Page 29 of 37

Posted: Sun Jul 02, 2006 12:16 pm
by Ismail Gezer
Riberry gitmekle iyi yaptıysa Okana laf etmek ayıp olur o zaman..
Riberry dönmek istese kimse itiraz etmez heralde.. :)

Posted: Sun Jul 02, 2006 8:37 pm
by Ozan Ersoy
Ben en cok Oltunc'un yorumunu begendim. Bu turnuva hakem hatalari, antrenor hatalari ve bayik, bitmis oyuncularla hatirlanacak.

Brezilya'nin tek forvet cikip 4-5-1 oynayacagi aklima bile gelmezdi. Kim ne, niye, hangi akla, peynir ekmek gemisi, cildirmis olmalilar. Anam, babam Brezilya'ya karsi 4-5-1 oynanir, Brezilya oyle oynamaz. Akhinca tek forvet, 5 orta saha, 2 DM ile oynayan Fransa'ya karsi orta sahasini guclendirecek. Robinho kenarda, Adriano kenarda.

Dominque herkes kizdi ama adam bu Brezilya'yi iyi kullandi. Ilk once Makalele ve Vieira'li orta sahaya karsi istersen 3 DM cikar, adamlar senden fazla kosacak bu belli. Ikincisi Parriera Cafu'nun bozuk para gibi harcandigini goremedi. Tam 70 kusur dakika. Fransa surekli sol kanattan geldi. Mamouda bence cok iyi bir sol acik degil, ona ragmen Zidane'in liderliginde sol kanadi ince ince oydular. Cafu'nun ihtiyarlamis ayaklari yasini gosterdi. Parreira uyudu.

Brezilya'nin ilk sutu 70 kusur dakikada geldi. Yuhh...

Bitmis oyuncular dedik. Bu turnuvanin kapasitlerine gore dusundugumuzde en kotu iki oyuncusu vardi sahada dun. Ronaldinho ve Henry. Henry offside rezaletine devam etti. Attigi gol kimseyi kandirmasin. O Zidane'in super ortasi ve Brezilya defansinin uyumasi. Henry felaket kotu oynuyor. Ronaldinho sadece dun degil, butun turnuvada yoktu. Daha onceki maclarda cok geride oynuyor dedik, dun ileriye daha yakin oynadi ama hic is yoktu.

Iki futbolcu da CL finalinde oynadi. 34 lig maci + 4-5 kupa maci + 13 CL maci + 5-6 milli mac + dunya kupasi. Senede 60-70 mac.

Cok.

Dunya kupasinin kalitesinin dusmesinin en buyuk sebeplerinden.

Zidane... Muhtesemsin.. O yuzden gelmis gecmis en iyi 11 listemde her zaman yer alacaksin. Efendi adam, akilli adam, anti-Beckham adam, muhtesem futbolcu. Izleyebildigim icin cok mutluyum.

Not: Italya'nin kupayi alma sansi cok cok artti. Entresan bir finish olacak.

Ozan Ersoy

Posted: Sun Jul 02, 2006 10:26 pm
by Mert Tokman
Bu dunya kupasin da cok takimin uyguladigi 4-2-3-1 kotu bir sistem degil - ben begeniyorum ama cok kotu uygulamalari oldu... En onde ki 1'e eslik etmesi gereken 3'un sag ve sol tarafi 1'den cok uzakta kaldilar...

Ornekler...
Ingiltere'de J.Cole ve Beckham hic ceza sahasina girmediler - Rooney cok yalniz kaldi... Lennon Beckham yerine oynayinca sistem daha iyi calisti...

Brezilya'da solda Ronaldinho sagda Juninho Ronaldo'ya hic yaklasmadilar - halbuki Robinho sag kanada yakin oynasa Brezilya daha etkili olacakti... ortada Ronaldo veya Adriano da sadece biri kullanilmaliydi -- ikisinin birden oynadigi maclar da iki duragan adam hic olmadi... Halbuki soldan Ronaldinho sagdan Robinho iceriye "backdoor cut" yapip Kaka'nin aticagi toplarla bulusmaya calissalar cok daha uretken olurlardi... ama Ronaldinho bu rolu kabullenmekte direndi - topu yakalayan degil hep atan adam olmak istedi ama topu atacak hareketli adam yoktu... Yani Brezilya takimi topu yakalamak isteyenlerin degil hep atmak isteyenlerden kurulmustu (Ronaldinho, Kaka, Juninho) yakalamak isteyenler ya hereketsiz ve yavas (Ronaldo ve Adriano) veya kenardaydilar (Robinho).

Portekiz'de sag ve solda degismeli oynayan Ronaldo, Simao, ve Figo yine Pauletta ya cok az yaklasiyorlar - ceza sahasina fazla girmiyorlar --- Figo bir kere girdi ilk Togo macinda hemen golu yaziverdiler... Ronaldo top surme sevdasinda - ne atmayi ne de yakalamayi seviyor - 5 kisiye calim atip sut cekme isleri ile ugrasiyor hic begenmiyorum... biraz Zidane'a bakip basit oynamayi ogrense ne kabiliyet var ama kafa yok...

Son macin da Arjantin yine ayni hataya dustu... Crespo ileride tek basina iken - ne soldan Tevez ne de sagdan Maxi Rodriguez ona cok yaklasamadilar... Messi'nin oyuna alinmamasi buyuk hata oldu...

Fransa'da sistemi isleten Ribery... Ceza sahasina iyi kosular yapiyor ve topla da bulusuyor - ona ayak uyduran soldan gelen adam yok... Henry'de cok isteksiz gorunuyor... Giuly'nin takima alinmamis olmasi hata cunku bu sistem icin bicilmis kaftan... Giuly sagda Ribery solda cok daha iyi olurdu... Bence Henry ileride tek basina araksi kaleye donuk oynamayi beceremiyor... Sola dogru cekilse ve ortaya Trezeguet'i koyasalar daha iyi olur - boylece Henry kalaye yuzu donuk oynar ve daha verimli olur...

Hollanda bu sistemi en iyi uygulayanlardan... Robben soldan, Van Persie sagdan ortada ki adama iyi yaklasiyorlar -- Portekiz macinda Van Nistelrooy oynasa sonuc farkli olabilirdi... Makaay'in takima alinmamasi da buyuk hata... Hollanda'nin diger sorunu ortadan iceri cut edenlere top atacak adam eksikligi - aslinda VanDer Vaart'in yapmasi gereken isti ama sakatliktan yeni ciktigi icin cok formsuzdu... Van Bommel o isi layiki ile beceremedi...

Bu sistemi en iyi uygulayan takim - Barcelona... Soldan Etoo veya Messi sagdan Giuly veya Messi cok guzel kosular yapiyorlar... Ronaldinho ve Deco'da onlari buluyor bu kosulari yaptiklari zaman...

Posted: Mon Jul 03, 2006 2:41 am
by Ismail Gezer
Kupayı ’ezilmişler’ kazansın

CUMARTESİ gecesi televizyonda Brezilya-Fransa maçını izlerken fark ettim ki Fransa’nın kazanmasını istiyorum.

Fransızlara büyük bir sevgi beslediğimden değil ama.

Kazanmasını istediğim Zidane’dı aslında. Bir Bedevi ailesinin çocuğunun, Fransa’nın asla unutulmayacak bir ulusal kahramanı olmasıydı asıl istediğim.

Eminim ki o sırada Fransa’da, televizyonlarının başına oturup maçı izleyen bütün Fransızlar sahadaki on birin ten renklerinin farkında bile değillerdi.

Thuram, Abidal, Vieira, Makalele, Zidane, Malouda, Wiltord, Henry, Saha.
Yedek kulübesindeki Trezeguet’yi saymıyorum.

Maçtan sonra Paris’te, Lyon’da, Marsilya’da ve öteki Fransız kentlerinde sokaklara dökülenlerin büyük bir bölümü, göçmen karşıtlığını bir tür ırkçılığa dönüştürmüş partilerin seçmeniydiler. Fransa’daki seçim anketleri böyle söylüyor.

İstiyorum ki kupayı Fransa kazansın. Varoşların itilmiş, ezilmiş göçmenlerini her türlü kötülüğün anası gibi gören Sarkozy’nin bu takımı havaalanında karşıladığını, Zidane’ın, Henry’nin, Thuram’ın ellerini sıktığını görmeyi istiyorum çünkü.

Hayalim gerçekleşirse televizyon ekranından Sarkozy’nin yüzüne dikkatle bakacağım.

Yüzüne taktığı "burnu büyük beyaz Fransız" maskesinin kızarıp, kızarmayacağını izleyeceğim.
Mehmet Y. YILMAZ

Posted: Mon Jul 03, 2006 8:35 am
by Oltunc Özgür
Bu kupayı keşke Fildişi Sahilleri kazansaydı, isminden belli olacağı gibi sömürülmeye gidilmiş soyup soğana çevrilmiş bir ülkenin 2000'lerin dünyasında bu kupayı alması ne kadar anlamlı olurdu. Kimse not düşmemiş ama ben Amerika'nın performansını çok beğenmiştim özellikle İtalya maçında ki oyunları bizim UEFA şampiyonu olduğumuz oyuna çok benziyor Donovan diye bir oyuncuları var herkes Graevesen gibi bir kaşar Ze Roberto gibi bir 2. Concecaio vakasına peşine düşsün asıl transfer budur.

Gelelim komplo teorilerine, ortalıklarda deli gibi dolanan Kaiser Beckenbauer FIFA başkanlığının peşinde, bu Almanya organizasyonunun da öncüsü, uzun süredir ekonomik sıkıntı içinde olan "Du bist Deutschland" gibi kampanyalar ile ülkeyi eski dinamizmine getirmeye çalışanlar için bu dünya kupası hele hele kazanılacak şampiyonluk ilaç gibi gelecektir futbol öyle bir oyundur ki eski roma'daki gladyatör dövüşlerinin Senatodaki etkisinden bugünkü siyasete etkisi daha fazladır, uzun lafın kısası Almanya bileğinin hakkıyla mı yoksa başka bir şekildemi bilemem ama bu kupayı alacak.

Pareira'nın yanında oturan Zagallo'ya dikkat edeniniz oldu mu acaba :) adam 90 küsur yaşında olmalı herhalde 1. dünya savaşı gazisi gibi duruyor, sahada Cafu, Emerson ve Roberto Carlos var allahtan Dunga Bebeto Branco futbol oynamaya devam etmiyorlar yoksa onlarıda çağırıp birde utanmadan sahaya sürecekler. Kenarda bu senenin flaş isimleri Cicinho, Sylvinho Edmilson Robinho ve daha niceleri duruyor ama Pareira 70 dk. Cafu'ya tahammül ediyor onlarca yanlış pas dışarı atılan kesmeler ve adam kaçırmalar (hele Henry'nin bir deparı varki), birileri sanki Almanya'nın yolunu yapıyor gibi yoksa bu kadar kötü oynamalarına Fransa sebep olmuyor onlarda geriye yaslanmışlar atletik uzun boylu zencileri zebellah gibi bu sene tatile çoktan çıkmayı hak etmiş Ronaldinho'nun ve Nike reklam billboard'larının birde esprisin kaybeden tv reklamların pilli bebek Beckham'la beraber yıldızı Ronaldo'nun başındalar. 82 yılında ki o muheteşem kadro hala hatırlanıyor evet onlar Katanaçyo'ya şikeci Rossi'ye şansa bala umursamazlığa yenildiler ama hala hatırlanıyorlar onlarda kupadan elendi ama böyle değil, umarım Keçi boynuzuna dönüşen futboluda kurtarma misyonunu hala bu sambacılar devam ettirir yoksa Adidas ve Nike reklamlarında 2-3 artistik hareket yapıp ondan sonra dünya kupalarında yan gelip yatan pilli bebekler görmek özellikle genç arkadaşların en son görmek istediği şeydir onların kahramanları gözbebekleri bu arenalarda gözüküyor yoksa pırıltılı reklam sahnelerinde değil.

Komplo teorilerini doğrulayacak olan hareketler yada TD eşşeklikleri

1. Van Basten: Seedorf Hollanda takımında hala oynayabilir bu sene Milan'da en iyi sezonunu geçirdi ve artık dikkatini dağıtacak afro saçları yok.

2. Domenech : Ribery'nin farkına son dakikada vardı ve bu noktaya geldi ama o da az ... değil.

3. Sven Göran Eriksson : Daily Sun Mirror gibi tabloid gazetelerin atacağı flaş haberleri düşünerek garanti adamlar ile oynamayı seçti Beckham'ı oynatıyorsan bari uzun Crouch'u koy, Genç Lennon ve Chelsea 'nın sol açığı zenci Philips bu kupada çok iş yapabilirlerdi.

4.Peckerman : Messi'nin pişecek bir yeri kalmamış ya oynatırsın yada hiç oynatmazsın, 1-0 öne geçtiğin Almanya maçinda sona 30 dk kala bütün etkili silahlarını almak gibi bir ilke imza attın helal olsun.

5. Pareira ve paşa baba Zagallo: Kemal Sunal'ın Tosun paşa filmindeki gibi bir ara Zagallo'nun Pareira'ya "amca cım " diye sarılacağını düşündüm, yaptıkları ve yapmadıklarını zaten yukarıda yazdım bence kupanın en büyük TD hatalarını bizzat bu 2 'li yapmıştır açıkçası bu heriflere emekli maaşı bile bağlamazdım.



Son sözümüzde feerpiley başkanımıza: Ribery kaçtı onlarca alakasız adam ile Kulüp iflasta döndü lütfen ama lütfen Ze Roberto ve Graevesen'i almayın onun yerine 5 milyon euroluk Ülker bisküvi alsınlar ve taraftara dağıtsınlar e azından milletin ağzı tatlanır:)


saygılar

Posted: Mon Jul 03, 2006 3:43 pm
by Ismail Gezer
'Kafanı patlatacağım'

Rooney için kırmızı kart isteyen Ronaldo'nun İngiltere'de bileti kesiliyor. Rooney'nin Ronaldo'ya takım arkadaşına "Kafanı patlatacağım" dediği iddia ediliyor

2006 Dünya Kupası çeyrek finalinde penaltılarda İngiltere’yi eleyen Portekiz’in yıldız futbolcusu Cristiano Ronaldo’nun kulübü Manchester United ile ilişkisinin kesileceği iddia ediliyor.
Portekiz ve İngiliz gazeteleri, maç sırasında İngiliz futbolculara
karşı hareketinden ve Real Madrid’e gitmek istediğini açıklamasından dolayı Ronaldo’nun Manchester United’dan gönderileceğini yazdı.
Ronaldo’nun "Real Madrid’de oynamak istiyorum. Umarım anlaşma sağlanır" sözünü "utanç verici" olarak değerlendiren İngilizler ve Manchester Unitedlı taraftarlar, Portekizli futbolcuyu istemediklerini söylediler.
Bu arada, İngiltere-Portekiz maçı sırasında İngiliz Wayne
Rooney’in Portekiz defans oyuncusu Ricardo Carvalho’ya yaptığı faul sonrasında Ronaldo’nun hakeme koşarak Rooney için kırmızı kart istemesi de İngiltere’de büyük tepki aldı. Ronaldo, "Hakeme sadece faul olduğunu söyledim. Atılmasını istemedim" diyerek kendini savunsa da Rooney’in maçtan atılmasının ardından, Portekizli futbolcuya, "Seni gördüğümde kafanı patlatacağım" dediği iddia edildi.
Milliyet


İkinci Alpay vakası.. :)

Posted: Mon Jul 03, 2006 5:55 pm
by Baris Tokat
Oltunc Özgür wrote: 5. Pareira ve paşa baba Zagallo: Kemal Sunal'ın Tosun paşa filmindeki gibi bir ara Zagallo'nun Pareira'ya "amca cım " diye sarılacağını düşündüm, yaptıkları ve yapmadıklarını zaten yukarıda yazdım bence kupanın en büyük TD hatalarını bizzat bu 2 'li yapmıştır açıkçası bu heriflere emekli maaşı bile bağlamazdım.

Parreira da sandigimiz kadar aptal bir teknik direktör degil tabi. Brezilya'li bir arkadasim anlatmisti. Parreira aslinda Ronaldo, Roberto Carlos ve Cafu'yu oynatmaktan yana degildi. Hatta bunu kendisi söylemis. Ama bu konuda eli kolu bagli oldugu icin oynatmak zorundaymis. Ronaldo ve R.Carlos'un arkasinda tabi Nike var (Cafu ise Brezilya'nin en popüler birasi Antarctica icin reklam yapiyormus) Bu sirketler Brezilya futbol federasyonuna baski yapip reklam kahramanlarinin oynamalarini sagliyorlar. Yoksa Parreira da farkli bir takimla bu turnuvayi oynar ve Brezilya yine dünya sampiyonu olurdu.

Posted: Mon Jul 03, 2006 8:45 pm
by Ozan Ersoy
Baris Tokat wrote:
Oltunc Özgür wrote: 5. Pareira ve paşa baba Zagallo: Kemal Sunal'ın Tosun paşa filmindeki gibi bir ara Zagallo'nun Pareira'ya "amca cım " diye sarılacağını düşündüm, yaptıkları ve yapmadıklarını zaten yukarıda yazdım bence kupanın en büyük TD hatalarını bizzat bu 2 'li yapmıştır açıkçası bu heriflere emekli maaşı bile bağlamazdım.

Parreira da sandigimiz kadar aptal bir teknik direktör degil tabi. Brezilya'li bir arkadasim anlatmisti. Parreira aslinda Ronaldo, Roberto Carlos ve Cafu'yu oynatmaktan yana degildi. Hatta bunu kendisi söylemis. Ama bu konuda eli kolu bagli oldugu icin oynatmak zorundaymis. Ronaldo ve R.Carlos'un arkasinda tabi Nike var (Cafu ise Brezilya'nin en popüler birasi Antarctica icin reklam yapiyormus) Bu sirketler Brezilya futbol federasyonuna baski yapip reklam kahramanlarinin oynamalarini sagliyorlar. Yoksa Parreira da farkli bir takimla bu turnuvayi oynar ve Brezilya yine dünya sampiyonu olurdu.
Yok artik daha neler !!!

Kusura bakma Baris ama konspirisi teorinin alasini yazmissin burada.

Bakiniz 98 Amerika Dunya kupasinda ve ardindan FB'de Parreira'nin oynattigi futbol ve kurdugu takimlar. Bu dunya kupasinda hic farkli bir yol cizmedi. Sacma salak bir sekilde elendi takimi. En buyuk sucludur. Japonya macina cikan ilk 11 en iyi futbolu uretti Brezilya adina. O takimla ciktiginda Nike sponsor degil miydi? O takimla devam etse simdi kupaya iki 90 kalmisti.

Ozan Ersoy

Posted: Tue Jul 04, 2006 7:07 am
by Ozgur Huseyinoglu
Cengiz Akgun wrote:
Tolga Girici wrote:..
Ribery'e de buyuk sempati duyuyorum nedense. Adam bizi satti gitti ama oyle yapmasaydi su anda milli takimda olmazdi. Sansini kendi yaratti ve 3 sene icinde ucuncu ligden dunya starligina terfi etti.
....
$u lafi nasil soyleyebiliyorsun Tolga anlami$ degilim. Bu takimin ba$inda e$ek ba$I bile olamayacak insanlar varken ve adama hak ettigi para yerine eline sana borcumuz yok diye kagit imzalatmi$larken Ribery nasil oluyordu GS'yi satip gidiyor. Goreceksiniz zirnik alamayacaklar Ribery i$inden. Alsalar zaten en buyuk haksizlik olur.

Adamin ne kadar dogru bir harket yaptigini bugun sen dahil herkez goruyorken kalkip GS'yi satti gitti nasil diyebiliyorsun? Kici kirik bir takimda okuz gudemeyecek insanlarin elinde zarar ziyan olacak iken dun Brezilya onunde futbol nasil oynanir gosterdi cocuk. GS kalsa idi balikcilarin koyunden ba$ka Avrupa yuzu goremeyecekti gecen sene. Insaf edin biraz ve Ribery adina sevinin. Hayati kayiyordu zavallinin ve Allahtan onune birileri cikipta elinden tuttu.
Ikinize de itirazlarim var, haftasonu mesguliyetleriyle biraz gecikmeli olsa da, bir tasla giriseyim dedim cevaba! :)

Tolgacigim, yine sen degilmiydin, Dunya kupasi elemeleri oynanirken, Fransa Teknik Direktorunun (ya da medya mi belki(?)) Ribery'nin kadroya secilmemesinin nedeni olarak o anki takiminin kotu oynuyor olmasi diye belirttigini, GS'da kalsaydi, daha sansli olabilecegini soyleyen?? (*)...

Ve aslinda, burasi hepten varsayim (wishful thinking) olacak tabii ama, belki kalsaydi, Norvec'in balikcilarini elememiz yonunde de olumlu katkisi olurdu, belli mi olur? Yani kendisi de yine Avrupa sahnesinde olabilirdi daha da fazla.

Cengiz Hocama itirazlarim, "satma", "zirnik" ve "hayat kayma" konularinda...

Yoneticiler de armutluk var, ona birsey demiyorum tamam ama, elemanin menajer degistirme ve uyarma konusundaki "caktirmadan kacma" ana niyeti cercevesinde, yaptigi cok da saglam/guvenilir olmayan olaylar bir yana, bu ise, profesyonel bakamayan taraftarin sevgisine, ihaneti de soz konusu (ki Batigol'un Fiorentina sevgisi filan ornek olsaydi illa profesyonellik ornek olacagina!)... Ama, o konuda seninle nasil olsa hic anlasamayacagiz, en iyisi ben yazmadim say... :) :?

Zirnik alip alamayacagimiz konusunda, benim de suphelerim cokca (Bkz, Felipe vakasi! (Gerci FT sagolsun, onu biz kendi elimizle paketleyip gonderdik ve de odenmis yukluce bonsvervisin uzerine soguk su icmistik sanirim(?))). Zaten yine Ribery konusu gectiginde, icinde oldugum ikilem diyerekten yazmistim. Hepten ele yuze bulastirmak gibi bir durum olmazsa (ki genelde eksik olmasinlar, bunun olasiligi, tersinden fazla oluyor), oyle acaip derecede milyon dolarlar degil ama, bir miktar para alacagimiza dair umidimin olma nedeni, OM'in adamlarinin kendilerinin, "olay mahkemeye gitmeden anlasalim" hesabindan para onermis olmalari. Yani, en azindan yoneticiler oyle iddia ediyordu. Hepten yalan uydurmadilarsa hani, zirniktan fazla birseyler aliriz...

Hayat kayma konusunda da hepten ucmussun hocam kusura bakma ama. Sanki, sanan da, takimda geride kalanlar, ince hastaliga filan yakalandi sanacak. Saidou'nun hayati mi kaydi mesela? O kaldi, ve yine Fransa liginde, eh, belki en buyuklerden degilse de, oyle uyduruk olmayan bir takima gitti. Tolga asagida yazmis, kac ay oncesinde, hala de gecerli; diger milli oyuncularimiz da, secilmeye devam ettiler. Bir tek Heinz'da kotu kullanma/kullanamama durumu oldu ki, o bile, yine de Dunya kupasinda oynayabildi yani.

Hoscakalin,
_________________
Özgür
(*)
http://www.cimbom.org/forum/viewtopic.php?p=39726#39726
Tolga Girici wrote:....
Bir de Ribery'nin secilememe sebebi dogruysa Allah'in sopasi yok dedirtti bana. Tamam yoneticiler hatali, tamam parasi zamaninda verilmedi ama GS'da kalsaydi o da milli takimdaydi bence. Galatasaray her ne kadar Avrupa'dan silinse de halen Saidou, Song, Tomas, Ilic, Heinz, Mondragon yani butun yabancilar mili takimda garanti yer sahibi. Ribery de oyle olurdu.
Fransa'da Ribery secilmemis. Anelka kadroda.
Olympique Marseille playmaker Ribery, widely seen as the long-term replacement for Zinedine Zidane, is kept waiting because of his club's disappointing season.

Posted: Tue Jul 04, 2006 7:11 am
by Deniz Selman
4-2-3-1 yeni model oldu...kupa'nin basinda iki forvetle oynayan takimlar bile (Arjantin, Italya) daha sonrasinda tek forvet'e donduler...kalan 4 takimin 3'u (Almaya haric diyerleri) 4-2-3-1 oynuyor...bu sistemin ne kadar ofansik veya defansif oldugu genelde "3" oyuncunun ozelliklerine bagli...Italya'da Perrotta calim atip ileri giden bir oyuncu olmadigi icin, Totti ise acaip durgun oldugu icin bu kupada, en defansif sistem onlarinki.

Fransa'da Malouda-Zidane-Ribery uclusunun atak oynamalari, ve 2'den Vieira'nin cok iyi zamanlanmis cikislari, Fransa'nin en hos 4-2-3-1'i oynamasini sagliyor bence.

Portekiz'da C Ronaldo-Deco-Figo uclusunu sadece iki kere gorebildik, ama bunlarda atak yapiyorlat, hatta Pauleta'nin asil amaci sanki duvar olarak durmak ucta. 2'den Maniche'in tehlikeli sutlarini ekleyince genelde goze hos futbol oynuyor Portekiz...

Bu Kupa'da fazla kapaniyor takimlar diyorlar, ama Ispanya'nin 1-0 ondeyken yedigi gol'a bakin...savunma nerdeyse orta sahada kurulu, 3 forvet ve arkalarinda Xavi-Xabi Alonso-Fabregas, "ya bunlari nasil geceriz" dedirten oyuncular degil, ve surekli ataga cikan Sergio Ramos. Sen 1-0 ondesin, dakika 41, deli gibi herkes ataga cikmis--dunya bu tur futbolu alkisliyor belki, ama bu alkis cok uzun surmuyor--cunku bir Ribery yeter 1-0'i aninda silmeye...bu olayin gercegi. Daha acik futbol gormek istiyorsa FIFA, Blatter'in her bok'a karisip "Ingiltere yeterince atak yapmiyor" gibi sacma sapan konusmasiyla degil, kurallari degistirerek ancak yapabilir...ne kurallari nasil degiser, onu bilemem...

Deniz

Posted: Tue Jul 04, 2006 7:27 am
by Tolga Girici
Ozgur Huseyinoglu wrote:
Cengiz Akgun wrote:
Tolga Girici wrote:..
Ribery'e de buyuk sempati duyuyorum nedense. Adam bizi satti gitti ama oyle yapmasaydi su anda milli takimda olmazdi. Sansini kendi yaratti ve 3 sene icinde ucuncu ligden dunya starligina terfi etti.
....
$u lafi nasil soyleyebiliyorsun Tolga anlami$ degilim. Bu takimin ba$inda e$ek ba$I bile olamayacak insanlar varken ve adama hak ettigi para yerine eline sana borcumuz yok diye kagit imzalatmi$larken Ribery nasil oluyordu GS'yi satip gidiyor. Goreceksiniz zirnik alamayacaklar Ribery i$inden. Alsalar zaten en buyuk haksizlik olur.

\Allahtan onune birileri cikipta elinden tuttu.
Ikinize de itirazlarim var, haftasonu mesguliyetleriyle biraz gecikmeli olsa da, bir tasla giriseyim dedim cevaba! :)

Tolgacigim, yine sen degilmiydin, Dunya kupasi elemeleri oynanirken, Fransa Teknik Direktorunun (ya da medya mi belki(?)) Ribery'nin kadroya secilmemesinin nedeni olarak o anki takiminin kotu oynuyor olmasi diye belirttigini, GS'da kalsaydi, daha sansli olabilecegini soyleyen?? (*)...

Cengiz Hocama itirazlarim, "satma", "zirnik" ve "hayat kayma" konularinda...

Yoneticiler de armutluk var, ona birsey demiyorum tamam ama, elemanin menajer degistirme ve uyarma konusundaki "caktirmadan kacma" ana niyeti cercevesinde, yaptigi cok da saglam/guvenilir olmayan olaylar bir yana, bu ise, profesyonel bakamayan taraftarin sevgisine, ihaneti de soz konusu (ki Batigol'un Fiorentina sevgisi filan ornek olsaydi illa profesyonellik ornek olacagina!)... Ama, o konuda seninle nasil olsa hic anlasamayacagiz, en iyisi ben yazmadim say... :) :?

Zirnik alip alamayacagimiz konusunda, benim de suphelerim cokca (Bkz, Felipe vakasi! (Gerci FT sagolsun, onu biz kendi elimizle paketleyip gonderdik ve de odenmis yukluce bonsvervisin uzerine soguk su icmistik sanirim(?))). Zaten yine Ribery konusu gectiginde, icinde oldugum ikilem diyerekten yazmistim. Hepten ele yuze bulastirmak gibi bir durum olmazsa (ki genelde eksik olmasinlar, bunun olasiligi, tersinden fazla oluyor), oyle acaip derecede milyon dolarlar degil ama, bir miktar para alacagimiza dair umidimin olma nedeni, OM'in adamlarinin kendilerinin, "olay mahkemeye gitmeden anlasalim" hesabindan para onermis olmalari. Yani, en azindan yoneticiler oyle iddia ediyordu. Hepten yalan uydurmadilarsa hani, zirniktan fazla birseyler aliriz...

Hayat kayma konusunda da hepten ucmussun hocam kusura bakma ama. Sanki, sanan da, takimda geride kalanlar, ince hastaliga filan yakalandi sanacak. Saidou'nun hayati mi kaydi mesela? O kaldi, ve yine Fransa liginde, eh, belki en buyuklerden degilse de, oyle uyduruk olmayan bir takima gitti. Tolga asagida yazmis, kac ay oncesinde, hala de gecerli; diger milli oyuncularimiz da, secilmeye devam ettiler. Bir tek Heinz'da kotu kullanma/kullanamama durumu oldu ki, o bile, yine de Dunya kupasinda oynayabildi yani.

Hoscakalin,
_________________
Özgür
(*)
http://www.cimbom.org/forum/viewtopic.php?p=39726#39726
Tolga Girici wrote:....
Bir de Ribery'nin secilememe sebebi dogruysa Allah'in sopasi yok dedirtti bana. Tamam yoneticiler hatali, tamam parasi zamaninda verilmedi ama GS'da kalsaydi o da milli takimdaydi bence. Galatasaray her ne kadar Avrupa'dan silinse de halen Saidou, Song, Tomas, Ilic, Heinz, Mondragon yani butun yabancilar mili takimda garanti yer sahibi. Ribery de oyle olurdu.
Fransa'da Ribery secilmemis. Anelka kadroda.
Ozgur Abi cok iyi yakalamissin, o zaman Ribery secilmedigi zaman bunu Marsilya takiminin basarisizligina baglamistim, Galatasaray'da olsaydi kulup duzeyinde daha basarili olurdu, sampiyonlugu olurdu en azindan, ustune bir de Tromso'yu gecerdik diye dusunuyorum. Ama ben Ribery'nin 3 defa FRansa'da ayin oyuncusu oldugunu bilmiyordum, hic bir macini izlemedigim icin de tamamen subjektif ve duygusal bir yorum yapmisim. Simdi GS sampiyon olunca Ribery'nin yoklugu daha az koymaya basladi, ustelik sahada gorunce bizden biri olarak dusundugum icin sempati duymaya basladim tekrar :) "satti gitti ama kendisi icin iyi olani yapti, basarili oldu" seklinde bir yorum yaptim.

BUrada kritik soru "Ribery GS'da kalsaydi milli takima girer miydi?" oluyor. Secilemedikten sonra "Iste GS'da kalsaydi secilirdi", secildikten sonra "GS'da kalsaydi secilemezdi" seklinde iki ayri yorum yaparak harika bir is basarmisim :)

Halihazirda milli takimda olan oyuncular GS'da iken yine milli takima seciliyorlar, ama daha A milli olmamis bir oyuncunun GS'da iken Fransa'da A milliye yukselip yukselemeyecegi konusunda halen kararsizim aslinda.

Ribery'den para kazanmak konusunda ise, bastirilirsa en azindan 2-3 milyon dolar falan kazanilabilecegini dusunuyorum. Lyon'a gitmesi durumunda bizim acimizdan avantajli bir durum olusuyor.

Posted: Tue Jul 04, 2006 7:31 am
by Ozgur Huseyinoglu
Deniz Selman wrote:...bu olayin gercegi. Daha acik futbol gormek istiyorsa FIFA, Blatter'in her bok'a karisip "Ingiltere yeterince atak yapmiyor" gibi sacma sapan konusmasiyla degil, kurallari degistirerek ancak yapabilir...ne kurallari nasil degiser, onu bilemem...
Bu dunya kupasinda, hakemlerin faulleri daha cabuk calmasi, sari kartlari (ve ikincileriyle kirmizilari da) daha kolay cikarmasinin, aslinda, bu yonde etkisi olabilecegini ummustum ben. "Cirkin" futbol oynayan/orta saha faulleriyle rakiplerini durdurmaya calisan takimlarin, teknik becerisi olan/top surebilen/adam gecebilen rakiplerini en fazla iki kere kacirma hakki oluyordu, direk takimlari eksiliyordu ucuncuye.

Ama (izleyebildigim maclar itibariyla) (iyi niyet yoksunu futbolcular/takimlar sagolsun), bu yonetim stili degisikligi, savunmalari faul yapip oyunu durdurmaktan caydiracagina, hucum yapanlari (Sevgili Mert'in gecenlerde yazdigi hesap) baliklama dalis yapmaya sevketti.

