Page 72 of 95
Posted: Thu Feb 26, 2009 7:04 pm
by Cengiz Akgun
Mert Tokman wrote:Cengiz Akgun wrote:Red Snapper Mercan yani barbunyanin dedesi. Mackarel'de uskumru. Kral olani da dedesi. Okyanusta bunlar azman gibi oluyor. Elbette bunlarin tadi Marmara ve Kardeniz baligi gibi degil. Ama idare ediyor.
Hah - bak barbun'u tanirim... ufak tefektir ama baliklarin en lezzetlisidir benim icin - kafasi gozu ile hic ayiklamadan yerim...
...
Barbunya, istavrit, hamsi, ve hatta sardalya. Bunlari yerken basigi kuyrugu olmaz. Bir butun olarak yutarsin.
Red Snapper'in renkleri barbunya gibi turuncudur. Red Snapper mercan baligidir. Pullari cok olur. Bir de Yellow Snapper var. Turkiyede Sarikanat filan da diyorlar galiba. Bunlar Okyanus baligi. Esek kadar olurlar. Red Snapper bizim lufer buyuklugundedir.
Eski balikcilar ortaya cikiyor. Kefal lagim suyunda bok yedigi icin pek tutulmaz. Ama biz yine de yakalamaya calisirdik. Lagimin dokuldur agir suda koca koca dolanirlarken. Boku yerde oltaya pek kolay gelmeyecek kadar da akillidir. Burada lagim suyunu temizleme merkezlerinde ciftlik baligi olarak kulanilan tatli su baligi Tilapia var. Tavasi guzel olurdu ama nasil yetistigini ogrenince pek yemez oldum.
Amerikada Atlantik okyanusunda Lufer azmani da cikar okyanustan Mavi Balik (Blue fish). Kofana da derlerdi Turkiyede. Kumda yatan bizim pisi baligi ya da dil baligina benzeyen yassi gozleri tepede Fluke vardir. Yazin tutardik. Pek fazla et olmaz. Nerede eski bogazdaki Kalkanlar. Sariyer ya da Anadolu kavagina ozel olarak giderdik tazesini almaya. Kisin balik kamci gibi olurdu. Istavrit'in yuzune bakilmazdi. Simdi Istavrit Cinekoptan baska pek balik cikmiyor diyorlar bogazda sahilden avlananlar. Eskiler bana Kilic baligi avladiklarini soylerlerdi bogazda Sarayburnu aciklarinda. Nerde Kilic artik ben bile gormedim. Ciksa bile elmas zumrut degerindedir. Bazen Bogazda Palamut akini olurdu kulagina kar suyu kacti filan diyerek ve 25 kurusa (o zaman ogrenci paso bileti parasi idi IETT'de) bir cift alip eve geldigimi bilirim. Plakisi de guzel olarak ama ben halka halka kizartmasini da severim.
Balikcilik hikayesi vardir bende. Anlatirim bir gun eski gunleri.
Posted: Thu Feb 26, 2009 7:50 pm
by Cengiz Akgun
Mehmet Gurdal Cetin wrote:Cengiz Akgun wrote:Bugun THY ucagi Amsterdam'da dusmus mu piste mi cakilmis ne? 9 olu var diyordu radyo.
Abi moderator olmussun ?
Hayirli olsun
Ne anlama geliyo ?
One minute, one minute !!
Astigim astik kestigim kestik anlamina geliyor.
Ben Turkiyeden ayrilirken yandaki apartmana Kastamonu'dan bir aile tasindi idi. Adamin adini unuttum (Rustu mu idi Rasim mi idi neyse) ama karisinin adi Fatma hanimdi. Bunlar bir sure sonra o apartmanin girisindeki dukkani tutup bakkal dukkani yaptilar. Iyi de oldu idi. Fatma hanim toparlakca yanagindan kan damlayacak kadar sihhatli ayni zamanda evi cevirdigi gibi dukkani da ceviren bir Anadolu kadini idi. hani tasi sIksa suyunu cikarir cinsinden. Adam da tam aksi sessiz ve sakin vur agzina al lokmasini cinsinden. Hep boyle olur zaten zit kutuplar birbirini ceker. Ama Fatma hanim sevdirdi idi kendine mahalleliye.
Sonra ben buraya gelince gaz sikindtisi filan olmus (sadece gaz olsa iyi hani devlettin 7 sente muhtac oldugu gunler). Fatma hanim dukkana bir de gaz varili atmis gaz da satmaya baslamis. Sonra annem anlatti idi. Gel zaman git zaman karsi apartmanin altina bir bakkal dukkani daha acilmis. Fatma hanim koseye iskemleyi atip oradan alisveris edenleri dikizlemis. Orada gaz olmadigi ici ara sira ekmekti filan gibi seyleri oradan alanlari mimlemis. Gaz almaya buna geldiklerinde dukkandan gaz tenekesine bir tekme atip surup cikartirmis hadi yuruyun carsiya gazi da oradan alin size satacak gazim yok diye. Annem mahalleliyi susta durdu derdi.
Onun gibi iskemleyi attim cetele tutuyorum kimler nereden alisveris ediyor diye. Gorevim simdilik bu. Orada bir MGC filan gordum, enselendin yani.
Simdi bu yazdiklarimi ciddiye alan da cikacaktir muhakkak.
Fatma hanim dertli idi aslinda. Kocasinin kardesi zamansi genc iken olunce kayipederi kocasina kardesinin karisini da alacaksin demis mal bolunmesin diye. Kocasi da mecburen almis kardesinin karisini bunun ustune. Ne is ama. Once evde herife kan kusturmus diye dusunmustum ama kocasinin bir oglu da bu kadindan olmus. Fatma hanim nerden gaz aliyorsan oraya git diyememis. O kadini koyde koyup gelmisler. Ama oglan bunlarin yaninda idi.
Anadoluda bu isler boyle gittigi icin bizim Kerem bazen kizar ya bizim insanlara cevreyi temiz tutmuyorlar filan diye. Aslinda bu isleri anlamak o kadar kolay degil. Bilmem bilir mi bu tur yamuk isleri.
Posted: Fri Feb 27, 2009 10:13 am
by Mehmet Gurdal Cetin
Cengiz Akgun wrote:Mehmet Gurdal Cetin wrote:Cengiz Akgun wrote:Bugun THY ucagi Amsterdam'da dusmus mu piste mi cakilmis ne? 9 olu var diyordu radyo.
Abi moderator olmussun ?
Hayirli olsun
Ne anlama geliyo ?
One minute, one minute !!
Onun gibi iskemleyi attim cetele tutuyorum kimler nereden alisveris ediyor diye. Gorevim simdilik bu. Orada bir MGC filan gordum, enselendin yani.
Simdi bu yazdiklarimi ciddiye alan da cikacaktir muhakkak.
Cok ince zeka ile munasip bir dokundurma olmus Cengiz abi
Oradakilerden ayri kalmak zor oldu, eee buradakiler zaten birakilmaz
Konsomasyon yapicaz zorunlu bir sekilde
Posted: Fri Feb 27, 2009 1:33 pm
by Alpay Dedeoglu
Sarıkanatın mercanla alakası yok.Sarıkanat luferin bir kucugu.
Hem lezzetli , hemde lufere gore daha ekonomiktir. Firinda yaparsin, ortalik batmaz.
Yani kucukten buyuge yaprak- cinekop-sarikanat- lüfer (blue fish) -kofana-sırtı kara diye gider
Bu arada en kiymetli padisah yemegi kofana yanagi imis.
Dusunun kofananin o zamanlar buyuklugunu, bollugunu, ve de israfi.
Baktım mercan ile barbunya ayri familyadan, alakalari yok.
Fakat enteresan sekilde mercan ile cipura ayni familyadanmis.
Cipura baska bir yazi konusu, Izmirlilerin dibi duser simdi.
Siz sayin arkadaslara Galatasarayin galibiyeti serefine cok bilinmeyen birkac balik tavsiye edecegim, bana ve Cimboma duaci olacaksiniz.
