forum.cimbom.org

Bence Kongrede olacak olanlarin tartismasi buirada olsun. Gecen sene iki yilligina secilmis olan Ednan bu kurulda secim konusunda boyun egmez ise ortada daha secim mecim durumu yok galiba. O yuzden de Ozturk'un adayliginin bu sene olup olmayacagi supheli. Kongre konusunda bilgileri olanlar burada toplasinlar yazilarini. Sanki Ozturk adayligini ilan etmis ve secim olacakmis gibi gozukmesin.

Bir baska konu altinda bahsettim. Inan Kirac gibi bir adam bu kafa yapisi ile nasil Koc Holding'de kendine yer bulmus (aslinda cevabi kolay kizini alarak) bilemiyorum bilmekte istemiyorum. Bu adamlar 25M taraftari oldugu soylenen GS klubu ile alay etmekteler. Zaten kac kere soyledim secim filan danisikli doguys. Bu ve bunun gibi birkaci bir araya gelip bir ad uzerinde birlesiyorlar ondan sonra adina kongre denen guya 17 bin uyesi olan ama secime ancak 1500 filan katilan yassi kafalara kimi sececekleri soyleniyor ve secim yapiliyor. Adam agzinla soyledi iki kere Adnan'in arkasindaydik diye. Simdi aklinca Unal Aysan'i getirecek. 100M verecekmis. Unal beyin hic isis yokta boyle deli gullabiliciligi yapacak ve parasiyla rezil olacak.

Yapilacak hicbir sey yok. Ayni hamam ayni tas devam edecek. Adnan gider Salman gelir. Ozhan gider Korhan gelir. Hicbir sey fark etmez. Bunu boylece bilin. Ne demistim Aslantepe icin. Bombas kalir diye. Oyle de kalacak bu gidisle. Hala utucu Suren'in adi e esamesi okunuyor. Sanki GS girtlagina kadar bataga sokan o degilmis gibi. Ulan herif GS'in gelirini satti be. Biraksalar daha yapacaginin yarisi aklinda yoktu.

Ünal Aysal için "Galatasaray'ın Abramoviç'i" yakıştırması yapılıyor.
Tabii ki Galatasaray'ın Abramoviç'lere ihtiyacı yoktur. Ben bir kulübün tek bir adamın tapulu malı olmasına karşıyım. Para babası kahramanımız kulübü satın alır ve kendi oyuncağı gibi onunla oynar.
Fakat Türkiye'deki mevcut durumda kulüp başkanlarının statüsünün kulüp sahipliğinden pek bir farkı yok.
Fenerbahçe'yi ele alalım... 10 yıl öncesine kadar bu kulübün kongresi bir sürü gruba bölünmüştü. Bu gruplara ağalık yapan kişi kimi işaret ediyorsa o seçiliyordu. Derken Aziz Yıldırım geldi. Grupçuluğu bitirdi. Bu sefer de bütün gücü kendi tekelinde topladı ve diktatörlüğünü ilan etti.
Beşiktaş... Demirören başa geçti ve kendi kendisine borçlandırdı. Açıklanan rakamlara göre toplam borcun önemli bir bölümü Demirören'e... Hal böyle olunca, ondan başkası kongrede aday olmaya cesaret edemiyor. Böylece, adı Başkan olan birisi kulübü resmen değil fakat gayrıresmen ele geçirmiş oluyor.
Bizde durum biraz daha farklı. Bu zamana kadar para babalarının ve şımarık zenginlerin istilasından korunabildik. En azından başkanlık düzeyinde. Çünkü kulübün üzerinde bir lise vesayeti vardı. Lise, kulübü böylelerine teslim etmiyordu. Fakat Lise, uygun görmediği kimseye teslim etmiyordu kulübü. Bu yüzden Canaydın gibi biri 3 kongre arka arkaya kazanabildi.
Şimdi gelinen noktada Lise cephesinin fahri komutanı İnan Kıraç, bir işadamını kurtarıcı olarak öne sürmek niyetinde.
Ünal Aysal bir Abramoviç değildir. Bir Demirören de değildir. Benim bildiğim kadarıyla halis muhlis, efendi bir insandır, şark kurnazı değildir. Gerçekten Galatasaray'ın menfaatini düşünür.
Dolayısıyla "Başımıza Abramoviç geliyor" diye kuşkulanmaya gerek yok.
Gönül isterdi ki Galatasaray kongresi yönetim değişikliğini Kıraç'ın yukarıdan müdahalesi olmadan kendi inisiyatifiyle yapabilsin. Ama bu kongre'de bu dirayet yok.
O zaman Lise yine el atıyor ve Adnan Polat'a "Çekil" emri veriyor.
Yöntem olarak tasvip etmiyorum. Çünkü lise vesayetini güçlendiren, pekiştiren bir davranış bu.
Öte yandan, koltuğa sıkı sıkı yapışan ve kulubü bitiren bir Adnan Polat gerçeğiyle karşı karşıyayız ve bir an önce gitmesi gerek.
Gözüken o ki fazla dayanamayacak. Onuruyla gitmezse onursuzca gidecek. Yerine de bir "akil adamlar komitesi" kulübün başına kurulacak.
O akil adamların içinde Galatasaray'ı bu duruma getiren, 2000 sonrası çöküşü hazırlayan hiç kimse yer almamalı. Bunların kim olduğu bellidir... Son 20 yılın yönetimlerine şöyle bir göz atmak yeter.

