Dun RM Lyon'a 1-0 yenildi. Ortada bir macti. Ikinci yari RM gol atmaya calisti ama olmadi. Yne de deplasmanda 1-0 iyidir. Milan-MU maci ilgincti. Barcelonadan alinan maymun macin baslarinda bir gol atip havalara girdi. Ama MU ozellikle Rooney'in iki kafa golu ile maci deplasmanda aldi. Milan'in isi tamam gibi gozukuyor.
Bugun de iki mac ev sahiplerinin galibiyetleri ile 2-1 bitti. Porto Arsenali BM de Florentina'yi yendi. Misafirler yenilmelere ragmen attiklari 1'er gol avantaji ile evlerine donuyorlar. Yarin ben de 2-1'e raziyim.
Dun BM macinida Italyanca seyrettigimde pek anlamamistim. Ama aksam Fox'da Italyanlarin ikinci gole cok bozulduklarini (ki Alman oyuncu bile itiraf etti off-side oldugunu. Ne yapalim bazen bize bazen rakibe dedi) gosterdiler. Arsen Wenger'de hakem oyunu durdurup topu kaleciminin elinden almasindan sonra Porto'nun aniden maci baslatmasina fena bozulmus. Ben boyle bir sey gormedim. Boyle sey futbol tarihinde yok ama fazla konusmak istemiyorum dedi ama maci icinde hakeme bir seyler hatirlatiyordu.
Barcelona'nin ilk 60 dakikalik oyunu inanilmazdi. Total futbol'da pres olmaz diyenler bir baksinlar - Barca'nin topu rakibe verdikten sonra Arsenal gibi dunyanin en iyi pas yapan takimlarindan birinden ikili kistirmalarla pres yapip geri alisi ortalama 6-7 saniyeden fazla surmuyordu. Aksine rakibine tek oyuncu ile araya mesafe birakarak basan Arsenal'liler Barca rahat pas yapsin diye davetiye cikariyordu - sonuc ortada - ilk 60 dakika 5-0 olabilirdi Barca adina.
2-0 dan sonra biraz rahatlayinca Barca presi kesip rakibi geride karsilar oldular ve sanssiz iki gol yediler ama macin hakki degildi - Barca'nin cok cok farkli kazanmasi gereken bir macti.
Bu maca bakip benim gordugum topu rakipten geri alma suresinin futbolun icinde olculmesi gereken yeni bir istatistik veri olmasi gerektigi - eminim mac skorlari ile bir hayli yuksek bir korrelasyonu olacaktir.
flah dedim mahsustan gozuksun diye. flah'lar flash olacak. Ilk flash'tan sonra =500,400 ise videonun cikacagi ekran buyuklugunu (dikdortgen ya) belirtiyor. Bu formati bir yerde sakla. Degisen video'nun numarasi. Yani GS-FB video numarasi "RWicJQeUw94" Senin astigin Barcelona macinin da video'nun numarasi da "MBWT3elC8H4" Anlatabildim mi? O numarayi v/ sonra bu numara ile degistireceksin. "&" goturme. Bunu yaparsan:
Re: UEFA Sampiyonlar Ligi 2009-10
Posted: Fri Apr 02, 2010 11:43 pm
by Salih Bora
Mert Tokman wrote:Total futbol'da pres olmaz diyenler bir baksinlar - Barca'nin topu rakibe verdikten sonra Arsenal gibi dunyanin en iyi pas yapan takimlarindan birinden ikili kistirmalarla pres yapip geri alisi ortalama 6-7 saniyeden fazla surmuyordu.
Aksine, bu ayrımı yapan kişi Rijkaard'ın kendisi.
FB maçının sonunda yaptığı açıklamalarda bu kanıda olduğunu iyice belli etti. Koşarak oynamak ile "akılla oynama"yı birbirinden kendisi ayırdı. Onun bakış açısına göre basmak, ısırmak, koşmak hamallık demek.
Arsenal-Barça maçına gelince... Son yarım saatini seyredebildim. İki takımın harcadığı efor da üst seviyedeydi. Yine de ben daha fazlasını bekliyorum. Bu söylediğim şey hayal değil. 2000 yılının Okan-Suat-Emre orta sahası hem tazı gibi sahada basmadık yer bırakmıyordu hem de topu kapınca etkili kullanıyordu. En azından Sarp-Topal-Barış üçlüsünden iyidirler bu hususta.
Rijkaard eğer seneye de kalırsa mutlaka bu önyargısını kırması gerek. Ve orta sahaya da gereken takviyeler yapılmalı.
Yeter mi? Bana göre yetmez. Kadroda köklü bir değişiklik gerektiği fikrindeyim.
Benim aklıma takılan, şu bizim Rijkaard nasıl oldu da hem sezon başında hem de devre arasında orta sahamızdan ne köy ne kasaba olmayacağını farkedemedi ve onlara güvendi...
Gerets'in yaptığını yapıp geçen senenin maç kasetlerini izleseydi neyin ne olduğunu sezon başında görürdü herhalde.
Re: UEFA Sampiyonlar Ligi 2009-10
Posted: Sat Apr 03, 2010 12:01 am
by Cengiz Akgun
Salih Bora wrote:
Mert Tokman wrote:Total futbol'da pres olmaz diyenler bir baksinlar - Barca'nin topu rakibe verdikten sonra Arsenal gibi dunyanin en iyi pas yapan takimlarindan birinden ikili kistirmalarla pres yapip geri alisi ortalama 6-7 saniyeden fazla surmuyordu.
Aksine, bu ayrımı yapan kişi Rijkaard'ın kendisi.
FB maçının sonunda yaptığı açıklamalarda bu kanıda olduğunu iyice belli etti. Koşarak oynamak ile "akılla oynama"yı birbirinden kendisi ayırdı. Onun bakış açısına göre basmak, ısırmak, koşmak hamallık demek..
Sen kizginligindan oyle duymussun. Ben Pazartesi gunu Ridvan'in programindaki video'dan tum basin toplantisini sakin kafa ile izledim. Hem de Ingilizce olarak. Haksizlik etme. gayet acik soyledi Servet iyi mucadele ettik diyor siz oyle gormuyorsunuz diye hiyar yanlis soruyu sorup obur hiyar da yanlis tercume ettiginde "Sadece istemek, kosmakla, mucadele etmekle olmuyor. Beyin de lazim. Ceza sahasi onunde riskli pas vermeyeceksin diye defansa catti. Madem kolay gol atamiyorsun adam onunde iken arkada adam yokken calim atmaya kalkmayacaksin ya da al at diye topu sektirip ya da tek adamken uzaktan geri pas vermeyeceksin diye bunu son zamanlarda yapanlara giydirdi. Bu da ancak kalite ile olur dedi. Yani okuz olursaniz istediginiz kadar kosun ya da istediginiz kadar kazanmak arzusu ile maca asilin, beyin yoksa nafile dedi. Soylediklerinin ana konusu bu idi. Kaliteli olursaniz kosmasaniz da olur demedi. Bu oyuncu zekasi ve kalitesi konusunu Duman'da soylemis zaten.
Re: UEFA Sampiyonlar Ligi 2009-10
Posted: Sat Apr 03, 2010 12:14 am
by Salih Bora
Cengiz abi, ortada söylemden öte eylemler var. Görüntü çok net biçimde ortada.
Geçen yıl Skibbe'nin giydirmeye çalıştığı fakat küçük geldiği için sığdıramadığı gömlek, bu yıl Rijkaard'ın elinde takıma giydirilmek isteniyor. Rijkaard da realie ile değil idealleri ile yaşayan bir insan olduğu için bu gömlekten şık bir görüntü yaratmaya çalışıyor olabilir.
Sonuç olarak, takım inanılmaz derecede eforsuz bir performans çiziyor. İleride en az 4 oyuncu geriye dönmüyor ve hücum pres diye birşey yok. Orta saha presi de hak getire.
O zaman Sayın Rijkaard futbolculara mı söz geçiremiyor diye düşüneceğim. Bu da kötü bir ihtimal Galatasaray için.
Benim anladığım kadarıyla Rijkaard bu takımın, maç içinde eforunu doğru biçimde sarfedemediğini görmüş. Teşhis doğru. Fizik gücü verimli bir şekilde kullanılamayıp da kafası kesik tavuk gibi oradan oraya koşulunca oyuncuların pili 60. dakikada bitiyor.
Peki teşhis doğru da, tedavi de o ölçüde doğru mu?
Şimdiki oyunda, topun rakipte olduğu anlarda tamamen edilgen bir yaklaşım içinde rakibi kale önümüze kadar getiriyoruz. Burada hiç mi basamaz G.Saray takımı?
"Akıllı oynamak" edilgenlikle birleşince, toplu oyunda da kimse bu oyunculardan domanant bir karakter beklemesin o zaman.
Re: UEFA Sampiyonlar Ligi 2009-10
Posted: Sat Apr 03, 2010 12:38 am
by Cengiz Akgun
Takimin gucsuzlugu konusunda gozlemlere katiliyorum. Ben de ayni sekilde Frank'in bu fizik kondisyon yetersizliginin cozememis olmasina hayret etmekteyim. Gordugu problemleri duzeltememesine de. Zaten sakatliklarda bu gucsuzlugun eseri; her ne kadar bunu burada Anadolu takimlarin kasapligina cokluguna vuranlarin sayisi oldukca yuksek olmasina ragmen. Onlara peki niye FB ya da BJK ya da Bursa bu kasaplardan neden bu kadar etkilenmiyor dediginde bu teorileri iflas ettigi icin isi GS dusmanligina donduruyorlar.
Yani Frank sutten cikmis ak kasik bugunku manzarada sucu yok savini savunmuyorum. Bayagi bir dus kirikligina ugradigimi soyledim. Her ne kadar bu ulkeyi ve Turk futbolcusunu tanimiyor olsada bak Fransiz ondan sonra geldi. Ankaragucunu o kaos ortamindan cekip cikarmaya yetti bilgi ve tecrubesi.
Frank farkini bugunlerde gosterecegine o aslinda kimseden bir farki olmadigini ispatlamaya calisir vaziyette. Her hafta ayni nakarat artik baska turlu oynayacagiz filan diyerek ayni kokmus yemegi sofraya koyuyor. Alay eder gibi. Bu ise "kadinim toptan kes" mantigi ile (bu laf Konya lafidir. Zengin kadin eskiden bohcacidan kumas alirken boyle cikma ucuz parca yerine top kumastan istedigi olcude kestirip almak istermis.) verin iyi oyuncuyu oynatayim diyor. Bunun icinde Frank Rijkaart ile olmaya luzum yok. Ona bu kadar para vermeye de. Avci da yapar Balikci da bu kadarini. Maksat sorunu gorup bilgi ve huneri ile o sorunu cozmek. Elindeki malzemeyi en etkili sekilde kullanmak. Elinde Sivasspor yok. 6 tane anasinin nikahi sayilmis yabanci oyuncu ile Turkiyede kalbur ustu sayilacak Turklerden kurulu bir takim var. Hadi anladik Avrupaya bu yetmedi. Ama sen hem Ziraat kupasina hem de TSL'e havlu atiyor isen birazda kendisine bakmasi lazim elbette. Bunun kacari yok.
Re: UEFA Sampiyonlar Ligi 2009-10
Posted: Tue Apr 06, 2010 10:51 pm
by Mert Tokman
Barcelona'da Messi resitali var... maci kayit edenler vardir belki diye skoru yazmayacagim
Barcelona ve Arsenal total futbolun en onemli iki temsilcisi olarak gosteriliyor ama aralarinda cok fark var - iki gomlek falan fark var - Barca onunde Arsenal GS gibi gozukuyor - yani yetenekli birkac oyuncunun biraraya geldigi toplama bir takim gibi - birbirinden kopuk oynayan matmazeller toplulugu... Halbuki Arsenal'i EPL'de Burnley veya Hull City karsisinda seyrettiginiz zaman Barca gibi gozukuyorlar...
Barcelona'nin oynadigi oyunu oynayabilmek icin hepsi...
- topu ayagina yapistirabilen,
- oyun zekasi yuksek,
- kosup pres yapmaktan gocunmayan,
- fizik kondusyonu 90 dakika pres yapmaya yetecek,
- sistem icindeki rolunu iyi bilen ve bu rolun disina fazla cikmayan,
- taktiksel disipline bagli
- takimin cikarini kendi cikarinin onunde tutacak,
- profesyonel olmanin niceliklerini anlayan ve uygulayan,
- pas alisverisinde ve gol vuruslarinda becerikli olan 22 tane takim oyuncusu olmasi lazim. Bizde bu ozelliklerine hepsine sahip zorlasan 1-2 tane oyuncu ancak bulursun - bu ozelliklerin tamamina sahip olmayan adamlarla total futbol oynamaya kalkarsan bizim ve bugun Arsenal'in dustugu durumlara dusersin.
Re: UEFA Sampiyonlar Ligi 2009-10
Posted: Wed Apr 07, 2010 12:48 pm
by Yunus Isik
Mert'e katiliyorum ama tabikide sisteme baglamamak gerek gsnin düsdügü durumu.
balik basdan kokar misali önce rijkaarda bakmak gerek, hic bir zaman bana gsnin hocasi olarak sempatik gelmedi, hep bir soguk durusu vardi, hic bir zaman takimin basarisi icin var gücügle calisdigi hissine kapilmadim, hic motivasyonu yok, son günlerdeki hareketlerini hic beyenmiyorum...
ama gelelim asil konuya, aslinda yüklenmemiz gereken calismayan futbolcular. yaw bir insanda hicmi karekter olmaz, o kadar milyonlari kazaniyorsunuz, hicmi hakkini vermek akliniza gelmez? hadi onu gectim, insanda biraz is ahlaki olur, o kadar futbolcu olmak isteyen genc var ve siz basarmisiniz bunu, yaw hicmi futbolu sevmiyorsunuz ve basariyi kendiniz istediginiz icin hedeflemiyorsunuz?
bunlara 24 saat messiyi izleteceksin, futbolu öncelikle sevsinler sonrada ögrensinler ondan. futbol icin sadece hiz, güc ve teknigin yetmediginin en iyi örnegi. futbolcu ilk önce kendine güvenecek ve ne yapdigini bilecek. futbolun temeli bence üc seyden olusuyor: taktik, fiziksel özellikler ve mental özellikler, yani futbolcularda takim ruhunu getirebilecek karekter ve üst düzey oyun zekasi.
bunlarin hangisi bizde su an var?
messiyi izleyip kendilerinden utansinlar...
Re: UEFA Sampiyonlar Ligi 2009-10
Posted: Wed Apr 07, 2010 4:06 pm
by Cengiz Akgun
Allaaaah Allaaaah! Deli midir nedir bu Arap?
Burada Arsenal'in golu de var.
Re: UEFA Sampiyonlar Ligi 2009-10
Posted: Wed Apr 07, 2010 4:16 pm
by Omer K. KOCAOGLU
Cengiz abi;
Spikerin bir Ronaldo'ya bok attigi, Christiano falan diyor baska kim olabilir, bir de Play Station dedigi anlasiliyor.
Gerisini dusun artik...
Re: UEFA Sampiyonlar Ligi 2009-10
Posted: Wed Apr 07, 2010 4:57 pm
by Cengiz Akgun
Omer K. KOCAOGLU wrote:Cengiz abi;
Spikerin bir Ronaldo'ya bok attigi, Christiano falan diyor baska kim olabilir, bir de Play Station dedigi anlasiliyor.
Gerisini dusun artik...
Su boku Turkiyede yeseler Allah-u Akber La ilahe il Allah bilmem ne diye Barcelona'nin macini anlatmaya ve gollerine sevinmeye, Yobazlar ayaga kalkarlardi. Allahim ne buyuksun sukurler olsun filan diyor herhalde ama golu atan Messi istavroz cikariyor. Tam bir komedi.
Re: UEFA Sampiyonlar Ligi 2009-10
Posted: Wed Apr 07, 2010 11:43 pm
by Cengiz Akgun
Almanlarin bu azmi her zaman fark yaratan etken olmustur. 3-0 geriye dustukten sonra MU kendi sahasinda elemek her babayigidin harci degil. Ribery'e agzi acik ayran budalasi gibi bakip oturun simdi. Zaten bu adami normal sartlarda da elde tutamazlardi.
Beyinsiz sadece GS'da yok. Rafael denen herif bir finale daha belki mal oldu.