Blog'daki yazım:
İspanya: 24 Yıl Aradan Sonra
İspanya ile Almanya Euro 2008'in final karşılaşmasında karşı karşıya geldiler. Maçı, 24 yıl aradan sonra finale çıkan İspanya, 33.dakikada Fernando Torres'in attığı tek golle 1-0 kazanmayı başardı. İspanya ilk kez 1964 yılında ev sahipliğini yaptığı Avrupa Şampiyonası'nda SSBC'yi finalde 2-1 mağlup ederek mutlu sona ulaşmayı başarmıştı. 29 Haziran 2008 gecesi, 44 yıl aradan sonra, bu mutluluğu 2.kez yaşayan İspanyollar, hak ettikleri şampiyonluğu yenilgi yüzü görmeden aldılar.
İspanya Teknik Direktörü Luis Aragones, David Villa'nın sakatlığında, Cesc Fabregas'a şans vererek, forvetten 1 kişi azaltıyordu. Kalede ve defansta değişikliği gitmeyen Luis Aragones, Rusya maçında sol kanatta oynayan David Silva'ya sağ kanatta, sağ kanatta oynayan Andres Iniesta'ya sol kanatta görev veriyordu. Defansın önünde Marcos Senna, orta alanın ortasında Cesc Fabregas ve Xavi Hernandez, Fernando Torres'i destekleyecek isimler olacaklardı.
Almanya'da son 2 gündür antrenmanlara çıkmayan ve son ana kadar ilk 11 de olup olmayacağı belli olmayan Michael Ballack sahadaki yerini almıştı. Almanlar'da da, İspanya gibi kalede ve defansta herhangi bir değişiklik olmuyordu, bir önceki maçlara göre. Orta sahanın sağında Portekiz ve Türkiye maçlarında attığı 2 gol ve yaptığı 2 asist ile takımını taşıyan Bastian Schweinsteiger, sol tarafta turnuvada attığı 3 gol ile maç öncesinde gol krallığında iddiası bulunan Lukas Podolski İspanya'nın beklerini zorlamaya çalışacaklardı. Orta alanın ortasında son dakikada sahada olacağı belli olan Michael Ballack'a Thomas Hitzlsperger ve Torsten Frings eşlik edecek isimlerdi. İleride her zamanki gibi tek başına Miroslav Klose görev yapacaktı.
Maça hızlı başlayan taraf Almanya oluyordu. 3.dakikada Sergio Ramos'un kısa pasında araya giren Miroslav Klose pozisyonu değerlendiremiyordu. İlk 10 dakika itibariyle Almanlar, İspanya'nın sağ tarafını, Philip Lahm, Lukas Podolski ve Michael Ballack ile zorluyorlardı.
Maça istediği başlangıcı yapamayan İspanya, ilk 10 dakikadan sonra orta sahayı ele geçirerek Almanya kalesine saldırmaya başlıyordu. Dakikalar 15'i gösterirken gelişen İspanya atağında Andres Iniesta'nın şutunu tecrübeli kaleci Jens Lehmann zorlukla kornere atarken, bu pozisyon bir bakıma golün sinyalini veriyordu. Almanya kalesini gittikçe baskı altına alan İspanya, Fernando Torres'i orta sahadan Xavi, Iniesta ve Fabregas'in arapaslarıyla pozisyona sokma çabasındaydılar.
23.dakikada sağ kanattan gelişen atakta, Sergio Ramos'un ortasında topu direğe nişanlayan Fernando Torres, 10 dakika sonra Xavi Hernandez'in arapasında topu Jens Lehmann'ın üstünden aşırtırak İspanya'yı 1-0 öne geçiriyordu.
İlk yarıda iyi oynayan ve rakibine üstünlük sağlayan İspanya, ikinci yarıya girerken değişiklik yapmıyordu; ancak, Joachim Löw, golde Fernando Torres'i arkasına kaçıran Philip Lahm'ı, yerine Marcell Jansen'i koyarak cezalandırıyordu, iş işten geçse de...
İkinci yarıda ilk yarıdan pek farklı birşey izlemiyorduk. İlk 45 dakikada olduğu gibi, oyunun üstünlüğü İspanya'nın elindeydi. Fernando Torres, David Silva, Andres Iniesta, Marcos Senna ile gol fırsatları yakalayan İspanya bunların hiçbirinde sonuca gidemiyordu. Kaçırdığı onca fırsattan sonra maçın son dakikalarına stresli giren İspanya, herhangi bir kazaya sebebiyet vermeden maçı tamamlayarak, Euro 2008'in en büyüğü olduğunu ilan ediyordu.
Son olarak bir de maça teknik adamlar yönünden bakalım. Luis Aragones, David Villa'nın yokluğunda beklenen 11 i sürmüştü sahaya. Bu 11, yarı finaldeki Rusya maçında 60.dakikadan sonra birlikte oynamıştı ve başarılı olmuştu. David Villa oyunu terk ederken 1-0 İspanya'nın üstünlüğü ile süren maçı, İspanya sakatlanan David Villa'nın yerine Cesc Fabregas'ın girmesi üzerine 2 gol daha bulup, maçı 3-0 kazanmıştı.
Luis Aragones doğru kurduğu 11 in yanında, maç içindeki isabetli değişiklikler de alkış topluyordu. 60.dakikalarda orta sahadan Cesc Fabregas ile David Silva'yı çıkarıp, oyuna Santi Cazorla ve Xabi Alonso'yu süren tecrübeli teknik adamın bu hamlesi, Almanya'nın o dakikalarda orta sahadan 1 adam eksiltmesine karşılıktı. Almanya zaten İspanya'ya göre kötü olan orta sahasının üstüne, bir de orada İspanya'dan 1 kişi eksik kalınca Luis Aragones, 2 taze kan oyuna alarak orta alandaki üstünlüğünü arttırıyordu. Luis Aragones'in tek yanlış değişikliği 78.dakikada Fernando Torres'i çıkartıp, oyuna Daniel Güiza'yı almasıydı belki de. Maç boyunca Almanya defansını tek başına çok iyi yıpratan Fernando Torres'in oyundan alınmasında bir anlam bulmak güçtü.
Joachim Löw ise sakatlıkları ve ağrıları bulunan, Michael Ballack ile Torsten Frings'i sahaya sürerek daha maç başlamadan hata yapıyordu. Nitekim, Michael Ballack'da Torsten Frings'de beklenen performansları ortaya koyamayarak hayal kırıklığı yarattı. 90 dakika boyunca, orta sahada ezilen Almanya bir bakıma maçı orta sahada kaybediyordu.
Joachim Löw'ün 2.hatasının Philip Lahm'ı ilk 11 de oynatmak olduğunu söyleyebiliriz. Turnuva boyunca oynadığı bölgeyi benimseyemeyen ve Almanya'nın savunma yönünden en büyük zaafı olan Philip Lahm çok değil, 4 gün önce Türkiye maçında takımını yakacak bir hata yapmıştı. Maçın 86.dakikasında Sabri Sarıoğlu'ndan yediği çalım sonrası gole sebebiyet veren Philip Lahm'ı bu maçta ilk 45 dakikada sahada tutan, şüphesiz Türkiye maçında 90.dakikada attığı goldü. Ancak, bu maçta da yenilen golde en büyük hataya sahip olan Philip Lahm'dı. İkinci yarının başında yerini Marcell Jansen'e bıraksa da Philip Lahm yapacağını çoktan yapmıştı. Philip Lahm hakkında şu söylenebilirki, Philip Lahm, 2006 Dünya Kupası'ndaki Philip Lahm değil...
Bir turnuva daha sona erdi böylece. Turnuva boyunca oynadığı futbol, kadro kalitesi -özellikle bütün takımlardan çok üstün olan orta sahası-, istikrarı ve yaptığı doğru teknik hamleler ile İspanya, futbolun adeletinin olduğu bir final belgeledi bizlere...