Page 8 of 53

Re: Şike Operasyonu

Posted: Tue Jul 12, 2011 10:49 pm
by Mehmet Gorgen
Fenerasyon FB'ye bir kelime söylemeyip başaknı tutuklu bulunan sahsı hastanede ziyarete gidiyor heralde savcıdan aldığı bilgileri ona verecek.

Utanmadan birde Ünal Aysal'ı tehdit ediyor.

TFF, Cavcav, manisa Başkanı vs. GS şike aparası vermedi diye mi kötü oluyor.
Cavcav'ın kalecisi şike yapmış utanmadan bir de konuşuyor.

Adam da biraz yüz olur.Bu adamlaradn Türk futbolu temizlenmedikçe türk futbolu bir adım öteye gidemez.

http://www.maraton.com.tr/Fenerbahceden ... 44375.html

http://www.maraton.com.tr/Aysala-bir-ki ... 44361.html

http://www.maraton.com.tr/Cavcavdan-Ays ... 44360.html

http://www.maraton.com.tr/TFFnin-acikla ... 44376.html

Re: Şike Operasyonu

Posted: Tue Jul 12, 2011 11:11 pm
by Cengiz Akgun
Mehmet Gorgen wrote:Fenerasyon FB'ye bir kelime söylemeyip başaknı tutuklu bulunan sahsı hastanede ziyarete gidiyor heralde savcıdan aldığı bilgileri ona verecek.

Utanmadan birde Ünal Aysal'ı tehdit ediyor.

TFF, Cavcav, manisa Başkanı vs. GS şike aparası vermedi diye mi kötü oluyor.
Cavcav'ın kalecisi şike yapmış utanmadan bir de konuşuyor.

Adam da biraz yüz olur.Bu adamlaradn Türk futbolu temizlenmedikçe türk futbolu bir adım öteye gidemez.

http://www.maraton.com.tr/Fenerbahceden ... 44375.html

http://www.maraton.com.tr/Aysala-bir-ki ... 44361.html

http://www.maraton.com.tr/Cavcavdan-Ays ... 44360.html

http://www.maraton.com.tr/TFFnin-acikla ... 44376.html

Gorgen Aysal bu soylediklerini ya durust Ali'ye klupler birligi toplantisinda soyletecekti ya da o toplantiya gidemiyorsa o toplantidan once soyleyecekti. Dun boyle bugun oyle yanar doner ile bu isler olmaz. Bunu senin de soylemen lazim. Haci Cavcav'in FB'ile olan macta saibeli. Bunca senedir GS'liyim deyip FB'ye futbolcu yetistirmesini aciklamasi da zor. Aziz beyle bu kadar alis verisi var. Sonra kimle yapacak bu yuksek fiyata futbolcu satisini. Elbette onun turkusunu soyleyecek. TFF baskani da o bicim oldugunu ispat etti. Hani belge diyor. Ortada Aziz'in telefonla hakem istettigi olayi var. Pekerler'le iliskisi var. Bakalim bugun Ozguner neler dedi. Onun sike ve tesvikten haberi var diyorlar. Aziz ile kavgali imis. Herhalde durup dururken kavga etmedi.

Re: Şike Operasyonu

Posted: Wed Jul 13, 2011 9:26 am
by Mehmet Gurdal Cetin
Ajan provokatör :))
Yazmış yine..

Rasim Ozan Kütahyalı ( eski taraflı, şimdi sabahçı)

Türk futbol tarihinin en büyük krizi yaşanıyor. Yer yerinden oynadı, üçüncü bir dalga bekleyebilir miyiz?

Üçüncü dalga gelecek haliyle bu Temiz Kramponlar operasyonları kesinlikle Fenerbahçe operasyonu değildir. İlk günden beri bunu söylüyoruz. Nitekim ikinci dalgada işin Trabzonspor ve Beşiktaş ayağı da sorgulanmaya başladı. Üçüncü dalgada da teknik adamlar ve futbolculara bu iş gidecektir. 140'a yakın gözaltı olacağı bekleniyor. Dolayısıyla bu bir Fenerbahçe soruşturması değil, bu bir Temiz Kramponlar soruşturması. Bugüne kadar futbolcular nerede deniliyordu, bu dalgada da futbolcular ve teknik adamlar ayağına girilecektir. Dolayısıyla genel fotoğrafı görmemiz gerekir.

Aziz Yıldırım'ın ifadeleri ve tutuklanmasını nasıl değerlendirirmek gerekir? Ayrıca ortaya çıkan belge ve bilgiler üzerine Futbol Federasyonu Başkanı Mehmet Ali Aydınlar'ın yaptığı açıklamayı nasıl görmek gerekir?

Aslında Fenerbahçe'nin şu anki baronları diyeyim, şu anki establishment'ı Aziz Yıldırım'ı satabilecek duruma geldi. Aziz Yıldırım'ı size veririz, eyvallah Aziz Yıldırım kirli işlere bulaşmış olabilir ama bizim bununla bir alakamız yok. Fenerbahçe ve Türk futbolunu üç restorandan yönetmeye devam ederiz. Aziz gitsin ama düzen aynı kalsın mantığındalar. Aziz Yıldırım da buna karşı. Beni satarsanız ben de satarım, konuşursam mahvolursunuz mesajını verdi. O arada da sihirli bir elin değmesini bekledi. Hukuk yine de gereğini yaptı. Artık sihirli el, şu adam güçlü, bu adam güçlü diye değmiyor yeni Türkiye'de. Aziz Yıldırım ile Fenerbahçe'nin diğer baronları arasındaki durum budur.

Mehmet Ali Aydınlar intihar etmiştir. Çok açık söylüyorum, Mehmet Ali Aydınlar intihar etmiştir. Mehmet Ali Aydınlar'ın elinde hayatının fırsatı vardı. Yine de tamamen bitmiş değil bu fırsat. Kendisi adliyeden çıktığında ne söyledi? Dedi ki; savcılık bize delilleri gösterdi, biz değerlendireceğiz dedi. Ardından dün açıkmasında hiçbir şey yoktur, delil yoktur, eski tas eski hamam devam edecek dedi. Bir kere bu olacak iş değil. Daha dün adliyeden çıkışta delilleri gördüm diyen adam, nasıl oluyor da şimdi deliller yoktur diyor. Bu doğru bir olay değil.

Bu durumu neye bağlıyorsunuz peki?

Mehmet Ali Yıldırım, eyyamla idare-i maslahat yolunu seçti. Mehmet Ali Aydınlar cesur davranamadı, gerekeni yapamadı. Olay tek Fenerbahçe olayı değil. Genel olarak bir kararlar verebilirdi. Biraz bekleyip ondan sonra da karar verebilir. Dünkü açıklamasını geçici bir kaza olarak kabul ediyorum. Ondan sonra gerekeni yapabilir. Asla Mehmet Ali Aydınlar hayati kararları verecek diye bir şey yok. Mehmet Ali Aydınlar kendi ile ilgili hayati kararlar verecek. Çünkü UEFA, böyle giderse duruma el koyar. UEFA, yüzde 1 bile şüphe olsa gerekeni yapın dedi. UEFA, Futbol Federasyonu'nun üzerinde bir kurumdur. Enternasyonal bir kurumdur. Gerekirse UEFA duruma el koyar. Artı temiz kramponlar soruşturmasını götüren yetkililerle UEFA'nın da doğrudan bağlantısı var, karşılıklı bilgi alışverişinde bulunuyorlar.

Dolayısıyla UEFA, Futbol Federasyonu'nun eyyamcı kararına bakmadan kendi de karar verir, duruma el koyar. Bu da Mehmet Ali Aydınlar'ın sonu olur. Türk futbol tarihinin en kısa süre federasyon başkanlığı yapan adamı olur. Böyle olmasını istemiyoruz, cesur davranması şart. Yoksa şu kararıyla intihar etmiştir. açıkca söylüyorum. Fenerbahçe taraftarları Aziz Yıldırım ve diğer yöneticilerle ilgili fotoğrafların, belgelerin medyaya yansımasına çok tepki gösterdi. Emniyeti ve savcılığı soruşturmanın gizliliğini ihlal etmekle suçluyorlar. Bu konuda kendilerine hak verir misiniz?

