Page 2 of 8

Posted: Wed Dec 05, 2007 4:07 pm
by Murat Biricik
Kaynak: Resmi Site
5 Aralık Carsamba gunku idmandan:

İsmael Bouzid, Barış Özbek, Ümit Karan ve Hasan Şaş bu antrenmanın tümüne takımla birlikte katıldılar.

Tobias Linderoth, Cassio Lincoln, Marcelo A. Carrusca ve Okan Buruk'un tedavi ve antrenmanlarına Metin Oktay Tesisleri Sağlık Merkezi’nde sabah ve akşam olmak üzere günde çift seansla devam ediliyor. Sakatlığı süren bu oyuncularımız salon ve sahadaki özel antrenmanlarını sağlık ekibimiz eşliğinde sürdürüyorlar.

Galatasaray Profesyonel Futbol A Takımı, çalışmalarına 17.00'de basın ve taraftara kapalı olarak yapacağı ikinci antrenmanla devam edecek. 6 Aralık Perşembe günü ise (yarın) saat 11.00'de ise basın ve taraftara açık bir antrenman yapılacak.

Posted: Wed Dec 05, 2007 5:29 pm
by Ali Gursel
Murat Biricik wrote:Kaynak: Resmi Site
5 Aralık Carsamba gunku idmandan:

İsmael Bouzid, Barış Özbek, Ümit Karan ve Hasan Şaş bu antrenmanın tümüne takımla birlikte katıldılar.

Tobias Linderoth, Cassio Lincoln, Marcelo A. Carrusca ve Okan Buruk'un tedavi ve antrenmanlarına Metin Oktay Tesisleri Sağlık Merkezi’nde sabah ve akşam olmak üzere günde çift seansla devam ediliyor. Sakatlığı süren bu oyuncularımız salon ve sahadaki özel antrenmanlarını sağlık ekibimiz eşliğinde sürdürüyorlar.

Galatasaray Profesyonel Futbol A Takımı, çalışmalarına 17.00'de basın ve taraftara kapalı olarak yapacağı ikinci antrenmanla devam edecek. 6 Aralık Perşembe günü ise (yarın) saat 11.00'de ise basın ve taraftara açık bir antrenman yapılacak.
Lig TV ne Lincoln ne de Linderoth oynayabilecek dedi.

Bu sene UEFA kupasını kazanma şansımız bu maçı kazanma şansımızın 5 katı falan diye tahmin ediyorum. Belki tek forvet, çift ön libero falan çıkıp ilk yarı gol yemeden bitirebilirsek beraberlik falan olur. Lincoln, Linderoth ve formda iken Ayhan'ı bu kadar uzun kaybetmek cidden kötü.

Ali

Posted: Wed Dec 05, 2007 6:11 pm
by Davut Gerçekcioğlu
Bende fenerbahçe macından pek ümitli değilim ama hislerim bu maçta kilidi çözecek oyuncuların sabri ve nonda olacağını söylüyor. maçta cok fazla gol pozisyonuna giremeyeceğiz sanırım, bu yüzden sabriden sürpriz bir gol gelebilir. nondanın da gol yollarındaki becerisine güvendiğim için fırsat bulduğunda golü atacağını düşünüyorum. hakan şükür de duruma göre ikinci yarıda oyuna girdiğinde faydalı olabilir.

Gönlümden geçen kadro;
xxxxxxxxxxxx Orkun xxxxxxxxxxxxx
Ugur xxx Song xxx Servet xxx Volkan
xxxxxxxxxxxxLinderothxxxxxxxxxxxx
xxx Sabri xxxxxBarış xxxxx Arda xxxx
xxxxxxxxxxxxxLincolnxxxxxxxxxxxxxx
xxxxxxxxxxxx Nonda xxxxxxxxxxxxx

linderoth ve barış orta sahayı iyi kontrol ederek lincolnü rahatlatacaktır. sabri enerjisini sonuna kadar kullanırsa sağ kanat sorunsuz işleyecek. tek sıkıntı sol kanat gibi geliyor bana, arda oyunda kaldığı süre içerisinde ofansa tam destek verip bindirmelerde gökhanın koşuyollarını orta sahada kapatabilirse orta saha üstünlüğü bize geçecek ve ummadığımız bir tablo çıkacaktır karşımıza. cimbom daha çok topla oynayan taraf olacak, fenerbahçe ise kaptığı toplarla hızlı ataklara kalkacaktır. işte böyle bir tabloda ofansta becerikli, defansta dikkatli olabilirsek kazanmamamız için hiçbir sebep göremiyorum.

Posted: Wed Dec 05, 2007 7:21 pm
by Murat Gökcigdem
Fenerli oyuncular her zaman camiatlarinda Galatasaray'a gol atip "kahraman" olacaklarini bildikleri icin mutlaka gorevlerini bir kenara birakip ileri cikacaklar.

Tabiki taktik anlayisi onemli ama bence bu FB-GS maclarinda bireysel kabiliyetler kisisel hatalar maci belirliyor ve bu macda da belirliyecek.

Puan acisindan ondeyiz, ogle deliler gibi gol ariyacagimizi sanmiyorum. Hakemlerde bu adamlardan cekindigi belli bunu oyuncularimiza tekrar hatirlatmak Hasan Sas gibi kendilerini kaybetmemelerini, oyun disipinininden dusmemelerini tembih etmek lazim.

Bireysel karsilastigimizda tabiki onlarin cok teknik ve becerikli oyunculari var ama futbol bir takim oyunudur.

Akilli bir taktikle, lig basindaki o tempolu oyunumuzu sahaya yansitirsak ozellikle sahanin tamamini kullanabilirsek bence basarili oluruz. Onumuze mutlaka bir kac tane gol virsati gelecektir UMit Hakan Sukur Nanonda Serkan bunlari af etmemisi lazim onlari degerlendirirsek bence Fenerbahce yenilmeyecek muhtesem bir takim degil.

Takimima guveniyorum yeterki oyun disiplininden kopmasinlar.

Posted: Wed Dec 05, 2007 8:00 pm
by Cengiz Akgun
Murat Gokcigdem wrote: ....
Hasan Sas gibi kendilerini kaybetmemelerini, oyun disipinininden dusmemelerini tembih etmek lazim.
...
Hasan Sas hakikaten psikopat. Saglam degil. Hala beni neden oynatmiyorlar diye soruyormus. Hem kel hem de fodul. Bence cok iyi oldu. Bu herif Saracoglunu kaldiramazdi. Eninde sonunda 10 kisi oynatacakti. Ailesini seven ama ickiyi birakamayan sarhos baba gibi. Ne koy olur ne de kasaba.

$imdi sira Sabri gibilerinde. Aklini onune al tahriklere kapilma ve ne olursa olsun hakemle ugrasma degilse yakariz seni mesaji verilmeli.

Posted: Wed Dec 05, 2007 10:47 pm
by Murat Biricik
Bu sene UEFA kupasını kazanma şansımız bu maçı kazanma şansımızın 5 katı falan diye tahmin ediyorum. Belki tek forvet, çift ön libero falan çıkıp ilk yarı gol yemeden bitirebilirsek beraberlik falan olur. Lincoln, Linderoth ve formda iken Ayhan'ı bu kadar uzun kaybetmek cidden kötü.
Bence cok fazla karamsarsınız. GS 6-0 ve 4-0 yenildigi maclarda oyundan koptu, bir dizi hatalar zinciri hem saha icinde hem teknik heyetin mudahalesinde yasandı. Diger maclarda GS ın gercekten futbol sansı pek yanında degildi. UEFA kupasını kazanma sansımızın bu macı kazanma sansımızın 5 katı oldugu yorumu ile bence takıma ciddi haksızlık yapılıyor.

