Bizim yerli basında malesef hiç hoşuma giden yaratıcı bir manşet göremedim.
Bordo maçının ardından gazete manşetleri..
Moderator: Staff
-
- Staff Member
- Posts: 6562
- Joined: Tue Oct 22, 2002 9:19 pm
- Location: Bakirkoy-Ist
- Contact:
-
- Staff Member
- Posts: 6562
- Joined: Tue Oct 22, 2002 9:19 pm
- Location: Bakirkoy-Ist
- Contact:
-
- Posts: 1923
- Joined: Wed Oct 23, 2002 4:14 pm
-
- Staff Member
- Posts: 6562
- Joined: Tue Oct 22, 2002 9:19 pm
- Location: Bakirkoy-Ist
- Contact:
-
- Posts: 397
- Joined: Wed Dec 24, 2003 10:22 am
- Location: Atakoey, IstanbuI / TR
Spikerlerin "Heriiii Pottıııırr, yine söylüyorum oz büyücüsüüü, ne 89'a ne 91'e ... Gol kokuyor gol, önce koklattı sonra tattırdı ... ah keşke 30 dk. geç yeseydik, tabi hiç yememek en güzeli ... hadi onu da ayağından kaçır, evet çok şey istiyorum ama bu maç hakkımız, ehh be Sabri bu saate kadar beklenir mi?" diye bağırarak maçın ve güzel görüntülerin içine ettiği,
Kara cahil, magazincililikten bozma "gaste" cilerin
"Korkak Skibbe'den kurtulan Avrupa aslanı yeniden devleşti..." diye şuursuzca manşet attığı bir ülkede analiz, istatistik, mantık, yapıcı eleştiri gibi kavramlar gayet bilinçli şekilde devreden çıkarılınca futbol kitlelerin afyonu olmaktan öteye gidemiyor.
Tam da bu beyinsiz ortam yüzünden Bülent sürekli "Taraftarımız ne olursa olsun, desteğini sürdürsün" vurgusu yapıyor çünkü biliyor ki takıma çağdaş bir anlayış yerleştirmeye çalışan değerli teknik adamların bile "korkak" diye bir kalemde silindiği, 2 gun once "s.ktir git Sabri" diye inleyen tribunlerin 2 gün sonra Sabri'yle birlikte coşup kendinden geçtiği bir ortamdayız ve o son dakika golü olmasaydı, belki de o fotoşopçu "gaste" ciler "Bülent'in kellesünü isterüüüük!" diye manşet atıp birinci sayfaya Bülent'in kellesini basacaklardı.
Maçı Fransız kanalından izleyip spikeri beğenen arkadaşlarımızın yorumlarına bakarsak maçı Fransız spiker anlatsaymış daha iyi olabilirmiş. Hatta o mikrofonu bir eşşeğe verselerdi daha iyi olurdu, en azından kafamız ütülenmezdi ve tarihe geçecek güzelim goller o anlamsız bögürtülerle kirlenmezdi.
Kara cahil, magazincililikten bozma "gaste" cilerin
"Korkak Skibbe'den kurtulan Avrupa aslanı yeniden devleşti..." diye şuursuzca manşet attığı bir ülkede analiz, istatistik, mantık, yapıcı eleştiri gibi kavramlar gayet bilinçli şekilde devreden çıkarılınca futbol kitlelerin afyonu olmaktan öteye gidemiyor.
Tam da bu beyinsiz ortam yüzünden Bülent sürekli "Taraftarımız ne olursa olsun, desteğini sürdürsün" vurgusu yapıyor çünkü biliyor ki takıma çağdaş bir anlayış yerleştirmeye çalışan değerli teknik adamların bile "korkak" diye bir kalemde silindiği, 2 gun once "s.ktir git Sabri" diye inleyen tribunlerin 2 gün sonra Sabri'yle birlikte coşup kendinden geçtiği bir ortamdayız ve o son dakika golü olmasaydı, belki de o fotoşopçu "gaste" ciler "Bülent'in kellesünü isterüüüük!" diye manşet atıp birinci sayfaya Bülent'in kellesini basacaklardı.
Maçı Fransız kanalından izleyip spikeri beğenen arkadaşlarımızın yorumlarına bakarsak maçı Fransız spiker anlatsaymış daha iyi olabilirmiş. Hatta o mikrofonu bir eşşeğe verselerdi daha iyi olurdu, en azından kafamız ütülenmezdi ve tarihe geçecek güzelim goller o anlamsız bögürtülerle kirlenmezdi.
Last edited by Eray Tunç on Fri Feb 27, 2009 3:55 pm, edited 2 times in total.
-
- Posts: 4210
- Joined: Thu Oct 24, 2002 9:29 am
- Location: Bursa-TR
- Contact: