Page 8 of 8
Posted: Sun Nov 23, 2008 10:44 pm
by Soner Özaltındere
Dünkü maçtan aklımda kalan tek şey, Kewell'ın direkte patlayan topu vew De Sanctis'in her degaj çekişi sırasında televizyonun hoparlaründen gelen inleme sesiydi. Bir kaleci niye elindeki her topu üstelik rüzgar kendisine doğru eserken degaj yaparak kullanır, hiç anlayamadım. İkinci yarıda topu kullanamamızın ve doğru dürüst atak yapamamızın en önemli sebebi budur. Çünkü takım tam anlamıyla ne kadar az koşarsak ve ne kadar az yorulursak mantığıyla topu sadece kendi ceza sahamızdan uzak tutmak için oynadı. Fakat biraz gerçekçi düşünürsek ligde senden üstte olan bir takımın evinde ondan puan almaya çalışmak kadar doğru bir mantık olamaz. Yenebilir miydik? Kesinlikle ama yenmek için ne var ne yok için sahaya sürseydik, muhtemelen önümüzdeki hafta sonuna çok olumsuz yansıyacaktı bu. Dolayısıyla bu futbolun bize yakışmadığını bilsem de taktik olarak akıllı bir taktikti ve bence alınması gereken alındı. Ancak şundan da eminim ki bu takım deplasmanlarda, ligde üst sıralarda biryerlere gelmek zorunda olduklarını anlayıncaya kadar, ki bu da önümüzde ki senenin şubat başına falan denk gelir, sadece ve sadece yenilmemek üzerine kurulu bir top oynayacak. Çünkü kafalarını sadece ve sadece Uefa'da birşeyler yapmaya takmışlar. Dolayısıyla her Avrupa kupası maçndan önceki ve sonraki hafta sahada böylesine kısır bir top oynuyorlar. Kafalar zaten başka yerde, vücut da yorgun olunca saha da futbol adına hiçbirşey göremiyoruz doğal olarak. Bu taktiğin ne kadar doğru olup olmadığını sene sonunda hep beraber göreceğiz.
Posted: Sun Nov 23, 2008 11:22 pm
by Cengiz Akgun
Soner, ne zamandan beri Ankaraspor onunde diye GS 1 puan almak icin oynadi? Yakinda kumeye dusmemek icin (Allahtan boyle seyler oldugunda ben gormedim) oynarlarsa da akilli bir taktik diyecegiz belki.
Bu isteki fark kurbagayi kaynar suya atip ya da once soguk suya koyup altindan isitmaya benzedi. Ilkinde kubaganin beki kurtulma sansi var kici biraz yansa da. Ikincisinde yavas yavas mayi$ip kaynamak daha olasi cunku.
Posted: Mon Nov 24, 2008 12:04 am
by Serif Halimler
Bazi arkadaslar nedense sanki sadece olumsuz yazi yazmak icin bekleyip, öyle bir ortam olusunca hah iste simdi yazacagim modundalar.
Hani nerde pozitif, olumlu düsünce.
Bu forumda gecen yil kritik dönemlerde yazilanlara bakin.
Tam olarak hatirlamiyorum, gecen sezon sanirim 23. veya 24.hafta ASY de düsmesi kesinlesen Kasimpasa'ya 1-0 kaybettigimiz mac sonrasi benzer olumsuz ve ne herseyin yanlis oldugunu yazan arkadaslarimiz vardi.
Özellikle Sivas deplasmani ile baslayan bir dönemde pozitif düsünen ve yazan benim gibilere Pollyanna diyenler oldu, ben bu yakistirmalara hic kizmadim, sadece gülümsedim.
Elbette lig bittiginde sampyion olamayabilirdik, fakat mantik ve matematik ölcülerinde sampiyonluk sansimiz oldugu müddetce bunu özellikle dile getirmekten hic cekinmedim.
Lig bittiginde Polyannalar ile bu takimdan bi bok olmaz diyenler hepberaber Sampiyonlugu kutladik.
Su an ligin henüz 12. haftasi ve bazi arkadaslarimiz adeta hersey bitmis gibi hr seye kara caliyorlar.