Unal Aysal'da benim dusunceme paralel bir fikirle 1000 TL yatirana klube uyelik teklif etmis. O yuzbin'de sinirlamis. Bana kalsa ben uc sene uste uste kombine alani 1000 TL verdiginde klube uye yaparim. Bundan sonra klupten her sene kombine almak sureti ile bu uyeligini devam ettirmesi kuralini getiririm. Almazsa ise uyelik duser. Yine uc sene ust uste kombine alip yine 1000 TL vererek tekrar uye olabilir. Yok Kurucesme imis yok Kalamis'daki klup binasi imis bunlar icin ayri birer yeni kart cikarip para versinler. Eski uyelerin uyeliklikleri aidat odedikleri surece baki kalir. Odemediklerinde aninda duser ve isterse mektepli olsun normal taraftar gibi kombine uzerine uyelik statusune gecerler. Yeter zaten iki sandovic'i bes liraya yiyerek havuzda yuzerek bu klubun iligini emdikleri.

Bu durumda da derhal hakiki bir Anonim sirket gibi parasi ile calisacak klup genel muduru ve yonetim kurulu kurulmali. Oyle kuru siki baskanliga artik karnimiz tok. Ne kadar para o kadar kofte.

Klubun kongresini de statda yaparim. Kongrede de klubu denetleyecek divan uyelerinin secimi yapilir. Bunlar klubun genel mudurunu ise alip isten atarlar. Genel mudurun tek sorumlu oldugu yer bunlar olur ve adam gibi taraftarin secimi ile is basina gelir.

Unal Aysal 100 milyon dolari masanin ustune atmis. Ednan'dan tis yok. Bu arada iki aday ortaya cikmis vaziyette ama Ednan koltugu yapismis. Kuruseniz kalkmam daha bir sene kadar GS klubunun basinda kisneyecegim diyormus. Kopekler gulmeye basladi bu klubun haline. Biz baskayiz diyenlerin yuzunu gormek isterdim dogrusu. Avam takimi ise karisti mi monserlik bitiyor.

Ve Adnan Polat'ın işi bitti.
Genel Kurul, yönetimi mali yönden ibra etti, idari yönden etmedi.
Tüzük uyarınca 30 gün içinde seçime gidilecek. Mevcut yönetimin Polat dahil hiçbir üyesi aday olamayacak.
Bunu sen istedin Sayın Başkan. Koltuğa yapıştın, gitmemek için ayak diredin. Galatasaray'ı ayağa düşürdün.
Bugünkü kongre senin için bir prestijini kurtarma kongresi olabilirdin. Cesaretle çıkıp, "Hodri meydan" deyip, istifanı basardın ve seçimde Kongre'den güvenoyu isterdin.
Öyle yapmadın... "Güçleri yeterse düşürsünler" demeye getirdin. Neticeyi gördün...
Bundan sonra sana hayatta başarılar dilerim.

Tum Galatasaray camiasina hayirli ugurlu olsun... Aysal ve ekibine basarilar dilerim.

Iki tane yanlislik var.

Birincisi Galatasaray baskani ve yonetiminin ne gerekcelerle olursa olsun tarihinde ilk defa ibra edilmemesi ve dusurulmesi.

Ikincisi baskanin ve yonetimin boyle bir densizligin ve kontrolsuzlugun farkindayken, sonuclarinin tirmanmasini engelleyememesi veya sonunda secime yol vermemesi.

Ilk yanlis sartlar ne olursa olsun daha zararli ve moral bozucu. Galatasaray baskanlik makaminin kredisi, gucu, kisisel cekismeler ugruna ayaklar altina alindi.

Kisa vade hoplamalar, cosmalar icin koca klubun adetleri degistiriliyor. Galatasaray baskanliginin etkinliginin bitirilmis bir gundur. Bugun sevinenler asil zararin farkinda mi ?

Kemal Bakircioglu wrote:Kisa vade hoplamalar, cosmalar icin koca klubun adetleri degistiriliyor. Galatasaray baskanliginin etkinliginin bitirilmis bir gundur. Bugun sevinenler asil zararin farkinda mi ?

Galatasaray Kulübü'nün, hükümetin emrindeki bürokratlar tarafından sövgü yağmuruna tutulma gibi bir geleneği var mıydı?
Adnan Polat, yeni stadın açılış töreninde bir kısım protestocuya savaş açıp Başbakan'ın elini eteğini öperken, taraftarlara tehdit üstüne tehdit yağdırırken, sövgücü bürokratlara ağzını açmazken kredisini bitirmişti.
Galatasaray camiasına önüne gelen söver duruma gelecek, biz de bu durumda "Aman ille de geleneklerimiz" diye düşüneceğiz... Esas buna katlanılsaydı çok büyük onursuzluk yapmış olurdu GS Kongresi.
Açıkçası ben de başlarda muhalefetin yönteminin doğru olup olmadığını sorguluyordum ama Polat koltuğa zamkla yapışınca başka çare bırakmadılar.
Onuruyla gitmeyeni onursuzca indirirler.
(Burada onursuzca olan, indiriliş tarzı değildir)

Bu lafları 2 ay sonra söylemesi ilginç!

Sayın Başbakan "Galatasaray bu stad için bir kuruş harcamadı" demişti ama sanırım yanlış bilgilendirme var. TT Arena için bu yıl 11 milyon TL harcadık. Kapaklarını da yaptığımızda stada 40 milyon TL harcamış olacağız.

http://www.galatasaray.org/kulup/haber/9655.php

Herşey'den önce Galatasaray'da işlerin hiç bu kadar sokağa dökülerek yapıldığına hiç şahit olmamıştım. Şimdiye kadar ben hiçbir kulübün mali kongresinin tamamının canlı canlı televizyondan yayınlandığını hatırlamıyorum. Sanki birileri bu rezilliği iyice bir organişze etmiş, sonra da Fenerbahçeli Ferit Şahenk'in televizyonuna bakın bu kongrede neler dönecek diye servis etmiş gibime geldi...Bir ara baktım kongre salonun bir kısmı eski açık tribünü gibiydi hatta aralarında Aydemir AKBAŞ gibi çok delikanlı adamlar vardı o grubun.
Anladım ki; birleri bu adamlara güzelce gazı vermiş, almış getirmiş salona davaya hizmet için...

Çok yanlış yapıldı...

Bir kere herkesin yönetime olan kızıgınlığına hak veriyorum ve bende emin olun bir daha ki seçimde nu yönetimin gitmesini bekliyor ve hatta istiyordum ama Başkan'ın seçilme yerinin ne olursa olsun her zaman seçim sandığı olduğu gerçeğini göz ardı edenleri anlamıyorum. Olağan kongre'de yönetimi ibra etmemek demek, ben kardeşim bu adamı başkan seçerken kafam bi dünyaydı buna nasıl oy verdiğimi hatırlamıyorum hatta ben bu adamı tanımıyordum bile demektir. Adama demezler mi, siz değil miydiniz bu adamı şundan bir sene önce seçen diye? Galatasaray'ın yapısı bu kadar kırılgan mıdır, değişken midir anlamadım? Eğer yönetimi istifa ettirmek istiyorsan o işin ibra etmemekten başka onlarca yolu bulunabilirdi. Ancak bu şekilde; o koltuğa bir daha ki sefere oturacak olan adamı da karar aldıramayacak hale getirirsiniz, kongre üyeleri arasında da jurnalcilik alır başını gider. En kötüsü bunda sonra gönderileceğini anlayan adam, basar istifayı gider, o koltuğa kolay kolay ne oturacak ne de oturtacak adam bulamazsınız. Hele kongre'nin ortasında siz gidin bir yarım saat görüşün öyle gelin diyenleri de hiç anlamıyorum? Bunun demenin yeri orası mıdır? Gidersin bir hafta önce bunu adamın odasında suratına söylersin.

