forum.cimbom.org

Dün eşimle Cem Yılmaz'ın Arog'una gittik. Film öncesindeki reklamlar sinemaya göre değişiyor sanırım ama bu seferki cidden çok sinir bozucuydu.

Seansın başlama saatinde başlayan reklamlar 15 dk. sürdü. Ardından 5 dk. gelecek filmlerin fragmanları gösterildi. Film yazdığı saatten 20 dk. sonra başladı. 10 dk. aradan sonra bir 10 dk. daha reklamlar vardı. Salona girdikten neredeyse 3 saat sonra filmden çıkabildik.

Filmin kendisine gelince,

Gidip eğlenip güzel 2 saat geçirebileceğiniz bir film, onun dışında çok büyük beklenti içinde olmayın...

Akılda kalan 4-5 güzel espri var ama öyle her dakikasında katıla katıla güldüğünüz bir film değil.

Filmin her dakikasında gülünecek bir şey aramak yerine başka şeylere odaklanırsanız daha iyi vakit geçirsiniz diye düşünüyorum. Görüntü kalitesi, setler, özel efektler açısından seyrettiğim en kaliteli Türk filmiydi.

Biraz para(sponsorlar sayesinde 9 milyon dolara malolmuş) ve bilgiyle Hollywood kalitesine yakın filmlerin yapılabileceğini göstermeye çalışmışlar ki bence başarılı olmuşlar. Yukarıda bahsettiğim özellikler açısından Cüneyt Arkın'ın Karamurat'larından, Dünyayı Kurtaran Adam'ından nerelere gelindiğini görebiliyorsunuz.

Önceki filmlerinde çok küfür var diye eleştirildiğinden özellikle çok az küfür kullanılmış. Sigaranın zararlarına da inceden de olsa göndermeler yapılmış.

Sonuçta seyrettiğim en komik film değildi ama eğlendim diyebilirim.

Gecmiste Turist Ömer filmleri var hatirlarmisiniz bilmiyorum. Gora olsun
Arog olsun onu animsatiyor. Turist Ömer filmlerinidde sevmezdim. Hicbir
orijinalligi yok...film degil pazarlama urunu mubarek. Film zaten pazarlama
urunudur demeyin lutfen...benim icin film bu degil.

Ben ayrica kendisini tartisiyorum yakinlarimla...Cem Yilmaz'i sevmiyorum
acikcasi. Adamin espri gucu var deniyor ama ben anlamiyorum, komik
bulmuyorum kendisini. Ata Demirer ona nazaran daha kabiliyetli bana
sorarsaniz. Stand-up larini izledim, komik bulmadim. Bence bugun TR'de bir
Avrupa yakasi var birde digerleri. Orada turklugumuzden ince enstantaneler
yer almakta, karater tiplemeleri, yasam tarzi vesayre. Gerci dizi eskiden
daha iyiydi ama simdide fena degil. Fazla kadro degisikligi yapmanin
zorluklarini yasiyorlar...Gulse'ye cok is dusuyor tabii.

Cem Yilmaz kendisi karikatur zaten, reklamlarda olsun, verdigi demeclerde.
Kabiliyetli bir insan olabilir ama bir film yapimcisi asla. Iyi bir reklamci
ayni zamanda. Yani ele aldigi seyler nasil oluyorsa bizim millete uygun,
cok komik buluyorlar nedense...yoksa insanlarimiz grup baskisindanmi
guluyor bilmiyorum.

Sen soguk insansin bu yuzden anlamiyorsun diyebilirsiniz ama benimde
begendiklerim var, Monty Python, Andy Kaufman, Sacha Baron Cohen,
Bill Murray gibileri mesela. Hepsinin ayri bir özelligi var...Sacha ile Andy
ayni kategorinin insani olarak göruyorum.

Ingiliz komedi dizilerine hayranim, hayranligim onlarin yaratici gucu.
Liglerini sevmem, beygir gibi kosar gözukurler ama taraftarina diyecegim
yok, hooliganligi bir kenare koyarsak.

