Page 10 of 53

Re: Şike Operasyonu

Posted: Sat Jul 16, 2011 1:16 pm
by Mehmet Gurdal Cetin
Murat Kara wrote:Bu sike olayinda gozden kacmamasi gereken bir kac nokta var:

Birincisi, devlet federasyona guvenip delilleri vermiyor. Oradan birilerinin de isin icinde oldugunu biliyorlar. Ancak kanitlari yok ve yarattiklari dalgalarda yakaladiklari bir baligin dillenip konusmasini bekliyorlar. Bu knouda belliki serefli turk polisinin tecrubelerine guvenmekteler. Ozetle, bu olay cok daha buyuyecek gibi gorunuyor.
UEFA 12 Temmuzda kendi websitesinde bunu çok net açıkladı. TFF 'nin kanıtları gizlemesi hasır altı etmesi bence mümkün değil artık. Zaten yargı federasyona bir şey verdiğinde kendini garanti altına alacaktır. O savcılar kariyer harakirisi yapamaz.Ayrıca ben UEFA'ya el altından da kanıtların gideceğine inanıyorum.

Haaaaa, devlet bu işi hasır altı etmek isterse ki devletten kastımı hepiniz biliyorsunuz, orasını bilemem. Risk alırlar mı ? Hiç sanmıyorum, kesin sızar, tutamazlar. Nedendir bilinmez her geçen gün FB-BJK ve belki başka klüplerin de küme düşürüleceğine inancım artmaya başladı

Kısmet :)

UEFA requests the Turkish state authorities to pass on any relevant information regarding the ongoing investigations to the TFF as soon as possible, in order that sporting justice can be carried out in the most judicious manner.

UEFA wishes to underline that even after admission to a UEFA competition a decision to exclude a club from a competition, or from any future European competitions for a number of years, can be made at any time if it transpires that the club in question obtained qualification via manipulated or fixed matches.

Re: Şike Operasyonu

Posted: Sat Jul 16, 2011 8:23 pm
by Ismail Gezer

Code: Select all

Fenerbahçe taraftarları, “Sevgi eylem gerektirir, 5 Gün 5 Eylem” sloganıyla duyurduğu eylemler dizisinin bir parçası olarak bugün “Fenerium'lara Akın” organizasyonunu hayata geçirdi
Bu arada, Fenerbahçe Kulübü de bugün Fenerium mağazalarından yapılacak tüm alışverişlerde yüzde 25 indirim uygulanmasına karar verdi
Ne diyordu Alex? FB taraftarı gibisi dünyada yok! Gerçektende öyle. Ben klüp yönetiyor olsam, şöyle etinden sütünden parasından pulundan tekrar tekrar yararlanabileceğim avanak taraftarlarım olsun isterim elbette :D

Re: Şike Operasyonu

Posted: Tue Jul 19, 2011 12:03 am
by Mehmet Marsan
Cok sevilen Taraf'dan alintidir. Eger dogruysa AZ bu avukatla 40 sene yatar. Savunma bu memleketde herkez sikeci ana fikri uzerine kurulacaga benziyor. :o

"...................."

Tutuklanan Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım’ın avukatı Faik Işık, Ünal Aysal'ın açıklamalarına cevap olarak "Galatasaray’ın Ankaragücü’nü 8-0 yendiği maçı inceleseler" dedi. Beşiktaşlı olduğunu da dile getiren Işık, "Beşiktaş, yüzüncü yılında şampiyon olacak dendi ve oldu" açıklamasında bulundu.

- "Aziz Yıldırım, “Ben bu soruşturmayı kapatmak niyetinde değilim. Bu soruşturmayı derinleştirelim. On sene geriye gidelim” diyor. Biz dosyayı daraltmak değil, yaymak niyetindeyiz. Hâkime de söyledik"
- "Aziz Yıldırım şike yapmak maksadıyla silahlı örgüt kurmaktan yargılanıyor ve örgütün başı olarak gösteriliyor. Operasyon, 2010 Aralık ayında Olgun Peker’in incelemeye alınmasıyla başlıyor"
- "Kongre üyeleri arasında Olgun Peker’in iki adamı bulunuyor. Aynı kongre üyeleri arasında 20 hâkim ve savcı da var. Fenerbahçe Stadı’nda yönetimin sağında oturan hâkim ve savcıların resmini çekin"
Büyük temizlenme harekâtının bir kolu da futbola ulaştı. Türkiye’nin tarihinde görülmemiş bir operasyon yapıldı ve Fenerbahçe Başkanı şike yapmak ve silahlı örgüt kurmak iddiasıyla tutuklandı. Bu şike operasyonu daha sonra dalgalar halinde devam etti ve daha da devam edeceği söyleniyor. Taraf Gazetesi’nden Neşe Düzel de tüm bu konuları Aziz Yıldırım’ın Avukatı Faik Işık’la konuştu.
Şiir davası da dâhil olmak üzere Başbakan Tayyip Erdoğan’ın da uzun yıllar avukatlığını yapmış olan Faik Işık, Aziz Yıldırım’ın günlerce süren gerek savcılıktaki sorgusunda gerek mahkemede hâkime verdiği ifadede hep yanındaydı. Mahkeme Aziz Yıldırım’ı neden tutukladı? Yıldırım hangi suçlardan sanık? Soruşturma dosyasında yer alan Fenerbahçeli yöneticilerin telefon konuşmaları Aziz Yıldırım’a dinletildi mi? Eskişehirspor kulübünün teknik adamlarıyla ilişki kuran Ali Kıratlı ile Yıldırım’ın ne tür ilişkileri var? Neden Ali Kıratlı ve bazı Fener yöneticileri sürekli olarak maç yapacakları kulüplerin futbolcuları ve yöneticileriyle görüşüyor? İbrahim Akın’ın Fenerbahçe kulübünden şike karşılığı yüz bin dolar aldığını itiraf ettiği söyleniyor. Böyle resmî bir itiraf var mı? Aziz Yıldırım yakın çevresinde Sedat Peker’in adamları bulunuyor mu? Yıldırım’ın sağlık durumu nasıl? Hapishanede neler yapıyor? Suçlu bulunursa ne tür cezalar alacak?
Ne zamandan beri Aziz Yıldırım’ın avukatısınız?
Aziz Yıldırım, güya askerî ihalelerle ilgili sırları açığa vurmak gibisinden bir davada sanık...
Aziz Yıldırım, yıllardır askerî ihaleler alan bir müteahhit değil midir?
Tabii öyledir. Savunma Sanayii Müsteşarlığı’nın internet sitesinde yayınlanan bir ihaledeki bir sistemin bilgilerini sızdırmakla suçlanıyor. Ben bu davanın avukatı oldum. O davadan on gün sonra da bu şike operasyonu başladı işte. Aziz Bey’e, “Sizin çok sayıda avukatınız var” dedim. Ama o, “Bu dosyalara senin girmeni istiyorum” diye bana iki gün boyunca ısrar etti. Ben de bu kadar zor bir anında onun talebini reddedemedim, “Başının çaresine bak” diyemedim. Şike dosyasıyla ilgili biz şimdi üç avukatız. Prof. Köksal Bayraktar ve bir avukat arkadaş daha var.
Aziz Yıldırım tam olarak hangi suçtan ya da suçlardan sanık şu anda?
Şike yapmak maksadıyla silahlı örgüt kurmaktan yargılanıyor ve bu örgütün başı olarak gösteriliyor. Operasyonun kapsamı bu yani. Yoksa ortada örgüt diye bir şey yok. Biz bunu hâkime de hatırlattık. “Bulunduğu söylenen sekiz ruhsatsız silahla Aziz Yıldırım arasında nasıl bir bağlantı kuruyorsunuz? O silahlar, Yıldırım’ın evinden ya da Fenerbahçe kulübünden mi çıkmış” diye sorduk.
Peki, bu şike operasyonunun içinde silahlı mafyacılar da yok mu?
Bakın... Savcılık bu operasyonda herkesi şikeden sorguluyor. Örgüt diye bir şey yok... Bu operasyon, 2010’un aralık ayında Olgun Peker isimli bir şahsın incelemeye alınmasıyla başlıyor.
Bir süredir hapiste bulunan Sedat Peker’in manevi oğlundan söz ediyorsunuz...
Savcılık, Olgun Peker’in Giresunspor’la olan ilişkilerini incelemeye alıyor. Bu ilişkileri incelerken, oradaki örgütsel yapıyı da izlemeye alıyor. Ve, o örgüte ilişkin bir operasyon yapmadan önce bekliyor, “başka nerelere ulaşırız” diye bakıyor. Olgun Peker’in gurubundan iki kişinin Fenerbahçe’nin kongre üyesi olduğunu ve Fenerbahçeli birkaç kişiyle diyaloglar içinde olduğunu görüyor. Yani savcılık Olgun Peker’in ilişkilerinden yola çıkarak Fenerbahçe’yi de bu izleme ağının içine alıyor...
Siz belgeleri gördünüz mü?