Sorunlar böyle mi çözülür?

Şimdi öyle veya böyle bir karar alınmış durumda, bunun önüne geçmek mümkün değil? Ancak, aldıkları saçma sapan halka açılım kararlarııyla Galatasary'ın yıllarını çalmış adamları ibra eden bu kongre üyelerinin, öyle veya böyle şirket birleşmelaerini sağlamış stadı bitirmiş adamları ibra etmemesi edememesi, hayret verici..İlginç ki; NTV yayınında arada hep Faruk SÜREN ve yakınları boy gösteriyorlar sanki tekrar sahne almaya çalışıyor gibilerdi, neden acaba? Ayrıca kemikleşmiş sorunlar; bu şekilde onu gönderdik, yerine seni getirdik hadi bakalım dök parayı şampiyon yap bizi demekle çözülebilecek kadar basit midir acaba? Hiç sanmıyorum...


Velev ki;

Ünal AYSAL geldi... Casillas'ı aldı getirdi, Puyol'u aldı getirdi, HAmit'i, Mesut'u aldı getirdi başlarına da Guardiola'yı getirdi ama gelecek sezonun ilk yarısında Beşiktaş gibi on beş puan geriye düştük, çok merak ediyorum o zaman ne olacak acaba? BAri ne olursa olsun ona sahipo çıkın çünkü elimzide bir tek o var, o da giderse adam bulamazsınız başkan yapacak..Çünkü gelecekteki başkan adaylarının hepsi bu yönetimdeydi..

Soner Özaltındere wrote: Olağan kongre'de yönetimi ibra etmemek demek, ben kardeşim bu adamı başkan seçerken kafam bi dünyaydı buna nasıl oy verdiğimi hatırlamıyorum hatta ben bu adamı tanımıyordum bile demektir. Adama demezler mi, siz değil miydiniz bu adamı şundan bir sene önce seçen diye? Galatasaray'ın yapısı bu kadar kırılgan mıdır, değişken midir anlamadım? Eğer yönetimi istifa ettirmek istiyorsan o işin ibra etmemekten başka onlarca yolu bulunabilirdi.
..

Mesela orada cok basarisiz olup klube maddi (iki TD yollanisi sadece 5M Avroya variyor. Futbolculardan kaybedilen parayi saymiyorum bile) manevi (yapilmis bir stadin bile acilmasini elini yuzune bulastiran. Adnan Sezgin gibi bir uyuzu ve nursuz, ugursuzu ben kefilim diye agziniza sicarim der gibi bu klube bela eden) istifa etmemeyi yemin etmis birini nasil sokup alacaksiz bu klubun basindan? Yollar bulunurdu diyorsun. Ben bugune kadar bulundugunu gormedim.

Soner Özaltındere wrote: Ancak bu şekilde; o koltuğa bir daha ki sefere oturacak olan adamı da karar aldıramayacak hale getirirsiniz, kongre üyeleri arasında da jurnalcilik alır başını gider. En kötüsü bunda sonra gönderileceğini anlayan adam, basar istifayı gider, o koltuğa kolay kolay ne oturacak ne de oturtacak adam bulamazsınız. ..

O koltuga oturup orayi kendine reklam malzemesi icin kullanan birine zaten ihtiyac yok. Bugune kadar kenefe bile mudur olamayacagini ispat edenler o koltuga oturdu. Kendi sirketinde yapmayacagi hiyanetligi bu klube yaptilar. Faruk Suren hakikaten migde bulandirici biri. Onun klup kapisindan iceri girememesi lazim.

Cengiz Akgun wrote:

Soner Özaltındere wrote: Olağan kongre'de yönetimi ibra etmemek demek, ben kardeşim bu adamı başkan seçerken kafam bi dünyaydı buna nasıl oy verdiğimi hatırlamıyorum hatta ben bu adamı tanımıyordum bile demektir. Adama demezler mi, siz değil miydiniz bu adamı şundan bir sene önce seçen diye? Galatasaray'ın yapısı bu kadar kırılgan mıdır, değişken midir anlamadım? Eğer yönetimi istifa ettirmek istiyorsan o işin ibra etmemekten başka onlarca yolu bulunabilirdi.
..

Mesela orada cok basarisiz olup klube maddi (iki TD yollanisi sadece 5M Avroya variyor. Futbolculardan kaybedilen parayi saymiyorum bile) manevi (yapilmis bir stadi bile acilmasini elini yuzune bulastiran. Adnan Sezgin gibi bir uyuzu ve nursuz, ugursuzu ben kefilim diye agziniza sicarim der gibi bu klube bela eden) istifa etmemeyi yemin etmis birini nasil sokup alacaksiz bu klubun basindan? Yollar bulunurdu diyorsun. Ben bugune kadar bulundugunu gormedim.

Şöyle bulunabilirdi? Mali yönetimi ibra eden 1984 kişiden idari yönetimi ibra etmeyecekler o seçim yapılduğı sırada- madem bu kadar organize idiler- toplu halde salonu terkederl, topu topu sadece altıyüz kişi yönetimi ibra eder adama paşa paşa seçim kararı aldırılardı. Gene de almazsa muhtemelen seçimde "godbye happiness hello lonelines" yapılırdı.

Soner Özaltındere wrote: Ancak bu şekilde; o koltuğa bir daha ki sefere oturacak olan adamı da karar aldıramayacak hale getirirsiniz, kongre üyeleri arasında da jurnalcilik alır başını gider. En kötüsü bunda sonra gönderileceğini anlayan adam, basar istifayı gider, o koltuğa kolay kolay ne oturacak ne de oturtacak adam bulamazsınız. ..

O koltuga oturup orayi kendine reklam malzemesi icin kullanan birine zaten ihtiyac yok. Bugune kadar kenefe bile mudur olamayacagini ispat edenler o koltuga oturdu. Kendi sirketinde yapmayacagi hiyanetligi bu klube yaptilar. Faruk Suren hakikaten migde bulandirici biri. Onun klup kapisindan iceri girememesi lazim.

Mesele de orada zaten; kmse kendini reklam malzemesi etmek istemiyor, dikkat etmiyor musun kimsenin olayın üzerinden bu kadar gün geçmesine ve seçim bir mecburiyet haline gelmiş olmasına rağmen adaylığını açıklamıyor, neden? Çünkü bu olaydan sonra artık kongrede %90 çoğunluğu sağlayamayacak kimsenin o koltuğa kolay kolay oturası gelmez. Bu yönetimden de kimsenin kulübü mahkeye götürüp de kendi geleceğiyle oynamaya maçası yemez, ne de olsa Türkiye'de herşey kolay unutulur. Belki de bir bakarsın bu yönetimden birileri şimdi sessiz kalmayı becerebilirse beş on sene sonra tekrar yönetim de olabilir.

Soner Özaltındere wrote: Şöyle bulunabilirdi? Mali yönetimi ibra eden 1984 kişiden idari yönetimi ibra etmeyecekler o seçim yapılduğı sırada- madem bu kadar organize idiler- toplu halde salonu terkederl, topu topu sadece altıyüz kişi yönetimi ibra eder adama paşa paşa seçim kararı aldırılardı. Gene de almazsa muhtemelen seçimde "godbye happiness hello lonelines" yapılırdı.
.

