Page 1 of 2

Emre'nin Kolu ve Güzel Spor Basınım

Posted: Fri Feb 29, 2008 5:14 pm
by Ali Gursel
Bugün Milliyet'te Haluk Ulusoy ve GS başkanlığı ile ilgili şu haber çıktı:
Ulusoy: G.Saray'ın borcunu 24 saatte öderim
Futbol Federasyonu Başkanlığı'ndan ayrıldıktan sonra adı Galatasaray Başkan adayları arasında geçen Haluk Ulusoy, Sarı-kırmızılı kulübün 220 milyon YTL'yi aşan borcunu 24 saate ödeyebileceğini belirtti.
BUGÜN gazetesi yazarı Rıfkı Soysal'a açıklamalarda bulunan Haluk Ulusoy, gerekli kaynaklarının hazır olduğunu belirterek "24 saat dememin sebebi bankalar arasındaki işlemleri düzenlemek, yoksa bu parayı hemen ortaya koyacak kaynaklara sahibim" dedi. Şahsi servetinin bir bölümünü Sarı-Kırmızılı kulüp için harcamaktan asla çekinmeyeceğini dile getiren Ulusoy, "Galatasaray'ın ilacı benim. En iyi çıkış yolunu biliyorum" diyerek iddialı konuştu.
G.Saray'da başkan olmanın kuralları olduğunu ve özellikle kulübün duayenleri ile seçim pazarlıklarına girmeyeceğini ısrarla vurgulayan Haluk Ulusoy, "Benim arkamda milyonlarca Galatasaray taraftarı var. Onların ne ihtiyacı varsa yerine getiririm. Şu unutulmamalı: Galatasaray taraftarı için var" dedi.
Bugünkü Futbol Federasyonu üzerinde Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım'ın büyük etkisinin bulunduğuna dikkat çeken Ulusoy, "Özellikle Aziz Yıldırım Federasyon'a kendisine yakın isimlerin girmesi için çok çalıştı" dedi.


Daha sonra gün içinde Haluk Ulusoy haberi, tüm içeriğini yalanlayıp ve bu gazeteyle herhangi bir röportaj yapmadığını açıklayıp, düzeltme ve diğer kanuni haklarını kullanacağını açıkladı.

Defalarca olduğu gibi ortalık kızıştırıp reyting adına yapılmış tamamen yalan bir haber daha. Tüketicinin bilinci yok, "yalan yazıyorlar, okumayayım" diyecek kadar. Kanunlarda müeyyide adamlarda da ahlak yok, herşeylerini para ve tiraja satmışlar.

İçlerinde hepsi yalan yazmıyor ama kendi kendilerine bir sürü duayen sıfatı taktıkları adamları var, bir gün birinin samimi olarak bu yalan haber işini eleştirdiğini, üzerine gittiğini, meslek kuruluşlarıyla birşeyler yapmaya çalıştığını gördünüz mü? Göremezsiniz, meslek kuruluşlarında kendilerine başkan diye seçtikleri adam şunun kızı bunun bilmemnesi diye dedikodu yazacak seviyedi, seçenlerden ne bekleyeceksiniz?

Onun için Emre'nin kolunu çok görmeyin, hatta yetersiz görün. Yalancı, iş ahlakından yoksun ve zararlı insanlar bunlar. Emre iyidir kötüdür sorun değil, bu güruhu kendini sorgulayacak, kendi pisliği hakkında önlemler almaya itecek her hareketin faydası olacaktır.

Ali

Posted: Fri Feb 29, 2008 5:59 pm
by Ali Kaya
Tamamen katılıyorum ve ilk milli maçta Emre'den bir bacak bekliyorum.

Ali

Posted: Fri Feb 29, 2008 6:31 pm
by Ozan Ersoy
Bu isler bir tek Turkiye'de oluyor saniyorsunuz. Tabloid diye bir sey duymadiniz galiba. Amerika'da da, Ingiltere'de de, Almanya'da da bunun alasi var. Kimse bas edemiyor bunlarla. Insanlari rahatsiz ediyorlar, uyduruk haberler yaziyorlar, Photoshop'da igrenc resimler yaratiyorlar. Her turlu dedikodu, yalan haber var. Hatta bazi asiri durumlarda cinayete, masum, hic kimseye zarari olmayan, dunyaya faydasi olan insanlarin olumune bile sebep oluyorlar (Princess Diana).

Ingiltere'de tabloid'ler, asparagas gazeteler surusune sepet. Belki 20 tane. Bunlarin tirajlari da hic de kucumsenecek sayida degil. Herifler arap kiligina girip milli takim hocasini tuzaga dusurup Dunya kupasi oncesi takima zarar verecek kadar pespaye durumda. Ulan hic bir sey dusunmuyorsan kendi milli takimini dusun degil mi? Boyle onemli turnuva oncesi ne gerek var boyle sacmaliga?

Ama...

Oralarada kimse bunlara kol, bacak, got, gobek gostermiyor. Gosterenlere ceza veriyorlar. Herkes sahada isini yapiyor gerisini bosveriyor. Cunku bunlara dava acacak para ve zaman yok. Kolunu sokunca da daha beter oluyor. Emre Norvec ve Bosna maclarinda oynadigi oyunu bir sezon oynayabilse bugun Barcelona'da Deco'nun yerine oynuyordu. Hani nerede? Herif 4 aydir yok ortalikta.

Emre anti-hero olabilir sizin gozunuzde. Ama bana gore sahada isini yapan, iyi oynayan, takimina faydali olup bir ust seviyeye cikaran oyuncu basina gercek kolu sokandir, elestirilere en iyi cevap sahada verilir.

Ozan Ersoy

Gelde gosterme

Posted: Fri Feb 29, 2008 6:49 pm
by Alpay Dedeoglu
Ozancim tamamda ama su alttaki yaziya bir bak.
Eren Guler (Hurriyette) diye bir sahsiyet yazmis ki bizim gozumuzden
kacmis su ana kadar. Cok ayri bir deger kendisi, Selcuk Yula kadar olmasa daha. Damadin arkadasi , kayinpeder torpil yapmis galiba:


Eren Güler 29 Şubat 2008
Adli Tıp'ta tereddüt çizgileri diye bir kavram var.


İntihar etmek isteyen bir kişi ne kadar kararlı olursa olsun, son noktada ufak bir tereddüt yaşar. Bileğini kesmek için davrandığında, öldürücü darbeyi vurmadan önce, esas kesiğin yanında bazı ufak tekek çizikler, derin olmayan yaralar görülür...

Yani maktül, ilk darbede genelde kendini öldüremez. Birkaç minik denemeden sonra öldürücü darbe gelir. İşte bu esas vuruşun yanındaki yöresindeki zayıf çizikler, kesikler tereddüt çizgileri olarak adlandırılır...

Nereden çıktı şimdi bu ayrıntı bilgi demeyin. Fenerbahçe-Galatasaray maçı bittiğinde geldi aklıma... Herşey birebir örtüşmüyor tabii, çünkü ortada intihara gönüllü bir takım yok... Ama intihara zorlanan bir takım var mı, işte burası biraz belirsiz...

Bu sefer bıçak maktülün elinde değil, başkasının elinde. Ama başkasının kim olduğu belli değil.

Belli olan nedir peki? Tereddüt çizgileri... Son darbeyi vurmadan önce, bileğin veya şah damarının etrafındaki ince çizgiler...

Mesela sarı kartlar... Lig başından bu yana 53 sarı kart... Mesela kırmızı kartlar... Lig başından bu yana 3 kırmızı kart. Son Galatasaray maçını da koyun, 63 sarı, 6 kırmızı kart... Yani, maç başına üç sarı, dört maç başına da bir kırmızı kart... Aynı trafikte Galatasaray'a ise 39 sarı 1 kırmızı kart...

İşte biz bunlara tereddüt çizgileri diyoruz. Son darbeye beş kala...

Ölümcül darbe henüz gelmedi ama ince çizikler bu darbeyi işaret etmeye başladı... Sarı kartlar, kırmızı kartlar, cezalar, cezalar... Bıçak direk girmedi ama şimdilik şah damarının etrafında dolanıyor... Aman dikkat!''

Ozancim bu yaziyi yazan ne hakkediyor söylesene Allahaskina?
O nefeset, o ne rasyonalite. Adli tiptan girmeler falan, aman aman.
Yayin yonetmenin Ertugrul Ozkok olursa, normal tabii.


Yahu Hakem koyu Fenerli. 4-0lik yenildigimiz maci yonetmis,
goklere cikarilmis. Su maca kadar FB'lilerin en favori hakeminden biriydi.
Hakem olarak Bunyamin Gezeri vereceklermis, ama onun Mentoru
olan GSli le davalik olmus Oguz Sarvan , (koyu FBli) mudahale edip onu son anda atiyor. Macta yanlis gosterilen kartlar FB kadar GS'yede. Fenerin attigi golde bizimkiler korkup sinmese Gokhan o aralarindan gecip o golu atarmiydi?

Posted: Fri Feb 29, 2008 7:00 pm
by Ali Kaya
Aslında biraz espirisine yazmıştım, fakat gülen adam işaretini :-) koymayınca tam ifade edememiş oldum herhalde. Bu yüzden şu söylediklerinize
Ozan Ersoy wrote: Ama bana gore sahada isini yapan, iyi oynayan, takimina faydali olup bir ust seviyeye cikaran oyuncu basina gercek kolu sokandir, elestirilere en iyi cevap sahada verilir.
katılıyor ve önce oyun olarak sonra organ olarak Emre'den kol bekliyorum :-)

Fakat tabloid konusunda size katılmam mümkün değil. Yukarıdaki haberi yapan gazete kaliteli yada en azından non-tabloid olması beklenen bir gazete. Ciddiye alınabilecek eli yüzü düzgün 3-5 gazete olsa diğerlerini takmaz güler geçerdik. Fakat durum maalesef öyle değil.

Ali Kaya

Re: Gelde gosterme

Posted: Fri Feb 29, 2008 7:05 pm
by Ozan Ersoy
Alpay Dedeoglu wrote:Ozancim tamamda ama su alttaki yaziya bir bak.
Eren Guler (Hurriyette) diye bir sahsiyet yazmis ki bizim gozumuzden
kacmis su ana kadar. Cok ayri bir deger kendisi, Selcuk Yula kadar olmasa daha. Damadin arkadasi , kayinpeder torpil yapmis galiba:
Benim yazimdan basinin isini iyi yaptigini nereden cikardin, Alpay'im? Benim gozumde Emre'ye bravo demek, Lincoln kufur etti diye tekme atan Volkan'a "bravo iyi yaptin" demekle aynidir. Sinirlenip kural disi, edep disi, spor disi hareket yapmak yani. Ayni seyi Zidane salagi icin de soylemistim ki bana gore son 10 senenin en iyi futbolcusudur. Aptallik yapti kupayi Italya'ya verdi oraya kadar gelmisken. Bir cogu "onunla ben de Materazzi'ye attim kafayi" dedi ama kupayi alip goturdu Italya.

Gorurum ben simdi Volkan 4 mac ceza alip, o maclarda da Serdar uyduruk goller yerse o "bravo" diyen salaklari.

Futbolcu isini yapacak, antrenor isini yapacak. Bu igrenc basini da, sahadaki kufurleri de, gorevini yapmayan hakemi de aldigi milyonlarca dolar maasin bedellerinden biri olarak bilecek, umursamayacak. Boylelikle takimina zarari olmayacak, yarari olacak, kazandikca yukselecekler.

Ozan Ersoy

Posted: Fri Feb 29, 2008 7:13 pm
by Ali Gursel
Ozan Ersoy wrote:Bu isler bir tek Turkiye'de oluyor saniyorsunuz. Tabloid diye bir sey duymadiniz galiba. Amerika'da da, Ingiltere'de de, Almanya'da da bunun alasi var. Kimse bas edemiyor bunlarla. Insanlari rahatsiz ediyorlar, uyduruk haberler yaziyorlar, Photoshop'da igrenc resimler yaratiyorlar. Her turlu dedikodu, yalan haber var. Hatta bazi asiri durumlarda cinayete, masum, hic kimseye zarari olmayan, dunyaya faydasi olan insanlarin olumune bile sebep oluyorlar (Princess Diana).

Ingiltere'de tabloid'ler, asparagas gazeteler surusune sepet. Belki 20 tane. Bunlarin tirajlari da hic de kucumsenecek sayida degil. Herifler arap kiligina girip milli takim hocasini tuzaga dusurup Dunya kupasi oncesi takima zarar verecek kadar pespaye durumda. Ulan hic bir sey dusunmuyorsan kendi milli takimini dusun degil mi? Boyle onemli turnuva oncesi ne gerek var boyle sacmaliga?

Ama...

Oralarada kimse bunlara kol, bacak, got, gobek gostermiyor. Gosterenlere ceza veriyorlar. Herkes sahada isini yapiyor gerisini bosveriyor. Cunku bunlara dava acacak para ve zaman yok. Kolunu sokunca da daha beter oluyor. Emre Norvec ve Bosna maclarinda oynadigi oyunu bir sezon oynayabilse bugun Barcelona'da Deco'nun yerine oynuyordu. Hani nerede? Herif 4 aydir yok ortalikta.

Emre anti-hero olabilir sizin gozunuzde. Ama bana gore sahada isini yapan, iyi oynayan, takimina faydali olup bir ust seviyeye cikaran oyuncu basina gercek kolu sokandir, elestirilere en iyi cevap sahada verilir.

Ozan Ersoy
Ozancığım,

Bu Gazetenin adı Milliyet, Enquirer değil. Evet dişarida da var bu tip saçmalıklar ama marketlerde ilk sayfalarında yeşil yaratık resmi, yanında bir kadın uzaylılarla binlerce kez sex yaptım diye bir başlık atan gazetelerde yayınlanıyor, New York Times ya da Wall Street Journal da değil.

Toplum bir ayrım yapmış, ciddi gazeteler ve de tabloidler diye, tabloide kimse inanmıyor, inanan gruptan da topluma hayır bekleyen yok zaten, bunlar en çok sakınlerinin dörtte üçünün en az bir kere uzaylılar tarafından kaçırıldığına gönülden inandığı yerlerde satılıyor.

NY Times'da fotoshoplu uydurma resim duydun mu hiç?

Ayrıca hemen her batı ülkesinde böyle bir şey yaparsan deli gibi tazminatlar ödemeye mahkum ediliyorsun, Türkiye'de 3 sene uğraş 50 YTL kazanıyorsun adam bir yeriyle gülüyor. Ben iki üç ayda bir İngiltere'den yalan haber yüzünden 300, 500 bin pound ödemeye mahkum edilen gazete duyuyorum, eşek kadar özürler basmak zorunda kalıyorlar.

Sahada iyi oyunla cevap verileceği de bence fazla iyimser. İyi oynayınca ya anlamazlar, 10 üstünden altı verirler ya da gol de atarsan yalakalık yaparlar, aslan, kaplan, o forma sana helal olsun, bu miilet seninle gurur duyuyor diye. Bu kadar kokuşmuş bir kurumun iyi oyunla ders alacağını falan mı umuyorsun?

Benim derdim Emre değil, birilerinin bu adamları gündem etmesi, biraz sarsılmaları, kanunen olmuyorsa kendilerini disipline ederek şu tiraj için yalan ve ortalığı suni germe işinden vazgeçmeleri. Nasıl bu kladar fütursuzca yalan uydurup haber yapabiliyorlar, bir basın eleştiri kurumu yok mu bu ülkede?

Aklımdayken, dışarıda tabloid degil de media watchdog denilen kuruluşlar var. Tabii tabloidleri değil ama ciddi gazeteleri ve diğer medya organlarını her gün takip edip haftalık ya da aylık olarak yanlış haberlerini yayınlıyorlar. Türkiye'de bir tanesi birkaç ay çalıştı, zor sus pus ettiler.

2004 yılında NY Times'dan iki gazeteci istifa ettirildi, biri yanlış haberden, diğeri doğru haber yapıp haberin kaynağına referans vermemekten. Birkaç hafta içinde de gazetenin en tepesindeki iki editor bu skandallar yuzunden istifa etti.

Bak olanlar kimsenin haber uydurması değil, birinde bir muhabirin haberlerinde sürekli yanlışlıklar ortaya çıkıyor (en önemli haberi de Abu Garip'teki tacizlere karışan Amerika'lı kadın asker ile ilgiliydi) ama uydurma falan haber üretme yok, diğerinde her şey doğru, kredi verilmemiş.

Muhabirlerin kendileri gittiği gibi en tepedeki iki editör de istifa ettiler. Sırf tabloid olsa Amerika anlayacağım ama tabloidlerin yanında son derece ciddi bir basın var bu örnekteki gibi. Tabii hatalarıyla ama hataların tamir mekanizmalarıyla da.

Miilyet tabloid mi? Tabloid ise bu ülkenin ciddi gazeteleri hangileri?

Ali

Posted: Fri Feb 29, 2008 7:24 pm
by Alpay Dedeoglu
Ya tabii hemfikirim seninle. ben sadece astigim yaziya bir iliski kurmak icin yazdim ama soylemek istedigimin sayin tersi durum olustu.

Tabii profesyonel futbolcu bunu yapmamali.

Ama o hareket yapilmamasi basinin o hareketi hakketmemesinden degil,
yapana ve takimina zarar vermesinden oturu. Birde tabii isin kitleleri etkilemesi kismi varki o daha fena. Volkan tekmeyi vurdu, aklibasinda Savas bile burada olmadik seyler yaziverdi.

Posted: Fri Feb 29, 2008 7:25 pm
by Ozan Ersoy
Ali Gursel wrote: Toplum bir ayrım yapmış, ciddi gazeteler ve de tabloidler diye, tabloide kimse inanmıyor, inanan gruptan da topluma hayır bekleyen yok zaten, bunlar en çok sakınlerinin dörtte üçünün en az bir kere uzaylılar tarafından kaçırıldığına gönülden inandığı yerlerde satılıyor.
Hah ayagini cok dogru yere bastin cek simdi. Zurna da ziirrt deyiverdi.

Toplum bir ayrim yapmis. Nerede? Bu gelir seviyesi yuksek, egitim seviyesi yuksek ulkelerde.

Turkiye boyle bir ulke mi? Degil. Turkiye'deki okuyucun ne ki basinin ne olsun? Nabza gore serbet veriyorlar. 16 sayfalik gazetenin 8 sayfasi futbol olursa, diger yarisi da ilanlar olursa, on sayfada hatun kalcasi, bacagi olursa satiliyor bu gazete denen meret Turkiye'de.

Oyleyse Milliyet de tabloiddir. Pacavra gazetedir. Gordun mu WSJ ve NY Times'da hatun resmi? Boyle bir gazete basilsa 70 milyonluk Turkiye'de tiraji 30-40 bini gecer mi? Sorman gereken sorular bunlar. Oyleyse futbolcun gelecek isini yapacak, bunlarla sidik yarisina girmeyecek. Kulaklari tikiyacak. Emre'ye degil, Ergun'lere ihtiyac var, Hasan Sas'a degil, Hasan Sas'in atilmasina kafa sallayan Nonda'ya ihtiyac var.

Ozan Ersoy

Re: Emre'nin Kolu ve Güzel Spor Basınım

Posted: Fri Feb 29, 2008 7:29 pm
by Ozgur Huseyinoglu
Ali Gursel wrote:Bugün Milliyet'te Haluk Ulusoy ve GS başkanlığı ile ilgili şu haber çıktı:
Ulusoy: G.Saray'ın borcunu 24 saatte öderim
Futbol Federasyonu Başkanlığı'ndan ayrıldıktan sonra adı Galatasaray Başkan adayları arasında geçen Haluk Ulusoy, Sarı-kırmızılı kulübün 220 milyon YTL'yi aşan borcunu 24 saate ödeyebileceğini belirtti.
BUGÜN gazetesi yazarı Rıfkı Soysal'a açıklamalarda bulunan Haluk Ulusoy, ....
Ali Gursel wrote:Bu Gazetenin adı Milliyet, Enquirer değil.
...
Miilyet tabloid mi? Tabloid ise bu ülkenin ciddi gazeteleri hangileri?
Aslinda, arasinda at-deve fark yok, sonucta, tutup da tabloid olmayan gazetenin, tabloid'i kaynak gosterip kendi sitesine tasimasi olmayacagina gore, Milliyet de, Bugun gazetesinden statu olarak cok farkli olmadigini kabul etmis oluyor.... ama, bilgilenme yanlis olmasin dedim.

Son zamanda boyle bir gazetenin ufurdugu haberi, "son dakika" diye, baskalarinin da yansitmasi moda oldu, "internet baskilarinda". Milliyet de ozellikle F'li spor gazeterinden birinden bolca alinti yapardi ama, bu sefer Bugun'den yapmislarmis... Dedigim gibi, yapacagim son sey, Milliyet'i savunmak olur, ve cok tartismayi yerinden oynatacak, onemli bir ayrinti da degil ama, yine de, yanlis anlasilma olmasin...

Re: Gelde gosterme

Posted: Fri Feb 29, 2008 7:33 pm
by Mehmet Marsan
Alpay Dedeoglu wrote:..
Fenerin attigi golde bizimkiler korkup sinmese Gokhan o aralarindan gecip o golu atarmiydi?
Alpay,

Yazinin bu cumlesine butun kalbimle katiliyorum.

Gokhan bizim sol tarafda slalom yaparken sari kartli sol bekimiz Volkan atilmamak icin kacacak delik ariyordu. Bir ara baktim Kezman'i tutuyor. Gokhan'i tatli sert daha iceri kat etmeden yavaslata bilse cok sey fark ederdi.

Posted: Fri Feb 29, 2008 7:48 pm
by Ufuk Sezekkaplan
Frank De Boer'in sozde aciklamasini hatirlayan var mi; bir tarihte Can iyi yakalamisti:

Hagi zamaninda oynamayan De Boer, Terim'in aldigi ve birkismini yine Terim'in gonderdigi adamlardan, iliskilerinin aslinda cok iyi oldugu (!) hocasi Hagi'nin komisyon aldigini iddia ediyordu.

Ali Gursel'in dedigi dogru, tabloid veya asparagas ayri bir terminolojiyi ve turu ifade ediyor. "Basinda Guven" diye logo yapip, asparagas yapma haklari yok.

Yaptirimi olmasi lazim.
Can Baysan wrote:Aziz Yıldırım timinin güdümündeki Kutsal İttifak Medyası'nın sınırları zorladığı günleri yaşıyoruz.

Fenerbahçe bayraktarı Fotomaç'ın yumurtladığı şu kepazeliğe bakın da Türkiye'deki spor medyasının ne denli köpekleştiğini kendi gözlerinizle görün.

Bu serseriliğe diyecek başka bir şey bulamıyorum...

------------------------------------------------

Komisyoncu

"Hagi, Galatasaray'a transfer ettiği bazı futbolcular üzerinden para kazanıyordu".

HAGİ İYİ BİR İNSANDI AMA...
G.Saray'da Hagi'nin teknik direktörlük yaptığı dönemde forma giyen Frank De Boer, Rumen teknik adamı futbolculardan komisyon almakla suçladı. Hollandalı, "Hagi iyi bir insandı ve ilişkilerimiz de kendisiyle çok yolunda gidiyordu. Ancak G.Saray'a transfer ettiği oyunculardan komisyon aldığını düşünüyorum" dedi.

ONLARDAN PARA KAZANDI
Hagi'nin G.Saray gibi bir takımda oynayacak düzeyde olmayan futbolcuları transfer ettirdiğini ileri süren Frank De Boer, "Tamas ve Ovidiu Petre gibi iyi olmayan futbolcuları getirdi. Bunlar yeterli oyuncular değildi. Ancak Hagi bu transferlerin yapılmasını istedi ve bence onlardan para kazandı'' diye konuştu.

Değer ÖZERGÜN

-------------------------------------------------

Meraklısına bilgi:

Tamas, Petre ve F. de Boer, Fatih Terim döneminde transfer edilmiş (2003 yazı) ve bu oyunculardan Tamas ile De Boer, yine (Hagi gelmeden) Terim'in zamanında takımdan gönderilmişlerdi (2004 Ocak).

Posted: Sat Mar 01, 2008 9:43 pm
by Eray Tunç
‘Gemicik’ satan Doğan’dan Baykal’a sürpriz
29.02.2008
• Geçtiğimiz günlerde, Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım, Baykal ile görüşmek için randevu talebinde bulundu. Baykal, FB Başkanı Yıldırım için hazırlanırken, Başbakan’ın oğluna “gemicik” satan, TFF Başkanı Doğan’ı karşısında buldu.
YUSUF SAHİCİ
ANKARA - ... CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Fenerbahçe Kulubü Başkanı Aziz Yıldırım ile görüşmeyi beklerken, Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Başkanı Hasan Doğan’ı karşısında buldu.
Aslında randevuyu önceki gün Baykal’dan Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım istedi. Baykal ertesi gün, bu randevuya Aziz Yıldırım’ın gelmeyeceğini, Hasan Doğan için görüşme talebinde bulunduğunu öğrendi. CHP Genel Merkezi, Aziz Yıldırım ile temasa geçince, “Randevu, Doğan için alınmıştı” yanıtını aldı. Önce randevunun iptali düşünüldü, fakat Baykal nezaketsizlik olacağı düşüncesiyle bundan vazgeçti. CHP Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Sevigen’in kapıda karşıladığı Doğan ve beraberindeki heyete karşı Baykal, foto muhabirlerinin görüntü alma talebini reddederek memnuniyetsizliğini gösterdi. Ziyaretin sonunda Doğan, Baykal’a günün anısına bir plaket takdim etti.
GEMİCİK SATMIŞTI
Hasan Doğan’ın adı Erdoğan’ın oğlu Burak Erdoğan’a sattığı “gemicik” ile gündeme gelmişti. Burak Erdoğan, bu yılın başında Mert Çetinkaya ile birlikte MB Denizcilik’i kurdu. Şirket Hasan Doğan’a ait 96 metrelik, Gürgem Denizcilik’ten Safran 1 adlı kuru yük gemisini satın aldı. ...
CHP Genel Başkanı, Başbakan Erdoğan’ın çocuklarının yurtdışı eğitim masrafını üstlenmesi ile kamuoyu gündemine gelen Ramsey’in sahibi Remzi Gür’ün kayınbiraderi olan Doğan’ın ziyaretinden bu nedenle rahatsız oldu.
http://www.gazeteport.com.tr/SIYASET/NEWS/GP_164740
Eski başkanı yıkıp kurumu ele geçirdiler ama eskisini iyice yıpratmak lazım ki yenisinin çarpık ilişkileri fazla göze batmasın:
Ulusoy: "G.Saray'ın ilacı benim"
Futbol Federasyonu Başkanlığı'ndan ayrıldıktan sonra adı Galatasaray Başkan adayları arasında geçen Haluk Ulusoy Bugün gazetesinden Rıfkı Soysal'a gündeme bomba gibi düşecek çarpıcı açıklamalar yaptı. Galatasaray'ın Avrupa'nın sayılı kulüpleri arasında yer aldığını belirten Ulusoy, kulübün 220 milyon YTL.’yi aşan borcunun kendisini korkutmadığını da belirterek, bu paranın 24 saatte karşılanabileceğini söyledi.
"İLAÇ BENİM"
Gerekli kaynaklarının hazır olduğunu belirten Haluk Ulusoy, "24 saat dememin sebebi bankalar arasındaki işlemleri düzenlemek, yoksa bu parayı hemen ortaya koyacak kaynaklara sahibim" dedi. Şahsi servetinin bir bölümünü Sarı-Kırmızılı kulüp için harcamaktan asla çekinmeyeceğini dile getiren Ulusoy, "Galatasaray'ın ilacı benim. En iyi çıkış yolunu biliyorum" sözleriyle iddiasını ortaya koydu.
"SEÇİM PAZARLIĞI YAPMAM"
Ulusoy bu sözlerine rağmen başkan adayı olarak ortaya çıkma düşüncesinde değil. G.Saray'da başkan olmanın kuralları olduğunu ve özellikle kulübün duayenleri ile seçim pazarlıklarına girmeyeceğini ısrarla vurgulayan Haluk Ulusoy, "Benim arkamda milyonlarca Galatasaray taraftarı var. Onların ne ihtiyacı varsa yerine getiririm. Şu unutulmamalı: Galatasaray taraftarı için var" dedi.
"AZİZ YILDIRIM'LA BEN BAŞA ÇIKARIM"
Haluk Ulusoy, Türk futbolunda oluşan yeni tabloyu da Galatasaray adına umut verici bulmuyor. "Federasyon Başkanı olduğumda o kapıdan içeri girerken üzerimdeki formayı bıraktım ve Milli Takım forması giydim. Kimsenin de etkisi altında kalmadım. Bunu her zaman yaparım" diyen Haluk Ulusoy bugünkü Futbol Federasyonu üzerinde Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım'ın büyük etkisinin bulunduğuna dikkat çekti. Ulusoy, “Özellikle Aziz Yıldırım Federasyon’a kendisine yakın isimlerin girmesi için çok çalıştı” dedi.
"YÖNETİMİN ELİ MAHKUM"
Galatasaray yönetiminin özellikle yeni stat konusu nedeniyle elinin kolunun bağlı olduğuna dikkat çeken Ulusoy, "Mevcut Galatasaray yönetimi bu şartlarda, bu kafayla kulübün haklarını koruma şansına sahip değil. Oysa oyunu kurallarına göre oynamak gerekiyor. Bugün Federasyon'da ve alt kurullarda Fenerbahçe'nin dediği oluyor. Konya'da yaşananlar ortada. Aziz Yıldırım ile ancak ben başa çıkabilirim. Galatasaray’ın ve diğer kulüplerin haklarının yenmemesi için savaşırım" diye konuştu.
"CANAYDIN VE POLAT'LA YARIŞA GİRMEM"
"Ben çok iyi bir Galatasaraylıyım ve de her türlü yardıma hazırım" diyen Haluk Ulusoy, başkanlık konusunda çok başarılı olacağına inanmasına rağmen yine de uygun şartların oluşmaması halinde seçime girmeyi düşünmüyor. Bunun başlıca sebebi ise Başkan Özhan Canaydın ve yardımcısı Adnan Polat'a duyduğu sevgi, saygı.
"OYUM ONLARIN OLACAK"
Canaydın'ın veya Polat'ın aday olarak gireceği bir seçime girmeyeceğini açık yüreklilikle ifade eden Ulusoy bu konuda şunları söylüyor: "Canaydın ya da Polat'la bu tür bir yarışın içinde olmam. Bu onlara sırt çevirmek olur. Adnan Polat benim aile dostum. Eğer adaylığından vazgeçmezse seçimde benim, eşimin ve benden daha fanatik bir Galatasaraylı olan oğlumun oyu onun olacak."
"GALATASARAY KENDİNE YAKIŞANI SEÇER"
Haluk Ulusoy, Galatasaray’ın adına yaraşır bir şekilde yeni başkanını seçeceğine olan inancını da dile getirdi ve “Başkanlık için kulis yapıyor değilim. Sözlerim böyle anlaşılmasın. Küçük hesaplar içinde olmadım, olmayacağım da. Pazarlıkların içinde yer almak bana yakışmaz” dedi.
Ulusoy, 2000 yılında kazanılan UEFA Kupası ve Süper Kupa'dan yeterince yararlanılamadığını düşünüyor. "Galatasaray milenyum şampiyonu. Böyle bir unvan ancak binyılda bir kazanılır" diyen Ulusoy, "Yöneticilerin de kulübün büyüklüğünün farkında olmaları gerekiyor" şeklinde konuştu. Kulübün transferde zorlanmasına anlam veremediğini de belirten Ulusoy sözlerini şöyle noktaladı:
"KİMİ İSTERSEM ALIRIM"
"Galatasaray gibi büyük bir kulübün, milenyum şampiyonunun transfer edemeyeceği oyuncu olamaz. Yerli ya da yabancı, Hamit Altıntop'tan, Yıldıray'a, Ronaldinho'ya kadar alamayacağım hiçbir futbolcu yok. Galatasaray'ın bütçesi küçük rakamlarda kalmamalı. 100 milyon dolarlık transferler kimseyi korkutmamalı. Ben o kaynaklara sahibim. Kimi istersem de alırım."
Bugün - 29.02.2008
Ulusoy'dan yalanlama
Futbol Federasyonu eski başkanı Haluk Ulusoy, bugün bir gazetede yer alan röportajın hayal ürünü olduğunu açıkladı. Ulusoy'un açıklamasında, "Sadece Ay yıldızlı forma için emek sarfederim" sözleri dikkat çekti.
Röportajın tamamen hayal ürünü olduğu belirtilen açıklamada Ulusoy'un bundan sonra sadece milli takım forması için emek sarfedeceği belirtildi. Açıklamada şöyle denildi: "9 yılı aşkın bir süre federasyon başkanı olarak Türk futboluna hizmet verirken tüm futbol takımlarımıza eşit mesafede durduğum ve asla tarafsızlık ilkemden ödün vermediğim spor kamuoyu tarafından bilinmektedir. Geçmişte olduğu gibi gelecekte de başarısı için emek sarf edeceğim tek formanın “Ay Yıldızlı Milli Takım forması” olacağı bilinmelidir. Söz konusu gazetede yer alan hayali röportaj için yasal cevap ve düzeltme hakkımı kullanacağımı bildirir, spor kamuoyunun bilgilerine sunarım."
http://www.ligtv.com.tr/TurkcellSuperli ... &hid=34634

Posted: Sun Mar 02, 2008 2:38 am
by Murat Kara
Bu basin cok sallanti temeller uzerine kurulu. Emre'nin kolu basini epeyce bir sallamisti ve kendi iclerinde satasmalar filan baslamisti. O anlamda Emre memlekete hizmet etmis oldu aslinda.

Simdi basin gafil avlanmaz artik boyle kola, bacaga gelmez. Baska hinlikler icat etmek lazim herifleri cil yavrusu gibi dagitmak icin.

Posted: Wed Mar 12, 2008 10:15 am
by Fatih Mutlu
haber milliyetten. satir arasinda kendini ele vermis haberi yazan kisi :D
...Sunucu Acun Ilıcalı, yarışma öncesi Evren'e bir sürpriz yaptı. Ilıcalı Evren'e İstanbul Üniversitesi'nin Avcılar Kampüsü'nde Portekiz Dili ve Edebiyatı bölümüne gittiklerini söyledi ama Evren'i Vestel Manisaspor maçına hazırlanan Fenerbahçe'nin Samandıra'daki Kamp Merkezi'ne götürdü. Evren'in bir yanında Roberto Carlos bir yanında Alex vardı. Roberto Carlos Portekizce konuştuğunda da yabancı öğrencilerden olduğu söylendi. Evren başta ne olduğunu anlayamadı ama antremanda olduğunu hissetmesi uzun sürmedi. Fenerbahçe Samandıra Kamp Merkezi'nde A takımımızın idmanında olduğunu öğrenen Evren büyük bir sevinç yaşadı. Evren, oyuncularla uzun süre sohbet etti, fotoğraf çektirdi.