PEKIN 2008

Forum Galatasaray Spor Kulubu ve Turk sporu hakkinda ayrintili haberler, yorum ve analizler, ogretici arastirmalar ve diger onemli spor olaylari hakkinda bilgi akisini saglamak, yazilanlari saglikli bir yapi cercevesinde dunyadaki butun Galatasarayli arkadaslar ve diger sporseverler ile paylasmak amaciyla kurulmustur.

Moderator: Staff

Kerem Gulec
Posts: 169
Joined: Thu Aug 14, 2008 11:58 pm
Location: Los Angeles

Post by Kerem Gulec »

Herkese merhaba,

Birkac gundur bu topigi takip ediyorum. Galatasaray forumunda olimpiyatlarin da gozlemlenmesi cok guzel, ben de birseyler eklemek istedim.

Ilki Phelps vs Bernard. Daha once koyulan Phelps ve Bernardin fotograflarina bakinca, Bernard insan azmani, Phelps ise daha normal bir tip gibi duruyor. Ancak istatistikler farkli biraz. Ayni boyda olmalarina ragmen (6'4"), Phelps 195 pound, Bernard ise 194 pound. Enteresan bir durum.
Ozan Ersoy wrote: Demek istedigim Alain cok fazla agirlik calisiyor belli ki bu da yuzusunde gosteriyor kendini. Kollarinin Inanilmaz bir cekis gucu var. Ayaklari da digerlerinden fazla gucle vuruyor. Ama 200 metre yuz desen bu kadar etkili olmaz, 400 yuz desen catlar. Ayrica cok kas her zaman en iyisi de degil. Sonucta kas kemikten sonra en agir maddedir vucutta ve ne kadar cok varsa o kadar agirligin artar. Bu da surtunme artiyor demektir. Koldaki kasin 75 kiloyu suda cekmesi ayri, 80 kiloyu cekmesi ayri. O yuzden bu isin de bir uygun degeri (optimum) var.

Uzun sozun kisasi Hincalvari olmak istemiyorsaniz boyle resimden falan yorum yapmaya kalkmayin :D

Ozan Ersoy
Ozan, yuzucunun agirliyla hidrodinamik surtunme kuvveti arasinda nasil bir baglanti var? HD surtunme kuvveti agirligin fonksiyonu degildir. Hiz, on yuzey alani suyun yogunlugu gibi seyler etkiler. Su optimum agirlik/kas oranlanlarini nasil bulabilecegimi soyleyebilir misin? Daha once duymamistim.

Ucuncu olarak,
Daha once bir yerde okumustum ama su an referansi bulamadim. Amerikali yuzuculere gore cok daha az / hafif agirlik calismasina ragmen Popov’un surekli 50 ve 100m yi domine etmesini tekniginin ustunlugune bagliyordu. Konuyla alakali ancak espn den alinti asagidaki yaziyi bulabildim.

“His stroke was so powerful and efficient that he never appeared to be working as hard as his competitors -- yet he always beat them. In developing Phelps' stroke, Bowman studied Popov's technique.”

Bu arkadasin (Phelps'in kocu kendisi) dediklerine bakarsak yuzmede teknigin onemini fazla kucumsememek lazim.
Ozan Ersoy wrote: Alain Bernard kisa mesafe yuzucusu. Butun kisa mesafe kosulan spor dallarinda sprinter denilen adamlar cigere, oksijeni randimanli kullanabilmeye degil kasin patlama yapan ani gucune bakarlar. Bu yuzden herkesden fazla agirlik calisirlar. Ne kadar cok kas o kadar cok patlama gucu. Ornegin bisikletcilerde sprinterle uzun mesafeciler arasinda buyuk kas farki vardir. Futbolda bile bu aslinda aciktir. Eski brezilyali Ronaldo gibi cabuk yorulan kisa ani kosularla gol arayan adamin vucuduyla bir orta saha oyuncusunun arasinda cok fark var. Ozan Ersoy
Bu kisimda biraz celiski var bence. Bir anolojiyle Ronaldo yu iri yapili sprinter sporculara benzetmissin. Ayni postun bir onceki paragrafinda bahsettigin Essien orta saha oyuncusu olmasina ragmen Ronaldodan cok daha yapili (kasli) ve fizigi sprinter dedigin sporcu tipine cok daha yakin. Buna ragmen kondisyonunun Ronaldodan cok ustun oldugu su goturmez sanirim. Baska aklima gelen oyuncular Appiah, Frings gibi oyuncular eminim ornekler cogaltilabilir. Yani her orta saha oyuncusu da ufak tefek olacak diye birsey yok. Ote yandan “sprinter fizigi” ve Drogba surekli Chelsenin en cok kosan oyunculari arasinda. Herneyse, boyu 5-10 da olan 6-4 de olan 100 metre sampiyonlari gorduk.

Son olarak da Torres icin soyledigin duzenli aile yasami Phelps icin pek gecerli degil sanirim. Alkollu arac kullanmaktan 18 ay probationda (tam turkce karsiligini bilmiyorum, sartli olara hapse girmeme gibi birsey sanirim) kalmis. O okul benim bu okul senin cocuklara alkolun kotuluklerini anlatmis :) Degisik bir arkadas.

Neyse simdilik bu kadar.

tekrar herkese selamlar
Hakan Bakircioglu
Posts: 494
Joined: Wed Oct 23, 2002 9:08 pm
Location: PA, USA

Post by Hakan Bakircioglu »

Ozan Ersoy wrote: Bu soylesi ilginc bilgiler iceriyor. Torres gozlerin hepsinin onda olacagini bildigi icin dopingcilere gidip gonullu olarak test oluyor ve olimpiyatlarda en fazla test olan sporculardan. Bu insanlarin birakin yarislara hazirlanmak, agir calismalar vs yalnizca doping testleri icin yasadigi sikintilari yasayamaz bir cok siradan insan.

http://www.newsweek.com/id/144947/page/1

http://www.msnbc.msn.com/id/25566099/
Sagol Ozan, soylesi ilginc gercekten. 2008 Olimpiyat secmeleri sirasinda basin toplantisindaki "Tabeladaki yazilarin daha buyuk olmasi lazim, benim yasimdaki birisi icin okumak zor oluyor" yorumu cok hosuma gitti.

50m elemelerinin dunku son yarisi baslamadan once mayosu yirtilan Avusturalya'li yuzucunun beklenmesi icin hakemler ve diger yarismacilarla konusmasi, sportmen yonunu de gosterdi Torres'in.

Bu arada Bolt konusunda Yusuf'un daha onceki yorumuna katiliyorum. Elinde firsat varken yapabilecegi en iyi dereceyi yapmasi gerekirdi, sov yerine. 9.50 gibi bir rekor uzun yillar kirilamayabilirdi. Adam digerlerinden cok ustun, sanki parkta yuruyus yapiyormus gibi 100m rekoru kiriyor, hem de neredeyse en kotu cikis zamanlamasiyla.

Hakan
Hakan Bakircioglu
Posts: 494
Joined: Wed Oct 23, 2002 9:08 pm
Location: PA, USA

Post by Hakan Bakircioglu »

Vay be, ne 1 saliseymis, iki gundur sonuclari belirliyor?!!!
Torres her sporcu icin inanilmaz bir ilham kaynagi. 41 yasinda gumus de hic fena bir sonuc degil!

Veeee, Phelps 8. altini aldi. Bunu canli seyredebilmek cok guzel. Helal olsun!

Hakan
Cengiz Akgun
Moderator
Posts: 13009
Joined: Tue Oct 22, 2002 7:47 am
Location: New Jersey /USA

Post by Cengiz Akgun »

Hakan Bakircioglu wrote:Cengiz Abi, belki de hayatimizda bir daha goremeyecegimiz bir performans izliyoruz, bence tadini cikaralim. Adamin fizigi yuzmeye yatkin, zaten 1.60m boyunda, 38 ayak numarali adamdan rekortmen yuzucu olmaz haliyle. Adamin sucu degil ki fizyolojik yapisi. Kaldi ki Bernard gibi gercek disi bir goruntusu oldugunu da dusunmuyorum Phelps'in.
Sevgili Hakan kicima bir parmak bok surup mektep cocugu gibi Phelps mi Spitz mi tartismasina girmiyecegimi bilmen lazim. Ne kadar olsa yuz yuze gelmisligimiz var. Kimsenin zevkine limon sikmak istemedim. Ben sadece kendi gordugumu yazdim. Anti-spor denince de cevabini verdim. Felps'in Olimpiyat basladigindan beri cocuklugundan tut ilk okul sirasindaki nasil yuzmeye basladigina kadar videolari resimleri verdiler durdular. Vucutca hicbir sakilligi filan yok cocuklugunda. Onu bu hale girdigi calisma stili getirdigi ortada. Ama kafaya koymus ve koydugunu da yapti.

Elbette Felps'e olan hicbir kisisel bir antipatim filan yok. Asiri bir sempatim olmadigi gibi. Ama anacigina verebilecegi en guzel hediyeleri verdi. Duygulanmamak elde degil. Baltimore'un ruhsuz arka mahallelerinde babasiz nice zorluklarla buyuttugu oglu sadece gurura degil onu paraya da bogacak. Speedo'dan 8 madalya aldigi icin alacagi odul parasi 1M dolar. Kontrat ayrica. Sunu da unutmadan soyleyeyim. Tunuslu'nun aldigi madalya beni daha cok sevindirdi. Turkiye gibi uc tarafi denizle cevrili yerde bir iki Amerikali getirtip cocukluktan baslatilsa herhalde bizimkiler de esek degil ya bir iki tane cikar. Senelerdir Buyukuncu bilmemneci filan diye uyutulur gideriz.

"Looser" dedikleri her yerde looser. Baba boyle seylerin olacaginin hayal bile edemedigi icin o daha 7 yasinda iken basip cekip gitmis. Kafayi taslara vuruyordur simdi serseri.

Gecen hafta sonu Baltimore'a 10-15 mil mesafede idim. Buraya kadar gelmisken buranin Akvaryumunu overler bir gorelim diye saat 10'a dogru arabanin GPS ile Akvaryumu bulduk ve oraya dogru indik. Abboooo. Harlem ile yarisirlar vallahi. Akvaryumun oldugu yere yaklasinca kendimizi Afrika'nin vahsi ormanlarina dalmis gibi hissettim. Bir kazan yoktu ortada kaynayan. Beni de iki uc yerlerdi yani. Yerde sarhos kalkamayanlar mi istersin, garip garip bakanlar mi, pencreleri tahtalar kapanmis dukkanlar mi. Hepsi var. Akvaryumunda kendi parki yok Bilmem ne caddesinde bilmem ne garajina birakacaksin. Karim arabanin tekerleklerini bulursan sukredersin hadi yuru iki tane yunus gosterisi icin degmez dedi. Dar attik kendimizi I-695'a oradan da Kuzey 95'e. Pek buralarda oturmasada Michael'in otudugu yerler nasil bilmem ama genc Michael iki sene once sarhos araba surerken yakalanmis. Pek oyle kabadayi br hali yoksa da geldigi halk sinifini inkar etmiyor.

Bu arada soyleyim GPS teknolojinin bir harikasi. Olmasa Akvaryumun civarindan ana yola cikmak icin belki birkac kere bu urkutucu yerde benzincide filan durup sormak gerekecekti. Yollarda tamiratlar filan talan olmus. Tamamen bir endustri semti idi. Gece filan sehrin bu tarafarina dusmek "Nightmare in Elm Street" filmini cevirmek gibi bir sey.
Last edited by Cengiz Akgun on Sun Aug 17, 2008 12:48 pm, edited 1 time in total.
Cengiz Akgun

"Asrın, yeni bir umdesi var, hak kapanındır
Söz haykıranın, mantık ise şarlatanındır.
Geçmez ele bir paye kavuk sallamayınca
Kürsi-i liyakat pezevenk, puşt olanındır.”
N. Tevfik 1940.
Ali Gursel
Posts: 2632
Joined: Thu Oct 24, 2002 2:53 am

Post by Ali Gursel »

Hakan Bakircioglu wrote:hem de neredeyse en kotu cikis zamanlamasiyla.

Hakan
Bununla ilgili dun bir yazi okudum, komigime gitti. Boyu 100 metre icin fazla uzunmus (6-4 vatandas, 1.90 falan gibi oluyor sanirim, biraz daha fazla), boyu belli bir uzunlugun ustunde olanlara 100 metreyle ugrasmamalari soyleniyor, sebebi de uzun boylularin cikisi hep yavas oluyor, yani nisbeten kisa adamlar kadar iyi cikis yapamiyorlar.

200 metreciler genelde ya 100 metre ya da 400 metre ile duble ediyorlar ama sanirim ucunu birden kosan yok. Huseyin 400 metrenin calisma programini fazla agir ve yorucu bulup ben 100 kosayim demis, kocu karsi cikmasina ragmen. :D

100 metreyi kosarken 41 adim atmis, adimi bakkal hesabi 2.5 metre yani.

Cengiz'in Phelps'le ilgili soylediklerine birseyler ekleyeyim. Ben bir tane yuzucu izledim, adi Vladimir Salnikov'du, gerisi yalan diye baslasam da olur, ama herkes suyla kavga eder gibi yuzen kisa mesafecilere karsi neredeyse yunus zerafetiyle 1500 metre yuzen adami tercih etmek zorunda degil, keyif meselesi. Ama medyanin basarili Amerikalilari antipatiklestirdigini dusunuyorum.

Phelps tipi sporcular Amerikan medya makinesinin uretimi onemli olcude. Atletizmde dort degisik kosma stili olsa (bir de bunlara medleyler bayraklar falan ekle) belki Huseyin Phelps'den fazla madalya kazanir (ki gercekten olmamasi icin ya da yuzmede olmasi icin sebep yok, zaten alinan sonuclardan dort degisik stilin tamamen farkli beceriler icermedigi de ortada, sadece Phelps degil bir suru yuzucu birden fazla stilde birinci oluyor ama nedense diger sporlarda boyle ayrimlar yapilip extra madalya dagitilmiyor, halterde eskiden silkme, koparma ve toplam icin ayri madalya vardi sanirim simdi bire indirdiler, ki orada da hep ayni kisi silkme ve koparmayi kazanmiyordu ama ciddi ortusme vardi).

Ama Amerikan medyasi her boka bir hikaye eklemek sonra da o hikayeyle insanin icini sabah aksam baymak zorunda, Cengiz dahi adamin nereli oldugunu anasini, babasini falan ogrenmis. Bu Olimpiyatlarda bir ton basarili sporcu var, onlarin anasi deniz anasi mi? Cinli masa tenisci bir herif var, geleni gideni oyuyor, acep babasi anasini dovuyor muydu ya da evlerinde akan sulari var miydi yoksa cocukken dereden bidonla mi tasiyordu? Bana ne yahu, hepsinin anasina babasina sallayayim, zorluk icinde hayat mi ariyorsunuz, bayan agir siklet haltercilerin tiplerine bir bakin, alin size zorluk icinde hayatlar. Amerika'da Phelps yasinda bir adamin anasinin babasinin bosanmis olma ihtimali 50% civarinda zaten, ugrasa ugrasa daha ciddi travma bulamamislar mi, ilkokulda kilisenin papazi kucagina oturtup ellememis mi Phelps'i, ya da sevdigi kizi 11 Eylul'de falan olmemis mi, bula bula bir ana baba ayrilmasi mi cikartmis boyyuk Amerikan medyasi? Insan biraz daha arar, bir gun antremana cok sevdigi kopegi Karabas'i goturmus, Karabas havuza dusup gozlerinin onunde cirpina cirpina bogulmus, Michael bu olaydan derin derecede etkilenmis, hala haftada bir Karabas'i mezarinda ziyaret eder ya da Karabas'in kulleri kazandigi br kupanin icinde evinde duruyor falan, yok mu soyle bir hikaye, agiz tadiyla cikartip medilleri aglayalim?

Insanlar bu ahmaklik uretilip sunuldukca daha istahla tuketiyor, insanlar tukettikce medya daha da fazlasini sunuyor, sonunda gezegen olarak salaga baglayacagiz, yakinda olimpiyat madalya torenlerinde sporcularin gecmislerindeki travma ve acilar ekrana ozet olarak verilecek ve seyirciler stadda, biz evlerimizde aglayarak izleyip kitle halinde katarsis yasayacagiz, butun dunya Christopher 6 yasindayken komsusunun evinin yanisina agliyor sayin seyirciler, ben de goz yaslarimi tutamiyorum.

Hep bir suni hype bir kisinin etrafinda, bu kisi de hep Amerika'li. Bir ara jimnastikci kiz vardi, Mary Lou Retton galiba, ondan kusacak hale gelmistik (hatirlamiyorum ama onun da babasina bir sey olmustu), zaten bu fazla madalya alma sansi sadece yuzucu ve jimnastikcilerin, Ronaldinho bu olimpiyatlarda ne yaparsa yapsin 8 altin alamaz, bir tane, isine gelirse, anasini babasini da ogrenemeyecegiz garibin.

Neyse, cumleten 24une kadar kulaklarimiza kadar Phelps dolmaya hazirlanalim, dun bir taraftan Sirp herif kazansin istedim, ama sonra dusundum, Phelps'i durduran Sirp yuzucunun amcasinin enistesi Srebrenica'da katliama gercekten katilmis miydi falan diye haberler dinleyecektik iki hafta, ana kural ahmakligin durmamdan uretilip TV kanaliyla kitlelere sunulmasi, insan bana ne kim kazanirsa kazansin diyor.

Ali
Murat Kara
Posts: 1279
Joined: Tue Oct 22, 2002 11:38 pm

Post by Murat Kara »

Ne bu boyle, 8 altin sekiz dunya rekoru, 100m'de laubali dunya rekoru? ABD, ya super yaratik yetistirmenin yolunu bulmus ya da tespit edilemeyen doping bulmus. Cin'in uzman oldugu bir konuda adamlari yaya birakmaya niyetliler belli ki. Eminim Cin, ABD kadar bu konuya yatirim yapiyordur. Ozellikle ABD'nin dopingini yakalamak Cin icin buyuk bir sukse olurdu. Ama beceremiyorlar iste!

Muhtemelen bir olimpik yaris da bu konuda cereyan ediyor kapali kapilar ardinda.

Aslinda bir insanin dar bir konuda superman gibi olabilmesi icin verilen mucadelenin kendisi bile milyonlarca dolar icerdiginden doping islevi goruyor. Culsuz adamin o seviyede yarismasi artik mumkun degil.

Buyrun olimpik seref ve san sektorune!
Kenan Atak
Posts: 1734
Joined: Mon Jan 10, 2005 9:02 pm

Post by Kenan Atak »

Turkiye'nin olimpiyatlardaki halini özetleyen en guzel yazi

http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/968 ... 1&sz=91871
“You have power over your mind - not outside events. Realize this, and you will find strength.”
― Marcus Aurelius, Meditations
Ali Gursel
Posts: 2632
Joined: Thu Oct 24, 2002 2:53 am

Post by Ali Gursel »

Yahoo Sports'dan

BEIJING – Like the best of showmen, Jamaica’s Usain Bolt left us wanting more.

Twenty meters from the finish line, his celebration began. He relaxed his arms, looked toward the crowd and slapped his chest. And despite those theatrics, he still covered 100 meters faster than any man ever has.

He did it in 9.69 seconds, and immediately one had to wonder how much faster he could go. Faster than a speeding bullet?

The showman teased our imaginations. But he denied us the answer, shrugging off questions about why he coasted for the final 20 meters rather than obliterate the world record.

“I didn’t come here to run the world record because I am the world-record holder,’’ he said. “I came here to win.’’

This wasn’t so much an Olympic 100-meter final as a tantalizing one-man show. Because the World’s Fastest Man is also the World’s Biggest Ham.

He was dancing before the race even began.

Shimmying in front of the starting blocks, Bolt struck a pose during pre-race introductions as if the race was over before it started. Turns out it was, and Bolt had post-race entertainment planned for the enthralled sellout crowd of 91,000.

It took him fewer than 10 seconds to run 100 meters but at least 10 minutes to complete his victory lap. He pulled off his gold spikes and held them aloft, wrapped himself in a Jamaican flag and clowned as if he were on stage at a karaoke bar rather than on the biggest stage of the Olympics.

“I like to have fun,’’ he explained.

Munching on a post-race snack during a press conference, Bolt said there would be plenty of time to test his limits and lower the world record. That’s the most mind-boggling part about it – what might come next.

He is only 21, and his specialty is the 200 meters. Like a lot of things in life, Bolt runs the 100 for fun.

At 6 feet 5, he stands in stark contrast to the shorter and stockier sprinters. Too tall to run the 100, most experts thought before the jolly giant arrived on the scene. It took him five races as a pro before he broke the world record.

“He’s a freak of nature,’’ said Darvis Patton, one of seven runners who was vying for the silver medal in Saturday’s final, seeing that Bolt could have jogged his way to the gold.

Lightning Bolt, they call him. Prodigy, they called him before that.

At 15, Bolt became the youngest-ever world junior champion in the 200. He qualified for the 2004 Games at the age of 17, but an injury derailed his chance of medaling. His coaches then urged him to begin running the 400, too, but Bolt hated the 400 workouts. So earlier this year, he and his coach cut a deal.

If Bolt broke the Jamaican record for the 200, he could give up the 400 in favor of the 100. So Bolt promptly broke that record and began a mind-boggling dash to the title of World’s Fastest Man.

He earned it May 31 when he beat Tyson Gay, the reigning world champion, and lowered the world record to 9.72 seconds from the 9.74 Jamaica’s Asafa Powell had run. Six weeks later, at the U.S. Olympic trials, Gay ran a wind-aided 9.68, setting up a hotly anticipated showdown with the young phenom.

But six days later, Gay suffered a hamstring injury and he failed to regain his form by Saturday, when he finished fifth in his semifinal heat. The mention of that after the race was about the only time Bolt looked downcast.

“I was looking forward to racing Tyson,’’ he said. “To be the best, you’ve got to beat the best.’’

But on Saturday, Bolt looked unbeatable. Next, he’ll turn his attention to the 200 meters, with the first rounds set for Monday and the finals scheduled for Wednesday. If he wins the event, he’ll become the first man to capture the gold in the 100 and 200 since Carl Lewis in 1984. Without anyone as talented as Lewis around to challenge him in the 200, he might be competing against history.

The world record of 19.32 seconds, set by Michael Johnson at the 1996 Olympics, looks within Bolt’s grasp. Marveling at Bolt’s performance, Johnson already has said of the 12-year-old record that he’s “ready to kiss it goodbye.’’

But if it happens, it might be incidental. Bolt looks and sounds more interested in winning gold medals and celebrating. When he had circled the track and finally completed his joyous and comical victory lap, he looked up at the crowd and took a bow.

Make no mistake. For the young showman, there will be an encore.
------------------------------------------------------------------------------


Birinci boldlu neden daha hizli kosup daha iyi rekor kirmadina cevabi harika, ben buraya rekor kirmaya degil, kazanmaya geldim, rekor zaten sahsima ait tarzi.

Michael Johnson'un veda etmeye hazir oldugunu soyledigi rekoru 200 metrede 19.32, yani ortalama hiz olarak bir insan evledinin gezegende ulastigi en yuksek ortalama hiz, Bolt'un dunku derecesinden de hizli.

Bu yaris yarin (Pazartesi). Izleyelim ruzgarin uzun boylu oglunu bakalim.

Ali

Not: Bolt'un cocuklugu, ailesi, kopeginin ismi gibi konulari bize bir an once ulastirmasi icin dunya medyasina cagrida bulunuyorum buradan, lutfen, bilgilendirin bizi, nasil guclukleri asmis.
Kerem Gulec
Posts: 169
Joined: Thu Aug 14, 2008 11:58 pm
Location: Los Angeles

Post by Kerem Gulec »

"He did it with one of his shoes untied: When Bolt crossed the finish line his left shoelace was flapping."

Bu da SI dan. Yaninda bir fotograf da var haberin. Iyi ki takilip yuvarlanmamis kosarken :) Degisik bir ciddiyetsizligi var adamin. Yaristan once isi koruyucu falan da kullanmamis. Yarista yaptiklari ortada zaten. Bugune kadar genel olarak gozlemledigim 100m yariscilari yaristan once hep cok stresli olurlardi. Gercekten zor bir yaris ve sonuc saliselerle belli oldugu icin favorilerin kazanamadigi cok olmustur. Ama bu arkadasin ozguveni inanilmaz. Bu adami gordukten sonra Michael Johnson a gecmis olsun demek isterim aslinda.
Hakan Bakircioglu
Posts: 494
Joined: Wed Oct 23, 2002 9:08 pm
Location: PA, USA

Post by Hakan Bakircioglu »

Cengiz Abi, Baltimore'daki akvaryum zaten hikaye, pek birsey kacirmamisin :) Shamu olmadan tadi yok zaten, Orlando ya da San Diego'daki Sea World'u tavsiye ederim.

Sevgili Ali, Amerika medyasi hakkindaki elestirilerinin hepsine katiliyorum. Her seyi drama haline getirmeye bayiliyorlar. Ama bunu sadece kendi vatandaslari icin yapmiyorlar, nerede seyircilerin duygularina dokunacak bir olay bulurlarsa onun 'soap opera' sini yapistiriyorlar hemen. Oglunun tedavisi icin Almanya'ya yerlesip Alman Olimpik takiminda yarisan Rus jimnastikci ile ilgili de bir haber yaptilar gecen hafta icinde.

Bir de bizim Phelps gibi bir yuzucumuz oldugunu dusunun, acaba medyamiz ne yapardi? Var Misin Yok Musun'da baslar, Sahane Pazar'da yumurta tokusturma yarisi yapar, annesiyle birlikte Gelin/Damat programina cikarildiktan sonra bir de sarki soylettirilirdi herhalde :)

NBC'nin bir baska buyuk ayibi da, 100m kosusunun yayinlanis sekliydi. Zaten bu onemli yarisi banttan yayinlayarak sacmaladilar. (Gun boyunca YouTube gibi online video sitelerinden goruntuleri indirttiler). Bir de ustune, yarisi yayinlamak icin Phelps'in 8. altini alisina kadar beklediler.
Neyse ki birkac Jamaica'linin bloglarindaki videolar sayesinde isteyenler bu yarisi daha erken izleyebildi.

Hakan
Mert Tokman
Posts: 2581
Joined: Tue Oct 22, 2002 9:18 pm
Location: Virginia, USA

Post by Mert Tokman »

Cengiz Akgun wrote:Gecen hafta sonu Baltimore'a 10-15 mil mesafede idim. Buraya kadar gelmisken buranin Akvaryumunu overler bir gorelim diye saat 10'a dogru arabanin GPS ile Akvaryumu bulduk ve oraya dogru indik. Abboooo. Harlem ile yarisirlar vallahi. Akvaryumun oldugu yere yaklasinca kendimizi Afrika'nin vahsi ormanlarina dalmis gibi hissettim. Bir kazan yoktu ortada kaynayan. Beni de iki uc yerlerdi yani. Yerde sarhos kalkamayanlar mi istersin, garip garip bakanlar mi, pencreleri tahtalar kapanmis dukkanlar mi. Hepsi var. Akvaryumunda kendi parki yok Bilmem ne caddesinde bilmem ne garajina birakacaksin. Karim arabanin tekerleklerini bulursan sukredersin hadi yuru iki tane yunus gosterisi icin degmez dedi. Dar attik kendimizi I-695'a oradan da Kuzey 95'e.
Ilahi Cengiz abi - Akvaryumun bulundugu Inner Harbor bolgesi yine turistik ve Baltimore'un en temiz ve guvenli yerlerinden birisi :D

