUKLANAN futbolcu ve yöneticiler Metris Cezaevi’nde ilk haftalarına girdi. Yaşantılarına ilişkin bilgiler de sızmaya başladı. Gelen bilgilere A-17 koğuşunda bir arada kalan tutuklular arasında iş bölümü yapıldı. Bu iş bölümüne göre;

Koğuş sorumlusu oldu
Mecnun ODYAKMAZ: (Koğuş sorumlusu). Sivasspor Başkanı, koğuşun idaresinden ve cezaevi yönetimiyle ilişkilerinden sorumlu.

Korcan’a ‘getir-götür’ işi
Korcan ÇELİKAY: (Meydancı)
Sivasspor kalecisi cezaevi jargonunda “getir-götür işlerini yapan kişi” olarak bilinen “meydancı” olarak görevlendirildi.

Uygun fiş sorumlusu
Bülent UYGUN: (Fiş sorumlusu) Eskişehir’in hocası tutukluların kantinden yapacakları alışverişler için kullandıkları fişlerin sorumlusu oldu.

Karan’a çaycılık görevi
Ümit Karan ise “çaycı” olarak görevlendirildi.

Revirde kaldı
AZİZ Yıldırım, tutuklanmasının ardından Metris Cezaevi’ne gönderildi. İlk gecesinde mahkumlar tarafından “Aziz Başkan” sloganlarıyla karşılanan Aziz Yıldırım karantina koğuşuna alındı. Ertesi gün de şekeri ve tansiyonu yükseldiği için revire yatırıldı.

Yemekler güzel
YENİ yasayla tutuklular avukatlarıyla 24 saat görüşebiliyor. Avukatlar, müvekkillerinin bir sorunları olmadığını, cezaevi yönetiminin tavrından çok memnun olduklarını belirtiyor ve müvekkillerinin yemeklerle de bir sıkıntılarının olmadığını söylüyor.

NOT: Aziz Yıldırım’ın kızları Hande Gamgam ve Gülşah Gordi, dün Bakırköy Cumhuriyet Savcılığı’na başvurarak babaları ile görüşebilmek için izin aldılar.

Re: Şike Operasyonu

Posted: Fri Jul 15, 2011 7:32 am
by Ismail Gezer
Cengiz Akgun wrote:

NOT: Aziz Yıldırım’ın kızları Hande Gamgam ve Gülşah Gordi, dün Bakırköy Cumhuriyet Savcılığı’na başvurarak babaları ile görüşebilmek için izin aldılar.
Bu isimler gerçek mi acaba :D

Re: Şike Operasyonu

Posted: Fri Jul 15, 2011 3:07 pm
by Mehmet Gorgen
Türk futbolunda deprem etkisi yaratan ve 3 Temmuz'da başlatılan ' Şike soruşturması' kapsamında Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım, tutuklanarak Metris Cezaevi'ne gönderilmişti.

Fenerbahçe Başkanı, 14 Nisan 2011'de yürürlüğe giren yeni şiddet yasası ve Futbol Disiplin Talimatı'na göre, "Organize suç örgütü kurmak, şike ve teşvik primi dağıtmak" suçlamasıyla tutuklanmıştı.

Geçtiğimiz pazar günü tutuklanan ve 5 gündür cezaevinde bulunan Aziz Yıldırım'la ilgili inanılmaz bir iddia ortaya atıldı.

Fenerbahçe Başkanı'nın tutuklanmasının asıl nedeninin 21 Nisan 2011'de sonuçlanan 4 milyar dolarlık helikopter ihalesi olduğu iddia edildi. Zira, Aziz Yıldırım, ihaleyi kazanan konsorsiyumun içinde yer aldığı öne sürüldü.

Konsorsiyumun içinde yer alan bir diğer ismin ise Serdal Adalı olduğu iddia edildi. Beşiktaş Futbol Komitesi Başkanı olan Serdal Adalı da şu anda Aziz Yıldırım gibi Metris Cezaevi'nde bulunuyor.