Arkadaslar acil yardiminiza ve önerinize ihtiyacim olacak. Iki bilgisayar programi almak istiyordum ama normal fiyatlari cok pahali. Bunlardan biri Gauss öburu Fortran Intel. Ikisi de 1500-1600 Amerikan dolari normalde. Nette bir iki site karsima cikti. Cheap software falan diyorlar ve yok yok. Adobe'dan tutun Norton Anti Virus'e her sey var. Yasal olduklarini iddia ediyorlar. Bunlar kredi karti icin risk olabilir mi? Bizim karti falan bosaltmasinlar da. Sitelerden biri bu http://www.minskoldnew.com/ öburu ise su : http://manufacturingsystemsoftware.com/ Bu sonuncusu Ingiltere'de ilki ise Ukrayna(!!!). Londra'daki adres bile göstremis (ama checkout'a gidince https cikmiyor karsiniza, bir kilit ve yaninda http cikiyor). Yahu bunlar yasal olarak bu kadar ucuza satabilir mi bu software'leri? Resmen onda bir fiyata satiyorlar. Ne dusunuyorsunuz bir yazarsaniz cok makbule gecer.

http://www.hoax-slayer.com/cheap-software-spam.html

Burda anlatıyor genel hatlarıyla olayı.

Ugur

Ugur Sahin wrote:http://www.hoax-slayer.com/cheap-software-spam.html

Burda anlatıyor genel hatlarıyla olayı.

Ugur

Cok sagol. Almamam icin yeterince gerekce vermisler. En mantikli aciklama ise böylesi yasal olmayan ve bir tur hirsizlik yapan ama isinde cok usta ve bir o kadar vicdansiz kisilerin kredi kartina neler yapabilecegi aciklamasi. Fakat tum bunlarin yaninda software sirketleri de hirsizlik yapiyorlar, fahis fiyata satiyorlar bir de update icin duyanin parasini istiyorlar. Yahu 2000 dolari kim cikarip cebinden verecek. Yani asagi tukursen sakal yukari tukursen biyik.

Hasan Tezcan wrote:Gecmiste Turist Ömer filmleri var hatirlarmisiniz bilmiyorum. Gora olsun
Arog olsun onu animsatiyor. Turist Ömer filmlerinidde sevmezdim. Hicbir
orijinalligi yok...film degil pazarlama urunu mubarek. Film zaten pazarlama
urunudur demeyin lutfen...benim icin film bu degil.
....

Turist Omer'den once Cilali Ibo vardi. Jerry Lewis taklidi sacmaliklar. Turk sinemasina sinema denilmeyecek zamanlar ve Yesilcam'in bir iki haftada studyoya filan luzum kalmadan sokakta cektigi filmlerdi bunlar. Bunlarda sanat degeri aranmazdi. Genel olarak halki anlayacagi bir iki espiri etrafinda donen sonu basindan belli olan filmlerdi Yesilcam'in 60 ve 70'li yillarda yaptigi filmler. Turist Omer Sadri Alisik'a Cillai Ibo'da Feridun Karakaya'ya (cogunuz bilmez bile kim oldugunu) zamaninda epey para kazndirmistir. Sadri Alisik iyi kotu bir tiyatro egitimi almis gulerken aglayabilen ve sanatci denilebilecek bir yani olan adamdi. Turk sinemasinda gercek anlamda seyredilebilecek filmler Yilmaz Guney'in Cirkin Kral serisinden yaptigi parayi gercek sanat icin harcadigi zamanlara denk gelir. O zamanlar Fatma Girik gibi sanatci tarafi oldukca agir basan her boyaya girebilen bir kadin artistin sayesinde bir iki iyi filmi hatirliyorum. Genellikle olay koy agalarinin yaptigi zulmlardan kaynaklanirdi. Sonra TV cikti ve Turk sinemasi kurtulusu seks fimlerinde buldu. Parcala Behcet temali Mine Mutlu, Arzu Okay filan gibileri pornoya bir basamak kalan filmler yaptilar. Sinemaci oldugumdan o gunleri iyi bilirim. Film kisimlar halinde gelir ve bir kismi ozel olarak verirdi sirket. Aman ha ne olursa olsun bu kismi sinemayi basarlarsa vermeyin diye siki sikiya tenbih ederlerdi. Sinemadaki bulanan musteriye gore o parca filme eklenir ya da cikarilirdi. Aniden film bir anda "hard core porn" dedikleri Allah ne verdiyse yatak sahesine dalardi. Okan diye bir film sirketinde mudur vardi. Bu seks filmlerinin yaninda ilk MC hukumeti sirasinda yaninda Hz. Muhammed'in Hayati filmini verirdi. Eger olurda sinemayi ahlak zabitasi basarsa filmin kutusuna Hz. Muhammedin Hayati filmini koyacakti makinist. O da bunu hazir tutardi. Babam semtimizde sayilan bir adam oldugu icin polis bize bu aksam dikkat edin gelebilirler uyarisi yapardi. Babam bu ise fazla dayanamadi ve kendine yediremedi elbette. 1975'de ekmek teknesi dedigi isi burakmak zorunda kalip sinemayi oto yan sanayi isi yapan birine kiraladi.

Ben ABD'ye geldikten sonra Yesilcam'i Kemal Sunal ayakta tutmus. Ben Sener Sener'e yetisemedim ama adam hakikaten buyuk kabiliyet. Kurt agasi rolunu ondan guzel yapani gormedim.

Cem Yilmaz'a gelince. Bende onun komedyenliginden pek bir sey anlamadim. Gecen gun Mert vermis linkleri. Sperm bankasi fena degildi. Ama bu isi meslek edinen biri icin zor degil boyle belden asagiya cok duskun olan bir milleti guldurmek. Ben ayakustu yapilan komedyenliklerde birazda taklit sanati ararim. Cem Yilmaz da pek bunu gormedim. Belki yapiyordur ama ben karakterleri bilmedigim icin denk gelmedim ya da anlamadim. Yaptigi espiriler yavan. Belkide o ortamdan uzaklastigim icin boyle seylere artik gulemiyorum.

Iki yaz once Sihirbaz adli filmini gormustum. Begendigimi de burda soylemistim. Cok sululuga kacmadan konuyu iyi islemis ve babasini oynayan adamda o role iyi gitmisti. Bu A.R.O.G nedir bilmiorum. Bir suru de raklama bogmus durumdalar. Yukarda Ersin fena degil diyordu. Sihirbaza gore bir referans verilirse nasil oldugu hakkinda bir fkrim olur.

Turkiyede komedyenlik yapmak cok zor olmasa gerek. Gunluk islerde aslinda aglanacak derecede komiklikler dolu olaylar var. Insanlar bunu kaniksamislar. Yalniz birisi uztune basinca hakikaten komik olduklarinin farkina variyorlar. Su yukarda Parcala Behcet ile Hz. Muhammed'in Hayati filminin iliskisini usturuplu anlatsam mahkemede polislerin seks filmi diye Hz. Muhammedin hayati filmini ahlaka aykiri bulduguna dair bir hikaye uydursam epey adami guldurecegime eminim.

Cengiz Akgun wrote: Cem Yilmaz'a gelince. Bende onun komedyenliginden pek bir sey anlamadim. Gecen gun Mert vermis linkleri. Sperm bankasi fena degildi. Ama bu isi meslek edinen biri icin zor degil boyle belden asagiya cok dukun olan bir milleti guldurmek. Ben ayakustu yapilan komedyenliklerde birazda taklit sanati ararim. Cem Yilmaz da pek bunu gormedim. Belki yapiyordur ama ben karakterleri bilmedigim icin denk gelmedim ya da anlamadim. Yaptigi espiriler yavan. Belkide o ortamdan uzaklastigim icin boyle seylere artik gulemiyorum.

Cem Yilmaz'i komik yapan Turk toplumunun icinde ki bireyleri cok iyi gozlemleyip, onlarin sterotipik davranislarini ve dusunce tarzlarini espiriye donusturmesi. Yaptigi espiriler bazen abartili veya utopik olsa da insana - valla bizim insanimiz bunu da dusunur/yapar - dedirten cinsten. Cem Yilmaz'in espirilerini anlamak icin tasvir ettigi insanlari bilmeniz gerekiyor biraz. Bence hem sen hem de Hasan Turkiye'den uzun yillar ayri olmaniz nedeni ile Cem Yilmaz'in gozlemledigi insanlari guncel hayatta gozlemlememissiniz - cunku genelde dalga gectigi insanlar yarim egitimli fakat ayni zamanda dejenere olmus yeni kusak - dogulu mu batili mi kararini verememis - batili davranip dogulu dusunen insanlar.

Mert Tokman wrote: ...Bence hem sen hem de Hasan Turkiye'den uzun yillar ayri olmaniz nedeni ile Cem Yilmaz'in gozlemledigi insanlari guncel hayatta gozlemlememissiniz - cunku genelde dalga gectigi insanlar yarim egitimli fakat ayni zamanda dejenere olmus yeni kusak - dogulu mu batili mi kararini verememis - batili davranip dogulu dusunen insanlar.

Dogrudur. Ben yeni argoyu da duymamistim. Kultur artik yozlasiyor mu degisiyor mu boyle seyler uzak olunca yabanci kaliniliyor. Kardesim de Cem Yilmaz'i cok begenir. Hincal'in filan taklidini yapiyormus.

Mert Tokman wrote: Bence hem sen hem de Hasan Turkiye'den uzun yillar ayri olmaniz nedeni ile Cem Yilmaz'in gozlemledigi insanlari guncel hayatta gozlemlememissiniz - cunku genelde dalga gectigi insanlar yarim egitimli fakat ayni zamanda dejenere olmus yeni kusak - dogulu mu batili mi kararini verememis - batili davranip dogulu dusunen insanlar.

Bunun en iyi ornegi Anadolu Rock...

http://www.youtube.com/watch?v=qditk7N76Xo

Her izledigimde gobegim yariliyor.

Kendisini cok yetenekli buluyorum. Karikaturist, senaryo yazari, oyuncu, komedyen. O kadar ki baskalari ayni tadi vermiyor. Yilmaz Erdogan'in Organize Isler'indeki mafya karakteri filmde dakika olarak az olsa bile cok basarili idi. Riva sirtlarindaki ciftliginde golf oynamaya calisan odun. Cok fazla espri yoktu ama karakterin islenisi ve sunumu iyiydi. Erdogan'in yilisik herifi arabesk canlandirisindan cok daha fazla begenmistim.

Politik hicive girmemesi yani esprilerin fazla bir derinliginin olmamasi, suya sabuna bulasmamasi elestirilebilir. Politik hiciv bizim kulturumuzde vardir ve bunu yapanlar cogunluktadir. Cem Yilmaz bundan uzaklasip basarili olmus biri. Onu da kendisi kabul ediyor. Her gosterisinde izleyicilerini uyarmayi unutmuyor: "Burada boyle derin bir mesaj alacaginizi, dunyayi kurtaracagimizi, hayatin anlamini falan cozeceginizi dusunuyorsaniz yaniliyorsunuz. Bu paraya kimse onu vermez" diyor.

Ozan Ersoy

Bir ara Cem Yilmaz ile Yilmaz Erdogan'i karistiriyordum. Galibba Terim'in filan taklidi o guzel yapiyormus. Ben onu bir zamanlar Uzan'larin telefon sirketi icin yaptigi kucuk ayakkabi boyacisi reklamindan taniyorum. Boyaci gayet iyi idi. Agzinla telefonun calisini yapiyor ve guya karsi kimse yokken konusuyordu. Erdogan sordugunda kimdi diye 'Bilmem kimdi Gurban." diyordu.

Forum sakinlerini bir müzisyenle tanıştırmak isterim. Aslında bende keşfedeli epey olmadı ama olsun. Karşınızda 1955 Vojvodina doğumlu müzisyen Boris Kovac.

http://www.youtube.com/watch?v=93OHm4hbflw

Yaptığı müziği tarif etmek gerekirse; hafif etnik esintiler, biraz jazz, biraz avantgarde, bir parça da tango diyebiliriz. Nefis bir bireşim var ortada yani anlayacağınız. Keman, Akordeon, gitar, Çello gibi enstrümanlar var ağırlıklı olarak. World After History benim favori albümüm, Ancak The Last Balkan Tango da es geçilmemeli.

Daha ayrıntılı bilgi için http://www.boriskovac.net/ adresine de bakabilirsiniz. Keyifli dinlemeler.

Kaan Önem wrote:Forum sakinlerini bir müzisyenle tanıştırmak isterim. Aslında bende keşfedeli epey olmadı ama olsun. Karşınızda 1955 Vojvodina doğumlu müzisyen Boris Kovac.

http://www.youtube.com/watch?v=93OHm4hbflw

Yaptığı müziği tarif etmek gerekirse; hafif etnik esintiler, biraz jazz, biraz avantgarde, bir parça da tango diyebiliriz. Nefis bir bireşim var ortada yani anlayacağınız. Keman, Akordeon, gitar, Çello gibi enstrümanlar var ağırlıklı olarak. World After History benim favori albümüm, Ancak The Last Balkan Tango da es geçilmemeli.

Daha ayrıntılı bilgi için http://www.boriskovac.net/ adresine de bakabilirsiniz. Keyifli dinlemeler.

Cok sagol paylastigin icin. Hic duymamistim ve hosuma gitti. Ozellikle Tango Apocalypso'su harika
http://www.youtube.com/watch?v=3g06BtjG ... re=related Bir de firsatin olursa Dino Saluzzi dinle Kaan.
http://www.youtube.com/watch?v=hqMdvSnh ... re=related

Hay massallah! Huzurlarinizda bayram trafik bilancosu. SIkI durun: 101 ölu, 595 yarali! Sanki kucuk ölcekli savas! Haber altlarina baktim gene papagan gibi ölenlere allahtan rahmet dileniyor. Yahu akil alir gibi degil, bu ulkede ben bildim bileli dunya trafik kaza rekorlari kirilir, ustelik nelerin kazaya yol actigi bilindigi halde (asiri hiz, hatali sollama, ickili araba kullanma gibi kurallara uymama en basta olmak uzere, bir de yollarin kötulugunu ekleyin) bu kadar zamandir hic önlem alinmaz mi? Daha iki uc sene evvel okumustum dugun otobusunde söför göbek atti, otobus ucuruma uctu bilmem 40 kusur ölu diye. Akil mantik almiyor. Yahu bir ulus, yöneteni ve yönetileni ile varolan bilgiyi kaale alarak buna karsi önlem almaktan bu kadar aciz nasil olur? Bu kadar nasil aptal olunur, bu kadar kavat nasil olunur, akil alir gibi degil. Haberlerde defalarca uyarildigi halde hala ayni hatalar. Ulke hemen her konuda sifir noktasindan gidiyor, ileri hic hamle yok. Tipki kurt sorunu gibi. Hala bikmadan usanmadan her olay sonrasi duygu sömuruleri ve sehit edebiyatlari yapilir, 5 sene evvelki film cekimleri ile ayni askeri operasyonlar korku muzigi esliginde gösterilir, papagan gibi terörist nasil yok edildi gösterilir, sehit cenazleri acikli sarkilarla gösterilir, bir oglum gitti ucu besi feda olsun denilir ve bunlar gösterilir sonra olay unutulur taaaa ki yeni bir olaya kadar. Ondan sonra hoooppp gene en basa yani sifir noktasina dönulur ve denilir ki 'ölenlere yuce allahtan rahmet yakinlarina bas sagligi dileriz'. Giden yolcu olmus, aileler perisan olmus ne fark eder. Yahu su konular adam gibi masaya ne zaman yatirilacak, ebleh futbol yorumlari yerine yapici tartismalar paneller ne zaman yapilacak TV'lerde, bu konular ne zaman ciddiye alinacak, trafikte cezalar ne zaman caydirici olacak, uc yani denizlerle cevrili ulkede deniz ve tren yollari ne zaman agirlik kazanacak? Bu ulkeyi 40 senedir yöneten höduk oglu höduk, cahil kavat surulerinin kafa neye basar anlasilir gibi degil.
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/10550250.asp?gid=229

Dino Saluzzi. Hiç dinlemedim bugüne kadar. Abi çok teşekkürler. Önerini dikkate alacağımdan emin olabilirsin. Last.fm’den Arjantinli bir arkadaşa Sen Hiç Carlos Gardel ve Piazzolla dinlemez misin diye sormuştum da (Dinleme listesinde pek göremedim çünkü ), şaka mı yapıyorsun onlara taparım, sen Anibal Troilo ile Osvaldo Pugliese’yi dene birde demişti. O aklıma geldi de yazayım buraya dedim. Bir de senin nezdinde tüm foruma bir müzik kitabı tavsiye etmek isterim, ben yarısına kadar geldim çok hoşuma gitti doğrusu. Caz’ın tarihinin kronolojik olarak incelendiği güzel bir kitap. Kitapçıda gezerken tesadüfen bulmuştum.

Bu, amazondaki link.
http://www.amazon.co.uk/Jazz-dans-tous- ... 794&sr=1-5

Bu da bir Türk sitesi.
http://www.tulumba.com.tr/storeItem.asp ... 71636ZL768

Yalnız arada neden bu kadar fiyat farkı var onu çözemedim, aslında bu işlerden de pek anlamam. Siz daha iyisini bilirsiniz elbet.

Bundan iki uc sene once Phill Collins i Abdi Ipekci Spor salonunda seyretmege gitmistim. Biletleri ozenle ve yerlerini sorarak almamiza ragmen kendimizi sahneye tam 90 derece dik konumda ve tribunun tam tepe noktasinda bulmustuk.

O zamandan beri yapilan organizasyonlara/konserlere zerre kadar guvenmedigim icin ne gidiyorum ne de bakiyorum. AKM, acik hava, Nardis Jazz Club, CRR konser istahimi doyuruyor.

Birkac gundur gazetelerde 50 cent grubunun assolisti ile ilgili yazilar cikiyordu. Konser de verecekmis. Gelinen son noktada su rezalate bakin. 50 cent yerine "Cakma 50 cent".

21 Aralik 2008 Hurriyet ten:

Haftalar öncesinden duyurulan Airport Disco’daki 50 Cent konseri, cuma akşamı tam bir fiyaskoyla sonuçlandı. 50 Cent böyle bir anlaşma yapmadığını söyleyince organizatöreler “çakma 50 Cent” sahneye çıkardılar. Airport Disco’da yapılması beklenen ve haftalar öncesinden duyurulup, biletleri satılan 50 Cent konseri, fiyaskoyla sonuçlandı. Acun Ilıcalı’nın davetlisi olarak "Var mısın Yok musun"da yarışmak için Türkiye’ye gelen dünyaca ünlü 50 Cent grubu, cuma akşamı çekimlere katıldı. Altı şarkı söyleyen ve 250 kişilik stüdyoyu 600 kişi dolduran hayranları karşısında şov yapan 50 Cent, o sırada bir başka yerde olmasına rağmen Airport Disco’da da hayranları bekliyordu.

Airport Disco’da konser vereceği haftalar öncesinden duyurulan ve localar da dahil olmak üzere tüm biletleri satılan konserden ne var ki bir tek 50 Cent’in haberi yoktu. "Var mısın Yok musun"un çekiminden çıktıktan sonra "8" adlı mekanda yemek yiyen 50 Cent’in solisti Curtis Jackson, saat 01.30’da konakladığı W Hotel’e geçti.
Organizatörler de Jackson’ı son dakikada ikna edip Airport’a götürmek için gece boyu Jackson’ın peşinde koştu. 50 Cent’in menajerlerine yanlarında getirdikleri paraları teklif eden organizatörler, Curtis Jackson’dan “Ben sadece Acun için geldim, böyle bir anlaşmam yok” yanıtını alınca elleri boş döndüler.

Bu sırada Airport Disco’da aralarında Colin Kazım, Demet Akalın gibi ünlülerin de bulunduğu seyirciler sahneye çıkacak 50 Cent’i merakla bekledi. Saat 02.00’ye kadar 50 Cent’in menajerini ikna etmeye çalışan organizatörler sonunda pes edince çareyi “çakma 50 Cent” yaratmakta buldular. Gece saat 03.00’te kırmızı kapşonlu kim olduğu bilinmeyen birini, “Ve 50 Cent geldi” anonslarıyla sahneye çıkardılar.İki playback şarkı söyleyerek sahneden inen “Çakma 50 Cent”in yanında ise son anda ikna ettikleri Curtis Jackson’ın iki vokalisti yer alıyordu. Curtis Jackson ise o sırada W Hotel’de uyuyordu. “50 Cent” yerine "sahte" bir konserle karşılaşan izleyiciler neye uğradıklarını şaşırdı. 50 Cent'i izlemeye gelenler arasında, Demet Akalın, Cansu-Tümer Metin, Eylem-Cengiz İmren ve Fenerbahçeli Colin Kazım da bulunuyordu.

Olay üzerine açıklama gönderen Airport yetkilileri, "Yaklaşık 15 gün önce 50 Cent Grubu'nun menajeri Tony Ava ile aralarının iyi olduğunu söyleyen Derya Özyol ve Fahri Korutürk'ün yeğeni Mehmet Korutürk'le bir anlaşma yaptık ve bedelini de ödedik. 50 Cent, program çekimlerinden sonra bir yemeğe katıldı, saat 02.30'da da Airport'a giriş yaptı. Sonradan anlaşıldı ki, mekanımıza getirilen kişi 50 Cent grubunun solisti değil, G-Unit ekibinden biriydi. Mağdur edildiğimiz ve kurum olarak ismimizin lekelendiği bu olaydan dolayı adı geçen kişilere dava açmaya hazırlanıyoruz" dedi.