Bizim oglanin doktor randevulari icin her 2-3 ayda bir Hopkins hastahanesine gidiyoruz - sen bir de hastahanenin bulundugu mahalleyi gor - devletin yoksullar icin yaptigi sitelerin (projects) tam ortasinda - tam karsisinda bir lise var --- lisenin butun pencereleri demir parmakliklarla cevrilmis halde... Konustugumuz bazi insanlar buralari bir de 5-10 sene evvel gorecektiniz diyorlar - bu temizlenmis haliymis... 5-10 sene evvel doktorlar ceplerinde tabanca ile ise gidiyorlarmis ki dusunun bu dunyanin bir numarali arastirma/egitim veren hastahanesi - hastalara ve ziyaretcilerine garaja park ettikleri arabalarina gitmeleri icin gece bir saatten sonra hala bekciler refakatcilik yapiyorlar.

New Orleans'da 3 yila yakin yasamis bir insan olarak Amerika'nin en fakir ve tehlikeli yerlerini gordum zannediyordum ama Baltimore bir centik daha yukarida...
Cengiz Akgun
Moderator
Posts: 13009
Joined: Tue Oct 22, 2002 7:47 am
Location: New Jersey /USA

Post by Cengiz Akgun »

Mert Tokman wrote: New Orleans'da 3 yila yakin yasamis bir insan olarak Amerika'nin en fakir ve tehlikeli yerlerini gordum zannediyordum ama Baltimore bir centik daha yukarida...
Uzun lafin kisasi nursuz ve ugursuz bir yer Baltimore. Bunca yil I-95'dan DC'ye ya da guneye akip giderken sehrin ugursuzlugunu gorurdum ama I-95'dan gecen Elizabet'deki rafineleri gorunce de New Jersey'e Garden State denilmesi ile alay eder. Inner Harbour icin cekilmez bu sefalet. Cok boslamislar Baltimore'u. Maryland'a yakismamis.

Hayatimda bu kadar zenci konsantrasyonu gormedim. New York cok daha kozmopolit. Boyle bu tarz yeknasaklik az. Basima bir sey gelmedi ama insan rahatsiz oluyor Amerika gibi bir yerde Afrika'nin gobeginde oldugunu sanmasi. Towsen diye Baltimore 12 mil uzakta bir yerde bir gece gecirdim. Beyazlar yok denecek kadar azinliktalar. Evet Maryland guney sayiliyor her ne kadar Virginia kadar olmasada. Zenciler epey hirpalanmislar ve hala da hirpalaniyor olabilirler. Bu yuzden de New York'taki kadar azgin olmayabilirler. Gerci artik oturalamaz hale gelen yerleri tekrar uyandirmaya calistiklarini gordum bu 12 mil boyunca. Ne zaman son iki uc mile girdik Akvaryum civarinada mazara degisiverdi. Senin turistik dedigin ik cadde yani arkasina filan baksaydin gorurdun ne dedigimi. Inner Harbor Akvaryuma yine 3-4 mil mesafade.
Bu yastan sonra irkci gibi laflar edip duruyorum ama birader Turkiyede yoksulluk varsada bu tur bir pejmurdelik yok.

Elbette Seaworld ile karsilastirilmaz ama duyardim Baltimore'daki akvaryumu. Inner Harbor'u gordumdu evvelden. Neyse bundan sonra Maryland'da sahilde resort olmadikca duracak degilim.
Cengiz Akgun

"Asrın, yeni bir umdesi var, hak kapanındır
Söz haykıranın, mantık ise şarlatanındır.
Geçmez ele bir paye kavuk sallamayınca
Kürsi-i liyakat pezevenk, puşt olanındır.”
N. Tevfik 1940.
Mert Tokman
Posts: 2581
Joined: Tue Oct 22, 2002 9:18 pm
Location: Virginia, USA

Post by Mert Tokman »

Cengiz Akgun wrote:
Mert Tokman wrote: New Orleans'da 3 yila yakin yasamis bir insan olarak Amerika'nin en fakir ve tehlikeli yerlerini gordum zannediyordum ama Baltimore bir centik daha yukarida...
Uzun lafin kisasi nursuz ve ugursuz bir yer Baltimore. Bunca yil I-95'dan DC'ye ya da guneye akip giderken sehrin ugursuzlugunu gorurdum ama I-95'dan gecen Elizabet'deki rafineleri gorunce de New Jersey'e Garden State denilmesi ile alay eder. Inner Harbour icin cekilmez bu sefalet. Cok boslamislar Baltimore'u. Maryland'a yakismamis.

Hayatimda bu kadar zenci konsantrasyonu gormedim. New York cok daha kozmopolit. Boyle bu tarz yeknasaklik az. Basima bir sey gelmedi ama insan rahatsiz oluyor Amerika gibi bir yerde Afrika'nin gobeginde oldugunu sanmasi. Towsen diye Baltimore 12 mil uzakta bir yerde bir gece gecirdim. Beyazlar yok denecek kadar azinliktalar. Evet Maryland guney sayiliyor her ne kadar Virginia kadar olmasada. Zenciler epey hirpalanmislar ve hala da hirpalaniyor olabilirler. Bu yuzden de New York'taki kadar azgin olmayabilirler. Gerci artik oturalamaz hale gelen yerleri tekrar uyandirmaya calistiklarini gordum bu 12 mil boyunca. Ne zaman son iki uc mile girdik Akvaryum civarinada mazara degisiverdi. Senin turistik dedigin ik cadde yani arkasina filan baksaydin gorurdun ne dedigimi. Inner Harbor Akvaryuma yine 3-4 mil mesafade.
Bu yastan sonra irkci gibi laflar edip duruyorum ama birader Turkiyede yoksulluk varsada bu tur bir pejmurdelik yok.

Elbette Seaworld ile karsilastirilmaz ama duyardim Baltimore'daki akvaryumu. Inner Harbor'u gordumdu evvelden. Neyse bundan sonra Maryland'da sahilde resort olmadikca duracak degilim.
Cengiz abi senin GPS akvaryum diye baska yerlere mi gonderdi? Akvaryum Inner Harbour'un tam ortasinda :?:
Hakan Bakircioglu
Posts: 494
Joined: Wed Oct 23, 2002 9:08 pm
Location: PA, USA

Post by Hakan Bakircioglu »

Mert Tokman wrote: Cengiz abi senin GPS akvaryum diye baska yerlere mi gonderdi? Akvaryum Inner Harbour'un tam ortasinda :?:
Evet, ben de cesitli sebeplerle birkac kez gittim Baltimore'a. Akvaryum, tam Inner Harbor'in icinde, hatta yaninda Barnes & Noble var sanirim. Cengiz Abi, Garmin Nuvi mi kullaniyorsun? Is seyahati icin Detroit'e gitmistim, orada Garmin'i uretenlere birkac kez saygilarimi sunmustum :)

Hakan
Cengiz Akgun
Moderator
Posts: 13009
Joined: Tue Oct 22, 2002 7:47 am
Location: New Jersey /USA

Post by Cengiz Akgun »

Mert Tokman wrote: Cengiz abi senin GPS akvaryum diye baska yerlere mi gonderdi? Akvaryum Inner Harbour'un tam ortasinda :?:
Pratt Caddesine kuzeyden 1.5m kala gectigimiz yerlerde gordugum manzara ile fikrimizi degistirip donuse basladik. Rt 41'den Inner harbour'a dogru iniyorduk. Zaten kafami bozan Akvaryumun kendi park yeri olmayip iki cadde ilersine bir garaji tavsiye etmesi oldu. kvaryumun onune cikmadim bile. .

Garmin'e gelince. Evet GPS olmayan arabam icin 2006'da Windows CE yuklu (IQue M5) PDA olan bir alet almistim. Zaten boyle multitasking seyler almayacaksin. Esek herifler bana sattiklarinda top of the line dedikleri bu aleti 1.5 sene icinde disladlar ve su anda hicbir destegi vermiyorlar. Dediginiz gibi software de aksakliklar var. Normal olarak bazen bazi caddeleri adres olarak bulamiyor. Uc dort kere basima geldi. Yok dedigi zaman Intersection olarak verirsen cogu zaman bulamadim dedigi cadde ya da sokagi cikariyor. Bir kere de Long Island'da duzgun olarak calisirken sapitti. Gece vakti reset edecem filan diye ugrastim durdum. Ona guvenip MApQuest filan gibi bir hazirlikta yapmamistim. Sikayet ettigimde (45 dakika telefonda teknik bilgi diye koyduklari bizim Kerem'in deyimi ile karsima cikan gavat olur boyle seyler dedi ve compact disk takmami tavsiye etti). Simdi anlat derdini marko pasaya oldu yani. Yine de idare ediyor ama o yokmus gibi hazirligimi da yapiyorum.

Yeni arabamla gelen (in-dashboard) bugune kadar bir manyel gormedim. Hatta inanilmaz bir "accuracy" var. Donuslerde verdigi feet "0" oldugunda sokagin basinda oluyorsun.
Cengiz Akgun

"Asrın, yeni bir umdesi var, hak kapanındır
Söz haykıranın, mantık ise şarlatanındır.
Geçmez ele bir paye kavuk sallamayınca
Kürsi-i liyakat pezevenk, puşt olanındır.”
N. Tevfik 1940.
Post Reply