2009 yili mayis ayinda samypiyon olacagiz iddiasinda bulunamayacagim, fakat sunlari söyleyebilirim :
1. Lidere 6 puan yakiniz
2. En iyi futbolu biz oynuyoruz
3. arada bir geriye düsmek te var bu oyunda.
Hayatta hic hoslanmadigim sey "mutlakiyetcilik".
Mutlakiyetcilikten kastim her macin kazanilmasini beklemek.
Arkadaslar elbette, arada puan da kaybedilecek, mac ta.
Fakat bu kadar erken havlu atmak nedendir anlayamiyorum.
Posted: Mon Nov 24, 2008 12:25 am
by Soner Özaltındere
Cengiz Akgun wrote:Soner, ne zamandan beri Ankaraspor onunde diye GS 1 puan almak icin oynadi? Yakinda kumeye dusmemek icin (Allahtan boyle seyler oldugunda ben gormedim) oynarlarsa da akilli bir taktik diyecegiz belki.
Bu isteki fark kurbagayi kaynar suya atip ya da once soguk suya koyup altindan isitmaya benzedi. Ilkinde kubaganin beki kurtulma sansi var kici biraz yansa da. Ikincisinde yavas yavas mayi$ip kaynamak daha olasi cunku.
Eskişehir maçında öyle veya böyle beraberliği korumayı beceremediğimizi anlayabildiğimizden beri...Kimin kimden ne zaman nerde nasıl puan alacağı belli değil bu ligde, herşey matematikleşti. Üç puan alamıyorsan en azından bir puan al liginde oynuyoruz şu anda, bu belli değil mi? Tam beş tane sıfıı sıfır biten maç var bu hafta? Bu kaç yılda bir görülüyor acaba?
Posted: Mon Nov 24, 2008 12:06 pm
by Tan Erten
Bana öyle geliyor ki, Skibbe/yönetim/futbolculara olan güvensizlik sonucu, galibiyetle bitmeyen her maç sonucunda bir isyan ve kötüleme hevesi var. Ankaraspor bu senenin en formda takımlarından biri, ligdeki yeri ve attığı-yediği gol sayısı bunu gösteriyor. Eskiden Gençlerbirliği'ne Ankara'da puan verirken ortalığı bu kadar ayağa kaldırıyor muyduk? Ctesi ise iyi bir hocası olan ve takım oyunu oynayan bir ekibe karşı, Florida'da yaşadığım fırtınalara yakın bir rüzgar şiddeti altında bir maç oynanmaya çalıştı takım. Üstelik Lincoln ve Baroş yok, takımın en etkili ismi Arda Pazartesi hastaneden taburcu olmuş, sakatları artık saymıyorum bile. Sonuç ise bir beraberlik. Aman ne felaket!
Arkadaşlar biraz sakin olalım ve takıma, yönetime ve hocaya şans verelim. Evet, ben de Hasan gibi takımda yabancı sayısının çok artması sonucu "takım ruhu"nun kaybolacağından endişeleniyorum, transferlerin daha iyi yapılabilmiş olacağını düşünüyorum ama biraz sabır. Bu takım üst seviyede bir futbol oynayabileceğinin sinyallerini verdi.
Posted: Mon Nov 24, 2008 2:32 pm
by Hasan Tezcan
Tan Erten wrote:Bana öyle geliyor ki, Skibbe/yönetim/futbolculara olan güvensizlik sonucu, galibiyetle bitmeyen her maç sonucunda bir isyan ve kötüleme hevesi var.
Olabilir ama bu benim icin gecerli olamaz...sonra insanlari bu sekilde
sindirmek ne kadar dogru bilmiyorum. Yazsinlar yazacaklarini, sizlerin
degimi ile "les kargasi" olsunlar, ne gocunuyorsunuz?
Bence haksizlik ediyorsunuz. Isler öyle söylendigi kadar super
gitmiyor, bunu sizlerde cok iyi farkindasiniz. Bilakis, bu hafta alinacak
olasi Metalist galibiyetini firsat bilip saldiriya gececeksiniz...bu kisir
döngu hepiniz icin gecerli.
Önemli olan ne demistim demek degil, gördugunu dile getirmek, her
firsatta demiyorum yanlis anlasilmasin diye, her zaman daha iyi bir
kelime tercihi olur.
Posted: Mon Nov 24, 2008 4:40 pm
by Alpay Dedeoglu
Dun Hakan Sukuru TRTde dinledim. Bu kadroda olmamanin sitemleri disinda gayet iyi konustu. biraz gergin ve tutuk basladi ama GS hakkinda soyledikleri olumluydu. Dikkatimi ceken sey, diger eski futbolcularin aksine daha genel analiz yapiyor. dunku performansi Ridvandan ve Sergenden daha iyiydi(Hakan Unsal utanmazi dun biraz ders almistir umarim). Orada bulunmasi bile digerlerini gs hakkinda konusrken biraz daha dikkatli olmaya itiyor.
Benim dikkatimi ceken sey en cok Kewell'i takdir ediyor olusu. Ve de bunu caliskanligi, disiplini, POZITIFLIGINE ve istegine dayayip , kafa vurma fundemantalini ovdu. Birde forvetlerin ve takimin onu cok iyi anlamadigini ima etti ve kendisi oynasa bu oyuncudan daha fazla yararlandirabilecegini iddia etti. O bana daha cok gol attirir demek istemiyorum, ben ondan daha cok yaralanilmasini saglarim gibi laflar etti.
Posted: Tue Nov 25, 2008 10:31 pm
by Ozan Ersoy
Hasan Tezcan wrote:Ben mi yanlis okudum bilmiyorum ama Mehmet Topal hakkinda o kadar
karamsar bir dusunce gecmedi aklimdan...oyun kurucusu diye bir iddiam
yok zaten. Mehmet'im pirlanta gibi bir oyuncu, onu ekmelerinden korkuyorum.
Hasan Topal hakkinda o sozleri gecen sene ASY'de ciplak gozle izledikten sonra yazan sen degil Ali Gursel. Hem de sapasaglamken cocuk Kalli'nin altinda gayet iyi top oynarken.
"Mehmet Topal'in da problemi belli oldu. Kesici olarak iyi ama oyun kurma, sorumluluk alma konusunda cok cok cok zayif. "
3 kere "cok" sozcugunu kullanmasi da dikkatimi cekti.
Ama gel gorelim bu sene Skibbe'ye giydirmesinin ana noktalarindan biri "Topal'i yedirmem". Halbuki Topal'in 6 aydir top oynadigi yok. Oynadigi iki macta da 60. dakikada cikardi ya herkesin diline dolandi. Bizim balik hafizasi olabilir ama google sagolsun onlarin hafiza cok iyi. Bir baskasi da hala herkesin gozunun icine baka baka yalan soyluyor "ben hic bir sey demedim" falan filan. Yani bulup onune getirecegiz illaki.
Ben olsam utanirdim her seyden once.
__________________
Hasan benim umudum var ama bu demek degil ki ben pembe gozluk takmisim, her sey gulluk gulistanlik. Ya da ben midesizim. Senin bahsettigin asiri uc olmak. Extreme.. Sen sahsen kotumserligin en asiri noktasindasin ama karsi dusuncede olanlari cok iyimser olarak yorumluyorsun.
Bu takim bu sene topu topu 4 mac iyi oynadi (benim anlayisima gore) ve sonucunu alabildi. Konya-Kocaeli-Olympiakos-Benfica maclari. Su ana kadar 20 mactan fazla yapmisizdir. Bu iyi bir oran degil. Su anda gorulen o ki takim hem lig, hem Avrupa, hem kupa hem milli takimlari kaldiramiyor. Sakatliklar yuzunden hep ayni oyuncular oynuyor. Milli mac arasinda bile GS 11'i dinlenemiyor. Su anda GS 11'inde milli olmayan bir tek Lincoln var.
Bu kosullar duzelirse daha iyi top oynamaya, daha iyi sonuclar almaya baslayabiliriz. Bence Avrupa'da yapilabilecegin en iyisi (hedef final olmali, yapariz yapamayiz o ayri), kupada yari final, ligde de son 4-5 haftaya kadar lideri 3-4 puan farkla takip edebilmek onemli. Son haftalarda herkes birbiriyle oynuyor. Siralama cok degisir. UEFA'daki konumumuza gore daha iyi degerlendirme yapabiliriz sanirim.
GS'in dagilacagini, ligden kopacagimizi UEFA'da cok erken elenecegimizi falan asla dusunmuyorum.
Ozan Ersoy
Posted: Tue Nov 25, 2008 11:01 pm
by Can Ergun
Tekrarlanan şu bilgileri bir kere daha yazmak zorunda hissediyorum kendimi.
1-)Önümüzde 22 hafta daha var.Liderden 6 puan gerideyiz.
2-)UEFA'da grup lideriyiz ve büyük ihtimal lider olarak gruptan çıkacağız.
3-)EURO 08'de yarı final oynayan kadronun iskeleti (Sabri,Servet,Hakan B.,Arda,M.Topal) bu takıma ait oyunculardan kurulu,bunun yanında bu turnuvadan sakat gelen oyuncularımızı da saymama gerek yok.
4-)Ankara maçını saymazsak,Topu yere indirip,daha önce çok az gördüğümüz üst düzey paslaşma varyasyonlarını becerebiliyoruz.Yeni bir futbol geliyor...
Daha sayacak çok şey bulurum Seyrantepe'den girip,altyapıdan çıkarak...Ama şu yukarıdakileri benimsememiz bile yeter durumu anlayabilmek için.O yüzden,biraz sabırlı olup,sakatların düzelmesini ve oyun mentalitesinin iyice yerleşmesini beklemek en iyisi olur hepimiz için.
Posted: Wed Nov 26, 2008 1:31 am
by Ozgur A. Boztepe
Hasan Tezcan wrote:9-34 yas arasi futbol oynadim.
9-28 yas arasi basket.
14-38 yas arasi innebandy...badminton hep oynadim...icraa etmesini en
sevdigim spordur.
Yeni bir kelime ogrendim..
Posted: Wed Nov 26, 2008 9:35 am
by Mehmet Gurdal Cetin
Ozgur A. Boztepe wrote:Hasan Tezcan wrote:9-34 yas arasi futbol oynadim.
9-28 yas arasi basket.
14-38 yas arasi innebandy...badminton hep oynadim...icraa etmesini en
sevdigim spordur.
Yeni bir kelime ogrendim..
Kiz istemeye gidiyorsun
Kizin anasi soruyo
-Oglumuz ne is yapar ?
-Kendisi innebandy ci.
-??? Kalk gidiyoruz Recep herif innebandyci cikti
-Oglumuz ne is yapar
-Innebandy dukkani var carsi da
-??? Kalk gidiyoruz Recep herifler ailecek duzenbaz
-Oglumuz ne is yapar
-Pazarda innebandy satiyor
-??? Bu mevsimde mi? Kalk gidiyoruz Recep, tazesi varken turfandasini satiyor sahtekar serefsizler
Posted: Wed Nov 26, 2008 11:06 am
by Hasan Tezcan
Ozgur A. Boztepe wrote:Hasan Tezcan wrote:9-34 yas arasi futbol oynadim.
9-28 yas arasi basket.
14-38 yas arasi innebandy...badminton hep oynadim...icraa etmesini en
sevdigim spordur.
Yeni bir kelime ogrendim..
Bir diger ismi floorball...aslinda bu oyunu Isvecliler kesfetti. Sopa ile
oynaniyor.
Posted: Wed Nov 26, 2008 2:09 pm
by Mehmet Gurdal Cetin
Hasan Tezcan wrote:Ozgur A. Boztepe wrote:Hasan Tezcan wrote:9-34 yas arasi futbol oynadim.
9-28 yas arasi basket.
14-38 yas arasi innebandy...badminton hep oynadim...icraa etmesini en
sevdigim spordur.
Yeni bir kelime ogrendim..
Bir diger ismi floorball...aslinda bu oyunu Isvecliler kesfetti. Sopa ile
oynaniyor.
Isvecte oynanan her turlu oyuna kurban olayim Hasancim
Ama bu oyun bize uymaz birincisi sopa ile oynaniyor, mazallah bir kavga ciksa direk karakolda biter.
Ikincisi bizde cok makara yapilir
"Herkesin tuttugu kendine" diyen bir kultur var sonucta