Page 65 of 95

Posted: Thu Jan 08, 2009 7:58 pm
by Cengiz Akgun
Ugur Sahin wrote:
Alpay Dedeoglu wrote:Bir de boyle bir protesto var. Acayip memleket bizimki:

http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx? ... egoryID=77
Bu yasadışı değil mi?

Köpeklerin girmesinin serbest olduğunu anlatmak için kucaklarına bir köpek almalarına gerek yokmuş; pankartlara bakan görüyor zaten pek bir sıkıntı çekmediklerini girişte.

Ugur
Ey yuce Yaradan sen nelere kadirsin! Demek bunlari da yarattin.

Posted: Thu Jan 08, 2009 8:32 pm
by Murat Gökcigdem
Benim bildigim Turk halki ve milleti binlerce yıllık zengin tarihinde her zaman kanunlarina, anayasasina saygi gostermis dini, dili, irki farkli herkezi bagrina basmistir.

Ister Sephardic Jews olsun, ister kurt olsun, ister ermeni....

Posted: Fri Jan 09, 2009 12:41 pm
by Mehmet Gurdal Cetin
Murat Gokcigdem wrote:Benim bildigim Turk halki ve milleti binlerce yıllık zengin tarihinde her zaman kanunlarina, anayasasina saygi gostermis dini, dili, irki farkli herkezi bagrina basmistir.

Ister Sephardic Jews olsun, ister kurt olsun, ister ermeni....
Hep oyleymis abi, ama dikkat et o zamanlar Osmanli'nin gucu ve agirligi varmis. Osmanli ust katmanlarinda saydigin din ve milletten yuzlerce devlet adami, seyhulislam, asker yetismis.Hepsi bu topraklar icin ter ve kan dokmusler.

Ne zaman gucsuz kalmisiz ve diger devletler mali ve idari islerimize el atmis boluculuk baslamis.

Posted: Sat Jan 10, 2009 1:35 am
by Kenan Atak
Gectigimz gunlerde Kansas City'deki meshur caz klubu Blue Room'daydim. http://www.americanjazzmuseum.com/?page ... on=display

Bu klup ayni zamanda Amerikan caz muzesine de ait ve Amerika'da cazin ilk yayildigi kent olan Kansas City'deki efsane haline gelmis 18. caddede. Charlie Parker ve nicesi burdan yetisme. Hayatimin en guzel gunlerinden birisi idi. Ben gittigimde jam session denen yani ayni anda dogaclama yapan bir suru muzisyenin bir araya geldigi bir gece idi. Ben genelde kaliplarin kirildigi bu tur dogaclamalari cok seviyorum. En cok dikkatimi ceken icerdeki insanlardi. Cazin kendine has bir dinleyici grubu var ve bu grubun icinde sosyal hayatin butun ayrismalari, din, dil, meslek gruplari ve sosyal cevre farkliliklari, falan hepsi bitiyor. Benim cazi ve caz sevenleri cok sevmem biraz da bundan. Icerde siyahiler cogunlukta idi ve hoodlardaki vahsi gorunumlu rap dinleyen tiplerin aksine ne kadar da yumusak hatli ve asil yuzlu tiplerdi. Tabii ayni sey beyazlar icin de gecerli. Kansas'in rednecklerinden eser yoktu, estetige, muzige deger veren canayakin insanlar iceri doldurmustu ve buyuk bir dikkatle dinliyorlardi muzigi. Ertesi gun de muzeyi gezdik ve belgesel filmi izlerken gözlerim doldu. Bunun disinda Kansas oldukca duz ve sIkIcI bir eyalet ama kuzey dogusuna ciktikca doga degisiyor ve tepelikler basliyor. Kansas City ise Missouri eyaleti ile Kansas arasinda ama daha cok Missouri eylatine ait. Bu eyalette bir de gölluk ve olaganutu guzel doganin oldugu Ozarks denen ve Arkansas'a dek uzanan bölge var. Missouri eyaletinin guney batisinda kaliyor Ozarks. Burda isteyen kabin kiralayip kalabilir doga gercketen nefis. Altta bölgeyle ilgili bir de link var http://www.ozarks.com/index.php