Erman hesabi, "Hakemin futbolu bilmesi lazim bunlari ayirdedebilmesi icin hocaaam" demek gerekiyor herhalde (ki, hatirlarsaniz, bu yil ya da onceki yil, bu tip aldatici kendini atmalara sari kart icin ceza alani kisitlamasi kaldirilip, sahanin her yeri icin gecerli hale getirilmisti. Terse de tepebilmesi gereken birsey aslinda)...

Posted: Wed Jul 05, 2006 12:29 am
by Ismail Gezer
120'de İtalya 2 gol taktı!
Kahretsin 2. gole ne gerek vardı ulan, sinir ettiniz :)

Posted: Wed Jul 05, 2006 12:41 am
by Can Baysan
Seyirciyi futboldan nefret amacıyla dünyaya gönderildiklerine inandığım İtalya son dakikada yine yaptı yapacağını!

2. turda uydurma bir penaltıyla tur atladılar...
Çeyrek finalde çıtır çerez Ukrayna'ya düşüp zorbela yendiler...
Bugün başından sonuna kadar denk giden maçta uzatmaların bitimine 1 dakika kala 2 gol atıp kendilerini finalde buldular.

Kupadaki pozitif futbolun tek gerçek temsilcisi olarak gördüğüm Almanya, bir anlık konsantrasyon eksikliğini pahalı ödedi.

İtalyanlarsa tıpkı Euro 2000'deki gibi "katenaçyo" denen Allah'ın belası işkence aletini kullanmaktan başka maharet göstermeden haketmedikleri bir finalin kapısını açtılar.

Almanya bu şeklini devam ettirirse ileriki turnuvalarda çok kupa kaldırır...
Katenaçyo ise, anavatanı İtalya'sına ancak böyle 6 yılda bir güler!

Söylenecek tek şey: Allez le bleues!

Posted: Wed Jul 05, 2006 12:54 am
by Tolga Girici
Ribery roportaji
Ribery revels in growing status
4 July 2006
by FIFAworldcup.com

Despite being the youngest member of Raymond Domenech's travelling party at just 23, Frank Ribery has seen more playing time than most since Germany 2006 began. Relaxed and carefree as ever, the Marseille star spoke to FIFAworldcup.com about his integration into the France squad and the challenges ahead.

FIFAworldcup.com: Frank, how are preparing for the semi-final against Portugal?Frank Ribery: Everything's going very well within the squad and the mood is excellent. We're getting ready for a game we expect to be a lot more difficult than the one against Brazil.

What do you make of your opponents?
They're clearly a more organised team than Brazil. On top of that, Luiz Felipe Scolari can call upon high-quality players like Luis Figo, Cristiano Ronaldo, Pauleta and Deco. But we'll be ready to face them.

Have you already worked out how best to cause Portugal problems?
To be honest, the only thing that interests us is ourselves and how we play. We don't waste our time worrying about how Portugal will go about things. Little by little, we've been improving and we're very strong now. There are only two games left and it's up to us to win them.

France have played five matches at this FIFA World Cup™ and you have started in four of them. How are you coping with your new status?
Above all, I'm very happy for my family and the people close to me, who did a lot to help me reach this level. Now I have to keep my feet on the ground and carry on enjoying every moment.

What targets have you set yourselves?
Even if some people weren't as convinced as others, our goal has always been to win the Trophy. A few weeks ago, I didn't think things would turn out as well as they have for myself and the team. But here we are, one step away from reaching the Final. We'll see what happens next.

So you are not feeling any extra pressure?
No, I feel better and better with every game. But I'm still not thinking too much, I just go out there to give every last drop of sweat. I want to fight as hard as I possibly can for this team.

Do you already feel closer to certain players in the squad?
Every one of my team-mates gives me a little something because they're all more experienced than me. Even though I can imagine it couldn't have been easy seeing this young guy show up, something I totally understand, I've been extremely well received. I feel really at ease in this team. The atmosphere is excellent and that shows on the pitch. Without doubt, the players I'm closest to are Zinedine Zidane and Thierry Henry. I listen to advice from Zizou all the time. For example, he's told me to measure my efforts a bit more, to switch between playing at speed and slowing things down.

Speaking of Zidane, what did you make of his performance against Brazil?
That was just typical Zidane; it didn't impress me any more than that. The only difference was this time I was next to him on the pitch. And I can assure you he does everything a lot quicker in real life than on TV (laughs).

As for yourself, what do you think you bring to the table?
Me, I joke around, I tease people. I'm an outgoing person rather than someone shy who locks themselves in their room all day. Basically, I just try and share my joie de vivre and fit in with the squad.

Where were you in 1998, when France became world champions?
I must have been about 15 at the time. I was watching games with my friends, and then going out into the street to celebrate. At the time, the only thing on my mind was to scream ‘Allez les Bleus!’ louder and louder each time.

Two years ago, you left Brest in the French third division to join Ligue 1 side Metz. Did you ever think at the time you might be playing at the FIFA World Cup in Germany?
Of course not! But I wasn't the only one: no one thought it. I worked hard and I think I did what was needed. I've always been able to keep challenging myself and I still am. At the moment, I’m making sure I savour absolutely everything.