Birincisi ''Fener'' Baligi. Boylece biz Feneri yeriz kardesim deyince yalan soylemememis oluyorsunuz. Pek kiymeti bilinmez, balikcilar atar, tipsiz bir dip baligidir, zaten cogu yenmez atilir kuyrugunda toplanmis govde eti cikarilip ( %40) yenir. Sahane, beyaz, kilciksiz, hafif mezgit - dil tadinda olanidir.
Buyuk balikci gemilerinde rica ve pazarlik ile alinir.
İkincisi ''Yilan Baligi''. COk lezzetli ve Ege kiyilerinda bulunan bir balik. Delta agizlarinda yetistirilir, yetisir. Türkiye Güney Amerika kiyilari arasinda gider gelir. Cok yaglidir, izgarasini bilenin yapmasi lazim. Japonlar cok itibar ediyor ve servet oduyorlar. Bircok hastaliga iyi geldigi soylenir. Ama tipi korkunc, bildiginin yilanin baliga ozenmis hali.
Ayrica nadir de olsa bulunan tatli su baliklari ''Sudak'' ve ''Ala''(Somon) ailesinden olani kastediyorum'' ise keskin balik kokusunu sevmeyen ve yemek seklinde yapmak istiyenler icin iyidir.
Ama derin dondurucunuz varsa tanesi 1-3 liraya gelen bir koli ''Norvec uskumrusu '' alin, hem yagli, hem ucuz, hemde Turkiyede tutulanlara gore en dogru paketlenmis ve soklanmistir, dolayisiyla temizdirler.
Posted: Fri Feb 27, 2009 7:09 pm
by Mehmet Cirak
Beyler, barbunya benim bildigim fasulye cesidi, hani kuru fasulyenin kirmizi kircillisi. Baligin adi ise barbun. Bizim Datca taraflarinda en sevdigim baliktir...
Kerem, senin kopekbaligi merakin nereden geliyor? Benim en sevmedigim balik turlerinden biri mesela, oyle insanlara falan saldirdiklarindan degil, sadece aptal bir tur... Yunus'lar, ucan baliklar, vatozlar, murenler daha fazla ilgimi cekiyor. Sadece merak ettim.
Bu arada ben de apartmanin karsisindaki dukkandan alisveris ediyorum ara sira. Sonra mimlenmiyeyim diye acik acik soyleyeyim de... Cengiz Agabey moderator diye "bir daha gelmem Davos'a" demiyorum, ama...
Posted: Fri Feb 27, 2009 7:31 pm
by Alpay Dedeoglu
Mehmet Cirak wrote:Beyler, barbunya benim bildigim fasulye cesidi, hani kuru fasulyenin kirmizi kircillisi. Baligin adi ise barbun. Bizim Datca taraflarinda en sevdigim baliktir...
Kerem, senin kopekbaligi merakin nereden geliyor? Benim en sevmedigim balik turlerinden biri mesela, oyle insanlara falan saldirdiklarindan degil, sadece aptal bir tur... Yunus'lar, ucan baliklar, vatozlar, murenler daha fazla ilgimi cekiyor. Sadece merak ettim.
Bu arada ben de apartmanin karsisindaki dukkandan alisveris ediyorum ara sira. Sonra mimlenmiyeyim diye acik acik soyleyeyim de... Cengiz Agabey moderator diye "bir daha gelmem Davos'a" demiyorum, ama...
Barbunya esas ismi, barbun halk arasinda soylenisi. Soyle turleri var:
Barbunyagiller (Mullidae)
* Barbunya (Mullus barbatus) (A)
* Tekir (Mullus surmuletus) (A)
* Paşa barbunyası (Upeneus moluccensis) (A) (Y)
* Nil barbunyası (Upeneus pori) (A) (Y)
Posted: Fri Feb 27, 2009 7:37 pm
by Cengiz Akgun
Mehmet Cirak wrote:...
Bu arada ben de apartmanin karsisindaki dukkandan alisveris ediyorum ara sira. Sonra mimlenmiyeyim diye acik acik soyleyeyim de... Cengiz Agabey moderator diye "bir daha gelmem Davos'a" demiyorum, ama...
Estagfurllah mimlemek ne kelime. Nazim gectigine nukte yapiyordum. Akliniza her sakanin arkasinda bir ciddi mesaj da vardir diye gelebilir. Aman ha. Bakkal dukkani bol oldukca rekabet artar ve musteri kazanir. Ama sonunda bir supermarket acilir isin tadi kacar deseler de boyle bakkal dukkanin hizmeti gibi sicak ve samimiyet olmaz. Sevdiklerime nukte yapayim derken goz cikarmak istemem. Fatma hanim gibi Kastamonu zihniyetini uzerimize kuma geldi diye benimsemek hatasina dusmeyecegim ortadair herhalde. Bizde gaz bol. Ana tarafim Mevlana'ya dayanir. Kapi ben burada oldugum surece kimseye kapali olmayacak. Gel nasil olursan oyle gel yeter ki icinde insan sevgisi ve saygisi olsun dusturumuz. Herkez istedigi yerde yazar. Onemli olan okunmaktir. imla hatam bol olsa da bu konuda kimseden geri kalmayacagimi bilirim evvelallah. Gittim diyenin de burayi gun kacirmadan okudugunu adim gibi biliyorum. Kirginliklar bir gun gecer.
Posted: Fri Feb 27, 2009 8:14 pm
by Mehmet Marsan
Alpay Dedeoglu wrote:
Barbunya esas ismi, barbun halk arasinda soylenisi. Soyle turleri var:
Barbunyagiller (Mullidae)
* Barbunya (Mullus barbatus) (A)
* Tekir (Mullus surmuletus) (A)
* Paşa barbunyası (Upeneus moluccensis) (A) (Y)
* Nil barbunyası (Upeneus pori) (A) (Y)
Hamsiden baska balik tanimam. Onuda hanim kapidan iceri sokmaz. Donmus olarak daha onceleri Bulgar simdileri Trabzon menseili bulunabiliyor.
Bildigim kadari ile Amerika'da bizim baliklara yakin akraba olan baliklar var.
Barbun = red mullet
Cipra = Brim, Porgy
Smelt, ancohviz ~ hamisye yakin yaratiklar
Bu tur kiyiya yakin yasiyan baliklar Amerika'da pek tercih edilmez. Daha cok acik denizde yasiyan iri, yagli tur baliklar tercih edilir. Bunlar Red Snaper, Salmon, Sea Bass, Grupper, kilic, tuna vs balik turleri. Turleri diyorum cunku okyanusda hem balik turevleri cok hemde buraya dunyanin her bir tarafindan balik gelebiliyor. Piyasa olsun diye balik biraz benzeyince ismi yapistiriyorlar. Sili, Alaska, Hawaii kokenli iri baliklarda var.
Simdilerde Kore kokenli super marketler cikti. Adamlar denizden babam ciksa yerim misali balik ve deniz hasarati satiyor. Dikkat edilirse bizim agiz tadimiza yakin baliklar var.
Son bir sozumde Turkiye'de satilan Alpay'in bahsettigi Fener baligi (Monk fish). Kuyrugu lokum lop et. Burda "poor man's lobster" olarak gecer. Tavsiye ederim.
Posted: Sat Feb 28, 2009 12:36 am
by Cengiz Akgun
Cengiz Akgun wrote:Bugun THY ucagi Amsterdam'da dusmus mu piste mi cakilmis ne? 9 olu var diyordu radyo.
Malasef Turk Hava kuvvetlerinden emekliye ayrilip genelde isin icine erkeklik katarak bir suru kazaya sebeb olan Turk pilotlarina pek guvenmem. Kaliteli olduklarindan degil boyle hem kendi hemdi yolcularin hayatlari ile oynadiklarinin farkinda olmamalarindandir itirazim. Bunlarin bir kismi vaktiyle sarhos olarak ucusta yaparlardi. Ben Turkiyede iken Antalya yerine Ispartada dag yamacina inen daha once bu tur seyleri Izmirde yapmis olanlar, Diyarbakir ve "inme yogun kar yagisi var dendigi" halde Van'a inmege kalkanlar da bunlardi. Daha hicbir aciklama olmadan pilotlari temize cikarma ugrasisi da yine ortada bir bit yenigi oldugu hissini veriyor. Ama yinede servisi yuzunden Amerikadan THY ile gelmeyi tercih edenlerdenim.
Bu arada hizla buyumus ve iyi de kar yapan bir sirketin aslinda ucus saati yogunlugu ile yaptigi kazalara bakilirsa Avrupadaki havayollari arasinda eski Sovyetler birligini saymazsaniz THY nal topluyor. Ucus sayis 2005'deki imis. Kaza sayisi son olanida kapsiyor herhalde.
http://www.airsafe.com/events/regions/europe.htm
Istatistik 1970 ve 2005 yilini kapsiyor. FLE (Full Loss Eguivalant). Yuzde olu sayisi en son kazada Yani 7.56 bu son kazanin olu yuzdesi ucakta bulunan canli sayisina gore. Rate'de her kazadaki FLE toplayip ucus sayisina boluyorlarmis.
Ama gorulen odur ki son 36 yilda 10 olumcul kaza var. Her 3.5 senede birileri olecek demektir bu kafada giderlerse. Esek herifler reklam iyi guzelde Kevin Costner'la biraz su pilotlari egitseler iyi olacak. Kazalarin cogu onlarin yuzunden. Ucaklar gelistikce birizm 'erkek" pilotlar geride kaliyorlar bu kafa ile. Bu son ikisinin (ucuncu yedekte egitim aliyormus) gunahini aliyor olmam olasi ama ben gecmisteki hallerine bakip konusuyorum.
Bu da THY 1959 (galiba modern THY kurulusu olsa gerek) bugune kadar icnde oldugu olaylar (kazalara ucak kacirma olaylarinida katmislar),
http://aviation-safety.net/database/dbl ... y&var=4711
Bu arada Rain Man filmindeki Ray hakliymis. Quantas (Avusturalya hava yollari) en guvenilir olani.
Posted: Sat Feb 28, 2009 2:24 am
by Murat Kara
Cengiz Akgun wrote:Esek herifler reklam iyi guzelde Kevin Costner'la biraz su pilotlari egitseler iyi olacak. Kazalarin cogu onlarin yuzunden.
Cengiz kazalarin bir cogu son yirmi yilda yapilan ve ilk once bakim ekiplerini hedef alan maliyet azaltma egilimlerinin sonucu. Bunda da ozellestirmelerin payi buyuk.
Bu arada gunluk gazetelerden okunan ve genellikle pilotlari hedef tahtasi haline getirmeye yonelik haberler de bu islerin nasil organize edildigi hakkinda fikir veriyor. Pilotlar (sadece Turkiye'de degil) uzun saatler, agir is kosullari altinda calisan insanlar. Ailelerinden uzun sureler ayri kalan ve surekli federkarlik etmeleri beklenen insanlar. Aldiklari para yuksek de degil ayrica. Tecrubeli bir IT muduru onlardan daha fazla kazaniyor.
Elbette aralarinda (her is kolunda oldugu gibi) kotuleri de var ama bu butun pilotlari hedef gostermek icin yeterli bir neden degil.
Iste en son ornegini bu olayda yasadik. Daha kazanin arindan bir kac saat gecmeden basinda olayin pilot hatasi olduguna dair haberler cikti. Bir kac saat icinde degil arastirmanin sonuclanmasi daha arastirmacilar ayakkabilarini giyip evden cikmamislardir. Ama bu durum pilotlarin uzerine camur atmayi engellemiyor elbette. Cunku amac belli.
Dunya capinda, son zamanlarda ucak kazalarinda bir artis var. Ayni zamanda bakim ekiplerinde hem tecrube eksikligi (yari zamanli calisanlar) hem de kullandiklari arac gerecte kalite eksiklikleri ile calisma zamanlarinda bir artis soz konusu.
Bu durum Turkiye gibi kaynaklari daha sinirli ulkleleri daha da fazla etkiliyor.
Yani diyorum ki, olayin arkasinda herseyde oldugu gibi ideolojik bir yan var. Ozellestirmeyi iyi bir seymis gibi gosteren ideolojinin tutup da bakim bolumlerinde yapilan kesintileri mansetlere tasimasini bekleyemezsin. Mansetler bos kalmayacagina gore oraya birseyler koymak lazim, oyle degil mi?
Posted: Sat Feb 28, 2009 2:51 am
by Cengiz Akgun
Murat Kara wrote:
Iste en son ornegini bu olayda yasadik. Daha kazanin arindan bir kac saat gecmeden basinda olayin pilot hatasi olduguna dair haberler cikti. Bir kac saat icinde degil arastirmanin sonuclanmasi daha arastirmacilar ayakkabilarini giyip evden cikmamislardir. Ama bu durum pilotlarin uzerine camur atmayi engellemiyor elbette. Cunku amac belli.
...
THY'nin Paris Orly DC-10 haricindeki kazalarinin hemen hemen hepsi (orada DC-10'nin kapi problemi oldugu Chicago'da ayni kaza tekrarlaninca kabul ettiler) diyebilirim pilot hatasi yuzunden oldu. 70'lerde bir iki tek atmadan ucaga binen pilot sayisinin cok olmadigini biliyorum. En son THY olmayan ozel hava yollarinin ucagini daga indirenler de pilotlardi. Kara kutuya filan luzum yok. Ucagi bakim yapanlar cemizkezekli olup enstruman panelindeki kablolari filan kestigini iddia etmezsen ucak boyle inerken kaya gibi yere dusmez. Bu herifler hep boyle pilot hunerinin onem kazandigi inislerde ucagi pist yakinina kadar getirip indirememekteler. Pilot ki o arada inis aninda kule ile her an temasta ve onundeki paneldeki arizayi gorup imdat ister. Trafik isigini ve acaba sagdan gelen var mi diye aynaya filan bakmadigina gore ve radyosu acik olduguna gore 1500 feet 500 metre yukseklikte olup motoru calisan ucak boyle sacma sapan ve pilotun yardim istemeden sessiz sedasiz dusmesi sana ne anlatiyor? Bugun okuduklarima gore yerdeki sahitler ucagin motorlarinin calistigi soyluyorlar artik. Neden iki pilot var saniyorsun o kabinde? Biri kullaniyor oburu bu turlu islerle ugrasip yanindakine yardim ediyor ve kule ile konusuyor. Ikiside mi mesguldu ucak dusuyor kurtaralim diye. Evet Buffola'da Continental da su yakinlarda bir ucak dusurup 50 kusur kisinin kanina girdi boyle sessizce. Ama ilk gelen verilerde pilotlarin hava alanina bu kadar yakin mesafede ve buzlu bir havada hala oto-pilotda gitmesi mide bulandirici bir sebeb ilk bakista. Boyle normal seyrinde insana ihtiyac kalmadan kendi kendine ucan bir tasitta insana dusen hunere ihtiyac duyuldugu indirme durumunda ucak dusunce boyle bakim hatasini filan ikinci safhaya itiyor olay. Bak kalkista olsa anlarim da iniste insan hatasi olasiligi cok yukseliyor. Cunku hata margini oldukca dusuk bu inis kalkislarda. kalkista bir parca duser bilmem ne olur ucak hizi daha ucmayi saglayacak seviyeye erismez falan filan. Ucak normal kalkmis uc saat ucmusken bakimi eksik diye inerken dusme olasiligi bana gore sifir olmasa da oldukca dusuktur. Amerikali pilot kalkista iki motoru susmusken 3000 feet (1000 metreden) pike yapip ucagi suya terayagdan kil ceker gibi indirdi boyle govdeden suya vurmadi. 600 metre daha gitse pisti bulacakken boyle olunca ortaya cikan manzara pek ic acici degil.
Ekleme: Hurriyette asagi yukari benim ulastigim bilgilere ulasmis Hadi Uluengin de Paris Orly disindaki kazalarin cogunun insan hatasi yuzunden oldugunu one surmus. O bakim hatasini da ise katmis insan lagarligi diye ama verdigi bir ornek yok ne yazik ki. Verdigi ornekler hep pilot hatasini iceriyor.
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/111 ... =22&gid=61
Posted: Sat Feb 28, 2009 5:09 am
by Murat Kara
Cengiz Akgun wrote:Verdigi ornekler hep pilot hatasini iceriyor.
Cengiz, Anadol ile yolculuk ederken mi yoksa Mercedes ile yolculuk ederken mi, sofor daha cok 'hata' yapar? Ya da sana haksizlik etmemek icin soyle sorayim: bakimi yapilmis, tikir tikir isleyen Anadol ile mi yoksa gicirdayan tekerlekler ile ikide bir istop eden Anadol ile mi?
Ucak gibi karmasik cihazlari yonetmek ve bakimini yapmak zor ve pahali is. O nedenle bakim ve pilot faktorleri one cikiyor. Ve elbette her kazada bu iki faktorun katkisi olacaktir.
Senin dedigin Turk pilotlarin kendilerine fazla guvenip, daha fazla hata yapiyor olmalari mumkun elbette. Bu durum arac trafiginde de kendisini gosteriyor ve kulturel bir durum. Bu acidan soylediklerini anliyorum. Ama bu faktorlere biraz fazla pay kesmis durumdasin. Cunku olay, pilotlarin kendilerini oldurecek seviyede ihmalkarlik yapmalariyla aciklanacak bir durum olmaktan cok daha karisik. Mesela Turkiye'de trafik isiklari kocaman kocaman olsa, yollar duzgun ve yol cizgileri duzgun olsa, her 5km'de bir solama seritleri olsa, araclarin bakimi ve bunun ispati her yil zorunlu olsa, ehliyet verilirken hileye kacilmasa, vs, vs. o zaman durum farki olur ve o 'hatalar' asgariye indirgenir. Elbette toplumdaki bireylerin refah ve egitim seviyesinin yukseltilmesine hic deginmiyorum bile, ki en onemli faktorlerden birisi de o.
Kultur ne olursa olsun, pilot hatalarini azaltmak sadece pilotlara bakimli ucaklar sunmakla, adamlari gerekirse her yil egitime gondermekle (kendi kulturune gore farkli egitimler olmali) ve hayatlarindan memnun olacaklari bir yasam tarzi sunmakla mumkun. Kaybedecek cok seyi olan adam daha dikkatli olur her zaman icin. Aksi taktirde onlardan kahramanlik beklemek saflik olur.
Bir de sunu hesaba katmak gerekiyor. Senin iste bulmuslar pilot hatasi imis dedigin raporlara nasil inanacaksin? Boyle milyonlarin dondugu bir endustride bu tur kazalar olunca ilk yapilan sey kendini temize cikartma kampanyalari oluyor. Hukumetler de genelde buyuk sirketlerden yana tutum takiniyorlar. Raporlar genelde belirli cikar cevrelerine gore hazirlaniyor (white wash). Bu durumda pilotlarin bir araya gelip kendilerini savunmalari mi daha kolay, yoksa rahat koltugunda oturup bu tur kampanyalari para vererek destekleyenlerin durumu mu?
Posted: Mon Mar 02, 2009 12:11 pm
by Mehmet Gurdal Cetin
Yine bir muamma ve cok uzucu.Ben Balinalar ve Arilarin dunyadan silindiginde hayatin da bitecegini dusunuyorum.
http://www.timesonline.co.uk/tol/news/w ... 829575.ece
Posted: Mon Mar 02, 2009 8:30 pm
by Ismail Gezer
Niye canım? Balinaları kese kese medenileşenler bulur bir çare
Posted: Mon Mar 02, 2009 9:43 pm
by Mehmet Cirak
Ismail Gezer wrote:
Niye canım? Balinaları kese kese medenileşenler bulur bir çare
Sevgili Ismail, bu sekilde laf sokusturmasan, tam sular biraz durulmusken??
Insanoglu dunyanin her yerinde ayni, kimsenin suphesi olmasin. Tek fark etraftaki sartlar ve konulan kurallarin davranislari etkilemesi... Medeniyet denen olay da saglanan sartlarin ve konan kurallarin ne kadar etkili oldugundan baska birsey degil esasinda.
Demek istiyorum ki ileri sayilan medeniyetlerin insanlarinin daha az medeni (geri) toplumun insaniyla dalga gecmesi ve kucumsemesi ne kadar sacma ve yanlissa, geri medeniyetin insaninin da daha medeni toplumun insaninin her hatasinda "sunlara bak, bunlar da medeni olacaklar bana" demesi de o kadar sacma ve yanlis.