Yolculuk / Ani /Konu dışı

[Alpay Dedeoglu]

Keremin bu Amerikadaki ve Isvecteki hayat ritmi ile ilgili
yazdigi konu enteresan. Cevaplamak isterim ama cok uzun olacak daha sonra.

Yalniz birde tabii isin baska bir yonu var. Ikiz Kulelere ucak carptiginda
cok az Turk (1-2 tane) olmustu. Kurtulan Turkler; Hic anons beklemeden ve/veyaanonsu takmadan merdivenlerden kacmislar, cep telefonu ile cok konustuklarindan ve de dostlarına ve akrabalarına cok bagli olduklarindan disaridan yakinlari onlari hemen uyarmisti, Akdenizli kimligi ile beklemek yerine hemen harekete gecmisler (proactive approch) ,bir kismida zaten isine gec kaldigi icin yirtmisti. Buda cok enteresan bir karsi arguman mesela. Yani o Turkler yerine Amerikalilar olsaydi daha cok olum olurdu diyebiliriz. Hadi Kerem buradan yak.

Bu arada bir Filistin sansuru oldugu dogru. Levetteki kulelerde olan Israil Baskonsoloslugunun onunde gunlerdir protestolar var. Yuzlerce, binlerce kisi toplaniyor her gece. Sesler 4. Levente kadar geliyor ki aradaki mesafe cok fazla Daha ne televizyonda gordum, nede gazetede okudum bu protestolari. 24 saat kamp kuran nobet bekleyen cok cesitli politik inanclara sahip gruplar var.

Ah guzel kardeslerim iyisiniz hossunuzda , ulkeyi daha direkolarak ilgilendiren bircok hayati konudada keske bu kadar duyarli olabilseydiniz.

[Mehmet Gurdal Cetin]

Ufuk'a burdan selam olsun.

Abisi isi birakmis

http://latestnews.virginmedia.com/infoc ... pictures/7

http://latestnews.virginmedia.com/infoc ... ictures/12

http://latestnews.virginmedia.com/infoc ... pictures/6

http://latestnews.virginmedia.com/infoc ... pictures/5

Bu adami en cok Amerika'daki standupcilar ozleyecek.Cok ciddi bir konu darligi baslar artik.

Amerika yeni bir krize daha giriyor

[Kenan Atak]

Irak savasi basladiginda Göteborg'ta oturuyordum. 450 bin kisilik sehirde 35 bin kisi gösteri yapmisti savasa karsi (nerdeyse sehrin onda biri). Millet cocuklari ile geldi. Ustelik de Iraklilar musluman oldugu icin degil insan oldugu icin yapildi bu gösteriler (Istanbul'da kac kisi yapti, ustelik Iran kalkip Bulgaristan'i bombalasa kac kisi yapar guldurmeyin adami, hristiyan diye kimse kasinin kilini oynatmaz) . Gecen gun Yilmaz Özdil yazdi iste Kaka denen futbolcu icin elin arabi milyonlarca dolari gözden cikartmis. Tsunami oldugunda ABD halki olmak uzere batidan inanilmaz yardim oldu (Almanya'da turklerin yaptigi uc bes kurusu deniz feneri adi alrtinda horumlayanlar bugun nerelerde afra tafra kesiyor bir bakin, bunu haber yapti diye gazetelere salya sumuk saldirdilar, ustelik bu akil almaz yolsuzluk hasir alti edildi bile). Batililar söyle böyle diye bok atmadan evvel dusunmek lazim. Evet medya araci ile beyin yikama yuzunden bilincsizlik de var ki bu her yerde var. Insanlar evet muthis bilincsiz cogu daha yedikleri yemeklerin ve gida endustrisinin hem kendilerini hem cocuklarini agir hastaliklara göturdugunun bile farkinda degil birakin Irak''ta Filistin'de ne olup bittigini anlamayi). Turkiye'de daha 16 sene evvel insanlar diri diri yakildi yakanlarin zihniyetini halk iktidara getirdi. Yani kisacasi bu uslamlama ile duvara toslariz zira bir suru karsi örnek var.

