forum.cimbom.org

Asagida Nezih agabeyde bildirmis. Yardimcisi Tugay olmak uzere 1.5 yillik sozlesme yapmislar. Pek bilemiyecegim bu sefer nasil olcagini. Hayirli olsun derim demesine de bu hayirin ne kadar olacagini tahmin edenler bu konu altinda yazsinlar. Kerem'in dedigi gibi Karpatlarin Zapatasi da olabilir. Her iyi oyuncu iyi bir TD olur diye bir genlleme yapilmiyacagina gore bekleyip gorelim diyenler olcaktir. Ama onu bir tam sezon TD olarak gormustuk. Bir fikrimiz var sanirim. Ben kendi goruslerimi siralayim.

Pozitif yanlari

1) GS'yi ve Turkiyedeki futbol kalitesini gayet iyi bilir. Turkcesi de var her ne kadar TV'de konusurken yanina tercuman alsa da antremanda ve mac icinde yanina tercuman cagirmadan futbolcularla konusacak duzeyde. Yabancilar icin Ingilizcesi de var.

2) GS'ya oyuncu olarak cok seyler kazandirmisti. TD olarak da futbol bilgisi ve disiplini ile GS'i bir takim yapma sansi butun yabanci gelebilecek hocalardan fazla. Oyuncularin ona olan saygisi buyuk. Yoneticilerde oyle. Bundan bir seyler cikarmak onun elinde.

3) Oyle isine Sezgin'i filan karistirmaz. Dolayli yola filan girmeden yonetim ve futbolcu ile konusur. Ayini oyunu yoktur.

Negatif yonleri:

1) TD'lugu ara sira futbol oyuncusu olma ile karistirir. Kendisi oyuncu iken oyle pek fazla taktige filan ihtiyaci olmadigi icin herkesi kendi gibi sanmasindan dolayi 20 kisilik bir grupla insan iliskilerine girerken yapacagi hatalar olacaktir.

2) Inatcidir. Saplantilari olur. Ribery geldiginde de hazir degil bahanesi ile bir iki mac sahaya surmedi. Sonra cok kisa zamanlar verdi. Hakikaten 5-1 mac Ribery'nin katkisi mi onun mu idi bilinmez. Ama o kendine yontu. Arif'i filan luzumsuz bir sekilde sahaya surup hem onu hem de kendini yuhalatmisti. UEFA 2000 kupasini az daha onun yuzunden kaybedecektik. Sinirine hakim biri degil. Cabuk gaza gelir.

3) Ilk geldigi donem TD'lik isini pek hazmetmedigi ortada idi. Sampiyonluga giderken birden alabora olunmasinda kendi sacmaliklari da vardi. Duruma hakim olamayip olunabilecek bir sampiyonlugu son haftalarda alinan yenilgilerle kaybetti. Ders almam veririm cinsinden olduguna bir suphe yok. Basinla filan dalasmaz ve oyunculari kazanma yolunda gayret gosterirse bu zarari en azina indirebilir.

Sezon sonu yollar ayrılır.

Hagi GS'de savunma güvenliği ön planda yetenekli forvetlerle gol atan bir sistem benimsemişti. O yüzden derbilerde başarılı ama normal maçlarda o oranda başarılı olamadı. Çünkü savunma yaparak, zaten savunma yapan takımları yenemezsin. Forvetlerinde gününde değilse tıkanır kalırsın. Ve şu an bizdeki forvetler Hakan-Necati ve Ümit üçlüsünden daha yetenekli bile olsa fizik olarak onların yarısı değiller.

Ümitli değilim. Ümitli olmak için bir sebep göremiyorum. Karamsar tablolar çizmek için sebep çok. Hagi'nin gelişi yönetimin başka bir başarısızlığıdır. Başarısız olmuş bir hocayı tekrar getirecek bir yönetimdir bu yönetim. Aziz Yıldırım yapar mı bunu?

Hagi'nin futbol bilgisi ve yeteneği tartışılmaz. Ancak insan ilişkiler çok zayıf. Yıldız kaprisi ya da düşük zekalı oyuncuya tahammül gösterecek bir yapısı yok. Ben de çok başarılı olacağını tahmin etmiyorum. Ama umarım yanılırım. Tek sevindiğim nokta FT'nin görev almıyor olmasıdır. Hem yabancı hem de Türkiye'yi tanıyan birisi olarak belki de şu an için bundan iyisi zaten mümkün değildi. Yerinde olsam, ilk olarak bir kaleci transfer ederdim ilk fırsatta. Yaşadığımız hüsranın kaynağı bu mevkide yapılmış olan tercihler zira.