Posted: Thu Dec 06, 2007 9:35 am
by Mehmet Gurdal Cetin
Ben yazmadim HINCAL yazmis.

Lincoln'süz ve Hasan'sız Galatasaray!..

Fenerbahçe derbisi öncesi, Galatasaray'ın en büyük iki kozu, uluslararası düzeyde futbol oynayan ve son haftalarda müthiş form gösteren Hasan Şaş'ın kırmızı kart görmesi, bu yılın en büyük transferi, Brezilyalı top cambazı Lincoln'ün sakatlanması, kağıt üzerinde ne kadar talihsiz görülüyor.. Oysa gerçek nasıl tam tersi..
Bu iki eksik yüzünden Galatasaray'ın Fenerbahçe'yi Saraçoğlu'nda yenme şansı doğdu.

Lincoln yok.. Yani Galatasaray maçı gerçekten 11 kişi oynama fırsatı bulacak.
Hasan yok.. Yani Galatasaray maçı 11 kişi bitirebilme imkanına sahip olacak.

Bu iki eksik, Galatasaray'ın rakip sahada tam kadro, 11 kişi ile sahaya çıkmasını, sahada 11 kişi ile oynamasını, sahayı 11 kişi terk etmesini sağlayabilecek.

Bundan büyük şans olur mu?.
Biraz ayrıntılara girelim..

Lincoln 20 milyon doların da üstünde bir paraya mal oldu Galatasaray'a.. Günümüz için astronomik bu paraya değdiği de söylendi. Hep söylendi.. Peki ne seyrettik bugüne kadar?.

İlk haftalarda attığı iki gol dışında ne yaptı, hatırlayan var mı?.
Lincoln Galatasaray'ı hep 10 kişi oynattı.. Sahada çok az göründü. Aldığı topların çoğunu kaptırdı, ya da rakibe attı. Bütün duran topları kullandı, biri asist olmadı. Attığı yığınla kornerde tehlike yaratmadı Galatasaray. Rakip kaleci antrenman yaptı sanki..

Şimdi o olmayınca, yerinde hiç değilse 90 dakika koşan biri olacak. O yok diye duran topları çok daha akılcı ve etkili vuran Arda kullanacak.
Hasan Şaş.. Ali Sami Yen çılgını.. Bu kafanın hem de hakemi en çok etkileyen, en çok baskı altına alan Fener Stadında çalınan düdüklere nasıl tepki göstereceğini tahmin edebiliyor musunuz?. Yarım saati bulmazdı Hasan'ın atılması.. Ondan sonrası da, yeni bir Saraçoğlu felaketi olurdu. Şimdi Kalli'nin sahaya aklı başında bir takım çıkarma şansı var..
Nasıl?..

Ben Orkun'a hiç güvenmedim. Kaleciliği bilmiyor çünkü.. Ne yapacağı belli değil.. Benim tercihim Aykut'u oynatmak olurdu. Hep Aykut'la oynardım. Çok daha dengeli, çok daha güvenilir..
Geri dörtlü Uğur, Servet, Song, Volkan.. Ya da Hakan Balta.. Volkan gol frikiklerinde avantajlı, Hakan hücuma katılma ve sürpriz goller atmada üstün.. Kalli karar versin, duruma göre..

Orta saha Sabri, Barış, Serkan, Arda..
Hem savunmaya, hem hücuma ayni derecede dönük, koşacak, bastıracak, pres yapacak, ama her biri ayni zamanda gol yaratacak, gol atacak genç, dinamik adamlar bunlar.. Rakip savunmayı kanatlardan da, ortadan da delebilecek çaptalar..

Hücumda Hakan Şükür kesin.. Galatasaray da, milli takım da yerine bir başkasını bulana kadar Hakan Şükür'ü oynatmak zorunda.. Hakan'ın yarısı olmayan Crouch hem Liverpool'da, hem de İngiliz Milli takımında oynuyor. Neden?.. Sırtı kaleye dönük, boyu uzun pivot santrfor dünyada bulunmuyor da ondan.. Ersen Martin gibi yetenekleri fevkalade kısıtlı biri niye paylaşılmaz oluyor sanırsınız?.

Hakan isterse tek gol atmasın.. İsterse boş kaleye yığınla gol kaçırsın, bir takımın hücum gücü için şart.. Çünkü o varken, rakip iki stoperin ikisi de ona kilitlenmek zorunda.. Kaçırdılar mı vay hallerine..

Bu özelliği Hakan'ın yanında oynayan öbür santrforu gol kralı yapabilir.. Bir defa göreceli olarak daha boş kalıyor. İkincisi, durmadan deplase olan Hakan'ın yarattığı boşluklarda gol koridorları buluyor. Üçüncüsü Hakan, kısa mesafede, kafa ile hemen yanına indirme, ayağı ile hemen kaydırmalarla yarattığı asistlerde benzersiz biri..

Ona yakın oynayan ve akıllı bir ikinci santrfor kendisini anında gol pozisyonunda bulabilir..
Şimdi bunlara, Hakan'ın oyun ve takım liderliğini ekleyin.. Hücum presi en iyi uygulatan santrfor olduğunu hatırlayın. Rakibin tehlikeli duran toplarında, savunmanın içinde benzersiz bir kafa hakimiyetiyle ilave stoperlik görevini harika yaptığını ekleyin..
Ondan sonra, kura çekimi dönüşü Milli Takımlar Teknik Direktörü Fatih Terim'in dediği gibi, önce ceketinizin düğmelerini ilikleyin, öyle konuşun.
Hakan 90 dakika oynamalı.. Oynayacağını da bilmeli..
Yanında, Kalli'nin seçimini sayarım. Nonda da olabilir, Ümit de.. Hoca nasıl düşünürse..

Özet..
4-4-2!..
Aykut-Uğur, Servet, Song, Volkan (Hakan Balta)-Sabri, Barış, Serkan, Arda-Hakan, Nonda (Ümit).

Posted: Thu Dec 06, 2007 9:58 am
by Harun Demirci
Ben papazın çayırındaki maçta fb nin muhteşem bir takım olduğu için değil bizimkilerin ilginç ve eksik bir takım olduğu için umidimi koruyamıyorum. FB Gayet akıllı, düz ve tek mantıkla maçlarını oynuyorlar ligde de şampiyonlar liginde de. Tabi bu taktik şampiyonlar liginde tıkır tıkır işliyor ama ( eksik inter, psv ve cska için ) , ligimizde millet çözmüş FByi ki güzel puan kaybediyorlar.

Trabzon maçında çok beğenmiştim GSyi , o maçta Topal çok iyi oyun çıkarmıştı. TS sol bekten daha oyun kurmaya çalışırken 3 GSli basmaya başlıyordu. Gerçi TS nin puan kaybetmediği maç yok ama..

Cumartesi günü umarım hiç bir oyuncumuz panik yapmaz ve iyi konsantre olurlar. Deli gibi oynamayada gerek yok. Zaten onların ihtiyacı bizden çok ve kesinlikle pozisyon vereceklerdir. Wederson ve carlos kolkola atağa çıkıp geride boş alan bırakacaklardır.

GS halen takım olma yolunda. Şu eksikler bir tamamlansa çok farklı olacak. Yalnız sakatlığı yeni geçmiş bir futbolcununda oynaması yarardan çok zarar getiriyor. Gücü olmuyor bu futbolcuların.

Takımımız inşallah iyi bir konsantrasyon ve fiziken güçlü bir şekilde sahaya çıkarak güzel bir sürpriz yapar ve hepimize güzel bir cumartesi gecesi yaşatır.

Posted: Thu Dec 06, 2007 10:07 am
by Davut Gerçekcioğlu
ne yazıkki fenere karşı tek kale oynasak bile gol yeme olasılığımız cok yüksek. istediğimiz sonucun çıkabilmesi için oyuncuların kesinlikle sinir harbine girmemeleri gerekiyor.

Posted: Thu Dec 06, 2007 10:13 am
by Soner Özaltındere
Artık bu sefer şans bizim yanımızda olsun ve Kadıköyde yıllardan bei alamadığımız galibiyet hasretine bu maçla son verip artok orada da onlara en azından kaybetmeyeceğimiz bir döneme girelim istiyorum. Allah, bizim çocukların yardımcısı olsun. Bu sene herşey bir garip gidiyor, bu kadar yatırım yapıldı ama ortada hala dişe dokunur bir futbol yok sonuçtan öte... O yoğun baskı altında herşeyi bu kadar hafife almak doğru değil, bütün takım şu ana kadar oynadığının beş katını oynamak zorunda ve gol yesek bile konsantrasyonlarını bozmadan aynı disiplinle gol aramalı. Ayrıca Fenerbahçenin çok daha oturmuş ve nerede ne yapması gerektiğini en azından bizimkilerden daha çok bilen oyunculardan kurulu gerçeğini kabul etmek gerekir. Bütün ümidim şansın bizim yanımızda olması...

Posted: Thu Dec 06, 2007 11:07 am
by Ufuk Sezekkaplan
Kalli sendromu
dogan.saribeyoglu@aksam.com.tr

İlk gelişinde ne yaptı ise ikinci gelişinde de aynısını yapıyor. Saha içi ve saha dışı prensipleri var. Birincisi için istedikleri belli: Her oyuncu savaşacak, top tutmayacak, hızlı-agresif- tam saha presli bir oyun oynayacak. Bunu yapamayanları takıma almazdı; yine öyle oldu.

Saha dışı prensipleri ise madde madde yazılıp duvarlara astırdı. Son üç yıldır tavizkar hocalara alışan takımın eski ve etkin futbolcuları önceleri buna aldırış etmediler, Kalli diğerlerinden farklı olup taviz vermeyince Hakan, Lincoln, Hasan ve Ümit Karan ruhsal sıkıntıya düştüler. (Biz bu kulübe çok şey verdik, biz ne dersek o olur dediler)

Hepsinin olmadığı maçlarda da, takım aynı başarıyı gösterince gördüler ki onlar olmasa da oluyor. Yani sistemin gücü bireysel egemenliği yeniyor. Etkinlik gücünü kaybettiklerini anlayınca hepsinin moralleri bozuldu ne yapacaklarını şaşırdılar. Bu nedenden gitmeyi planlıyorlar ve alenen açıklıyorlar. Ama Galatasaray’dan ayrılmak öyle kolay değil. Kulüplerini çok da seviyorlar ve kendilerine çıkmaz sokakta buluverdiler.

Dördününde bu sendromdan kurtulmaları için yürümekte oldukları yanlış yoldan bir an önce dönmeleri ve doğru yolu bulmaları gerekiyor.

Galatasaray, tüm şahısların üzerinde bir kurum olduğundan onu bireysel eylemlerle istedikleri yere çekemeyecekleri için, kendilerini onun sistemine uydurmaları gerekiyor. Eğer Galatasaraydan giderlerse kulüplerini çok ararlar. Galatasaray onları aramaz. Yerlerine yenilerini bulurlar ve hepsini unuturlar. Yol yakınken girdikleri bu sendromdan çıkmalılar. Camia insanlarının kalplerindeki yerlerini kaybetmemeliler. O yer parayla satın alınamaz. Bir defa kaybedilirse, bir daha da kazanılamaz.

http://www.aksam.com.tr/yazar.asp?a=100 ... 05.12.2007

Icimden gecenleri yazmis, yazara katiliyorum.

Posted: Thu Dec 06, 2007 1:29 pm
by Davut Gerçekcioğlu
Feldkampın gelişiyle takımın diri bir futbol oynayacağını düşünüyordum ama görüyorum ki takım perşembe pazar maç yaptığı haftalarda kondüsyon eksikliği çekiyor. zico gibi samabacı bir hocanın takımı alman kallinin takımından daha diri top oynuyor, bu garip bir çelişki değilmi??

Posted: Thu Dec 06, 2007 3:05 pm
by Ali Gursel
Murat Biricik wrote:
Bu sene UEFA kupasını kazanma şansımız bu maçı kazanma şansımızın 5 katı falan diye tahmin ediyorum. Belki tek forvet, çift ön libero falan çıkıp ilk yarı gol yemeden bitirebilirsek beraberlik falan olur. Lincoln, Linderoth ve formda iken Ayhan'ı bu kadar uzun kaybetmek cidden kötü.
Bence cok fazla karamsarsınız. GS 6-0 ve 4-0 yenildigi maclarda oyundan koptu, bir dizi hatalar zinciri hem saha icinde hem teknik heyetin mudahalesinde yasandı. Diger maclarda GS ın gercekten futbol sansı pek yanında degildi. UEFA kupasını kazanma sansımızın bu macı kazanma sansımızın 5 katı oldugu yorumu ile bence takıma ciddi haksızlık yapılıyor.
Sevgili Murat, ben de yedi senedir bizi sahasında her maçta yenen bir takımın aldığı sonuçlara bakıp bunu hatalar zinciri, şans vs. gibi şeylere bağlamayı ciddi haksızlık diye görüyorum. Açıkçası bana "GS tesadüfen UEFA" kazandı söylemini hatırlatıyor.

Kimse kimseyi yedi kere üstüste (sahasındaki lig maçlarına bakıyorum) şansa ya da teknik heyeti hata yaptı diye yenmez. Bir-iki tane şanssız günün olur, bir maç hocan formsuz olur (FB'nin hocaları hep iyi mi oluyorlar GS maçlarında?) ama 7 kere olmaz.

GS'ın bu konuda haklı olarak kullanabileceği bence mantıklı tek argüman ŞŞ'da o maçlarda yaşanan ve GS'a yönelik tribün terörüdür. Kafası kanayan teknik adamlar, ses bombaları, korner atılamayan koşeler, ensede patlayan yumurtalar, taraftarın üstüne atılan sidik torbaları diye saymakla bitmez. GS bu konuda haklı idi, hatta bence "bu futbol değil, idari amirler işini yapmıyor, FB yönetimi de bu tribün terörüne göz yumuyor, biz bu işler düzelene kadar ŞŞ'da yokuz artık, hükmen mi yenik sayılacağız, ceza mı alacağız, ne yapılacaksa yapılsın ama biz yokuz" deyip maça çıkmayacak kadar haklıydı.

Ama bunu yapmak yönetici dirayeti ister, sadece fair play değil, hakkın yendiği zaman yeter deme yeteneği ister. Biz ne yaptık, hiç bir şey, seyirci de üstüne ot dikti aynı terörü yaratmaya çalışarak (baktılar teröre ciddi ceza yok, bizim taraftan da tepki yok), ne oldu, haklı olduğumuz yerde rezil olduk, şimdi anlat bakalım geçen seneki olayların üstüne bize ŞŞ'da şunu bunu yaptılar diye, dinleyen bulabilirsen.

GS kötü yönetiliyor diyenler sırf Ribery kaçtı diye demiyor bunu.

Ama FB GS maçlarına çok iyi motive oluyor, iyi motive oldukları maçlarda da bu sezon genelde epey başarılılar. Ben o yüzden çok ümitsizim. Lincoln, Linderoth ve Ayhan oynasalar görüşüm farklı olurdu. Ama onlar kadroda yok, rakibin 4 devre oynadığı İnter gibi bir takım (evet eksikti, asları olmadığından Zlatan İbrohimoviç falan oynadılar yedekten) ile üç devre başabaş oynamış hatta daha iyi oynamış, sen Sion'dan Helsinborgs'a tarifeyi üçten açıyorsun, sonra bizim kazanma şansımız neredeyse yok denince bizim takıma haksızlık.

Kazanma şansımız neredeyse yok denecek kadar az. Ama kazanmak lazım da değil, Ankaraspor, Büyükşehir Belediye gibi takımlara saçma sapan puanlar vermezsen FB'yi yenmeye gerek olmaz. GS'ın amacı ve takıntısı FB'yi yenmek değil (karşı taraf için bugüne kadar öyleydi, Avrupa'da biraz tur atlayıp başarılı olsalar onlar için de değişir iş) şampiyon olup Avrupa'da başarılı olmak amaçlarımız. 1999-2000 sezonunda FB ile kaç maç yaptık, kaçını kazandık, hatırlayıp umurunda olan kaç kişi? Ben başka şeyler hatırlıyorum ama o sezondan.

Ali

Posted: Thu Dec 06, 2007 3:24 pm
by Tan Erten
Bugun gelen haberler, yani Lincoln ve Linderoth'un oynamayacak olmasi, isiginda ilk 11'i değiştirmek zorunda kalıyorum:


xxxxxxxxxxxx Orkun xxxxxxxxxxxxx
Ugur xxx Song xxx Servet xxx Volkan
xxxxxxxxxxxM.Topalxxxxxxxxxxxxxx
xxx Sabri xx Barisxxxxx xxxH.Baltaxx
xxxxxxxxxxxxxArdaxxxxxxxxxxxxxxx
xxxxxxxxxxxx Nonda xxxxxxxxxxxxx

Dogrusunu soylemek gerekir ki, yilin en zorlu deplasmanina Lincoln ve Linderoth gibi iki cok onemli oyuncusuz cikmak zor olacaktir. Ayhan'i da unutmayalim. Alex'i adam markajiyla kontrol altina alip, sinirlenmeden oynarsak bu macta sansimiz olur.

Ama herseyden onemlisi adil sekilde yonetilen, kavgasiz, gurultusuz bir mac olsun.

Posted: Thu Dec 06, 2007 5:23 pm
by Savas Macun
FB kagit ustunde agir basiyor.Bu mac sonucta bir Derbi ve ben bir GS-FB maci bilirim ki (Johnson DK.86) GS taraftarlari basket potasi ile gelmisti maca.GS bir torba dolusu gol kacirip-hele Sergen-sonra Johnson yaradana siginip vurdugu bir olu top ona buna carpip gol olmustu da cildirmistik.(bu arada deplasmanda herhalde TR tarihinde acilan en buyuk FB bayragi vardi, tek bir kafa gozukmuyordu kapalida).

Bu yuzden ahmet,mehmet hava civa, macin havasina giren iyi konsantre olan her iki formadan biri agir basarsa teknik-taktik ise yaramayabilir.Ezeli rekabetin felsefesi de budur zaten.

Stresli olmasi gereken FB'dir cunku 7 puan geriye dusebilecegi gibi bir beraberlik dahi ikili averajda dezavantaj olabilir.Ancak FB ve Zico bu tarz maclari cok sogukkanli oynuyor buna ilaveten cok kuvvetli ve yaratici bir orta sahasi var.Gobek ozellikle Edu saatli bomba.RC ve Gokhan arkayi da bos birakiyor.Deniz-Aurelio ikilisi oynarsa orta sahada avantaj saglar FB.

Golcu problemi her iki takimda da var ama ne olursa olsun Nonda-Umit ve Hakan'in tecrubesi yadsinamaz.

Benim icin CSKA maci cok onemli, bu yuzden gereksiz yere guclerini bu maca harcamalarindan yana degilim.Bu sene CL'de ilerlemek ana hedef olmali.Bu maclarin telafisi olur ama Carsamba'nin olmaz.Hos UEFA'da cok daha fazla sansi oldugunu dusunuyorum FB'nin ama CL arenasi da bir baska.

Hak eden kazansin.

Selamlar
Savas