Posted: Sat Jan 10, 2009 2:08 am
by Ozgur Huseyinoglu
Kerem Tezic wrote:Cazin kendine has bir dinleyici grubu var ve bu grubun icinde sosyal hayatin butun ayrismalari, din, dil, meslek gruplari ve sosyal cevre farkliliklari, falan hepsi bitiyor.
hoodlardaki vahsi gorunumlu rap dinleyen tiplerin aksine
Kansas'in rednecklerinden eser yoktu
Ilk cumle ve sonraki ikisini bir araya koymakta zorlaniyorum Keremcigim. Caz dinleyenler klubune bir kere girdikten sonra herkes ayni esitlige geliyor, ama girenlerle girmeyenler arasinda sosyal cevre farkliliklari hissediliyor gibi bir anlam mi burda verilmeye calisilan?

Sahsen, beni killandiran nokta (sana ozel soylemiyorum, bu muhabbet hatirlatmis oldu sadece), diger muzik turlerini asagilamaya en egilimli olanlarin, caz ve heavy metal "fanatikleri" (ayni anda degil tabii! :) ) olmasidir. Cevremden tecrubem/gozlemim boyle oldu en azindan...

Posted: Sat Jan 10, 2009 5:48 pm
by Kenan Atak
Ozgur demek istedigim cazi sevenlerin arasinda bu farkliliklar kalkiyor bu demek degil ki redneck diye tabir edilen beyaz veya hood'da rap dinleyen boynunda kalin zincir olan siyahi gelip dinliyor (tabii kendi gözlemim ve sezgillerime dayanarak söyluyorum yaniliyor da olabilirim). Cumlelere baktiginda celiskili gibi dursa da benim demek istedigim (kendi gözlemime dayanarak söyluyorum) caz konserleri ve kluplerinde sinif farklarinin falan ortadan kalktigi yani izleyiciler arasinda kalkiyor bu. Tabii ki gözlemler dunyasini kabaca bir dusunce temeline oturtmadan ifade etmek pek cok hatayi beraberinde getirebilir ben kendi gözlemime dayanarak söyledim yukardaki ikisini. Bu arada sadece caz dinleyen biri degilim, bu konu altinda da yazdim, Astor Piazzolla'dan Paco de Lucia'nin muzigine, blues'dan, Theodorakis, Maria Farantouri, Hadjidakis ve Brel'e, ordan 60-70'lerin soul ve funk'ina, 60-70 lerin psychedelic rock'una kadar bir yelpazem var. Gunumuzun tamamen showa yönelik ve standartlastirilmis adeta bilgisayar programindan cikan muzik turune ise hic ilgim yok. Pek cok muzisyenin dedigi gibi 1980 sonrasi muzik kulturu buyuk ölcude katledilmis durumda benim gözumde (bazi istisnalar disinda). Bunun nedenlerini aciklayabilecek bir birikimim de yok biraz kapitalizmle alakali göruyorum bu bitisi muzikteki. Hersey gibi muzik te metalasti 80'lerin saha kalkan kapitalizmi ve ideolojik dönusumu ile. Sadece bu kadarini aciklayabiliyorum.

Posted: Sun Jan 11, 2009 7:30 pm
by Murat Gökcigdem
Murat Gokcigdem wrote:Benim bildigim Turk halki ve milleti binlerce yıllık zengin tarihinde her zaman kanunlarina, anayasasina saygi gostermis dini, dili, irki farkli herkezi bagrina basmistir.
Mehmet Gurdal Cetin wrote:Hep oyleymis abi, ama dikkat et o zamanlar Osmanli'nin gucu ve agirligi varmis.
Senin ne demek istedigini anliyorum. Benim ifade etmek istedigim analiz bir tek Osmanlilara yonelik degildi.

