Page 4 of 5

Posted: Tue Apr 08, 2008 1:36 pm
by Osman Kiciman
Aslında yerli hoca çıkaramama gerekçelerini enine boyuna tartışmak lazım...

Bugün bir çoğumuz FT, Şenol Güneş ve Denizli'nin hocalığını bile yerin dibine sokuyoruz. Herkes yorumcu, herkes bir bilen olunca, sözleşmeler laçka olunca, yerli hocalar da bu sisteme çanak tutup zırt pırt takım değiştirip, daha iyi takımdan teklif geldiğinde eski takımını yüzüstü bırakınca üç ismin yanına bir tane daha eklemek bile mümkün olmuyor. Tabi olayı Turk futbolundaki istikrar çizgisinde irdelemek lazım. Aslında gidişat hiç parlak değil. Endüstriyel leşebilen FB ve biraz da GS, diğer takımlarla farkı sürekli açıyor. TS un büyüklüğü artık mazide kaldı. BJK de hızla irtifa kaybediyor...

Gerçi kararlar vs de hep büyükler lehine değil mi? G12, Bosman, Webster vs hep güçlüye zengine yarıyor. Mahkemeler futbolcu hangi takımda oynamak isterse ona göre karar veriyor. Eee o da daha güçlü zengini tercih edecek haliyle...

Posted: Tue Apr 08, 2008 5:46 pm
by Cengiz Akgun
Akcan'a hicbir guven beslenmedigi halde bunu Feldkemp istedi diye takimda tutmanin anlami neydi diye sormak lazim. Kalli giderken buna cok sasirmis. Kredinin cogu onundu filan diye yuceltmeye calismis. Herhalde Akcan'a hem yonetimin hem de futbolcularin kendinin tercumani olarak bakildigindan haberi yoktu.

Akcan icin de cok aci elbette. Klubun caycisinin bile ondan daha fazla degeri oldugunu gormesi insani bunalima bile sokar. Kalli giderken al bunu da yaninda git demelerinin sebebi elinde olan kontrati. Kovmaya kalksalar tazminati olacagindan korktular.

Posted: Tue Apr 08, 2008 9:46 pm
by Ozan Ersoy
Cengiz Akgun wrote:Akcan'a hicbir guven beslenmedigi halde bunu Feldkemp istedi diye takimda tutmanin anlami neydi diye sormak lazim. Kalli giderken buna cok sasirmis. Kredinin cogu onundu filan diye yuceltmeye calismis. Herhalde Akcan'a hem yonetimin hem de futbolcularin kendinin tercumani olarak bakildigindan haberi yoktu.

Akcan icin de cok aci elbette. Klubun caycisinin bile ondan daha fazla degeri oldugunu gormesi insani bunalima bile sokar. Kalli giderken al bunu da yaninda git demelerinin sebebi elinde olan kontrati. Kovmaya kalksalar tazminati olacagindan korktular.
Kalli'den "Ahmet Akcan'i ben getirdim ama zaten bir halta yaramaz adamdi. Sene boyunca hic yardimcim olmadi, futbolcularin benden nefret etmesine de o sebep oldu. Yonetimin onun da istifasini istemesini dogru karsiliyorum." demesi beklenmiyordu herhalde. Onder adam, etraftan saygi ve sevgi goren insanlar silah arkadaslarini arkadan vurup, kamuoyunda itin kicina sokmaz, aradaki anlasmazliklari aralarinda halleder, sonunda da korurlar. Bu boktan liderlerde de boyledir (Bush gibi), buyuk onderlerde de (Ataturk gibi). Her insan hata yapabilir, arada sacmalayabilir ama bir amirin, buyugun kendi altindakini kurta kaptirmasi, kamuoyuna rezil etmesi kucugun yaptigi hatadan da daha buyuktur. Bu tip insanlarin toplumda ilerleyip cok onemli yerlere gelmesi imkansizdir cunku bir sure sonra bakarlar onlara ne guvenen ne de sayan insan kalmis. Nasil bir babanin kendi cocucugun bir baska herif tarafindan terbiye edilmesine izin vermesine imkan yoksa, bu da oyledir.

Kalli dogrusunu yapmis, getirdigi guvendigi, o hastayken iyi kotu bir sey yapmaya calistigi yardimcisini ovmus. Eninde sonunda emir kuluydu, Kalli'nin emirlerini yerine getirmeye calisiyordu, futbolcularla kapismak pahasina.

Yonetim istifasini istemekle dogru mu yapmistir? Elbette. Oyuncularin AA'ya karsi duygulari alenen belliyken, bir isi yarim yapmanin anlami yok. Ama Kalli'den Ahmet Akcan'i kotulemesini beklemek de dogru degil.

Ozan Ersoy

Posted: Tue Apr 08, 2008 10:31 pm
by Cengiz Akgun
Kalli'nin lafimi dinler onunla rahat calisirim diye bencillik adip Akcan icin dayatmasi ve buna yonetimin bile bile lades demesi sorun idi. Her lider bencil olur ve kafasinin dikine gider denebilir. Bence dogru degil. M. Kemal ile sonradan etrafini saran dalkavuklar yuzunden aralarinin bozustugu hatta kus gittigi soylenen Ismet Inounu ile M. Kemal'in bir arada olusunu bir dusunun ne dedigimi anlarsiniz. Kararini en zor zamanlarda en dogru sekilde sipsak verebildigi halde (cunku bu hasleti olan ender insanlar arasinda idi) Ismet'e bir danisalim demeyi asla ihmal etmemesinin bu ikisinin bir araya gelemesindeki sansin mi yoksa Ismet nasilsa ben ne dersem onu yapar demesinden mi kaynaklandigini bir dusunun. Ismet'in kili kirk yarip verilecek karadaki sonra atilacak adimdaki isabetliligin degerlendirecegini bilen iyi bir lider boyle birini daima yaninda ister. Ismet Inonun'un buyuklugu de M. Kemal'in olumunden sonra arkasindan bunca araya husumet girmesine karsilik kendisi olunceye kadar ondan 'Buyuk Ataturk" diye bahsetmesi idi. Hic unutmam 1974-75 yilindan hasta yataginda bir soyleyisi de bile hala buyuk Ataturk diyordu. Halbuki Mustafa dese ne yazardi. Aralarinda bir mi iki mi yas farki var. Yahu icerdi sicardi sonunda ulkeyi raki sofrasindan yonetmege kalkti oldu de daha fazla rezil olmadi dese kim ne diyebilirdi. Demedi. Diyemedi ve dedirtmedi. Simdi Ardic gibi ahlaksizlar anlamaz bunu.

Ancak egoistligin doruklarina cikanlar yapinca ben yaptim demek isteyenler boyle etraflarinda kukla isterler. Elbette Kalli'nin kuklasi Akcan'i yere vurmasi beklenmezdi. Vurmaya kalksa ulan sen istedin diye getirdik giderken de al gotur diyoruz zaten diyeceklerdi. Hangi suratla yere vuracakti Akcan'i?

Posted: Tue Apr 08, 2008 11:53 pm
by Tolga Girici
Kadri Cetincalı pek yalan haber yapmaz. Hector Cuper gelse iyi olur. Hem isim yapmış hem de defansif oyunu oynatabilen bir adam diye biliyorum.
Cuper'den G.Saray'a gelirim mesajı

KADİR ÇETİNÇALI / DHA 8 Nisan 2008
Cuper'den G.Saray'a gelirim mesajı Yeni
Karl Heinz Feldkamp'ın görevi bırakmasının ardından takımın başına yeni teknik direktör getirmeyi sezon sonuna erteleyen Galatasaray'da Hector Cuper sesleri yükselmeye başladı.

Şu anda İtalya'da Parma'yı çalıştıran Arjantinli teknik adamın Sarı-Kırmızılı kulübe haber gönderdiği ve Türkiye'de çalışabileceğini belirttiği ifade edildi. Sezon sonunda Parma'da sözleşmesi bitecek olan Cuper'in yeni sezon için Galatasaray'da çalışmaya sıcak baktığı ve menajerler aracılığıyla gelecek dönem için yüksek transfer beklentisi olmadığını, mütevazı bir bütçe ve kadro ile başarılı olacağına inandığını yöneticilere ilettiği öğrenildi. Louis Van Gaal gibi zor şartlar sunmayacağını da ifade eden Cuper, Sarı-kırmızılı yönetimden haber bekliyor.

YÖNETİMİN BAŞKENT ZİYARETLERİ SÜRÜYOR

Öte yandan dün Ankara'nın zirvesine çıkan ve Cumhurbaşkanlığı, Genelkurmay başkanlığı ile Bakan Başesgioğlu'na ziyaretlerde bulunan Başkan Adnan Polat ve Yönetim Kurulu Üyeleri bugün ise Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a ve Bakanlara nezaket ziyaretinde bulunacaklar. Yönetim aynı zamanda kulübün genel duruma ve Aslantepe projesi ile ilgili bilgiler de verecek.

ARDA'NIN DURUMU CİDDİ

Bu arada bugünü dinlenerek geçiren ve Trabzonspor maçı hazırlıklarına yarın devam edecek olan Galatasaray'da Arda Turan'ın sakatlığı ciddiyetini koruyor. Gençlerbirliği maçında bir pozisyonda ayak bileğine aldığı darbe ile acılar içinde kalan Arda'nın tedavisinin yoğun bir şekilde devam ettiği bildirildi.

DİVAN KURULU'NDA 3 ADAY YARINKİ SEÇİMDE BAŞKAN OLABİLMEK İÇİN YARIŞACAK

Galatasaray Kulübü Divan Kurulu başkanlık seçimi, yarın Galatasaray Lisesi Tevfik Fikret Salonu'nda yapılacak. Divan Kurulu'nun Mart ayında yapılan toplantısında, halen başkanlık görevini yürüten İrfan Aktar ile Anıl Büyükeroğul ve Yılmaz Toköz aday olmuştu.

Hayli çekişmeli geçmesi beklenen seçimde İrfan Aktar "Kırmızı", Anıl Büyükeroğul "Sarı" ve Yılmaz Toköz de "Gri" renkli oy pusulaları ile seçime girecek. Diğer taraftan Diva Başkanı adaylarından Anıl Büyükeroğlu'nun listesinde, kulüp eski başkanlarından Alp Yalman'ın da gireceği gelen haberler arasında.


Posted: Wed Apr 09, 2008 12:05 am
by Fatih Mutlu
Tolga Girici wrote:Kadri Cetincalı pek yalan haber yapmaz. Hector Cuper gelse iyi olur. Hem isim yapmış hem de defansif oyunu oynatabilen bir adam diye biliyorum.
hem de bir loser :)

saka bi yana, bu adamin uzerinde bir lanet olduguna inanmaya baslamisti millet neredeyse. sanirim oynadigi hic bir final macini kazanamamisti valencia :)

Posted: Wed Apr 09, 2008 12:07 am
by Ismail Gezer
Sadece Valencia mı? Emre-Okan interdeyken, şampiyonluğu son maçta verdiler!
Fatih Mutlu wrote:
Tolga Girici wrote:Kadri Cetincalı pek yalan haber yapmaz. Hector Cuper gelse iyi olur. Hem isim yapmış hem de defansif oyunu oynatabilen bir adam diye biliyorum.
hem de bir loser :)

saka bi yana, bu adamin uzerinde bir lanet olduguna inanmaya baslamisti millet neredeyse. sanirim oynadigi hic bir final macini kazanamamisti valencia :)

Posted: Wed Apr 09, 2008 12:24 am
by Eray Tunç
Adam Parma'daki görevine başlayalı 3 hafta, Real Betis'ten A. Madrid yenilgisi sonrası kovulalı 3 ay olmuş.
Aklıma Scala'nın pek de hoş olmayan Beşiktaş macerası geliyor...

Posted: Wed Apr 09, 2008 11:06 am
by Tan Erten
Fatih Mutlu wrote:hem de bir loser :)

saka bi yana, bu adamin uzerinde bir lanet olduguna inanmaya baslamisti millet neredeyse. sanirim oynadigi hic bir final macini kazanamamisti valencia :)
Bize de Valencia gibi ust uste 2 sene CL finali oynattiracaksa ben o iki maci da kaybetmeye raziyim :) Kariyerinin en parlak noktasini gecmis durumda ama onun icin de bizim icin de yeni bir baslangic firsati olabilir.

Posted: Wed Apr 09, 2008 7:00 pm
by Alpay Dedeoglu
Bakalim Ozan buna ne diyecek? Koeman

Bu haber Dogan Medyasi cikisli. Bu aralar Dogan medyasi takip edilse iyi olur cunku Yonetim Kurulunda olan ve futbol subesine katkida bulunan Murat Yalcindag , Aydin Doganin damadinin kardesi.
Rivayet odur ki Koeman Valenciada zor durumda imis.

Bugunku Milliyetten:
Abdullah Avcı’dan olumsuz yanıt gelmesi üzerine yeni sezon için takımın başına yabancı hoca getirmeye karar veren Galatasaray, tekrar rotayı Laudrup’a çevirirken, menajerlerin Valencia’da umduğunu bulamayan Hollandalı hocayı önermeye hazırlandıkları öğrenildi
Karl Heinz Feldkamp’ın istifasının ardından sezon sonuna kadar mevcut teknik heyetle yola devam etme kararı alan Galatasaray yönetimi, gelecek yıl takımı emanet edeceği teknik direktör konusunda da arayışını gizlice sürdürüyor.
Başkan Adnan Polat’ın geçtiğimiz hafta resmi teklifte bulunduğu Getafe’nin teknik direktörü Laudrup için görüşmeleri hızlandırdığı, Danimarkalı hocanın Galatasaray’ın başına geçmesi için ikna edilmesine çalışıldığı belirtildi.
Menajerlerin ise sarı - kırmızılı yönetime sürpriz bir ismi daha önermeyi planladıkları öğrenildi. Sezon ortasında PSV Eindhoven’dan İspanya’nın Valencia takımına giden Hollandalı ünlü teknik direktör Koeman’ı, Galatasaraylı idarecilere teklif etmeye hazırlanan Laudrup’un menajerleri, ünlü teknik adamın İspanya’da zor günler geçirdiğini ve sözleşmesini fesh edebileceğini bildirdiler.
Koeman’ın Galatasaray’a gelme fikrine sıcak baktığı ancak Valencia’daki durumunun netleşmesini de bekleyeceği ifade edilirken, sarı - kırmızılı yönetimin de Laudrup’un olmaması durumunda, bu ismi düşünebileceği vurgulandı.

Cuper sesleri
Öte yandan İtalya’nın Parma takımını çalıştıran Hector Cuper’in de gündeme geldiği öğrenildi. Sezon sonu sözleşmesi bitecek olan Arjantinli hocanın haber göndererek Galatasaray’da görev alabileceği mesajını gönderdiği belirtildi.
Futbol A.Ş. Genel Müdürü Adnan Sezgin, “Yeni teknik direktör 5 hafta içinde gelecek mi, bu ekip mi devam edecek” sorusu üzerine “Gelecek sene ile ilgili daha önce Feldkamp hoca da açıklama yapmıştı.
Çalışmayacağını biliyorduk ve çalışmalarımızı o yönde sürdürüyorduk. Şimdi biraz daha hızlandırılmış şekilde gelecek seneki teknik heyeti oluşturma çalışmalarını sürdürüyoruz” yanıtını verdi.

Posted: Wed Apr 09, 2008 11:43 pm
by Murat Gökcigdem
Daha once yukarda yazildi ise ozur dilerim...

Nordwest-Zeitung gectigi habere gore bizimkiler Alman Lothar Matthäus'a danisiyorlarmis...

Posted: Wed Apr 09, 2008 11:47 pm
by Murat Gökcigdem
Ben belki yanlis anladim lisani olan bir arkadasimiz belki su Falco gibi gecenleri bize aciklar http://www.nwzonline.de/index_aktuelles ... d=1631898&.

Posted: Wed Apr 09, 2008 11:52 pm
by Murat Gökcigdem
Biraz konu disi olucak ama nereye post edecegimi tam cikartamadim. Basta Ozgur olarak kusura bakmayin...

FourFourTwo futbol dergisinin Mayis sayisinda eski hocamiz Hagi en begendigi kadrosunu aciklamis :wink:

My Perfect IX: Gheorghe Hagi
1 May 2008
FourFourTwo

He’s known as the Maradona of the Carpathians, but did the other Maradona impress Gheorghe Hagi enough to make his best team?

Goalkeeper - Claudio Taffarel

I spent many seasons with Claudio at Galatasaray and he is a great goalkeeper. The defence always felt safe when he was behind them, and he was a good organiser of the players around him. Typically for a Brazilian, he also had excellent technique with his feet.

Right-back - Jorginho

He was brilliant going forward, so dangerous and capable of scoring fantastic goals. He was the kind of player fans would pay to watch, but he was also solid in defence and played brilliantly against Italy in the 1994 World Cup Final. He never let anyone down.

Centre-back - Franco Baresi

This guy is a monument in world football. Milan and Italy built their teams around him, as I found out when Milan beat Steaua Bucharest 4-0 in the 1989 European Cup Final. He was able to construct the game from the back, coming out of defence and launching some amazing passes to devastating effect.

Centre-back - Fernando Hierro

I played with Fernando at Real Madrid. He was really impressive, what you would call a complete player: he was superb in the air, could pass equally well with both feet and had a terrific shot from long range. His scoring record was fantastic considering he was a defender.

Left-back - Paolo Maldini

Paolo is another sensational player from the Italian school of defence. He is always very elegant on the pitch, often going forward to support attack and he has scored some important goals in big games for AC Milan as well as for Italy. He’s a real role model for defenders coming through today.

Right-midfield - Luis Figo

Luis is another former team-mate of mine from Barcelona. We played together in his first year in Spain: he was a great character and a fantastic player who could do anything he wanted with the ball. He gave the team great assists, great crosses, incredible goals, and he had everything in a player that you would always want to watch.

Defensive-midfield - Pep Guardiola

Pep was probably one of the best ever midfielders whose job was to break up attacks and just win the ball. He would sit in front of the defence and would be impossible to pass. He would keep a great balance in any team’s midfield.

Attacking-midfield - Diego Maradona

There’s only one word for this man: genius. What he was able to do with a ball was not football, it was art. He was one of the best players ever seen. I also met him when he was only 21 and even then, I was shocked to see the level of the play he had.

Left-midfield - Zinedine Zidane

It is a great regret of mine that I never played alongside Zidane, but only played against him. That was hard enough: he was a leader on the pitch, and only looked happy with the ball at his feet. He had everything in his game you could admire, from his free-kicks to his clever passes to his team-mates.

Forward - Marco van Basten

Marco was able to score goals from impossible positions, such as that amazing volley in Euro 88 against the Soviet Union. He had all the qualities for a perfect striker, and his technique made him very hard to stop in the box. His movement was also good. He was a nightmare for defenders.

Forward - Ruud Gullit

Maybe it’s a surprise that I’m picking another Dutch forward, but Gullit was a legend. He was more powerful than Van Basten, so it was almost impossible to get the ball from him. But he had a different style, and was Van Basten’s perfect partner: every coach’s dream is to have a technical player partnered with a physical one.

Coach - Johan Cruyff

He must be one of the most creative coaches in football history, because I always loved his ideas and he was always talking about something new. I learned a lot from him and I feel happy and grateful that I had the chance to work with him at Barcelona.

Substitutes

Peter Schmeichel - Not, in my view, as technically gifted a goalkeeper as Taffarel – but he was strong as an ox and imposing, gaining respect from opponents and team-mates alike.

Gheorghe Popescu - Not just because he is Romanian and my brother-in-law! He was just as good at centre-back or in midfield.

Fernando Redondo - He was a real metronome in the team, a midfield master. It was such a shame he got that terrible injury.

Romario - A huge talent who may not have done a lot during games, but when he did it was normally decisive.

Ryan Giggs - Not a typical British player, Giggs’s strength is his skill and imagination rather than his power.

Source: (IC/IC/IC)

Posted: Thu Apr 10, 2008 12:10 am
by Mert Tokman
Murat Gokcigdem wrote:Biraz konu disi olucak ama nereye post edecegimi tam cikartamadim. Basta Ozgur olarak kusura bakmayin...

FourFourTwo futbol dergisinin Mayis sayisinda eski hocamiz Hagi en begendigi kadrosunu aciklamis :wink:

My Perfect IX: Gheorghe Hagi
1 May 2008
FourFourTwo

He’s known as the Maradona of the Carpathians, but did the other Maradona impress Gheorghe Hagi enough to make his best team?

Goalkeeper - Claudio Taffarel

I spent many seasons with Claudio at Galatasaray and he is a great goalkeeper. The defence always felt safe when he was behind them, and he was a good organiser of the players around him. Typically for a Brazilian, he also had excellent technique with his feet.

Right-back - Jorginho

He was brilliant going forward, so dangerous and capable of scoring fantastic goals. He was the kind of player fans would pay to watch, but he was also solid in defence and played brilliantly against Italy in the 1994 World Cup Final. He never let anyone down.

Centre-back - Franco Baresi

This guy is a monument in world football. Milan and Italy built their teams around him, as I found out when Milan beat Steaua Bucharest 4-0 in the 1989 European Cup Final. He was able to construct the game from the back, coming out of defence and launching some amazing passes to devastating effect.

Centre-back - Fernando Hierro

I played with Fernando at Real Madrid. He was really impressive, what you would call a complete player: he was superb in the air, could pass equally well with both feet and had a terrific shot from long range. His scoring record was fantastic considering he was a defender.

Left-back - Paolo Maldini

Paolo is another sensational player from the Italian school of defence. He is always very elegant on the pitch, often going forward to support attack and he has scored some important goals in big games for AC Milan as well as for Italy. He’s a real role model for defenders coming through today.

Right-midfield - Luis Figo

Luis is another former team-mate of mine from Barcelona. We played together in his first year in Spain: he was a great character and a fantastic player who could do anything he wanted with the ball. He gave the team great assists, great crosses, incredible goals, and he had everything in a player that you would always want to watch.

Defensive-midfield - Pep Guardiola

Pep was probably one of the best ever midfielders whose job was to break up attacks and just win the ball. He would sit in front of the defence and would be impossible to pass. He would keep a great balance in any team’s midfield.

Attacking-midfield - Diego Maradona

There’s only one word for this man: genius. What he was able to do with a ball was not football, it was art. He was one of the best players ever seen. I also met him when he was only 21 and even then, I was shocked to see the level of the play he had.

Left-midfield - Zinedine Zidane

It is a great regret of mine that I never played alongside Zidane, but only played against him. That was hard enough: he was a leader on the pitch, and only looked happy with the ball at his feet. He had everything in his game you could admire, from his free-kicks to his clever passes to his team-mates.

Forward - Marco van Basten

Marco was able to score goals from impossible positions, such as that amazing volley in Euro 88 against the Soviet Union. He had all the qualities for a perfect striker, and his technique made him very hard to stop in the box. His movement was also good. He was a nightmare for defenders.

Forward - Ruud Gullit

Maybe it’s a surprise that I’m picking another Dutch forward, but Gullit was a legend. He was more powerful than Van Basten, so it was almost impossible to get the ball from him. But he had a different style, and was Van Basten’s perfect partner: every coach’s dream is to have a technical player partnered with a physical one.

Coach - Johan Cruyff

He must be one of the most creative coaches in football history, because I always loved his ideas and he was always talking about something new. I learned a lot from him and I feel happy and grateful that I had the chance to work with him at Barcelona.

Substitutes

Peter Schmeichel - Not, in my view, as technically gifted a goalkeeper as Taffarel – but he was strong as an ox and imposing, gaining respect from opponents and team-mates alike.

Gheorghe Popescu - Not just because he is Romanian and my brother-in-law! He was just as good at centre-back or in midfield.

Fernando Redondo - He was a real metronome in the team, a midfield master. It was such a shame he got that terrible injury.

Romario - A huge talent who may not have done a lot during games, but when he did it was normally decisive.

Ryan Giggs - Not a typical British player, Giggs’s strength is his skill and imagination rather than his power.

Source: (IC/IC/IC)
Hagi'ye katildigim ve katilmadigim yerler...

Kale - kesinlike Dassaev - onun gibisi gelmedi...

Sagbek de Jorginho'ya katiliyorum ama Hagi'nin Dan Petrescu'yu koymamis olmasina sasirdim... Ardiles'te dusunulebilirdi...

Tandem de Baresi kesin dogru isim - yanian ben Hierro'dan once Alman Kohler'i dusunurdum... Hagi RM'den arkadasina kiyak gecmis...

Solbek te Maldini dogru tercih...

On liberoda Guardiola super tercih - ama Rijkaard ve Mattheus'ta isin icine girince akillar karisiyor...

Sag acik ta Figo kadar Laudrup'ta dusunulebilirdi...

Sol acik ta Zidane yanlis secim - yeri orasi degil... zaten ben Zidane'nin overrated oldugunu dusunuyorum... sol aciga ben Stoichkov'u koyardim... Hagi Barca'da beraber oynadigi Stoichkov'un arkasinda kalmisti acaba cekememezlik varmidir?

10 numara Maradona - baska soze gerek yok... Zidane'in yeri burasi ama ondan evvel Platini, Schifo, Zico ve hatta Hagi'nin kendisi var.

Van Basten'de gelmis gecmis en iyi golcu onu da tartismam...

ama Gullit'i tartisirim... Van Basten'in yanina konacak bir suru adam var - Ronaldo olur, Boniek olur, Papin olur, Baggio olur, Butragueno olur, Rummenige olur...

Posted: Thu Apr 10, 2008 12:45 am
by Ozgur Huseyinoglu
Murat Gokcigdem wrote:Nordwest-Zeitung gectigi habere gore bizimkiler Alman Lothar Matthäus'a danisiyorlarmis...
...
Ben belki yanlis anladim lisani olan bir arkadasimiz belki su Falco gibi gecenleri bize aciklar http://www.nwzonline.de/index_aktuelles ... d=1631898&.
Agabeycigim, Google'in "makina" tercumesine gore, Matthäus bizimkiler ilgilendigini/baglanti kurdugunu reddetmis anlami cikardim ben...