Bu konuda öyle büyük bir haksızlık yapılıyor ki, hem emniyete, hem adliyeye, hem de savcılarımıza. Polis bu konuda çok hassas. Aziz Yıldırım'ın eşkal fotoğraflarını Habertürk gazetesi bastı, o sızdırmayı yapan polis şu an hapiste, gözaltına alındı. İkincisi, bu da çok önemli, çok konuşulmadı, Aziz Yıldırım'ın avukatı Abdullah Kaya'nın ve belki diğer sanık avukatlarının da bilgi, belge ve dökümanları basına sızdırdığı anlaşıldı. Çok açık söylüyorum emniyet güçleri değil sanık avukatları medyaya soruşturmanın gizliliğiyle ilgili dosyaları vermektedir.

Bu çok önemli bir iddia...
İddia değil. Emniyet, bugün Fatih Cumhuriyet Savcılığı'na resmen başvurdu. Abdullah Kaya ile ilgili suç duyurusunda bulundu. Çünkü ellerinde kanıtları, görüntüleri de var. Bu bahsettiğimiz bilgileri sanık avukatları sızdırmaktadır ve emniyet bugün gereğini yaptı. Abdullah Kaya'nın fotoğrafları sızdırdığı MOBESE kayıtlarıyla belgelendi. Hürriyet'in muhabiri Arda Akın, kendi telefonundan Organize Suçlarla Mücadele Şube'den işlerin başındaki Mutlu Ekizoğlu'nu arıyor. Soruşturmayla ilgili sorular soracağı için Mutlu Ekizoğlu telefonu açmıyor. Ardından Toygun Atilla, '13 sayfalık ifade almış, yarın gazetede çıkacak bunu bana verebilir misiniz?' diyerek mesaj atıyor Mutlu Ekizoğlu'na. Ekizoğlu bunun üzerine arıyor, ifadelerin nereden alındığını soruyor. Avukatın verdiğini Arda Akın, Mutlu Ekizoğlu'na söylüyor. Böylece, Toygun Atilla'da haber kaynağını deşifre etmiş oluyor. Daha sonra MOBESE kayıtları incelenince ve Aziz Yıldırım'ın avukatının belgeleri verdiği ortaya çıkarılıyor. Avukat Abdullah Kaya hakkında suç duyurusunda bulunuluyor. Yani Hürriyet'in bir muhabiri diğer muhabirine belgeleri sızdıranın avukat olduğunu söylüyor. Yani hiçbir şekilde emniyetin sızdırması diye bir şey yok.

Burada hedef nedir? Aziz Yıldırım'ın avukatının böyle önemli belgeleri sızdırması Aziz Yıldırım'ın alaeyhine değil mi diyeceksiniz. Buradaki hedef, eski Türkiye medyasıyla işbirliğiyle Fenerbahçelileri sokağa dökmek ve Türkiye'de bir kaos ortamı yaratmaktır. Fenerbahçe'nin 25 milyon tarftarı vardır. Fanatikler, holiganlar taraftar içinde son derece azınlıktır. Fakat bu azınlığa oynayarak, bu azınlığı daha azdırmaya oynayarak, onları sokağa dökerek bir operasyon planlıyorlar. Bunun için de bunlar yapılıyor bana göre. Eski Türkiye medyasının yayınlarını da böyle yorumluyorum.

İşte Rasim Ozan Kütahyalı tarafından Sabah.com.tr'ye ulaştırılan resmi tutanak...


"04.07.2011 günü öğle saatlerinde, tarafımızca gazete muhabiri olduğu bilinen Arda AKIN kullanımında bulunan 0549 ……0 numaralı telefondan, Müdürlüğümüz Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'nden sorumlu Emniyet Müdür Yardımcısı 2. Sınıf Emniyet Müdürü Mutlu EKİZOĞLU'nun kullanımında bulunan 0507 ……9 numaralı telefonunu defaten aramasına rağmen, yürütülmekte olan soruşturma ile ilgili sorular soracağını değerlendirdiğinden cevap verilmemiştir.
Aynı gün Saat:13:00 sıralarında Arda AKIN kullanımında bulunan 0549 …..0 numaralı telefondan Emniyet Müdür Yardımcısı Mutlu EKİZOĞLU'nun kullanımında bulunan 0507 …..9 numaralı telefon hattına "TOYGUN ATİLLA 13 SAYFALIK İFADE ALMIŞ. BUNLAR GAZETEDE YARIN ÇIKACAK. BANA VEREBİLİR MİSİNİZ." şeklinde mesaj atmıştır.
Söz konusu mesajın görülmesinin hemen ardından, Emniyet Müdür Yardımcısı Mutlu EKİZOĞLU kullanımında bulunan 0507 …..9 numaralı telefon hattından, Arda AKIN'ın kullanımında bulunan 0549 …..0 numaralı telefon hattına "Ne ifadesi kimin ifadesi, kim vermiş nasıl vermiş bunu söyle gerekli işlemleri yapayım" şeklinde mesaj gönderilmiştir.

Söz konusu mesajın Arda AKIN'a gönderilmesinden kısa bir süre sonra Arda AKIN kullanımında bulunan 0549 …..0 numaralı telefon hattından, Emniyet Müdür Yardımcısı Mutlu EKİZOĞLU'nun kullanımında bulunan 0507 …..9 numaralı telefon hattına "Abi Valla 25-30 kare kadar fotoğraf. İbrahim işcanın ifadesinden. Başkan mecnur falan birliktelermiş fotoğraflarda. çeşit çeşit.Görmedim ama birazdan geçecek. Avukat vemiş.50 sayfa ifade ile birlikte. Fotolar gelince atarım. isterseniz." şeklinde mesaj atmıştır."

Re: Şike Operasyonu

Posted: Wed Jul 13, 2011 11:29 am
by Mehmet Gurdal Cetin
http://www.uefa.com/uefa/aboutuefa/news ... 50460.html

Yazımıza cevap gelmiş :)


UEFA is aware of the match-fixing allegations in Turkey surrounding certain clubs, individuals and players, and confirms that it is monitoring the situation on a daily basis.
And that it is in close contact with the Turkish Football Federation (TFF) on this issue.

There is no doubt this is a complex case which is still evolving, but the matches under suspicion clearly fall within the sporting jurisdiction of the TFF and the legal jurisdiction of the Turkish judicial system. UEFA therefore cannot comment on any potential outcomes.

With regard to the participation of Turkish clubs in UEFA club competitions, UEFA has full confidence in the TFF to submit to UEFA the names of the clubs to be entered based purely on sporting merit, and to take the necessary strong action in this case with the information at its disposal.

Given the information received so far by UEFA there is nothing according to the UEFA statutes or regulations that leads UEFA to refuse entry to any of the clubs currently involved in the investigations in Turkey.

In addition, every club participating in UEFA club competitions has provided UEFA with a written guarantee that they have not been involved in match-fixing activities.

UEFA requests the Turkish state authorities to pass on any relevant information regarding the ongoing investigations to the TFF as soon as possible, in order that sports justice can be carried out in the most judicious manner.

UEFA wishes to underline that even after admission to a UEFA competition a decision to exclude a club from a competition, or from any future European competitions for a number of years, can be made at any time if it transpires that the club in question obtained qualification via manipulated or fixed matches.

Re: Şike Operasyonu

Posted: Wed Jul 13, 2011 3:44 pm
by Kenan Atak
Mehmet sen bu Rasim Ozan denen, uygar bir ulkede degil gazeteci, kenef silicisi olacak herifin yazisini dalgasina koydun herhalde buraya. Bu guzelim sayfayi bu heriflerin yazisi ile kirletmege degmez. Ait oldugu Taraf denen pacavranin yedigi naneler ortada, bunlarin yuzunden insanlar intihar etti. Nerdeyse olayi gelip Turkiye'de kaos ortami yaratmaga baglamis bir de!