Eskiden Devlet Güvenlik Mahkemeleri (DGM) vardı. Güya DGM’ler kalktı ve daha demokratik bir hale geldik. Oysa bir tek şey değişti. O da polis, savcı ve hâkim daha kibar oldular. Siz bana, “Aziz Yıldırım neden yargılanıyor” diye soruyorsunuz. Biz, size gazetelerden okuduklarımız kadarıyla cevap verebiliriz. Çünkü dosya, sanığa ve savunmanına gizli tutuluyor. Gazetelerde bir sürü haber çıktı ve şu anda Aziz Yıldırım ve sorguya gidip gelen şahısların hepsi kamuoyunun gözünde suçlu durumuna düşürüldü. Kamuoyunda, tutuklanmalarını gerektirecek bir infial meydana getirildi.
Peki, soruşturma dosyasında yer alan Fenerbahçeli yöneticilerin telefon konuşmalarını siz okumadınız mı?
Aziz Yıldırım’ın savcılık sorgusu 8-10 saat sürdü. Köksal Bayraktar Hoca, ben ve bir meslektaşımız savcının sorgusu boyunca Aziz Bey’in yanındaydık. Savcı, her şüpheliye, bu telefon kayıtlarının kendisiyle ilgili kısmını okuyor. Tape’lerin Aziz Bey’le ilgili bölümlerini savcı bize okudu.
Bizim gazetelerde okuduğumuz telefon konuşması kayıtlarını savcı Aziz Yıldırım’ın kendisine de okudu mu?
Evet okudu... Biz tutuklanmaya sevk edildiğinde de Aziz Bey’in yanındaydık. Benim size söylemek istediğim şey şu... Aziz Yıldırım hangi konsept içinde hapiste tutuluyor derseniz, savunma makamının o konseptin tamamını görmesi mümkün değil. Çok sanıklı bir olay bu. Bizim, Aziz Yıldırım’a sorulanların dışında bir bilgi sahibi olmamız yasak. Bakın... Bir insanın günlerce süren telefon konuşmalarından belirli bölümleri seçip alt alta yazdığınızda suç uydurabilirsiniz. Ünlü hukukçu Profesör Çetin Özek, bu yöntemle “Kanun kitaplarından bile suç uydurabilirsiniz” derdi.
Siz bu telefon konuşmalarından nasıl bir sonuç çıkartıyorsunuz?
Ben, on beş gün öncesine kadar Tayyip Erdoğan’ın avukatlığını yapıyor olmaktan dolayı dokuz senedir yargılanan bir avukattım. İnsan Hakları Mahkemesi’ndeki dilekçemden dolayı yargılandım ben. Dosyam on beş gün önce kapandı.
Konuştuklarımızla ne bağlantısı var bunun?
İnsan Hakları Mahkemesi’ne yazdığınız dilekçede bile suç bulabilen bir yargıyla karşı karşıyasınız.
Türkiye’de futbolda şike yok mu diyorsunuz?
Bu soruyu böyle sorarsanız haksızlık edersiniz. Ben de size Türkiye’de şike yeni bir olay mıdır diye sorayım.
Yeni değil mi?
Yeni değil tabii ki. Bakın... Şike suçları geriye doğru 20 sene gider. Galatasaray’ın başkanı Ünal Aysan çıkmış, “105 senelik tarihimize leke bulaştırmayanlar” diye konuşma yapıyor. Galatasaray’ın Ankaragücü’nü 8-0 yendiği maçı inceleseler, 105 seneyi araştırmaya gerek yok ki. Ben Beşiktaşlıyım. Beşiktaş, yüzüncü yılında şampiyon olacak dendi ve oldu bu.
Ne demek istiyorsunuz?
Şunu demek istiyorum. Çocukken sandalye kapmaca diye bir oyun oynardık. Ortaya sandalyeler konurdu. Oyun oynayanların sayısı sandalyelerden fazla olurdu. Hep bir ağızdan söylediğiniz tekerleme bittiğinde herkes kendine bir sandalye kapardı. Ayakta kalan yanardı. Sandalyeye oturan oyunu kazanırdı. Şimdi savcı öyle bir soruşturma yapıyor ki. Ligler oynanıyor ve kendisi bir düdük çalıyor. Düt!!! “Tamam, Fenerbahçe, Trabzon, Beşiktaş ayakta kaldı” diyor.
Bu şike sisteminin içinde herkes var mı diyorsunuz?
Savcının kendisi bile var. Sebebini söyleyeceğim. Bakın niye var... Şöyle var. Siz savcısınız, hâkimsiniz. Fenerbahçe kongre üyesisiniz. Siz bir takımın nasıl kongre üyesi oluyorsunuz? Şimdi hâkim ve savcılar... O kısmını düzelterek söylüyorum.
Ne söylüyorsunuz?
Hâkim ve savcılar, Fenerbahçe’nin, Beşiktaş’ın, Galatasaray’ın nasıl kongre üyesi olurlar? Bu kulüplerin kongre üyesi olabilmek için resmen bin lira, üç bin, beş bin lira paralar veriliyor. Bu paraları hakikaten vermişler de mi üye olmuşlar, yoksa bulundukları mevkiler dolayısıyla mı üye olmuşlar? Her maça, 50 ya da 100 bilet isteyen hâkim ve savcılar, bu sistemin dışında mıdırlar?
Bu davanın savcısından mı söz ediyorsunuz siz?
Bu maçlara giden bütün hâkim ve savcıların fotoğraflarını tesbit eder getirebilirim ben size.
Bu davanın savcısı da onların arasında mı?
“Yok mu?”yu o cevaplasın. Bu savcı, Fenerbahçe kulübüyle birlikte oturup futbol maçı oynayan bir savcı... Onların da fotoğrafı var. Şimdi Türkiye bas bas bağırıyor. Diyorsunuz ki burada şike var!
Anladığım kadarıyla siz, şike sisteminin çok yaygın olduğunu ve bu şikenin içinde herkesin olduğunu söylüyorsunuz. Demek ki şike soruşturmasına bir yerden başlanmalıydı ve Fener’den başlandı ve Beşiktaş’a yayıldı iş. Öyle değil mi?
