Page 25 of 63
					
				
				Posted: Fri Oct 10, 2008 2:24 pm
				by Ismail Gezer
				FB nasıl kurtulur muhabbetleri beklenen seviyede değil. Aziz Yıldırım küresel krize dua etsin. Yoksa 6 maçta 4 mağlubiyet alan bir FB çoktan tefe konulmalıydı. Bazıları işi Oğuz ve Aykut'un gönderilişine kadar uzatmış 
 
Ayrıntılarını okumuyorum. Vakit kaybı. Menejer aradıklarına dair ciddi haberler var bu arada. BülentU, AykutK yada RıdvanD.. Rıdvan neysede diğerleri zaten hoca. Hocası olan bir takıma menejer ayağına gelmeye kalkarlarsa bu onların kaybı olur. Gerçi Aykut böyle bir salaklık yapmaz. Ama Bülentin başı dönebilir 

 Rıdvansa durumu en müsait adam ama bu cehennem kazanına kolay kolay girmez...
 
			
					
				
				Posted: Fri Oct 10, 2008 3:40 pm
				by Selcuk Samli
				Milliyet'te Bilgin Gokberk'in bugunku yazisi:
Ha Beşiktaş ha Sağlam, ha Fenerbahçe ha Aragones
10 Ekim Cuma 2008
Şu Ertuğrul Sağlam’ın istifası...
Bir iki cümle de benden.
Ve...
Tabii ‘made in benden’.
***
Her futbolcunun arkasında yıllar var.
Öyle veya böyle.
20 yaşındakinin bile...
Futbolcu olamayanın bile arkasında en az 10 yıl var.
Bir yerlere gelen, tesadüfen gelmiyor.
Teknik direktörler de öyle...
Her hafta yerden yere vurulanı bile yıllarını harcamış bu işe.
Öyle veya böyle...
Hakemler de böyle.
Her hakemin arkasında en az 10 yıl var.
Hakem olamayanın arkasında bile... 
‘Homo’ diye bağırdığınızın bile...
Ya yönetici?
Bir yılda olanı da var.
Bir ayda olanı da...
Bir hafta da olanı da...
Bir saatte olanı da...
Hatta...
Bir dakikada olanı da var.
Valla.
Ve...
Yıllardır hala olamayanı da...
Billa.
Zurna burada zart diyor.
Zurt diyor.
Tam burada.
Valla billa.
Ve...
En zayıf halka yöneticiler.
Maalesef.
Bu kadar zart zurtun sebebi bu.
Ve...
Bence tabii.
***
Yıllardır futbolcu ithal ediyoruz.
Teknik direktör de...
Hakem bile ithal ettik.
Keşke yönetici ithal etseydik.
Diğerlerini ithal etmezdik.
Belki.
Ve...
Bu da bence.
***
Bizde futbolcu da var hoca da...
Öyle veya böyle.
Hakem de var.
Öyle veya böyle.
Spor yöneticisi de var...
Ama...
‘Böyle’.
Ve...
Bu gruba girmeyen yöneticileri tenzih ediyorum.
***
Futbol organizasyonu tatsız tuzsuz.
Kalifiye yöneticiyi cezbetmiyor.
Korkutuyor adamları.
Kaçırtıyor.
Girenlerin boyu posu bu.
Futbolun boyunun posunun bu kadar olmasının sebebi de bu.
Yani...
Normal.
Ve...
Kısır döngünün sebebi de bu.
Hikayenin özü de...
Gerisi hikaye.
***
Beşiktaş ‘daki 20-25 kişilik futbolcu grubundan, her hafta 5-6 farklı 11 çıkıyor da milyonlarca Beşiktaşlı’dan, binlerce genel 
kurulcudan, yıllardır daha yetenekli  10-15 yönetici, bir, iki 
başkan çıkmaz mı?
Çıkmıyor.
Çıkartmayan kim?
Beşiktaşlılar.
Ve...
Ne tuhaf ?
Ve...
En günahsız olanlar, hocalar, futbolcular, taraftarlar.
***
Demirören 4 yılda 4 teknik direktörle çalışmış.
Aziz Yıldırım 10 senede 10.
Galatasaray’ın son 8 senesinde 7 teknik direktör var.
2000’deki birinci Terim dönemini de sayarsak 8.
Toplayalım...
22.
Pes!
***
Şimdi  yine konuşacaklar.
Lak lak lak.
Cak cak cak.
Fenalık geliyor şimdiden.
Ve...
Ormanın içindeysen ağaçları görürsün, dışındaysan ormanı.
Ormancı lafıdır.
Başka bir şey bulamadım.
İdare edin.
Ve...
Orman böyle gözüküyor.
Dışından.
Benim olduğum yerden.
***
Alaattin Metin Fenerbahçe Başkanı’nın, yönetiminin en yakınındaki spor gazetecisi.
Yıllarını bu işe vermiş.
Tecrübeli.
Şöyle yazmış:
...Kimse bu takıma güvenmiyor, inanmıyor, buna futbolcular da dahil...
...Hepsi sahaya ruh gibi çıkıyorlar. Bırakın koşmayı, mücadele  etmeyi, yanından geçen rakibine faul yapacak güçleri yok...
...Takımın içindeki dengeleri bozarak geçen sene koşan mücadele eden  kadroyu Aragones tepeden tırnağa yaptığı yanlışlarla acıların takımı  haline getirdi...
...Yani baş suçlu Aragones...
...Sonra sahada mücadele etmeyen, giydiği formanın hakkını vermeyen futbolcular....
Sonra Volkan, Emre, Alex, Uğur Boral, Kazım ve Roberto Carlos’a fena sallamış.
Ve son cümleleri...
...Fenerbahçe’nin bu kötü durumdan kurtulması için bir şoka, kan  değişikliğine ihtiyacı var.
Ya hocayı göndereceksin ya da formasının hakkını vermeyen  futbolcuları...
***
Alaattin’in bir bildiği vardır.
***
Yani...
Ha Beşiktaş, ha Fenerbahçe...
Ha Sağlam, ha Aragones...
Ve...
Ha ha....
Ha ha ha...
Böyle bağlayabildim ancak.
Nokta.
			 
