Forum hazırlık maçları ve gol atılamaması olayına hayli önem veriyor. Halbuki herkes biliyordur ki hazırlık maçları bir futbolcunun yaz aylarında ağır yüklemeler sonucu kazanmak için pek de mücadele sarf etmen, ‘bitse de gitsek’ havasında oynadığı ve temelinde maç eksiği denen olayın yaşanmaması için düzenlenen bir müsabakadır. Bu gibi maçlarda genellikle genç oyuncular yırtıcı olurlar. Kendilerini göstermek için. Diğerleriyse aksine sessiz sakin su sabun ilişkisine girmeden takılırlar başlarına sakatlık gelmesin diye. Nereye gelmek istiyorum; Takımımızın hazır ve güçlü bir forvetle Denizli’ye dört, Steau’ya iki ve dün gol atamadığımız Kayseri’ye de iki gol atması pek de değerlendirme dışı tutulacak bir durum değil.Ali Gursel wrote:Ben bekleyim görelim cephesinde olmakla beraber, bu o maçta gol atamadık şundan, bu maçta gol atamadık bundan gibi mazeretlere de çok hazır değilim.Murat Uludağ wrote: Gol pozisyonuna göremediğimizden dem vuruluyor. Nonda oynadığı dönemde Steau’ya 2, Denizli’ye 4, Kayseri’ye 2 gol attık. Nonda’nın hafif sakatlığıyla çıktığı Steau maçında ve dün sakatlıktan henüz çıkmış Ümit Karan ile yeni transfer Baros’un oynadığı maçta gol bulamamak pek de uzak bir ihtimal değildi. Bu nedenle gol konusunda eleştirilerimizi hazır olan forvet üçlüsünün takıma katılımıyla yapmak daha doğru olur diye düşünüyorum.
Bir şeyi fark etmemiz lazım. Bence futbol olarak ilkel çağdan aydınlık çağa geçiyoruz. Bizim ilacımız sabır ve tahammül. Bakalım Skibbe ‘istemezük’çüleri mi yoksa ‘bekleyelim-görelim’ cephesini mi haklı çıkaracak…
Uzun oldu ama paylaşım iyidir.
Maçtan önce Süleyman Hurma'ya Kayseri GS'ı 1974'ten beri ligde yenemiyor dendi. Adamın cevap, geçen sene biz oynadıkda kazanamadık, ondan önceki sene iki kere topa vurdu GS ikisi de gol oldu, bir önceki sene bastırdık da atamadık. Yahu ayıp, 1974, sus bari bugün inşallah yeneriz de.
GS'ın gol muhabbeti de maalesef biraz o hesap. Sizin listeyi ben sayayım:
Hazırlık maçlarında amatör küme haricinden kimseye gol yok, Steaua'ya iki gol atılmış, adamlar sana iki tane atıp eledikten ve de maçın anlamı kalmadıktan sonra. Denizli'ye 4 atılmış, 3 tanesi Denizli 10 kişi kaldıktan sonra.
Hazırlık maçlarında da mı sakattı Nonda ile Ümit?
GS Kayserispor ile oynayıp ciddi iki üç pozisyon bulamayıp sonra nasıl gol durumundan dem vurulmaz, GS bu, Sıvasspor falan değil.
Hakan Şükür'lü oyun tarzından şikayet edebilmek için daha iyisini yapmak gerekir, o da lafla olmuyor, yaparak oluyor. Hakan Şükür'e laf et, ondan sonra 90 dakika neredeyse yarım pozisyonla maç bitir. Ne o, sakatmış, oymuş, buymuş. Sakatlanmasınlar habire o zaman, belki o zaman onlar da marka olurlar. Ne zaman bitecek bu Hakan'ın neden ilk 11de yer aldığını biliyoruz muhabbeti, hayır bari dünkü maçın üstüne yapmayın, gitti işte Hakan, ne yapıyor kalanlar, Steaua'ya elen, Kayseri'de pozisyona gireme, kılları döndü, tüyleri burkuldu, ya sakatlar ya sakatlıktan yeni çıktılar timingleri bozuk, ya sakatlığa yeniden girecekler moralleri bozuk. Halep ordaysa arşın burada, Hakan yok işte, çıkıp beş hafta taşısa ya bir tanesi takımı, biz de anlayalım Hakan neden ilk 11 oluyormuş. Benim gördüğüm Hakan diğerlerinde bir devamlılık oladığından ilk 11 oluyordu, aksini söyleyen herksle Ümit ve Nonda'nın son 5 beş sezon hangi sezon kaçar maça sağlam çıktığını gösteririm, Hakan 32-37 yaşlarını yaşarken.
Takım kabuk değiştirsin, yeni golcüler bulsun, hepimiz çok memnun oluruz. Hakan'dan iyisi de gelsin daha da memnun oluruz, hatta umarım bu Baros olsun. Ama Ümit Karan'ın dünkü performasının üstüne Hakan'ın neden ilk 11 çıktığını biliyorduk demeyin lütfen, Hakan'ın bir bacağı kırık olup maça çıksa dünkünden kötü olmadı performansı, Hakan'ın bu Ümit'in önünde neden ilk 11 olcağı için hiçbir şey bilmeye gerek yok.
Ali
Hakan Şükür konusuna gelince, Hakan’ın takımda olan etkinliği ve yeri geldiğinde Külhanbeyliği’ne varan tavırlarını biliyoruz. İlk aklıma gelen hesapta takımını çok seviyor olmasına rağmen en kritik karşılaşmada oyundan çıkarılınca kendine hakim olamayıp pazubant fırlattığı… Sabri’yi birçok kez jest ve mimikleriyle azarlayışına da hepimiz şahit olmuşuzdur. Ayrıca takıma katılan bütün santraforların üzerinde de bir kabus niteliği taşıdığı düşüncesindeyim. Zira onun olduğu dönemde Ümit Karan hariç çoğu forvet arkadaşımız öğütülmüştür. Ayrıca geçtiğimiz yıl Nonda’nın açıklamalarını da halı altına süpürmemek lazım.
Ben Hakan’a saygı duymak zorundayım. Zira ben tribünde takımını destekleyen bir taraftarken o tuttuğum takımın efsane bir oyuncusu. Ancak bu Hakan’ın egoist ve tek adam kaprisleri olduğunu değiştirmez. Benim görüşüm budur. Hakan’dan daha iyisini yapmak konusundaysa ilk söylediğimi tekrarlamak istiyorum: “Forvetlerin hazır olduğu bir ortam eleştiri için daha da uygun olacaktır.”