Re: Şike Operasyonu

Posted: Wed Jul 13, 2011 3:49 pm
by Kenan Atak
Iliklerine kadar siyaset soktular sporun icine, tipki tertemzi ogrencilerin sifrelerle vesaire alinlarinin hakkiyla oynadiklari gibi. Bakin size soyleyeyim bu Turk futbolunun gidisi yokus asagi, kisa vadede tribun olaylari (millet birbirini dograyacak bu sike olaylari vesaire yuzunden), uzun vadede bombos tribunlere ve kluplerin iflasina kadar gidecek. Cok da iyi olacak su kluplerin iflasini izlemek.
http://haber.gazetevatan.com/basbakana- ... u/388312/1

Re: Şike Operasyonu

Posted: Wed Jul 13, 2011 5:42 pm
by Mehmet Gurdal Cetin
Kerem Tezic wrote:Mehmet sen bu Rasim Ozan denen, uygar bir ulkede degil gazeteci, kenef silicisi olacak herifin yazisini dalgasina koydun herhalde buraya. Bu guzelim sayfayi bu heriflerin yazisi ile kirletmege degmez. Ait oldugu Taraf denen pacavranin yedigi naneler ortada, bunlarin yuzunden insanlar intihar etti. Nerdeyse olayi gelip Turkiye'de kaos ortami yaratmaga baglamis bir de!
Doğru tahmin etmişsin, zaten ajan provakatör demiştim. Böyle adamlar ülkede çok makbul artık.

Bu arada çok ilginç Aziz YILDIRIM'ın ifadesi medyaya düşmüş.
İnanamıyorum.

http://haber.mynet.com/detay/foto-anali ... i/581734/1

Re: Şike Operasyonu

Posted: Wed Jul 13, 2011 7:27 pm
by Ismail Gezer
İbrahim Akın ve İskender Alın, kendileriyle ilgili iddiaları kabul etmiş.

Süper şike finali ilginç olacak!

Re: Şike Operasyonu

Posted: Wed Jul 13, 2011 8:02 pm
by Cengiz Akgun
Bu da burada bulunsun. Aziz efendinin Taraf tarafindan basilan iafesi. Bu gazete nasil oluyordu kapatilmiyor hayret demeyecegim cunku Cetin Altan'in Demokrasi havarasi sipasi hukumet sozcusu cunku.

Taraf - Istanbul - 13.07.2011
FENERBAHÇE Başkanı Aziz Yıldırım’ın birçok yerde parça parça yayınlanan savcılık ifadesinin sansürsüz tam metnini sunuyoruz... (BOLUM 1)

Futbol’da şike soruşturması kapsamında “Örgüt faaliyeti kapsamında birden fazla kez şike eyleminde bulunmak ve bu eylemleri organize etmek” suçlamasıyla çıkarıldığı 14. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından tutuklanan Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım’ın 15 sayfalık ifadesine Taraf ulaştı. Yıldırım, kendisini şöyle savunmuş:

Ben savcılık huzurunda sorulan sorulara ayrıntılı olarak cevap vermeye çalıştım ancak bir kısım sorulara tam olarak cevap veremedim. Özellikle ifade zaptında 18 numaralı olarak sorulan 02.05.2011 günü Mali Genel Kurul öncesinde muhalif bir kısım kişilerin gazeteye ilan vermesi üzerine muhalefetin önüne geçebilmek amacıyla Sedat Peker grubuyla bağlantılı oldukları söylenen Bülent İbrahim İşcan ve Abdullah Başak’ı yönlendirdiğim, bu şahısları kongre sırasında dövdüreceğim ve dışarı attıracağım şeklinde talimat verdiğim iddiasına ilişkin olarak; benim böyle bir fiilim hiç bir şekilde olmamıştır. Bu şahıslar Fenerbahçe kongre üyesidirler. Ben muhalif gruba kongreye gelerek varsa eleştirileri mali konularda, burada yapmalarını bildirdim. Bana Amatör Şube için sponsorlardan temin edilen 40 bin dolarla ilgili parayı nereden bulduğumu sormuşlar. Ben bu paranın nereden bulunduğunu değil nereye harcanacağının sorulması gerektiğini bildirdim. Bunun dışında adları geçen İbrahim İşcan ve Abdullah Başak’ın söz edildiği gibi Sedat Peker grubuyla bir bağlantısı olup olmadığını ben bilmem. Herhangi bir şekilde kongreden dışarı attırmam ya da dövdürmem gibi bir eylemim olmadı.

» Örgüt faaliyeti içinde değilim
Ben bu dosyada şike ve teşvik pirimi suçlamasıyla suçlanırken bununla ilgisi olmayan yukarıda bahsettiğimiz olayla ilgili sorular soruldu. Bu dosyayla bu hususların bir ilgisi yoktur. Benim anladığım kadarıyla hakkımdaki iddiayı bir örgüt faaliyeti dahilinde göstermek hatta bunu silahlı bir örgüt olarak göstermek amacıyla bu konularda soruşturmaya dahil edilmiş diye düşünüyorum. Bu soruya ben bu şekilde savcılıkta ayrıntılı cevap vermedim. Bu iddiaların bir dayanağı ve bir aslı yoktur.

» Hakemlerle görüştüm ama...
Savcılıkta 19 sıra numarasıyla sorulan Fenerbahçe-Kayseri maçıyla ilgili olarak benim maçın hakemi olan Fırat Aydınus’u uyarması için MHK Başkanı Oğuz Sarvan’a Federasyon Başkanı aracılığıyla uyarmaya çalıştığım iddiası da doğru değildir. Ben şampiyonluk amacıyla müsabakaya çıkan takımımızın iyi hakemler tarafından yönetilmesi amacıyla girişimlerde bulundum. Ancak bu haklı bir girişimdir. Hakemleri etkilemek anlamına girmez. Yani objektif olarak yönetilmesi açısından...

» FİFA hakemlerini istedim
Ben FİFA hakemi olan hakemlerin maçlarımızda görev almasını talep etmiştim. Zaten federasyonda oynadığımız bu önemli maçlarımız için FİFA, hakemlerini görevlendireceğini söylemişti. Bu diğer şampiyonluğa oynayan takımlar için de geçerlidir. Bu nedenle Cüneyt Çakır’ın da dahil olduğu sekiz FİFA hakemin bu maçta görevlendirilmelerini talep ettim. Bir art niyet ya da kayırma isteği değildir.

» Benim varım yoğum Fenerbahçe
Kamuoyunda son bir iki aydır benim Federasyon Başkanı Mahmut Özgener’le dargın olduğumu ve konuşmadığımı da bilmektedir. Onun kanalıyla hakemleri etkileme düşüncem olamaz. Kaliteli hakemleri istememin bir art niyet olarak görülmesi ve bu konuda suçlanmam da anlayabildiğim bir şey değildir. Ayrıca ben her ne kadar “örgütsel bir oluşum içerisinde bir kısım eylemleri yaptığım” iddiasıyla suçlanıyor olsam da buna dayanak olarak alınan telefon görüşmeleri başkanı olduğum Fenerbahçe Spor Kulübü’nün sorunları ve bu yönde yapılması gerekenlerle ilgilidir. Bunun dışında yasadışı olarak kabul edilebilecek diğer şahıslara direktif verme, yönlendirme gibi bir faaliyette olmadım. Ben başkanı olduğum spor kulübünü çok daha kötü bir vaziyetten alarak yaklaşık 13 yıldır kendi cebimden para vermek suretiyle şu anda kamuoyu tarafından da bilinen seviyelere getirdim. Bu süre buyunca çabam hep başkanı olduğum spor kulübünün gelişmesi yönünde olmuştur.

» Başbakan’la da görüşüyorum
Konuştuğum şahıslardan Şekip Mosturoğlu avukattır. Benim kendisine herhangi bir direktif ya da bilgi vermem mümkün değildir. Şike ya da teşvikle ilgili olarak birlikte çalıştığım arkadaşlarıma hiçbir yönlendirme yapmadım. Daha alt kademede şahısların benim bilgim haricinde bir kısım telefon tespit tutanaklarına geçen beyanları da kabul etmiyorum. Zaten kendileriyle iddia edildiği yönde herhangi bir konuşmam da yoktur. Benim yukarıda mesai arkadaşı olarak bahsettiğim arkadaşlar yönetim kurulu üyeleri ve personel olarak görev alan arkadaşlarımdır. Onlarla yaptığım görüşmeler de hiçbir şekilde iddia edilen suçla ilgili değildir. Ben gerektiğinde Başbakan ile ya da Cumhurbaşkanı ile görüşüyorum. Kulüp Başkanı olarak kendileriyle görüşüp ayrıldığımda daha sonra yaptığım telefon görüşmeleri ya da yanlarında yaptığım telefon görüşmeleri kanunsuz olarak kabul edilse onların dahi bu organizasyon içinde olduklarını iddia etmek gerekir. Bu da akla uygun bir şey değildir.

» Polisler adresime ‘Metris’ yazdı
Ayrıca şu anda size İstanbul Üniversitesi Kardiyoloji Enstitüsü Laboratuarlarına ait şahsımla ilgili yapılan test sonuçlarına ilişkin belgeleri sunuyorum. Sunduğum belgeden de görüleceği gibi hasta adı olarak benim adım yazılıdır. Bunun karşı tarafında ise Metris 1 ve 2 Nolu T Tipi Kapalı Ceza ve İnfaz Kurumu olarak adresim ve istek yapan adı olarak Murat Başkurt yazıyor. Bu test sonucunu biz savcılığa sevkim olmadan önce polis tarafından anjiyo yapılma maksadıyla hastaneye gittiğim sırada düzenlenmiş bir rapor olarak aldık. Bu da yapılan soruşturmanın art niyetli, önceden kurgulanmış bir soruşturma olduğunu göstermektedir.

» Teknik takip yapanların yorumu
Savcılıkta bana sorulan 17 sıra numaralı soruda 22.05.2011 günü oynanan Sivasspor-Fenerbahçe maçında şike yapma amacıyla bir kısım faaliyetlerde bulunduğum ve telefonda İlhan Yüksel Ekşioğlu’a “Sen Sapancalıyla mı Şekerliyle mi yapıyorsun” şeklinde şifreli konuştuğum iddia edilmektedir. Ancak ben burada “Sapancalı” olarak bahsedilen ve kendisi Fatih Akbaba isimli şahıs olarak yazılan şahsı tanımıyorum. Görüşmelerde bu şekilde tabirler de kullanmadım. Adları geçen Ahmet Çelebi, Abdullah Başak ve Ali Kıratlı ile benim bir konuşmam olmadığı gibi burada konuşulduğu iddia edilen sözler arasında üçüyle görüşüldüğü yönündeki ifade tevil yoluyla bu üç şahıs olduğu sonucuna ulaşılmış. Bunun da herhangi bir gerçekliği yoktur. Telefon tespitini yapanların yorumundan ibarettir.

» Çantada para yoktu
Ben de kendisine maç için Fenerbahçe seyircisinin bilet talebi olduğunu normalde alt sınırı yüzde 5 olan deplasman seyircisi oranını yüzde 50’ye çıkarmasını talep ettim. Federasyona sorulduğunda yüzde 5 alt sınırının alt sınır olduğu, bunun üzerinde istenildiği kadar bilet verilebileceği söylenince bedeli karşılığında bu biletler bize verildi. İddialarda şike konusuna dayanak olarak bir siyah çantanın verildiği, fiziki takiplerde bunun belirlendiği ve bu çanta içerisinde şike parası olduğu iddia edilmiş. Bu çantanın içinde Sivasspor’un kendisine ait ve bu işle ilgilenen soyadını hatırlayamadığım Faruk isimli Sivasspor yöneticisinin görevi dahilinde bulundurduğu biletlerin olduğu daha sonra Sivasspor yetkililerinin bu gün itibariyle yaptıkları basın açıklamasında belirlendi. Çanta içerisinde Sivasspor’un biletleri ve bu biletlerin kimlere verileceği konusunda notların bulunduğu defterin olduğu söylendi. Yani içinde para bulunduğu söylenen siyah çantanın mahiyeti de budur.

» Tespit yok tutanak yok
Mecnun Odyakmaz’la bizim görüşmemiz bana ait şirkette oldu ve konuşmamızın içeriği de biletlerle ilgiliydi. Bu iddialarla ilgili olarak Mecnun Odyakmaz’ın bahsedilen şike faaliyetini nasıl gerçekleştirdiği de herhangi bir şekilde belirlenmiş değildir. Kendisi şikeyi nasıl yapacaktır. Oyuncularına söyleyerek mi veya başka bir şekilde mi, buna dair herhangi bir fiziki takip ya da iletişim tespiti de yoktur. Maç karşılıklı atılan gollerle ve her ihtimale açık olarak sonuçlandı. Bu iddiaların gerçekle bir ilişkisi yoktur.

» İbrahim Akın için direktif yok
Savcılık ifademde 16 numarayla sorulan Trabzon Spor İstanbul Büyük Şehir Belediye maçı için İBB futbolcuları İbrahim Akın ve İskender Alın’a teşvik konusunda direktif verdiğim iddiası da gerçek değildir. Bu oyuncular forvet oyuncusu yani hücum oyuncusudur. Maç Trabzon’da oynanmaktadır. Eğer bir teşvik yapılması mümkün olsaydı defanstaki futbolculara yapılması gerekirdi. Bu da iddiaların gerçek dışı olduğunu göstermektedir. Ben böyle bir direktif vermedim. Böyle organizasyon içinde olsaydım, iki forvet oyuncusuyla değil kulübün kendisiyle görüşürdüm.

» Şike için kulüpten para çıkmadı
İfademde 15 numaralı soruda bahse geçen Ankaragücü futbolcularına şike teklifi konusunda Uğur Uçar’a ve Stefan Senecky isimli futbolculara para teklif edildiği ancak bunların kabul etmediklerinden bahsedilmektedir. Böyle bir suçun olmadığını da şahısların teklifi kabul etmediği beyanından anlayabiliriz. Böyle bir teklifle benim hiçbir ilgim olmadı. Benim direk bu yönde bir iletişim kaydım olmadığı gibi Şekip Mosturoğlu ya da diğer arkadaşlarıma direktif verdiğim yönünde de herhangi bir kayıt yoktur. Böyle bir kayıt varsa ben her şeyi kabul ederim. Kulübün mali kuralları gereği para çıkışı iki imzayla mümkündür.
» Şike olsa Melih Gökçek söylerdi
Ayrıca bizim kulüp olarak Ankaragücü Başkanı Melih Gökçek ile aramızda sorunlar bulunduğu herkesin malumudur. Kendisi hem takımını kontrol altında tutar, hem de bizle yapacağı maçlarda oyuncularına daha yüksek pirim vaat eder. Bu yönde oyuncularını motive eder. Yukarıda bildiğimiz gibi iki oyuncunun kendilerine şike teklif edildiği, onların da kabul etmediğinden bahsedilmektedir. Bu konuyla ilgili bir bilgim yoktur. Ancak maç bizim gücümüzle orantılı olarak normal ve gayet temiz olarak geçmiştir. Hak ettiğimiz şekilde Ankaragücü’nü o maçta 6-0 mağlup ettik. Bunun şikeyle herhangi bir ilgisi yoktur. Böyle bir şey olsaydı aramızda sorunlar bulunan Melih Gökçek’in bunu dile getirmesi beklenirdi.

» Emenike sakattı, oynayamadı
Savcılık ifademde dört numara ile gösterilen Karabükspor-Fenerbahçe maçıyla ilgili olarak şike iddiası Karabükspor oyuncusu olan Emanuel Emenike ile ilgilidir. Ancak aynı iddiayla ilgili olarak kendisi, savcılığa sevk edildikten sonra serbest kalmıştır. Ayrıca bu futbolcuyla ilgili olarak bizim daha önce ocak ayı içerisinde kendisini transfer etmek niyetiyle kulübüyle görüşmelerimiz olmuştu.10 milyon euro istenildi. Biz de dokuz milyon euro verebileceğimizi söylemiştik. Bundan sonra aynı futbolcuyla ilgili olarak değişik ülke takımlarından transfer teklifleri gelmeye başladığını Murat Özaydınlı’dan öğrendim.

» Trabzon’a karşı da oynamadı
Bu yönde raporları da vardır, zaten bizden sonra Trabzonspor maçında da oynamamıştır. Kendisini transfer etme teklifiyle maçımıza çıkmamasını sağladığımız iddiası doğru değildir. Tespit edilen telefon kayıtlarında konuşmalarımız baştan beri bu futbolcunun maçta oynayacağı yönündeydi. Bunu da biz basından takip etmiştik.

» Sinan Engin’le görüşme
Ayrıca aynı soru içerisinde geçen Sinan Engin’e, Antoni Seriç isimli futbolcuyla irtibat kurma amaçlı olarak menajerini sorduysam da bu normal bir konuşmadır. Çünkü futbol kulüpleri başkan, yönetim ve teknik heyetten oluşur ve herkes rakip takımların futbolcularının ne şekilde oynayacağını, kimlerin oynayacağını bir şekilde araştırır ve teknik ekibe haber verir. Hatta bir kısım taraftar dahi belli bir duyum aldığında bunu teknik heyete bildirmeye çalışır. Benim burada Engin’den bu futbolcuyla ilgili bilgi istemem bu mahiyettedir. Şikeyle ilgisi yoktur. 200 bin dolar teklif edildiği ve bu teklifin kabul edilmediği söyleniyor. Öyleyse bir suçun varlığından söz edilemez.


» Çelebi’yle biletler için görüştüm
Bana savcılık ifademde 13 numaralı soru olarak sorulan Fenerbahçe-İBB maçında şike yapılması olayıyla ilgili ve bu yöndeki telefon tespit tutanaklarının okunup sorulmasında Ahmet Çelebi isimli şahısla o gün aramızda meydana gelen olay belli bir prosedür dahilinde kombine biletlerinin bu şahsa satılmasıyla ilgilidir. O sırada yapılan kombine bilet satışı kulübün kayıtlarında da mevcuttur.

Mosturoğlu baskı altında ifade verdi
Savcılığın 11 numara verdiği 22 Nisan 2011 günü oynanan Eskişehir- Trabzon maçıyla ilgili olarak sorulan soruda Eskişehir futbolcusu Ümit Karan’a teşvik parası gönderdiğim söyleniyor. Bu doğru değildir, böyle bir şey var ise bütün futbolculara para gönderilmesi gerekirdi. Bu nedenle bu suçlamaları kabul etmiyorum. Diğer bir husus da futbolcu Sezer Öztürk ile ilgilidir. Bu futbolcunun transferiyle ilgili biz Şefik Mosturoğlu’nu görevlendirdik. Bu konuda Sami Dinç’in olaya müdahil olup olmadığını bilemiyorum. Şu anda da kendisi bizim kulübümüzün kamp yaptığı yerde takım çalışmalarına katılan futbolcumuzdur. Buradaki görüşmeler de şike veya teşvikle ilgili olmayan, transferle ilgili görüşmelerdir. Ayrıca aynı soruda bahsi geçen Şekip Mosturoğlu’nun ifadesinde, bu maçla ilgili olarak bir buçuk tabirinin kullanılarak bir paranın teşvik amaçlı Eskişehir’e gönderildiğini duyduğunu beyan ettiği söylenmektedir. Ancak kendisi avukat olan Şekip Mosturoğlu büyük ihtimalle üzerindeki baskıyla böyle bir şey söylemişse de bu tür şeylerin basında yer aldığı ve orada duyduğu şeklindedir. Kulüpten belli bir paranın çıkması için iki imzayla onaylanması gerekir. Böyle bir şey olduğuna dair delil de imkan da yoktur.

» Alaattin Yıldırım kardeşim
Savcılığın 10 sıra numarasıyla bana sorduğu 17 Nisan 2011 tarihli Trabzon-Bursa maçıyla ilgili olarak teşvik verilmesi hususunda benim Alaattin Yıldırım’a talimat verdiğim, onun da Bursaspor oyuncusu Gökçek Vederson’a ulaştığı, bu konuda beni bilgilendirdiğiyle ilgili olarak bilgim yoktur. Alaattin Yıldırım benim kardeşim olur. Söylendiği gibi bir olay söz konusu olamaz. Çünkü teşvik verileceği iddia olunan futbolcuya ne verildiği ne söylendiği de açık değildir. Bunu da tamamen reddediyorum.

» Bütçede açık var
Savcılık ifademin dokuz numaralı sorusunda, 9 Nisan 2011 günü oynanan Eskişehir-Fenerbahçe maçında benim İlhan Yüksel Ekşioğlu’na talimat verdiğim, onun da Ali Kıratlı aracılığıyla futbolcu Ümit Karan ve antrenör Bülent Uygun’a ulaşıp 250 bin dolar paranın gönderildiği ve ayrıca talimatla ilgili olarak Şekip Mosturoğlu’na talimat verdiğim ve transfer vaadiyle Sezer Öztürk isimli futbolcuya şike yaptırıldığı iddiasıyla ilgili olarak, Türkiye’de bulunan tüm futbol kulüplerinin bütçeleri açık vermektedir. Yani kasalarında çoğu zaman para bulunmaz. Bu anlamda ödemeler yapılacağı zaman bazen federasyondan alacağımız olan paraları avans olmak üzere belli miktarlarda alırız. Ya da hak ettiğimiz bir kısım paraları federasyondan alarak harcamalarımızı bu şekilde yaparız. Soruda bahsedilen 250 bin dolar federasyondan alınan bir avanstır.

Re: Şike Operasyonu

Posted: Wed Jul 13, 2011 8:10 pm
by Cengiz Akgun
Taraf - Istanbul - 13.07.2011
FENERBAHÇE Başkanı Aziz Yıldırım’ın birçok yerde parça parça yayınlanan savcılık ifadesinin sansürsüz tam metnini sunuyoruz... (BOLUM 2)

250 bin lirayla tesis yaptık
Bunu da ben, tüm tesislerimizde tamirat, bakım ve tesisin yürütülmesi işlerini ve o dönemde Dereağzı tesislerinde bulunan havuz ve diğer altyapı tesislerinin inşaat faaliyeti işini gören İlhan Ekşioğlu’na bu nedenle verdim. Bu paranın miktarı 200 bin TL’dir. Konuşmalarda geçen bu paranın verilmesiyle ilgili sözler buna ilişkindir. Ayrıca futbolculara da aynı şekilde maaşları bu şekilde dağıtılmaktadır. Verilmesini istediğim paranın şike amaçlı bir para olduğu iddiasını kabul etmiyorum. Ayrıca bu konuyla ilgili olarak emniyet güçleri tarafından fiziki takipler yapıldığından bahsedilmektedir. Ali Kıratlı isimli şahıs ile şike parasının teslimi hususunda Bülent Uygun’un bir araya geldikleri ve beraberinde de bir çanta olduğundan bahsedilmektedir. Bu çantanın ne amaçla orada olduğu, içerisinde ne olduğu hiç kimse tarafından bilinmemektedir. Yani bu iddiaya dayalı olarak bir şikenin varlığından söz edilemez. Şike gibi vahim bir olayda miktar olarak 250 bin dolardan bahsedilmesi akla ve mantığa da uygun değildir. Ayrıca futbolcu Sezer Öztürk ile ilgili olarak da transfer faaliyetlerini Şekip Mosturoğlu gerçekleştirmişti ve kendisi şuanda bizim futbolcumuzdur. Savcılığa sevk edildiği halde tutuklanmamış olması da dikkate alındığında bu konudaki iddialar da yerinde değildir.

» Gençlerbirliği maçında teşvik yok
Savcılık aşamasında sorulan sekiz sıra numaralı soruda 20 Mart 2011 günü Gençlerbirliği-Trabzon maçı ile ilgili olarak, benim İlhan Ekşioğlu tarafından menejerleri aracılığıyla futbolculara ulaşarak anlaşma yaptığım; hatta benim ‘Ankara’da rahat mıyız’ tabiriyle teşvik konusunu İlhan Ekşioğlu’na sorduğum; İlhan’ın da bana ‘rahatız başkanım, çok rahatız’ diye cevap verdiği ve böylece teşvik ödemesinin yapıldığının teyit edildiği iddia edilmiştir. “Ankara’da rahat mıyız” tabiri teşvikle ilişkilendirilmiştir. Ancak bu doğru değildir. Benim konuşmalarımda açıkça teşvik yapılması yönünde bir beyanım yok. Ankara’da bizim tesislerimiz bulunmaktadır. Bu tesislerle ilgili olarak bahsedilen konuşma yapılmıştır. ‘Rahat mıyız’ tabiri de buna ilişkindir. Bunun teşvik olarak değerlendirilmesini kabul etmiyorum.


» Vural bizim dostumuz
Savcılık aşamasında yedi sıra numarasıyla 13 Şubat 2011 günü oynanan Fenerbahçe-Konya maçıyla ilgili olarak şike yapılması için İlhan Ekşioğlu’na talimat verdiğim, onun da karşı tarafın antrenörü Yılmaz Vural’a ulaşıp şike yapıldığı iddiasıyla ilgili olarak; bir takımın antrenörüyle şike anlaşması yapılması mümkün değildir. Yılmaz Vural, Fenerbahçeli olduğu bilinen bir kimsedir. Tüm futbol takımları yönetici, antrenör ve diğer idarecilerin arasında sporun kardeşlik, barış temaları doğrultusunda birbirleriyle iyi ilişkilerimiz vardır. Kendisinin kulübü ziyaret etmesi normaldir. Diğer yöneticilerimizle de arasında tanışıklık ve insani ilişkiler vardır. Birbirlerini ziyaret edebilirler. Bu buluşmanın bir şike göstergesi olarak gösterilmesini kabul etmiyorum. Aynı Yılmaz Vural’ın başında bulunduğu Kasımpaşa futbol takımı geçen sene bizi kendi sahamızda 3-1 yenmişti. Bu da böyle bir şey olmadığının delilidir.

» Şike yapan futbolcuyu takıma almam
Yine sorulan soruda şike amaçlı olarak irtibat kurulduğu iddia edilen yaklaşık 10 futbolcudan bahsediliyor. Bu futbolcular arasında bulunan Orhan Şan, şu anda bizim transfer ettiğimiz kulübümün futbolcusudur. Kendisine şike yaptırdığımız iddia edilen bir futbolcuyu kendi kulübümüze almamız akla ve mantığa uygun değildir. Şike yaptırdığımız iddia edilen futbolcular oynadığımız o günkü maçta son derece iyi oynadılar. Benim haricimde başkalarının da ne şekilde konuştuğunu bilemiyorum. Ben yanlış anlaşılmalara sebep olmaması bakımından İlhan Ekşioğlu’na konuşma ve görüşmeler konusunda ikaz edip uyarmıştım. Bu soruda bir şikeden bahsedilmekle birlikte ne miktarda şike parası verildiği dahi söylenmemiştir. Bu da iddia ile şike eyleminin mevcut olmadığını gösterir. Adı geçen oyunculara da bu maçta şike olup olmadığı ayrı ayrı sorulabilir. Bu nedenle bu iddiaları da kabul etmiyorum.

» Ben ‘ceo’ tabirini kullanmam
Savcılık aşamasında beş numarayla 06.03.2011 günü oynanan BursasporİBB maçında teşvik ödemesi yapılması konusunda İlhan Ekşioğlu’na talimat verdiğim, onun da rakip futbolcularla anlaşıp teşvik ödemesi yaptığı iddia edilmektedir. Kesinlikle böyle bir talimat vermiş değilim. Bu sezon da biz asıl olarak şampiyonluk çekişmesinde Trabzonspor ile yarıştık. Bursaspor ile herhangi bir rekabetimiz de yoktu. Ayrıca kayıtlara geçen İlhan Yüksel’le konuşmam askerliğimle ilgili bir meseledir. Onun Ali Kıratlı ile yaptığı görüşmeyi ben bilemem. Bana devamlı başkan diye hitap edilir. ‘Ceo’ tabirini kullanmam ve bana karşı kullanılmaz. Benim yönetimde bulunan tüm arkadaşlarımla ilişkilerim neredeyse bir aile ilişkisidir. Özel bazı sorunlarımızı da karşılıklı yardımlaşmayla çözmeye çalışırız. Bu nedenle tespit edilen her konuşmanın şike olarak yorumlanması doğru değildir.

» Beşiktaş-Trabzon maçı
Savcılık ifademde dört sıra numarasıyla sorulan 06.03.2011 tarihinde oynanan Beşiktaş- Trabzonspor maçında şike yapılması yönünde İlhan Yüksel Ekşioğlu’nu yönlendirdiğim iddia edilmiştir. Bu iddiayı kabul etmiyorum. Bu maçtaki kulüp menfaatimiz Beşiktaş’ın galibiyeti ya da berabere kalması yönünde idi. Ancak iddia edildiği üzere biz Trabzon futbolcusu ile şike anlaşması yapmışız. Böyle bir şey söz konusu değildir. Eğer bir girişimde bulunacak olsaydık, bizim galip gelmesini istediğimiz Beşiktaş takımıyla ilgili girişimde bulunmamız beklenirdi. Batur Altınparmak’ın Trabzonspor futbolcusu Serkan’ın menajeri olduğu doğrudur ancak Ali Kıratlı isimli şahıs Batur ile muhatap olacak bir kişi değildir. Ayrıca aynı menajer yani Batur, Trabzonsporda oynayan Umut ve Selçuk isimli futbolcuların da menajeriydi. Böyle bir şey olsa onlara da şike yapmamız gerekirdi. Serkan Balcı çok temiz bir futbolcudur. Takımımızda daha önce oynamıştır. Böyle bir teklifin kendisine getirilmesi mümkün değildir. Böyle bir iftira da atılamaz.

» Turacı’yla düğünü için konuştuk
Savcılık ifademde üç sıra numarasıyla 04.03.2011 günü oynanan Kayserispor- Manisa maçıyla ilgili olarak menajerler aracılığıyla Kayserispor futbolcusu Önder Turacı’ya, İlhan Ekşioğlu ile ulaştığım ve şike yapıldığı iddiasıyla ilgili olarak. Bu maç bizim şampiyonluk yarışında rakibimiz olan takımlar arasında yapılmış bir maç değildir. Kayserispor’da oynayan eski futbolcumuz Önder Turacı’ya şike yaptırıldığı iddiası akla mantığa uygun değildir. Bu futbolcu daha önce takımımızda oynadığından düğününü yapma amacıyla Faruk Ilgaz tesislerinden yararlanma yönünde bazı görüşmeler yapmış. Bundan benim de haberim oldu. Hadiseler olduktan sonra duydum. Bu konuşmalar tamamen bununla ilgilidir. Şikeyle herhangi bir ilgisi yoktur.

» Kaleciye talimat vermedim
Savcılık ifademde iki numarada 26.02.2011 günü oynan Fenerbahçe- Kasımpaşa maçında şike yapıldığı iddiası ve buna dayalı olarak Kasımpaşa kalecisi Fırat Kocaoğlu ile şike yapılması için anlaşıldığı, bunun talimatının da benim tarafımdan Yüksel Ekşioğlu’na verildiği iddiasıyla ilgili olarak. Bu iddiayla ilgili olarak İlhan Ekşioğlu’na ne şekilde bir talimat verdiğim de meçhuldür. Aslı olmadığı halde bir talimattan bahsedilmektedir. Bu maçta yani Tolga isimli kalecinin oynayıp oynamadığı konusunda bir maç kritiği anlamına gelebilecek bir konuşmamız olabilir. Ayrıca bu kaleci o maçta da oynamadı. Bu görüşmeler maç kritiği anlamındadır, kimin oynayıp oynamayacağının belirlenmesi amacıyladır. Herhangi bir talimat söz konusu değildir.

» Suçlamaları kabul etmiyorum
Savcılık ifadem sırasında yukarıda bahsedilen eylemlerle ilgili olarak başlangıçta benim Süper Lig karşılaşmaların sonucunu takımın lehine sonuçlandırmak amacıyla bir suç örgütü kurmak suretiyle faaliyetler yürüttüğüm, bu örgütün lideri pozisyonunda olduğum, şike ve teşvik konusunda bağlantıda bulunduğum şahıslara talimat verdiğim ve bu yönde belli miktarlarda paralar ödendiği söylenip bana sorulduğunda bu suçu kabul etmediğimi, örgüt lideri tabirinin anlamı itibariyle bile çok kötü bir tabir olduğunu, böyle bir örgütü kurmuş ya da yönetmiş olmadığımı, iddia edilen şike ve teşvikle ilgili hiçbir eylemi gerçekleştirmediğimi, bu yönde herhangi bir talimat vermediğimi, 12-13 yıldır Fenerbahçe kulübünün başkanı olduğumu, Türk Sporuna büyük katkılarımın bulunduğunu, birçok sportif yatırımlarda bulunduğumu, şiddet yasasının kabul edilmesi yönünde çalışmalarda bulunduğum, kulübü getirdiğim seviye bakımından yapılan suçlamaların birer haksızlık olduğunu ifade etmiştim, bu ifademi aynen tekrar ederim.

