Page 68 of 95

Posted: Fri Jan 30, 2009 5:39 pm
by Ozan Ersoy
Politika kendi cikarlarini koruma sanatidir. Bu cumlede en onemli sozcuk "kendi" dir. Dun olanlar kendi cikarlarini unutup, baska cikarlari, ulkuleri, felsefeleri korumaya calismanin en cig, en basit, en yontulmamis ornegidir.

Senin kendi evinde PKK ve kurt sorunu gibi bir bela varken ve Filistin'de olanlara Arap alemi de dahil olmak uzere butun dunya sessiz kalmisken bu cikisi yapmanin ahmakligini Turk halki cani ve parasiyla odeyecektir.

1) PKK bu durumdan cesaretlenecektir. PKK ve Kurtlere disardan maddi ve manevi destek artacaktir. Belki buyuk sehirlere bile hic olmadigi kadar sicrayacaktir. Bunun sonucunda belki 1300'den de fazla Turk ve Kurt hayatindan olacak veya sakat kalacaktir. Adam demis zaten "senin de Istanbul'da basina her gun bomba yagsa sen de yapardin". "Madem oyle" denip istihbarat tam tersi yonunde akmaya baslayacaktir.

Bilinen gercekler: Istihbarat ve askeri teknoloji gelistirme konularinda Israil ve Amerikan destegi olmasa ne Apo yakalanabilirdi ne sinir otesi harekatlar yapilabilirdi. Bunlar kesilirse ve daha da vahimi ters tarafa dogru islemeye baslarsa Turk askeri cok daha ciddi durumlarla karsi karsiya kalmaya baslayacaktir.

2) Yahudilerin dunyada neyi kontrol ettigini bilmeyen birinin ahmakca cikisidir bu. Bundan sonras Turkiye'ye ve Turk sirketlerine kredilerin muslugu kesilirse AKP ve Tayyiiuupp bir sene icinde dizlerinin onune coker "meeee meeeeee" diye bagirir. Olan Turkiye'ye olur. Bu krizde ulkenin ekomisine bir yuk daha bindirirlerse, krizin etkileri katlayarak artar.

3) Batinin bolgede bir tane daha Ahmejidinad'a izin verecegini sanmak aptalliktan baska bir sey degil. "Ilimli Islam" rafa kaldirilacak AKP destegi cekilecektir. Tabii AB uyeligi belki bir 10-15 sene daha sekteye ugradi. Bu ikisi ilk basta Turkiye leyhine gozukse de, bu durumda olan yine Turkiye'ye olacak zaten cahil ve sefil durumda olan halk batiya olan tiksinmesiyle daha da dogulasacaktir.

4) Turkiye'nin bolgede arabulucu, soz sahibi olamayacagini kanitlamistir bu basitlik.

Bana bu Ecevit'in Avrupa'da Kibris sorununu barisci yollarla, masada cozmeye calisirken, zamanin koalisyon yardimci basbakani Erbakan'in "cihat" cikisiyla genelkurmaya Kibris'a gir emrini vermesini hatirlatti. Sonucunda ambargonun kralini yedik ve Turkiye o yuzden cok aci cekti.

Yapilmasi gereken bu muydu? Dunya liderleri susarken veya girisimlerini kapali kapilar ardinda yaparken, dunya ekonomisi krize girmisken, bu sivri baslilik, bu kafayi disari cikarma, bu zamansiz otmeyi yine Turk halki cani ve maliyla odeyecek.

Bunun nedeni de onu yonetsin diye, Turkiye ve onun cikarlarini baska herseyin onune koymayanlari secmesidir.

Ozan Ersoy

Posted: Fri Jan 30, 2009 5:56 pm
by Kenan Atak
Ayni seyler aklimdan gecti Ozan'in yaziyi okuyunca hem de ne eksik ne fazla. Zaten ustte koydugum resme bakin ve iyice dusunun bunun sonuclarini. Bir de ekonominin durumunu ve bizim ekonomik yapiyi dusunun sonra resmi gözunuzun önune getirin. Akil almaz derecede ahmakca (ya da iki uc oy ugruna haince) yapildi. Alpay Israilli zihniyetini anlatmis ben de bati yaklasimini söyleyeyim: Cabuk cevap vermezler hatta sözlu cevap bile vermezler, sinsice, yavas yavas belayi corap gibi örerler, ustune de bir dugum atarlar, bir bakmissiniz sicim yavas yavas bogmaya baslamis. Bu arad Peres özur diledi diye palavradan sikan ezik medyamiza da nasil gulsek yalanlama gelince. Altayli'nin yazisina bakin hele, bu adamlar Turk basini iste, vay anam vay! Hangi kafalara kaldik!

Posted: Fri Jan 30, 2009 6:05 pm
by Emir Argun
Kerem Tezic wrote:Bu arad Peres özur diledi diye palavradan sikan ezik medyamiza da nasil gulsek yalanlama gelince. Altayli'nin yazisina bakin hele, bu adamlar Turk basini iste, vay anam vay! Hangi kafalara kaldik!
Bu sabah Peres’in danışmanlarından biriyle görüştüm. ''Ve evet dün gece Peres, Erdoğan’ı aramış. Televizyonda basın toplantısını izledikten sonra Başbakan Erdoğan’ın bu protestonun Peres’e ya da İsrail’e karşı olmadığını söyleyince tabiî ki Erdoğan’ı aramak zorunda olduğunu hissetti'' dedi. Peres, telefonda ''Benim sözlerimde size karşı ve Türkiye’ye karşı olmamıştır'' dedi ve Başbakan Erdoğan’a saygı duyduğunu da ekledi.

İsrail'in Ankara Büyükelçisi Gabby Levy, Hürriyet

Posted: Fri Jan 30, 2009 6:11 pm
by Ozan Ersoy
Emir Argun wrote:
Kerem Tezic wrote:Bu arad Peres özur diledi diye palavradan sikan ezik medyamiza da nasil gulsek yalanlama gelince. Altayli'nin yazisina bakin hele, bu adamlar Turk basini iste, vay anam vay! Hangi kafalara kaldik!
Bu sabah Peres’in danışmanlarından biriyle görüştüm. ''Ve evet dün gece Peres, Erdoğan’ı aramış. Televizyonda basın toplantısını izledikten sonra Başbakan Erdoğan’ın bu protestonun Peres’e ya da İsrail’e karşı olmadığını söyleyince tabiî ki Erdoğan’ı aramak zorunda olduğunu hissetti'' dedi. Peres, telefonda ''Benim sözlerimde size karşı ve Türkiye’ye karşı olmamıştır'' dedi ve Başbakan Erdoğan’a saygı duyduğunu da ekledi.

İsrail'in Ankara Büyükelçisi Gabby Levy, Hürriyet
Kerem Tezic demis ki:

"bati yaklasimini söyleyeyim: Cabuk cevap vermezler hatta sözlu cevap bile vermezler, sinsice, yavas yavas belayi corap gibi örerler, ustune de bir dugum atarlar, bir bakmissiniz sicim yavas yavas bogmaya baslamis. "

Ozan Ersoy

Posted: Fri Jan 30, 2009 6:35 pm
by Alpay Dedeoglu
Ne yazıkki Ozan seninle ayni fikirde degilim. Kıbrıs Barıs Harekatında
problem afyon uretimine ve Amerikan kotasına kadar gider ve Ecevitte bu harekettan aynı oranda sorumludur. Erbakani sevmem, ama ortada yanlislkta varsa, veya dogru harekette varsa, 2sininde sorumlulugundaydi.

İsrail ile boyle bagiris cagirisla sekteye ugrayamayacak kadar karsilikli iliskiler ve cikarlar vardir. Zaten gerek Peresin, gerekse Livnynin alttan alici demecleri , Erdoganinda antisemitizm karsiti demecleri bunu gosteriyor.
Sadece sunu soyleyeyim Erdoganin kaptan agbisi yillarca bir Yahudi armator icin calismistir. Ailenin temel gecim kaynagida budur zaten. Turkiyede , ekonomisini bu kadar cok yabanci sirketlere ve gruplara birakmisken, ancak boyle goruntu cikislari yapar.
Herkes ticari cikarini bilir, boyle mahalle dalasi yuzunden duygusal hareket etmez.

Ne varki onlar secime giriyor, Gazzeye girecekler Netanyahunun onunu kesmek icin. Biz secime giriyoruz, Erdogan Gazze icin İsraile boyle teatral cikislar yapacak. Bu bir oyundur.

Bati karismadigi surece Israille biz boyle kavga dovus anlasacagiz. Bu Ortadoguda anlasma seklidir. Batili anlamaz, ama boyle gider Gene İsrailliler bilirki, nasil Romalilar, İspanyollar, Almanlar onlari surmeye ,oldurmeye baslarlarsa, gene gelecekleri yer Turkiyedir. Batinin ikiyuzlulugune guvenemeyeceklerini bilirler cunku tarihteki orneklerde hemen olumlu ruzgarin ters yuz oldugunu gormuslerdir. Ama kendileride bolgede barisi bozacak sekilde kontrolsuz hareketlere girisirlerse, arada boyle balans ayari olur.

Kurtlere gelince zaten Barzaniye ve PKKya kimlerin buyuk destegi verdigini biliyoruz. Bu destegin zaten daha buyugu veya fazlası yok. In other words, sizin Amerikada odediginiz vergiler, Turk askerine kursun olarak geri donmustur. Aptal Bush ve onun Neocon Evangelistleri sayesinde.

Davutoglu diye bir dıs politika danısmanı var Erdoganin. Domino tasi teorisi adinda bir teorisi var bu adamin. Yani bolge ulkelerinde baris olursa ve ticari baglantilar artarsa, cekismeler ve savaslar son bulur onun icin olabildigince politik problemler cozulmeli ve bun ulkelerle proactive siyasetle ekonomik iliskiler arttirilmali.. Senin ulkende olmasa bile, 2 komsun arasindaki problem bile gelir senin ekonomini bulur. Bu yuzden Turkiye bolgedeki diger ulkelerin arasinida bulmalidir olarak ozetleyebiliriz bu domino teorisini kabaca.
Teori temelde dogru fakat ne yazikki bu adam ve ekibi bu is icin cok capsiz ve vizyonsuz. Temel olarak zaten AKP kadrolarinin bu kadar zamandir ustesinden gelemedikleri problem bu.

Tabii Bush ailesinin Bin Ladin ile kolkola oldugunu sonradan ise bu ruzgarin tam tersine dondugunu biliyoruz. Amerika kullandiklarini kontrolden cikmaya baslayinca bir sure boyle recycle ettigini biliyoruz. Su anki Ergenekon surecide budur. Ama recycle edenlerde birgun recycle edilirler, dongu bu.

Belki sorulmasi gereken soru bu kadar ekonomik kriz varken bu Gazze meselesi ile bu kadar cok mesgul olunmalimiydi sorusu. Ama Gazze konusulmazsa, belediye yolsuzluklari ve ekonomik kriz gelecek gundeme. Gundemi degistirmek lazim.

Posted: Fri Jan 30, 2009 7:04 pm
by Ugur Sahin
Alpay Dedeoglu wrote: İsrail ile boyle bagiris cagirisla sekteye ugrayamayacak kadar karsilikli iliskiler ve cikarlar vardir. Zaten gerek Peresin, gerekse Livnynin alttan alici demecleri , Erdoganinda antisemitizm karsiti demecleri bunu gosteriyor.
TSK'nin açıklaması da bu yönde zaten:

TSK: Milli menfaatler öndedir

Genelkurmay, Türkiye-İsrail ilişkilerinde milli menfaatler doğrultusunda hareket edileceğini açıkladı.
Başbakan Erdoğan'ın Davos'ta, İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres'e yönelik tavrının ardından bir açıklama da Genelkurmay'dan geldi. Genelkurmay Başkanlığı İletişim Daire Başkanı Tuğgeneral Metin Gürak, Türkiye-İsrail ilişkileri konusunda ''Türkiye'nin tüm ülkelerle yürüttüğü ikili askeri ilişkilerde milli menfaatler doğrultusunda hareket etmek esastır'' dedi.

İsrail'den alınacak Heron uçakları konusunda bir değişiklik olmadığı da belirtildi.

Türk Silahlı Kuvvetleri ayrıca, "10 Rum'u öldürdüm" açıklaması yapan Atilla Olgaç hakkında da soruşturma başlattı.
http://www.guncel.net/gundem/2009/01/30 ... ndedir.htm

Ugur

Posted: Fri Jan 30, 2009 10:25 pm
by Ismail Gezer
Yazık insanlık gerçekten ölmüş! Gazzede çoluk çocuk israilin köpekleri tarafından katledilirken bu kadar ses çıkmamıştı!

Demekki ideolojik gözü dönmüşlük insanlıktan, vicdandan daha önemli!


Türk basınında ne mal olduğu gerçekten ortaya çıktı bu süreçte. Ne çok israil dostu varmış medyada!

İsrail ağaçları yakıyor olsa daha çok tepki gösterecek şerefsizlerin varlığını görmek acı vericiydi.

İnsanların maymunlaşması budur heralde!

