Page 10 of 12

Posted: Fri Feb 22, 2008 11:54 am
by Ufuk Sezekkaplan
Bazi yanilgilari ortaya koymasi bakimindan bu mac bence oynadigimiz en degerli mactir, ancak bunlari belirlerken akbabalik yapmamak lazim. Ki en kolayi, gecmisten 3-4 tane degerlendirme postu koyup "ben soylememismiydim" demektir (Orkun icin konulan hatirlatmalara atfen)...

Kisisel olarak Kalli'nin planlarinda Avrupa Kupasinin 2008 icin olmadigini hep dusundum. Mantik da onu gerektirir, 30 kusur adam gidiyor, 20 kusur adam geliyor, bu sert degisim icinde planlar daima 3-4 yil icin yapilir.

Kalli stratejiye onem veren bir adam. Sizin nihai bir hedefiniz varsa ve bu hedef yuksekse (UEFA veya CL finali) bu 365 gunde olmaz. Kaldi ki biz zorunluluk nedeniyle alt yapidan ve temelden gitmek mecburiyetindeyiz.

O yuzden Kalli bence sadece lig sampiyonlugunu elde etmeye calisiyor ve bu onun icin hayati onemde. Ben o sebeple, bir cepheyi kapattigi icin sevindigini bile saniyorum, sonucun 1-5 olmasi sapmasi disinda. VE hatta muhtemelen Bordo kiyagina da zamaninda uzulmustur :) .

Ama 1-5'in bile faydasi buyuk.

Bu mac sonunda neler ogrendigiklerimize gelirsek, benim goruslerim soyle:

- Uzun erimli mucadelelerde bu tip sapkin sonuclar hep olur. Kurtulus savasi kazanilmadan once hattin Eskisehir'e kadar cekildigini hatirlamak lazim. Mesele, macin sonucundan bagimsiz olarak resme yukaridan bakmak ve yapilanlar dogru mu ona karar vermektir. Bu cercevede:

a) 2 mac olarak degerlendirildiginde, oyunun Istanbul'da kaybedildigi ortada. Sadece 1-0 elde edilseydi, Almanya'daki dinamikler farkli olabilirdi.

b) Genc kadro, ezilerek buyur. Herkes Ugur'un eksikligine atif yapıyor, Gerets doneminde FB'den 4 yedigimizde Ugur'un deneyimsizligi icin neler soylenmisti. Orkun'a da bu gozle bakmak lazim.

- BENCE KAFA CALISTIRILIRSA BU MACTAKI EN BUYUK KAZANIMIMIZ SERVET VE ORKUNDUR.

Cunku her ikisi de 1.sademe donemini gectiler.

Taraftar ve teknik kadro sahip cikarsa, Orkun gelecegin kalecisi olur. Bana gore refleksleri ondan daha zayif olan Volkan'in, gecen senenin ilk yarisinda gecirdigi birinci sademeden sonra sagladigi gelismeyi ornek verebilirim.

c) Radyonuzun sesi hafif cirildadiginda ince ayar yaparsiniz. Ses bambaska cikiyorsa kalin ayar gerekir. Takimin yoneticisi de oyuncusu da FB Kupa macindan sonra cok konusmaya ve cok havaya girmeye baslamisti. Oysa Oftas macinda rezil olali sadece 4 hafta gecti.

- Bu ayara ihtiyac vardi, gelecek adina, gonderilmesi gerekenlerin gorulmesi adina, yabancilar ve ozellikle Lincoln uzerine kesin teshise varma adina...

1-2 farkli bir sonuc, sorunun ince ayarla gecistirilebilecegini zannettirebilirdi.

d) Sonuca odaklanmamak gereken gunlerdeyiz. Bu sonucu degerlendirmek, gelismeden vazgecmemek zorundayiz.

- Bu sonuc sayesinde 1 esik ustteki mucadelelerde basarisiz olacagimiz tescillenmistir. Simdi, gelecek sene icin kafasi kopacaklarin net olarak belirlenmesi lazim. Buna Ahmet Akcan, Saglik Ekibi, Lincoln ve elbette bazi futbolcular dahildir.

Kabullenemediklerime gelince:

- Sabri'nin afffedilmesi ve hatta kadroya alinmasini buyuk zikzaktir. Bu, takimin idarecisinin olmadigini gostermistir. KALLI'NIN 2.BUYUK HATASI BU OLMUSTUR ve basarisiz olacaksak bu ilkesizlik nedeniyle basarisiz olacagiz.

Bu sonucu referans alarak neler yapilabilecegini dusunmek lazim bence. Sunlar onerilebilir:

- Alpay Beyin dedigi gibi, yabanci tandansli teknik kadro ile alt yapi revize edilmelidir.

- Kalli 1 yil daha kalmali ve sureci tamamlamalidir. Devaminda bana gore mutlaka bir Alman hoca gelmelidir. Ahmet Akcan'in yerine bu kisi gelecek sene kadroya dahil olabilir. Galatasaray Alman ekolu ile hep uyumlu calismistir, Osieck benzeri disiplinli bir hoca gelecek icin, sistemin devami adina mukemmel olur.

- Burhan Uslu ile anlasilarak mevcut saglik ekibi tasfiye edilmelidir.

Basarirsak bu sonuc bir kilometre tasi olur. Ama yine de icimde bir burukluk var.

Bozguna ugradigimiz icin degil, Sabri oynatildigi icin.

Posted: Fri Feb 22, 2008 11:56 am
by Soner Özaltındere
Kesinlikle Bayer Galatasaray'dan daha iyi değil ancak futbolun tek kuralı var gol atmak yoksa dün geceki gibi senin İstanbulda yakaladığın on tanme pozisyonun beşinin gol yapamadığında adam yakaladı mı ipe dizer gibi diziyor golleri. Eğer istanbulda 4 tane atsaydık bu adamlara dün gece de beş tane yemezdik. Peki niye on tane pozisyondan dört tanesini atamadık biz bu adamlara İstanbulda? Bunun cevabını bulduğumuzda zaten herşey çözülmüş olacak...Kısacası Galatasaray topu iyi oynuyor ama bazı noktalardaki yetersizlikleri böyle üst kademede ki takımlara karşı zaafiyet yaratıyor. Zaman içerisinde bu eksiklikler giderildiğinde sahada müthiş bir ekip olacak ve eminim büyük başarılar kazanacaklar, şimdilik birazcık sabretmek gerekiyor sanırım.

Posted: Fri Feb 22, 2008 12:02 pm
by Mehmet Gurdal Cetin
Is bittikten sonra yol gostermek kolay oluyor ama dun aksam mactan sonta Sinan'la paylastigim mac yorumumu buraya gecmek istiyorum.

Ilk mac kac kac bitti? iyi oyuna kacan gollere ragmen 0-0.


Maci 34.dakikasindan itibaren izleyebildim.Sinan daha once mekana gelmis beni bekliyor.Daha Sinan'la tanisma faslinda gozum ekranin ust kosesinde

-Bu ne lan dedim
-3-0 abi dedi.
-Yuh A.K dedim

Boyle tanistik.

11-12 dakikada 3 gol yemisiz.

Macin basina geri gidelim.Yani coook oncesine degil belki 24 saat oncesine.Kardan Konya'dan sonrasi..

Ben ne yapardim diye dusundum.Sinan'a da bunu soyledim.Oyunu SIKICI bunaltici bir oyun yapartim.Leverkusen'i oynatmamak icin orta sahayi 6 kisiden kurardim.Ilerde Hakan Sukur tek.

Tiksindigimiz begenmedigimiz Lucescu tarzi saglamci oyun.Mac boyunca bir iki pozisyon bulursam atmaya calisirdim.70.dakikaya kadar maci 0-0 larda tuttuktan sonra son 15-20 dakika Nonda-Umit Karan la gol arardim.Ve oyunun formatini degistirirdim.

Bir gol atsan adam iki tane atmak zorunda.Biz bunu dusunemedik gibi geliyor.Dedim ya macin basini kacirdim, ne yaptik ne ettik o donemde bilmiyorum.

Eleminasyon usulu maclarda taktik cok onemli, telafisi yok.Inanin bu maci uzatmalara ve hatta penaltilara goturmeye calisirdim.Orada farkli kazanmak gibi bir amacim olmazdi.

Futbolcu isımleri yazip suclamalara gerek yok.Ha Baris oynamis o kanatta ha Song.Ben Galatasaray'in fiziksel yorgunlugunun mental yorgunluguna (Bkz Konya sonrasi) karismasi ve sahada motive edilemediklerini (yada yanlis motive edildiklerini) dusunuyorum.Sahada ne yaptigini bilmeyen bir Galatasaray vardi.

En samimi dusuncelerimi ifade edeyim.FALKO GOTZ yada STUPMH yada baska bir TD lik tecrubesi olmayan bir eski futbolcuya hayir.(Gerci bu iki adam da takim calistirdi ancak Uluslararasi Tecrubeden bahsediyoruz)

OTTMAR HITZFELD (59) 'in bundan sonra yapacagi isi bilmiyorum ama gercekten BAYERN MUNICH'i birakiyorsa, gerekirse Florya'dan 3-5 donum satilmali ve HITZFELD Galatasaray'in basina getirilmelidir.Sadece TD olarak degil komple futbolun basina.

Ben yonetimde olsam yada aday olsam su an Almanya'da adamla gorusuyordum.Onumuzdeki sene yada bir sene sonra bile olur.Ama kesinlikle kongreden transferden once Galatasaray'in hocasi 2010'lu yillardaki hocasi ile ANLASILMALIDIR.

Posted: Fri Feb 22, 2008 3:48 pm
by Ali Gursel
Son 4-5 sayfada yönetim, hoca, yardımcısı, kaleci ve oyuncuların neredeyse tamamı değiştirilmiş ve de GS'dan yollanmışlar. Bir Linderoth yollanmamış ya da eleştirilmemiş (o da belki vardır da ben kaçırdım).

5-1 kötü sonuç, hepimiz bozulduk, evet bizi FB-Sevilla maçına davet eden arkadaşlar sırıtarak emailler yollayıp telefon da ediyorlar ve de çok sinir bir durum.

Ama abartmayalım yahu. Her başarısızlıkta kadro bozup hoca değiştiren biz değiliz. Eskiden FB idi, bize baka baka öğrendiler nasıl iş yapılacağını. Bu arada BJK da FB'ye baka baka nasıl iş bozulacağını öğrendi, bakıp arada BJK is the new FB demek geliyor içimden ama bu yazıları okuyup yoksa biz de mi o yolun yolcusu olacağız diyorum. Real Sevılla'dan 5 yedi, Roma Manchester'dan yedi yedi (7 7 :lol: ), Arsenal daha iki gün önce Manchester'dan 4 yedi, Inter Milan'dan 5 yedi Milan'ın başında da bizim imparator varken. Bu saydıklarım GS falan değil, 30 GS değerinde ve de genellikle oturmuş kadrolu takımlar aynı zamanda dünyanın en ciddi futbol takımları arasındalar.

Biz de arada bir yiyeceğiz, kötü günler olacak, bu adamlar genç bu tip erken golleri kaldıramadıkları maçlar olacak vs.

Ama önemli olan bir hoca, bir oyun stili, biraz sabır göstermekç GS'ın Brian Birch ile, Derwall ile, Denizli ile, Piontek ve Terim ile yaptığı gibi.

Bu yönetime çok düşmanım hem de çok. Hiçbir sebebi olmasa GS'ın bu geleneği alıp, kendi ayıplarını örtmek için senede bir hoca kurban ederek bizi bu hallere soktukları için. Uzun vadeli hocayı da 74 yaşında almak belki en mantıklısı değil ama ilk defa o yönde davranıyorlar gibi. Akıllandılar mı bilmem ama tam öyle gzükürlerken bu sefer taraftarı, camiası sapıtan klüp olmayalım.

GS senede bir hoca değiştiremez, hatta iki senede bir dahi değiştiremez. Nokta.

İşimize bakalım. Rakip Kasımpaşa, ilk yarıda Karan'ın çok şık röveşatası ile zar zor yenmiştik. Almanya dönüşü, moraller falan düşünülürse kolay maç olmayacaktır. Lige bakalım, gerisi teferruat artık.

Ali

Posted: Fri Feb 22, 2008 3:50 pm
by Ersin Taner
Uzun yazıların içinden bir kaç cümle çekip cevap verme/düzeltme yapmayı pek sevmem ama bu kez dayanamadım.
Ufuk Sezekkaplan wrote:
b) Genc kadro, ezilerek buyur. Herkes Ugur'un eksikligine atif yapıyor, Gerets doneminde FB'den 4 yedigimizde Ugur'un deneyimsizligi icin neler soylenmisti. Orkun'a da bu gozle bakmak lazim.

- BENCE KAFA CALISTIRILIRSA BU MACTAKI EN BUYUK KAZANIMIMIZ SERVET VE ORKUNDUR.

Cunku her ikisi de 1.sademe donemini gectiler.

Taraftar ve teknik kadro sahip cikarsa, Orkun gelecegin kalecisi olur. Bana gore refleksleri ondan daha zayif olan Volkan'in, gecen senenin ilk yarisinda gecirdigi birinci sademeden sonra sagladigi gelismeyi ornek verebilirim.
Uğur Gerets döneminde eleştirildiği FB maçında 19 yaşındaydı, şu anda ise 21 yaşında. Orkun şu anda 27,5 Servet ise 27 yaşında...

Servet'in önünde üst düzeyde futbol oynayabileceği 4-5 yıl, Orkun'un ise 6-7 yıl var. Böyle bir durumda Uğur'la bu iki oyuncunun karşılaştırılması bence pek olmamış.

Servet'in kendini eski performansına göre geliştirdiğini kabul ediyorum(Yine de benim istediğim/beklediğim Galatasaray'da ancak yedek olabilir) ama Orkun için aynı şeyi söyleyemeyeceğim... Hele 27-28 yaşında yetenekleri/kapasitesi belli bir kalecinin geleceğin kalecisi olacağını hiç söyleyemeyeceğim.

Kaleci tartışması açıldığında klasik örnek olan Casillas'ı söylemeyeceğim ama Leverkusen'in ilk maçta çok güzel oynayan ama dün sakat olduğu için sahada olmayan kalecisi Adler henüz 23 yaşında... Oliver Kahn'ın veliahtı olarak o gösteriliyor. Benim görüşüme göre geleceğin kalecisi böyle olur.

Posted: Fri Feb 22, 2008 4:28 pm
by Mehmet Gurdal Cetin
Ali Gursel wrote: Uzun vadeli hocayı da 74 yaşında almak belki en mantıklısı değil ama ilk defa o yönde davranıyorlar gibi. Akıllandılar mı bilmem ama tam öyle gozükürlerken bu sefer taraftarı, camiası sapıtan klüp olmayalım.
GS senede bir hoca değiştiremez, hatta iki senede bir dahi değiştiremez. Nokta.

Ali
Sevgili Ali,

Zaten kendin soylemissin.Kimse de hersene hoca degistirelim demiyor burada zaten.

Mecidiyekoy'de FERGUSON vardi da biz mi almadik. :)

Bu takima futbolcu transferinden once hoca transfer edin diye bangir bangir bagiriyoruz yillardir.

Hocalara bak

Fatih TERIM (Canaydin taraftarin gonlundeki adami getiriyorum demisti)

HAGI (Yine bir kriz sonrasi taraftarin sesi cikmasin diye geldi, hic bir uluslarasi pozitif tecrubesi olmayan ama bizim kalbimizdeki dunyanin en buyuk topcusuydu)

GERETS (Wolsburg'ta oynattigi cok basarili futbol gazi verildi taraftara, sonra PSV'de kazandigi sampiyonluklar, Avrupa devi PSV dendi, sonra gorduk adamlari FB'nin onunde, simdi Marsilya ile kosuyor, bir de Turgut nereden kosuyor diye bir kitap vardi yillar evvel ama o baska konu..)

FELDKAMP (Taraftarin sesini cikarabilecegi adam miydi Kalli, adami maziden dolayi sevmeyen var mi, yonetimi ipten almaya geldi KALLI, gencleri oynatacak dedik heyecan dedik dedik oglu dedik, sonra bir gun herifin saha kenarinda burnu kipkirmizi oldu sumugu akti dondu romatizmalari agrimaya basladi rahmetli dedemi ozledim bende)

Bakiniz yukaridaki hocalara , hedef icin felan degil, uyutmaya uyutulmaya geldiler.Hepsi paralarini alip enkaz birakip gittiler.Arada bir Denizli'den muzaffer cikan GERETS kaldi.O maci FB alsaydi kimbilir daha neler konusuyorduk.

Sistem kurulacaksa,
LOW,OSIECK,HITZFELD para hocaya dokulecek

Bir sene sonra bu TD gitsin su gelsin diyorsam ben hala gelin suratima tukurun hatta Servet sumkursun (off bu fazla oldu, bu kadar riske girilir mi? :) )

Posted: Fri Feb 22, 2008 5:36 pm
by Oltunc Özgür
Kamuoyunda ve hepimizde genelde şöyle bir yanılgı var, bir takım 10 gol pozisyonuna girmişse ve maç 0-0 bitmişse hemen maç 10-0 olurdu yada gol rekoru kırılırdı gibi yorumlar yapılıyor. Belki GS bir gol bulacaktı ve üstüne Levekusen karşılığını verecekti tıpkı FB-Sevilla maçında olduğu gibi. Kendi sahamızda üzerimize gelmediler maç 0-0 gittiği sürecede fazla kendilerinide sıkmadılar. GS FT döneminde orta sahada pres yapan çok koşan oyuncuları ,Kalecisi sağlam , liberosu oyun kurabilen orta sahada maestrosu olan bir takımdı herşeyi iyiydi ama golcüsü bir türlü olmadı, Hakan Şükür Türkiye'nin yetiştirdiği en büyük oyunculardan biriydi ama asla istatistiklere rağmen golcüsü olamadı. Onun döneminde ceza sahasına gelen top çok fazlaydı. Lucescu Döneminde ucuz ve defansı sağlam oyuncular ile oynadık herhalde GS'in ekonomik bir kadroyla başarılı olabileceği bir hocaydı Lucescu'yu şahsımda dahil olmak üzere pek sevemedik Şampiyonlar liginde yarı finale çok yaklaşmışken. Ondan sonraki dönemde ne orta sahamız oldu ne defansımız bir sürü adam alındı ve geçmiş arandı Coca Cola'nın formülünü aramak gibi bir sürü şey harman edildi ortaya herşey çıktı ama o özlenen GS çıkmadı. En son gelişmelerde genç oyuncuları görerek herkes Okan'lı Suat'lı ümit davala ve emre'li kadroyu anımsadı.. O günlerden Hakan Şükür dışında kimse kalmadı bugün Hakan yine takımın neredeyse en iyi oyuncusu ve ağabeyi ama golcüsü değil, Nondası hondası ve Ümit Karanı ise hiç değil.. Yönetim bir hagi bulmak istedi olmadı çünkü o bir şanstı ama golcü bulabilirlerdi sakatlıktan çıkmış golcülüğü tartışılan adamlar yerine düzgün bir adam alabilirlerdi olmadı. Buna benzer şekilde Ellerinde Taffarel ve Mondragon gibi örnekler varken gidip Orkun'u aldılar.

Bunca olay için yönetimi suçlu tutmakla beraber , UEFA kupası sendromunuda gözden kaçırmamak lazım, GS son 8 senede o kupayı kazanan takımın ve anlayışının gölgesinde kaldı; FT o başarının anahtarı diye getirildi altında ezildi. Formül bulunamadı aynı formülü Macaristan'da belki arıyordur eminim geçmişi başarılarla dolu Kızılyıldız Saint Etienne ve Torino gibi takımlarda.

Aziz Yıldırım takımını uzun çalışmalardan sonra bir seviyeye getirdi game over insert coin diye alay ettiğimiz dönemlerden sonra parayı bastırıp bir sürü adam aldı oda brezilya ve güney amerika odaklı bir formül buldu 3 aşağı 5 yukarıda formülü tutturdu bizim 2000'deki ruhumuz mu değilmi bilemem ama çeyrek final kapısına kadar geldi . BJK hala deniyor ortaya bir Gordon Milne kolej takımı çıkmadı daha böyle giderse iflas etmiş bir Demirören ailesi çıkacak.

Uzun lafın kısası geçmişi aramak yerine geleceğe bakmak gerekiyor, günümüz futbolu ne gerektiriyorsa ona göre futbolcu ve hoca seçimleri lazım. Geçmişten bizlere güzel anılar dışında fazla birşey yok..


Saygılar

Posted: Fri Feb 22, 2008 5:55 pm
by Tolga Girici
Oltunc Özgür wrote:Uzun lafın kısası geçmişi aramak yerine geleceğe bakmak gerekiyor, günümüz futbolu ne gerektiriyorsa ona göre futbolcu ve hoca seçimleri lazım. Geçmişten bizlere güzel anılar dışında fazla birşey yok..


Saygılar
Evet eskiden Derwall'i, Denizli'yi, Feldkamp'i, Terim'i, Lucescu'yu Galatasaray once akil edip getirirdi. Ekolleri hep Galatasaray yaratirdi baskalari taklit etmeye calisirdi, ama son 5 senedeki politikalara bakarsak yeni seyler denemek yerine eskiye bakiyoruz hep. Bu da yonetimin vizyonsuzlugunu gosteriyor aslinda.

Posted: Fri Feb 22, 2008 6:21 pm
by Alpay Dedeoglu
Tolga Girici wrote:
Oltunc Özgür wrote:Uzun lafın kısası geçmişi aramak yerine geleceğe bakmak gerekiyor, günümüz futbolu ne gerektiriyorsa ona göre futbolcu ve hoca seçimleri lazım. Geçmişten bizlere güzel anılar dışında fazla birşey yok..


Saygılar
Evet eskiden Derwall'i, Denizli'yi, Feldkamp'i, Terim'i, Lucescu'yu Galatasaray once akil edip getirirdi. Ekolleri hep Galatasaray yaratirdi baskalari taklit etmeye calisirdi, ama son 5 senedeki politikalara bakarsak yeni seyler denemek yerine eskiye bakiyoruz hep. Bu da yonetimin vizyonsuzlugunu gosteriyor aslinda.
Kac seferdir aklimdan gecipte ifade edemedigim dusunceler.Bunda da Canaydinin gunu ve kongreyi etkileyip, bilinenle idare ederek risk almama dusuncesi var. Dernekci bir yapisi var ve dernek uyesi etkilemek artik otomatik bir yasam bicimi. Bunun yaslada alakasi yok . Tutucu bir insan ve risk almiyor. Vizyon kelimesini kullanmiyorum cunku vizyon kelimesi GS'de hayalperestlik ve sorumsuzlugu ortmek icin hep istismar edildi. Feldkamp ondan daha yasli olmasina ragmen daha acik fikirli ve yenilikci mesela.

Adam gibi yabanci biri alinsin. Ama yanina Suat veya Umit Davala verilsin. Abdullah Avci, Arif, Hakan Sukur ve Bulent Korkmaz icin artik mtren kacti.

Posted: Fri Feb 22, 2008 6:55 pm
by Ozan Ersoy
Bu takim dolu dizgin sampiyon olup kupayi da kazanirsa ne denecek acaba? Ama oyle 4-0 yenilip Denizli'yle falan degil, saglam futbol oynayip, rakipleri dagitarak yenip sampiyon olunca. O zaman daha az yazilar yazilacak cunku o zaman bir ikilimde kalacagiz. Tamam GS icin her zaman Avrupa daha onemlidir ama genc ve yeni bir takim kurup da hemen ilk sene Avrupa'da kupa kaldirmanin olasiligi nedir merak ediyorum.

Hasan "gel Pazar gel" demis sanki "Fener'e Besiktas'a yenilelim de bitsin bu cile" der gibi. Acikcasi bu bana tribundeki bir cok negatif dusuncenin ve olusumun simgesi bir cumle. Kaos ve yikimi beraberinde getirir bu.

Benim icim rahat cunku bu takim top oynuyor, dun oynayamadi. Takimda hemen hemen kimse gununu birak kendi performansinin altinda bile oynayamadi. Herkes kotuydu. Bazi degisiklikler yapilacak elbette. Barusso takima adapte edilebilir mesela Ayhan'in yerine ama cok ciddi degisiklikler beklemiyorum.

Futbol disardan bakanlar icin gunluk sonuclarin sporu. At yarisindan farki yok. Kim bilir kimlerin kuponu yatti. Icerdeyse cok farkli bir dusunce yapisinin olmasi gerekiyor. Ufuk da ornek vermis. Gecen sene Manchester'dan 7 tane yiyen Roma Sali gunu Real Madrid'i yendi. Benim icin onemli olan gittigin yolun dogru olmasi. Onemli olan takimin futbol temelleri olarak bazi seyleri oturtabilmesi. Bunlarin yapilip yapilmadigi bir macla degil, bir-iki seneyle belli olacak seyler.

Ozan Ersoy

Posted: Fri Feb 22, 2008 6:57 pm
by Tolga Kurtoglu
Hoca konusuna deginirsek, bence Otto Renhagel dusunulebilir...

Neden Renhagel? Bence Avrupa'da ust duzey organizasyonlarda basarili olmak icin temel 3-5 kural var...Nedir bunlar?

1) Defans > ofans: Takim halinde defans yapamayan ve defansif temellerde eksiklik gosteren takimlarin Avrupa'da basari sansi az degil yok...Bugun Fenerbahce Avrupa'da basari yakaladi diyor isek, bu Kezman-Alex-Semih sayesinde degil, Fenerbahce'nin defansif anlamda yakaladigi anlayistandir...Takim halinde savunma yapmayi ogrendiler...Yine Liverpool'un PL'de rakiplerinin arkasinda kalip, CL'de son uc senede 2 kez finale kalmasinin nedeni toplu defans anlayisini digerlerinden daha iyi uygulayabilmesi...Milan'da diger bir ornek olarak verilebilir...

2) Fizik > teknik kapasite: Futbol giderek sert bir kontak sporu olma yolunda evriliyor...Bu degisim de teknik kapasitenin onemini giderek azaltiyor...Orta sahalar artik Viera, Makalele, Emana, Mashereno, Gattuso gibi cok atletik, cevik, fizik gucu yuksek, topla oyunu bozmayi cok iyi bilen adamlardan kuruluyor...Bu isimlerin atletik karakteri teknik futbolculara istediklerini yapabilmeleri icin artik eskisi kadar zaman tanimiyor...Yine Alex'in Avrupa'da sadece bos alan bulabildiginde tehlikeli olabilmesinin ve onun disinda basarisiz bir goruntu cizmesinin nedenlerinden biri de bu...Bu noktada basarili olabilmek icin yapilmasi gereken defans-orta saha-ofans ayrimi yapmaksizin fizik kapasitesi ust duzey futbolcularla yeniden yapilanmaya gitmek...Bir Arda'dan, bir Serkan'dan, bir Sabri'den Avrupa futbolunda norm olan fiziki kapasitesite de mucadele beklemek pek gercekci degil...

3) Iyi bir kaleci: Burada cok soze gerek yok, az pozisyon vereceksin...Verdin mi de kalecine guveneceksin...Belki extradan soylenmesi gereken bu kalecinin defansi organize edecek liderlik ozelliklerinin olmasi gerektigi...Yunanistan ve Nikopolidis iyi bir ornek..

4) Verimliligi cok yuksek bir (eger luksun varsa birden fazla) golcu: Burada da cok soze gerek yok..Bu turun Istanbul ayaginda, daha once Bordeaux ve nice maclarda tekrarlanan gercek ortada...Gol poziyonuna girme sayin, pozisyonu gole ceviremedikten sonra onemsiz kaliyor...Dedigimiz gibi Avrupa'da takimlar zaten az pozisyon veriyor, o geleni de yuksek yuzde ile gole cevirecek en az bir adam olmasi sart...Onlar olsun demiyorum tabi ama "tip" olarak ornek Berbatov, Loca Toni, Inzaghi ki golu tastan cikarir cogu zaman...

5) Olu top organizasyonlarinda yuksek gol yuzdesi: Bu da artik olursa hos olur degil bir zorunluluk haline geldi...Milan ve Liverpool orneklerinden devam edelim...Gecen sene CL'de Milan Liverpool'u finalde Pirlo'nun kullandigi Inzaghi'nin attigi, Liverpool Chelsea'yi yari finalde Gerard'in kullandigi Agger'in attigi gollerle saf disi etti...Yine Yunanistan'in 2004'de ve oncesinde Basinas ve Christeas ile duran toplarda buldugu goller ortada...

Renhagel bu gercekleri kavramis ve futbola rasyonel yaklasan bir teknik adam...Yunanistan gibi yetenek havuzu ve kulturu bizimkine cok benzerlik gosteren bir ulkenin milli takimi ile yaptiklari ortada...Siraladigim maddelere bakin hepsi bugun Renhagel ile yeniden yapilanan Yunan milli takiminda islevsel durumda...Ozellikle defans yapmayi bilmeyen ve sevmeyen Turk futbolcusuna, bir Servet'e, bir Emre'ye, bir Ugur'a, bir Volkan'a, birTopla'a (hatta Arda'ya) cok seyler katacagini dusunuyorum...

Ustelik Atina'da yasayan adam Istanbul'da hayli hayli yasar...Yani ikna etmek de problem olmaz diye dusunuyorum...Ben kendisini Feldkamp ile yanyana gormek isterim...

Yorumlarinizi beklerim,
-Tolga

Posted: Fri Feb 22, 2008 7:32 pm
by Baris Tokat
Mehmet Gurdal Cetin wrote: En samimi dusuncelerimi ifade edeyim.FALKO GOTZ yada STUPMH yada baska bir TD lik tecrubesi olmayan bir eski futbolcuya hayir.(Gerci bu iki adam da takim calistirdi ancak Uluslararasi Tecrubeden bahsediyoruz)

OTTMAR HITZFELD (59) 'in bundan sonra yapacagi isi bilmiyorum ama gercekten BAYERN MUNICH'i birakiyorsa, gerekirse Florya'dan 3-5 donum satilmali ve HITZFELD Galatasaray'in basina getirilmelidir.Sadece TD olarak degil komple futbolun basina.

Ben yonetimde olsam yada aday olsam su an Almanya'da adamla gorusuyordum.Onumuzdeki sene yada bir sene sonra bile olur.Ama kesinlikle kongreden transferden once Galatasaray'in hocasi 2010'lu yillardaki hocasi ile ANLASILMALIDIR.
Ottmar Hitzfeld Avrupa Sampiyonasindan sonra Isvicre milli takimini calistiracak. Bu bilgiyi Alman medyasi gecen hafta gecti.

Anladigim kadariyla Hitzfeld ayarinda bir TD istiyorsun. Ibrahim Tatlises'in sarkisinda söyledigi gibi "Ben de isterem"...ama o ayardaki bir TD Türkiye'ye gelir mi? Bence hayir. Sampyionlar ligini kazanmis bir hoca, neden Avrupa'yi birakip da Türkiye'nin o stresli medya dünyasina, kötü bir yönetime, kisitli bir bütceye vs. katlansin ki?

Türk futbolcusunun kafa yapisini, Türkiye'nin futbol medyasini, Türkiye'de futbol kurallarinin nasil isledigini iyi bilen bir TD aramamiz lazim. Bence cok fazla kariyerli birisi olmasi da gerekmez. Bu baglamda Falko bana gayet mantikli geliyor. Hertha Berlin'i calistirirken de hemen hemen ayni bütce sartlarinda Paf takimindan gelen oyunculardan kurmusdu takimi, yani genc bir takim kurma ve yönetme acisindan da bayagi bir tecrübesi var. Feldkamp'in danisman olarak yaninda olan bir Falko bu takimda iyi isler yapar diye düsünüyorum.

Bu kriterlere uyan bir baskasi da Lucescu. FT döneminden sonra tüm kisitli imkanlarina ragmen GS'i iki yil oldukca iyi idare etti. Bence o da cok uygun bir aday.

Posted: Fri Feb 22, 2008 8:04 pm
by Ugur Sahin
Ozan Ersoy wrote:Bu takim dolu dizgin sampiyon olup kupayi da kazanirsa ne denecek acaba? Ama oyle 4-0 yenilip Denizli'yle falan degil, saglam futbol oynayip, rakipleri dagitarak yenip sampiyon olunca. O zaman daha az yazilar yazilacak cunku o zaman bir ikilimde kalacagiz. Tamam GS icin her zaman Avrupa daha onemlidir ama genc ve yeni bir takim kurup da hemen ilk sene Avrupa'da kupa kaldirmanin olasiligi nedir merak ediyorum.
Ozan abi,

"Bu takım dolu dizgin şampiyon olup kupayı kazanınca ne denecek?" diyorsun ya, insan demek istedikten nerdeyse puan rekoruyla şampiyon olduğumuz seneyi bile küçümseyebiliyor; sen tahmin et neler denebilir istersen.

Ben yazmaktan bıktım o yüzden daha fazla bi şey yazmak da gelmiyor içimden bu konuda.

Tamam Gerets kötü, Kalli süper. Tamam.

Ugur

Posted: Fri Feb 22, 2008 10:16 pm
by Ozan Ersoy
Ugur Sahin wrote: Ozan abi,

"Bu takım dolu dizgin şampiyon olup kupayı kazanınca ne denecek?" diyorsun ya, insan demek istedikten nerdeyse puan rekoruyla şampiyon olduğumuz seneyi bile küçümseyebiliyor; sen tahmin et neler denebilir istersen.

Ben yazmaktan bıktım o yüzden daha fazla bi şey yazmak da gelmiyor içimden bu konuda.

Tamam Gerets kötü, Kalli süper. Tamam.

Ugur
Birincisi yazmaktan biktiysan yazmayacaksin. Ikincisi hic bir seyi kisisel almayacaksin. Ucuncusu bu aralar cok yaptigin gozune hos gelmeyen bir cumleyi cekip yazinin gerisini cope atma huyundan vazgececeksin.

Demek istedigim bu sene GS top oynayacak, rakipleri de yenecek oyle sampiyon olacak. Benim inancim o. Yok olamazsa, en son sampiyonlugumuz gibi olursa bana hic de inandirici gelmeyecek. Rezalet oynanan derbiler, son 17. saniyede gelen goller, turlu turlu hatalar, gencleri harcamalar, 2 ay yedek birakip en onemli maca cikarmalar, 19. dakikada iki hata yapti diye oyundan almalar, yenik duruma dustuk diye orta saha cikarip 4 tane forvet almalar, Kabze'yi sol acik oynatmalar. Oyle olursa Kalli de basarisiz olmustur derim. Zaten ne FB'nin ne de baskasinin ayni hatayi yapacagini dusunmuyorum. Bir daha one gecip de son hafta sampiyonlugu kimse birakmaz.

Sampiyonlugun yolu rakipleri yenmekten, her maca ayni derecede odaklanmaktan, sahada cok calismaktan, rakibe top gostermeyip hucum etmekten ve buldugunu atmaktan geciyor.

Kalli'nin super oldugunu kim iddia etmis ki? Buraya hasbelkader Mourinho gibi bir hoca dusse de bin tane sey soylenecek. Zaten Chelsea'de kicina teneke bagladilar da yolladilar. Kalli de hata yapiyor. Bizim icin kolay mactan sonra surada hata yapti falan demek. "Bir suru karar vermek zorundayim. 10 karardan 6'si dogru cikarsa basariliyim" diyor kendisi. Bu is boyle ama sabirsiz millet 150 milyon dolar borc olmus, hala takima sag bek, kaleci, santrafor, stoper, Hitzfeld aliyor da aliyor, onu da yolla bunu da yolla.

Hani buyur 30-40 lira ver de takimi destekle. Tisss... Bombos tribunler. Kanepe, internet cafe taraftarlari sizii...

Ozan Ersoy

Posted: Fri Feb 22, 2008 10:34 pm
by Ali Kaya
Bu mağlubiyetin fazla abartıldığını düşünüyorum. Yukarıda Ali Bey gayet
güzel noktalara temas etmiş. Real Madrid, Arsenal gibi takımlar 4'lük 5'lik
olabiliyor. Bizde ne mağlubiyetler gördük geçirdik.

Ben bu sene hiçbir sonuca üzülmemeye karar vermiştim. Bu sene eksikleri
görme senesi. Önümüzdeki sezon takımda direk oynayabilecek bir kaleci ve
iyi bir forvete ihtiyacımız olduğu aşikar. Bunlara ilave sağ bekte Uğur'a bir
alternatif gerekli. Kesinlikle fazla transfer yapılmamalı.

Kasımpaşa, Fenerbahçe ve Beşiktaş maçlarından tek beklentim iyi oyun ve iyi
mücadele. Sonuç şu an için çok önemli değil. Takım bu üç maçıda oyun
olarak tatminkar geçebilirse bence herkes bu takıma ve hocasına güvenmeli.

Ali