Posted: Wed Jan 14, 2009 2:27 pm
by Mehmet Gurdal Cetin
Bu da ilginc ve cok uzucu bir haber,

BBC'den.
Cin'deki tek cocuk problemi, nerelere gidiyor.

Cok yazik.

http://news.bbc.co.uk/2/hi/asia-pacific/7827800.stm

Police crack China baby sale gang

Police in southern China have broken up a gang that abducted migrant workers' children to sell in distant provinces, state media reports.

The children, mostly toddlers aged two or three years old, were snatched in Hunan's province's Yueyang city while they were playing or sleeping.

They were sold for between 860 yuan ($125, £86) and 26,000 yuan ($3,800), the Beijing News said.

Five children had been rescued and 13 suspects arrested, Xinhua said.

The children were snatched in broad daylight by gang members on motorbikes, it added.

Police said they did not know how many children had been abducted altogether. The abductions began in September 2008, Xinhua reported.

Child trafficking is seen as a growing problem in China, despite government attempts to crack down on it.

The problem is exacerbated by strict birth control policies, which limit many couples to only one child.

Some families want a boy - one of the children seized in Yueyang was abandoned when she was found to be a girl, the Beijing News said.

Families may also buy trafficked women and children to use as extra labour and household servants.

Last year, the Chinese government launched a campaign against slavery after it emerged that hundreds of children were being forced to work in brick kilns and mines in Shanxi province.

Posted: Thu Jan 15, 2009 6:22 pm
by Mehmet Gurdal Cetin
http://www.internethaber.com/news_detail.php?id=174735

Turkiye simdi bir de bununla oturup kalkmaya basladi.

"Hanim cayi koy "Tuncay Guney cikti" "
"Geldim geldim yanina kek te yaptim seyrederken yeriz" :D

Aydin Dogan'a cok ciddi ithamlar var.

Tuncay Güney Doğan Grubu'na
da oldukça sert eleştiriler yöneltti.

İşte Güney'in o açıklamaları;

AYDIN DOĞAN'I TEHDİT ETTİ!

Eğer Hürriyet saldırılara devam ederse, kendilerine mesaj ilettim.
Bir fiil olarak ve telefonla da. Telefonlarıma da çıkmıyorlar, eğer
saldırılara devam ederlerse, çok çirkin ve kişisel haklarıma
saldırmaya devam ederlerse, iş adamlarının ve banka sahiplerinin
Veli Küçük'e vermiş olduğu video kasetli birifinkleri, Türkiye'deki
beşli çeteleri, dönemin başbakanı İle ilişkilerini Aydın Doğan ve
Ertuğrul Özkök'ün rolünün ne olduğunun kasetlerini servis
yapacağız.


Isi gucu biraktik video roportaj seyrediyoruz.Var bu herif te de bir rahatsizlik, megalomanlik had safhada.Ama oyle seyler soyluyor ki "ulan acaba " diyorsun. Italya'da yasananlardan sonra ne basbakanlar, generaller, gazete patronlari, hakimler, polisler, savcilar , Profesorler cikmisti ortaya.Gladyo'nun son kalesi Turkiye bayag bir dayandi.

Her yeri kokusmus bu ulkenin, bir kosesini tutsan obur tarafi elinde kaliyor.

Bakalim Susurluk gibi bu da hasir alti edilecek mi ? :roll:

Nesin'in deyisi ile "du bakali ne o'lcek"

Posted: Fri Jan 16, 2009 5:04 pm
by Kenan Atak
Bana gelen bir yaziyi sizinle paylasayim dedim.

----------------------------------------------------------------------------
SLOW DOWN CULTURE


It's been 18 years since I joined Volvo, a Swedish company. Working for them has proven to be an interesting experience. Any project here takes 2 years to be finalized, even if the idea is simple and brilliant. It's a rule.

Globalized processes have caused in us (all over the world) a general sense of searching for immediate results.. Therefore, we have come to posses a need to see immediate results. This contrasts greatly with the slow movements of the Swedish. They, on the other hand, debate, debate, debate, hold x quantity of meetings and work with a slowdown scheme. At the end, this always yields better results.

In other words:

1. Sweden has 2 million inhabitants. (burasi yanlis)
2. Stockholm has 500,000 people. (bu da yanlis)
3. Volvo, Escania, Ericsson, Electrolux, are some of its renowned companies. Volvo even supplies NASA.

The first time I was in Sweden , one of my colleagues picked me up at the hotel every morning. It was September, bit cold and snowy. We would arrive early at the company and he would park far away from the entrance (2000 employees drive their car to work).

The first day, I didn't say anything, neither the second or third days. One morning I asked him, "Do you have a fixed parking space?

I've noticed we park far from the entrance even when there are no other cars in the lot."

To which he replied, "Since we're here early we'll have time to walk, don't you think that whoever gets in late will need a place closer to the door?" Imagine my face.

Nowadays, there's a movement in Europe named Slow Food. This movement establishes that people should eat and drink slowly, with enough time to taste their food, spend time with the family, friends, without rushing. Slow Food is against its counterpart, Fast Food and what it stands for as a lifestyle. Slow Food is the basis for a bigger movement called Slow Europe, as mentioned by Business Week.

Basically, the movement questions the sense of "hurry" and "craziness" generated by globalization, fuelled by the desire of "having in quantity" (life status) versus "having with quality", "life quality" or the "quality of being".

French people, even though they work 35 hours per week, are more productive than Americans or British. Germans have established 28.8 hour workweeks and have seen their productivity been driven up by 20%..

This slow attitude has come to the notice of USA , the pupils of the fast and "do it now" brigade.

This no-rush attitude doesn't represent doing less or having a lower productivity

It means working and doing things with greater quality, productivity, perfection, with attention to detail and less stress.
It means re-establishing family values, friends, free and leisure time. Taking the "now", present and concrete, versus the "global", undefined and anonymous.
It means taking humans' essential values, the simplicity of living.
It stands for a less coercive work environment, more happy, lighter and more productive work place where humans enjoy doing what they know best how to do.

It's time to stop and think on how companies need to develop serious quality with no-rush that will increase productivity and the quality of products and services, without losing the essence.

In the movie, 'Scent of a Woman', there's a scene where Al Pacino asks a girl to dance and she replies, "I can't, my boyfriend will be here any minute now". To which Al responds, "A life is lived in an instant". Then they dance the tango.

Many of us live our lives running behind time, but we only reach it when we die of a heart attack or in a car accident rushing to be on time. Others are so anxious to live for the future that they forget to live the present, which is the only time that truly exists.

We all have equal time throughout the world. No one has more or less. The difference lies in how each one of us does with our time. We need to live each moment. As John Lennon said, "Life is what happens to you while you're busy making other plans".

Congratulations for reading this email till the end of this message.
There are many who will have stopped in the middle so as not to waste time in this "Globalized" world.

Posted: Sun Jan 18, 2009 9:09 pm
by Kenan Atak
Az evvel bu olayi gozlerimle TV'de izledim (evde show tv var) http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/10801582.asp?gid=229
Gerci goruntuler hic sasirtici degil, ne hacca gidip birbirini ezen insanlar ne ulkemin necip insaninin goruntuleri hic sasirtmiyor artik. Kucaginda bebek ile kepenklerin altindan gecmege calisiyordu (m)illet. Boyle bir ulkenin aydini(!!!!) da kendisine liberal sifati takan su katilmamis fasolardan veya salaklardan veya alkolden beyni kirec tutmuslardan ve ulkeyi senelerdir yonetenler de kör cahillerden (ve sark kurnazi) olusuyor iste.

Kendi kendime dedim ki iyi ki bu ucak kazasi bizde falan olmadi. Bu ucak kazasi ile ilgili ne kadar video kaydi ve röportaj var baktim. Evet pilot inanilmaz iyi bir is yapiyor, hatta ucak bosaldi mi iki kez gidip gelip kontrol ediyor ama yolculara ve kabin memurlarina da sapka cikarmak lazim. Ucak suya deger degmez kapilarin yanindakiler buyuk bir sogukkanlikla kapilari acmislar sonra da insanlar sira ile ve duzenli sekilde kanatlara cikmislar. Mesela bir yolcu anlatiyordu, önundeki yasli kadin yurumekte zorlanmis herkes yardimci olmus ve suya dusen dört bes kisiye öncelik taninmis ve onlar icin cok endiselendik falan deniliyordu. Dusunuyorum da ayni sey gunumuz Turkiye'sinde olsa kapilari acanlar arkadan tazzikle suya duserler, gobegini kasiyan ayilar 'acilin beyler' diye kalabaligi yarip pek cok kisinin ustune basar, ezilenler, fenalik gecirenler derken cogunluk ya suya duser ve donup telef olur ya da icerde kalir ve ucakla beraber Houdson nehrinin boklu sularinda dibi boylardi. Baskalarini devirip one gecenler de zeka yoksunlugundan bir sekilde suya duserlerdi ve sonucta 150 ölu ile kahraman pilot sadece kahramanligi ile kalirdi.

Posted: Sun Jan 18, 2009 10:46 pm
by Ismail Gezer
Aşağılık amerikanın desteklediği israilli köpekler işgal ettikleri topraklardan çekilmeye başlamış.

Yüzlercesi çocuk, binden fazla masum insanı katlettiler ama batının -insanlıkla alakası olmayan- canlıları gıkını çıkarmadı! İnsanlar resmen canlı yayında öldürüldü, herkesin herşeyden haberi var ama batının insan yığınlarından, zavallı liderlerinden ses çıkmadı!

Artık batıda şöyle batıda böyle diye başlayan cümle duyunca sadece küfrediyorum. Kimin ne mal oldugu anlaşılmıştır. İnsanlık iki kutba ayrıldı, israilin yaptıklarını umursamayan hatta destek veren hayvanat ve insanoğlu!

Vahşi hayvanların yapmayacağı vahşeti izledik 3 hafta boyunca. Lanet olsun, yapanada, yaptıranada..

Türk medyasındaki israil lobisinide yakından tanımış olduk bu vesileyle. Satılmış köpekler!

Posted: Mon Jan 19, 2009 12:37 pm
by Celal Gürcüoglu
Kerem Tezic wrote:Az evvel bu olayi gozlerimle TV'de izledim (evde show tv var) http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/10801582.asp?gid=229
Gerci goruntuler hic sasirtici degil, ne hacca gidip birbirini ezen insanlar ne ulkemin necip insaninin goruntuleri hic sasirtmiyor artik. Kucaginda bebek ile kepenklerin altindan gecmege calisiyordu (m)illet. Boyle bir ulkenin aydini(!!!!) da kendisine liberal sifati takan su katilmamis fasolardan veya salaklardan veya alkolden beyni kirec tutmuslardan ve ulkeyi senelerdir yonetenler de kör cahillerden (ve sark kurnazi) olusuyor iste.

Kendi kendime dedim ki iyi ki bu ucak kazasi bizde falan olmadi. Bu ucak kazasi ile ilgili ne kadar video kaydi ve röportaj var baktim. Evet pilot inanilmaz iyi bir is yapiyor, hatta ucak bosaldi mi iki kez gidip gelip kontrol ediyor ama yolculara ve kabin memurlarina da sapka cikarmak lazim. Ucak suya deger degmez kapilarin yanindakiler buyuk bir sogukkanlikla kapilari acmislar sonra da insanlar sira ile ve duzenli sekilde kanatlara cikmislar. Mesela bir yolcu anlatiyordu, önundeki yasli kadin yurumekte zorlanmis herkes yardimci olmus ve suya dusen dört bes kisiye öncelik taninmis ve onlar icin cok endiselendik falan deniliyordu. Dusunuyorum da ayni sey gunumuz Turkiye'sinde olsa kapilari acanlar arkadan tazzikle suya duserler, gobegini kasiyan ayilar 'acilin beyler' diye kalabaligi yarip pek cok kisinin ustune basar, ezilenler, fenalik gecirenler derken cogunluk ya suya duser ve donup telef olur ya da icerde kalir ve ucakla beraber Houdson nehrinin boklu sularinda dibi boylardi. Baskalarini devirip one gecenler de zeka yoksunlugundan bir sekilde suya duserlerdi ve sonucta 150 ölu ile kahraman pilot sadece kahramanligi ile kalirdi.
Linkini verdigin alisveris cilginligi bugun Amerika'da da olabiliyor. Gecen "Black Friday" de olanlari biliyoruz. Wal-Mart'in kapisini kirip iceri girerken bir kisi öldü! Bu gelir ve kultur seviyesi TR'den daha yuksek olan bir ulke dahi olsa, ucuza insanlarin saldirmayacagi anlamina gelmiyor. Tum dunyada bu tip olaylarin aynisi yasanabilir.

http://www.nydailynews.com/ny_local/200 ... after.html

Ikinci bahsettigin olaya ise katiliyorum. Daha otobuse, vapura, trene binerken one gecmek icin birbirini iten, en basit bir kuyrukta araya girilen bir ulkede bu tip bir olayda neler olabilecegini dusunmek bile istemiyorum.

Posted: Mon Jan 19, 2009 2:03 pm
by Mehmet Gurdal Cetin
Ismail Gezer wrote:Aşağılık amerikanın desteklediği israilli köpekler işgal ettikleri topraklardan çekilmeye başlamış.

Yüzlercesi çocuk, binden fazla masum insanı katlettiler ama batının -insanlıkla alakası olmayan- canlıları gıkını çıkarmadı! İnsanlar resmen canlı yayında öldürüldü, herkesin herşeyden haberi var ama batının insan yığınlarından, zavallı liderlerinden ses çıkmadı!

Artık batıda şöyle batıda böyle diye başlayan cümle duyunca sadece küfrediyorum. Kimin ne mal oldugu anlaşılmıştır. İnsanlık iki kutba ayrıldı, israilin yaptıklarını umursamayan hatta destek veren hayvanat ve insanoğlu!

Vahşi hayvanların yapmayacağı vahşeti izledik 3 hafta boyunca. Lanet olsun, yapanada, yaptıranada..

Türk medyasındaki israil lobisinide yakından tanımış olduk bu vesileyle. Satılmış köpekler!
Merhaba Ismail,

Icindeki ofkeyi anliyorum, TV seyreden ve gazete okuyan insanlarin cogu bu yonde hisler icinde.Ama bir abin olarak soyluyorum,halka acik bir forumda bu sekilde dile getirmen bana gore pek yakisik almiyor.Benim de bazi hislerim cok farkli degil ama ben yine de bu tarz tepkilere karsiyim.

Tepki organize , bilincli ve bence ust seviyede medeni bir sekilde verilmeli.

Sakin yanlis anlama, Israil devletinin yaptiklarini her hangi bir sekilde onaylamak mumkun degil asil insani tedirgin eden uluslararasi tepkinin gecikmesi, bunlar ticari iliskilerden kaynaklanan baglardan dolayi ustu kapali yumusak tepkiler ile gecistirilmesi.

Bosna'da katliamlara bir seneden fazla goz yuman BM ve Amerika bugun farkli bir sey yapmiyor.

Yurt icindeki basin konusuna gelince, zaten onlar yonlendirildikleri buyuk abilerinin koordinesinde bu sekilde yayin yapiyorlar.

Ben "Haydi Gazze'ye gidelim dayan Filistin geliyoruz !" tarzinda populist oy avciligini da igrenc buluyorum.Bazi partiler ve bazi basin bunu bence sadece bunun icin kullaniyor.

Bebekler olduruldu, tvlerde yuzleri fosfor bombalarinda feci sekilde yanmis bebek goruntuleri gosterildi.

Ic savaslar da , savaslar da birer terordur.Teror her zaman gucsuzu hedef alir cunku onlar bu olaylardan en kolay etkilenen insan grubudur.Israil Gazze'ye girip sadece HAMAS'a saldirsaydi bu kadar buyutulmeyecekti.

Gecenlerde yazmistim, bu sene secim yili.

Askerin yetisme gorevi savasmak , dolayisi ile olmektir.Bir Hamas'li oldugu zaman olme nedenini bilir, ailesi de bilir.Ayni sekilde bu durum Israil'li asker icin de aynidir.

Sivil oldurmek, savasin psikolojik momentumunu degistirmek icindir.Musluman toplumlarda bir ahiret inanci ve sehidlik mertebesi oldugu icin musluman ulkelerde bu olume bir seref gozu ile bakilir. O yuzden abinin yerini kardes , babanin yerini ogul alir.

Israil'de yada baska musluman olmayan bir ulkede bu durum biraz farkli.Asker olumu tepki ceker.Baris orgutleri, sivil toplum orgutleri ve savas aleyhtarligi yonetimler icin buyuk bir sorundur. Hamas'in yerlesimcilere attigi fuzeler korku , panik yaratır ama Hamas'a karsi nefretin sivil halktan geldigini sanmiyorum.Bu bir devlet politikasi.Eninde sonunda yerlesimcileri de oraya sevk eden devlettir.Dolayisi ile benim gorusum Filistin'de ki problem Israil halkinin yaptiklari degil DEVLETININ yaptigidir.

Israil'de tanidigim insanlar var, Filistinlilerle baris icinde yasamak isteyen insanlarin sayisini tahmin edemezsin.Extremist olan bu insanlar degil, SIONIST DEVLET.

Benim su anki en buyuk korkum (ki artik bunun donulmez bir yol oldugunu dusunuyorum) Filistinli cocuklarin Israilli cocuklar ile hayatlari boyunca bir baskalarinin sebeb oldugu bir kan davasi yuzunden asla barisamayacagi...

Her cocuk nefretle buyuyecek ve bir oldurme misyonu tasiyacak.Annesini, kardesini babasini oldurenleri oldurmeye yemin edecek.

Amerika'da iki tarafa silah satarak bu amaca hizmet ettirecek.Sadece Amerika mi, Ingiltere, Almanya, Fransa, Rusya, Italya ve biz Turkiye.
Orada ates eden Israil komandosunu, Golbasin'da, Antalya'da egitmeye devam edecegiz.Onlarin HERON'larini kullanacagiz, UZI'lerini tasiyacagiz.
Sonra'da Ankara'nin gobeginde Filistin Devletinin temsilcilerine "biz sizin dostunuzuz, dayanin geliyoruz" mesajlari gonderecegiz.Basbakan goz yaslari dokecek ama kendisine inananlar haricinde gercegi herkes biliyor olacak.


Insanligin iki kutba ayrildigina inanmiyorum.Tek bir kutup var.

PARA

Posted: Mon Jan 19, 2009 2:41 pm
by Mehmet Gurdal Cetin
Celal Gürcüoglu wrote:
Kerem Tezic wrote:Az evvel bu olayi gozlerimle TV'de izledim (evde show tv var) http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/10801582.asp?gid=229
Gerci goruntuler hic sasirtici degil, ne hacca gidip birbirini ezen insanlar ne ulkemin necip insaninin goruntuleri hic sasirtmiyor artik. Kucaginda bebek ile kepenklerin altindan gecmege calisiyordu (m)illet. Boyle bir ulkenin aydini(!!!!) da kendisine liberal sifati takan su katilmamis fasolardan veya salaklardan veya alkolden beyni kirec tutmuslardan ve ulkeyi senelerdir yonetenler de kör cahillerden (ve sark kurnazi) olusuyor iste.

Kendi kendime dedim ki iyi ki bu ucak kazasi bizde falan olmadi. Bu ucak kazasi ile ilgili ne kadar video kaydi ve röportaj var baktim. Evet pilot inanilmaz iyi bir is yapiyor, hatta ucak bosaldi mi iki kez gidip gelip kontrol ediyor ama yolculara ve kabin memurlarina da sapka cikarmak lazim. Ucak suya deger degmez kapilarin yanindakiler buyuk bir sogukkanlikla kapilari acmislar sonra da insanlar sira ile ve duzenli sekilde kanatlara cikmislar. Mesela bir yolcu anlatiyordu, önundeki yasli kadin yurumekte zorlanmis herkes yardimci olmus ve suya dusen dört bes kisiye öncelik taninmis ve onlar icin cok endiselendik falan deniliyordu. Dusunuyorum da ayni sey gunumuz Turkiye'sinde olsa kapilari acanlar arkadan tazzikle suya duserler, gobegini kasiyan ayilar 'acilin beyler' diye kalabaligi yarip pek cok kisinin ustune basar, ezilenler, fenalik gecirenler derken cogunluk ya suya duser ve donup telef olur ya da icerde kalir ve ucakla beraber Houdson nehrinin boklu sularinda dibi boylardi. Baskalarini devirip one gecenler de zeka yoksunlugundan bir sekilde suya duserlerdi ve sonucta 150 ölu ile kahraman pilot sadece kahramanligi ile kalirdi.
Linkini verdigin alisveris cilginligi bugun Amerika'da da olabiliyor. Gecen "Black Friday" de olanlari biliyoruz. Wal-Mart'in kapisini kirip iceri girerken bir kisi öldü! Bu gelir ve kultur seviyesi TR'den daha yuksek olan bir ulke dahi olsa, ucuza insanlarin saldirmayacagi anlamina gelmiyor. Tum dunyada bu tip olaylarin aynisi yasanabilir.

http://www.nydailynews.com/ny_local/200 ... after.html

Ikinci bahsettigin olaya ise katiliyorum. Daha otobuse, vapura, trene binerken one gecmek icin birbirini iten, en basit bir kuyrukta araya girilen bir ulkede bu tip bir olayda neler olabilecegini dusunmek bile istemiyorum.
Biz de haberlerde hanimla agzimiz acik izledik.

Komik olan SHOW TV muhabirinin 800 YTL'lik LCD TV'yi "Alacakmisiniz" sorusuna vatandasin "tabi alacagiz "demesiydi.

(Bu arada harbiden ucuzmus ulen :D )

Size bu sira kuyruk ile ilgili hos bir animi anlatayi. Bursa otobus terminalinde indim, baska bir sehirden gelmisim, yorgun argin terminal otobusune binip 20 dk suren bir yolculuktan sonra evime varacagim.

Normalde terminal civari bir suru meslek okulu ve universite kampusu var
yuzlerce ogrenci terminalden otobuse biniyor.Her zaman yukarida anlattiginiz gibi alt alta ustu uste konserve gibi gidiyorsun gidecegin yere.

Durakta kuyruk ip gibi , sirayi bozan yok, araya karisan yok, iten felan yok, aklimi yiyecem :D Ulan nereye geldim ben, ne oldu bu insanlara diyorum.

Sonradan ogrendim, belediye film cekiyormus, o siradakiler figuran mis :lol: