Page 1 of 1

Allah aşkına ben vurayım!

Posted: Sat Sep 29, 2012 1:51 pm
by Burak Ayyildiz
- Burak: Bırak ben vurayım. Vallahi iyi kullanırım.
- Selçuk: Bir tane ben vurayım, diğerini sen atarsın.

Allah'tan oyunda Hamit yoktu o anda... Kaç maçtır dikkatimi çekiyor, frikiklerden önceki benzer jest-mimikler ama işin buralara varacağını tahmin etmiyordum. Bu takımda kimin nereden hangi topa vuracağını hoca konuşmuyor mudur maç öncesinde? Belli ki konuşmuyor; her frikik öncesi bu üçlü arasında benzer diyaloglar yaşanıyor. Hem topa vuranın konsantrasyonu dağılıyor hem vuramayan küsüyor. Nasıl iştir bu Allah aşkına?

Re: Allah aşkına ben vurayım!

Posted: Sat Sep 29, 2012 7:43 pm
by Cengiz Akgun
Cuper'i gordun mu? Oyle bedavadan imparator olursan senelerdir Avrupada ter doken gelir boyle baldiri ciplak imparatoru boyle cizer.

Re: Allah aşkına ben vurayım!

Posted: Sun Sep 30, 2012 10:45 am
by Hasan Tezcan
Olmak degil Cengiz abi, ona o sifati yakistiranlari sorgulamaniz gerekir, serefsiz medyadan bahsediyorum. Ben FT'in "ben taratore falan degilim" demesini isterdim, ayni bu takim "dream team" degil dedigi gibi. Gicik aldiginiz FT degil serefsiz medya sanirim.

Mac sonrasi cok sinirli gördum kendisini. Ben sahsen bu mactan en az yenilmemelerini beklerdim, cunku Orduspor yenilecek takim degil bana sorarsaniz. Adamlarin gelis bicimi ortada, yedigimiz goller tamamiyla "kötu durus"/anlayis eseri. GS bundan tipki 2 sezon önce ki gibi oynadi o gun, isin kötu tarafi o.

Re: Allah aşkına ben vurayım!

Posted: Sun Sep 30, 2012 4:04 pm
by Cengiz Akgun
Yahu Hasan sen Taratore'nin bugune kadar hicbir alcak gonullu bir tavirini gordun mu? Biraz dalina bassinlar bak Aykut'a yaptiklari gibi onu bunu tehdit eder. Ben ders almam veririm diyen adam, Lucescu'ya zavalli adam demisken bana imparator filan demeyin saga sola hele hele futboldaki gercek imparatorlara ayip oluyor derse zaten gider elini operim.

Hasan Kabze filan o hirsla oynadi cocuk zaten. Baska macta boyle oynamaz. Bunun yolladiklari bu hirsi yapiyor. Cunku adaletsiz. Kafasina taktigi adam gidiyor ya da ne yaparsan yapsin direk oynuyor. Gecen sene Culio idi Ordu da belalisi. O da aynen demek oyle alsana boyle dedi az daha geri aliyordu ama Culio cenesini tutamadi. Simdi Milliyet zaten masa basi haberi yapmis. Ordu'daki sol bek gurbetci Turk'u gozune kestirmismis. Yine Ordu ile papaz olacagiz. Isin kotu tarafi bu.

Re: Allah aşkına ben vurayım!

Posted: Sun Sep 30, 2012 7:17 pm
by Yuksel Gunal
Cengiz Akgun wrote:Y

Hasan Kabze filan o hirsla oynadi cocuk zaten. Baska macta boyle oynamaz. Bunun yolladiklari bu hirsi yapiyor. Cunku adaletsiz. Kafasina taktigi adam gidiyor ya da ne yaparsan yapsin direk oynuyor.
Hasan Kabze'yi Fatih Terim yollamadi. 2007 yilinda Galatasaray'dan Rubin Kazan'a transfer oldu. GS'dayken de yedek forvetti. Ben severdim. Dunku futboluna da sevindim. Besiktas'a son dakikada attigi gol unutulmaz.

Bu yorum Stancu icin yapilabilir belki. Stancu'yu takimda tutup Sercan'i yollamak bence daha makul bir karar olurdu. Stancu Romen milli takiminda da oynuyor.

Re: Allah aşkına ben vurayım!

Posted: Sun Sep 30, 2012 9:02 pm
by Burak Ayyildiz
FT'nin takıma en çok zararı dokunan kronik takıntısı "çok forvetle oynarsam daha çok gol atarım" düşüncesidir. Hatırlayın, benzer düşünce bize 6-0'lık tarihi maglubiyeti getirmiştir (özellike bu maçın ikinci yarısındaki oyuncu değişikliklerini hatırlayın. Tek kişiye kalan orta saha yol geçen hanına dönmüştü). Genel anlamda çift santraforlu oyun, orta sahada topu görece ayağında daha fazla tutan/çevirebilen 1 adamın eksilmesi anlamına gelir. Belki bu alandaki en uç örnek olan Barselona'nın oyun dominansındaki etkenlerden biri de santraforsuz oyundur. Böylelikle pas oyununa rakipten daha fazla adamla katılıyorlar. Ordu maçında topu çevirecek/ oyuna hükmedecek 3 adamla (Selçuk, Melo, Hamit) başladık maça. Hamit çıkınca kaldı 2 kişi! Herkes Selçuk ve Melo'nun formsuzluğuna değiniyor ama hal böyle olunca bu arkadaşların pas yükünü paylaşacak kimse kalmıyor ve kısır oyunun sorumlusu Selçuk ve Melo gibi görünüyor. Özellikle Şampiyonlar Ligi ve Süper Lig'te zorluk derecesi yüksek deplasman maçlarında çift forvet alehimize işleyen bir durum olacaktır.

Re: Allah aşkına ben vurayım!

Posted: Sun Sep 30, 2012 9:56 pm
by Yuksel Gunal
Burak Ayyildiz wrote:FT'nin takıma en çok zararı dokunan kronik takıntısı "çok forvetle oynarsam daha çok gol atarım" düşüncesidir. Hatırlayın, benzer düşünce bize 6-0'lık tarihi maglubiyeti getirmiştir (özellike bu maçın ikinci yarısındaki oyuncu değişikliklerini hatırlayın. Tek kişiye kalan orta saha yol geçen hanına dönmüştü). Genel anlamda çift santraforlu oyun, orta sahada topu görece ayağında daha fazla tutan/çevirebilen 1 adamın eksilmesi anlamına gelir. Belki bu alandaki en uç örnek olan Barselona'nın oyun dominansındaki etkenlerden biri de santraforsuz oyundur. Böylelikle pas oyununa rakipten daha fazla adamla katılıyorlar. Ordu maçında topu çevirecek/ oyuna hükmedecek 3 adamla (Selçuk, Melo, Hamit) başladık maça. Hamit çıkınca kaldı 2 kişi! Herkes Selçuk ve Melo'nun formsuzluğuna değiniyor ama hal böyle olunca bu arkadaşların pas yükünü paylaşacak kimse kalmıyor ve kısır oyunun sorumlusu Selçuk ve Melo gibi görünüyor. Özellikle Şampiyonlar Ligi ve Süper Lig'te zorluk derecesi yüksek deplasman maçlarında çift forvet alehimize işleyen bir durum olacaktır.
Bu soylediginizi Manchester United macinda Ingiliz spiker de tekrarladi. Fakat ben gecen sezonu dusunuyorum, tek forvetle basladik ve ilk maclar pek de parlak degildi. Cift forvete dondugumuzde daha iyi oynamaya basladik. Sampiyonlar liginde tutar mi, ben de emin degilim acikcasi, Manchester macinda sanki orta sahayi cok rahat gectiler. Braga ve Cluj maclarinda boyumuzun olcusunu goruruz.