Yahu Soner bu adamlar serefsizligi kendilerine malzeme etmis adamlar. Yazildi cizildi. Kongre'den once kongreden sirasinda kendisine kendi hazirladigi tuzuk uygulanacagini neredeyse bes alti kisi ima ettigi halde hala aymazlari oynayip zaman kazanarak icinde kendine karsi oynamis uc arsiz bulunmasina ragmen (bak bugun istifa etmisler hayasizlar. Bunlar GS liseli agabeylerimiz diye Helvaci'nin filan bokunu yiyen cok adam var) o yonetim kurulu ile istifa etmeyen adam ibra olduktan sonra da etmiyecegi asikar idi. Insan bu kadar okuz olabilir mi? O koltuk ne kadar tatli ki bir saat bile fazladan oturmaya razilar yuzlerine tukuruldugu halde. Kendine aciyan adamlar eline mikrofonu alip Adnan ibra edilmiyeceksin adam gibi istifa et de hic olmazsa saga sola bakacak yuzun olsun diyeceklermis neredeyse. Sen hala ibra edilsin de o istifa ederdi de.

Baska biri olsa ben bu isi yapamadim basarisizim bir an once bu isi daha iyi yapana devredeyim diyecegi yerde GS baskaniyim diye kendine parsa toplayip bir sene daha GS klubunun basinda kisisr kisir kisinecekti. Bunlar bu tur tokatdan anliyorlar. Iki paralik oldu (zaten dort para idi). Simdi

Cengiz Akgun wrote:

Soner Özaltındere wrote: Şöyle bulunabilirdi? Mali yönetimi ibra eden 1984 kişiden idari yönetimi ibra etmeyecekler o seçim yapılduğı sırada- madem bu kadar organize idiler- toplu halde salonu terkederl, topu topu sadece altıyüz kişi yönetimi ibra eder adama paşa paşa seçim kararı aldırılardı. Gene de almazsa muhtemelen seçimde "godbye happiness hello lonelines" yapılırdı.
.

Yahu Soner bu adamlar serefsizligi kendilerine malzeme etmis adamlar. Yazildi cizildi. Kongre'den once kongreden sirasinda kendisine kendi hazirladigi tuzuk uygulanacagini neredeyse bes alti kisi ima ettigi halde hala aymazlari oynayip zaman kazanarak icinde kendine karsi oynamis uc arsiz bulunmasina ragmen (bak bugun istifa etmisler hayasizlar. Bunlar GS liseli agabeylerimiz diye Helvaci'nin filan bokunu yiyen cok adam var) o yonetim kurulu ile istifa etmeyen adam ibra olduktan sonra da etmiyecegi asikar idi. Insan bu kadar okuz olabilir mi? O koltuk ne kadar tatli ki bir saat bile fazladan oturmaya razilar yuzlerine tukuruldugu halde. Kendine aciyan adamlar eline mikrofonu alip Adnan ibra edilmiyeceksin adam gibi istifa et de hic olmazsa saga sola bakacak yuzun olsun diyeceklermis neredeyse. Sen hala ibra edilsin de o istifa ederdi de.

Baska biri olsa ben bu isi yapamadim basarisizim bir an once bu isi daha iyi yapana devredeyim diyecegi yerde GS baskaniyim diye kendine parsa toplayip bir sene daha GS klubunun basinda kisisr kisir kisinecekti. Bunlar bu tur tokatdan anliyorlar. Iki paralik oldu (zaten dort para idi). Simdi

Beni yanlış anlıyorsun...

Benim derdim Adnan şu bu değil...Stad'ı bitirmekten ve şirket birleşmesini sağlamaya çalışmak dışında işleri ne kadar yüzlerine gözlerine bulaştırdıkları, rezil kepaze oldukları matematiksel olarak bilançoda ve sportif olarak lig tabelasında zaten yazıyor... Ben başka bir şey anlatmaya çalışıyorum..

Sadece beni korkutan; seçilmiş başkanı seçimle göndermek yerine kongrede düşürmenin yaratcağı zararlar. Bu kongreye kadar çok fazla göze batmayan kamplaşma artık Galatasaray içinde de öylesine derinleşti ki; bu kongreden sonra artık liseli olmayan, oradan destek almayan ve ayrıca kongrede ezici çoğunluk sağlayamayacak adamın değil başkan, aday bile olması imkansız artık. Sözün özü; artık Galatasaray kongreleri okul temsilcisi seçimine döner. Hem liseden olsun, hem çok zengin olsun, hem parayı pulu döksün, hem şampiyon yapsın. Öyle kaç tane adam bulunabilinirse artık..