Page 23 of 95

Re: Kosova bagimsiz

Posted: Tue Feb 19, 2008 1:54 pm
by Savas Macun
Alpay Dedeoglu wrote:Hosgeldin Kosova.. Cok acilar cekildi, cok canlar verildi,
cok ocaklar sondu. Bagimsizliga giden zor oldu.
Gerci hala UN'nin kontrolunda gidiyor isler ama yavas yavas duzelir.

Bir Kosova gocmen ailesinden gelen biri olarak mutlu oldum bende.Oradaki insanlarin bir kimliginin olmasi onemlidir.Bizler artik birer TC vatandasi olarak bir kimlige sahibiz ama orada kalan ve 1950'lerdeki goc dalgasina katilmayip binbir acilar ceken ve zorluklardan gecen halk icin bu onemli bir adim.

Gorunen o ki surec cok zor olacak malum Kosova diger bolgelerden cok daha kutsal ve onemlidir Sirplar icin.Ortadoks cemaatinin karsi gelmesi cok dogal ve kimsede Rusya ve ekurilerinin oraya tanimasini beklemiyor.

Sirplarin zulmune ugrayanlarin ve hayatlarini topraklarina feda edenlerin ruhu sad olsun.

Selamlar
Savas

Posted: Fri Feb 22, 2008 1:09 pm
by Osman Kiciman
Kuzey Irak'a kara harekatı başlamış hayırlısı olsun :roll:

Alpay'cım Beril Dedeoğlu konuşuyor NTV'de konuyla ilgili, GSU'nden. Akraban mıdır, merak ettim...

Osman

Posted: Fri Feb 22, 2008 1:26 pm
by Mehmet Gurdal Cetin
Osman,

Bu surpriz olmadi, zaten haftalardir sinirda bayag bir asker bekliyordu son olarak OK'ler (yaklasik 400-500 asker sanirim ) geldi temizlik basladi , son dun aksam reuter haber ajansi Turk askerinin sinirin cok gerisinde pesmergelerle catistigini iddia etmis TSK bunu yalanlamisti.

Demekki haber dogruymus.

Teroristler Ankarada
Dagdakini temizlemekle bitmiyor maalesef

Posted: Fri Feb 22, 2008 1:29 pm
by Alpay Dedeoglu
Osman Kiciman wrote:Kuzey Irak'a kara harekatı başlamış hayırlısı olsun :roll:

Alpay'cım Beril Dedeoğlu konuşuyor NTV'de konuyla ilgili, GSU'nden. Akraban mıdır, merak ettim...

Osman
Akraba degil Osmancim. Soyadini borclu oldugu Toyota Mudur kocasi ile tanistim tesaduf olarak. Alakasi yok.

GSU'dende hic haz etmem o da ayri mesele.

Posted: Fri Feb 22, 2008 4:50 pm
by Selcuk Samli
Ayakta alkışlandı


İsviçre (LUZERN)

FAZIL SAY’ın yeni bestesi "Haremde 1001 Gece" adlı keman konçertosunu dinlemek için Luzern’e gittim.

Fazıl Say’ın yurtdışında gördüğü ilgiyi, sevgiyi mutlaka görmek gerekir.

Onu Rotterdam’da da dinlemiştim.

Yurtdışındaki temsilciliklerimizin Türk sanatını ve sanatçısını tanıtma konusunda çaba göstermelerine ihtiyacımız var.

İşte bu kişilerden biri Zürih Başkonsolosumuz Mehmet Emre.

Yıllardır müzikçilerimizin, yazarlarımızın buraya gelebilmesi için maddi ve manevi çaba gösteriyor.

Onun gibi diplomatlarımızın çoğalmasını dilerim.

* * *

FAZIL SAY’ı yalnız iyi bir piyanist olarak değil, iyi bir besteci olarak da kabul etmiş dinleyiciler.

2500 kişilik bir salon ve üç balkondan oluşan Luzern Konser Salonu, balkonlarına kadar doluydu.

Luzern Senfoni Orkestrası’nın şefi Amerikalı John Axelrod, genç kuşak orkestra yönetmenlerinden.

Konserin başlığı iki kelimeden oluşuyordu, "Egzotik ve Erotik".

Konserin ilk parçası; Mozart’ın Saray’dan Kız Kaçırma operasının uvertürüydü, ikinci parça; Fazıl Say’ın "Harem’de 1001 Gece" adlı keman konçertosuydu. Luzern Senfoni Orkestrası, Moldovalı genç kemancı Patricia Kopatchinskaja’ya eşlik etti.

Orkestranın seslendirdiği diğer besteciler; Joseph Haydn ve Maurice Ravel’di.

Genç solist oldukça başarılıydı.

Keman konçertosunun yerel havası yabancılar gibi benim de hoşuma gitti.

Fazıl Say, üstün icrası kadar besteleriyle de dinleyicilerin gözdesi bir sanatçı.

Konser bittikten sonra, Kopatchinskaja ile birlikte, Say kendi bestesi keman ve piyano sonatını seslendirdiler.

Türkiye’de birçok müziksever de Habertürk kanalından bu konseri canlı yayından dinleyebildiler.

Luzern’in nüfusu 60 bin.

Konser salonu yaklaşık 10 yıl önce yapılmış.

Fuayenin içine gölün suları girmiş. Salona gölün üstündeki tahta köprülerden geçerek giriyorsunuz.

Mimariye ayrı bir özellik katmış bu.

Konserden çıkarken daha kaydedilmiş CD’sini satın alabiliyorsunuz. Konsere gelemeyen yakınlarınıza hemen dinletme imkánınız oluyor böylelikle.

Konserin sonunda salondakiler, Fazıl Say ve orkestrayı dakikalarca ayakta alkışladılar.

Fazıl Say’ın besteci olarak da tanınması, çoksesli müziğimiz açısından çok önemli.

Çünkü Batı, çoksesli müziğin ülkemizde kabul gördüğünün kanıtı olarak, bestecilerimizi de merak ediyor. Fazıl Say bu sorunun da karşılığını veriyor.

Bir Türk sanatçısını yabancı bir ülkede dinlemek, insana ayrı bir onur veriyor.

* * *

SANIRIM televizyonları başındaki dinleyiciler de onun yabancı ülkede aldığı alkışlardan mutluluk duymuşlardır.

Dogan Hizlan.

www.hurriyet.com.tr

Posted: Sat Feb 23, 2008 6:58 pm
by Levent Guntay
Arkadaslar bakin Hurriyet'ten mujdeli ve simsicak taptaze bir haber. Hem de Resmi Gazete'de yururluge girmis.


5 bin Euro'yu veren dövizle askerlik yapabilecek
23 Şubat 2008
ANKA
Dövizle askerlik hizmetinin esal ve usullerini belirleyen yönetmelik Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girdi. Yurtdışında enaz üç yıl çalışan Türk vatandaşları 38 yaşın altındaysa 5 bin 112 Euro, 38 yaşın üstündeyse 7 bin 668 Euro ödeyerek dövizle askerlik yapma hakkını elde edecek.

Dövizle Askerlik Hizmeti Uygulama Esasları Hakkında Yönetmelik Resmi Gazete'de yayımlandı. Yönetmelik, dövizle askerlik hizmetinden yararlanmak için başvuran yükümlülere ilişkin düzenlemeleri ve bu yükümlülerle ilgili işlem yapacak kurum ve kuruluşların görev ve sorumluluklarını kapsıyor.

Posted: Mon Feb 25, 2008 1:45 pm
by Mehmet Gurdal Cetin

Posted: Fri Feb 29, 2008 11:02 am
by Mehmet Gurdal Cetin

Posted: Fri Feb 29, 2008 6:58 pm
by Mehmet Gurdal Cetin
Amerika artik cikin dedi.Ciktik.Genelkurmay websitesine ne yazarsa yazsin Basbakan Cumhurbaskani ne neden one surerse sursun.

Buyuk Abi GAK dedi GUK olduk.

Posted: Mon Mar 03, 2008 4:00 pm
by Mehmet Gurdal Cetin
Elalem kendini aya, quantum fizigine verdi ,Uranuse Neptun'e gitti of offfffff ...

Haber , habere konu olan okuz, tuketici koruma dernegi sube baskani ve bunu haber olarak yazan okuz.Hepsi bir arada.

Ha bi de okuyan okuz ===> :shock: ben.

Tişörte böyle yazılmaz ki (Hürriyet)
İngilizce yazan tişört alırken anlamını bilin. Yoksa Antalya'daki bu vatandaş gibi başınıza iş alırsınız.

Antalya'da bir mermer firmasında yöneticilik yapan 32 yaşındaki Mehmet Çobanoğlu, üzerinde "SIK PEZEVENK"anlamına gelen İngilizce ‘Mod pimp’ yazılı kazağı kendisine satan mağaza hakkında şikayetçi oldu.

Kazaktaki yazıyı okuyan turistlerin alaylı bakışlarıyla karşı karşıya kaldığını, bazılarının ise ‘Elinde kadın var mı?’ diye sorduğunu belirten Çobanoğlu, “Onurum kırıldı” dedi. :)

Tüketiciyi Koruma Derneği Antalya Şube Başkanı Avukat Abdullah Özçulcu ise, “Bilinerek satılması halinde suç teşkil eder. Bilinmeden satılması durumunda yabancı dil olduğu için gizli ayıp teşkil eder. Bu nedenle ürünün yenisi veya bedel iadesi zorunludur. Satıcı, bilerek satmışsa manevi tazminat ödemeyle de mahkum olabilir” diye konuştu.

Posted: Tue Mar 04, 2008 7:34 pm
by Celal Gürcüoglu
Gurbetcileri biraz sinir ediyim dedim :) Su anda Kadikoy vapurundayim. Disarda kenarda oturuyorum. Hava harika. Aksam uzeri. Bogaz koprusu isil isil. Sehir civil civil. Yanimda simit yiyen bir cift var. Harika kokuyor, karnimda ac. Bogaz havasi sahiden bir baska guzel. Su anda tam karsimda Kiz Kulesi, o da isil isil. Neyse bu kadar yeter, kufur yemeden birakalim :) Oralarida ozlemiyor degilim. Cengiz abiye de bir lafim var. NJ’yi birak San Diego’ya bak :)

Posted: Tue Mar 04, 2008 9:48 pm
by Cengiz Akgun
Celal Gürcüoglu wrote:Gurbetcileri biraz sinir ediyim dedim :) Su anda Kadikoy vapurundayim. Disarda kenarda oturuyorum. Hava harika. Aksam uzeri. Bogaz koprusu isil isil. Sehir civil civil. Yanimda simit yiyen bir cift var. Harika kokuyor, karnimda ac. Bogaz havasi sahiden bir baska guzel. Su anda tam karsimda Kiz Kulesi, o da isil isil. Neyse bu kadar yeter, kufur yemeden birakalim :) Oralarida ozlemiyor degilim. Cengiz abiye de bir lafim var. NJ’yi birak San Diego’ya bak :)
Niye kufur yiyeceksin ki. Ben bunu en son 10 senedir soyluyorum genc arkadaslara. Benim icin tren kacti. Emeklilik paklayacak.

Bu arada soyleyeyim. Oskar (biliyorum c ile yazildigini) kazanan "No Country for Old Man" filmine asla para kaptirmayin. Kotu film gordum ama boylesini hic gormemistim. Zaten bu film Kasimda cikmis Araligi bile zor gorup sinemalardan cekilmisti. Simdi Oskar kazandi diye NJ gibi yerde matinede bile 10 dolar para istiyor kansizlar. Eger cok merak ederseniz bekleyin DVD'sini kiralarsiniz. Oskar da kendilerine akademy denilen herifler nasil secmisler bu filmi bilemiyorum.

Posted: Wed Mar 05, 2008 9:39 am
by Ufuk Sezekkaplan
Izmir'li olup de yasi da tutanlar (forumda benden baska yoktur muhtemelen) Ihsan Alyanak'i bilirler. 12 Eylul oncesinde Izmir'in belediye baskaniydi. Evvelki gun vefat etmis.

Izmir'in degil ulkenin en renkli siyasi simalarindandi. Hurriyet'in haberinde bile renkliliginin izleri var.

http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/ ... 2008-03-04

Efsanevi başkan öldü 04 Mart 2008

İzmir'in halk arasında adı efsaneleşen belediye başkanı "Boksör" lakaplı İhsan Alyanak, kaldırıldığı İzmir Büyükşehir Belediyesi Eşrefpaşa Hastanesi'nde solunum yetmezliği nedeniyle 84 yaşında yaşamını yitirdi.

(...)

ÜNLÜ BOKSÖR

İhsan Alyanak, İzmir'de 1924 yılında doğdu. Gençliğinde sporun her dalıyla uğraşan, paraşüt ve pilotluk bröveleri alan Alyanak, daha çok boksörlüğüyle tanındı, milli takıma kadar yükseldi. Bu da "Boksör" lakabıyla anılmasına yol açtı. Gençliğinde sol akımların içinde olan İhsan Alyanak, CHP'ye de genç yaşta üye oldu. Mali müşavirlik yaparken DP'nin simge isimlerinden Osman Kibar'a 1973 yerel seçimlerinde CHP'den rakip olan İhsan Alyanak, büyük oy farkıyla seçimi kazandı. 1980 darbesiyle başkanlık koltuğunu bırakmak zorunda kaldı. İhsan Alyanak görev yaptığı süre içinde sanatçılarla olan yakın dostluğu, kendisini eleştirenlere karşı öfkesiyle tanındı.

ŞIK VE BIÇKIN

Bıçkın tavırları, her zaman şık giysileri, briyantinli saçlarıyla İzmir'de fenomen oldu. Politikada dilini çok sert kullandı, gerek duyduğunda boksörlüğünü de hatırlattı. Aleyhinde haber yazan bir yerel gazeteyi "Yangın ihbarı aldık" diyerek itfaiye erleri ile bastı. Yol çalışması için Alsancak'daki İngiltere Konsolosluğu ve Anglikan Kilisesi'nin duvarını yıkmasıyla ünü yurt dışına da taştı, İngiltere'nin nota vermesine bile neden oldu
.

Itfaiye ile gazete basmasi (Yeni Asir olmali) hakikaten akillara seza bir davranistir

Ama Alsancak'ta yiktirdigi kilise duvarlari ve Ingiliz Konsoloslugu duvari, bugun bile tasavvur otesidir. Bunu Turkiye'de degil, Cin'de ve Macin'de yapacak adam tanimam. Bu arada İngiltere adina notayi veren de bizzat Kralice Elisabeth olmus o donemde.

Gazetede yazmayan baska ilginc hikayeleri de var; en bilineni Papa'yi kafasina gore Izmir'e daveti. Bir gun nereden aklina esmisse, Papa'nin Izmir'e ziyaretinin faydali olacagini dusunup, kimseye haber vermeden bu daveti yapmis.

Sozkonusu Papa olunca haliyle butun burokratlar, hukumet, parlamento ayaga kalkmis tabii. Cumhurbaskani Fahri Koruturk'un onu ozel makaminda "sen kim oluyorsun da Papa'yi kendi kendine davet ediyorsun, bu diplomatik yollardan olur" mealinde fircaladigi biliniyor.

Daha ilginci koskoca Papa'nin daveti ciddiye alip hemen kabul etmesi.

Velhasil, dunya tarihinde ilk kez yeni secilmis bir Papa (2.Jean Paul) bir Belediye Baskani'nin davetlisi olarak Izmir'e gelir; Efes'i ve Meryem Ana'yi gezer ve doner.

Cok kucuktum hatirlayamiyorum ama rivayete gore Papa da karsilik olarak Alyanak'i Vatikan'a davet etmis. Gidip gitmedigini bilmiyorum ama eski bir fikra vardi hep ona izafe edilirdi; guya Papa ile Alyanak St.Pietro meydaninda halkin karsina cikmislar, izleyenlerden biri arkadasina sunu demis"yahu su konusanlardan biri Ihsan Baskan da yanindaki beyazliyi cikartamadim bir turlu".

Gunumuzde boyle "tatli manyaklar" kalmadigi icin hayat gercekten cok sIkIcI.

Cok yasa Ihsan Baskan.

Posted: Thu Mar 06, 2008 5:30 am
by Ozan Ersoy
Celal Gürcüoglu wrote:Gurbetcileri biraz sinir ediyim dedim :) Su anda Kadikoy vapurundayim. Disarda kenarda oturuyorum. Hava harika. Aksam uzeri. Bogaz koprusu isil isil. Sehir civil civil. Yanimda simit yiyen bir cift var. Harika kokuyor, karnimda ac. Bogaz havasi sahiden bir baska guzel. Su anda tam karsimda Kiz Kulesi, o da isil isil. Neyse bu kadar yeter, kufur yemeden birakalim :) Oralarida ozlemiyor degilim. Cengiz abiye de bir lafim var. NJ’yi birak San Diego’ya bak :)
Hayir yanliz bir dakika. Hava guzel, vapurdasin, bogazdasin, sehir civil civil, kiz kulesi, simit kokus vs... Onu anladik da simdi niye elinde cep telefonu, internet ve neden cimbom.org/forum? Yani wassup da wassap, di mi? Nassi oluyor da oluyor sindi?

:?

Ozan Ersoy

Posted: Thu Mar 06, 2008 10:58 am
by Celal Gürcüoglu
Ozan Ersoy wrote:
Celal Gürcüoglu wrote:Gurbetcileri biraz sinir ediyim dedim :) Su anda Kadikoy vapurundayim. Disarda kenarda oturuyorum. Hava harika. Aksam uzeri. Bogaz koprusu isil isil. Sehir civil civil. Yanimda simit yiyen bir cift var. Harika kokuyor, karnimda ac. Bogaz havasi sahiden bir baska guzel. Su anda tam karsimda Kiz Kulesi, o da isil isil. Neyse bu kadar yeter, kufur yemeden birakalim :) Oralarida ozlemiyor degilim. Cengiz abiye de bir lafim var. NJ’yi birak San Diego’ya bak :)
Hayir yanliz bir dakika. Hava guzel, vapurdasin, bogazdasin, sehir civil civil, kiz kulesi, simit kokus vs... Onu anladik da simdi niye elinde cep telefonu, internet ve neden cimbom.org/forum? Yani wassup da wassap, di mi? Nassi oluyor da oluyor sindi?

:?

Ozan Ersoy
Good question :) Ozan ben hergun ise giderken vapuru kullaniyorum. Macbook'um da hep yanimda. Yemeksepeti.com'dan yemek siparisi vericektim. Cimbom.org'da browserda acik. Oradayken buralari nasil ozlerdik diye hatirladim bir an. Dedim biraz gurbettekileri sinir ediyim :) Onun uzerine yazdim.

Kufur isin saka kismi tabii Cengiz abi.

Bu arada No Country for Old Men (Ihtiyarlara Yer Yok) bence guzel film. Oscar'lik mi? Degil ama ben sahsen begendim.