			
					
				
				Posted: Fri Oct 10, 2008 6:24 pm
				by Mehmet Daskiran
				Selçuk Samli wrote:Milliyet'te Bilgin Gokberk'in bugunku yazisi:
...
Ve...
Ha ha....
Ha ha ha...
Nokta.
Iste bu, su ekonomik cokuntude ihtiyacim vardi bu hahahalara sagol Selcuk 
 
 
Bu yazi icin saatlerce ugrasmistir kesin. Yazidaki tek anlamli cumleler Alaattin Metin'den alinti yaptigi kisim. Butun satirlarini altalta degilde yanyana koyarsaniz acaba 3 satir edecekmi. Yazik, boyleleri spor yazari memleketimde ne yazikki.
 
			
					
				
				Posted: Fri Oct 10, 2008 6:27 pm
				by Ozgur A. Boztepe
				Mehmet Daskiran wrote:Selçuk Samli wrote:Milliyet'te Bilgin Gokberk'in bugunku yazisi:
...
Ve...
Ha ha....
Ha ha ha...
Nokta.
Iste bu  
 
 
Bu yazi icin saatlerce ugrasmistir kesin. Yazidaki tek anlamli cumleeler Alaattin Metin'den alinti yaptigi kisim. Butun satirlarini altalta degilde yanyana koyarsaniz acaba 3 satir edecekmi. Yazik, boyleleri spor yazari memleketimde ne yazikki.
 
 Oyle deme, adam sanat yapiyor. Biz basit futbol tarafari oldugumuz icin anlamiyoruz. 

 
			
					
				
				Posted: Fri Oct 10, 2008 7:18 pm
				by Selcuk Samli
				Mehmet Daskiran wrote:Selçuk Samli wrote:Milliyet'te Bilgin Gokberk'in bugunku yazisi:
...
Ve...
Ha ha....
Ha ha ha...
Nokta.
Iste bu, su ekonomik cokuntude ihtiyacim vardi bu hahahalara sagol Selcuk 
 
 
Bu yazi icin saatlerce ugrasmistir kesin. Yazidaki tek anlamli cumleler Alaattin Metin'den alinti yaptigi kisim. Butun satirlarini altalta degilde yanyana koyarsaniz acaba 3 satir edecekmi. Yazik, boyleleri spor yazari memleketimde ne yazikki.
 
Mehmet,
Gokberk'in yazdiklarina genelde katilmam,ama bu yaziyi begendim.
 