Hiç de öyle söylemiyorum. Türkiye’de her şeyi çok fazla abartma geleneği bulunuyor. Herkes, başkalarının suçlarını büyüterek kendi temizliğini ortaya koyma ihtiyacında. Toplum temizleniyor diye bir hikâye var.
Temizlenmiyor mu peki?
Toplum kendini kandırmasın. Hamama gidiyorsunuz. Kesecilere benim kirlerimi çıkar diyorsunuz. Keseci sizin derinizi de yüzüyorsa, bu temizlenme değildir. Toplumda işadamlarının, futbolcuların gazetecilerin, politikacıların, avukatların derisini yüzüyorsanız bunun adı temizlenme değildir. Bir toplum böyle temizlenmez. Bir kere herkes otursun, Sezen Aksu’nun “Hiçbirimiz masum değiliz” şarkısını bir daha okusun. “Futbolda bu olmuş” diyen adam acaba kendi meslek hayatında, aile hayatında, özel yaşamında ne yapıyor?
Yargıya konu olan ahlak, insanın yaptığı işle, meslek hayatıyla ilgilidir. Özel hayatıyla ilgili değildir.
Bir yerden başlanmalı eyvallah...
Siz, “Aziz Yıldırım’dan başlanmamalı” diyorsunuz. Nereden başlanmalı?
Asla öyle demiyorum. Aziz Yıldırım da öyle söylemiyor. Aziz Yıldırım, “Ben bu soruşturmayı kapatmak niyetinde değilim. Bu soruşturmayı derinleştirelim” diyor. Bu soruşturmayı en azından 5-10 sene geriye doğru derinleştirelim. 2011’den geriye doğru bir on sene gidelim. Söyledim size... Şike suçlarının zamanaşımı yirmi sene. Şike suçlarını geriye doğru yirmi sene derinleştirelim.
Bunları, Aziz Yıldırım size mi söyledi?
Hafta ortasında cezaevindeydim, kendisiyle konuştuk. Savcıya da, hâkimin kendisine de söyledik bunları. Ben Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’na dilekçe verdim. Diyoruz ki; “Biz bu dosyayı kapatmak, daraltmak niyetinde değiliz. Aksine açmak, yaymak niyetindeyiz. Her şeyi ortaya koymak niyetindeyiz.” Temizlik böyle olur. Düdüğü çaldığım anda ayakta kalan oyunu kaybetmiştir demek, olmaz.
Şike yapmakla sadece Aziz Yıldırım ve Fenerbahçe suçlanmıyor. Beşiktaş da şikeyle suçlanıyor. Zaten yayılıyor iş. Yayılmıyor mu?
Bence yanlış düşünüyorsunuz. Spor dediğiniz şeyin bir jargonu, yöntemi var. Bazen futbol adamları kendi aralarında öyle abuk sabuk konuşmalar, muhabbetler yapıyorlar ki, bu konuşmaları başka türlü anlamanız çok mümkün. Yıldırım’la ben 10- 15 sene önce Alpay, Oktay ve Sergen’in Jetpaspor davasında karşı karşıya geldim. Maliye haciz koymuştu, Fenerbahçe de bunları ucuza almak istiyordu. O zaman kavga ettik. O sporcular kamptan kaçtı. Alpay İngiltere’ye, Oktay Belçika’ya gitti. Aramızdaki konuşmaları söylüyorum. Vururum, döverim, asarım, keserim diye konuşuyordu. Telefon konuşmaları dediğiniz şeyler de böyle şeyler işte.
Ben size daha net şeyler söyleyeyim. Fenerbahçe-Eskişehir spor maçı öncesindeki konuşmalara gelelim. Eskişehirspor kulübünün teknik adamlarıyla ilişki kuran Ali Kıratlı ile Yıldırım’ın ne tür ilişkileri var?
Bir alanda önemli olduğunuzda etrafınızda sizinle övünenler ortaya çıkar... Sizinle ilgili bir sürü hikâye uydururlar.
Fenerbahçe nerede maç yaparsa, Ali Kıratlı önceden oraya gidiyor. Karşı takımın yöneticileriyle ve futbolcularıyla konuşmalar, pazarlıklar yapıyor. Bu konuşmalar Fenerbahçe yönetici Ekşioğlu’na ve bazıları da Ekşioğlu tarafından Yıldırım’a aktarılıyor. Bu telefon konuşmalarını siz de biliyorsunuz. Kıratlı bu ilişkileri Yıldırım’dan habersiz kurabilir mi?
Kurabilir. Habersiz konuşan menajerler de vardır.
Karşı takımın futbolcularına paralar verildiği söyleniyor... Mesela telefon kayıtlarına göre, Ali Kıratlı maçtan önce Eskişehir’in ünlü oyuncusu Ümit Karan’la evinde buluşmak üzere konuşuyor.
Siz aynı Eskişehir’in Trabzon’la maçına bakın... Fenerbahçe’nin şike yaptığı ileri sürülen takımların Trabzon’la maçlarına bakın... Bazı insanlar bunları konuşabilir, bunlar yönetimden dahi olabilir.
Neden Ali Kıratlı ve bazı Fener yöneticileri sürekli olarak maç yapacakları kulüplerin futbolcuları ve yöneticileriyle görüşüyorlar?
Ben de o sorunun cevabını veriyorum. Ali Kıratlı denilen şahsın, Aziz Yıldırım’la bir tek kez konuşması yok.
Kayıtlara göre, yönetim kurulu üyesi Ekşioğlu kanalıyla ilişkisi var... Ekşioğlu, bazı bilgileri Yıldırım’a iletiyor. Öyle değil mi?
Fenerbahçe’nin mahkemede yargılanmasına gerek yok. Yargılama, poliste, savcıda ve sizde çoktan bitmiş.
