Page 5 of 29

Posted: Tue Nov 04, 2008 11:50 pm
by Kenan Atak
Cengiz Akgun wrote:Hasan Tezcan da Rumelili diye biliyorum.

Vaktiyle epey tarla tapan varmis. Cocukken o tarlalarda calismis bir Toros aga vardi. Beni gordu mu Debreli'nin torunu diye bagirirdi ihtiyar eseginin ustunde. Bugun Ataturk ile yatip kalktik bakalim ne olacak.

Seninle su forumda tanismamiz hangi iki sene, kac senelik hikaye. Bana kizip gittigin gunleri bilirim. Yoksa yakindan tanimayi mi kast ettin.

Cok alingan olmayacaksin. Genelde ortaya diye verip veristirdigin ara sira gelip laf sokacak. Anlayisla karsilayacaksin.
Hasan Rumelili bizim gibi. Ustte bahsettigim yakindan tanima kismi elbet yoksa daha evvel sadece forumdan tanisiyorduk. Sana kizip gittigim olmadi ama abi o yanlis bir haberdi sana söylenen. Ama kapistigimiz bir dönem olmustu elbet. Sanirim bu forumun butun kemik takimi arnavut veya Rumelili. O yuzden cogumuzda biraz eksik tahta var bunu cok net göruyorum. :lol:

Posted: Wed Nov 05, 2008 12:04 am
by Salih Bora
Mehmet Cirak wrote:Soyledikleriniz kulaga hos geliyor, demokrasiyi de ogretmissiniz bizlere. Sanki Ataturk hakkinda bir suru film yapilmis da, fikirleri ozumsenmis, benimsenmis de, onun izinden gidip olmamiz gereken yerlere ulasmisiz da, onun bir tek insancil yonu, ickisi, kadin duskunlugu kalmis, onu isleyen de bir film yapmisiz. Bu belki de 2-3 Ataturk filminden biri ve de buyuk ihtimalle en fazla izlenecek olani. Bunun ustune gunumuz politik atmosferini eklediginizde amac daha iyi anlasiliyor, salak degil kimse burada. Yoksa konu Ataturk'u falan tabulastirmak degil, Ataturk de yeryuzune gelmis bir suru dahi liderden biri, ama bizim icin en onemli olani. Sen bu adamin temelini attigi (atmaya calistigi) ilkelerin yikilmaya calisildigi ve sallandigi bir ortamda onu abuk sabuk bir bakis acisindan anlatmaya kalkarsan niyetin bellidir. Sizinkinin de belli oldugu gibi.
Siz kendi niyetinizi sorgulayın öncelikle.
Ve haddinizi bilin. İki oldu bu.
Madem öyle, benim niyetim neyse, apaçık söyleyin de öğrenelim.
Birincisi, Atatürk hakkında film yapmak için öncelikler sıralamaya gerek yok. İsteyen film yapabilir. Tutan da yok.
Kurtuluş, Cumhuriyet gibi filmler yaptı TRT. Milli Mücadele Yılları ve Cumhuriyet'in kuruluş safhası anlatıldı orada.
Ayrıca Can Dündar Sarı Zeybek'i yaptı. Bugün hakkında atıp tutanlar o gün ayakta alkışlıyordu. Bugün Can Dündar vatan haini ilan ediliyor bazı kesimler tarafından.
İnsanlar Atatürk, din, tanrı, devlet, sermaye, yöneten, yönetilen, sanat spor... her konuda istediği fikri şiddet yanlısı olmadığı sürece belirtmekte özgür olmalı.
Yunanlılar Atatürk'e hakaret eder video koydular diye Youtube kapatılmamalı.
Richard Dawkins'in ve Turan Dursun'un internet siteleri "milletin manevi değerleri..." gerekçesiyle karartılmamalı.
Atatürk'ü eleştirme özgürlüğünü savunmak demek Atatürk düşmanı olmak demek değil. Size göre öyle olabilir ama değil.
Din eleştirisi yapıldığında "ama milletin manevi değerleri...", siyasal sistem eleştirisi yapıldığında "ama milletin iradesi...", militarizm eleştirisi yapıldığında "ama milletimizin gözbebeği Türk Silahlı Kuvvetlerimiz...", Atatürk eleştirisi yapıldığında "ama Ulu Önder'imiz...", Menderes eleştirisi yapıldığında "ama Yaslıada'nın Gamlı Başbakanı...", Deniz Gezmiş eleştirisi yapıldığında "ama Darağacında Üç Fidanımız..." ile başlayan cümlelerle Türkiye'de özgür düşüncenin ve tartışma ortamının önünü kısıtlandığı zaman çağdaşlık ve demokrasi getirilmiş olunmaz.
Bu eleştirim sadece bir kesime değil herkese.
Turgut Özakman bir Atatürk senaryosu yazar, çekilir, piyasaya sürülür... Can Dündar'ın filmi beğenilmemişse, onunla kapışma tarzı bu şekildedir.
Kemalist olmak da olmamak da ayıpsanacak bir durum değildir ayrıca.