			
					
				
				Posted: Fri Oct 10, 2008 7:30 pm
				by Mehmet Daskiran
				Selçuk Samli wrote:
Mehmet,
Gokberk'in yazdiklarina genelde katilmam,ama bu yaziyi begendim.
Yanlis anlama Selcuk, adam bazen dogru seylerde soyleyebiliyor ama 1 sayfalik (  

  ) yazisinda toplam 1 ya da 2 satirda ifade edilebilecek seyler oluyor genelde. Ozellikle bu sahistan alinti yapilirken makasdan gecirerek foruma sadece ilgili kisimlari girmek gereksiz yer israfini engelleyeceginden en dogrusu olur 

 
			
					
				
				Posted: Sat Oct 11, 2008 10:47 am
				by Ismail Gezer
				Sergen Beşiktaş'ın altyapı antrenör'ü oluyormuş....
Muhahahahah
Huhahahahah
Yuhahahahah
Gençlere çok sağlam bir altyapı vereceği kesin 
 
Artık futbolu bırakanlar acımasız (ve aslında bol çelişkili) yorumlar yaparak bir yerlere gelmeye çalışması süpriz olmayacak benim için...
 
			
					
				
				Posted: Sat Oct 11, 2008 11:11 am
				by Ismail Gezer
				Ismail Gezer wrote: Gerçi Aykut böyle bir salaklık yapmaz. 
Ama Bülentin başı dönebilir 
 Rıdvansa durumu en müsait adam ama bu cehennem kazanına kolay kolay girmez...
 
İnsanın kendi yazısına cevap yazması garip oluyor ama kusura bakmayın 
 
Gerçektende Bülent'in başı dönmüş. Bugün bazı gazeteler, FB için ne kadar hevesli olduğunu yazıyor. Bir insan elbette FB'ye gelmek isteyebilirde, adam gibi gel be kardeşim! Bak ondan sonra 'adam gibi adam' olmak ekstra bir özellik muamelesi görüyor, sizin gibi ilkesizler yüzünden!
 
			
					
				
				Posted: Sat Oct 11, 2008 12:54 pm
				by Ersin Taner
				Ismail Gezer wrote:Sergen Beşiktaş'ın altyapı antrenör'ü oluyormuş....
Muhahahahah
Huhahahahah
Yuhahahahah
Gençlere çok sağlam bir altyapı vereceği kesin 
 
Artık futbolu bırakanlar acımasız (ve aslında bol çelişkili) yorumlar yaparak bir yerlere gelmeye çalışması süpriz olmayacak benim için...
 
Biraz gereksiz detay gibi gözüküyor ama profesyonel takımların esame listesinde teknik kadro içinde yazılmak ve yedek klübesinde oturabilmek için A antrenör lisansına sahip olmak gerekiyor. 
Sergen geçen yaz TFF'nin açtığı kursu 1. 

 bitirerek B antrenör(altyapı antrenörlüğü) lisansı almış. B lisanslıların A lisansı alabilmek için önce belli bir süre bir klübün altyapısında görev yapması lazım. 
Sergen'i o yüzden altyapıya getirmişlerdir. Tahminim ilkbaharda A lisansını alıp Denizli'nin yardımcısı olarak klübede oturmaya başlar.
Ayrıca bir komik ayrıntı daha var. A antrenör lisansı yedek klübesinde oturmaya yetiyor ama takım elbiseyle oturmaya yetmiyor. Onun için teknik direktörlük lisansına ihtiyaç var. A antrenör lisansıyla ancak eşofman giyebiliyorsunuz.
Oğuz Çetin 5-6 sene önce Lorant'ın yardımcısıydı. Lorant devre arası kovulunca Oğuz'u başa getirdiler. O da ilk maçıma(Kadıköy'de) karizmatik bir şekilde çıkayım diye lacileri(bu lafa da çok gülerim) çekip maça çıktı. Ama teknik direktör lisansı olmadığı için TFF 1 ay hak mahrumiyeti cezası verdi ve diğer maçları tribünden seyretmek zorunda kaldı.  
 
   
  
Ertuğrul Sağlam'ın da Kayseri'deyken teknik direktör lisansı yoktu. Sivas'lı Bülent Uygun'un hala yok, neden o komik eşofman ve şapkayla maçlara çıkıyor sanıyorsunuz? 

 
			
					
				
				Posted: Sat Oct 11, 2008 5:40 pm
				by Mehmet Daskiran
				Ersin Taner wrote:Ayrıca bir komik ayrıntı daha var. A antrenör lisansı yedek klübesinde oturmaya yetiyor ama takım elbiseyle oturmaya yetmiyor. Onun için teknik direktörlük lisansına ihtiyaç var. A antrenör lisansıyla ancak eşofman giyebiliyorsunuz.
Oğuz Çetin 5-6 sene önce Lorant'ın yardımcısıydı. Lorant devre arası kovulunca Oğuz'u başa getirdiler. O da ilk maçıma(Kadıköy'de) karizmatik bir şekilde çıkayım diye lacileri(bu lafa da çok gülerim) çekip maça çıktı. Ama teknik direktör lisansı olmadığı için TFF 1 ay hak mahrumiyeti cezası verdi ve diğer maçları tribünden seyretmek zorunda kaldı.  
 
   
  
Ertuğrul Sağlam'ın da Kayseri'deyken teknik direktör lisansı yoktu. Sivas'lı Bülent Uygun'un hala yok, neden o komik eşofman ve şapkayla maçlara çıkıyor sanıyorsunuz? 

 
Ilahi Ersin, sabah sabah bayagi guldurdun beni, Allahta seni guldursun. Meger biz karacahilmisiz bu konularda  

 
			
					
				
				Posted: Sat Oct 11, 2008 6:14 pm
				by Ismail Gezer
				Ersin Taner wrote:
Biraz gereksiz detay gibi gözüküyor ama profesyonel takımların esame listesinde teknik kadro içinde yazılmak ve yedek klübesinde oturabilmek için A antrenör lisansına sahip olmak gerekiyor. 
Sergen geçen yaz TFF'nin açtığı kursu 1. 

 bitirerek B antrenör(altyapı antrenörlüğü) lisansı almış. B lisanslıların A lisansı alabilmek için önce belli bir süre bir klübün altyapısında görev yapması lazım. 
Sergen'i o yüzden altyapıya getirmişlerdir. Tahminim ilkbaharda A lisansını alıp Denizli'nin yardımcısı olarak klübede oturmaya başlar.
Ayrıca bir komik ayrıntı daha var. A antrenör lisansı yedek klübesinde oturmaya yetiyor ama takım elbiseyle oturmaya yetmiyor. Onun için teknik direktörlük lisansına ihtiyaç var. A antrenör lisansıyla ancak eşofman giyebiliyorsunuz.
Oğuz Çetin 5-6 sene önce Lorant'ın yardımcısıydı. Lorant devre arası kovulunca Oğuz'u başa getirdiler. O da ilk maçıma(Kadıköy'de) karizmatik bir şekilde çıkayım diye lacileri(bu lafa da çok gülerim) çekip maça çıktı. Ama teknik direktör lisansı olmadığı için TFF 1 ay hak mahrumiyeti cezası verdi ve diğer maçları tribünden seyretmek zorunda kaldı.  
 
   
  
Ertuğrul Sağlam'ın da Kayseri'deyken teknik direktör lisansı yoktu. Sivas'lı Bülent Uygun'un hala yok, neden o komik eşofman ve şapkayla maçlara çıkıyor sanıyorsunuz? 

 
Saol hocam...
Peki 2002 dünya kupasında oynayan oyuncularla ilgili bir durum vardı, neydi hatırlamıyorum ama Sergen kupaya gidememişti ama umurunda da değildi. Gitse belki şu an durumu farklı olurdu...
Oğuz Çetin'in cezalı olduğu dönemde Samiyende Feneri 2-0 yenmiştik sanırım...
 
			
					
				
				Posted: Sat Oct 11, 2008 6:28 pm
				by Ismail Gezer
				Bilişim fuarında Aragones'e yoğuuuun sevgi gösterisinde bulunmuşlar 
 
Valla kaymak gibi bir ortam var. Biraz istikrarlı olan kupayı alır. Adnan'lar birşey yapacaksa bir an önce yapsın. Yapsın ve adam gibi arkasında dursun! Devam mı edecekler, göderecekler mi? İnsanlara biraz güven versinler. Takım başarısız olursa bunun bir numaralı sorumlusu onlar olacak.
 
			
					
				
				Posted: Sat Oct 11, 2008 7:28 pm
				by Ersin Taner
				Ismail Gezer wrote: 
Peki 2002 dünya kupasında oynayan oyuncularla ilgili bir durum vardı, neydi hatırlamıyorum ama Sergen kupaya gidememişti ama umurunda da değildi. Gitse belki şu an durumu farklı olurdu...
Sergen 2002 şubatında bizde oynarken bileğinden sakatlandı, ameliyat oldu ve sezonu kapattı. Sonra iyileşmesi uzun sürdü, haziran'da da Lucescu'yla birlikte Bjk'ye gitti. Sakatlanmadan önce fena değildi aslında CL'de az puan kazandırmamıştı bize...
2002 Dünya Kupası 3.lüğü ödülü olarak kadrodaki futbolculara jeep dışında A Antrenör lisansı da verildi. Dediğin gibi Sergen o kadroda olsaydı şimdi altyapıda değil a takımda Denizli'nin yardımcısıydı.
Her konuda olduğu gibi ödül konusunda da abartıyoruz. Bu yazki turnuvanın da bir ödülü oldu tabi ki... Haziran ayındaki ÖSS'yi kazanan 3 futbolcu Servet, Semih ve İbrahim Toraman İstanbul Üniversitesi spor akademisine girmeye hak kazandılar. 
Tabii sadece yazılı sınav yetmiyor bir de yetenek sınavından geçiyorsunuz. Toraman(haberlerde de görüntüler çıkmıştı) "ben milli futbolcuyum, çok yetenekliyim" havalarında sınava girdi ve saçmalayarak yetenek sınavını geçemedi sonuçta da akademiye giremedi. 
 
 
Profesyonel futbolcu spor akademisinin futbol yetenek sınavını geçemedi. 
 
   
 
Servet ve Semih ise milli takımın Euro 2008 kadrosunda olduklarından ödül olarak yetenek sınavına girmeden spor akademisine kabul edildiler.
 
			
					
				
				Posted: Sat Oct 11, 2008 7:42 pm
				by Ismail Gezer
				Ersin Taner wrote:
Sergen 2002 şubatında bizde oynarken bileğinden sakatlandı, ameliyat oldu ve sezonu kapattı. Sonra iyileşmesi uzun sürdü, haziran'da da Lucescu'yla birlikte Bjk'ye gitti. Sakatlanmadan önce fena değildi aslında CL'de az puan kazandırmamıştı bize...
2002 Dünya Kupası 3.lüğü ödülü olarak kadrodaki futbolculara jeep dışında A Antrenör lisansı da verildi. Dediğin gibi Sergen o kadroda olsaydı şimdi altyapıda değil a takımda Denizli'nin yardımcısıydı.
Sergen'in katkıları inkar edilemez canım. Cengiz abiyle az tartışmadık burda. 2 sene önce bize gelmesini istemiştim, 10 numara kıtlığında. Geçen sene olsa Lincoln kadarda oynardı bence 
 
Malatya maçında sakatlanmıştı. Bizim akıllı yöneticilerimizde bu sakatlıkla Sergen'in bittiğini düşünmüş olacakki adamı koyverdiler resmen. Cansun'un şampiyonluk halinde Sergen!e kayıt dışı bol miktarda bahşiş sözü verdiği başkan değişince Sergen'in bu parayı alamadığıda söylendi. Sergen'i kaptırmasalar o sene kesin şampiyonduk bence. Bizde bir işe yaramasada en azından BJK'ya hayrı dokunmayacaktı 
 
Neyse...
 
			
					
				
				Posted: Sat Oct 11, 2008 8:26 pm
				by Cengiz Akgun
				Ismail Gezer wrote:
....
Malatya maçında sakatlanmıştı. Bizim akıllı yöneticilerimizde bu sakatlıkla Sergen'in bittiğini düşünmüş olacakki adamı koyverdiler resmen. Cansun'un şampiyonluk halinde Sergen!e kayıt dışı bol miktarda bahşiş sözü verdiği başkan değişince Sergen'in bu parayı alamadığıda söylendi. Sergen'i kaptırmasalar o sene kesin şampiyonduk bence. Bizde bir işe yaramasada en azından BJK'ya hayrı dokunmayacaktı 
 
Neyse...
 
Buun yonetici ile alakasi yok.  Lucescu'nun gidip yerine Terim'in gelesini duyunca can havli ile tabanlari yagladi.  Agzindan en cok begendigim ve en iyi anlastigim teknik adam Lucescu idi diye bosuna soylemiyor.  Lucescu onu kendi haline birakmisti ve sergen de kafasina goe takiliyordu.  Basarisi bundan.  Lucescu icin antremana gelmi gelmemis fak etmiyordu ki.  B adami boyle angaryalarla zorlarsan hcbir verim alamayacagini biliyordu.  Sergen teknik biradam.  Yetenekleri cok nol.  Frikik atar oyun kurar top tutar.  Ama ipi ile kuyuya inemezsin.  Ben sevmem bu tur oyunculaii.  Takim oyuncusu olmazlar.  Bir suru karakter eksikleri yuzunden takimda liderlikte yapamazlar.  Iste Sergen'in hayati.  Simdi burada olsa bes Lincoln ederim derdi.  Balic RM transfer oldugunda senede 3M dola alacagini duydugunda ben 3 Balic ederim demek ki 9M istemem lazim demisti,