İbrahim Akın’ın Fenerbahçe kulübünden şike karşılığı yüz bin dolar aldığını itiraf ettiği söyleniyor. Böyle resmî bir itiraf var mı?
İbrahim Akın’ın bir savcıda verdiği ifade var. Bir de mahkemede verdiği ifade var. Savcıda ve mahkemede verdiği ifade aynı değil. Savcıyla konuşurken oluyor itiraf. Neden savcıyla konuşurken oluyor? Çünkü savcı delil arıyor. O zaman şu sorulmalı. Delil ararken şike var mı? Şike sadece topta var diyemezsiniz. Top dediğiniz şey bir spordur.
Aman yapmayın. Dünyada futbol milyarlarca dolara hükmeden bir piyasa... Türlü şikelerle, usulsüzlüklerle milyarlarca dolarlık suçlara konu oluyor. Futbol, küçücük masum bir top değil.
Yargı çok masum. Yargı şike yapabilir. Polis şike yapabilir. Basın şike yapabilir. Ama futboldaki şike çok daha önemli, öyle mi?
Basının, yargının, polisin şikesinin, kirlerinin ve suçlarının da üzerine gidilmeli. Basın da çok kirli, o da temizlenmeli. Ama futbol da temizlenmeli. Onun şikesinin de üzerine gidilmeli. Niye itiraz ediyorsunuz?
Bir sürü fotoğraflar var. Yarın langadanak, bu mahkeme üyelerinin Fenerbahçe yönetimiyle yaptığı maçların fotoğrafları çıksa... Bu üyelerin, bu mahkemelerin bedavadan her maçta aldıkları 50-100 biletin hesapları yarın çıksa...
Bunları bilerek mi söylüyorsunuz?
Hiç boş konuşmuyorum... Langadanak lafını boş konuşmuyorum. Her hafta bedava 50-100 bileti boş konuşmuyorum... Siz isteyin Neşe Hanım. Her hafta 50-100 bilet size gelir mi? Fenerbahçe stadında yönetiminin sağ tarafında oturan hâkim ve savcıların fotoğrafını çekin Allah aşkına.
Ne anlatmak istiyorsunuz?
Şike nerede var diye soruyorum ben... Hiçbirimiz masum değiliz. “Günah keçilerini bulduk. Toplumun bütün günahları bunlarda” demeye başlarsanız, önce dönüp bir kendinize bakacaksınız.
Yıldırım’ın Sivasspor Kulübü Başkanı Mecnun Otyakmaz’la nasıl bir ilişkisi var?
Ben Fenerbahçe camiasını bilmiyorum, bu isimlerle daha yeni tanışıyorum. Otyakmaz’la nasıl bir ilişkisi olduğuyla ilgili henüz bir bilgim yok benim. Ama şunu biliyorum. O maçı televizyonda bir Beşiktaşlı olarak seyrettim. Son iki dakikada Fenerlilerin suratlarındaki korkuyu gördüm... Ölüp ölüp dirildiler. Bir şike maçında nasıl olur da karşı taraf ölür ölür dirilir?
Siz sürekli olarak şike olmadığını söylüyorsunuz.
Hayır, hayır öyle demiyorum... Ben şike var, ya da yok demiyorum. Savcı, “19 maçta şike bulduk, delilleri gösterince kimse ağzını açamayacak” diyor. Savcı bunu dedikten sonra, “O zaman yargılamaya gerek yok” diyorum ben.
Otyakmaz’ı bilmiyorum dediniz. Kaleci Rüştü’yü Fener’in tesislerinde dövenlerden biri de oydu ve Aziz Yıldırım bu dövme olayına hiç sesini çıkarmamıştı.
Bu kadar hassas olan savcılarımız, polisimiz, hâkimimiz niye o gün Mecnun’u götürüp de işlemini yapmadı? Demek ki şike var. O tarihte şikeyi görmeyen hâkim, savcı, “Ben şimdi düdük çaldım, şikeyi şimdi görüyorum” derse, ben de “Pardon abi” derim. Pardon ya!
Aziz Yıldırım’ın başkan olarak Rüştü’nün dövülmesi olayını görmemesini nasıl açıklıyorsunuz?
Bir futbolcu böyle bir olaya maruz kaldığında başkan olarak yapacağı şey şudur. Gidecek, şikâyetini yapacak. Şimdi şikeyi araştıran temiz arkadaşlar! Ben bu memlekette polislerin Alaaddin Çakıcı’ya “Abi” dediklerini biliyorum. Hizbullah denilen yapının PKK’ya karşı nasıl kurulduğu bu ülkede sorgulanmayacak ve bütün bu şikelerin içinde olanlar şimdi çıkacak ve “Futbolda şike var” diyecek. Futbol kolay, değil mi?
Hizbullah’ı devletteki derin yapılanmaları anlatmak için örnek veriyorsunuz ama... Devletin içindeki derin yapılanmaların, suç dünyasının, Ergenekon tipi örgütlerin en önemli finansman kaynaklarından biri de futbol. Futbolu nasıl küçümseyebiliyorsunuz?
Hiç küçümsemiyorum. Siz iş dünyasının kendi içinde ne kadar şike var hiç araştırdınız mı?
Diğer alanlarda da şike var, futboldaki şike o zaman araştırılmasın mı diyorsunuz siz?
Hayır. Doğru düzgün araştırılsın. Şike suçları 20 senelik zamanaşımına tabidir. Siz 2010’un aralık ayında Olgun Peker’i takip edip bulmuşsunuz. Ama onu yakalayıp örgüt suçundan adliyeye götürmemişsiniz. Beklemişsiniz. Bir suça vakıf olan devlet memuru onu ânında yetkili makamlara götürmek zorundadır.