Hayırlı olsun.

Umidim gecmisten ders cikarmis olmasi, dengeli davranmasi ve takimin fizik gucunu artirip, dengeli bir futbol oynatmasi...

Korkum... tekrar Romen oyuncu pazarina girmemiz ve Becali gibilerine yine bir suru para kaptirmak...

Mert Tokman wrote:...Korkum... tekrar Romen oyuncu pazarina girmemiz ve Becali gibilerine yine bir suru para kaptirmak...

Deve kervanin onunde gidenlerin bile artik bunu gormus olmasi lazim. Hagi elbtte buna tenezul edecektir. Popescu ve Becalli herifin akrabalari oldular. Bu iliskinin komsu da piser bize de duserden daha ileri olacagina suphemiz yok. Acaba Ednan bu tongaya duser mi sorusunu sormak lazim.

Cengiz Akgun wrote:

Mert Tokman wrote:...Korkum... tekrar Romen oyuncu pazarina girmemiz ve Becali gibilerine yine bir suru para kaptirmak...

Deve kervanin onunde gidenlerin bile artik bunu gormus olmasi lazim. Hagi elbtte buna tenezul edecektir. Popescu ve Becalli herifin akrabalari oldular. Bu iliskinin komsu da piser bize de duserden daha ileri olacagina suphemiz yok. Acaba Ednan bu tongaya duser mi sorusunu sormak lazim.

Sezgin kendi payini alacak olduktan sonra tongaya dusen bu heriflere oy verenler olmus olur...

Haberlerde duydugum kadari ile Hagi 1.5 yillik (iki sezon. Ligin daha yarisi bile olmadi. 3/4 luk kismi duruyor.) icin 3M Avro alacakmis. Bu sene 1.250M ve gelecek sene Hazirana kadar 1.750 uzerinden. Bu kesin para. Turkiye lig sampiyonluguna 1M avro prim var. SL de kazanilan maca gore 200.000 Avro. Ikinci tura cikma halinde ise ekstra 250 bin Avro yaziyormus kontratta. Bu bilgiler nasil sizdi bilmem. Ama dogru olma ihtimali yuksek.

Bu arada Turkiye kupasina da 250 bin Avro prim denmis. Avro ligini de soylediler ama aklimda kalmadi. Galiba SL verilen primin yarisi gruplardaki kazanilan maclar icin.

Huzurlarinizda kayinco Gigi Becali. Klubun kapisinda bol bol görulur artik.

Sanki sigara degil esrar cekiyor. Cok komik be. Nereden buluyorsun bu resimleri?

Hagi'nin 2004-05 sezonu kadrosunu şöyle bir hatırlayalım:

------------------ Mondragon ---------------------

Cihan ----- Tomas ----- Song ----- Orhan Ak (H. Ünsal)

Sabri ----- Conceiçao ----- Ayhan ----- Ergün

--------------- Necati ----- Hakan Şükür -------------


Ara sıra Ergün'ü orta sahanın göbeğine monte ettiğini hatırlıyorum.
Bunun yanısıra ikinci yarı kiralık gelen Hakan Yakın'a hiç şans vermemişti.
Yine ikinci yarı kadroya katılan Ribery'yi yukarıdaki şemaya ekleyebiliriz ama çok önemli değil.

Bir de bugünkü 11'imizi Hagi'nin şemasına göre yazalım:

-------------------- Ufuk --------------------

Serkan (Sabri) ----- Neill ----- Servet ----- Insua (H. Balta/Çağlar)

Pino ----- Cana ----- Elano ----- Arda

---------------- Misimovic -------------------

---------------- Baros -----------------------

Hagi'nin 4-4-2 sistemini mi deneyeceğini, yoksa Misimovic ve Elano'yu aynı anda değerlendirmek adına 4-4-1-1'i mi tercih edeceğini bilemiyoruz.
Beş yıl önceki Hagi, savunmadan topu ayağa paslarla ileri aktaran bir defans organizasyonuna ihtiyaç duymuyordu. Bugünkü Servet'lerle, Hakan'larla, hatta bir ölçüde Neill'le böyle bir arayışa girmek zaten -ne yazık ki- imkansız.
Yeni dönemde Galatasaray akınlarının kanatlardan gelişeceğine ve açıkların-beklerin önemli bir rol üstleneceğini söyleyebiliriz.
Pino hızıyla, çevikliğiyle, top sürme kabiliyetiyle bunu bir derece götürür. Fakat Arda için aynı şeyi söyleyemiyorum. Ergün'ün kanat akınları ve Hasan'ın iyi dönemlerindeki dinamizminden çok uzak bir noktada Arda.
Yine beş yıl öncesinin Necati-Hakan kombinezonu o günün koşullarında birbirleriyle uyum yakalayarak toplamda iyi bir gol sayısına ulaşmışlardı. Bugünkü kadro yapısında böyle bir ikili yaratma imkanı yok. Bakalım Hagi ne yapacak...
Hagi tercihinin olumlu yönlerinden biri, fizik gücüne önem veren bir teknik direktör olması. Onun döneminde deplasmanlarda bale ekibi gibi narin oynadığımızı hatırlamıyorum. Ama tabii kadroyla da alakalı bir durum bu.
Öte yandan, oyuncu kadrosunun psikolojik ve mental açıdan tam bir enkaz halinde olduğunu düşünürsek... Hagi'nin bu ekibi (başta Elano olmak üzere) rehabilite etmek için çalışması lazım.
Bir kısım oyuncularla inatlaşmaya lüksü yok bu takımın.
Demek ki Hagi eski komplekslerinden ve inatlarından sıyrılmak zorunda.

Bütün bunlar dışında, "evladımızdır, bizi iyi tanır" mantığıyla yapılan bir hoca transferi beni mutlu etmiyor.
Futbol felsefeleri birbirinden farklı hocaları peşpeşe getirerek ve fakat onlara aşağı yukarı aynı oyuncu kadrosunu emanet ederek başarılı olamayız.
Hagi, enkaz kaldırmak için uygun bir isim mi?
İlk geldiğinde Fatih Terim'in enkazını kaldırma vazifesiyle başbaşa kalmıştı.
Sezonun son 10 haftasıydı... Bir caretaker olarak enkaz kaldırma işini yaptı yapmasına... Ama yeni sezonda, futbol felsefesi olarak geçen sezonun caretaker hocası gibi davrandı.
Enkaz kaldırma stratejisi başka, yeni bir sezonu planlamak başka...
Hagi'nin asıl görevi gelecek sezon başlayacak.
Hagi, takımın gereksinimlerini saptayarak, takımın Türk futbolunun gerçekleri ışığında modern bir şablona oturtulması konusunda ne derece başarılı olabilir?
2004-05 performansı karnesi bu açıdan kırıklarla dolu.
Üstelik Hagi, önünde böyle bir zorunluluk olduğunu da farketmemişti. O yine aynı Hagi'ydi... Romanya milli takımı'nı alırken de aynı Hagi, Bursaspor'u çalıştırırken de, Galatasaray'ın enkazını kaldırırken de, Galatasaray'ı yeni sezonda inşa ederken (ya da etmezken) de, kariyerinin sonraki adımlarında da...
Bakalım 2011-12 sezonunda bu açıdan sınıfı geçebilecek mi?
Umarım o güne kadar dayanabilir.

Mert Tokman wrote:Korkum... tekrar Romen oyuncu pazarina girmemiz ve Becali gibilerine yine bir suru para kaptirmak...

Rumen pazarına girmek konusunda Hagi'den değil Adnan Sezgin'den korkmalı bana göre.
Hatırladığım kadarıyla Hagi, ilk döneminde Romanya'dan futbolcu getirmemişti. Hatta Terim kadrosundan ona miras kalan vatandaşı Petre'yi tribünlerin önüne atarak ondan kurtulmuştu.
Sevgili Adnan başkanımızı ve saz a(rka)daşı Adnan abimizi gördükçe, yıllar önceki Peter Sellers'lı Pembe Panter serisi aklıma geliyor.
Sakar müfettiş Clouseau ve sadık yardımcısı, çekik gözlü uşağı Cato...
Ya da isterseniz, Latif Demirci'nin karikatür kahramanları olan Muhlis Bey ve yardımcısı Mithat diyebilirsiniz.
Bizimkiler bir "pazara" girmek istedikleri vakit tam girerler.
Örneğin bir keresinde Souness'le el ele verip İngiliz pazarına girmişlerdi. Marsh ve Venison diye iki arkadaş getirdiler, çocuklar daha şiş kebabın tadına bakmadan harala gürele gönderildi.
Bir de nasıl becerdilerse, galiba İngilizce konuşuyor diye İngiliz zannedip Amerikalı Friedel'ı takıma kazandırmışlıkları vardır. Bunun ipini de, yerine Hayro'yu tercih ederek (ve sonra için için pişman olarak) Fatih Terim çekmişti. Milli maçlar için ülkesine çok dönüyor diye.
Daha sonra iki senemiz kaleci kaosu içinde geçti, Taffarel'i bulana kadar.
Hadi İngiltere pazarını anladık da, İstanbul'un 30 km güneyindeki Kocaeli'yi ülke zannedip 1994 yılında topyekün Kocaeli pazarına girmelerine ne demeli?
Saftig gibi bir futbol dehasını, Kuzmanovski-Saffet Sancaklı gibi unutulmaz yetenekleri paketleyip Florya'ya getirdiklerini hatırlarım.
Yani diyeceğim odur ki Hagi'nin kimliği Rumen diye Romanya pazarına dalacak diye bir kaide yok. Örneğin Hagi'nin sahibi olduğu altyapı okulu pazarına, havaalanlarındaki Free Shop raflarında bulunan çikolata, içki ve karton sigaralara hücum eden Türk turisti gibi balıklama dalabilirler.
Bir bakarsınız Hagi'nin 15 yaşındaki oğlu ön liberoda oynuyor.
En iyisi Diyarbakırspor'un uyguladığı yöntemi denemek. Bu söyleyeceğim şey birebir yaşanmıştır, televizyonda Ziya Doğan anlattı. Para yokluğundan dolayı transfer yapamayınca, Afrika ülkelerinden biriyle bağlantı kurup, bir minibüsün arkasına otuz tane Afrikalı futbolcuyu, ülkelerinden kaçan göçmen mültecileri sınırdan geçirir gibi bir sabah ansızın Diyarbakır'a getirmişler. Ziya Doğan hiçbirini beğenip almamış. Yolda lastik patladı, garipler memleketlerine de dönemedi, dağbaşında kaldılar diyorlar. Haydi Adnan, minibüs pazarı seni bekliyor, göreyim seni...

Cengiz Akgun wrote:Sanki sigara degil esrar cekiyor. Cok komik be. Nereden buluyorsun bu resimleri?

Daha ne resimler var Cengiz abi. Google'dan bir arat. Adamin lakabi da "psychotic" zaten..
Bir de wiki'den oku Gigi Becali - Wikipedia

Al bir resim daha:

Haberturk'ten

Yigit Sardan, "Daha sonra Adnan Sezgin'in yuruttugu surecte Hagi ile anlastik" dedi.

Bu surecten korkuyordum bende...

Bakin Ribery elden gidince sov yapip Fransa'dan onu getirecegini söyleyen buyugumuz ne demis
http://www.hurriyet.com.tr/spor/futbol/ ... sp?gid=373

Kerem Tezic wrote:Bakin Ribery elden gidince sov yapip Fransa'dan onu getirecegini söyleyen buyugumuz ne demis
http://www.hurriyet.com.tr/spor/futbol/ ... sp?gid=373

Terim'e karsi pek fazla bir saygim yoktu ve gelmesini de istemezdim. Ama bu hareketi ile saygiyi hak etti. Hakan Sukur'u ise severdim futbolculugunu daha dogrusu profesyonelligini. Simdi de bu heriflerin oyunlarina gelmedigi icin saygimda var artik.

Ikisine bu dingillere iyi bir ders verdiler. Ak baba gibi Frank'in ortada biraktigi lesten kendilerine parsa cikarmadilar. Prensip sahipleri imisler. Hagi'ya para tatli geldi. ikincisi TD olarak kendini ispatlamak icin bunu yine bir firsat olarak goruyor. Insallah sacmalamaz.

Bu yonetimde bulunan at hirsizlari serefsizlere dur diyemeyenler utansin. Bu Helvaci da tam bir dejenere. Bu sahtekar hukukcu kisvesi ile yonetimde. Yaptigi kontratlar ortada. Baskasi olsa ona o imzasi bulunan kontratlari yedirtmisti simdiye kadar. Kararlari aciklayamazmis. Ne karari aldilar ki aciklayabilsin.