Benjamin Sleepwalker ve diğerleri

Forum Galatasaray Spor Kulubu ve Turk sporu hakkinda ayrintili haberler, yorum ve analizler, ogretici arastirmalar ve diger onemli spor olaylari hakkinda bilgi akisini saglamak, yazilanlari saglikli bir yapi cercevesinde dunyadaki butun Galatasarayli arkadaslar ve diger sporseverler ile paylasmak amaciyla kurulmustur.

Moderator: Staff

Post Reply
Can Ergun
Posts: 685
Joined: Mon Nov 12, 2007 6:20 pm
Location: Istanbul

Benjamin Sleepwalker ve diğerleri

Post by Can Ergun »

Image

Daha dk 1 gol 1 , ilk maç Arda'ya yaptıkları,genel olarak suratından akan negatiflik,gösterdiği kartlardan anladığım kadarıyla futboldan anlayıp anlamadığı meçhul...

Futbol oyununda sarı-kırmızı kartların birinci amacı futbolcuyu korumaktır.Bizim ligimizde ise bu kartlar daha çok hakemin otoritesini yükseltmek için kullanılıyor.
Aslında çıkması gereken ama çıkmayan kartlara örnek:

-Üst üste aynı oyuncuya veya taktik olarak tüm takıma karşı faul yapılması (Sivasspor'un ve bilimum anadolu takımının oynadığı oyununun temeli)

-direkt ayağa,kemiğe yapılan müdahaleler,arkadan kayarak yapılan fauller (gösterilmesi gerekenin %30'u belki gösteriliyordur)

-kontra atağı kesmek için yapılan kasıtlı fauller

Bir de kart çıkan durumlara bakalım:

-üstüne su sıçratmadan dolayı,
-oyun sahasının olması gereken yerinden çıkmaya çalışan takım kaptanına tamamen keyfi nedenlerden
-35.dk da kendi sahasında atışı 8-10 sn içinde atan futbolcuya zaman geçirdiği üzere...
-bacağını kırmaya çalışan adamın kart görmesi için can havli ile elini havaya kaldıran adama kart
-ve daha niceleri

Buna benzer durumlarda saçmasapan kartlar çıkarken, oyuncuların futbol hayatını bitirebilecek ve belki daha ciddi sonuçlara neden olacak durumlar için kart çıkmıyor.

Özellikle şu yukarıdaki durumlar için hangi ülkede kart çıkıyordur? Peru? Belki...

Bu kafada adamların yönettiği ligin kalitesinden ve keyfinden söz edemezsiniz.Daha sansar,doberman vs marka değerinden bahsetsin.

Image

Hakemliğin kriterleri FIFA standartlarına yaklaştırılmalı ve bu kriterleri yerine getiremeyen, asıl mesleği kabzımallık,polis,asker,muhasebeci vs olan insanların gidip asıl bildikleri işi,kendi mesleklerini yapmaları sağlanmalıdır.Böylesine büyük paraların döndüğü bir ortamda bu kalitede ve bilgi birikimindeki adamlara bir maçı teslim ederseniz böyle olur.Bu seviyede hakemlik yapacak kişiler, hem akademik bilgi,hem atletiklik hem de hayat görüşü olarak belli bir seviyenin üstünde olmalıdırlar,bu da o kokartı verirken belli ve olması gereken standartları getirerek sağlanabilir.

Image

Ufuk Sezekkaplan
Posts: 1333
Joined: Tue Feb 22, 2005 11:33 am

Re: Benjamin Sleepwalker ve diğerleri

Post by Ufuk Sezekkaplan »

Çok güzel yazmışsın. Fazladan, Levent Güntay'ın "bu ülkede spor hukuku gelişmeli" görüşünü ekleyebiliriz, o da herhalde nesiller alacak.

Aslında bir yönüyle, uzun ve karmaşık bir muhakeme rejimi olan bir futbol maçında hakem, maç sırasında verdiği veya vermediği kararlarla 300-400 civarı aksiyon yapıyor, itirazı kabil olmayan kesin kararlar tesis ediyor. Bu anlamda bir futbol hakemi için, dünya üzerinde yetkileri en kuvvetli ve denetlenemez hakim denilebilir. Bu kararların % 1'ini, yani 3-4 tanesini manipüle etse, bir takımın kaderini değiştirebilir. Olan da bu zaten...

Bugün birçok gazete (Toroğlu dahil, ki ahlaklının ! en önde gidenidir), UEFA'nın bir kuralının değiştiğini, maç sonrasında saha içine şu veya bu şekilde giren bir oyuncunun en az 1 maç ceza alması gerektiğini yazdı. Lafı, maç sonunda Arda'nın hakeme özür dilemek için sahaya girmesine bağladı ve ceza istedi tabii.

Bu kural varsa bence de uygulanmalı, hatta Arda'ya da uygulanmalı ama her maçın sonunda, soyunma odasına giden oyuncuların, 1 adım bile saha çimine adım bastığının tespiti halinde onlara da uygulanmak kaydıyla.

Mesela, Denizli-FB maçının maç sonu kayıtları alınabilir, yöneticiler, teknik heyet, yedekler dahil tüm oyuncular soyunma odasına, atletizm pistinden gitmeyip, bir adım bile futbol sahasına girmişse -madem ortada emredici bir kural var- bu kural istisnasız uygulanmalı. Uygulasınlar da görelim.

Bu aşşağılık adamların elinde elbette tüm lig maçlarının maç sonu görüntüleri var ama meseleyi özellikle Arda'ya kitlemek, şu ezilmişlik duygularına daha iyi geliyor.

Can Ergun
Posts: 685
Joined: Mon Nov 12, 2007 6:20 pm
Location: Istanbul

Re: Benjamin Sleepwalker ve diğerleri

Post by Can Ergun »

Ne olduysa birakmis hakemligi, hic olmamaliydi, A.ntalya'nin A.rkasina kadar yolu var...
Yoksa adi sorusturmada falan mi gecti de boyle sezon basinda kosa kosa birakti suratini sevdigim...

Darisi İlker Mal ve benzerlerinin basina

Hasan Tezcan
Site Admin
Posts: 6041
Joined: Wed Oct 16, 2002 6:57 pm
Location: Stockholm

Re: Benjamin Sleepwalker ve diğerleri

Post by Hasan Tezcan »

Medya kurulusuna transfer olmustur...Erman Fosoglu kadar karizmasi var :-D
Yaşadıklarımız ve bende yansıması, değerli sözler eşliğinde

Eşeğe altın semer de vursan eşek yine eşektir.
Alma garibin ahını; çıkar aheste aheste.
Vefa, İstanbul’da bir semt adı değildir sadece.
Kalbi ve sözü bir olmayan kimsenin, yüz dili bile olsa o yine dilsiz sayılır.
Bozuk olunca maya; ne ar tanır ne de haya.

Can Ergun
Posts: 685
Joined: Mon Nov 12, 2007 6:20 pm
Location: Istanbul

Re: Benjamin Sleepwalker ve diğerleri

Post by Can Ergun »

Bunun yenisi cikti h.gocek... Bir suru alakasiz sari kartin yaninda , 1 tane net penalti bir de kazima alakasiz bi faul caldi bursa macinda. Bunlarun meslek ahlaki, adil oyun vs ile bir alakalari yok. Baros bu herife de atmis oldu

Salih Bora
Posts: 785
Joined: Thu Jun 14, 2007 10:47 pm

Re: Benjamin Sleepwalker ve diğerleri

Post by Salih Bora »

Türk hakemleri beyinlerini kullanarak maç yönetmiyorlar.
Sanki otomatik bir makine var, insan suretindeki o makineyi maçlara yolluyorlar, o da içinde kurulu çip neyi yazmışsa onu çalıyor. Hangi pozisyonda ne çalacakları otomatikman belli.
Bir kere "etliye sütlüye bulaşmak istemeyen" bir tarzları var.
Ne anlama geliyor bu?
Aman risk almayayım, üstüme filan kalır, maçtan sonra tartışılırım, yerin dibine sokulurum maazallah...
Kart tercihleri, foul tercihleri hep böyle...

A takımının defans oyuncusu ile B takımının hücum oyuncusu hava topuna yükseliyorlar. Defans oyuncusu düşüyor. Düüüüüttt... Faul... Defans takımı lehine... Hücumcuya diyor ki: Topa yükselirken rakibine şarj yaptın... Halbuki alakası yok.
Hakemin kafasından geçen şu: Adam şimdi topu alır da gol atarsa ihale bana kalır, en iyisi bu riski alacağıma faulü vereyim. Zaten maçtan sonra kim hatırlar ki?

Veya sarı kartlar...
Maçın ilk 20 dakikasında ne kadar sert faul yaparsan yap kart görmüyorsun.
Elle kasti oynamak bile çoğu zaman kartla cezalandırılmıyor.
Ama oyuncu eskaza hakeme eliyle "sarı kart göster" işareti yaptı mı, çatttt, kendisi yiyor sarı kartı. Onu hiç aksatmıyorlar. Bizim hakemler kendi onurları sözkonusu olunca şahinleşiyorlar.
Gel gör ki... İlk sarı kartı gören oyuncuya ikinci sarı kartı çıkarmaya gelince cimri davranıyorlar. Ancak çok sert bir hareket olması gerekiyor, şöyle tribünlerden filan da tepki çeksin, o zaman sarı kart gelir.

Hakemlerin üstünde baskı olmasından şikayet ediliyor. Doğrudur, baskı var gerçekten de. Ama baskı olması, hakemlerin genel kalitesizliğini gözardı etmeye yol açmamalı.
Hakemler korkak ve pasif... Hatta bazıları Bünyamin örneğinde olduğu gibi eyyamcı.
Maç içinde skora göre düdük çaldıklarına kaç kez şahit oldum.
AYRILMAZ İKİLİ

Post Reply