Bu sene tatilimizi son 11 sene oldugu gibi, yine Antalya'nin 100 km civarinda batisinda olan Cirali köyünde yaptik. Burayi 1997 yilinda esimle ilk kesfettigimizde, gsm cekmeyen, gunluk gazete gelmeyen bir yerdi.
Simdi tabii bu ozellikleri kalmamis, ama bozulmamasi, yapilasmamasi hakikaten sasirtici. Ancak fiyatlar gecen zamanla Istanbul duzeyine gelmis durumda.
Mukemmel bir yuruyus parkuru olan koy, ceresinde Chimeria (yanan taslar) ve eski maden ocagi ile guzel tepelere ve ormana sahip. Yukarisinda Ulupinar köü var, bu köyde adi gibi bir pinar ve ve selaler icinde ayaginiz 0 derece suda yemek yiyebiliyorsunuz.
Koyun onundeki deniz, Unesco korumasi altinda zira carettalar Turkiye'de en cok bu sahil ile İztuzu plajina yumurta birakiyorlar. Bina yasak, yapilasma yok. Koylu zaten otele karsi.
Kaldigimiz yer bir pansiyon. Bahcede tavuklar, nar - elma - limon agaci (5 yasinda ve Istanbul'da yetisen bir cocuk icin ne kadar onemli oldugunu tahmin edersiniz).
Bu tatilde beni gulumseten bir iki seyi yazmak istedim:
1) Dun Kemer'e giderken yolda bir tabelada gordum; Breakfast + Observing, 7 YTL yaziyordu.
Observing'i anlamadim, herif teleskop falan mi koymus derken sonra buldum, peynirlisi ve patateslisi var.
2) Aramizda Antalya'li var mi? Antalya civarinda maalesef balik kulturu yok. Egede bin tane meze yedikten sonra midede baliga yer kalmaz ya, Antalya ve cevresinde ayran- observing
- sac kavurma yaygin.
Finike'ye gittik. Dunya guzeli bir yer. Balik carsisinda 2-3 degisik cins balik gordum; Finike'de bunlara KUZU ve YASEMIN diorlar. Evet, o bolgede, yasemin isimli balik var. Biz kuzu aldik, eti cok guzel bir balik, levrekten daha sakiz bir eti var. Pansiyonda yanina meze olarak maydanoz koydular
3) Yolda, kamyon arkalarina baktim, ilgi cekici bir yazi var mi diye. Bir tirin arkasinda, "babaya hurmet" yaziyordu. Sollayana kadar cok vakit gecti, hakikaten hurmet gostermek zorunda kaldik babaya. Bir baskasindaki de bayagi materyalistti : "Senden cok var". Herhalde bir kiza, eski sevgiliye soylenecek en acimasiz ve igrenc laf bu olurdu.
Yolda kamyon sayisinin cok azaldigini buna karsilik tir sayisinin patladigini gordum. Molada bir tirci ile konustum; nakliyatcilarin artik kamyonlari tirlarla takas ettigini ve 3-4 yil Turkiye'de kamyon kalmayacagini iddia etti (maliyet avantajlari, leasing gibi imkanlar nedeniyle) .
4) Uc sehirde "doner" konusunda iddialasma gordum, Bursa-Trabzon ve Antalya. Bursa'yi soylemeye gerek yok. Trabzon ise, doneri etten ve yaprak olarak yapiyor. Onlar, odun atesinde etten donerin daha kalin ve lezzetli oldugunu soyluyor.
Antalya'da ise Bursa usulü ama tabagi cok zengin bir doner geliyor. Buna karsilik Antalya, Burdur ve Isparta cevresinde yaygin olan sac kavurma yemenizi hic tavsiye etmem. Oglak eti, cok lezzetli ama alismayana derhal circir yapiyor.
Son olarak, kaldigim yerdeki koyluler futbol konusunda cok bilincli. Hepsi Yilmaz Vural'dan nefret ediyor, FB ve Besiktas'a cok antipatikler.
Kaldigimiz yerde muzik ve televizyon yoktu (dandik bir tv var, iceride bir yerlerde ve pansiyon sahibi tv.yi seyredilmesin, gurultu cikmasin diye ozellikle dandik bir yere koyuyor).
Aksam 21.00'de gevsiyorsunuz, circir bocegi, sessizlik, icki ve uyku.
Donerken gordugum birsey bir cok uzdu, Antalya Kemer arasinda balik ciftlikleri cok fazlalasmis; bu hem baligin tadini kacirmis (saman gibi cupralar) hem de denizi kirletmis. Yukaridan o kafesleri gorunce, manzara kirliligine de isyan ediyor insan.
Bu sezon yerli turistin dibe vurdugu soyleniyor. Galiba herkes, fiyatlarin ayni oldugu ama hizmet kalitesinin cok yuksek oldugu soylenen Yunan Adalarini kesfetmis. Bu dogru olabilir zira tum guzelliklerine ragmen, kaldigimiz koyde fiyatlar Istanbul duzeyine yaklasmisti. Hele Ulupinar, eskiden av arazisi olan, 2-3 barakada ne varsa onu yediginiz mekan tam bir isletmecilik cenneti olmus, 10-15 yeni mekan acilmis.