Posted: Wed Nov 05, 2008 2:53 am
by Mehmet Cirak
Tesekkur ederim Cengiz Agabey, senden de bunu beklerdim. Ozan'in da seni sevdigini ve saydigini arkadasim oldugu icin gecmis muhabbetlerden biliyorum. Gene tartismalar olur elbette, o da buranin biraz tadi tuzu, ama saygi cercevesinde, amac laf sokmak olmadan, Kerem Tezic'in daha once yazdigi gibi karsindakinin fikrini degistirmek amacli degil de yeni bir dusunce stimule (nedir bunun Turkce'si, Ozan'dan ozur dilerim :) ) etmek icin karsi taraftan. Kimsenin fikri degismek zorunda degil tartisma sonunda, ama o tartismanin da bir amaca hizmet etmesi gerektigini bilerekten... Neyse, uzatmayalim.

Salih Bey, oncelikle benim sorgulamam gereken bir niyetim, gizli bir acendam yok. Her turlu sansure, Ataturk'un tabulastirilmasina, hatta turbanin yasaklanmasi gibi bilimum olaya karsi biriyim.

"Sizinkinin [niyetinizin] de belli oldugu gibi" derken, sizi tanimadan, yazdiginiz yaziya bir tepki olarak, biraz da sinirle yazdim. Eger sadece sansure karsi ve konusma/dusunce ozgurlugu karsisinda fikirlerinizi dile getirdiyseniz oncelikle ozur dilerim. Ama niyetiniz samimiyetine hic inanmadigim, demokrasiyi kullanarak demokrasiyi yok etmeye calisan (bilerek/bilmeyerek) insanlarla ayniysa, o zaman asla ozur dilemem.

Simdi uzun uzun yazacak zamanim yok. Ama sizin yazdiklarinizla hemfikir olmakla beraber, bunlarin gecerli olabilmesi icin ortamin da musait olmasi gerekir. Ne yazik ki bizde bu ortam 1960'lardan beri yok olmus durumda.

Cok kisa bir ornek. Turban yasagina kesinlikle karsiyim. Ancak eger Istanbul'un gobeginde turban takmayan bir hanima orospu damgasi vuruluyorsa, ya da daha da hafifi, eger bir hanim sadece etrafindaki ortamdan cekindigi icin tuban takmak zorunda hissediyorsa kendini, o zaman turban yasaginin kalkmasi demokratik olmuyor.

Ayni sekilde Ataturk'un yaptiklarini korumak icin bir savas verilmek zorunda birakilirken bizler, para ya da guc ugruna, demokrasi adi altinda onun sadece kotu taraflarini (bir kismi da yanlis yunlus olmak kaydiyla) gosterip belli bir amaca hizmet edenlere tepkim bu sekilde ve gerekirse daha da sert olur. Ataturk'e taptigim, onu tabulastirdigim, tanri gibi gordugum, ya da ona cok sey borclu oldugum icin degil. Sadece kendim icin, cocuklarim icin, ulkemin istedigim sekilde kalmasi icin. Yoksa Ataturk'un yanlislarini, hatalarini, kotu huylarini gecmisten ders almak ve tekrarda bulunmamak adina her zaman tartisirim, ama onun mirasini yoketmeye calisanlarla degil, korumaya calisanlarla. Siz onun mirasini korumaya calisanlardan misiniz, yoksa yok etmeye calisanlardan mi? Samimi bir soru bu, sorgulama degil, yanlis anlamayin...

Posted: Wed Nov 05, 2008 3:23 am
by Salih Bora
Mehmet Cirak wrote:Siz onun mirasini korumaya calisanlardan misiniz, yoksa yok etmeye calisanlardan mi? Samimi bir soru bu, sorgulama degil, yanlis anlamayin...
Atatürkçü de değilim, dinci de değilim. Sol görüşe yakınım.
Dinle minle de öyle aram yoktur.
Şeriat mı? Uzak olsun. Sonuna kadar mücadele ederim onunla. Ederiz. Hep beraber... Özgürlüklerden bahseden adamım ben, dinle diyanetle şeriatla ne işim olur?
Sanırım merakınızı gidermişimdir.

Posted: Wed Nov 05, 2008 4:03 am
by Ugur Sahin
Film hiç bir işe yaramıyorsa, Atatürk'ün bir tür laik fetiş objesi haline getirilmesine biraz olsun engel olur belki. Karanlıktan korkan, oturdu mu bir büyük rakıyı boğan; kadınlarla sorunlu da olsa ilişkileri olan bir Atatürk imajı; öbür modele göre çok daha insancıl, çok daha bizden biri gibi kalıyor.

Ben 23 yaşındayım, ben ilkokuldayken (15 sene evvel falan) resim dersinde (ki bildiğiniz gibi bu ders çocuklara resim sanatını sevdirmek yerine resmi bayram afişleri çizdirmek için vardır ki kimse Türkiye'de bir daha eline boya almak istemesin.) Atatürk çizmek yasaktı; suretini benzetemeyeceğimiz için.

Dünyanın bütün şeriatçıları toplansalar, ufacık çocukları Atatürk'ten soğutacak; bizden biri gibi değil de bir peygamber, bir uzaylı gibi halktan soyutlayacak daha iyi bir yol bulamazlar sanırım. (Varlığımı ne zaman Türk varlığına armağan etmeye karar verdiğimi sorguladığım da o zamandır. Hala var mı o "Andımız" gerzekliği? )

Can Dündar'ı sevmem, film de dandiktir büyük ihtimal; izlemedim bilmiyorum. Ama zaten dediğim o değil. Bu ülke Can Dündar'ı eleştirdiği gibi, Turgut Özakman'ı da eleştirdiğinde "utanmıyor musun kardeşim bu ortaokul piyesi gibi eserle Atatürk'ten Kurtuluş Savaşı'ndan nemalanmaya" denildiğinde benim gözümde bir yere gelmiş olacaktır. O zamana kadar kayıkçı kavgası gibi, laikçilerle şeriatçıların saçmasapan tartışmalarına uzaktan bakmakla geçecek ömrümüz sanırım.

ps. Salih beyle Galatasaray konusundaki fikirlerimiz genelde hiç örtüşmüyor ama bu konuda yazılarının hepsini imza atarım, çok güzel anlatmış meramını, meramımızı.

Ugur

Posted: Wed Nov 05, 2008 10:56 am
by Kenan Atak
Sizin bu meraminiza (bir kisiyi tabu haline getirmeye olan itirazi demek istiyorsunuz) kimse itiraz etmiyor ki. En basta ben hayatta bir insanin önunde en buyuk engelin inanmak (inanmadan yasamak varliksal acidan zor da olsa) oldugunu surekli söyler dururum. Bir filmin icerigini elestirmek baska yasaklansin demek baska. Kim burda yasaklansin diyor ki? Gene sapla saman karismis. En illet oldugum sey hayatin boyunca karsi oldugun bir sey konusunda (köru körune bir seye inanma, bir dine, ideolojiye inanma, bir inanca baglilik) kalkip birisinin ulu orta bir de ders vermege kalkismasi. Burda ustte yazilanlarda da filmin elestirilmesi gayet normal, yasak isteme ile putlastirma ile ne alakasi var. Digerleri kaale bile almadiklarindan cevap yazmamislar zaten.

Posted: Wed Nov 05, 2008 12:02 pm
by Kenan Atak
Oray Egin'in bu konu hakkindaki yazisi (acikcasi pek cok konuda kendisi ile kafam ortustugu gibi, seyahat yazilarina ve izlenimlerine bayiliyorum ve buyuk keyifle okuyorum). Muzik zevklerimiz ise biraz farkli. Gerci Cohen'i ben de severim ama onunki biraz daha populer muzige kayiyor.
http://www.aksam.com.tr/yazar.asp?a=134446,10,6

Posted: Wed Nov 05, 2008 2:16 pm
by Alpay Dedeoglu
''Kendi cebimden ve zamanimdan fedakarlikta bulunayim, Internette
ilk Galatasaray forumunu kurayim, bunu yaparken seviyeyi yuksek tutup
standartlari uygulayayim, fikir ozgurlugu ve muhalif dusunceye acik olsun forum, vede hicbir sekilde GS klubu ile ilgili bir kurum ile maddi, manevi bagi olmasin, hatta bu yonde gelen teklifleri(maddi - manevi cok cazip) kabul etmeyelim, bunun karsiliginda forumdan ayrilacak bir suru insan olsada odun vermem diyen'' adam yeterince siradisidir (tahtasi eksigin kibarcasi). Hasan Tezcan Rumelilidir (ailesi yakin donem muhacirlarindan) ve Turkce-Isvecce-ıngilizce disinda temel Arnavutca bilgisi vardir diye biliyorum. Ona inanan ve bu forumu devam edenlerin coguda ayni oranda tahtasi eksiklik vardir ki bende bundan ustune gurur duyanlardanim kendi adima. Tabii bolgecilik yapmiyoruz, ortak payda ''Tahta eksikligi''.
Okuyanlar icin soyleyeyim, bazi sert tartismalara da uzulmeyin. Bir laf vardir, severim. ''Arnavutun canı sıkılırsa, kusagını uzun tutarmıs'' . Aciklamasi ; ki biri bassinda, hir cikarsin, kavga olsun, desarj olsun. Sonrada eskisi gibi devam etsin.

Bu arada Ali Sami Yenin babasi Sevket Saminin modern Arnavut alfabesinin yaraticilarindan oldugunu ve de Tiranda onemli bir tarih figuru oldugunu, ayni zamanda Ataturkun (Baba tarafindan manastirli oldugundan hemsehrisi) danismani olarak Latin turk alfabesinin de yaraticilarindan olan bir dilbilimci oldugunu hatirlatirim. Ali Sami Yende daha kurulusunda ''Amacimiz ıngilizler gibi disiplinli oynayip, turk olmayan takimlari yenmektir'' diye lise siralarinda siradisi bir beyan ve hedefle yapmasinida bu sekilde (tahta eksikligi ile) aciklayabiliriz.
Kerem Tezic wrote:
Cengiz Akgun wrote:Hasan Tezcan da Rumelili diye biliyorum.

Vaktiyle epey tarla tapan varmis. Cocukken o tarlalarda calismis bir Toros aga vardi. Beni gordu mu Debreli'nin torunu diye bagirirdi ihtiyar Anlayisla karsilayacaksin.
Hasan Rumelili bizim gibi. Ustte bahsettigim yakindan tanima kismi elbet yoksa daha evvel sadece forumdan tanisiyorduk. Sana kizip gittigim olmadi ama abi o yanlis bir haberdi sana söylenen. Ama kapistigimiz bir dönem olmustu elbet. Sanirim bu forumun butun kemik takimi arnavut veya Rumelili. O yuzden cogumuzda biraz eksik tahta var bunu cok net göruyorum. :lol:

Posted: Wed Nov 05, 2008 4:59 pm
by Murat Gökcigdem
Salih Bora wrote:Siz kendi niyetinizi sorgulayın öncelikle.
Ve haddinizi bilin. İki oldu bu.
Kimse burada Ataturk elestirilemez, filim cevirelemez, konusulamaz demiyor.

Umudum bir gun dogru bir calisma yapilir ve yeni nesillere -onun bunun kisisel yorumu ile degil de- kendi aciklamak istedikleri ile aktarilir.

Ben "demokrasi" veya bilgileri kisitli insanlarin "fikir hurriyeti" ni bahane ederek Ataturk hakkinda bir suru eksik ve yanlis bilgi verenlere karsiyim.

Mustafa filmi daha özenli ve daha dürüst yapılmalı idi.

Yukarda niyetimi sormussun, cevabini tekrar vereyim:

Ben Turk tarihine, orf ve adetlerine, Ataturk'un kisiligine, dinime, insanıma, insanlıgima dil uzatana dik duranlardanim.

Posted: Wed Nov 05, 2008 6:28 pm
by Ali Gursel
Murat Gokcigdem wrote: Umudum bir gun dogru bir sekilde yapilsin ve yeni nesillere -onun bunun kisisel yorumu ile degil de- kendi aciklamak istedikleri ile aktarilsin.

Ben "demokrasi" veya bilgileri kisitili insanlarin "fikir hurriyeti" ni bahane ederek Ataturk hakkinda bir suru eksik ve yanlis bilgi verenlere karsiyim.

Mustafa filmi daha özenli ve daha dürüst yapılmalı idi.

Yukarda niyetimi sormussun, cevabini tekrar vereyim:

Ben Turk tarihine, orf ve adetlerine, Ataturk'un kisiligine, dinime, insanıma, insanlıgima dil uzatana dik duranlardanim.
Sevgili Murat,

Her hikayede kisisel yorum vardir, olmak zorundadir. Bugun iki saat once basinizdan gecen bir olayi anlatin desem, her anlatan farkli anlatacaktir. Bununla ilgili bir suru eglenceli sosyal psikoloji deneyi var, insanlarin ayni hikayeyi okuyup, bir hafta sonra akillarinda kaldigi gibi yazmalari istendiginde (hatta ne kadar dogru hatirlarlarsa o kadar yuksek maddi odul kazanacaklari soylendiginde dahi) ekledikleri ve cikardiklari seylere hayret edersin. Bir hafta once okudugu bir hikayeye olmayan kisiler, yolculuklar, mekanlar ekleyip, sonra da hararetle bunlari okudugunu savunan denekler bunlar, bunak falan da degiller, insan hafizasi boyle bir sey.

Bu cok bildik ve basit bir gozlem gibi gelse de, bence onemli bir tarafi var: tek bir gercek, dogru versiyonu yok hicbir seyin. Hatta birak uzun ve son derece onemli bir hayati "kendi aciklamak istedikleri" ile anlatmak, cok basit, tekil bir olayi bile "duz" nakletmek mumkun degildir. "Kendi aciklamak istediklerinin" tek ve objektif bir butunun parcasi oldugunu iddia etmek istemek bence, istemeden de olsa, ideolojiye donusmenin ilk adimi.

Bu konuda kati yaklasimlar bence korumak istedikleri kisilere sonucta daha cok zarar veriyorlar. Ne siz, ne ben, ne Can Dundar Ataturk ile birlikte degildi hayati sirasinda, sanirim kimse de ikinci ucuncu elden yazilan herseyin dogru oldugunu iddia edemez, zaten mumkun degil, cunku bazilari zaten birbiriyle celiskili. Arasira Ataturk'un soyledigi rivayet edilen bir soze bakip, yahu acaba cidden bunu soylemis midir diye dusundugunuz olmaz mi (ozellikle toplumun bir kesimine gaz vermeye yonelik laflar, ne bileyim, "Turkiye Cumhuriyeti'nin gelecegi Cankiri halkinin kivrak zekasina ve caliskanligina baglidir" misali, insana boyle bir seyi muhtemelen dememistir dedirten (verdigim ornek benim uydurmam tabii).

Hal boyle olunca Can Dundar da sizin ve benim gibi okudugu, dinledigi kaynaklardan bir sentez yapar. Herkes gibi bunu yaparken iyi niyetli ya da kotu niyetli olabilir. Izleyen herkes bu konuda bir fikir edinir, genelde kotu niyetli buldugunuz insanlari ya da iyi niyetli dahi olsa sacmaladigini dusunduklerinizi izlemeyiverirsiniz. Ama bunun otesinde bir yaptirim olmamali, cunku maalesef resmi gercegi tespit edip buna uymayani yasaklayamaz ya da cezalandiramazsiniz. Turkiye'den youtube'a girilemiyor. Kotu niyetli 10-15 insan canlari istese internette icerik yuklenebilen her siteye birseyler koyup, ardindan bir iki mahkememizde dava acsalar Turkiye'yi internetin yarisindan mahrum ederler, bizde hala tanka ceza verme misali, siteye yasak konuluyor.

Bu islerin tek caresi (o da tam care degil, ama diger yollardan mantikli) fikirleri, kotu niyetli olanlar da dahil serbest birakip izleyenin sagduyusuna guvenmek, yoksa zaten kimse de sagduyu da gelismiyor.

Ezcumle, yeni nesillere Ataturk hakkinda onun bunun yorumu olmayan birseyler vermek mumkun degil, Lord Kinross'dan Andrew Mango'ya, Sevket Sureyya Aydemir'den Falih Rifki Atay'a, hatta Inonu'nun Ataturk ile ilgili anilarini okurken dahi birilerinin yorumunu okuyor insan. Kimse Ataturk'u elestirmesin demiyorum deyip, elestiriye sinir getirmeye calistiginiz zaman iyilikten cok sorun cikiyor bence.

Ben sahsen kendi yorumumla tanidigim Ataturk'e cok duskunum, ama kendisinin hatirasina ve biraktiklarina onun adina yapilanlari buyuk talihsizlik olarak goruyorum, keske 70 senedir o, bu hakkinda istedigi gibi yorum yapabilseydi, bugun oldugundan cok daha derin ve iyi anlasilirdi. Yukarida referans verdigim yazarlarin hepsini okudum ve daha bir suru Ataturk'le ilgili yazilani, Tek Adam'i okudugumda 20 yasinda dahi degildim, geriye bakip tek dusundugum sey iyiyi "yazip" "kotuyu" saklayanlarin sonuncta ona iyilik degil kotuluk yaptiklaridir.

Bir ornek Ataturk'un icki icerken sIkca gosterilmesiymis filmde. Dogruysa sanirim yasami boyunca maruz kaldigi stresleri ya da hayattan belli bir zevk alma, icki sofrasinda muhabbete bakisiyla ilgili birseyler dusundurur bana, ve her tarihsel kisilik gibi onu da degerlendirmek ancak hakkinda dusunerek olur. Eger birileri icki iciyor diye fikir degistirecekse, onlara her aksam sut icen Ataturk izletseniz ne degisir?

Ben Ataturk'un bagnaz olmayan,yenilige, degisime cok acik biri oldugunu dusunurum hep. Yasasa sanirim kendisine yoneltilen elestirilerin altinda mesela dincilik gibi amaclar aranmasina en cok kendi hayret ederdi sanirim, ki istemeden de olsa bir kullaniciya yapilmis bu. Hos bir insan "dinci" olup Ataurk'le ilgili elestirel, hatta insafsizca elestirel de olabilir, Ataturk'e yapilcak en buyuk iyilik onu bu tip elestiri ve anlatimlardan korumak yerine, bunlara maruz kalip kalici olmasina yardim etmek olur bence.

Ali

Posted: Wed Nov 05, 2008 6:58 pm
by Cengiz Akgun
Ugur Sahin wrote:..
Ben 23 yaşındayım, ben ilkokuldayken (15 sene evvel falan) resim dersinde (ki bildiğiniz gibi bu ders çocuklara resim sanatını sevdirmek yerine resmi bayram afişleri çizdirmek için vardır ki kimse Türkiye'de bir daha eline boya almak istemesin.) Atatürk çizmek yasaktı; suretini benzetemeyeceğimiz için.
....Ugur
Bir yasima daha girdim bunu duyunca. Oyle olursa boyle olur

Turkum, dogruyum, caliskanim
Yasam kucuklerimi korumak,
buyukleri mi saymak,
yurdumu ozumden cok sevmektir
Ulkum yukselmek ve ileri gitmektir
Varligim Turk varligina armagan olsun

Al sana bak 45 sene once ezberledigimi bir solukta yazdim. Gerzeklik elbette. Asil bugunku dogrusu soyle olmali

Turkum. madrabazim. miskinim
Yasam kucukleri ezmek buyuklere yag cekmektir
Ulkum AB'ye girmek ve boylece koseyi donmektir
Varligim kim daha fazla verirse ona armagan olsun

Posted: Wed Nov 05, 2008 7:03 pm
by Mert Tokman
Murat Gokcigdem wrote: Kimse burada Ataturk elestirilemez, filim cevirelemez, konusulamaz demiyor.
Ben senden biraz daha ileri gidip Ataturk bugun ben TC vatandasiyim diyebilen bir insan tarafindan elestirilemez diyorum Murat abi...

