forum.cimbom.org

2:1 oldu

makukula korner canavari 2-1 Bir bize bir kendilerine

http://www.justin.tv/gozgoztv

Görüntü nefis. Ama çok duraksıyor. Dün akşam harikaydı.

Takım pek iyi oynamıyor. Çok istekli ama yetmiyor. Attığımız goller biraz garip Şanslı ve iştahlı bir takım var sahada...

Keita'yi ve o kanati biraz daha kullanabilsek iyi olacakti. kendisine pas gelmedi ama Keita o tarafi dagma edebilir. Ne Sabri nede baska birisi o kulvara guzel derinleme paslar atamadi.

Hos Kayseri o kanata bayaga adam yerlestirmis ama seri paslarla acabiliriz o kanati.

Ikinci yarida Elano girecek gibi. Bakalim onun paslari oyun kuruculugu nasil?

ELANOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOO

Maçtaki tek güzel şey bu gol

Doksana sol ayakla bir ampul takti Elano, disari taraf falso alip doksana dondu!

Gecenin ikinci güzel harekti

BAROŞŞŞ...

Guzel skor, oyun söyle böyle. Takimin dusus ani endise verici oluyor mac icinde, kötu durumlarda sahlanir mi bilmiyorum. Saglam rakiplere karsi bu kadar cömert davranmasinlar, ne olur ne olmaz. Ilerde Baros bence cok yanliz kalmasina ragmen gayretliydi...ve iki gole imza atti. Arda bugun harika oynadi, 90 dakika...ama takim, bilhassa defans cok savurgan oynadi. Aydin son hareketi yapabilmeli yoksa takimda kalici olmaz. Bugun gununde degildi.

Keita 2. yari cikmasi supriz degildi, cunku takima birseyler verecek halde degildi bugun. Frank'i tekrik etmek isterim bu hususta. Oyuncu degisiklikleri yerinde, zamanlamasi fena degildi. Ugur'un girmesine cok sevindim. Takimda ne yaptigini en iyi bilenler arasinda. Futbolu gerektigi gibi oynuyor.

Ayhan'i geciyorum...ciktiginda 7km kostugunu gördum...az degil mi sizce, bence az....neyse. Mustafa Sarp yerine isinmis, ve cok iyi top kapiyor ve dagitiyor, tek top adami. Bu yuzden kendisini begeni ile izlemekteyim. Mehmet'im 2. yari girdi takimda bir kipirdanma, rakip takimin ataklarinda bir dusus sezdim...onu cok seviyorum diye söylemiyorum....belki biraz daha erken girebilirdi.

Ayrica bu takimda Emre Gungör'u görmek istiyorum. Gökhan, Servet, Emre ler rotasyonu görmek isterdim. Frank korkmasin cunku 4 u de iyi kalipli oyuncular. Emre G'ye yazik olacak, cunku gercekten cok inandigim bir oyuncu. Frank yap bu iyiligi.

Mücadele, hırs, iştah tamam. Ama hala eksikler olduğu belli. Ligin 3. maçı, aylardan ağustos. Bunlar normal. Forma girmek için hala süreleri var. Şanslı olduğumuzda bir gerçek. İnşallah böyle devam eder. Bu maçları kaybetmenin psikolojik etkisi forma girmeyide geciktirecektir. Kazanan takım daha iyi oynamaya başlıyor kazandıkça. Meselenin psikolojik yönü hayli önemli. O açıdan iyi gidiyoruz.

Çok iyi oyuncular var ve oyun içinde zaman zaman etkinlik göstermeleri skoru lehimize çevirmeye yetiyor. Ama öndeki oyuncular arasında tam bir uyum yok henüz. Ona da henüz vakit var. Bu form grafiği böyle gittiği sürece sorun yaşanmaz.

Balta sakatlanıp çıktı. İnşallah durumu ciddi değildir.

Sarp çok sağlam oynuyor. Kendisini ve onu getirenleri tebrik ederim. Sabri dahil hemen herkes iyi oynuyor aslında ama aralarında kopukluk var. Bir gün uyum sorununu aşmış bir takım olabilirlerse memleket futbol izlemeye başlayacak demektir...

Macin oyuncusu bence Arda. Inanilmaz toplar dagitti, paslar atti, oyunu organize etti.

Kayseri takimini ilk yari begendim, dise dis mucadele ortaya koydular. GS takim olarak gectigmiz Persembe gunu Neskeens in verdigi demecteki oyunu oynamaga calisiyor. Kisa paslar, cross paslar, mumkun oldugunca cabuk hucum, topu rakibe kaptirdigimizda organize olabilme. GS in oyununda gozle gorulur bir ilerleme oldugu asikar.

Basin yine eveleyip geveliyecektir. Efendim erken form tuttular, bu tempoda devamlilik cok zor, daha beklemek lazim, vs vs. Mac basina ucun uzerinde gol ortalamasi ile oynuyoruz. Ankaraspor dan uc puan alip Milli mac arasina girelim ve hesabi kitabi yapalim.

GS da yeni teknik kadro, yeni oyuncular ve yeni bir sistem uygulaniyor. Rijkaard in gelisi neredeyse iki ay, oyuncularin gelisi bilemediniz bir ay oldu. Yeni duzenin bu kadar cabuk ozumsenip islevsellik kazandigi, uretkenligin ve verimliligin bu kadar kisa surede belli bir seviyeye ulastigi bir donem hatirlamiyorum (Genelde bu zamanlarda yeni gelen TD, teknik heyet ve oyuncularin uyum sorunu konusulurdu. Bugun gelinen noktada takimin sistemi ve oyun felsefesi konusuluyor).

Elestiriye yer vermeyecek kadar iyi gidiyor isler. Geriye yapacak tek sey kaliyor, Rijkaard ve Neeskens'in elinde her gecen gun takimin daha da iyiye gidisini izleyip zevk almak. Bunun layigiyla yapildigindan supheliyim cunku tribunlerde pek cok bosluk vardi. Ne yasadigimizi cok iyi analiz etmemiz lazim, Rijkaard ve Neeskens'ten takim sporlarinda nasil basarili olunacagi hakkinda ogrenilecek cok sey var.
Dilerim GS'nin yasamaya basladigi bu degisim ileride Turk sporuna da olumlu yonde etki eder.
Atletizm sampiyonasinda tek madalya alan sporcumuzun alti ayda Turk yapilmis olan bir Guney Afrikali olmadigi, spor gazetecilerinin sporla alakasiz sorulariyla teknik adamlarin canini sikmadigi gunleri de yakinda goruruz umarim.

Rijkaard'ın oyunculara yönelik politikası, "oynatarak kazanmak" olarak özetlenebilir.
Baros iyi niyetli, çalışıyor, aralara koşular yapıyor, fakat ayağına top geldi mi ayakta durmayı bile beceremiyor... Sarhoş gibi, üflesen yıkılacak durumda.
Rijkaard, oynatarak kazanmayı düşünüyor onu.
Ben bu fikre pek katılmam doğrusu.
Önce futbolcunun fiziksel ya da psikolojik eksikliklerini gidermek gerekli. Baros'da bu açıdan sıkıntılar olduğu her halinden belli oluyor.
Sezona iyi başlayan Nonda'yı kulübede paslandırmak niye?
Hoca rotasyona önem veriyor. Güzel... O halde Nonda da formanın yüzünü görsün lütfen.
Hakeza Aydın... Enerjisi, kanat bindirmeleri, bir türlü efektif bir hale gelemiyor. Oyun vizyonu çok düşük.
Ne demek oyun vizyonu? Topu ayağına aldığı anda en yakın arkadaşına mı veriyor, geri geri mi sürüyor, bireysel mi oynuyor? Keita'nın takıma katkısı 5 birim ise, Arda 3 birim, Aydın 1 birim.
Arda'nın da bireysel oynamayı bırakması gerekli. Oyunu açmalı, takımı ileriye itmeli.
Aydın ve Sabri... Sabredilmemesi gereken oyuncular bunlar. Oyun zekaları, oyun vizyonları, yaratıcılıkları düşük oyuncular.
Oynatarak kazanmayı düşünen hocamız Keita'ya değil Aydın'a kement atsaydı çok daha olumlu etkilerdi takımı.
En önemli sorunlarımızdan biri ise... Orta sahada yapılan top kayıpları sonrası savunmamızın kontratağa yakalanırken pozisyon almayı bilmemesi.
Bu sıkıntı umarım giderilir.
Takımımızın iştahı, fizik gücü harika... Rakip yarı alana yığdık mı tam boğuyoruz.
Skibbe efendi zamanında ne iştah vardı ne fizik güç.
Kayıp geçen o yıla gel de yanma...
Ayhan ve Mustafa Sarp çalışkanlıklarıyla öne çıktılar.
Keita takımın bir numaralı yıldızı şu anda... Onun geniş oyun vizyonu, geri kalan herkesi fersah fersah geride bırakır.
Son olarak hakem kararlarına değineyim...
Atılan ilk golümüz... Baros vururken kaleci topa iki eliyle tam hakim değildi. Bence nizami.
Atılan ikinci golümüz öncesi aut-korner tartışmasında ise kale arkası kamerası bariz bir şekilde topun en son Kayserili oyuncuya çarptığını gösteriyor. Hakem yorumcuları ilginç bir şekilde görüntüyü görmezlikten gelerek auta hükmettiler.
Bir de, Baros'un kendini yere bırakarak penaltı istediği pozisyonlar var... Hem ayakta duramayacak kadar fizik gücü düşük, hem de kötü niyetli, "bana dokunsunlar da kendimi yere atayım" diyor. Galatasaray'a yakışmıyor bu hali...

Macin canli yayinini seyredemedim bugunu esime ayirmistim ama eve geldikten sonra macin tekrarini seyrettim.

GS gun gectikce dahada gelisiyor taktiksel anlamda... kisaca begendiklerimi ve begenmediklerimi yazayim...

Begendiklerim...
- Elano'nun golu - WOW!!!
- 4. golde Arda'nin cizgiye inisi ve topu geriye cikarisi - Arda'nin bunu yapmasina alistik diye goz ardi edemeyiz - her seferinde bir bravo demek lazim
- Arda'nin macin genelinde oyunu kontrolu altina almasi ve pas dagitimi
- Elano'nun oyuna girdikten sonra arkadaslarina pek tanimamasina ragmen oyunun devamli cinde olusu ve verdigi orta mesafeli milimetrik paslar
- Sag tarafta ilk yarida Keita-Sabri uyumu... gun gectikce bu uyum artiyor... Sabri bana gore bu macin en iyilerinden...
- Mustafa Sarp'in taktik anlayisindaki ilerleme - bugun sadece topsuz oyunda yer tutma olarak degil, topla oyunda da verdi - kendine guveni artiyor, ayagindaki topa bombaymis gibi davranmadi bu macta.
- Servet'in Gokhan'in kademesine girisi - ve GS'in bunalmaya baslamak uzere oldugu anlarda Servet ve Gokhan'in takimi ileri itisi ve karsi takima daha onde basma olanagi olusturmasi.
- Balta'nin yerine oyuna giren Ugur'un 10 yildir solbek oynuyormus gibi orada gorevini layiki ile yapmasi.
- Leo'nun gerektigi zamanlarda supuruculuk gorevini Taffarel gibi yapmasi...
- Kayseri'deki Makakula - fizigini iyi kullanan bir oyuncu - fiziki olarak Servet'i zor durumlara dusuren cok az oyuncu gordum. TR ligi cok iyi bir forvet. Yanlis anlasilmasin GS'a istemem ama TR liginde Kayeseri pozisyonundaki bir takim icin iyi transfer.

Begenmediklerim...
- Kayseri'nin kasaplari ve onlara canak tutan hakem... Cangele denen hergelenin maci bir sari kartla bitirmis olmasi Turk hakemliginin yuz karasidir Buna Bilal Aziz, Olembe, Savas gibileri de ekleyebilirsiniz.
- Balta'nin sakatlanip cikmasi - umarim ciddi bir sey yoktur - ikinci yarida yedeklerle birlikte oturup Orkun ile sakalasirken gordum.
- Kornerden yine gol yemis olmamiz. Tallinn macindan sonra GSTV'de yapilan roportajlarda Zan ofansif olarak kornerleri bolca calistiklarini ama ayni oranda defansif calima yapmadiklarini soyledi - buna biraz daha vakit ayirsalar iyi ederler bence... Rijkaard'da herhalde adam tutmak kadar basit bir fundemental'in GS'in A takim ve milli takim seviyesindeki oyuncular icin calismasi olmaz diye dusunuyor olabilir ama gun gectikce bizimkilerin fundemental eksikliklerini anlayacak.
- Bozuk plak gibi tekrarliyorum ama defansin ortasinin - ozellikle Zan'in - pozisyonlarda agir kalmasi. Servet bile ondan daha hizli oldugu icin birkac defa Zan'in kademesine girdi.
- Son olarak - takimin en kotusu bugun Baros'tu... iki gol atmasina ragmen gununde olsa hat trick'i birakin 4 atabilirdi bugun. Penalti'da itirazi - ozelliklede Tallinn macinda cok daha az barizi verilmisken - hakli olasada itiraz bicimi yine sari kartlikti. Ama bugun Lincoln'luk te yapti Baros... fiziksel omuz omuza mucadelelerde ayakta kalamadi... kendini kolayca birakip sonra hemen hakeme el acti... lafim kacirdigi gollere degil - her forvet gol kacirir ama gucsuz kalip sonra hakeme donmek yanlis.

Bir mac yorumu

Anadolu takımları 3 büyüklere kaybettiklerinde klişeleşmiş bir savunması vardır teknik adamların: “Çok iyi hazırlandık, koştuk, çok mücadele ettik ama rakibin kaliteli ayaklarına çare bulamadık”... Geçen hafta Denizli-G.Saray maçının devre arasında oyuncuların koşu mesafelerini inceledim, ilk 45 dakikada 30’luk Kewell, bütün Denizlililerden daha fazla koşmuştu!

Bu hafta karşılıklı oynayan Keita ve G.Emreciksin’i takip ettim; Gökhan hücum ederken Keita onunla geriye dönüyor, ama Keita hücuma çıktığında Gökhan dönmüyor! Aynı şey diğer çizgi oyuncusu Cangele için de geçerli (Zaten Arjantinli oyuncu adam karşılamayı da beceremiyor, denediğinde de kartlık hareketler yapıyor). O zaman “Biz çok çalıştık, çok koştuk” ezberini değiştirip, başka planlar koymanız lazım sahaya...

Kayseri’nin ortaya koyduğu plansa genelde şu: Suleymanou, elle ayakla topları çok hızlı bir biçimde ileri vuracak, Makukula da bunları indirip saklayıp, takımına zaman kazandırıp hücumda çoğalmalarını sağlayacak. Bu plan belki lig boyunca birçok Anadolu takımına karşı iş görecek, Kayseri attığı 1 golden fazlasını genelde yemediği için bir sürü de 3 puan kazanacak bu sayede...

Ama G.Saray’a karşı 1 gol atıp kazanmanız mümkün olmuyor pek.
Hollanda’da ve Barcelona’da rakip ayırmaksızın kendi alternatiflerini sahnelemeye çok alışık olan Rijkaard, G.Saray’da da “set seçenekleri”ni artırdığı bir maç daha oynadı Ali Sami Yen’de... Levadia önünde 10 dakika oyun kurucu Arda, sol açık Kewell’la oynadı. Sonra 20 dakikayı oyun kurucu Elano, sol açık Arda, santrfor Kewell’la geçirdi.

Dün gece bu kez Elano’yu sol açığa koydu, zaman zaman Arda’yla pozisyonlarını değiştirerek oynamalarını istedi. Uğur’u sol bekte kullandı, kötü günündeki Aydın’a belki hiçbir yerli hocanın vermeyeceği 90 dakikayı verdi, geri ödeme gününün geleceğine inanarak.
Rijkaard (ve Neeskens), inandıklarına oyuncularını da inandırabilirse, çok daha heyecan verici günler bekliyor Galatasaray’ı...

Benim yorumum ise Taffarelce COG GUSEL

Adamim Mustafa SARP her gecen gun daha iyiye gidiyor. Cok mutluyum

Mert Tokman wrote: GS gun gectikce dahada gelisiyor taktiksel anlamda... kisaca begendiklerimi ve begenmediklerimi yazayim...
...
...

Gökhan Zan dışında her noktaya eksiksiz katılıyorum. Maçı stadda izlediğim içindir belki, dikkatle takip ettiğim 2-3 adamdan biriydi. Servet Makakula ile daha çok adam adama stoper tarzı oynarken, Gökhan biraz daha süpürücü görevdeydi, ve görevini nerdeyse eksiksiz yaptı. Tek hatası bazen şişirme uzun top oynaması.

İstanbul'da olmadığım için çok üzülüyorum, çünkü yıllardır ilk kez çıplak gözle heyecanla izlenen bir takım oluşmuş. Çok etkili oynamamamıza rağmen, eski orta sahanın statik oyunundan eser yok. 4-3-3 lafının aslında ne kadar hikaye olduğunu gördüm. Orta üçlü sürekli yer değiştiriyor. Arda daha serbest oynar gibi gözüküyor, o yüzden orta 3'lü zaman zaman 2-1 şeklinde, hatta zaman zaman 1-1-1 şeklinde boylamasına dağılıyor sahaya. Mustafa Sarp sağda, Ayhan solda başlıyor, Mustafa daha çok geriye yardım ederken, Ayhan ise, Arda'nın da daha çok sola kaymasından ötürü sol kanatta zaman zaman 4'lü hücum organizasyonları gelişmesine yardımcı oluyor. Bir de ayağında o kadar top tutmasa... Sağ kanatta iki çok hızlı hücum tabanlı oyuncu (Sabri&Keita) olduğu için sanırım, o kanada sol taraf kadar yardım gelmiyor. Takım hücumda 4-2-3-1, 3-3-3-1, 2-4-1-2-1, savunmada ise 4-4-1-1, hatta 5-4-1 gibi formasyonlar alıyor, ve sonlarda özellikle gördüğüm kadarıyla baros ve biraz elano dışında tüm takım topun gerisinde kalıyor. Bu taktikte Aydın, Keita gibi hızlı oyuncular önem kazanıyor, şemsiye açılması modelinde... O yüzden Rijkaard sanırım Aydın'ın üzerinde bu kadar çok duruyor, ama o da hala çok savruk.

Elano'nun golü estetik olarak çok güzeldi, ancak teknik olarak ancak 3-4 futbolcunun yapabileceği bir vuruştu. Kendisine doğru seken topa havadayken yere paralel şekilde öyle vurup o mesafeden atılmış bir gol hiç hatırlamıyorum. Maraton'da Hagi'nin vuruşlarına benziyor dediler ama hiç mi hiç alakası yoktu. Golden sonra ağzım 2 dakika açık kaldı.

Mustafa Sarp'ın koşularını, defansa yardımlarını izlemek çok hoşuma gitti. Pas yüzdesini az daha yükseltse mükemmel olacak. Topal'la beraber oynasalar belki Servet ve Gökhan'ın işi daha da kolaylaşabilir.