Page 8 of 9
Posted: Wed Nov 19, 2008 1:12 am
by Ozan Ersoy
Cengiz Akgun wrote:Ali Gursel wrote:Cengiz Akgun wrote:Bu Arda olayini agucuk bebek yaptiniz ya helal olsun. Neymis yuku kaldiramiyormus. Arkadaslari ile beraber olamiyormus. Tatilyapamamis. Vah vah vah. Arda neler cekiyor da haberimiz yokmus. Cok uzuldum birader.
Su ABD de NBA de sezon icinde 80 mac yapilir bir 30-40 daha ekleyin samiyonluga giden icin. Averaj olarak 48 saatte iki mac oynanir. Boyle deplasmana cikan takim ara sira 24 saatte bir mac yapar. Bunlar sporciu degil mi? Etten kemikten yapilmamislar mi? Basket'i bir de dura dinlenile oynalilan futbol ile karsilastirin. Yuku o zaman anlarsiniz. Daha herif 20 yasina yeni mi girdi ne? Haftada iki mac arada en az uc gun olarak kaldirmayacaksa gitsin gugus oynasin futbol yerine. Avrupadakiler nasil yapiyorlar acaba? Soyleyeyim. Esek gibi gece gunduz calisarak ve vudutlarina saat gibi bakarak.
Cengizcigim, Amerika'li profesyonel sporcularin profesyonelligi bizim herhangi bir sporcudan cok ust seviyede olabilir de, karsilastirmada ciddi sorunlar var.
En onemlisi ve Arda'nin sanirim zevkle kabul edecegi final oynayan takimlarin dahi (ki bu 30 takimdan ikisi, konferans finalleri desen otuz takimdan dordu) Haziran ortasinda tatile girip Ekim'e kadar canlarinin istedigini yapabilmeleri.
Sezon icin mac sayisi ve karsilastirmalar da problemli. 82 mac normal sezon, bir mac 48 dakika, her takim en az 8 oyuncuyla rotasyon yapiyor, ki bu cok az, normali 9-10 oyunculu rotasyonlar, bakkal hesabi 5 x 48/ 9 ya da 10, ortalama mac basina 25 dakika oynuyor oyuncular, haftada uc mac yapsalar (ki cogu zaman iki mac da olur bu) 75 dakika aktif oyun eder, futbolun 180 dakikasina. Tabii tempo cok daha hizli ama buna karsilik basketbol durarak oynaniyor, futbol sakatliklar falan disinda durmadan.
NBAli oyuncular kendilerine bakiyor falan olabilir ama yazin Avrupa sampiyonasina gitme falan dertleri olmadigindan gidip dinleniyorlar, herkesin ihtiyaci oldugu gibi.
Ali
Nerden cikardin Ekime kadar yattiklarini. Yaz kampi Temmuzun ortasinda basliyor. Uatelik boyle Knicks gibi cok para kazandiklari halde sampiyon filan olamayanlar yaz ligine katiliyor. Normal kampta Augustos'da baslar. Hic farki yok Turkiyede ara verilen zaman konusunda. O zaman bizde de Mayis sonundan Agustosa kadar guya tatil var.
Basket ve futbol oynamisan tam saha hangisinin yorucu oldugunu bilirsin. Donusum filan olsa da yildiz olan oyuncu 48 dakikanin en az 35 dakikanin ve bunun ustunde sahadafir. Degilse adina yildiz demezler. Arada bir mola alip bir iki dakika otursa da ter kicindan suzulur. Sen boyle futbolda terliyen adamlar gordun mu? Mac sirasinda harcanan havlunun haddi hesabi yoktur. Otursada bu boyle. 48 dakikaklik mac 2 saat surebilir ama harcanan efor korkunctur basketbolda; kiyas bile edilmez futbolla. ikincisi adamlarda cusse meselesi. O averaj ikinin ustunde 90-100kg adamin o vucudu boyle kosturmasinin kalbe verdigi zorlugu bir dusun istersen.