Bir diğer iddiaya göre ise ihaleyi kaybeden tarafta ise Çalık Grubu bulunuyordu.

Türk futbolunda deprem etkisi yaratan ' Şike soruşturması'nda da düğmeye, 14 Nisan 2011'de yürürlüğe giren Yeni Şiddet Yasası ve Futbol Disiplin Talimatı'na göre değil de 21 Nisan'daki helikopter ihalesinden sonra basıldığı öne sürüldü.

İşte konuyla ilgili Fenerbahçeli taraftarların internetteki buluşma adresi antu.com'daki o yazı:

"Ekonomik çerçeveden baktığımızda‚ bu ülkenin en büyük holdingi hala Türkiye Cumhuriyeti Devleti. Bu holdingin en büyük bütçeli şirketi ise Türk Silahlı Kuvvetleri.

Son 10 yıldır devam eden sermayenin el değiştirmesi operasyonunda‚ bu büyük şirketle çalışmakta geç kalan yeni zenginlerimiz var.

Evet‚ Hacıağalar henüz Sikorsky modernizasyonu yapamıyor; tapu gibi distribütörlük antlaşmalarını çiğneyemiyor, ama Aziz Yıldırım'ın şirketinin yaptığı inşaat işlerini‚ iyi bir makina parkı ve bir işçi/mühendis ordusuyla yapamayacak müteahhit yok.

İhalelerde tek engel‚ iş deneyim belgesine sahip büyük rakipler. Bakın 4734 sayılı kamu ihale kanunu ne diyor:

"İhaleye Katılamayacak Olanlar

Madde 11- aşağıda sayılanlar doğrudan veya dolaylı veya alt yüklenici olarak‚ kendileri veya başkaları adına hiçbir şekilde ihalelere katılamazlar:

a) (değişik: 20/11/2008-5812/4 md.) Bu kanun ve diğer kanunlardaki hükümler gereğince geçici veya sürekli olarak kamu ihalelerine katılmaktan yasaklanmış olanlar ile 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı terörle mücadele kanunu kapsamına giren suçlardan veya örgütlü suçlardan veyahut kendi ülkesinde ya da yabancı bir ülkede kamu görevlilerine rüşvet verme suçundan dolayı hükümlü bulunanlar."

Re: Şike Operasyonu

Posted: Fri Jul 15, 2011 5:21 pm
by Mehmet Gurdal Cetin
AY'nin işlerine kılıf arayan bir websitesi ANTU,
Bunu da alıp haber diye yazan internet medyası....

Birisi bir şey söylüyor , bunu defalarca söyleye söyleye sonra kendi de inanmaya başlıyor. Sonra bunu medya alıp haber yapıyor. Bunu okuyan aynı eleman " vaayy ulan gerçekmiş " diyor.

Bizde futbol transfer haberleri de böyle gelişiyor. Arada sırada yabancı basın (Daily Star- The Sun - Daily Mail- Marca vb..) bizim geri zekalı medyanın makattan çıkan haberlerinden (Fotomaç-Fotospor - Fanatik vb..) alıntı yapıyor , yurtdışı basını takip etmeye çalışan bizim diğer medya (bunlar genelde sektörün büyükleri olan Hürriyet-Habertürk-Milliyet-Sabah vb.) bunu büyük puntolarla bomba diye veriyor.

Bunu okuyan takım yöneticisi " ulan bu oyuncuyu hakkaten düşünmemiştik bir araştırmak lazım lan " diyor ama hemen web sitesine "o oyuncu ile alakamız yoktur ilgilenmiyoz" diye yazı astırıyor.

Bunu okuyan ve masa başında bu haberi yazan muhabir sırıtıyor çayından bi fırt çekiyor ve o takımın futbol şube sorumlusunu arayıp " abi haber doğru mu alacak mısınız " diye soruyor.

Beriki diyor ki " valla ilgilenmiyoruz ama sen menejerini tanırsın sor bakalım kaç kuruş istiyormuş o pezevenk diyor.

Şimdi bunu gören futbolcu menejeri diyor ki "ulan bu Türkiye'nin büyük angutları (FB-BJK-GALATASARAY-Trabzon) benim futbolcum ile ilgileniyor" ve hemen klube faks çekip futbolcusunun fiyatını şartlarını gönderiyor.

Sonra arayan gasteciye de diyor ki "falanca klüp bizimle ilgileniyor, bizimde gönlümüz var görüşmeler sürüyor etc. etc..

Sonrasını zaten hepiniz biliyorsunuz.

Ülkemizde çevik ahlaklı, İbrahim Akınlar, Ümit Karanlar, Bülent Uygunlar dolaşıyor.

Bunların hepsi Metriste 11'e 11 maç yapmadan bu işler çözülmez.

Futbolmuş , peh !! Helikopter, tank tüfek , ihale, Ergenekon, Cemaat bunlar hep on yıllarca süregelen bozuk düzenin parçaları.

13 ana kuzusu toprağa girdi
futbolun A.K. !!

Re: Şike Operasyonu

Posted: Fri Jul 15, 2011 10:14 pm
by Ismail Gezer
İçine kaçan antu dış dünyaya açılmaya mı karar vermiş :D

Kendilerine daha az ideolojik palavralarla avunmalarını tavsiye ederim. Daha uzun süre acı çekmeye devam edecekler. Böyle travmatik durumlarda insan beyni birtakım oyunlar oynayabilir. Özelliklede herşeye sapıklk derecesinde ideolojik bakmayı becerebilenlerde :D
Mehmet Gorgen wrote: İşte konuyla ilgili Fenerbahçeli taraftarların internetteki buluşma adresi antu.com'daki o yazı:

Re: Şike Operasyonu

Posted: Sat Jul 16, 2011 10:10 am
by Murat Kara
Bu sike olayinda gozden kacmamasi gereken bir kac nokta var:

Birincisi, devlet federasyona guvenip delilleri vermiyor. Oradan birilerinin de isin icinde oldugunu biliyorlar. Ancak kanitlari yok ve yarattiklari dalgalarda yakaladiklari bir baligin dillenip konusmasini bekliyorlar. Bu knouda belliki serefli turk polisinin tecrubelerine guvenmekteler. Ozetle, bu olay cok daha buyuyecek gibi gorunuyor.

Ikicisi, bu kokuyu alir almaz federasyon FB ile kic kica yanasiverdi. Mafya filmlerinde de boyle olur. Devlet baskiyi koydumu babalar kafa kafaya verip duruma cozum aramaya baslar. Bu arada kurban vermek gerekirse verilir.

Ucuncusu, bu isten direk zarar gorecek yada kendi foyalari ortaya cikacak klupler, kisileri kluplerden ayirmak gerekir filan diye kivirtma yolunu sectiler. Yani bunlar kisisel hatalarmis. Yani cayci sike yaparsa, baskanin sike yapmasi ile ayni imis. Eger oyunu kazanamiyorsan, oyunun kurallarini degistir mantigini yerlestirmeye calisiyorlar. Eger birinci madde dogruysa baslarina geleceklerin onda birini bile tahmin edemiyorlar demektir bu.

Dorduncusu, federasyon olayin boyutlarini anlamak soyle dursun, ne kendi konumun farkinda ne de turk futbolunun icine dustugu meyhemin. Yine birinci madde dogru ise bu olaylar yatistiginda bu adamlarin hepsi silinip gider.

Besincisi, degisim ruzgarlari bir suredir kuzeyden esmekte ve sadece Turkiye'de degil dunyanin her yerinde guc odaklarinin nobet degisimi var. Bu girdaplar gucleniyor ve guclendikce icine cektigi kitleler ve bu kitleler uzerinden para yapanlar da girdaba kapiliyor. Durum bu haldeyken, kimse kimsenin gozunun yasina bakacak durumda degil. Ulkelerin batmasi filan soz konusu. O nedenle kendi kendine ceki verme yada en azindan ceki veriyormus gibi gorunmek onemli. Bu durumda bir iki spor klubunu kurban edivermek AKP'nin temizlik ayaklarina yatmasi icin guzel bir vitrin olusturuyor.

Altincisi, UEFA da irkcilik, sike vs konularinda ayni izlenimi vermek icin debeleniyor. Butun bunlar curumuslugun arttigi ortamlarda "yok oyle birsey" izlenimini yaratmak icin elbette. Dunya capinda daralan ekonomi ve onun yarattigi borclanma sorunu insanlari daha az ile gecinmeye zorluyor. Mafya, sike, irkcilik vs gibi hastaliklar bu donemlerin hastaliklari. Curumusluk artiyor. Boyle donemlerde otoriteler daha otoriter olmak zorunda kaliyor ve "suc ve ceza" ortami gucleniyor. Boyle bir ortamda UEFA "sifir sike" politikasi ile filan onune geleni yakmaktan cekinmeyecektir.

Yedincisi, BJK, FB'nin dustugu duruma bakarak tam tersi bir yol deniyor. Kisiler ve kurumlar farklidir safsatasinin islemesini umarak kisiler ile ilisigini keserek kurtulmayi umuyor. Bunu soylerken, harakiri yapma olgunlugunu gosteren BJK'li yoneticileri kucumsememek gerek. Kokusmu boyle bir ortamda bu taktiksel hareket bile cok durust gorunuyor. GS'nin basindaki asalaklarin nasil son ana kadar istifa etmemek icin direndigini gordukten sonra istifa eden BJK yoneticilerine sapka cikarmak gerekiyor.

Sekizincisi, olaylar belliki daha yeni basliyor. Muhtemelen, bulbul gibi otmeler hizlanacak ve mevcut kanitlarla beraber buyuk bir temizlik yasanacak. AKP bu konuda tecrubeli. Onun bunun cigliklarini umursamadan, saman altindan bu isi yurutup istedigini alir. AY biraz ustelerse, ortaya baska pisliklerini cikarirlar, bas edemez. Bir kere oltaya takildin mi bu gibi durumlarda oltadan kurtulmak zor.

Dokuzuncusu, federasyonun takinacagi duruma gore bir yada iki yil Avrupa macerasi olmaz ve Turk futbolu yrmi yil geriye gider. On yil geriye gider diyemiyorum cunku on yil once durumu cok daha iyi idi.

Onuncusu, FB'yi sike yapmaya, River Plate'i kume dusmeye, Yunanistan'i iflas etmeye zorlayan kosullar da daha yeni basliyor. Mafyalasma (ozel mini-devlet kurma) bu kosullara karsi verilen bir yanittir. Devletlerin is olanagi yaratamadigi zamanlarda mafyalar bu boslugu doldurur. Ekoniminin kredi veremedigi zamanlarda mafya bu isi kendi kafasina gore cozer. GS iki yil sonra kredi bulamaz ise ve kume dusmek (yada kapanmak) ile sike yapmak arasinda secim yapmak zorunda kalirsa nasil secim yapacigini kestirmek zor degil. Elbette bu durum sike yapanlarin affedilmesi anlamina gelmez ama bugun baskasinin basina gelenin yarin kendi basina gelmesinin cok da zor olmadini gosterir.

Bu karamsar gorusun kotumser mi yoksa gercekci mi oldugunu tek bir rakam vererek gostermek mumkun: 2007 rakamlari ile 196 trilyon dolar bir borc var dunya ekonomisinde. Yani dunyanin geliri (o zaman 55 trilyondu sanirim) ile alinan borc miktari arasinda 141 trilyon fark var. Yunan halkina 5 yilda odetmeye calistiklari 300 milyar dolar bunun icinde elbette. Dunyadaki herkes yillik gelirinin %5'ini buna yatirsa bile 70 yil filan gerekiyor borcun kapanmasi icin. (Bu arada biz boyle tecrubeli mafya babalarimizi bozuk para gibi harcayalim. Bu AKP burnunun onunu goremiyor birader!)