Birakin yabanci istiyorsa elestirsin - Ataturk'un elestirilebilecek yonleri olmasindan dolayi degil ama fikir yurutme hakki oldugu icin yabanci yapar biz de karsit fikirimizi savunuruz - bakin Buyuk Iskender'in de Hollywood filmi yapildi - adami "gay" yaptilar oldu bitti...

Bir TC vatandasinin ise Ataturk'u elestirmeye hakki yok - kanunsal olarak olabilir tabii ama vicdani hakki yok... neden? Cunku birisini elestirmeden evvel aynaya bakmak gerekir --- elestirecek insan bir dusunsun evvela ben bu ulke, bu millet icin ne yaptim diye kendini bir sorgulasin - sonra bir de elestirdigi adama baksin neler yapmis - ondan sonra kendinde elestiri yapabilecek vicdani hala bulabiliyorsa elestirsin. Can Dundar kim ki, nedir ki kendinde Ataturk gibi hayatini bu ulkenin ve milletin ozgurlugune ve modernlesmesine adamis bir insani elestirme vicdanini kendinde buluyor? Birakin Can Dundar'i - ben Ataturk'u elestiri mertebisine yakinlasabilecek bir tane TC vatandasi - olmus yada yasayan - bilmiyorum - bilen varsa soylesin - belki Ismet Inonu iste o kadar. Bu demek degildir ki Ataturk mukemmeldir, hicbir hatasi yoktur, veya bir peygamber gibidir --- tabii ki o da insan ve tabii ki mukemmel degil --- millet salak degil ya bunu bilmeyecek. Yani bir insanin insani kusurlarini gosterince kendi kendini kahraman muhabir gazeteci ilan eden cok akilli, tam bir deha ama Ataturk'un kusurlari olan bir insan oldugunu bilmeyen bu millet salak oyle mi? Eger bu millet bugune kadar Ataturk'un kusurlarindan bahsetmek istemediyse bu saygidandir, orf ve adettendir, ve en onemlisi aynaya bakip kendinde o vicdani rahatligi bulamamasindandir. Can Dundar denen got lalesi kendince arastirmaciligi ile bazi tabulari yiktigini zannetsin - en sonunda yikip yikacagi kendi onurudur.

Ataturk'un ozgurluk cabalari olmasa ve devrimleri gerceklesmemis olsa bugun car car oten o ceneler, kendisine dil uzatan ahlaksizlar, dusunmeden eline bir-iki resim gecti diye elestirisel film yapanlar bugun nasil bir hayat surerlerdi bir daha dusunsunler.

Abuk sabuk, kendine bile hayri olmayan tipler, Ataturk gibi bir milletin kaderini degistirmis bir adami elestirme vicadanini kendinde buluyorsa - Wenger'i elestirmis cok mu?

Posted: Wed Nov 05, 2008 7:05 pm
by Ufuk Sezekkaplan
Büyük devlet adamı, George W. Bush, görevini gururla devrediyor. Görev yaptığı sürece her hareketini izlediğim, her konuşmasından feyz aldığım üstün bir kişiydi.

G8 toplantısında Silvio Berlusconi’ye “amigo amigo” diye bağıran, Papa’ya “iyi konuşmaydı” diyen, Avustralya başbakanına, Irak’ın güvenliği konusunu “we're kicking ass” cümlesi ile özetleyen, en son G-20 toplantısı için de yardımcılarına, “G-20 de nedir ?” diye soran hep oydu.

Evet gingerdan düşmüşlüğü, kraker yerken neredeyse hastanelik olması da var tabii ama o her sözü duvara asılası efsane bir Başkan olarak, sevenlerinin kalbinde yerini almıştır. O yer, asla doldurulamaz.

Güle güle büyük başkan. Bu topraklarda da bir sevenin olduğunu asla unutma amigo !..

Senin Ufuk’un…


If you don't stand for anything, you don't stand for anything! If you don't stand for something, you don't stand for anything!" --George W. Bush, Bellevue Community College, Nov. 2, 2000

Posted: Wed Nov 05, 2008 7:39 pm
by Ali Gursel
Ufuk Sezekkaplan wrote:Büyük devlet adamı, George W. Bush, görevini gururla devrediyor. Görev yaptığı sürece her hareketini izlediğim, her konuşmasından feyz aldığım üstün bir kişiydi.

G8 toplantısında Silvio Berlusconi’ye “amigo amigo” diye bağıran, Papa’ya “iyi konuşmaydı” diyen, Avustralya başbakanına, Irak’ın güvenliği konusunu “we're kicking ass” cümlesi ile özetleyen, en son G-20 toplantısı için de yardımcılarına, “G-20 de nedir ?” diye soran hep oydu.

Evet gingerdan düşmüşlüğü, kraker yerken neredeyse hastanelik olması da var tabii ama o her sözü duvara asılası efsane bir Başkan olarak, sevenlerinin kalbinde yerini almıştır. O yer, asla doldurulamaz.

Güle güle büyük başkan. Bu topraklarda da bir sevenin olduğunu asla unutma amigo !..

Senin Ufuk’un…


If you don't stand for anything, you don't stand for anything! If you don't stand for something, you don't stand for anything!" --George W. Bush, Bellevue Community College, Nov. 2, 2000
W hem Amerika hem dunya onemli bir sinav gecirdi. Boyle bir salak 8 sene dunyanin ve Amerika'nin en guclu adamiydi, onemli zararlara ragmen gezegen yok olmadan bu 8 seneyi (2 ay eksigiyle) tamamladi.

Herkes Obama sanssiz cok sorun devraliyor falan diyor, halbuki muhtemelen tarihin en sansli Amerikan baskani. Bu heriften sonra bir paket haslanmis makarnayi baskanlik koltuguna koysan makarna birkac sene basarili bulunurdu.

Umarim Bush'un Amerikan sistemine faydasi bir daha boyle bir adamin secilememesi icin icin bir mekanizma bulunmasi olur. 20 soruluk basit bir test bu isi rahatca halleder, en sevdiginiz filozof sorusuna Hz. Isa diye cevap verince dogrudan diskalifiye falan.

Amerika cok sorunu olan bir ulke ama ulkenin ve zencilerin tarihini bilenler icin onemli bir gun yasiyorlar, onemli ve bazi acilardan cok etkilyici.

Ali

Posted: Wed Nov 05, 2008 8:38 pm
by Salih Bora
Mert Tokman, bana ettiğin hakareti aynen sana iade ediyorum. Hem de misliyle.
...
Bir kere, bu filmi izlemek gerekli. Konuşmadan önce, izlemek.
Basında yorum yapanların büyük kısmı, filmi izlemeden, dedikoduya ve rivayete dayanarak konuşuyorlar.
Filmde Atatürk'ü eksik anlatan yanlar var mıdır?
Olmaması mümkün değil. İki saatlik bir film bu. İki saate herşeyi sığdırmak mümkün değil.
Peki art niyetle mi yapılmış?
Hayır.
Bir kere, Atatürk'ü yeren en ufak bir bölüm yok filmde.
İçki sofrasını gösteriyor diye kıyametleri kopardıkları, toplasan bölük pörçük beş dakika etmeyecek sahneler.
Atatürk'ün kişisel hayatı anlatılıyor filmde. Bunun kapsamında baloları, aşkları, zevkleri de var.
Atatürk güzel yaşamasını bilen bir adam. Rafine zevkleri olan birisi.
Köşe yazılarını okuyanlar sanır ki filmde içkiden ve balodan başka birşey yok.
Bari filmi görüp de bu kanıya varsalar içim yanmayacak. Hem filmi izleyip hem de bu kanıda olmak mümkün değil çünkü. Can Dündar, Komutan Atatürk'ü, Cumhurbaşkanı Atatürk'ü değil, annesi Zübeyde Hanım'ın evladı Mustafa'yı işleyen bir film yapmış. Çok da iyi yapmış. Ellerine sağlık.
Halk bu filmi izleyince Atatürk'ü sevmekten vazgeçiverir endişesine kapılanlar boşuna korkuyorlar. Çünkü Can Dündar'ın anlattığı Atatürk, ailemizin içinden bir Mustafa. Uzaklaşılacak değil daha çok yakınlaşılacak bir insan.