Turkiyede basket oynaniyor dediklerinde gulmustum. Guard dedikleri oyun kurucu eli belinde topu sektire sektire yuruye yuruye karsi potaya geliyordu bir zamanlar. 1990'larda Efes Yunanlilarin Pana'si mi idi neydi Avrupa sampiyonlugu maci izlemistim. Bana sanki agir cekim yapilmis gibi geldi TV'de. Macta 50-49 mu ne bitti. O zamanlar eski kurallar filan vardi. 30 saniye hucum zamani filan gibi. NBA seyrede seyrede gorduler nasil bu oyunun oynandigini.
Madem boyle baska bir sporla karsilastirma cinligini ! gosterdik acik havada oynanmayan yani kari, kisi, yagmuru olmayan, topu topu 20x20 metrede oynanan, bozuk saha, cukur, obek, camur derdi olmayan, ceyrek basina 2'ser mola hakki verilen, tekme atilmayan, ayaklarin kullanilmadigi, en fazla bir dirsek, ittirme yiyebileceginiz, kurallarinda "flagrant faul" diye bir meret olan, oyuncularin mac basina 10 km kosmadigi bir sporla karsilastirma yerine Amerikan futboluyla karsilastiralim. Onlar kac mac yapiyorlarmis senede?
Ozan Ersoy
Posted: Wed Nov 19, 2008 6:48 am
by Cengiz Akgun
Ozan Ersoy wrote:
...
Madem boyle baska bir sporla karsilastirma cinligini ! gosterdik acik havada oynanmayan yani kari, kisi, yagmuru olmayan, topu topu 20x20 metrede oynanan, bozuk saha, cukur, obek, camur derdi olmayan, ceyrek basina 2'ser mola hakki verilen, tekme atilmayan, ayaklarin kullanilmadigi, en fazla bir dirsek, ittirme yiyebileceginiz, kurallarinda "flagrant faul" diye bir meret olan, oyuncularin mac basina 10 km kosmadigi bir sporla karsilastirma yerine Amerikan futboluyla karsilastiralim. Onlar kac mac yapiyorlarmis senede?
Ozan Ersoy
Cini seytani bir tarafa koy. Bu isin olcumu kac km kostu mostu degil mac basina harcanan energi ve onun zamana gore harcanma orani yani o enerjiyi ureten guctur. Ben bulamadim varsa bul getir ortalama bir NBA oyuncusu yaktigi kalori nedir ile en cok kosulan artik EPL mi olur Alman ligi mi olur orasini bilemem ortalama oyuncunun mac basina yaktigi kaloriyi elma ile elmayi karsilastirilsin boyle armuda dalmadan.
Evvelsi gun Shaq'i flagrant foulden dolayi atmislar. Adamin verdigi cevap "Fizik kanunlarina gore hareket halindeki kutle hareketine devam eder. Havada iki kutle carpistiginda bundan kucuk olani yere dususu daha sert olur. Hicbir zaman kimseyi oyundan alayim diye oynayan oyuncu tipi olmadim. Yaptigim acik ve secik topa idi. Ufaklik duvara carpmis gibi oldu" olmus.
The laws of physics say that a body in motion stays in motion,” O’Neal said. “So if you have two objects meet in the air, the smaller object is going to fall much harder. I’ve never been the type of player to take anybody out, so I obviously went to the ball. The little guy ran into a brick wall
Amerikan futbolundaki sertlik ve vucuda verilen zarar akla zarar.
Posted: Thu Nov 20, 2008 3:08 pm
by Kenan Atak
Bana burda biraz benzetmeler karismis gibi geldi. Kriterya ne NBA ne amerikan futbolu olmali. NBA icin ebatlar kucuk amerikan futbolu ise bildigim 4 aylik zira akil almaz sert bir spor, 9 aya ciksa biyonik adamlara falan ihtiyac olur o sporda. Ben futbolda sahadaki oyunu o kadar iyi yorumlayamam ama oyuncudan az bucuk anladigimi dusunurum kendim de burda aksam idmanlarinda takim calistirdim (her ne kadar voleybol takimi da olsa). Arda bence fizikman cok gucsuz bir oyuncu. Bunu TR'deki pek cok oyuncu icin genellemek mumkun. Adele gucleri cok zayif. Bizim basinin uydurdugu gibi ingiliz ligine gitse oynadigi ilk macta cok zor durumlara dusebilir kaldi ki nefesi de degil 90 dakika 50 dakikayi zor cikarir o ligte. Tamam yetenekli oyucu, topla adam eksiltiyor falan ama bana göre modern futbolda ust duzey bir Avrupa liginde yeri yok Arda'nin bu fizik gucu ile, ustelik topla beraber patlayan bir gucu de yok (mesela bir Lundberg aklima geliyor benzer mevki de oynayan ve Arda ile ayni boyda). Lundberg topu aldiginda adele yapisi cok guclu ve topla aniden hizlanan bir oyuncu (explosive) idi bu yuzden Arsenal'de yillarca oynadi. Arda sadece oyun zekasi ve topla adam eksiltmesi ile ön plana cikiyor bu yanlari cok iyi ama gunumuz futbolunda fizik gucu kuvvetli oyuncularin karsisinda isi cok zor.
Posted: Thu Nov 20, 2008 4:37 pm
by Alpay Dedeoglu
Ardanin hem mantal, hem fiziki yaptigi isin asagilanmasi
son derece yakisiksiz olmus.
Ingiltere ligi diyorsunuz,
baksana tugay hala oynuyor, ondan 2-3 yas kucuk hakan sukur,
hakan unsal, ergun , umit davala falan birakti.
Tugayin Turkiyedeyken adi el freniydi.
Ha diyeceksin sartlara gore adam oldu,
o zaman Ardada burada o sartlara karsi oynuyor.
Iste gorduk memleketinde ''MR makinasi gormemis'' Linderothu.
Patlama gucune gelince oynanan futbolun temposuna ve sertligine bagli.
Ingilterede tempolu ve acik alan buluyorda oynuyor. Gelsin Lundbergte
kisin zimpara gibi olan mesela Sivas stadinda , geriye yaslanip sert savunma yapan yerde patlasin bakalim.
Posted: Thu Nov 20, 2008 5:31 pm
by Kenan Atak
Alpay benim bildigim Linderoth'un sakatlik problemleri zaten vardi. Yoksa Everton turu bir ingiliz takimi onu havada karada kapardi. Zaten kendisi gelmezdi, GS hadinden fala bayagi yuklu bir para ödedi kendisine. Benim Arda'yi fizik olarak gucsuz bulmam onu asilamak icin degil ki. Gercekten böyle mi yorumladin? Eger böyleyse sende mi Brutus diyecegim zira o zaman burda en ufak bir görus belirtmeyelim. Zira hemen damga yiyecegiz. Herseyi aciklamak kolay degil elbet, Tugay ilk gittiginde tutturdu ve Avrupa'da ilk izlenim epey önemli. Tugay enerjisini cok iyi kullanan bir oyuncu, son derece akilli oynuyor ve dikkat ettim Turkiye'de iyi iki sut ceken oyuncular Nihat ve Tugay iki ust duzey ligte kendilerini kabul ettirdiler. Ayrica Tugay fiziki mucadelerde yere saglam basan bir oyuncu. Arda hakkinda yaniliyor da olabilirim benim kendi degerlendirmelerim. Lundberg'in patlayici yanini Sivas'ta test etmeye gerek yok ki. Koy Arda'yi da Lundberg'i de normal zemine gör aradaki farki. Arda'nin ve digerlerinin fizik gucunun olmamasi idmanlarla da baglantili ve o en önemli yasta yapilan idmanlar pek cok seyin aciklamasi. Hala alttan gelen adamlar Aydin olsun veya baskasi bakimsiz tarzan gibi son derece celimsiz. Bu yuzden bir yerlere gelemiyorlar. Bir Ugur'da o saglam yapi vardi o sanssiz bicimde bitti.
Posted: Thu Nov 20, 2008 5:47 pm
by Alpay Dedeoglu
Pardon,asagilama iddali mesaj sana degildi. Genel tuttum,
istemeden uzmusum. Ozur dilerim
Sadece Ingiltere ile ilgili kisim icin sana cevap verdim.
Everton olabilir ama Linderoth geldigi Kopenhag takiminin 2-3 yil en cok forma giyen oyuncusuydu. Istataistkler su yok elimde ama benim hatirladigim en az 2-3 yil ful cekmisti. Fiziki durum konusunda sana katiliyorum, zaten bunu yazdik.
Ama Arda sag bek oynamis bir oyuncu, bos alani bulsun ve diri olsun zannedilenden cok daha hizli. Ama gomulu savunmalara karsi oyunu acip skor degistirme zorunlulugu oldugu icin dar alan mahkum oluyor. Vestelde sag bek oynarken Fenere 4 cektikleri bir mac vardi. Sag bek olarak 1-2 gol atip, 1-2 assist yapmisti. O macta bayagi patlamisti.
Sonra butun forvetlerde patlayan tipte olmamali, o da lazim ama , bilegiyle bakkala gonderende, kafasiyla oynayanda daha cok lazim.
Posted: Thu Nov 20, 2008 6:07 pm
by Murat Gökcigdem
Kerem Tezic wrote:Bir Ugur'da o saglam yapi vardi o sanssiz bicimde bitti.
Sevgili Kerem, Ugur sansiz bir bicimde gitmedi. Ugur futbolcularinin sagligini dusunmeyen, dogru ve bilgili karar veremiyen bir suru beceriksiz federasyon yoneticelerin hatasi yuzunden bitti.
Futbol Federasyonun vicdanlarina Ugur sakatlanmadan 18 saat once Konyadan kucuk bir hatirlatma yolluyorum. Erman Toroglu ile bir ileri bir geri baksinlar, incelesinler kar buz neymis, belki Erman Toroglu ile bilrikte o kahvehane kulturlerinden baska bir sey ogrenirler...
Ve hala bu adamlar Hasan Dogan'nin anisi idi , yok adam gibi adamdi, onun gibi adam gelmedi diye ugrasip, turnuvalar resepsiyonlar, posterler filan yapiyorlar ya....
Posted: Thu Nov 20, 2008 6:27 pm
by Kerem Gulec
Kerem Tezic wrote:Alpay benim bildigim Linderoth'un sakatlik problemleri zaten vardi. Yoksa Everton turu bir ingiliz takimi onu havada karada kapardi.
Yonetim ne zamandir uyutuyordu taraftari "MR cektirmemis", "Turkiye'ye gelmeden once sakatligin yanindan gecmemis" diye diye. Cok iyi oldu adasim bunu hatirlatman, ilk geldiginde Everton taraftar sitesine girip bakmistim ne is yapar bu adam diye. Transferi mantiksizdi diye bir iddiam yok, ancak yine de hic sakatlik yasamadigi, biyonik adam oldugu iddialari masal. Yonetim bir sekilde yaydi bunlari tansiyonu dusurmek icin.
http://www.toffeeweb.com/players/past/Linderoth.asp
Ljungberg konusunda da katiliyorum dediklerine. Her ne kadar Arda cok daha yetenekli bir oyuncu olsa da, fiziksel olarak pek de iyi bir yapiya sahip degil Turkiye'deki cogu futbolcu gibi. Benim gozlemledigim Turkiye'deki futbolcular ozellikle ust vucut ve "core" calismalarina yeterince onem vermiyorlar. Cabukluk, surat ve sicrama gibi ozellikleri gelistirmek ikisi de cok onemli oysa ki. Sadece alt vucut kaslariyla bir yere kadar gelistirebilirsin bu ozellikleri.
Altyapidan cikan oyunculara yaptigin "bakimsiz Tarzan" benzetmesi cuk oturmus. Ozellikle ust vucut yapilari felaket. Bir hava topu, omuz omuza mucadele falan beklemeyeceksin hic birinden Avrupa kupasi maclarinda. Ama yine de Arda ozel bir yetenek ve en azindan fiziksel olarak tavan yapmadigini bilmek insani daha da umutlandiriyor. Yasi cok genc oldugundan eminim kendini fiziksel olarak da gelistirebilir. Fakat bizim futbolcular topsuz antrenmandan pek hoslanmiyor sanirim.
Ljungberg, C. Ronaldo, Sergio Ramos, Stephen Appiah, D. Drogba, Essien gibi adamlarin ust vucut yapilarina bakildiginda olay cok daha iyi anlasilacaktir. Iyi futbolculuk ve iyi bir fizik yan yana gelince gercekten enteresan seyler oluyor.
Posted: Thu Nov 20, 2008 8:15 pm
by Cengiz Akgun
Tezic biraderim Arda'ya laf etmeyeceksin. Sonra sadece onun degil bunlari okuyan taraftarin da tansiyonu fena halde cikiyor. Rahmetli babamin bir lafi vardi bu boyle orta yaslarda cocuk edinen kari kocanin ustune dustugu sonradan olma cocuk icin. "Buldumcuk" derdi cocuk yerine. Arda sadece GS icin olsa iyi, bugunlerde Turkiyede futbol taraftariyim diyenlerin gozunde boyle bir "Buldumcuk". Nefesi yetmezmis kasi gunclu degilmis kalbi teklermis bunlar bos laf ve hem oyle olsa bile hep bizlerin sucu. Cocuga dogru durust bir tatil bile yaptiramadik. Saha icinde cok yuk biniyor. Haftada iki mac oynanmasi akillara seza bu devirde. Hatta maclarin sureleri 60 dakika olsun ki Arda'nin nefesi yetsin ve zorlanmasin oglan. Boyle seyler yaz bak sorun oluyor mu? Nedencen Arda'nin kasini masini boyunu bosunu?
Posted: Thu Nov 20, 2008 9:15 pm
by Mehmet Marsan
Cengiz,
Ya anlamiyorsun, ya da anlamak istemiyorsun. Itiraz edilen Arda’nin tenkit edilmesi degil nasil tenkit edildigi.
Her insan, her spor dali ayni imis gibi Arda’yi basketcilerle karsilastiriyorsun ve Arda’nin fiziksel problemlerini calismamasina, kendine bakmamasina, elinde hic bir veri yoken, bagliyorsun. Senin mantiginla sokaktan gecenleri kabiliyetlerine gore tornadan gecirip ister milli futbolcu, ister dunyaca unlu beyin cerrahi yapariz. Her insanin fiziksel, zihinsel, vs kapasitesi var. Bunun olcusunu, ayarini senden baska cozmus olan yok sanki bir tek sen zirve yapmissin. Onune gelene olumsuz laflar soyluyorsun. Itiraz gelince tu kaka, tu kaka diye devam ediyorsun.
Sonra Kerem’e niye sikayet ediyorsun. Kerem haklisin Cengiz abi deyince basin gogemi erecek.
Neyse, benden bugunluk bu kadar “olumsuzluk”.
Posted: Thu Nov 20, 2008 9:28 pm
by Zoban Raftik
Aktuel kameradan Kewell'in golune denk geldim
http://www.flickr.com/photos/zoban/3036865611/
:)
Posted: Thu Nov 20, 2008 9:38 pm
by Cengiz Akgun
Mehmet Marsan wrote:Cengiz,
.....
Sonra Kerem’e niye sikayet ediyorsun. Kerem haklisin Cengiz abi deyince basin gogemi erecek.
Neyse, benden bugunluk bu kadar “olumsuzluk”.
Burada herkez istedigi sekilde fikir yurutur. Katilirsin katilmazsin. Ama laf sokusturdun mu fikrini soyleyene o zaman kendine aynisinin yapilacagini bilmen lazim. Ben Kerem'e bir sikayette bulunmadim. Buradaki fincanci katirlarini urkutmemek icin nasil yazmasi gerektigi konusunda fikrimi sundum. Bak sen de cika gelmissin. Bana haklisin ya da haksizsin diyecekse onun bilecegi is.
Ortada konusulan fiziksel kapasite yorgunluk ve meslek diye secilip yapilan sporun gerektirdigi yuku kaldirip kaldiramamak. Madem bu is profesyonel olarak yapiliyor bu konu icin karsilastirma yapildiginda NBA sporcusu olmus TFF futbolcusu olmus ne farki var? Kimsenin zeka seviyesi hakkinda konusulmuyor. Sporda yuklenme ve bunu kaldirip kaldiramama konusu her tip sporcu icin gecerli. Isterse tenis oynasin ya da yuz metre yuzucu olsun. O isi yapmayi meslek edinen gereken fiziksel gucte olmak zorunda. Degilse kalbi de tekler kendi de. Arda bilmem kimin bir yerinden mi dustu? O da takimin demirbasi gibi her maca cikacak sekilde hazir olmasi gerekmekte. Yuk biniyor ne demek oluyor? Ciktigi topu topu haftada iki mac. Zaten bu da uzun surmeyecek her sene oldugu gibi tahminime gore. Cok degil Mart'a eristigimizde bir maca duser. Ha, Servet nasil oynuyorsa o da oynayacak. Buna kulp takip burada zart zurt edilirse elbette soylecegimi soylerim. Katilmayanin kalkip bana ya da ona buna laf sokusturmasi abes olmuyor ama benim cevaplarim ters kaciyor demek.
Posted: Fri Nov 21, 2008 1:08 am
by Kenan Atak
Arkadaslar keyif icin yaziyoruz. Dilimde tuy bitti, burda egitim ve zeka seviyesi oldukca yuksek insanlarin yazdigi yerde herkesin dediginde mutlaka kapilacak bir sey vardir diye lutfen su yazisma ortamina bu baglamdan bakalim ve artik laf sokmadan yazisalim. Insanlarin yazdiginda cimbizla makul olani secelim aklimizi ve sezgilerimizi kullnarak ki burda herkesin kendine has bir yani ve uslubu var bunu kaybedersek forum cekilmez olur. Bunu özellikle rica ettikten sonra gelelim Kerem adasimin yazdiklarina. Degindigi seyler tamamen katildigim seyler bizim turk futbolcularinda. Bel ustu gucler gercekten cok zayif. Bu yuzden futbolda buyuk onem tasiyan ikili mucadelelerde surekli yenik dusuyoruz. Yahu su cok methedilen U-21 lere bizim paflara bakiyorum bir tane mi guclu adam cikmaz? Kastettigim boy falan degil, adele kutlesi ve tum top sporlari icin gerekli patlamaga hazir cabuk adale yapisi. Bu kadar az Turk futbolcusunun ust duzey liglere gidememesindeki nedenlerden biri bence, zihniyet, istikrar disinda. Bu buyuk ölcude yetistirici hatasi da denebilir ama genler ve beslenme tarzi da önemli. Turkiye'de sokaklarda dolasin genel nufusun buyuk cogunlugunun ust yapisi zayif, daha bu yaz bir mezuniyet töreni izledim. 23-24 yas civari insanlarin, kiz olsun erkek olsun kollar bacaklar hamur gibi zayif. Zamaninda Turk gibi guclu demisler bizim pehlivanlar icin ama tum orta dogu cografyasi gibi tel tel dökuluyor bizim millet sporsuzluktan. Futbolcular da öyle. Zaten artik insanlarin buyuk bölumu basta Istanbul buyuk sehirlerde yasiyorlar ve kimse spor yapmiyor. Gecen gun Kuzey Kore-ABD bayanlar futbol macini izledim. ABD'li bayanlarda forvet oynayan latin soyatli bayan bizim Arda ile belki fizik olarak ayni yapida idiler. Abartmiyorum koy GS takimina siritmaz.
Bir de baska ufak ayrintilar da var: first touch denilen topa ilk dokunus. Tamam bu Arda'da iyi belki ama turk futbolcusunun en kötu yanlarindan biri. Bunu yapamadin mi belki de futbolda cok seyi belirleyen anlik avantaji kaybediyorsun. Kral dedikleri Hakan da böyleydi ilk dokunusta top 5 metre ilersine kayiyor, ondan sonra gol vurusunu nasil yapacaksin. Arif te aynen dan diye garip bir dokunusu vaardi pozisyon avantaji falan hepsi öluyordu. Raul ile aralarindaki en önemli farklardan biri belki de bizim forvetlerin.
Ugur gercekten akil almaz bir kayip. Turkiye'de en begendigim oyuncu idi. Cok ama cok yazik oldu. Bu resmen cinayyettir, ustte Murat resmi koymus iste. Asil insanin icini parcalayan olay bu. Linderoth konusunu da adasim tam yerinden vurmus. Evet geldiginde Danimarka'da kendi sampiyon takiminda yilin futbolcusu idi ve taraftar tapiyordu ona ama yahu bu adami nasil birakirlar ve tekrar ingiliz ligine gitmez dedigimde kafama dank etti bunu sakat aldigimiz zaten o dönem de konusulmustu bu konu. GS'in burdan yedigi kazik akil alir gibi degil. Hic ama hic arastirmadan almislar. Yoksa böyle bir oyuncu tam ama tam ingilizlerin arayip da bulamadigi tipik bir iskandinav oyuncusu: fizikman muthis guclu, köruk gibi ciger var, son derece istikrarli ve hep ayni tempoda, problem cikartmayan bir takim oyuncusu. Gittiler adami curuk curuk aldilar ve simdi futbol hayati bitti deniyor.
Posted: Fri Nov 21, 2008 1:14 am
by Kenan Atak
Benim beyin su kaynatti
Golde tribundeki beyaz kazakli senmisin? Oysan kilo vermis gibisin. Yoksa denk gelmekle neyi kastettin?
Bu arada Boney M guzel gitmis.
Posted: Fri Nov 21, 2008 7:07 am
by Ozgur A. Boztepe
Murat Gokcigdem wrote:Kerem Tezic wrote:Bir Ugur'da o saglam yapi vardi o sanssiz bicimde bitti.
Sevgili Kerem, Ugur sansiz bir bicimde gitmedi. Ugur futbolcularinin sagligini dusunmeyen, dogru ve bilgili karar veremiyen bir suru beceriksiz federasyon yoneticelerin hatasi yuzunden bitti.
Futbol Federasyonun vicdanlarina Ugur sakatlanmadan 18 saat once Konyadan kucuk bir hatirlatma yolluyorum. Erman Toroglu ile bir ileri bir geri baksinlar, incelesinler kar buz neymis, belki Erman Toroglu ile bilrikte o kahvehane kulturlerinden baska bir sey ogrenirler...
Ve hala bu adamlar Hasan Dogan'nin anisi idi , yok adam gibi adamdi, onun gibi adam gelmedi diye ugrasip, turnuvalar resepsiyonlar, posterler filan yapiyorlar ya....
Yapilicak olay, pafi veya yedegin yedegini cikartip ilk 10 dakikada 5 kirmizi kart gorup, maci hukmen maglup bitirmek, yada sahadan cekmek olurdu. Kaybedilicek maksimum 3 puan zaten. Konyaya bile takimi goturmeye luzum yok, hemde leverkusen maci oncesi.
Yoneticilik kotu durumda, insiyatif kullanip problemi cozmek yada "marginal profit" dedikleri gibi en az zararla sorunu asmaktir.
Sorunsuz firmayi herkez yonetir.