Re: Şike Operasyonu

Posted: Tue Jul 19, 2011 2:35 pm
by Mehmet Gurdal Cetin
Bu vatandaş şu an ntvsporda metris önünden canlı yayında.

Açık açık hakim ve savcıları tehdit ediyor.

Son lafı "avukatlık mesleği bitmek üzere" dedi.

Ufuk bitti mi gerçekten :)

Re: Şike Operasyonu

Posted: Tue Jul 19, 2011 11:33 pm
by Cengiz Akgun
Mehmet Gurdal Cetin wrote:Bu vatandaş şu an ntvsporda metris önünden canlı yayında.

Açık açık hakim ve savcıları tehdit ediyor.

Son lafı "avukatlık mesleği bitmek üzere" dedi.

Ufuk bitti mi gerçekten :)
Ufuk nerede bilmem ama bu Faik denen zerzavati biraz once CNN Turk'de izledim. Aziz tam kendine yarasan bir avukati tutmus. Bu kadar olur yahu. Insan avukatlik mesleginden nefret ediyor bunun gibi saklabanlari gorunce. Yahu yok mu hakikaten FB'lilerin icinde bu tip adamlari iclerine sindiremiyenler. Benim gorduklerim bu herifi begenen hanzolar. Kendi hislerine tercuman oluyormus. Ben olsam savci'nin yerinde bu herifi de iceri atiririm.

Ingilicede "repulsive" denen bir kelime vardir. Itici anlamina gelirse de bence migde bulandiriciya daha yakindir. CNN de 'tavsan" gibi iki on disi ile sevimli bir sunucu var. Nerdeyse kadini dovecekti bu sersem. Kadin buna gelen sorulari yoneltiyor bu da sanki bagirirsa uste cikacakmis gibi bas bas bagiriyor.

Re: Şike Operasyonu

Posted: Wed Jul 20, 2011 1:02 am
by Ismail Gezer
Sunucunun adı şirin payzın. Bende programa biraz denk geldim. Gerçi o avukat sabahtan beri TV'lerde zaten. Ve gerçekten çok itici bir tip. Bende aynen böyle düşünmüştüm :D Piyasada mebzul miktarda bulunan FB'li yazarları andırıyor adam...
Cengiz Akgun wrote:[
Ufuk nerede bilmem ama bu Faik denen zerzavati biraz once CNN Turk'de izledim. Aziz tam kendine yarasan bir avukati tutmus. Bu kadar olur yahu. Insan avukatlik mesleginden nefret ediyor bunun gibi saklabanlari gorunce. Yahu yok mu hakikaten FB'lilerin icinde bu tip adamlari iclerine sindiremiyenler. Benim gorduklerim bu herifi begenen hanzolar. Kendi hislerine tercuman oluyormus. Ben olsam savci'nin yerinde bu herifi de iceri atiririm.

Ingilicede "repulsive" denen bir kelime vardir. Itici anlamina gelirse de bence migde bulandiriciya daha yakindir. CNN de 'tavsan" gibi iki on disi ile sevimli bir sunucu var. Nerdeyse kadini dovecekti bu sersem. Kadin buna gelen sorulari yoneltiyor bu da sanki bagirirsa uste cikacakmis gibi bas bas bagiriyor.

Re: Şike Operasyonu

Posted: Wed Jul 20, 2011 4:16 pm
by Murat Kara
Mehmet Marsan wrote:Cok sevilen Taraf'dan alintidir. Eger dogruysa AZ bu avukatla 40 sene yatar. Savunma bu memleketde herkez sikeci ana fikri uzerine kurulacaga benziyor. :o
Ne bicim avukat bu yahu! Yazinin tamami goz onune alindiginda resmen sucu itiraf etmis. Bu adam hic TV'de savci dizisi filan da mi izlememis.

Eger bu sekilde savunma yapilir da kimse iceri alinmaz ise, iste o zaman yargida sike var diye dava acmak gerekir. Tersi degil!

Re: Şike Operasyonu

Posted: Wed Jul 20, 2011 10:02 pm
by Cengiz Akgun
MAA dan guzel bir nana kivirtmasi ile oryantal olmanin guzel bir ornegini seyrettik bugun. Bu lafi sana soyleteceklerdi. Ne diye kivirtip Aysal'a maysal'a babalandin duzenbaz. Nasil UEFA senin esege cevirdi ama. Klasorler gelmis demek. Ulan savci aha ilk gunden itibaren delilerin verilecegi soyledi ama sen adliyenin daminda Yildirim'in kuyrugunda dolaniyordun.

Ha bu arada bizim hasta Metris'de corbasi tasta pasa pasa oturuyor. Ayilip bayilmanin bir ise yaramadigini gordu Faik'i salmis onunla sagi solu tehdit etmeye baslamis yine. Benden bedava biletler alan hukukculari aciklarim ha diye taktik degistirmis.

Re: Şike Operasyonu

Posted: Wed Jul 20, 2011 10:45 pm
by Ismail Gezer
Acemi Aysal yönetici olarak ilk puanını aldı. Futbol batağının sivrisinekleri olayı unutturmaya meyletmişken sesini çıkarmaya cesaret etti ve netice aldı. Neticede gelinen nokta tamda Aysal'ın tarif ettiği noktadır.

Federasyon hiç istemese bile feneri bank asyanın önde gelen takımlarından biri yapacak bence. BJK yada Trabzon'un küme düşeceğini sanmam ama eksi puan cezaları olabilir.

Re: Şike Operasyonu

Posted: Thu Jul 21, 2011 11:06 am
by Zafer Yazici
Medya hafiftten çark başlattı köşe yazarları filan kıvırtıyor hafiften.Şuna kanaat getirdim ya bize temiz bir toplum ya da temiz bir devlet çok gerekli değil çünkü sanki istemiyormuşuz gibi bir görüntü hakim.
TFF bu işten nasıl kalkar bilemem ama Fenerbahçe bünyesinde barındırdığı bu kişiler için bir şeyler yapmaz ise bu işin altından kalkamaz.Futbolcular hala pankart açsın alın terimiz falan filan diye.Bu leke kolay kolay temizlenmeyecek.Zaten bilinen bir şeydi artık resmiyet kazandı.1980 den sonra bu işleri türk futboluna sokabn fenerbahçe'li yöneticilerdi zaten.Çark dönerse sorun yoktu ama bir gün çarka çomak giriyor işte.Acı olan 103 senelik bir kulup.TFF bir ceza vermese bile gittikleri her yerde şike lekesini üstlerinde taşıyacaklar.

Kıssadan hisse "oturduğu yerden hakemlere zat zort eden, istediği hakemi tehdit eden ve maçını değiştiren, türk futbolunda yer alan yöneticleri kölesi" zanneden aziz başkan aslında öyle olmadığını gördü.
UEFA ve FIFA nın şakası yok.Sen yaptırım uygulamazsan ben uygularım diyor ki bu kulup ve milli takımların uzun süreli müsabakalardan men edilmesi anlamındadır.Yani başka bir deyişle Avrupa ve dünya kupası heyecaından bu milleti mahrum etmektir.

TFF öncelikle bunu bir düşünsün.Ayrıca hakkında şüphe olan kişilerin TFF yönetiminde bulunması etik değil bence bir an önce istifa etmeliler.

Re: Şike Operasyonu

Posted: Thu Jul 21, 2011 7:02 pm
by Cengiz Akgun
Alismis kudurmustan beterdir derler. FB bugun TFF'den Super kupayi neden ertelediniz, hangi hukme gore bu karari aldiniz diye sormus. Elinin koru derler adama. Bu kadar yuzsuzluk yetmez herhalde. Aziz efendi onune gelene para dagitiyor. Rakip futbolculara bize gol atma al sana 100 bin avro deniyor. Bunlarin lami cimi yok, ses kayitlari ile ortada. TFF once bilmem ki ama olur mu ki gibi calkalayinca ayaklar yer tuttu herhalde.

Bugun her yazisini severek okurum diyemiyecegim ama genellikle iyi noktalara dikkat ceken Hurriyet'in Yilmaz Ozdil'i yazmis. 1942'de CHP'den Turkiye'nin basbakani olan ve ayni zamanda FB'nin onursal baskani sayilan ve adi FB stadina verilen Saracoglu'nun oglu ve kayinbiraderini nasil FB macina goturdugunu yazmis. Yaninda mi idi orasini bilmem ama bunlar eski adamlardi. Yuzleri bugunkuler gibi kizil degildi. Bu hayatta para ve unden baska seref ve haysiyet gibi en basa konulacak degerler olduklarini bilirlerdi. Bence de yapmistir. Yani cuzdanina davranip gidin suradan biletinizi alin demistir seref locasina kurulmayi akil edemeden ya da o piskinligi gostermeden.

http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/183 ... 249&gid=61

Basinda CHP'ye, Inonu'ye soven davar surusune gore boyleleri makbul adamlar degillerdi. Bugun arkalarindan papuc gibi dilleriyle diktatorduler, halki ezdiler diye konu oluyorlar malasef. Ancak onlarin sictiklari bok kadar deger verilebilir bu hayvanata.

Bu arada "Aziz amca belinde tabanca" mektup yazmis. Ruhen ve bedenen iflas etmis ve FB'den bir komplo sonucu kopariliyormus. Cok acikli be. Simdi kurbanlari oynuyor demek.

Re: Şike Operasyonu

Posted: Thu Jul 21, 2011 10:42 pm
by Kaan Önem
Artun Ünsal'ın kitabını okuyordum bugün, orada bir cümle bilhassa dikkatimi çekti. Zira bu şike ve soruşturma sürecinde yaşananlarla birebir örtüşüyor: Değerler yokluğu, öc almanın yüceltilmesiyle telafi edilmektedir. Kerem abi tek yaşanan yolsuzluk ve pislik bu mu diye sorup kızıyor kısmen haklı olarak ama asıl mesele şu ki, bu binlerce çürümüşlüğün içinde üzerine gidilen/gidilebilen tek olay da bile katakulli yapılmaya çalışılıyor. Belki de milat olabilecek, bir çok şeyin başlangıcı olabilecek bir olayın bile çok geçmeden üzeri örtülmeye çalışılacak gibi sanki. Hoş, o leke o koca kulubün üzerinden bu saatten sonra kaldırılsa da insanların zihninden nasıl kazınacak, ayrı mevzu. Yine Goethe'ye atfedilen bir laf var, onu da paylaşayım: İnsanların kötü olduğunu görmek beni şaşırtmıyor ama bunun için hiç utanmadıklarını görünce hayretler içerisinde kalıyorum diyor. Bugün objektif insan Onur Belge'yi dinlemeniz lazımdı TV'deki yorumunda. Yüce türk büyüğü olarak harika yorumladı :!: 2 Dakika tahammül edemezsiniz inanın.

Keşke UEFA yada FIFA mı oluyor artık neyse, asıl onlar; almıyorum sizi kardeşim 5 yıl ne avrupa kupalarına kulup olarak ne de milli takım seviyesinde dese. Tam kapak olur. Sanki katıldığımızda bir bok yapıyoruz. Milletin alay ettiği ülkelerin 2. sınıf takımları bir güzel tokatlayıp gidiyor bizim 4 böyükleri. Gerçi bizimkiler öyle bir men olsa ondan da akıllanmaz ya neyse işte. Boşa, her şey gerçekten boşa.

Re: Şike Operasyonu

Posted: Fri Jul 22, 2011 2:39 am
by Salih Bora
edit

Re: Şike Operasyonu

Posted: Fri Jul 22, 2011 2:41 am
by Salih Bora
Cengiz Akgun wrote:Bugun her yazisini severek okurum diyemiyecegim ama genellikle iyi noktalara dikkat ceken Hurriyet'in Yilmaz Ozdil'i yazmis. 1942'de CHP'den Turkiye'nin basbakani olan ve ayni zamanda FB'nin onursal baskani sayilan ve adi FB stadina verilen Saracoglu'nun oglu ve kayinbiraderini nasil FB macina goturdugunu yazmis. Yaninda mi idi orasini bilmem ama bunlar eski adamlardi. Yuzleri bugunkuler gibi kizil degildi. Bu hayatta para ve unden baska seref ve haysiyet gibi en basa konulacak degerler olduklarini bilirlerdi. Bence de yapmistir. Yani cuzdanina davranip gidin suradan biletinizi alin demistir seref locasina kurulmayi akil edemeden ya da o piskinligi gostermeden.

http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/183 ... 249&gid=61
Yılmaz Özdil de "Cemaat Fenerbahçe'yi ele geçiriyor" türküsünü tekrarlamaya getiriyor uygun yoldan.
Şükrü Saracoğlu'nu da karıştırmış işe.
Kendisi hem Fener başkanlığı yaparken bir yandan da hükümetlerde bakanlık ve başbakanlık yapmış bir siyasetçidir. Berlusconi'nin hem Milan'ın sahibi hem de başbakan olması gibi.
Önemli pozisyondaki bir siyasetçinin aynı anda kulüp, dernek, sendika vs. yönetebilmesi herhalde Özdil'e normal geliyordur. Başbakanın kulüp başkanlığı yapması da.
Acaba RTE bir kulübe başkan olsa Yılmaz Özdil ne der?
Neyse... Konumuza dönelim.
Kendisinin girişimleriyle stad mülkiyeti o devrin parasıyla 9000 TL'ye 10 taksitle Fenerbahçe Kulübü'ne geçiyor. Ne kadar cüzi bir miktar karşılığında stadın Fener'e devredildiğini anlamak için şu örneği verebiliriz:
Aynı yıl Fenerbahçe eşya piyangosu düzenliyor ve 17000 TL gelir elde ediyor.
Türkiye'nin nüfusunu, piyango organizasyonunun sadece İstanbul gibi büyük illerde yapılabildiğini düşünün... Bir tarafta tek kalemde 17000 liralık gelir, bir yanda 10 taksitle 9000 TL'ye verilen devasa stad ve arazisi.
Ayrıca...
1929 yılında çıkan "Bir semtte birden fazla kulüp varsa üye sayısı en fazla kulüp faaliyetlerini devam ettirecektir" diyen tuhaf bir kanun maddesi sayesinde, stadın önceki sahibi İttihatspor kapanmaya itilirken, boşta kalan stadyumun dön dolaş Fenerbahçe'yi bulması çok entresan.
1946'da Fener'in Başbakanlık Kupası kazanması üzerine ödül olaraktan "bir defaya mahsus" olmak üzere 5 bin liranın örtülü ödenekten verilmesi de öyle...
Bence Yılmaz Bey siyasi partizanlık etmeden önce siyaset-futbol ilişkilerinin tarihçesini şöyle bir karıştırmalı...

Re: Şike Operasyonu

Posted: Fri Jul 22, 2011 9:54 am
by Mehmet Gurdal Cetin
AY demogoji yapmaya devam ediyor. Bir ACIKLI veda mektubu gondermiş klupte websitesine asmış. İkinci satırdan sonra herşey belli oldu gülmekten gözlerimden yaş geldi.Bunu okuyan taraftar da dün akşam SHAKTAR ile yaptığı hazırlık maçında basına saldırmış sahaya inmiş maç yarıda kalmış ve iptal olmuş.

http://www.hurriyet.com.tr/spor/futbol/ ... sp?gid=381

Bunlar "biz küme düşemeyiz- düşmeyiz - düşürttürmeyiz " havaları veriyorlarda dün de FIFA'nın yaptığı bir açıklama var. Açın bakın bulun.. Konunun başka bir boyutu ile FIFA ilgilenmeye başlamış.

http://www.hurriyetdailynews.com/n.php? ... 2011-07-21

Neyse ben bunları sallayamayacağım

Daragacinda bile olsak son sozumuz
Vecizesi ile ilgili bir kac ortaya karisik :)

AY :Son sozumuz FB ama beni ana gemiye birazdan isinlarlar bizim uzayda FB adinda gezegenimiz uc tane de yildizimiz var biliyomusun
INFAZ MEMURU : Asin a.k.

AY:Son sozumuz FB ama aklima gelmisken Bana bakin lan , asilacak Yildirim oteki Yildirim iri olan karistirmayin sakin ben baska seye .....
INFAZ MEMURU : Cihangir abi oteki herifi yapma bak bu baska bi sey diyor

AY :Son sozumuz FB ama FB'nin buyuklugu oooolee bir buyukluktur kiii anlatilamaaaaz yeryuzunde gokyuzunde.....
INFAZ MEMURU : imam efendi gel sen bu garibana tovbe duasi yaptir yoksa kulli yanacak tovbe tovbe

AY: Son sozumuz FB !
Zebani: yok canim bu daha ilk sozun duan kabul oldu 13 senelik geriye donuk sorgulama yapiciz. Diger zebaniler ! adam hakli odun getirin lan burasi buz gibi olmus...

AY: Son sozumuz FB !
Cevap Bir Diger Zamanin Buyuk Futbol taraftarından Gelsin :Asmayalim da besleyelim mi?

AY: Son sozumuz FB !
INFAZ MEMURU : Cuneyt Cakir'i gonderelim mi abi ?

AY: Son Sozumuz FB !
INFAZ MEMURU : Merak etme abi Bank Asya Acilisina sizinkiler Beyonce'u getiriyorlarmis, Ercan Saatci dinletisi ve Demet AKALIN 'dan OLACAK OLACAK esliginde sizinkiler sahaya ineceklermis...