Yolculuk / Ani /Konu dışı
Moderator: Staff
-
- Posts: 6299
- Joined: Thu Mar 30, 2006 6:35 pm
- Location: Alisamiyene 10 dk
- Contact:
-
- Posts: 4210
- Joined: Thu Oct 24, 2002 9:29 am
- Location: Bursa-TR
- Contact:
Kerem,
Gecenlerde konustugumuz konu ile ilgili bir haber cikmis dunku ZAMAN gazetesinde.Baska gazetelerde gormedim belki cikmistir.
Disarida birileri daha var , We are not alone
Cok buyuk ihtimal bu aile calisirken yanda bagli yatlarda viskisini yudumlayan gobekli zenginler aciyarak bakip dalga gecmislerdir.Ama adam kararli , haber olmak icin yapmadigi da besbelli.Ustelik yati var yani durumu da iyi.
http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=727112
Çevreci aile, 13 günde 350 torba çöp topladı
Marmaris'te koyları dolaşan aile, topladıkları çöpü, torbalarla belediye temizlik ekiplerine teslim etti.
Muğla'nın Marmaris ilçesinde çevreye karşı duyarlılığıyla tanınan İmdat Avcı, eşi ve iki çocuğuyla 13 gün boyunca koyları dolaşarak 350 torba çöp topladı.
Yoldan geçenlerin meraklı bakışları ve alkışları arasında torbaları belediye görevlilerine veren Avcı, daha temiz bir çevre için mücadele verdiklerini söyledi. Yalancıboğaz'dan başladıkları çalışma boyunca Kumlubük'e kadar bütün koyları temizlediklerini anlatan çevre gönüllüsü baba, "Yaklaşık 30 kilometrelik kıyı şeridini temizledik.
Tekne almadığı için çöp torbalarının sadece yarısını kıyıya taşıyabildik. Geri kalan kısmını ise daha sonra getireceğiz. Koylardan genellikle pet şişeler, bira şişeleri ve ambalaj kâğıtları çıkıyor." diye konuştu.
Avcı, "İnsanlarımız çevre konusunda çok duyarsız. Koyun birinde temizlik yaparken, yatlarıyla tatil yapan Danimarkalı bir aile 12 ve 13 yaşındaki çocuklarını gönderip bizimle çöp toplattı. Bizim Türkler ise bırakın yardım etmeyi küçümseyerek moral bozuyorlar." şeklinde konuştu.
Marmaris, aa
Gecenlerde konustugumuz konu ile ilgili bir haber cikmis dunku ZAMAN gazetesinde.Baska gazetelerde gormedim belki cikmistir.
Disarida birileri daha var , We are not alone
Cok buyuk ihtimal bu aile calisirken yanda bagli yatlarda viskisini yudumlayan gobekli zenginler aciyarak bakip dalga gecmislerdir.Ama adam kararli , haber olmak icin yapmadigi da besbelli.Ustelik yati var yani durumu da iyi.
http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=727112
Çevreci aile, 13 günde 350 torba çöp topladı
Marmaris'te koyları dolaşan aile, topladıkları çöpü, torbalarla belediye temizlik ekiplerine teslim etti.
Muğla'nın Marmaris ilçesinde çevreye karşı duyarlılığıyla tanınan İmdat Avcı, eşi ve iki çocuğuyla 13 gün boyunca koyları dolaşarak 350 torba çöp topladı.
Yoldan geçenlerin meraklı bakışları ve alkışları arasında torbaları belediye görevlilerine veren Avcı, daha temiz bir çevre için mücadele verdiklerini söyledi. Yalancıboğaz'dan başladıkları çalışma boyunca Kumlubük'e kadar bütün koyları temizlediklerini anlatan çevre gönüllüsü baba, "Yaklaşık 30 kilometrelik kıyı şeridini temizledik.
Tekne almadığı için çöp torbalarının sadece yarısını kıyıya taşıyabildik. Geri kalan kısmını ise daha sonra getireceğiz. Koylardan genellikle pet şişeler, bira şişeleri ve ambalaj kâğıtları çıkıyor." diye konuştu.
Avcı, "İnsanlarımız çevre konusunda çok duyarsız. Koyun birinde temizlik yaparken, yatlarıyla tatil yapan Danimarkalı bir aile 12 ve 13 yaşındaki çocuklarını gönderip bizimle çöp toplattı. Bizim Türkler ise bırakın yardım etmeyi küçümseyerek moral bozuyorlar." şeklinde konuştu.
Marmaris, aa
TRUST GALATASARAY
MGC
MGC
-
- Posts: 3764
- Joined: Wed Oct 23, 2002 4:18 am
- Location: NC, USA
Buyrun buradan yakin...
Alman RTL televizyonunda yayinlanan bu programin bize actigi zarar 10'larca belki 100 milyonlarca Euro.
http://www.hurriyet.com.tr/magazin/yaza ... 9&sz=21863
Turizm bakanligi ne yapar? Hic... Bir butceleri vardir, arada yabanci televizyonlara aptal aptal reklamlar verirler, ulkeyi tanitirlar sozde. Ya da cikarlar yatak kapasitemizin ne kadar oldugunu soyler boburlenirler. "yatak sayimizi bilmem kaca cikardik" dedikce bunlar sahillerin irzina gecmis beton yiginlari aklima gelir hep...
O paranin onda biriyle icisleri bakanligi ile bir olup, turist mevisiminde Kapalicarsi'ya, Sultanahmet'e, Pamukkale'ye, Antalya'ya, Efes'e, Kapadokya'ya bir kac bin tane yabanci dil iyi bilen sarisin yollasalar veya ulkede yasayan yabancilari kullanip rastgele bu tip lokantalari, kuyumculari denetleseler ve bu isi yapanlari ciddi sekilde cezalandirsalar, ruhsatlarini ellerinden alsalar, surum surum surundurseler, Turkiye'nin yuzu, imgesi degisirdi yabancinin gozunde. Turk de veli nimedini ayagina gelen musterisini duzmenin cok pahaliya patladigini ogrenirdi. Parasal getirimi de yine milyonlarca Euro olurdu, donen devisleri, pilajdaki bikinili kizlari gosteren salak bir reklamdan daha etkili olurdu uzun zamanda.
Bu oyku aslinda ozel degil geneldeki kokusmuslugumuzun da ozetidir. Herkes hemen her konuda "Ulan herkes yapiyor bir de ben yapsam ne olur? Hem kim yakalayacak kim bilecek ki" diye diye ulke basini boktan cikaramiyor.
Ozan Ersoy
Alman RTL televizyonunda yayinlanan bu programin bize actigi zarar 10'larca belki 100 milyonlarca Euro.
http://www.hurriyet.com.tr/magazin/yaza ... 9&sz=21863
Turizm bakanligi ne yapar? Hic... Bir butceleri vardir, arada yabanci televizyonlara aptal aptal reklamlar verirler, ulkeyi tanitirlar sozde. Ya da cikarlar yatak kapasitemizin ne kadar oldugunu soyler boburlenirler. "yatak sayimizi bilmem kaca cikardik" dedikce bunlar sahillerin irzina gecmis beton yiginlari aklima gelir hep...
O paranin onda biriyle icisleri bakanligi ile bir olup, turist mevisiminde Kapalicarsi'ya, Sultanahmet'e, Pamukkale'ye, Antalya'ya, Efes'e, Kapadokya'ya bir kac bin tane yabanci dil iyi bilen sarisin yollasalar veya ulkede yasayan yabancilari kullanip rastgele bu tip lokantalari, kuyumculari denetleseler ve bu isi yapanlari ciddi sekilde cezalandirsalar, ruhsatlarini ellerinden alsalar, surum surum surundurseler, Turkiye'nin yuzu, imgesi degisirdi yabancinin gozunde. Turk de veli nimedini ayagina gelen musterisini duzmenin cok pahaliya patladigini ogrenirdi. Parasal getirimi de yine milyonlarca Euro olurdu, donen devisleri, pilajdaki bikinili kizlari gosteren salak bir reklamdan daha etkili olurdu uzun zamanda.
Bu oyku aslinda ozel degil geneldeki kokusmuslugumuzun da ozetidir. Herkes hemen her konuda "Ulan herkes yapiyor bir de ben yapsam ne olur? Hem kim yakalayacak kim bilecek ki" diye diye ulke basini boktan cikaramiyor.
Ozan Ersoy
-
- Posts: 1279
- Joined: Tue Oct 22, 2002 11:38 pm
Cok basite indegememek lazim. Alman turistler salak degiller. Biliyorlar gittikleri yerde ne kadar kazik yiyeceklerini ve ona gore seciyorlar gidecekleri yeri. Mesela Endonezya'ya git, Moskova'ya git, ekonomisi zorlanan hangi ulkeye gidersen git, belli oranda kaziklanirsin. Ben Moskova'ya giderken taksi ucretlerini bilerek gittim ama yine de sabahin altisinda ucaktan inince, tamam kardesim deyip kazikli taksiye atlayip gitmek durumunda kaldim (20km icin 80 euro). Orada yatacak halim yoktu.Ozan Ersoy wrote:Bu oyku aslinda ozel degil geneldeki kokusmuslugumuzun da ozetidir. Herkes hemen her konuda "Ulan herkes yapiyor bir de ben yapsam ne olur? Hem kim yakalayacak kim bilecek ki" diye diye ulke basini boktan cikaramiyor.
Turkiye'deki fiyatlar Almanya ile karsilastirilinca cok ucuz. Almanlar da o nedenle Turkiye'yi pek begeniyorlar. Yoksa 5 yildizli otele kalip, gece gunduz yiyip icip, otelden cikmadan geri gitmeleri icin Turkiye'ye gelmelerine gerek yok.
Kuyumcu iyi demis! Sanane kardesim, tutturduguma satarim ben diyor. O da Alman standardinda yasiyor olsa tenezzul etmez ama kazin ayagi oyle degil.
Butun bunlar soylenmese de turistler tarafindan da icten ice kabul edilen gercekler. Inkar etmek veya kisileri hedef alarak veya ahlak kurallarini devreye sokmaya calisarak duzetlmek mumkun degil.
Bunun yaninda Turkiye'ye gelen insanlar acaip durumlarla da karsilasabiliyorlar. Mesela, yanimda Turk parasi olamadan yakalandim ve taksi soforune $5 bahsis birakmaya kalktim bir keresinde. Adam alamam bu cok yuksek diye inat etti. Cok utandim. Endenozya gibi daha da fakir ulkelerde bu durumun gerceklesmesi imkansiz.
Insanlari veya toplumlari elestirirken, yasam kosullarini ve hayatin gerceklerini goz onune almak gerekir. Yoksa benim gariban bir taksiciye karsi morarmam gibi bir durum cikar ortaya.
Celiskiler yumaginda yuvarlanirken insanlardan ahlak kuralina filan uymasini beklemek insafsizlik olur. Adamin yasam standardini yukseltirsin hersey hallolur zamanla.
Bu arada gelip bizim ulkenin icine eden turistler de gerceklerle yuz yuze geliyorlarsa (reality check), o kadarina da katlansinlar artik demek gerekir.
Yalakaliga gerek yok.
Programi yapanlarin sadece gostermek istediklerini secip gosterdikleri gercegine girmiyorum bile. Yani isin siyasi yonune...
-
- Posts: 1734
- Joined: Mon Jan 10, 2005 9:02 pm
Ulkede yanmadik alan kalmadi, estetik, sanat yoksunu, ruhu ölu takunyaci hasemalilar ulkenin en guzel yerlerini imara actilar, yanginlari bastiracak ne ucak var ne o donanimda pilot ustelik cahil halka dagatacak bok gibi tezek-kömur paralari var ama doga katliamina göz göre göz izin verdiler. Aslinda dogayi birak insanlar ruhen kokuyor ama sadece youtube yasagi kalkti ya cagdaslastik(!) ve bunu sembolize eden 21. yuzyila(!) dönduk oh ne guzel koy bir Ibo kaseti, bu curuk halkin ruhuna harika uyan bir parca var 'hade hade sana ne' diye iste onunla oynasin millet. Önemli olan da buIsmail Gezer wrote:Youtube ve Dailymotion hakkındaki yasaklar kaldırılmış...
Memleket adına sevindirici bir durum, yeniden 21. yüzyıla döndük...
Last edited by Kenan Atak on Wed Aug 20, 2008 6:31 pm, edited 2 times in total.
“You have power over your mind - not outside events. Realize this, and you will find strength.”
― Marcus Aurelius, Meditations
― Marcus Aurelius, Meditations
-
- Posts: 1734
- Joined: Mon Jan 10, 2005 9:02 pm
Ispanya'da ucak dusmus. Yakinda bizim Murat Gökcigdem'in en sevdigi NBA basket takiminin sehrine ucacagim. Bilmem birtek bende mi var ucak korkusu ama her binisimde daha da korkuyorum. Özellikle kalkislarda heyecandan ölup ölup diriliyorum. Hayir arkamdan kahrolacak ana-baba korkusu olmasa ölumden korktugumuz yok ama son zamanlarda ucak korkusu hat safhaya vardi. Bilmem aranizda benim gibi bu korkuyu yasayan var mi? Cözum de bulamiyorum isin garibi.
“You have power over your mind - not outside events. Realize this, and you will find strength.”
― Marcus Aurelius, Meditations
― Marcus Aurelius, Meditations
-
- Posts: 4210
- Joined: Thu Oct 24, 2002 9:29 am
- Location: Bursa-TR
- Contact:
Gelismeleri takip ediyormusunuz bilmiyorum.
Gurcistan'a insani yardim goturmek isteyen Amerika'nin istegi dogrultusunda Montro Anlasmasi resmen delindi.Bizimkiler kilif uydurdular gerci ama delinmis delinmistir.
MONTRO NEYDI ?
Türk boğazlarından geçiş rejimini ve boğazlar bölgesinin güvenliği işlerini düzenleyen bu sözleşme, 1923'de Lozan Antlaşması ile birlikte imzalanan Boğazlar Sözleşmesinin yerine geçmiştir.
Türkiye, Lozan Antlaşması'yla birlikte imzalanan Boğazlar Sözleşmesinin getirdiği kısıtlamalardan dolayı daima kaygı içinde bulunmuştur. Sözleşmenin imzalandığı tarihlerde güncelliğini koruyan silahsızlanma ümitlerine güvenen Türkiye'nin, silahlanma yarışının tekrar başlamasıyla duyduğu huzursuzluk giderek artmıştır.
Türkiye, duyduğu bu huzursuzluğu ve boğazların statüsünde değişiklik yapılması yolundaki teklifini konu ile ilgili imzacı devletlere duyurduğunda, farklı kutuplarda yer almaya başlayan bu devletlerin hemen hepsinden ortak bir anlayış görmüştür.
İngiliz Dışişleri Bakanlığının 23 Temmuz 1936 tarihli bir muhtırasında konu hakkında şu görüşlere yer verilmiştir: "Türkiye'nin Boğazlar Sözleşmesi'nin değiştirilmesi ile ilgili isteği haklı kabul edilmektedir."
Boğazlar'ın statüsü ve gemilerin geçiş rejimi ile her zaman yakından ilgilenen İngiltere'nin Türkiye'yi desteklemesine paralel olarak Balkan Antantı Daimi Konseyi'nin 4 Mayıs 1936'da Belgrad'da yaptığı toplantıda, Türkiye'nin teklifini destekleme kararı alınmıştır. Türkiye'nin girişimi Lozan Boğazlar Sözleşmesi'nin diğer akitleri tarafından da kabul edilince, boğazların rejimini değiştirecek olan konferans, 22 Haziran 1936'da İsviçre'nin Montreux kentinde toplanmıştır. İki ay süren toplantılardan sonra, 20 Temmuz 1936'da imzalanan yeni Boğazlar Sözleşmesi ile Türkiye'nin kısıtlanmış hakları iade edilmiş ve boğazlar bölgesinin egemenliği Türkiye'ye geçmiştir. Türkiye Daha once Sovyet Rusya ile yaptığı anlaşma uyarınca(saldırmazlık antlaşması) Sovyet Rusya'nın da desteği ile bu sözleşme yapılmıştır. Tamamı yirmi dokuz madde, üç ek protokoldan meydana gelen sözleşmeye göre:
1. Boğazlardan serbest geçiş esâsı kabul ediliyordu. Ancak ticâret ve savaş gemilerinin Boğazlardan geçişi, barış ve savaş hâline göre, ayrı statüye bağlanıyordu. Savaş durumu da Türkiyenin girdiği, girmediği ve savaş tehlikesi olma durumlarında uygulanacak esaslara ayrılıyordu.
2. Boğazların askerî kontrolü ve savunma tedbirleri tamâmen Türkiyeye âitti.
3. Boğazlardan geçişi denetleyen Milletlerarası Boğazlar Komisyonu kaldırıldı.
Bu ana maddelerle Türkiyenin boğazlar üzerindeki genel hâkimiyeti sağlandı. Diğer maddelerin bâzıları ise; Barış zamânında:
a. Karadenizde kıyısı olmayan devletlerin ticâret gemileri serbestçe geçerler. Savaş gemileri 8-15 gün önceden haber verilmek ve bir arada dokuz gemiyi ve belli tonajı aşmamak üzere geçebilir. Denizaltılar, uçak gemileri ve 10.000 tondan büyük savaş gemileri hiç geçemez. Sözleşmeye uygun şekilde geçen savaş gemileri Karadenizde yirmi bir günden fazla kalamaz.
b. Karadenizde kıyısı bulunan devletlerin ticâret gemileri serbestçe geçerler. Savaş gemileri geçmeden sekiz gün önce Türkiyeye haber verecekler, bir arada geçen gemilerin tonajı 15.000den fazla olmayacaktır. Karadenizde kalışları için belli bir süre yoktur.
Savaş zamânında:
a. Türkiye savaşa katılmışsa; her cins gemiyi geçirip geçirmemekte serbesttir. İsterse Boğazları kapayabilir.
b. Türkiye tarafsızsa; ticâret gemileri serbestçe geçmesine rağmen savaşan tarafların savaş gemileri geçemez.
c. Savaş tehlikesinin çok olduğu zamanlarda; Türkiye yine karar serbestisine sâhip olarak Boğazları kapayabilir.
Gurcistan'a insani yardim goturmek isteyen Amerika'nin istegi dogrultusunda Montro Anlasmasi resmen delindi.Bizimkiler kilif uydurdular gerci ama delinmis delinmistir.
MONTRO NEYDI ?
Türk boğazlarından geçiş rejimini ve boğazlar bölgesinin güvenliği işlerini düzenleyen bu sözleşme, 1923'de Lozan Antlaşması ile birlikte imzalanan Boğazlar Sözleşmesinin yerine geçmiştir.
Türkiye, Lozan Antlaşması'yla birlikte imzalanan Boğazlar Sözleşmesinin getirdiği kısıtlamalardan dolayı daima kaygı içinde bulunmuştur. Sözleşmenin imzalandığı tarihlerde güncelliğini koruyan silahsızlanma ümitlerine güvenen Türkiye'nin, silahlanma yarışının tekrar başlamasıyla duyduğu huzursuzluk giderek artmıştır.
Türkiye, duyduğu bu huzursuzluğu ve boğazların statüsünde değişiklik yapılması yolundaki teklifini konu ile ilgili imzacı devletlere duyurduğunda, farklı kutuplarda yer almaya başlayan bu devletlerin hemen hepsinden ortak bir anlayış görmüştür.
İngiliz Dışişleri Bakanlığının 23 Temmuz 1936 tarihli bir muhtırasında konu hakkında şu görüşlere yer verilmiştir: "Türkiye'nin Boğazlar Sözleşmesi'nin değiştirilmesi ile ilgili isteği haklı kabul edilmektedir."
Boğazlar'ın statüsü ve gemilerin geçiş rejimi ile her zaman yakından ilgilenen İngiltere'nin Türkiye'yi desteklemesine paralel olarak Balkan Antantı Daimi Konseyi'nin 4 Mayıs 1936'da Belgrad'da yaptığı toplantıda, Türkiye'nin teklifini destekleme kararı alınmıştır. Türkiye'nin girişimi Lozan Boğazlar Sözleşmesi'nin diğer akitleri tarafından da kabul edilince, boğazların rejimini değiştirecek olan konferans, 22 Haziran 1936'da İsviçre'nin Montreux kentinde toplanmıştır. İki ay süren toplantılardan sonra, 20 Temmuz 1936'da imzalanan yeni Boğazlar Sözleşmesi ile Türkiye'nin kısıtlanmış hakları iade edilmiş ve boğazlar bölgesinin egemenliği Türkiye'ye geçmiştir. Türkiye Daha once Sovyet Rusya ile yaptığı anlaşma uyarınca(saldırmazlık antlaşması) Sovyet Rusya'nın da desteği ile bu sözleşme yapılmıştır. Tamamı yirmi dokuz madde, üç ek protokoldan meydana gelen sözleşmeye göre:
1. Boğazlardan serbest geçiş esâsı kabul ediliyordu. Ancak ticâret ve savaş gemilerinin Boğazlardan geçişi, barış ve savaş hâline göre, ayrı statüye bağlanıyordu. Savaş durumu da Türkiyenin girdiği, girmediği ve savaş tehlikesi olma durumlarında uygulanacak esaslara ayrılıyordu.
2. Boğazların askerî kontrolü ve savunma tedbirleri tamâmen Türkiyeye âitti.
3. Boğazlardan geçişi denetleyen Milletlerarası Boğazlar Komisyonu kaldırıldı.
Bu ana maddelerle Türkiyenin boğazlar üzerindeki genel hâkimiyeti sağlandı. Diğer maddelerin bâzıları ise; Barış zamânında:
a. Karadenizde kıyısı olmayan devletlerin ticâret gemileri serbestçe geçerler. Savaş gemileri 8-15 gün önceden haber verilmek ve bir arada dokuz gemiyi ve belli tonajı aşmamak üzere geçebilir. Denizaltılar, uçak gemileri ve 10.000 tondan büyük savaş gemileri hiç geçemez. Sözleşmeye uygun şekilde geçen savaş gemileri Karadenizde yirmi bir günden fazla kalamaz.
b. Karadenizde kıyısı bulunan devletlerin ticâret gemileri serbestçe geçerler. Savaş gemileri geçmeden sekiz gün önce Türkiyeye haber verecekler, bir arada geçen gemilerin tonajı 15.000den fazla olmayacaktır. Karadenizde kalışları için belli bir süre yoktur.
Savaş zamânında:
a. Türkiye savaşa katılmışsa; her cins gemiyi geçirip geçirmemekte serbesttir. İsterse Boğazları kapayabilir.
b. Türkiye tarafsızsa; ticâret gemileri serbestçe geçmesine rağmen savaşan tarafların savaş gemileri geçemez.
c. Savaş tehlikesinin çok olduğu zamanlarda; Türkiye yine karar serbestisine sâhip olarak Boğazları kapayabilir.
TRUST GALATASARAY
MGC
MGC
-
- Posts: 1734
- Joined: Mon Jan 10, 2005 9:02 pm
-
- Staff Member
- Posts: 1271
- Joined: Thu Nov 07, 2002 4:25 pm
- Location: Washington, DC USA
Sevgili Kerem,Kerem Tezic wrote:Ispanya'da ucak dusmus. Yakinda bizim Murat Gökcigdem'in en sevdigi NBA basket takiminin sehrine ucacagim. Bilmem birtek bende mi var ucak korkusu ama her binisimde daha da korkuyorum. Özellikle kalkislarda heyecandan ölup ölup diriliyorum. Hayir arkamdan kahrolacak ana-baba korkusu olmasa ölumden korktugumuz yok ama son zamanlarda ucak korkusu hat safhaya vardi. Bilmem aranizda benim gibi bu korkuyu yasayan var mi? Cözum de bulamiyorum isin garibi.
Kesinlikle yanliz degilsin. Icini ferah tut ve benim yaptigim gibi en iyi ilac su ic ucaga binmeden.
Bende degisik bvir problem var. Kucuk yasdan beri dalgiclik yaptigim icin kulak zarlarim zedelenmis onum icin kalkis ve ozellikle ucagin hafif yon degistirmesinde vucudum equilibrium (kusura bakmayin Turkcesini cikartamadim) hissini kaybedince bende rahatsiz oluyorum.
Herseyde oldugu gibi Amerikalilar bas ilaci cart curt diye insani eczaneye donduruyorlar ama motion sickness veya bu tur rahatsizliklarin ilaci, Meclizine. Hafif durgunluk verip insani rahatlatiyormus. Tabiki bir doktorun recetesi lazim.
Benim tavsiyem imkani oldugu kadar kendini germe, cigerine oksijen girsin ve benim gibi dalgalari dusun 7. dalgada bulutlarin ustune olucaksindir. Dikkatini degisik seylere dondur. Ucak arabaya ile yolculuk etmekten daha emin bir vasita.
Iyi yolculuklar..
-
- Posts: 2632
- Joined: Thu Oct 24, 2002 2:53 am
Sevgili Kerem,Murat Gokcigdem wrote:Sevgili Kerem,Kerem Tezic wrote:Ispanya'da ucak dusmus. Yakinda bizim Murat Gökcigdem'in en sevdigi NBA basket takiminin sehrine ucacagim. Bilmem birtek bende mi var ucak korkusu ama her binisimde daha da korkuyorum. Özellikle kalkislarda heyecandan ölup ölup diriliyorum. Hayir arkamdan kahrolacak ana-baba korkusu olmasa ölumden korktugumuz yok ama son zamanlarda ucak korkusu hat safhaya vardi. Bilmem aranizda benim gibi bu korkuyu yasayan var mi? Cözum de bulamiyorum isin garibi.
Kesinlikle yanliz degilsin. Icini ferah tut ve benim yaptigim gibi en iyi ilac su ic ucaga binmeden.
Bende degisik bvir problem var. Kucuk yasdan beri dalgiclik yaptigim icin kulak zarlarim zedelenmis onum icin kalkis ve ozellikle ucagin hafif yon degistirmesinde vucudum equilibrium (kusura bakmayin Turkcesini cikartamadim) hissini kaybedince bende rahatsiz oluyorum.
Herseyde oldugu gibi Amerikalilar bas ilaci cart curt diye insani eczaneye donduruyorlar ama motion sickness veya bu tur rahatsizliklarin ilaci, Meclizine. Hafif durgunluk verip insani rahatlatiyormus. Tabiki bir doktorun recetesi lazim.
Benim tavsiyem imkani oldugu kadar kendini germe, cigerine oksijen girsin ve benim gibi dalgalari dusun 7. dalgada bulutlarin ustune olucaksindir. Dikkatini degisik seylere dondur. Ucak arabaya ile yolculuk etmekten daha emin bir vasita.
Iyi yolculuklar..
Ben de ucmaktan muthis tirsarim ve her ay en az 3-4 kez ucarim, bazen bu sayis 7-8 olur. Son anda isim cikmasa bugun ve yarin en az iki hatta belki uc degisik ucusta olacaktim. Sagolsun musteri is cikardi kafamiza.Neredeyse yillardir boyle, hala tirsiyorum.
Washington D.C.'ye inip disarida itfaiyeler, ambulanslar ucagimizi beklerken mi gormedim, bu arada ucagin icine duman dolarken (inis takimimiz acilmamis, pilot kabininden elle acmislar , bir seyler yandi, itfaiyeler falan bekledik), Pristina ustunde inis bekleyip turlarken ucagima yildirim carpmasi mi yasamadim, 11 saat ucup New York'a inmek uzereyken ucak yere 15-20 metre kala burnunu dikip yarim saat okyanus ustunde hic bir aciklama gelmeden turlayip inis mi yapmadim, ne ararsan var. Yine de muthis tirsiyorum.
Ben de ilacak karsiyim ama ben de ucuslarda Johnny Walker ya da Dewars ilaclairni kullaniyorum. Artik bir yerden sonra ucak mi ucuyor, ben mi ucuyorum o hale geliyorum, sallansa da umurumda olmuyor. Diger ilaclari (eczanede satilan cinsleri , Xanax dahil) da denedim ama uyuyacagima uyusuklasip ama uyanik ve de alkolsuzlukten bir de korkak oluyorum, felaket durum.
Genel olarak bir gorusumu paylasayim: THY pilotlari turbulansi iplemiyorlar fazla. Diger hava yollar pilotlari hiz degistirerek, rota degistirerek yolculari rahat ettiemeye calisiyor, THY dumduz gidiyor, ayni rotayi 20-30 kere THY, 20-30 kere de baskasiyla ucunca fark gozukmeye basliyor.
Bir derste ucmak cok guvenli insanlar neden korkuyor dendiginde hocamiz (ve de epey meshur psikiyatr) Engin Gectan, we walk, we swim but we do not fly (yururuz, yuzeriz ama ucmayiz demisti. Bence cok dogru, insanin biolijik deneyiminde ucmak yok, hele saatte 900 km hizla ucmak hic yok, o yuzden cogu kisi tirsiyor. Ama benim en hoslandiklarim kalkistan bir kac dakika once uykuya dalip, ucak seyir yuksekligine ciktiginda gozlerini acip trafa bakinip 3 saniye sonra yeniden horlamaya baslayan tipler, onlara cok ozeniyorum.
Bir de imkanin olursa bir ucus dersi al. Pirpirlara binip bir yanda hoca bir yanda sen cift kumanda gidiyorsun. Cok komik gelecek ama kumandayi kendine aldigin anda korku falan kalmiyor insanda. Daha sonra BBC'de bir isadami gordum, ucmaktan cok kirkuyormus, pilot sertifikasi ve ucak alip kendi kullanmaya baslamis, korktugu falan yokmus. Ben ucak alacak durumda olmadigimdan fiskiye devam etmekteyim.
Ilac ise yaramazsa bol viski al, benim isimi goruyor. Ucus su kaybettirici, alkol de oyl, o yuzden sihhasiz bir sey ama korku icinde gitmekten iyidir herhal.
Ali
-
- Posts: 1734
- Joined: Mon Jan 10, 2005 9:02 pm
Cok sagolun Murat ve Ali,
özellikle Ali'nin Johnny Walker ilaci lafina iyi guldum. Anlasilan Murat'in dedigi gibi su icmek ama bu Iskoc suyu olacak Ucus sabah altida olunca geceden iskoclarin favori suyuna damlayacagiz (bunu duyan beni ickici sanir hayatimda agzima komam kolay kolay) bu havalimanlarinda stres yuzunden epey demleniyorum bu yuzden. Daha evvel de bahsetmistim en buyuk korkuyu gecen sene Colorado Rockies'lerin ustunde yedim. O dev daglarin ustunde firtinali havada ufacik 20 kisilik tayyare ile Grand Junction'a uctugum gun hayatimin en buyuk kabusu idi. Ama acikcasi macera beni korkunc cekiyor, yol olayi bana buyuk heyecan veriyor. Amsterdam'dan meleklerin sehrine 11 saatmis yol. 9 saat farktan dolayi ögleden sonra 1'de ucuyorsun, iki saat sonra ordasin Neyse arkadaslar su Yosemite'yi ve Death Valley'i http://www.nps.gov/deva/
görmek icimi kipir kipir yapiyor. Sezon olsa bir de Lakers maci giderdi aslinda. Lakers benim de takimim taa 80'lerden. En buyuk neden adasimdi ama o kadro efsane idi bir daha öyle takim da gelmez zaten. Bir de Highway 1 plani var ki iste bu beni bitiriyor. Resimlere bakin yeterli aslinda http://www.roadcarvin.com/image/tid/59 http://www.backpacking.se/ReadArticle.a ... &SubMenu=2 Su yolda gunes batarken George Benson'un CTI yillarindan 'Summer of 42'i dinlemek kadar buyuk bir keyif olabilir mi ya? Bu pasifik ayni akdeniz gibi beni cok cekiyor. Su ufka bakip engin denizi görmek ve o vahsi kiyi inanilmaz heyecan veriyor. Death Valley tarafi ise Nevada sinirinda, burdan bir arkadasim aman bu mevsimde arabaniz bozulmasin yoksa yoldaki iskeletlerden biri de siz olursunuz diye dalga gecmisti. Saka bir yana felaket sicakmis Nevada siniri. Arizona'dan hatirliyorum gecen temmuz 124 F vermisti Phoenix'te. O alanda yol bombos ve issiz aranizda meshur Zabriskie Point'i seyreden varsa hatirlar.
Iki sene evvel bu forumda da yazismistik pek cok arkadasla, asil hedef Route 66 kaldi. Onu da blues turu icin sakliyorum. Chicago, Austin ve New Orleans (delta blues) olacak ve uc farkli muzik baskentine kayacagim ama o seneye olacak artik. Ozellikle Austin tam SRV ve Texas blues tayfasinin yeri, dunyanin muzik bas sehri deniyor.
özellikle Ali'nin Johnny Walker ilaci lafina iyi guldum. Anlasilan Murat'in dedigi gibi su icmek ama bu Iskoc suyu olacak Ucus sabah altida olunca geceden iskoclarin favori suyuna damlayacagiz (bunu duyan beni ickici sanir hayatimda agzima komam kolay kolay) bu havalimanlarinda stres yuzunden epey demleniyorum bu yuzden. Daha evvel de bahsetmistim en buyuk korkuyu gecen sene Colorado Rockies'lerin ustunde yedim. O dev daglarin ustunde firtinali havada ufacik 20 kisilik tayyare ile Grand Junction'a uctugum gun hayatimin en buyuk kabusu idi. Ama acikcasi macera beni korkunc cekiyor, yol olayi bana buyuk heyecan veriyor. Amsterdam'dan meleklerin sehrine 11 saatmis yol. 9 saat farktan dolayi ögleden sonra 1'de ucuyorsun, iki saat sonra ordasin Neyse arkadaslar su Yosemite'yi ve Death Valley'i http://www.nps.gov/deva/
görmek icimi kipir kipir yapiyor. Sezon olsa bir de Lakers maci giderdi aslinda. Lakers benim de takimim taa 80'lerden. En buyuk neden adasimdi ama o kadro efsane idi bir daha öyle takim da gelmez zaten. Bir de Highway 1 plani var ki iste bu beni bitiriyor. Resimlere bakin yeterli aslinda http://www.roadcarvin.com/image/tid/59 http://www.backpacking.se/ReadArticle.a ... &SubMenu=2 Su yolda gunes batarken George Benson'un CTI yillarindan 'Summer of 42'i dinlemek kadar buyuk bir keyif olabilir mi ya? Bu pasifik ayni akdeniz gibi beni cok cekiyor. Su ufka bakip engin denizi görmek ve o vahsi kiyi inanilmaz heyecan veriyor. Death Valley tarafi ise Nevada sinirinda, burdan bir arkadasim aman bu mevsimde arabaniz bozulmasin yoksa yoldaki iskeletlerden biri de siz olursunuz diye dalga gecmisti. Saka bir yana felaket sicakmis Nevada siniri. Arizona'dan hatirliyorum gecen temmuz 124 F vermisti Phoenix'te. O alanda yol bombos ve issiz aranizda meshur Zabriskie Point'i seyreden varsa hatirlar.
Iki sene evvel bu forumda da yazismistik pek cok arkadasla, asil hedef Route 66 kaldi. Onu da blues turu icin sakliyorum. Chicago, Austin ve New Orleans (delta blues) olacak ve uc farkli muzik baskentine kayacagim ama o seneye olacak artik. Ozellikle Austin tam SRV ve Texas blues tayfasinin yeri, dunyanin muzik bas sehri deniyor.
Last edited by Kenan Atak on Thu Aug 21, 2008 11:45 pm, edited 1 time in total.
“You have power over your mind - not outside events. Realize this, and you will find strength.”
― Marcus Aurelius, Meditations
― Marcus Aurelius, Meditations
-
- Moderator
- Posts: 13009
- Joined: Tue Oct 22, 2002 7:47 am
- Location: New Jersey /USA
O Rt 1 isini muhakkak yap. San Fransiscoya ucup oradan kara yolu ile LA gelseydin. Korkuyi filanda bos ver. Otomobile binmek daha tehlikeli. Sen yolunda giderken gelip vuruyorlar.Kerem Tezic wrote: ...
Bir de Highway 1 plani var ki iste bu beni bitiriyor. Resimlere bakin yeterli aslinda http://www.roadcarvin.com/image/tid/59 http://www.backpacking.se/ReadArticle.a ... &SubMenu=2
..
Cengiz Akgun
"Asrın, yeni bir umdesi var, hak kapanındır
Söz haykıranın, mantık ise şarlatanındır.
Geçmez ele bir paye kavuk sallamayınca
Kürsi-i liyakat pezevenk, puşt olanındır.”
N. Tevfik 1940.
"Asrın, yeni bir umdesi var, hak kapanındır
Söz haykıranın, mantık ise şarlatanındır.
Geçmez ele bir paye kavuk sallamayınca
Kürsi-i liyakat pezevenk, puşt olanındır.”
N. Tevfik 1940.
-
- Posts: 1734
- Joined: Mon Jan 10, 2005 9:02 pm
Hakikaten yan cami acip tekerlekten vuruyorlarmis. Guzergah söyle abi, LA'den Death Valley, ordan Yosemite, ordan SF ordan vur asagi Rt1 ile tekrar LA.Cengiz Akgun wrote:O Rt 1 isini muhakkak yap. San Fransiscoya ucup oradan kara yolu ile LA gelseydin. Korkuyi filanda bos ver. Otomobile binmek daha tehlikeli. Sen yolunda giderken gelip vuruyorlar.Kerem Tezic wrote: ...
Bir de Highway 1 plani var ki iste bu beni bitiriyor. Resimlere bakin yeterli aslinda http://www.roadcarvin.com/image/tid/59 http://www.backpacking.se/ReadArticle.a ... &SubMenu=2
..
“You have power over your mind - not outside events. Realize this, and you will find strength.”
― Marcus Aurelius, Meditations
― Marcus Aurelius, Meditations
-
- Moderator
- Posts: 13009
- Joined: Tue Oct 22, 2002 7:47 am
- Location: New Jersey /USA
Guzelmis. Avrupada hayatiniz tatil be! Buada 3 hafta tatilim var deyince insanlarin gozleri fal tasi gibi aciliyor. 2 haftaya talim.Kerem Tezic wrote:Hakikaten yan cami acip tekerlekten vuruyorlarmis. Guzergah söyle abi, LA'den Death Valley, ordan Yosemite, ordan SF ordan vur asagi Rt1 ile tekrar LA.Cengiz Akgun wrote:O Rt 1 isini muhakkak yap. San Fransiscoya ucup oradan kara yolu ile LA gelseydin. Korkuyi filanda bos ver. Otomobile binmek daha tehlikeli. Sen yolunda giderken gelip vuruyorlar.Kerem Tezic wrote: ...
Bir de Highway 1 plani var ki iste bu beni bitiriyor. Resimlere bakin yeterli aslinda http://www.roadcarvin.com/image/tid/59 http://www.backpacking.se/ReadArticle.a ... &SubMenu=2
..
Cengiz Akgun
"Asrın, yeni bir umdesi var, hak kapanındır
Söz haykıranın, mantık ise şarlatanındır.
Geçmez ele bir paye kavuk sallamayınca
Kürsi-i liyakat pezevenk, puşt olanındır.”
N. Tevfik 1940.
"Asrın, yeni bir umdesi var, hak kapanındır
Söz haykıranın, mantık ise şarlatanındır.
Geçmez ele bir paye kavuk sallamayınca
Kürsi-i liyakat pezevenk, puşt olanındır.”
N. Tevfik 1940.
-
- Posts: 1734
- Joined: Mon Jan 10, 2005 9:02 pm
Bu arada bahsettigim George Benson parcasi 'Theme from Summer of 42' olacakti bu yanlislik icin ozur diler buyuklerimin ellerinden kucuklerimin gözlerinde öperim. White Rabbit albumunun meshur parcasi ve George Benson'a ununu veren caz gitaristligi olmustu. Nedense ne zaman Benson calsa bu Rt1'de aksam gunesi canlaniyor gözumun önunde. Alta linki koydum mutlak dinleyin derim, sadece gitar degil piyano, perkusyon ve basta muthis isimler var ve super bir album
http://www.last.fm/music/George+Benson/ ... cfdydLjpWE
http://www.last.fm/music/George+Benson/ ... cfdydLjpWE
Last edited by Kenan Atak on Fri Aug 22, 2008 12:30 am, edited 1 time in total.
“You have power over your mind - not outside events. Realize this, and you will find strength.”
― Marcus Aurelius, Meditations
― Marcus Aurelius, Meditations