Binden fazla masumun katledilmesi börtü böcek kadar önemli değildir türk basınının şerefsizleri nazarında. Bu insanlar müslüman çocuğu diye heralde bu umursamazlık!

Aynı şerefsizlere göre araplar bile tepki göstermezken bize ne oluyormuş?

Bu şerefsizler, arap ülkelerinde yönetimlerin abd'ye kıçından bağlı olduğunu bilmez mi? Sadece buna değil
hiçbir konuda tepki gösteremeyecek kadar baskı altında olduklarını bilmezlermi?
Bilselerde işlerine gelmez şerefsizlerin!

Posted: Sat Jan 31, 2009 12:08 am
by Ozan Ersoy
Alpay Dedeoglu wrote:Ne yazıkki Ozan seninle ayni fikirde degilim. Kıbrıs Barıs Harekatında
problem afyon uretimine ve Amerikan kotasına kadar gider ve Ecevitte bu harekettan aynı oranda sorumludur. Erbakani sevmem, ama ortada yanlislkta varsa, veya dogru harekette varsa, 2sininde sorumlulugundaydi.

İsrail ile boyle bagiris cagirisla sekteye ugrayamayacak kadar karsilikli iliskiler ve cikarlar vardir. Zaten gerek Peresin, gerekse Livnynin alttan alici demecleri , Erdoganinda antisemitizm karsiti demecleri bunu gosteriyor.
Sadece sunu soyleyeyim Erdoganin kaptan agbisi yillarca bir Yahudi armator icin calismistir. Ailenin temel gecim kaynagida budur zaten. Turkiyede , ekonomisini bu kadar cok yabanci sirketlere ve gruplara birakmisken, ancak boyle goruntu cikislari yapar.
Herkes ticari cikarini bilir, boyle mahalle dalasi yuzunden duygusal hareket etmez.

Ne varki onlar secime giriyor, Gazzeye girecekler Netanyahunun onunu kesmek icin. Biz secime giriyoruz, Erdogan Gazze icin İsraile boyle teatral cikislar yapacak. Bu bir oyundur.

Bati karismadigi surece Israille biz boyle kavga dovus anlasacagiz. Bu Ortadoguda anlasma seklidir. Batili anlamaz, ama boyle gider Gene İsrailliler bilirki, nasil Romalilar, İspanyollar, Almanlar onlari surmeye ,oldurmeye baslarlarsa, gene gelecekleri yer Turkiyedir. Batinin ikiyuzlulugune guvenemeyeceklerini bilirler cunku tarihteki orneklerde hemen olumlu ruzgarin ters yuz oldugunu gormuslerdir. Ama kendileride bolgede barisi bozacak sekilde kontrolsuz hareketlere girisirlerse, arada boyle balans ayari olur.

Kurtlere gelince zaten Barzaniye ve PKKya kimlerin buyuk destegi verdigini biliyoruz. Bu destegin zaten daha buyugu veya fazlası yok. In other words, sizin Amerikada odediginiz vergiler, Turk askerine kursun olarak geri donmustur. Aptal Bush ve onun Neocon Evangelistleri sayesinde.

Davutoglu diye bir dıs politika danısmanı var Erdoganin. Domino tasi teorisi adinda bir teorisi var bu adamin. Yani bolge ulkelerinde baris olursa ve ticari baglantilar artarsa, cekismeler ve savaslar son bulur onun icin olabildigince politik problemler cozulmeli ve bun ulkelerle proactive siyasetle ekonomik iliskiler arttirilmali.. Senin ulkende olmasa bile, 2 komsun arasindaki problem bile gelir senin ekonomini bulur. Bu yuzden Turkiye bolgedeki diger ulkelerin arasinida bulmalidir olarak ozetleyebiliriz bu domino teorisini kabaca.
Teori temelde dogru fakat ne yazikki bu adam ve ekibi bu is icin cok capsiz ve vizyonsuz. Temel olarak zaten AKP kadrolarinin bu kadar zamandir ustesinden gelemedikleri problem bu.

Tabii Bush ailesinin Bin Ladin ile kolkola oldugunu sonradan ise bu ruzgarin tam tersine dondugunu biliyoruz. Amerika kullandiklarini kontrolden cikmaya baslayinca bir sure boyle recycle ettigini biliyoruz. Su anki Ergenekon surecide budur. Ama recycle edenlerde birgun recycle edilirler, dongu bu.

Belki sorulmasi gereken soru bu kadar ekonomik kriz varken bu Gazze meselesi ile bu kadar cok mesgul olunmalimiydi sorusu. Ama Gazze konusulmazsa, belediye yolsuzluklari ve ekonomik kriz gelecek gundeme. Gundemi degistirmek lazim.
Alpay yazini ilgiyle ve saskinlikla okudum. 40 senelik AKP'li daha iyisini yazamazdi inan. Bu sacmaligin, cigligin, basitligin, erken ve yersiz otmenin Turkiye aleyhine fazla bir zarari olmayacagini dusunmek "Biz Israil'le boyle bagira cagira anlasiriz" demek fazla iyimser geldi bana. "Aman ortaligi karistirayim da petrolun fiyati yukselsin de paralar gelsin" diye ikide bir Israil'e ABD'ye olum sloganlari atan Ahmadinejad gibi dayanacak petrol kuyularimiz da yok. Avrupa gibi sanayimiz de yok. Cin gibi dunyanin en ucuz isciligi de yok.

Aksine ciddi sorunlar var, bolunme tehlikesi var, ekonomik baglilik var. "Daha beteri olmaz, hic bir sey olmaz" epey buyuk varsayimlar.

Ozellikle "sizin odediginiz vergiler bize kursun olarak dondu" cumlen bel alti. Sadece Amerika'da degil Avrupa'da yasayan milyonlarca Turk'u de dolayli yoldan suclu hissettirecek bir cumle. Cunku Kurt sorununu basimiza acan ve 20 senedir onu besleyen Avrupa. Birincisi ve parantez ici keske sizler de verginizi oduyor olsaniz da Turkiye daha gelismis bir ulke olsa. Benim Turkiye'ye akrabalarima ve cesitli kurumlara yolladigim senelik para eminim %99 Turkiye vatandasinin yasayip da kullandigi hizmetler karsiligi odedigi vergiden fazladir. Bu %99'a sizler de dahilsiniz buyuk bir olasilikla. Amerika'ya vergi veriyoruz ama burada calisip buranin nimetlerinden yararlandigimiz icin veriyoruz, bunun ustune bir de herkes 3-5 hersene Turkiye'ye yolluyor. Yollamayan Turkiye'de gidip tatilinde Turkiye'ye doviz kazandiriyor. Turk diasporasindan Turkiye'ye gelen para butcesi topu topu 400 milyar dolar olan Turkiye icin oldukca ciddi bir destektir.

Ikincisi bizim odedigimiz verginin nereye gidecegine dair bir kontrolumuz yok. Tek yapabildigimiz vatandas olanlarimizin verdigi oylar. Bu yuzden Amerikan vatandasi yapabildigini yapti ve sadece baskani degil senato ve kongreyi de degistirdi. Bush, Republican ve evangelistler yaptiklarinin karsiligini Obama ve iki parlementoda da cogunlugu kaybederek gorduler.

Hadi bakalim sizler neredesiniz? Degisecek mi bir seyler bir dahaki secimde. Sececek misiniz dogru adamlari? %47 catir cutur verdiginiz oylarla sizi bizi bu adamlar temsil ediyor iste. Skandal ustune skandal... Bir deniz feneri gibi bir olay Amerika'da olsa "treason"dan asarlar adami. Nixon demokratlarin takildigi otel odasini dinletiyor diye baskanliktan oldu adam.

Son paragrafin ise muhtesem... Adeta Turkiye'nin cikarlarinin, kendi politik cikarlari yani oy ugruna satilmis olmasini itiraf etme, kabullenme, normal karsilama. Memnunsaniz ki memnusunuz oyle gozukuyor, diyecek bir sey yok. Zaman gosterecek kim nerede ne kadar hakli...

Ozan Ersoy

Posted: Sat Jan 31, 2009 12:56 am
by Kenan Atak
Alpay Dedeoglu wrote:
Davutoglu diye bir dıs politika danısmanı var Erdoganin. Domino tasi teorisi adinda bir teorisi var bu adamin. Yani bolge ulkelerinde baris olursa ve ticari baglantilar artarsa, cekismeler ve savaslar son bulur onun icin olabildigince politik problemler cozulmeli ve bun ulkelerle proactive siyasetle ekonomik iliskiler arttirilmali.. .
Vay vay vay ne teorisyenmis be bu adam Alpay. Desene genius genius! Teoriyi okurken dudaklarim ucukladi. Kirk yil dusunsem aklima gelmezdi.