» Yaptığım harcamalar belgelidir
Kulübümüz Fenerbahçe Spor Kulübü Derneğidir, dernek vasfında kurulmuştur. Dernekler kanununa tabidir. Yapılacak harcamalar iki imza ile gerçekleştirilmektedir. Tek kişinin harcama yetkisi yoktur. Denetleme organı vardır, bu da genel kurul tarafından beş kişi olarak oluşturulur, üç ayda bir yüksek divan kurulu toplanarak denetim maksadıyla yapılan işlemler burada incelenir. Benim şahsim adına tek başına hiçbir harcama yapma yetkim yoktur. Yapılan bütün harcamalar banka sistemi üzerinde yapılmıştır ve belgelendirilebilir. Yukarıda ayrıntılı olarak her bir iddia ve soru üzerine açık beyanlarımı ve savunmamı bildirdim. Tarihleri ve hangi takımlarla yapıldığı belirtilen futbol müsabakalarında şike ya da teşvik faaliyeti yapılmadığına ilişkin hiçbir delil olmadığı gibi şike ya da teşvik yapıldığı iddia edilen bu maçların mahiyetleri itibariyle bizim tarafımızdan şike ve teşvike konu olabilecek nitelikte maçlar olmadığını söyledim.

» Siyah çantada bilet vardı
Fenerbahçe Spor Kulübü daha önceki yıllarda da bir kısım şampiyonlukları son anda kaçırmıştır. Bu sene de son maça kadar şampiyonluğun kimin tarafından kazanılacağı belli olmamıştır. Son maçta bu durum belli oldu. O maçta da ben herkes tarafından görüldüğü gibi maçın denge içerisinde ve Sivassporun üstünlüğü yönünde gitmesi nedeniyle büyük bir gerginlik hatta rahatsızlık yaşadım. Maçın son anlarını tribünde dahi seyredemedim, şike veya bir teşvik söz konusu olsa bu şekilde davranmam mümkün değildir. Ayrıca bir ayrıntı olarak bu soruşturmanın başlamasında sonra Sivasspor Kulübü’nün bir açıklaması basında yer almıştır. Fiziki takip sırasında görüldüğü iddia edilen siyah bir çantayla ilgili olarak, bu çantanın Sivasspor Kulübü’nün bilet ve buna benzer işleriyle uğraşan soyadını hatırlamadığım Faruk isimli şahsın elinde olduğu ve bu çanta içerisinde Sivasspor’a ait maç biletlerinin bulunduğu, ayrıca biletlerin kimlere verildiğini kaydettikleri bir defter şeklinde bir ajandanın bulunduğunu Sivasspor Kulübü beyan etmiştir. Yani iddia edildiği gibi şike yapmak amacıyla siyah bir çanta içerisinde belli miktarda bir paranın verildiği şeklindeki iddia Sivasspor Kulübü tarafından bu şekilde açıklanıp yalanlanmıştır.

» Siyasi baskılara maruz kaldık
Ayrıca sadece Fenerbahçe Kulübüyle ilgili böyle bir soruşturma yapılması da benim tarafımdan kabul edilebilir bir şey değildir. Aynı konumda olan şüphe edilecekse başka takımlar adına da bir takım şüphe sebepleri bulunmakla birlikte sadece takımımız hakkında böyle bir suçlamaya muhatap olmak doğru olmamıştır. Ligin bitimine yakın tarihlerde basından da takip edildiği gibi siyasi baskılar dahi söz konusudur. Gittiğimiz bir kısım küçük takımların maçlarında dahi rakibimiz olan Trabzonspor’un şampiyon olmasını dileyen bir kısım siyasiler olmuştur. Biz şampiyon olduğumuz bu son sezon içerisinde tüm maçlarımızı hak ederek kazandık. Tersini söylemek futbolcularımıza onların emek sarf ettikleri döktükleri terlere saygısızlık anlamına gelir.

» Şike yasası yetersiz
2006’dan bu yana bir takım dedikodular nedeniyle liglerin incelenmesini değişik vesilelerle söylemişimdir. Hiçbir şekilde şikeye ve daha önce serbest bırakılması söylenen teşviki dahi onaylamadığımı beyan etmişimdir. Nisan ayında yürürlüğe giren ve benim bir kısmında çabalarım olan şike ve teşvik priminin önlenmesine yönelik yasa her ne kadar iyi niyetli ise de, şu anda bir takım eksiklikler vardır. Bu uygulamayla ve mevzuatla hiçbir kulüp ne başkan ne de yönetici bulabilir. Bu nedenle ben üzerime atılı lideri olduğum bir örgüt faaliyeti içerisinde başkanı bulunduğum futbol kulübü lehine şike ve teşvik eylemlerinde bulunmam iddiasını kesinlikle reddediyorum.

» Vücudum iflas etti
Aynı zamanda savcılık ifademde rahatsızlığım nedeniyle ara verilen ifade işlemi sonrasında saat 19.00 itibariyle üzerime atılı suçlamalarla ilgili olarak mevcut durumuma ilişkin ayrıntılı beyanda bulundum. Bu beyanlarımı aynen tekrar ederim. Çeşitli hastalıklarım vardır. Kalp damarlarımda problemler yani stent vardır. Diyabet yani şeker hastasıyım. Tansiyon problemim bulunmaktadır. Böbreklerimde belirlenmiş bir kist ya da bir kanser oluşumu söz konusudur. Yapılan tetkiklerde raporlara yansıdığı şekilde beyinde hipofiz bölümünde yine bir kanser oluşumu tespit edilmiştir. Yani sözün kısası vücudum birçok yönden iflas etmiş bir haldedir.

» Beni serbest bırakın
Ben hakkımdaki iddialarla kulüp başkanlığım devam etsin etmesin mücadele etmek istiyorum. Hiçbir şekilde işlemediğim bir suçlamayla karşı karşıya kaldım. Böyle bir suçlamayla muhatap olmak beni derinden yaralamıştır. Mevlana’nın bir sözünü de burada tekrar etmek istiyorum, “Hamdım, Piştim, Yandım” demiştir. Bende konumum itibariyle kendimi bu şekilde görüyorum. Yaşım itibariyle ve bu güne kadar gerçekleştirdiğim spor camiasına katkılarım da dikkate alınarak eğer yargılanacaksam tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmamı talep ederim.

Musa Aydın’ı niye aradım?

Savcılık ifadesinde 12 numara sorulan Bucaspor-Fenerbahçe maçıyla ilgili olarak şike yapılması amacıyla Bucaspor futbolcusu Musa ile ilgili olarak girişimde bulunduğumdan bahsedilmektedir. Telefon kayıtları da bu yönde yorumlanmış ancak benim yukarıda bahsettiğim gibi; ben sadece rakip futbolcuların bizim maçımız öncesinde ne durumda olduklarını anlamak maksadıyla yaptığım bir araştırmadır. O maçta Bucaspor önce 3-1 öne geçmişti ve gayet iyi bir oyun oynadı. Futbolcumuz Guiza’nın sürpriz bir şekilde gol atmasıyla sonuçta galip geldik. Bunun şikeyle herhangi bir ilgisi yoktur, şike yapıldığı iddia edilen Musa Aydın’da bu maçta neredeyse sahanın yıldızıydı.

Takımını satan eşini de satar

Yine ligin son maçı olan Sivasspor yaptığımız maçla ilgili olarak: Biz Sivas’a cumartesi günü ulaşmıştık. Sivasspor Kulüp Başkanı Mecnun Odyakmaz aynı zamanda Fenerbahçe kongre üyesidir. Sivasspor’la yapacağımız maçın bir hafta öncesinde Mecnun Odyakmaz benim yanıma geldi. Kendisini ben çağırdım, maçla ilgili konuştuk. Kendisi bana “Ben de Fenerbahçeli’yim, Fenerbahçe’nin şampiyon olmasını isterim. Ama maç satan karısını satar. Ben delikanlı olarak geziyorum. Oyuncularınıza tembih edin iyi hazırlanıp gelsinler. Kıran kırana maç olacak. Sizin için yapabileceğim tek şey başka bir takımdan oyuncularıma gelebilecek teşvik anlamındaki teklifleri önlerim, kendi oyuncularıma da normal pirim veririm” dedi.

Serdar’a verilen para şahsidir

Savcılık ifademde 6. sırada yazılı 07.03.2011 günü oynanan Gençlerbirliği-Fenerbahçe maçıyla ilgili olarak benim İlhan Ekşioğlu’na onun da menajer Mehmet Şen’e şike konusunda talimat verdiği, ödenecek olan şike parasıyla ilgili olarak Tamer Yelkovan’a, İlhan Yüksel Ekşioğlu’na kulüp hesabından para ödemesi için talimat verdiği, bu yönde futbolcu Serdar Kulbilge’ye paranın ödenerek şikenin yapıldığı iddiasıyla ilgili olarak. Bu verilen para benim şahsi meselemle ilgilidir. Yani iddia edildiği gibi şike parası da söz konusu değildi. Suç da teşkil etmiyor. Neden bu parayla ilgili olarak İlhan’ın Tamer’e vergi parası tabirini kullandığını bilemiyorum. Belki benim özel işim olduğundan gizlemek amacıyla olabilir. Şikeyle bir ilgisi yoktur

400 bin dolar şike için değildi
Savcılık ifademde eylemler başlığı altında birinci sırada sorulan 21.02.2011 günü oynanan Manisaspor- Trabzonspor maçında Serkan Acar ve Cemil Turan’a teşvik yapılması için talimat verdiğim ve Manisaspor teknik direktörüyle bu amaçla telefonla görüştüğüm iddiasıyla ilgili olarak. O dönemde Manisasporun başkanı olan Kenan Yaralı bir kısım özel işleri nedeniyle benden destek isteyince ben de kulüpte olan alacağımdan 400 bin doların bu şahsa gönderilmesini istedim. Bunların belgeleri kulüp kayıtlarında mevcuttur. Şikeyle bir ilgisi yoktur. O maçta Manisaspor, Trabzonspor’a yenilmiştir. Paranın gönderilmesi olayı da maçtan sonra olduğuna göre yenilen bir takıma teşvik için para göndermem akla da mantığa da aykırı olur.

Re: Şike Operasyonu

Posted: Wed Jul 13, 2011 9:19 pm
by Ismail Gezer
TFF komedide sınır tanımıyor. Aziz Yıldırımı insani(!) nedenlerle hastanede ziyaret eden Aydınlar neden Trabzonspor asbaşkanını ziyaret etmiyor şeklinde eleştiriler yapılınca apar topar orayada gitme ihtiyacı hissetmişler :D Tabiki tamamen insani nedenlerle...

Re: Şike Operasyonu

Posted: Thu Jul 14, 2011 9:56 am
by Zafer Yazici
Çarşı grubuna helal olsun.

http://www.forzabesiktas.com/

takdire şayandır.Kısaca

Arının temizlenin gelin.
Kirlenmiş kupa istemiyoruz....

Kısa ve öz

TFF na kapak olsun.

Re: Şike Operasyonu

Posted: Thu Jul 14, 2011 10:46 am
by Kenan Atak
Taraf denen tuvalet kagidinin yaptigi suc degil mi? Nasil bunu yapabiliyorlar, sorusturmanin gizliligi ilkesi diye birsey yok mu? Bu nasil ulke kardesim mantikli soru sorulmuyor mantikli cevap da yok! Bir ulkeyi gavatlik tepeden tirnaga tum hucrelere nasil sarabilir?

Bu arada temiz lig isteyen arkadaslarima defalarca sorup cevap alamadigim soruyu bir daha sorayim: GS klubunun vergi kacirmasi temiz ligin hangi kismina giriyor?

Neyse benim hayal ettigim sey gercek oluyor: Turkiye ligleri kaosa gidiyor ve görun bakin bu sene lig falan olmaz, belki ite kaka oynanir ama tribunler bosalir bombos olur, futbolcu transfer taksitleri ödenmez, mali kaos klupleri perisan eder, hemen her mac arap sacina döner. Su insanlarin elinden futbol denen oyuncagina alinmasina cok seviniyorum. Bu ulkeyi etik anlamda batak tamamen kaplamis durumda. Duzgun, temiz insan yok adeta. Kalpazanliktan ve hazienyi dolandirmaktan suclanip dokunulmazlik arkasina siginanlarin en yuksek yerlerde oldugu, ögrenci sinavlarinda bile hilenin oldugu GS gibi bir klubun vergi kacirmasina, FB gibi bir klubun sike yapmasina taraftarinin birsey demedigi ulke, basinin tum etik kurallari gözgöre göre hice saydigi, insanlarin gözunun icine baka baka yalan söyledigi bir ulke. Öyle bir hal ki insanlarin suratina sicsan, suratindaki bokla hic tinmadan yurudugu bir yer, zaten hergun siciliyor.

Re: Şike Operasyonu

Posted: Thu Jul 14, 2011 11:40 am
by Mehmet Gorgen
Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun'un "Yasak fiiller ve ceza hükümleri" bölümünde neler var:

"Şike ve teşvik primi
MADDE 11 - (1) Belirli bir spor müsabakasının sonucunu etkilemek amacıyla bir başkasına kazanç veya sair menfaat temin eden kişi, beş yıldan on iki yıla kadar hapis ve yirmi bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır[/b]. Kendisine menfaat temin edilen kişi de bu suçtan dolayı müşterek fail olarak cezalandırılır. Kazanç veya sair menfaat temini hususunda anlaşmaya varılmış olması halinde dahi, suç tamamlanmış gibi cezaya hükmolunur.
(2) Şike anlaşmasının varlığını bilerek spor müsabakasının anlaşma doğrultusunda sonuçlanmasına katkıda bulunan kişiler de birinci fıkra hükmüne göre cezalandırılır.
(3) Kazanç veya sair menfaat vaat veya teklifinde bulunulması halinde, anlaşmaya varılamadığı takdirde, suçun teşebbüs aşamasında kalmış olması dolayısıyla cezaya hükmolunur.

(4) Suçun;
a) Kamu görevinin sağladığı güven veya nüfuzun kötüye kullanılması suretiyle,
b) Spor kulübünün yönetim kurulu başkan veya üyeleri tarafından,
c) Suç işlemek amacıyla kurulmuş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde,
ç) Bahis oyunlarının sonuçlarını etkilemek amacıyla,
işlenmesi halinde verilecek ceza yarı oranında artırılır.

(5) Suçun bir müsabakada bir takımın başarılı olmasını sağlamak amacıyla teşvik primi verilmesi veya vaat edilmesi suretiyle işlenmesi halinde bu madde hükümlerine göre verilecek ceza yarı oranında indirilir.

(6) Bu madde hükümleri;
a) Milli takımlara veya milli sporculara başarılı olmalarını sağlamak amacıyla,
b) Spor kulüpleri tarafından kendi takım oyuncularına veya teknik heyetine müsabakada başarılı olabilmelerini sağlamak amacıyla,
prim verilmesi veya vaadinde bulunulması halinde uygulanmaz.

(7) Suçun spor kulüplerinin veya sair bir tüzel kişinin yararına işlenmesi halinde, ayrıca bunlara, şike veya teşvik primi miktarı kadar idari para cezası verilir. Ancak, verilecek idari para cezasının miktarı yüz bin Türk Lirası'ndan az olamaz.

(8) Müsabaka yapılmadan önce suçun ortaya çıkmasını sağlayan kişiye ceza verilmez."

Re: Şike Operasyonu

Posted: Thu Jul 14, 2011 3:49 pm
by Mehmet Gurdal Cetin
Şimdi bu IBRAHIM AKIN eğer bu boku yediğini kabul etmişsse (ki basında bu dönüyor-ki aynı ibrahim Akın'ın hoca efendilerden birini arayıp icazet alması tele takipe takılmıştı)
tarihe geçecek.

Ben olsam bu memlekete verdiği hizmetten dolayı IBB stadının adını "Ibrahim Akın Temiz Futbol Kompleksi" olarak değiştiririm. Yediği bok her neyse (at boku sanırım) BOSMAN gibi tarihe geçti benim gönlümde.

Ancak baskı yiyip geri kaçacağını düşünüyorum.

1-Kimse hiç bir şey yapamaz TFF Teşvik veren şikeyi teşvik eden BJK'yi küme düşürür.İtiraf birinci derece kanıt sayılır bu işte.Olay BJK-IBB kupa maçı öncesi ceyran ediyor.
2-BJK düşerse FB'yide yanında çeker.
3-TFF bu cezaları vermek zorunda çünkü UEFA sadece TFF ile değil Devlet ile de temastayız ve takip ediyoruz diyor.

Güneş balçıkla sıvanamıyor maalesef..

Bizi uzun yıllar Avrupa Kupalarından MEN cezası bekliyor.

Eğer bizimle ilgili bir konu çıkmaz-servis edilmez yada itiraf edilmezse, INTER misali 4 sene şampiyon oluruz :)

Varsa bi şey valla biz de düşelim.
Hiç korkum yok

Sadece beni Ömer ÜRÜNDÜL gerçeği korkutuyor :lol: