Page 9 of 10

Posted: Fri Mar 13, 2009 1:42 am
by Salih Bora
Ülke puanı ve takım puanı sıralamasında nereden nereye geldik?
Hem de bir senede.
Trömsö, Helsingborg, A.Wien skandalları nere, bugünkü tablo nere...
Murat hocam, başta sorduğum sorunun da verilerini koyarsan makbule geçer.

Posted: Fri Mar 13, 2009 2:31 am
by Kemal Bakircioglu
http://www.youtube.com/watch?v=U6-3QpRH18g


Macin sadece ozetlerine bakabildim. Bayagi pozisyona girmis Hamburg , sans bizden yana. Hakem bizim alehimize uc tane cok kritik karar vermis.

Lincoln'in ceza icinde dusmesi, Emre'nin kirmizi karti, ve Umit'in golu. Emre ile Umit pozisyonlarinda temasin kimden oldugunu cozemedim , ama Emre'in pozisyonunda oyuncunun dusmesi isabet olmus, yoksa golluk posizyon.

Lincoln'e yukleniyorlar (oyundan cikarken ne yaptigini goremedim) ama ikinci maci aldirir. Almanlara karsi daha bir hevesli oynuyor. Nonda'ya pasi harika.

Defans kurgusu simdi nasil olucak....Bulent hoca ikinci macta kazanmaya oynamali.

Posted: Fri Mar 13, 2009 2:45 am
by Kerem Gulec
Salih Bora wrote:Ülke puanı ve takım puanı sıralamasında nereden nereye geldik?
Hem de bir senede.
Murat Biricik'in verdigi puanlar 08/09 sezonu icin sadece. Genel siralamada da yukseldik tabii ki ancak son bes yil dikkate alindigi icin hala seri basi olacak duzeyde degiliz. Fatih Terim'in arkasindan Avrupa kupalarina katilamadigimiz sezondaki ve Tromso faciasinin oldugu sezonki puanlarimiz sirayla 1.075 ve 1.80.

http://www.xs4all.nl/~kassiesa/bert/uef ... k2009.html

Gecen hafta Besiktas'la ayni puandaydik, bugunku beraberlikle ustlerine ciktik, su anki puanimiz 33.445. Bu sezon sampiyonlar ligi on elemesindeki en dusuk puanli seri basi takim 40.437 puanla Spartak Moskova'ydi. Yani 3-4 galibiyet daha alirsak bu kupada ancak seri basi seviyesine geliyoruz. UEFA kupasinda oynamak puan toplamak icin avantajli olsa da gelirler acisindan inanilmaz dezavantajli. Hatta bazi takimlar sampiyonlar ligine katilma firsati dolayisiyla kendi liglerini on planda tutuyorlar (Bordeaux, Aston Villa benim bildiklerim). Bu konuda cok guzel bir makale okumustum ama bulamadim bir turlu.

Posted: Fri Mar 13, 2009 3:06 am
by BarisCakan
Mert Tokman wrote:
Mehmet Gorgen wrote:Oyuncu ratingleri:

http://www.goal.com/en/news/166/uefa-cu ... alatasaray
Verilen notlara katiliyorum... Bencede GS gecenin iyileri DeSanctis, Balta ve Ayhan'di... DeSanctis'in kurtarislari Simovic'in 88'de Sampiyon Klupler yarifinaline ve Taffarel'in 2000'de UEFA sampiyonluguna giderken ki kurtarislari gibiydi...

Balta'nin gosterdigi performans cok onemli - sezon sonuna kadar kendisini stoperde gormeye hazir olun diyecem ama bence gercek yerini buldu. Hakan bek pozisyonu icin yeterli agresiflikte degil - o yapida bir insan degil... Bence sogukkanli, geriden oyun kuran Popescu tipli stoper onun icin en guzel pozisyon - bugun de bunu kanitladi - muthis bir mac cikardi - hem tehlikleri uzaklastirdi, hem oyun kurdu, hem de Servet gibi rsikli davranislar icine girmedi.

Ayhan bugun kaptanligin veridigi olgunlukla oynadi. Rakip ve hakemle surtusmeyen Ayhan cok iyi - kafasini topa verdigi zaman neler yaptigini birkez daha gosterdi bugun.

Bu ucluden sonra bana gore Kewell, Arda ve Sabri geliyor... Kewell free transfer olarak geldi - bu yuzden sakatlik riskine deger bir transferdi. Evet arada sakatliklari nuksediyor ama adam profesyonel, isine saygili, takim arkadaslarinin sarfettigi efora saygili, hocasina saygili - genclerin bakip ders cikaracagi bir adam - ben ona fakir takimin Beckham'i diye bakiyorum :)

Arda bugun terinin son damlasini sahada birakti. Fakat ileride ona ve Kewell'a ayak uydurabilen bir forvet olmayinca bu ikisinin hucum etkinlikleri dusuyor. Ilk yarida Nonda'nin dogru kosulari yapmamasinin kurbani oldu ama cok calisti. Ikinci yarida 10 kisi kalinca Kerem'in Lincoln icin soyledigi gorevi ustune aldi - ileri atilan her topa dapar atti - kaptigi toplari ayaginda saklayip takimina zaman kazandirdi, kimisini iyi de kullandi - ama attigi deparlarin haddi hsabi yok bugun hem ileri kostu hem de geri gelip Volkan'a yardim etti.

Sabri'de cok mucadele etti - adeta kavga etti butun mac boyunca... Daha evvel dedigim gibi rolunun disina cikmadigi surece bence bu takimda Sabri'ye yer degil ihtiyac var. Yenilgiyi kabullenmeyen adamlar takim icin onemli...

Baris beklentimin altinda kaldi... daha sakin ve daha akilli kullanmasi lazim toplari --- rakibede cok dengesiz giriyor... bugun erken bir sari kart gordu sonra onun etkisi ile agresif olamadi mac sonuna kadar...

Volkan ihtiyactan oynuyor - GS'da ilk 11 seviyesinde degil... eger Balta bekledigim gibi stopere yerlesirse solbeke iyi bir transfer gerekebilir... Emre'ye de ayni gozle bakiyorum - ihtiyac olmasa GS'da forma yuzu gormemesi lazim...

Nonda neden bu kadar kotu bilmiyorum... bugun 1-1 den sonra 2.yi atmasi isten degildi - atsa kahraman olurdu ama onun kadar un yapmis bir golcunun atmasi gerekirdi... Yaptigi kosularda hep yanlis yerlere... Ilk geldiginde ciktigi macta bile bu kadar uyumsuz gozukmemisti...

Mehmet Guven'in cizgiden cikardigi golu unutmayalim bu arada - maci kurtaran hareketti... daha dogru zamanda dogru yerdeydi... sizce Lincoln o topu kurtarirmiydi? Saka saka...

Lincooollln - lincoooolllnn - kol saati lincooooolllnnn :twisted:
Baştan sona katılıyorum. Özellikle Hakan Balta konusunda çok haklısın. Seneye de bunun üzerinden takım kurulabilir. Üstelik çok hocaya sol stoperin sol ayaklı olması müthiş keyif verir. Bir de Hakan gibi soğuk, basit ve düzgün top sokuyorsa oyuna. Sakin halleriyle de solak bir Cüneyt Tanman sanki.

Kewell-Lincoln üzerine söylediklerinde de haklısın. Yine de ama öyle ama böyle Lincoln'ün bazı pasları ve dribblingleri önemli, şu anki sistem için en azından. Baroş oynasaydı 3-4 tane katil pas daha atabilirdi araya/arkaya...

Posted: Fri Mar 13, 2009 7:03 am
by Murat Gökcigdem
Maci izleyemedim ama Kewell'in defansda oynadigini okuyunca http://theworldgame.sbs.com.au/uefa-cup ... le-176993/ adamin takim icin yaptiklarina helal olsun dedim.

Biliyorum butun oyuncularimiz ellerinden geldiklerini yapmislar ama Kewell'in bu davranisi benim cok hosuma gitti.

Tebikler Galatasaray insallah Istanbulda da isleriniz rast gider....

Posted: Fri Mar 13, 2009 7:53 am
by Murat Kara
Ikinci yarida internetin azizligine ugrayinca son 35-40 dakikayi seyredemedim. Iyi de olmus. Eziyet cekmemis oldum.

Ilk yarida Hamburg'un Bordo ile uzaktan yakindan alakasi olmayan bir takim oldugu ortaya cikti. Cok zayif kaldilar ve kaleye pek yaklasamadilar. Onu disinda biz kalelerine her gittigimizde tehlike yaratacak bosluklari bulduk. Eger BK biraz saldirgan oynatsaydi takimi, Hamburg o defansla elege donerdi bizim forvetin karsisinda. Umarim Istanbul'da BK biraz hucum dusunur de adamlari ezip geceriz. Istanbul'daki Bordo macindaki gibi oynayan bir GS bu takimi yemeden 5'ler. Arada o derece kalite farki var!

Ikinci yarida hem kondisyon yoklugu hem de skor nedeniyle macin renginin degisecegini biliyorduk. O nedenle ilk yarida Hamburg'u pes ettirmek daha akilica olurdu.

10 kisi kalinca macin elden gidecegini dusundum ama bir sekilde adamlar atamamis. Yani sadece defanslari kotu degil.

Bu takima elenirsek yazik olacak.

Posted: Fri Mar 13, 2009 10:24 am
by Mehmet Gurdal Cetin
Macin bir suru kirilma ani var,
NONDA ve LINCOLN'un neredeyse takimi 9 kisi oynattigini soylemek zorundayim.En azindan ben oyle dusunuyorum.

Bir kere rakibin OLIC ile baslamamasi beni sasirtti.Ben Martin JOL'dan bunu beklerdim.

Ayhan'in her yere yetisen oyunu, Balta'nin sogukkanliligi, Morgan'in oyunu iyi okumasi ve iyi yer tutmasi bu skoru getirdi.

Harry KEWELL elinden gelenin en iyisini yapti.Emre'ye cok kizamiyorum, oyunun momentumunu degistirebilecek bir gol pozisyonuna engel olmak icin kirmizi kart gordu.Karar agirdi degildi olup bittikten sonra bunlari tartismanin pek anlami yok.

LINCOLN'un NONDA'ya verdigi "al sunu at ulan" pasi disinda futboluna pek sempati ile bakamiyorum.Ama cikarken verdigi tepkiye de pek kizamiyorum.Bana populerligimi kazandiran ALMANYA'da kameralar onunde oyundan alinmaya bende kizardim.Ustelik o sahada oyundan cikacak NONDA var ken. Ama bu bir TD kararidir yoruma aciktir ve Bulent KORKMAZ'in bu karari Cevat GULER ile beraber aldigini saniyorum.


Umit KARAN'da Bulent KORKMAZ ile tekrar oynama istedigini gordum umarim yanilmam.O kucuk temas olmasa buz gibi gol olacakti.Temas var ve bunu Umit KARAN'da biliyor.

Kabul etmek gereken bir sey var
Bu sene UEFA'da sansli gidiyoruz.

Bu arada METALIST deplasmanda 1-0 yenildi, bunu da bir "OMEN" olarak kabul ediyorum :D


Turu gecelim, Allah bir sonraki turda Werder Bremen'i nasip etsin, yari finale kadar tum maclarimiz Almanya'da olsun.

Sonra bir Rusya-Fransa-Ukrayna-Ingiltere (hangisiyse) sonra

ver elini SS :D ve Polyanna Der Club 'ta gruplar kuran MGC :D

Posted: Fri Mar 13, 2009 10:38 am
by Davut Gerçekcioğlu
Dünkü maçtan sonra uefa finali için beklentilerimiz bir misli daha arttı. Yönetim ve teknik heyet açısından zor günler şimdi başlıyor. Bundan sonra karşılaşılacak problemlere getirecekleri çözüm yöntemleri sportif başarımızda direkt etkili olacaktır. Özellikle teknik heyetin kadro kombinasyonu konusunda ciddi ciddi çalışması gerekiyor. Bana göre irdelenmesi gereken ilk konu hücum oyuncularının durumu ve alternatif arayışlar olmalıdır. Lincoln ve kewellın yeterince diri olmaması ve ardanın çok çalışıp ikinci yarı oyundan düşmesi, takımın bir bakıma 10 kişi oynaması özellikle uefa yolunda büyük sıkıntılar getirecektir. Belki size komik gelecek ama benim düşüncem teknik heyetin hasan şaşı kewell, arda ve lincolnün alternatifi olarak hazırlaması şu an için en mantıklı çözüm olacaktır. elinde bu role uygun futbolcu tipi o çünkü. Dünkü maçta bülent hocanın böyle bir düşüncede olduğunu hissettim. takımın bu alternatife oldukça ihtiyacı var. Hasanın hırsına güvenerek kısa süre içerisinde hocanın istediği düzeye geleceğini ümit ediyorum.

Posted: Fri Mar 13, 2009 12:56 pm
by Alpay Dedeoglu
Sanctis ve Kewell'in rustunu tam olarak ispat ettikleri mac oldu.
Nonda ve Lincolnun ise bizi yollayin dedikleri..
Ayhan, Balta, Baris ve Arda oyunun iyileriydiler.

Meira olsa idi, en az +1 gol kalemize yazmamiz gerekirdi.
Yalniz orta gobekteki tedirginlik danduna itiyor.

Oyunun hareketi Kewellin stoper oynamasi idi. Ta genc takimdayken stoper oynamis, 15 yil sonra iyi kotu oynadi. Demekki neymis, kafasi calisan ve disiplinli adama fondamental verince basarili oluyor. Kewell bunu bir muhabbette Bulente soylemis, oradan aklinda kalmis. Ama durumu cabuk kavrayip, gonullu olmasi sahalarda cok az rastlanan bir durum. Yani forvet-acik olan bir insanin , stopere gecmesi cok nadir.

Hakem gordugunu caldi, ama Emrenin pozisyonu sari kartti.

Bu Yaser ve Semih diretmesini anlamadim. Birinin kadroya girmesi icin ille Bulent Korkmaz ile ayni zamanda kadroda olmus olmasi zorunlulugumu var?

Posted: Fri Mar 13, 2009 3:37 pm
by Davut Gerçekcioğlu
Bizim çocuklar alışkın zaten avrupada liberosuz oynamaya :D

Hakan balta,sabri,arda liberosuz bir takımın nasıl yarı final oynayabileceğini tecrübe etmiş adamlar. Zaten son 2 maçtır milli takımı taklit etmeye başladı takım. son dakika golüyle tur atlamalar, liberosuz oynamalar falan ne kadar ayıp, biraz kendiniz olun yahu :lol:

Posted: Fri Mar 13, 2009 4:55 pm
by Can Ergun
Dün maçtan önce yazdığım gibi bir Hamburg çıktı ve 2.maçta Galatasaray'a 4-1 galibiyet yazıyorum.Bu kadar dandik bir takıma elenmemiz lazım,kesinlikle.

Burdaki maçta herifler gol için yüklenmeye çalışacak (0-0 ve diğer galibiyetler bizim) ve bu da sonları olacak,hele bir de maçın başlarında gol bulursak ki o maçta Baros da sahada olacak.Deplasmanda kontra atak performansıyla nam yapmış bu futbol düşmanları görecekler hanya-konya yolunu...

Dün maçtan önce içim rahattı,haftaya da rahat olacağım.

Posted: Fri Mar 13, 2009 5:06 pm
by Murat Kara
Ozetleri seyrederken Ayhan'in gol oncesi attigi depar dikkatimi cekti. Yasina ragmen attigi depar ve daha sonra sut atacak gucu bulmasi, Ayhan'in kendisine ne kadar baktigini gosteriyor. Tugay gibi o da yillandikca, tadi artiyor.

Ote yandan yedigimiz gol ise Lincoln'un rakip ceza sahasi onunde kaptirdigi topun direk olarak kalemize gelmesi ile olmus. 4-5 pasda golu bulmuslar. Mehmet Topal'in eksikligi goze batmis orada.

Posted: Fri Mar 13, 2009 5:15 pm
by Can Ergun
Resmi sitedeki özete baktığımda ne Emre'nin ne de Ümit'in pozisyonunda arkadan herhangibir darbe göremiyorum.Koşarken herif takılınca da mı faul oluyor? Hakem tüm yorum hakkını onların lehinde kullandı,bir tek Barış'a galiba 2.sarıyı göstermedi diye hatırlıyorum.
Zaten son 2 maçtır milli takımı taklit etmeye başladı takım
Milli takım kimlerden oluşuyodu ? Servet,Hakan,Arda,M.Topal,Ayhan,Sabri,Emre Aşık...

Posted: Fri Mar 13, 2009 5:35 pm
by Cengiz Akgun
Cirak nerdesin evladim. Yap bakalim bir Hamburger daha acili olsun.

Posted: Fri Mar 13, 2009 6:57 pm
by Kerem Gulec
Kerem Gulec wrote: ...
Gecen hafta Besiktas'la ayni puandaydik, bugunku beraberlikle ustlerine ciktik, su anki puanimiz 33.445. Bu sezon sampiyonlar ligi on elemesindeki en dusuk puanli seri basi takim 40.437 puanla Spartak Moskova'ydi. Yani 3-4 galibiyet daha alirsak bu kupada ancak seri basi seviyesine geliyoruz. UEFA kupasinda oynamak puan toplamak icin avantajli olsa da gelirler acisindan inanilmaz dezavantajli. Hatta bazi takimlar sampiyonlar ligine katilma firsati dolayisiyla kendi liglerini on planda tutuyorlar (Bordeaux, Aston Villa benim bildiklerim). Bu konuda cok guzel bir makale okumustum ama bulamadim bir turlu.
Ilk olarak, yukaridaki rakamlari yorumlarken yaptigim hatayi, cok degerli bir uyemizin uyarisiyla duzeltmek istiyorum. Kendisine cok tesekkur ediyorum ve hata icin herkesden ozur dilerim daha dikkatli olmam gerekirdi. Mesajinda hadiseyi cok guzel aciklamis benim tekrar uzerine limon sikmama gerek yok, aynen kopyaliyorum.

"...bu konuda ufak bir düzeltme yapmak istedim. UEFA geçtiğimiz yıldan bu yıla ülke katsayılarının takım puanlarına katılış yüzdesini değiştirdi (33%den 20%ye düşürerek). O yüzden bu seneki puanlarla geçen seneki puanları birebir karşılaştırmak tam mümkün değil, yani muhtemelen seneye seribaşı olmak için 40.437den düşük bir puan yetecek.

Aslında şu andan bakarak pek seribaşı konusunu tahmin etmek de tam olarak mümkün değil.

Ama en sağlıklı veri bence şu: Spartak Moskova 40.437 puanla seri başı olduğunda UEFA sıralamasında 61. idi. GS dünkü beraberlik ile 62den 60a yükseldi. Yani eğer sıralama baz alınırsa GS seribaşı ya oldu ya da olmak üzere yani sanırım 3-4 galibiyete daha gerek yok, belki arkadaşların moralini biraz daha düzeltir bu ihtimal."

Ikinci olarak, onceki yazimda bahsettigim UEFA kupasi ve Sampiyonlar ligi arasindaki gelir dagitimi celiskisini inceleyen makaleyi buldum ve onu ekliyorum. Everton - Liverpool ornegi cok ilginc.

http://www.cannon-on-sports.com/index.p ... emiership/

Son olarak Lincoln konusunda bir iki bir sey soylemek istiyorum. Tabii ki futbolcunun psikolojisini de degerlendirme yaparken hesaba katmak gerekir. Belki izlerken yanlis yorumlamis olabilirim ancak ben bir futbolcunun teknik direktorune ilk defa boyle bir tepki gosterdigini gordum. Daha once oyundan cikarken memnuniyetsizligini mimiklerle, jestlerle belli eden mac sonu roportajlariyla vurgulayan cok futbolcu gordum ancak teknik direktorun ustune yurumeye kalkan, bagirip cagiran, yardimci antrenorun araya girerek sakinlestirmeye calistigi bir vakayi ilk defa goruyorum. Bu tip olaylarin tolere edilmesi takim acisindan kadro derinligi olmadigi icin kisa vadede yararli olabilir ancak uzun vadede mutlaka takima zarar getirecegini, teknik direktorun otoritesinin zayiflamasina yol acacagini dusunuyorum. Kolay unutulmuyor boyle seyler. Bazi arkadaslar gibi Lincoln'un sezon sonu yollanmasi taraftariyim, yerine Hamit Altintop tarzinda bir oyuncuyu tercih ederim.