Page 1 of 1

Klup basmislar

Posted: Tue Mar 25, 2008 2:20 pm
by Mehmet Gurdal Cetin
Bafraspor'a kanlı baskın
25 Mart 2008 Salı 12:25

Bafraspor'a katliam gibi baskın. Silahlı baskında ortalık kan gölüne döndü. Ölü ve yaralılar var..

Samsun'un Bafra ilçesinde kurulu ve TFF 3'üncü Lig'de mücadele eden Bafra Belediyespor Kulübü'ne silahlı saldırı düzenlendi. Saldırıda teknik direktör Sedat Gezer ve kaleci antrenörü İsmail Kurt hayatını kaybetti.

İshaklı Mahallesi'nde bulunan Bafra Belediyespor kulübüne gelen ve kimliği henüz belirlenemeyen bir kişi tabanca ile ateş açtı.

Açılan ateş sonucu kaleci antrenörü İsmail Kurt (42) olay yerinde öldü.

Yaralanan teknik direktör Sedat Gezer de hayatını kaybetti.

Kulüp müdürü Ergin Özaslan ağır yaralı.

Posted: Tue Mar 25, 2008 5:24 pm
by Mehmet Marsan
Uzulerek soyluyorum memleketim olan Samsun ve cevresinde boyle olaylar siradan heberlerdir. Cocuklugumda, gencligimde cevremde tanidigim, tanimadigim bir suru kisi silahsorluge soyunmus veya maruz kalmislardir. Bu olaylarin bazilar yaralanmalarla sonuclanmistir. Anadolun baska yerlerini pek bilmem, belki daha genis bir problemdir. Karadeniz bolgesi icin normal haber.

Aklima gelen trejik komik bir olayi anlatayim. Buyuk dayimin oglu lise mudurunun odasini basmisti :oops: . Mudur korkudan silahini cekmis (yani mudur olaylara hazirlikli). Bizim ki tecavuzden iceri atilmisti. Ertesi gun haberi duyan yegenimin arkadasinin babasi mudurun odasini basip "sende bir tane varsa bende iki tane var" deyip cift tabanca cektiginde mudur davadan vaz gecmisti. Savci davayi makama tecavuze cevirmek zorunda kalmisti.

Olay futbolla bile alakasi olmiyabilir. Yanliz dunya basini spor haberleri arasina sikistirmis.

Posted: Thu Mar 27, 2008 2:46 am
by Ufuk Sezekkaplan
Mehmet Marsan wrote: Aklima gelen trejik komik bir olayi anlatayim. Buyuk dayimin oglu lise mudurunun odasini basmisti :oops: . Mudur korkudan silahini cekmis (yani mudur olaylara hazirlikli). Bizim ki tecavuzden iceri atilmisti. Ertesi gun haberi duyan yegenimin arkadasinin babasi mudurun odasini basip "sende bir tane varsa bende iki tane var" deyip cift tabanca cektiginde mudur davadan vaz gecmisti. Savci davayi makama tecavuze cevirmek zorunda kalmisti.

Olay futbolla bile alakasi olmiyabilir. Yanliz dunya basini spor haberleri arasina sikistirmis.
Cok kucuktum, Trabzon galiba Hajduk Split'le rovans maci oynuyordu, 1970'lerin sonlari. Stadi goren evlerden birindi bir adami tufekle stada nisan alirken yakalamislardi; adam ifadesinde, ilk macta Ali Kemal'i sakatlayan bilmemkimi oldurmek icin mevzilendigini itiraf etmisti.

Ayni macta sahaya tugla atan birini polisler yakalamisti, adam Trabzon Savcisi cikmisti...

Bafra'daki olay bahis mafyasi diyorlar bu arada.

Posted: Thu Mar 27, 2008 3:15 am
by Murat Kara
Bu kadar sasirmaya gerek yok. Gazetelere soyle bir goz gezdirmek yeterli. Annesinin kafasini kesti, esinin sevgilisinin bacaklari denizde bulundu, vs gibi haberler cikiyor her gun. Ne kadar dogru ne kadar yanlis bilinmez ama dogru da olsa yanlis da olsa bu haberler toplum icersinde siddetin var oldugunun bir habercisi (dogru ise siddet var, haberler yanlis ise olmayan siddeti haber yapma egilimi var ki bu da bir siddet turu).

Bunun egitimle ilgisi var elbette ama o zaman da ne tur bir egitim diye sormak gerekir. Mesela Almanya'da 1919 ve 1923'de bu 'siddet' duygusu devrim yonunde islenilmis ve Almanya devrimin esigine gelmisti. Yani devrimci egitim sonrasi hukumeti yikma ve baska bir duzen kurma asamasina gelmisti Alman halki.

10 yil sonra ayni 'siddet' duygusu bu kez fasistlerin elinde islendi ve sonucunu herkes biliyor. (Sunu da belirtmek gerekir ki bu iki siddeti uygulayan kesimler farkliydi Almanya'da. Oy dagilimlarina bakilirsa, isci sinifinin Hitler'e hemen hemen hic oy vermedigi goruluyor. Hitlerin oylarinin hemen hemen tamami orta ve ust siniftan gelmis. Sayisal olarak bakildiginda orta sinif on plana cikmakta.)

ABD'de de siddet cok. Her yil birisi cikip etrafindakileri katlediyor. Son zamanlarda ozellikle genclik bunu cok yapar oldu.

Temel olarak bakildiginda siddet kendisini caresiz hissetmenin verdigi bir bunalim. Elbette hastalik nedeniyle siddet yapanlar da var ama onlar istinalar. Eger istisna olmasalar o zaman siddet her donem kendisini cokca gosterir. Boyle kriz donemlerinde artmaz.

Kendini caresiz hisseden kisiler, ozellikle kendini caresiz hisseden gruplar arasinda kolaylikla siddete yonelebiliyor. Daha sonra bu, cetelesmeye ve daha da sonra kar amaci guden mafyalasmaya donuyor.

Bu bir toplumsal sorun ve caresi de insanlara kendilerini caresiz hisettirmemek. Ozelikle ekonomik caresizlik cok kotu bir sey. Yakinlarinin onlenebilir hastaliktan oldugu gormek, zeki cocuklarinin okumak yerine yokluktan ser sefil olduklarini gormek, babasinin bir anlik sinir krizi nedeniyle basini belaya sokup hapislere dustugunu gormek, butun bunlar insanin kendisini caresiz hissetmesini kolaylastirir.

Insanoglunun kendini guclu hissetmesinin en kolay yolu guclu olmasidir. Bunun en iyi yolu da ekonomik gucten gecer. Bunun en iyi yolu da toplumsal gelirin hatta dunya gelirinin nispeten esit dagilimidir. Bu sekilde herkez kendini daha careli hisseder. Ve siddet komik hale gelir. Sonucta kimse basini belaya sokmak istemez eger gercekten bir ruh hastaligi veya merkezi sinir sistemi hastaligi soz konusu degilse.

Su andaki mevcut bireysel siddeti ise egitim yolu ile en iyi sekilde yukaridaki ortami yaratacak eylemlere aktarabilmek gerekir. O tur siddet sadece bir kere patlar ama tam patlar ve dunyayi degistirir (devrim, devrimsel siddetle olur). Yoksa bireysel siddet terorizme, mafyaya ve fasizme donusur eninde sonunda.