[Ali Gursel]

Irak savasi basladiginda Göteborg'ta oturuyordum. 450 bin kisilik sehirde 35 bin kisi gösteri yapmisti savasa karsi (nerdeyse sehrin onda biri). Millet cocuklari ile geldi. Ustelik de Iraklilar musluman oldugu icin degil insan oldugu icin yapildi bu gösteriler (Istanbul'da kac kisi yapti, ustelik Iran kalkip Bulgaristan'i bombalasa kac kisi yapar guldurmeyin adami, hristiyan diye kimse kasinin kilini oynatmaz) . Gecen gun Yilmaz Özdil yazdi iste Kaka denen futbolcu icin elin arabi milyonlarca dolari gözden cikartmis. Tsunami oldugunda ABD halki olmak uzere batidan inanilmaz yardim oldu (Almanya'da turklerin yaptigi uc bes kurusu deniz feneri adi alrtinda horumlayanlar bugun nerelerde afra tafra kesiyor bir bakin, bunu haber yapti diye gazetelere salya sumuk saldirdilar, ustelik bu akil almaz yolsuzluk hasir alti edildi bile). Batililar söyle böyle diye bok atmadan evvel dusunmek lazim. Evet medya araci ile beyin yikama yuzunden bilincsizlik de var ki bu her yerde var. Ben ABD'nin ortasini ve pek cok yerini de gezdim, kendi tecrubelerim ve diger insanlarin da anlattiklari, hayatimda gördugum en yardimsever insanlar ayrica, bunu ustelik ayni önyargilari daha evvel tasimis biri olarak söyluyorum. Insanlar evet muthis bilincsiz cogu daha yedikleri yemeklerin ve gida endustrisinin hem kendilerini hem cocuklarini agir hastaliklara göturdugunun bile farkinda degil birakin Irak''ta Filistin'de ne olup bittigini anlamayi). Turkiye'de daha 16 sene evvel insanlar diri diri yakildi yakanlarin zihniyetini halk iktidara getirdi.

Irak savaşı karşıtı gösteri pek çok Avrupa şehrinde (savaşa aktif olarak katılan İngitere'nin başkenti Londra da dahil) yapıldı ve katılım bazen yüzbinleri buldu. Aynı sayılarda olmasa da Amerika'nın büyük şehirlerinde yine hatırı sayılır miktarda insan gösteriler yaptı. Ancak bizim Türkiye'den "batı" diyerek bir araya koyduğumuz Amerika ve Avrupa politik gelenek ve kültürleri çok çok farklı yerler (bu fark pek çok konuda epey ortadadır, bu konulardan biri de uluslararası ve uluslarüstü kurumlara, uluslararası düzene yaklaşımları).

Ama herşeye rağmen toplumların biliçlerini dümdüz karşılaştırmak kolay değil. Türkiye'nin bugünkü iktidarına/bilincine bakışın da bence biraz kolaycılığa kaçıyor Kerem. Özellikle Amerika'nın durumu (ve dolaştığını söylediğin kesimleri) son 20-30 yılda bu konuda bence Türkiye'den daha dehşet verici. Okullarında evrim teorisinin okutulmasını yasaklayıp, dünya İncil'de yazdığı gibi altı bin yaşındadırı zorla okutan yerlerden tut, dış politikanın icra edilmesinde "ilahi yerlerden emir aldım" diyen ve tekrar tekrar seçilen başkanlarına ve başbakanlarına (buna İngitere'de Blair de dahil) kadar Türkiye'de olsa aylarca gazeteden düşmeyecek olaylar oluyor orada da.

Tarihe bakışımız bence çok hatalı. İdeolojik sebeplerden bugünü ve dünü kesin çizgilerle ayırıyoruz. Halbuki bugün dediğimiz dönem bizim dün diyereke kendimizden uzaklaştırdığımız zaman tarafından belirleniyor. Amerikan iç politikasından Orta Doğu'ya, Rus-Avrupa ilişkilerinden Balkanlara, dünyada pek çok çatışmayı tanımlayan öğeler kaynağı yüzyıllar, hatta bin yıllar öncesine giden olaylar.

Hepimiz bir filmin 15 dakikasını izleyip, ikinci 15 dakika başlamadan önce kendimizi yepyeni bir film izleyeceğine inandırmış seyirciler gibiyiz. Filmin aynı film olduğunu anlasak bahsettiğin bilinç sorunları çok daha anlaşılır hale gelecek.

Bir zamanlar birinin imzası idi forumda ars longa, vita brevis, yani hayat kısa sanat uzun lafı. Tabii söyleyen Hipokrat, bahsettiği sanat da resim, müzik falan değil, kendi sanatı (zanaatı) olan tıp. Ama lafın devamı da çok güzel:

Life is short, art long, opportunity fleeting, experience misleading, judgment difficult.

Hayat kısa, sanat uzun, fırsatlar kolayca kayboluyor, deneyimler yanıltıcı hüküm vermek ise zor.

Hayat sadece sanata karşı değil toplumların ve kurumların yaşamına oranla da çok kısa. Kendimizi binler yıl süren bir süreçte çok daha kısa süren bir seyirci ve aktör gibi görürsek belki çaresizlik ve kızgınlık hislerimiz biraz daha diner. Seni bu konularda özellikle "kızgın" buluyorum (bu son mesajında değil illa ama genelde yazdıkların). Türkiye İsveç gibi değil elbet ama inan bana Amerika da değil İsveç gibi. Sadece İsveç, Norveç ve Danimarka'ya bakarsa, dünyanın 99%unun kendini camdan atması lazım.

Ali

[Kaan Önem]

Selamlar,
Benim çıkarımım şu; Kerem Abi'nin yazdıkları tam olarak anlaşılmıyor. Dolayısıyla bu foruma aktif olarak yazanların çoğu ile kendisi arasında karşıtlık oluşmuş durumda. Kimi, bir anlık hırsla yazılmış fevri çıkışlar olarak niteliyor yazılarını, kimisi ise oldukça pesimist bir bakış açısı olduğundan dem vuruyor. Belki de sadece ben aynı frekansta olduğum için aslında ne demek istediğini anlıyorum gibi geliyor. Şu son gazze olaylarından sonra yapılan protestolar benimde dikkatimi çekti. Oldukça yerinde ve doğru olduğu kanaatindeyim. Fakat bir süre sonra şunu düşündüm: Kara kıtada bunca yıldır bir lokma ekmek bile bulamadığı için her gün hayatını kaybeden binlerce insan için neden aynı hassasiyet gösterilmiyor mesela ? Verdiği İran- Bulgaristan örneği bu anlamda çok çarpıcı ve doğru. Elhamdulillah ben de müslümanım. Din eksenli hareket edilirse çok yanlış yapılır, kaldı ki islam'ın kendisi bile bu tür bir ayırımı kabul eden bir din değil. Bir diğer konu örneğin gündemde yer alan ergenekon konusu. Çok sıcak olduğu için bunu aldım. Bunun da kendince ehemmiyeti vardır elbet ama koca bir ülkenin tek gündem maddesinin bu olması biraz fazla manidar ve bayağı değil mi sizce de ? Bana kalırsa küresel ısınma ve sürdürülebilir kalkınma gibi konular bunlardan kat be kat daha önem arz ediyor. Dünyanın -Türkiye'nin değil- sürekliliği açısından çok mühim olan bunlar zerre anlam ifade etmiyor kimse için. Burada büyük bir çelişki var diye düşünüyorum. Kerem Abi bunları ifade etmeye çalışıyor. Yok değil de bu kadar yazıyı boşuna mı yazdım acaba Öyleyse bile olsun, bunlar da benim düşüncelerim.

Kaan

[Kenan Atak]

Kaan kardesim elbette anlasilir olmak icin önce kavramlari tek tek acmak lazim ki buna vakit yok. Mesela Ali'nin örnek verdigi orta Amerika'nin dehset verici yanini ben de gözlerimle gördum. Din ve kapitalizmin birbirleri ile etkileserek bu berbat noktaya varildigini dusunuyorum. Yani dinin ve kapitalizmin agirligini en fazla hissetirdigi yerler bilincsel curumeyi de beraberinde getiriyor (biz bunu 1980'den sonra cok yogun yasadik). Bunun sonuclari da farkli sekillerde cikiyor. Neyse bunlari yazmak dedigim gibi bu forumlarda yapilacak is degil. Bugun Zulfu Livaneli'nin begendigim bir yazisini sizlerle paylasayim.
-----------------------------------------------------------------------------
Herkes ağzını açmış birbirine en ağır sözlerle saldırıyor. En can acıtıcı, en yaralayıcı sözcükleri seçerek hem de.

Hakaretten nasibini almayan hiç kimse yok bu ülkede.

Bir toplum düşünün ki eski yeni bütün yöneticileri ağza alınmayacak sözlerle karalanıyor.

Adı şu ya da bu nedenle toplum önüne çıkmış herkes parça parça ediliyor.

Böyle bir toplumda nasıl yaşanır, bir daha nasıl yüz yüze bakılır?


***


Hep söylerim; bir aileyi yazılı olmayan kurallar ayakta tutar.

Dünyanın hiçbir ceza yasasında “Yemek masasında otururken 18 yaşındaki torun ayağa kalkıp 80 yaşındaki dedesini dövemez!” diye bir kural olmaz.

Çünkü eğer iş o noktaya gelmişse, aile kalmamış demektir.

Bir arada yaşamanın koşulları kaybolmuştur.

O aile dağılmaya mahkûmdur, hatta dağılmış demektir.

Evlilik de yazılı olmayan kurallarla sürdürülür, arkadaşlık da.

Karı koca kavgası olur ama her zaman, aşılmaması gereken bir çizgi vardır.

Eğer o çizgi aşılırsa ilişki yozlaşır, çürür, bir daha tamir edilemez.

Ne yazık ki Türkiye bu sınırı aşmış görünüyor.

Herkesin birbirine en ağır sözlerle saldırdığı bir toplumdan ne hayır bekleyebilirsiniz ki artık.

Kurumlar bölünüyor.

Siyaset, yargı, bürokrasi, üniversite, medya, aydınlar birbirinin kanına ekmek doğrayacak hale gelmiş.

Öyle sözler söyleniyor, öyle yazılar yazılıyor ki gözlerinize kulaklarınıza inanamıyorsunuz. Acaba yanlış mı duyuyorum, yanlış mı okuyorum diye düşünüyorsunuz.

Bence artık Türkiye’nin bu noktadan geri dönmesi çok zor.

Yıllardır insanları uyarmak için çırpındığımız kutuplaşma belası, ne yazık ki ülkenin gerçeği haline geldi.

Mahalle mahalle, kurum kurum, parti parti, gazete gazete, üniversite üniversite bölündük.

Ne diyorduk:

“Türkiye’de sağ ve sol eriyor. Bunun yerine üç kutuplu bir Türkiye’ye gidiyoruz: Siyasal İslam, milliyetçilik ve Kürt hareketi. Böyle giderse ülkenin bölünmesi kaçınılmaz hale gelir.”

Şimdi olup biteni bu şemaya oturtalım bakalım ne görüyoruz.

Bu uyarıyı yapmaya başladığımız on beş yıl önce neredeydik, bugün neredeyiz.

Ve en önemlisi yarın nerede olacağız?

[Cengiz Akgun]

ABD dine yaklasimi tutucudur. "Secular" denilen Din ve Devlet islerinin yarimindan bahsedilen laiklik kavraminda bugunde Obama'nin yemin toreninde acik ve secik gorulen din adaminin yemin toreninde ilk sirayi almasi ilginctir. Dini baskilardan kacip buraya yerlesenlerin hala Incilden pasajlar okuyarak cok dinli cok dilli bir cok irkin karsimi ile bir araya gelmis bir ulusun hala dua ile yargi ve devlet islerini baslatmasi simdilerde epey tepki cekiyorsa da bu olay devam etmekte ve de bir sure daha da edecektir. Deri rengini bir yana koysalarda elbette gobek adi Huseyin olan birine baskanlik yemini ettirilmesinin acisi hala birilerinin midelerine kramp veren agrilar sokmakta.

Mustafa Kemal'in bu din ve devlet islerinin birbirinden bicak gibi kesip ayirmasindaki ulvi niyetin ne oldugunu hala kavrayamayanlara Bati'yi kopyaladi derken yapilan hakeretin acikligida ortadadir. Dua elbette inanir icin guzel bir sey. Ama devlet isinde icinden edersin. Yemini de seref ve haysiyetin uzerine edersin. Cunku yapacagin is Allah ile kul arasinda degil kullar arasinda bir gorevdir. Bu dini isin icine sokup yemini kutsama isi ise isin sadece bir gosteri halini almakta.

Bunun yaninda Demokrasinin kurallari guzel olarak islemekte. Sadece iki parti olsa da iktidar birinden oburune gayet guzel bir sekilde gecip gitmeksine hayranim.

[Ismail Gezer]

Çok önemli bir mevzu değil gerçi...

İsralli öğrenciden 10 tır dolusu yardım

Gazze Şeridi'ndeki Filistinli militanların roket saldırılarından en fazla etkilenen sınır yakınlarındaki İsrail kenti Sderot'taki Sapir Yüksek Okulu öğrencisi, bölgedeki Filistinliler için 10 TIR dolusu yardım malzemesi topladı.

Sapir yüksek Okulu, daha önce bir çok kez roket saldırılarına maruz kalmış, geçen yıl Şubat ayında bir öğrencisi, atılan bir roketle hayatını kaybetmişti.

Hadas Balas (25) adlı kız öğrenci, savaşın sürdüğü günlerde okulunu ziyaret ettiği sırada, Gazze tarafına atılan bombaların yanı sıra, Sderot'ta çalan sirenlerin sesini duyduğunu ve "bir şeyler yapması" gerektiğini hissettiğini söyledi.

Savaş sırasında, Gazze çevresindeki tüm okullarda eğitime ara verilmişti.

"Gazze'de yiyecekleri olmayan, içecek bir şey bulamayanları düşündüğünde, bunun kendisine çok acı verdiğini" belirten Balas, bir arkadaşı ile birlikte gönderdikleri e-postalar yoluyla Gazzeliler için yardım çağrısında bulunduklarını anlattı.

Gönderdikleri e-postalarda, "sağ olanlara yaşama hakkını sağlamak olan ortak hedefimiz doğrultusunda kuralların ötesinde çalışıyoruz" diyen öğrencilere, beklediklerinin çok üzerinde yardım gelmiş.

"İki TIR yardım sağlayabileceğimizi tahmin ediyorduk" diyen Balas, 10 TIR dolusu yardım toplanacağını beklemediklerini de bildirdi.

Öğrencilere, bazı sivil toplum kuruluşları, elbise, battaniye ve diğer bazı yardım malzemelerinin toplanmasında gönüllü aracılık etti. Yardım çalışmalarına Hayfa'daki Yunan Katolik Kilisesi ile Siyonist gençlik teşkilatı Haşomer Hatzair de katıldı.

Yine Gazze sınırı yakınlarındaki, roket saldırılarından etkilenen Kfar Aza kibutzu da, toplanan yardım malzemelerinin Gazze'ye nakline kadar depolanmasında yardımcı oldu.

Yardımlar için bir internet sitesi de kuran iki yüksek okul öğrencisi İsrailli kız, bu yolla da hayli para topladıklarını ve gelen bağışlarla Gazzeliler için gıda maddeleri satın alacaklarını söylediler.

Yardımları nasıl iletecekleri yolunda fazla bir şey söylemeyen üniversite öğrencileri, yaptıkları her şeyi, yetkililerle koordine ettiklerini de belirttiler.

AA

[Osman Kiciman]

http://www.mehmetaligokceoglu.com/joomla/index.php

Bu abi AKP bel bşk aday adayyimis Cesme'den. Umarim secilir Gencliginde bol bilim kurgu okumus, Cesme'ye dev gokdelen falan cikacakmis, sitesinden projelere tiklamayi unutmayin. Dınyada ilkleri yapmis, UFO projesini de gerceklestirmek uzereymis... Takipcisiyim...

[Kenan Atak]

http://www.mehmetaligokceoglu.com/joomla/index.php

Bu abi AKP bel bşk aday adayyimis Cesme'den. Umarim secilir Gencliginde bol bilim kurgu okumus, Cesme'ye dev gokdelen falan cikacakmis, sitesinden projelere tiklamayi unutmayin. Dınyada ilkleri yapmis, UFO projesini de gerceklestirmek uzereymis... Takipcisiyim...

http://www.mehmetaligokceoglu.com/jooml ... o/ufo.html

Ikinci paragrafta yarildim adeta. Muthis proceler....Berbat ve akil almaz vahsi haberlerle aklimin durdugu bu gunlerde yuzumuz guldu en azindan sagolsun varolsun Leman'a cok iyi malzeme olur bu. Yalnis yer secmis, Cesme, Izmir, Trakya ve Tunceli disinda nerden adayligini koysa kafadan secilir bu ulkede. Bu milletin muthis zeka(!) ve bilgi(!) duzeyine uygun olarak sectigi ve bu duzeyle birebir örtusen 'kömurle ulkeyi ucuracaksin' vizyonlu kazmalar ulkeyi yonetirse bu da ufo procesine el atmis cok mu!

[Mehmet Gurdal Cetin]

3 dakika once ciddi bir deprem oldu.

Merkez neresi bilmiyorum.

Bursa'da kotu hissedildi.Cok kisa surdu.

[Mehmet Gurdal Cetin]

3 dakika once ciddi bir deprem oldu.

Merkez neresi bilmiyorum.

Bursa'da kotu hissedildi.Cok kisa surdu.

Merkez ussu benim fabrikadan 3-5 km uzaklikta CALI koyu cikti
Bedevilige bak
Carpiyi koyup merkez ussunun ustune oturmusum.

http://www.koeri.boun.edu.tr/scripts/lst4.asp

[Mehmet Gurdal Cetin]

Bak su papanin yaptigina.Hele hele bu gunlerde....

Pope outrages Jews over Holocaust denier
Pope lifts excommunication of bishop who denies Jews died in Nazi gas chambers

Move brings back Bishop Richard Williamson of Society of Saint Pius X

Jewish officials around world furious at Saturday's decision by Benedict XVI

JERUSALEM (CNN) -- Jewish officials in Israel and abroad are outraged that Pope Benedict XVI has decided to lift the excommunication of a British bishop who denies that Jews were killed in Nazi gas chambers.

The decision by Pope Benedict XVI to welcome back the bishop has infuriated Jewish officials.

The pope's decree, issued Saturday, brings back into the Catholic Church's fold Bishop Richard Williamson and three other bishops who belong to the Society of Saint Pius X.

The society was founded by Archbishop Lefebrve, who rebelled against the Vatican's modernizing reforms in the 1960s, and who consecrated the men in unsanctioned ceremonies. As a result, Pope John Paul II excommunicated the four in 1988.

The church's decision to lift the excommunication comes a few days after a Swedish television aired an interview with Williamson in which the 68-year-old claimed the Nazis did not use gas chambers.

"I believe that the historical evidence is strongly against -- is hugely against -- 6 million Jews having been deliberately gassed in gas chambers as a deliberate policy of Adolf Hitler," he said in the interview, which appeared on various Web sites since its broadcast. What do you think?

"I believe there were no gas chambers," he added.

He added: "I think that 200,000 to 300,000 Jews perished in Nazi concentration camps, but none of them by gas chambers."

Prosecutors in Regensburg, Germany, where the interview took place -- and where the pope once taught -- are investigating Williamson's comments on suspicion of inciting racial hatred. Holocaust denial is treated as a crime in Germany.


By "welcoming an open holocaust denier into the Catholic Church without any recantation on his part, the Vatican has made a mockery of John Paul II's moving and impressive repudiation and condemnation of anti-Semitism," he said.

Abraham Foxman, director of the Anti-Defamation League, also expressed disappointment at the pope's decision.

"The decree sends a terrible message to Catholics around the world that there is room in the church for those who would undermine the church's teaching and would foster disdain and contempt for other religions, particularly Judaism," he said. "Given the centuries-long history of anti-Semitism in the church, this is a most troubling setback."

Vatican spokesman Father Federico Lombardi called Williamson's remarks "absolutely indefensible."

He said the Vatican's decision to accept Williamson was part of its desire to normalize relations with the ultra-conservative group, and had nothing to do with the bishop's personal views.

But Rabbi Rosen dismissed as meaningless the Vatican's claim that the decision to welcome back Williamson did not mean the pope shared his views.

That explanation "does not resolve the question of how can the pope or the Vatican -- committed to fighting anti-Semitism which the late Pope John Paul II called "a sin against God and man" -- embrace someone who denies or at least minimalizes the Holocaust.

Bishop Bernard Fellay, who now heads the Society of Saint Pius X, distanced himself from Williamson's position. He told the Italian newspaper, La Stampa, that Williamson was responsible for his own opinions.

The move has the potential to set back Jewish-Catholic relations, which was strained by Pope Pius XII. Pontiff during World War II, he is accused by some historians of failing to speak out against the Holocaust.

"While there are still hundreds of thousands of living Holocaust survivors amongst us who carry the scars of the Holocaust in them, to accept back a Holocaust-denying bishop raises questions if the Vatican under Pope XVI has learned the lesson of the Holocaust," said Amos Hermon, who heads the Task Force Against Anti-Semitism at Israel's Jewish Agency.

Some theologians say the decision by the pope -- who said he wanted to unite the Catholic church -- could be counter-productive. "This is not so much an act of grace as a surrender," Vatican analyst Marco Politi told The Times of London.

Pope Benedict was seeking reconciliation, "but the new era has begun with a lie. The pope has made a openly declared and unshakeable anti-Semite a legitimate bishop," Politi added.

The pope has twice visited synagogues, in the U.S. and his home country Germany, but recently stated, according to The Times, that dialogue between Christians, Jews and Muslims "in the strict sense of the word" was "not possible."

After his 14th birthday in 1941, Benedict -- then called Joseph Ratzinger -- was forced along with the rest of his class in Bavaria, southern Germany, to join the Hitler Youth. However his biographer John Allen Jr., said Ratzinger's family was strongly anti-Nazi

[Mehmet Gurdal Cetin]

Bunlar da BASIN..

http://www.guardian.co.uk/world/2009/ja ... lestinians

[Derbent Cengizler]

Bilgi yayinevi sahibi Ahmet Kuflu'den.. "1970'li yillarda Turkiye'de 14000 kitapci vardi. Nahiyelerde, ilcelerde, kasabalarda, illerde. Kitaplar oralara gider, satilirdi. Simdi o 14000 kitapci 300 kitapciya dustu.Nahiyeleri birakin, vilayetlerde kitapci yok. Gaziantep gibi ekonomik yonden iyi olan bir sehirde kitapci yok." Ama masallah tas gibi Gaziantepsporlari var. Sadece Gaziantep degil, Turkiye'nin geneli boyle ne yazikki. Son 25 yildan uzere uygulanan camilestirme ve futbollastirma politikalari basariyla gunumuz Turkiye'sinde ortaya cikiyor..