Posted: Sat Jan 31, 2009 1:05 am
by Kenan Atak
Ozan Ersoy wrote:Bir deniz feneri gibi bir olay Amerika'da olsa "treason"dan asarlar adami. Nixon demokratlarin takildigi otel odasini dinletiyor diye baskanliktan oldu adam.
Yalniz Alpay da son cumlede buna isyan etmis yani cumle dusuklugunden yanlis anlama olmus orda.
Bunun disinda kafayi bozmaga degmez artik, cece sinegi sokmus bizim toplumu. Isvec'te de TV faturasini uc bakan genclik yillarinda ödemediklerini itiraf ettiler diye halk gazete ve tvleri email ve mektup telefon yagmuruna tuttu, ilk iki haftada ucu de istifa ettiler hem de kabine kurulduktan iki hafta icinde. Keyfini bozma ulkeden haberlere de bakma. Birak artik bizim derdimiz degil. Normalde deniz feneri ile birak bakanliktan dusme, kodesi boylarlar burda. Ben de artik ilgiyi kesecegim, nafile!

Posted: Sat Jan 31, 2009 3:02 pm
by Murat Biricik
Milliyet ten
“Monşerlerin âdetini pek bilmem” diyen Erdoğan’a tepki gösteren emekli büyükelçiler, “Bu tutumun tamiri yine mesleklerinin icabını yerine getiren monşerlere düşüyor” dedi

İstanbul’da, “O diplomatların, hele hele monşerlerin adetini pek bilmem. Bilmek de istemem” diyen Erdoğan, tepki çekti.
Eski Dışişleri Bakanı İlter Türkmen ve emekli büyükelçiler Ahmet İsmet Birsel, İnal Batu, Uluç Özülker, Onur Öymen,Yalım Eralp ve Mustafa Akşin’in yorumları şöyle:
Birsel: Erdoğan’ın çıkışı diplomasiye sığmayan bir tavır. Ama, asıl mesele Batı ne diyecek? Siyasetten gelenler, dış ilişkilerde bazı sorunlar yaratabiliyor. Ama, bu tür tutumların tamiri yine monşerlere düşüyor. Diplomatlar da bazen sinirlenebilir, toplantıyı terk edebilir. Dünyada artık imajı bu şekilde yer edecek. Bu çıkışla Türkiye, tarafsız arabuluculuk rolünü kaybetmiştir.
Batu: Başbakan’da fevri davranışlar, herkesi azarlama eğilimi var. Ciddi bir üslup sorunu var. Diplomat olmak utanılacak bir şey değil. Onlar kriz yaratıyor, biz çözmeye çalışıyoruz. Monşer lafı eğer halktan kopuk anlamına geliyorsa, bütün diplomatlar orta halli halk çocuklarıdır. Cumhuriyet diplomatlarının monşerlikle ilgisi yok.
Türkmen: Eskiden monşer kelimesi kullanılırdı, şimdi kullanılmıyor. ‘Daha sosyetik, çok kibar, hafif züppe’, herhalde bunlar kastediliyor. Dışişleri’nin dili de eskiden Fransızcaydı. O dönem ‘azizim’ anlamında kullanılırdı. ‘Ben çıtkırıldım değilim. Böyle gürlerim. Diplomatlar herşeyi yutabilir, ben yutmam. Ben tepki gösteririm’ demek istiyor. Oysa, diplomatlar sinirlenmez diye bir şey yok. Ben BM’de Daimi Temsilci’ydim. Sık sık ya Yunanlıyla, ya Rumla dalaşıyorduk.Erdoğan’ın ciddi üslup sıkıntısı var. Beni güldürdü.
Akşin: İsrailli başbakanlarla ilgili sözleri çok münasip kaçmadı. Erdoğan, adeta Milli Görüş günlerini hatırlatıyordu. Monşer kelimesini ağzına almaması lazım, bir takım kişilerin hassasiyetini okşayacağım diye, hariciyecilerini harcaması gereksizdi.
Özülker: Peres’in haşin konuşması ve moderatörün yaptığı doğru değil. Başbakan’ın üslubu da doğru değildi. Bize bakanlıkta ilk öğretilen şey, ‘müzakerede ilk sinirlenen kaybedendir.’ Monşerler, mesleklerinin icabını yerine getirir.
Eralp: Beni monşerlik rahatsız etmedi, çünkü, kendimi öyle addetmiyorum. Ama, acaba Sayın Başbakan bundan böyle Dışişleri kadrolarıyla çalışmayacağını mı söylüyor? Ben Başbakan’dan çok, daha fazla uluslararası toplantılarda Türkiye’nin haklarını savunmuşumdur. Dışişleri memurları monşer değil mi? Yanındaki insanlar monşer değil mi? Onlar uzaydan gelmedi.
Öymen: Başbakan’a yakışmayan bir söz. O küçümsediği diplomatlar, Başbakan bisküvi ticareti yaparken, Türkiye’yi temsil ediyorlardı, hayatlarını tehlikeye atarak mücadele ediyorlardı

Posted: Sat Jan 31, 2009 3:08 pm
by Murat Biricik
31 Ocak Cumartesi 2009
Kasımpaşa’dan niçin diplomat çıkmadığı anlaşılmıştırÖnce işin haber boyutunu verelim. Türk Atlantik Konseyi’nin Antalya’da düzenlediği ve bizim de konuşmacı olarak katıldığımız konferans sırasında dün Savunma Bakanı Vecdi Gönül’e ayaküstü şunu sorduk:
“Davos’taki kavgadan sonra Türk ve İsrail silahlı kuvvetleri arasındaki işbirliği ve iki ülke arasındaki savunma sanayii projeleri sürebilir mi?”
Türkiye’ye zaman zaman “kelle koltukta” yıllarca hizmet etmiş olan diplomatlarımızı aşağılayan, ayrıca “siyasetten gelmekle” övünerek “diplomatik hassasiyetleri” hiçe sayan Başbakan Erdoğan’ın aksine, “devlet geleneğinden” gelen Gönül’ün tek cümlelik yanıtı “Devlette devamlılık esastır” oldu.
Bundan, Türk-İsrail ilişkilerindeki ana eksenin, Erdoğan’a rağmen, etkilenmeyeceği anlaşılmaktadır. Dış politikasını aşırı pragmatizm üzerine oturtmuş olan İsrail’in esas duymak istediği de zaten budur. Çünkü, ulusal çıkarları açısından, Türkiye ile ilişkilere hâlâ büyük önem atfetmektedir.

Peres de terbiyesizdi
Şimdi kavganın kendisine gelelim. Önce şunu söylemek gerekiyor. Şimon Peres’in kızgın bir sesle ve itici bir edayla Erdoğan’a, “Mısır Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek ve Filistin lideri Mahmud Abbas’tan daha mı iyi bileceksin?” anlamına gelen sözlerle çıkışmasına hangi başbakan olursa olsun yanıt vermek zorunda kalırdı.
Peres de terbiyesizliğini anlamış olmalı ki, kavgadan hemen sonra Erdoğan’ı arayarak duyduğu üzüntüyü bildirmek ve Türkiye ile ilişkilere önem verdiklerini yinelemek zorunda kaldı. Tabii bunun bizde, “Erdoğan gürledi, İsrailli hizaya geldi” şeklinde yorumlanacağını tahmin etmek güç değil.
Nitekim Antalya’ya gelirken havaalanındaki salonda Erdoğan’ı dinleyenler arasında yükselen, “İşte budur. Adam gibi adam. Hasret kalmışız. Bakın nasıl ağzının payını verdi” yorumları bile bunu kanıtlıyor.

Erdoğan göz çıkardı
Bu kişilerin İsrail’in ulusal çıkarları uğruna her zaman sergilediği “pragmatizmi” bilmeleri elbette ki mümkün değil. Bu durumda kimin “devlet adamı” kimin ise “popülist siyasetçi” olduğu da kanaatimizce görülmüş oldu.
Peres’e yanıt verme hakkı olan Erdoğan bunu yaparken, siyasi çıkarları açısından kaş yapmış olabilir, fakat Türkiye açısından bir göz çıkardığı kesin. Bunun nedenlerini, geçmişte kıdemli görevlerde bulunmalarına rağmen Erdoğan tarafından “monşerler” diye aşağılanan emekli diplomatlarımız medyamızda fazlasıyla açıkladıklarına göre, bizim burada ayrıntıya girmemiz gerekmiyor.
Ancak bu “monşerler”e tümüyle katıldığımızı söylemek isteriz. Uzun lafın kısası, Erdoğan bu çıkışıyla sokaktaki popülaritesini önemli ölçüde artırmış olabilir. Ancak, Peres’e yanıt hakkını kullanırken ortaya koyduğu üslubun Antalya’da konuştuğumuz tüm yerli ve yabancı diplomatlar tarafından “uluslararası ilişkilerde görülmemiş bir durum” olarak değerlendirildiğini de söylemeliyiz.

DTP ile sıkışma ama Hamas’la...
Umarız bu üslup, dış politikasını -Haluk Gerger hocamızın ifadesiyle- “mayınlı tarlada yürütmek zorunda olan” Türkiye’nin başını fazla ağrıtmaz. Bu arada Erdoğan’ın emekli diplomatlarımız için söylediği fakat aktif diplomatlarımızı da ilgilendiren sözlerinden, Kasımpaşa’dan niçin diplomat çıkmadığı anlaşılmıştır.
Ancak son söz olarak bir hususa değinmeden edemeyeceğiz. Türkiye’de seçilmiş bir parti olan DTP ile “Terörizmi destekliyor” diye el bile sıkışmayan Erdoğan’ın, “Seçilmiştir, onun için saygı görmeli” argümanıyla, terörist örgütler listesinde bulunan Hamas’ın avukatlığına soyunması göze batan ciddi bir çelişkidir.

Posted: Sun Feb 01, 2009 5:11 pm
by Kenan Atak
Emir Argun wrote: Bu sabah Peres’in danışmanlarından biriyle görüştüm. ''Ve evet dün gece Peres, Erdoğan’ı aramış. Televizyonda basın toplantısını izledikten sonra Başbakan Erdoğan’ın bu protestonun Peres’e ya da İsrail’e karşı olmadığını söyleyince tabiî ki Erdoğan’ı aramak zorunda olduğunu hissetti'' dedi. Peres, telefonda ''Benim sözlerimde size karşı ve Türkiye’ye karşı olmamıştır'' dedi ve Başbakan Erdoğan’a saygı duyduğunu da ekledi.

İsrail'in Ankara Büyükelçisi Gabby Levy, Hürriyet
Ustteki Hurriyet'in haberi. Alttaki ise Israil'in bir nevi Hurriyet'i Haaretz'den
http://www.haaretz.com/hasen/spages/1060289.html

Turkish media outlets reported that Peres had apologized to Erdogan during their five-minute phone conversation, but Peres' office denied the report, saying that the purpose of the telephone call was simply to ensure that the "crisis won't deteriorate."

Peres' office issued a statement insisting that the words "I'm sorry" were never spoken by the president.

Posted: Sun Feb 01, 2009 5:26 pm
by Kenan Atak
Ozan Ersoy wrote: etkileri katlayarak artar.

3) Batinin bolgede bir tane daha Ahmejidinad'a izin verecegini sanmak aptalliktan baska bir sey degil. "Ilimli Islam" rafa kaldirilacak AKP destegi cekilecektir. Tabii AB uyeligi belki bir 10-15 sene daha sekteye ugradi. Bu ikisi ilk basta Turkiye leyhine gozukse de, bu durumda olan yine Turkiye'ye olacak zaten cahil ve sefil durumda olan halk batiya olan tiksinmesiyle daha da dogulasacaktir.
The Foreign Ministry has learned that senior European Union diplomats were highly critical of the vociferous criticism Erdogan had leveled at Israel over the operation in Gaza and for his support of Hamas.

According to one report, senior European officials said, "Erdogan wants to be part of the European Union, but now he can forget about it."

Bizim embesil liboslar yorumlasin ustteki yeri. Turk basininda en deger verdigim ve okumaga deger buldugum uc bes kalemden biri olan Cuneyt Ulsever'in yazisini buraya koyuyorum

http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/109 ... d=3&gid=61

Posted: Sun Feb 01, 2009 8:18 pm
by Murat Biricik
Yorumsuz:

NTV
Güncelleme: 14:45 TSİ 01 Şubat 2009 Pazar

ANKARA - Zeyd önemli bir iddiada bulundu: Hamas’ın füze üslerinin hiçbiri vurulmadı, tüneller çalışıyor ve hatta özel çabalarımızla Gazze’ye daha güçlü ve etkili silahlar soktuk.

Sadece Gazze’de direnişin devam ettiğini savunan Abu Zeyd Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ı da İsrail’in işbaşına getirdiğini öne sürdü.

Zeyd, İsrail’in Gazze’yi Mısır’a, Batı Şeria’yı Da Ürdün’e bağlayarak, bölgede Mısır, Ürdün ve İsrail devletlerinin kalmasını hedeflediğini söyledi.

Zeyd, “İsrail, son yaptığı saldırı ile amaçlarına ulaşamadı. Tüneller çalışıyor ve hatta özel çabalarımızla Gazze’ye daha güçlü ve etkili silahlar soktuk” diye konuştu.