Page 2 of 2
Re: 26. hafta: Galatasaray-Fenerbahçe 1-2 (Kazim)
Posted: Sat Mar 19, 2011 12:21 am
by Salih Bora
Maçın özeti: Alex, Hagi'yi yendi.
Alex tek başına bir takım. En umulmadık anda 1 gol 1 asist yapıyor. Fenerbahçe onun heykelini dikmeli.
Galatasaray'ın heykeli dikilesi efsanesi Hagi ise teknik direktörlük kariyerinde beklenen performansı gösteremiyor ve kendi ismine zarar veriyor.
Hagi'nin oyuncu değişiklikleri takım için tam bir sabotaj olmaya başladı.
İkinci yarıya başlarken orta sahasından adam eksiltmiş F.Bahçe'ye karşı orta saha üstünlüğünü ele geçiririz derken, tam tersi oldu. Orta saha Fener'in oldu.
Stancu-Culio-Yekta üçlüsü hücumda verimli olamadılar. Saha içinde yer değiştirerek oynuyorlar. Takımda kimin nerede oynadığı belli değil. Kimsenin sabit bir yeri yok.
Çalışılmış hücum organizasyonu yok. Kanatlar yok, göbekten atak yok.
Yok yok yok...
Bütün bunların üstüne Hagi'den sabotaj gibi değişiklikler... Sprinter Pino'yu sokması gerekirken önce ruhunu teslim etmiş durumdaki Sümüklü'yü, ardından kafasında futbolu bitirmiş Kewell'ı soktu.
İkinci yarıda Fenerbahçe topa hakim oldu, G.Saray defansı takım halinde geriye çekildi. Pres yapılmadı. Fener'e "Gel bize gol at" denildi.
Alex bu teklifi reddetmedi.
Re: 26. hafta: Galatasaray-Fenerbahçe 1-2 (Kazim)
Posted: Sat Mar 19, 2011 12:32 am
by Cengiz Akgun
Hagi konustu "Yaba daba du."
Re: 26. hafta: Galatasaray-Fenerbahçe 1-2 (Kazim)
Posted: Sat Mar 19, 2011 12:38 am
by Salih Bora
Bu arada Volkan yine çapsızlığını gösterdi.
Geçen sene Ali Sami Yen'de kıçıyla top istop etmişti. Bu sene de son dakikada Cana'nın auta giden şutuna takla atarak uzandı.
Bu tür adamları susturmanın yolu, gol atmaktır. Kafasına içki şişesi atmak değil.
Tribünden bir büyük votka şişesi, bir de 70'lik Yeni Rakı atıldı. İkisi de boştu.
İki ihtimal var: Dışarıda demlenip sonra boş şişeyi donlarında saklayarak içeri soktular. Bu zayıf ihtimal. Çünkü koca şişeyi vücudunun herhangi bir yerine sokarak kamufle edecek adam tanımıyorum.
İkinci ihtimal, localardan attılar. Bildiğim kadarıyla orada içki servisi yapılıyor. Bazıları şişenin dibini gördükten sonra Volkan'ın veya Lugano'nun kafasında kırayım dediler.
O şişe onların kafasına gelseydi ne olurdu? Maç yarıda kalırdı, 3-0 Fener lehine tescil edilirdi. Arena en az 3 maç kapanırdı.
Tribündeki adam'ın bunları düşünecek beyni yok.
Re: 26. hafta: Galatasaray-Fenerbahçe 1-2 (Kazim)
Posted: Sat Mar 19, 2011 12:56 am
by Efe Tuncel
Eger futbolculuk lisansi iptal edilmediyse, su macta Hagi'nin yapabilecegi en ufak bir sey yoktu.
Hakan Balta denen it oglu it bu takimda forma giydigi surece 1 daha Galatasaray'i hic bir sekilde desteklemeyecegim. Omrumden yedi artik. Hadi yeteneksiz ve vurdumduymaz oldugundan Gokhan'a actirdigin ortayi biraz olsun kendime izah edebiliyorum. Ustune gelen topa kafa vurmamanin izahi ne kopek herif.
Firat Aydinus diger it de nasil calisti ama masallah. Macin basindan sonuna agzimiza sicti.
2 Stoperimizi daha ilk yarida faul dahi yapmamislarken sariladi.
Alex'e ve Niang'a temasta bulunmak dahi faul sebebi oldu.
Ilk yarida Alex'in ortasi ile Semih'in gol attigi yerden bizim bir faul kullanma pozisyonumuz oldu. Top iceriye ortalandiginda Neill faul yapti diye kornerimizi vermedi, sinirden gotumle guldum artik.
Ozer Hurmaci kafa tokusturdu, sari kart. Halbuki yanimdaki Fenerliler bile atilacak kesin diye bekliyordu.
Baros'a sari verdigi pozisyonda hic bir sey yoktu. Mis gibi golumuzu yedi.
Roberto Carlos'un 1 metre ofsaytta oldugunda vermeyen it gitti Servet'in milimetrik ofsaytini yakaladi. Yersen.
Baros'u her pozisyonda tekme tokat dovduler. Baros'un aleyhine faul vardi kararina vardi.
Adnan Baskan purosunu yakip soyle bir zevkle tutturmustur artik. Takimin anasini belledi, insanlari hem futboldan hem de Galatasaray'dan soguttu. Galatasaray yarin Messi'yi getirse dahi 3 sene psikolojik olarak kendine gelemez artik.
Re: 26. hafta: Galatasaray-Fenerbahçe 1-2 (Kazim)
Posted: Sat Mar 19, 2011 1:05 am
by Salih Bora
“İki kelimeyle; futbol bu. Maalesef 1-0 öndeyken tüm takım istekli arzulu oynadı, her şeyi yaptılar, maçın tamamını kontrol altında tuttuk tempoyu kontrolde tuttuk, rakip herhangi bir pozisyon bulamadı ama 2 gol pozisyonda gol yedik. Yazık, oyuncuların emeğine yazık”
Maçı bu şekilde yorumlayan bir teknik direktörün bu şekilde akıllara ziyan oyuncu değişiklikleri yapması normal.
Sahada oynanan maçı okuyamıyor, doğru teşhis koyamıyor. Böyle olunca da saçma sapan değişikliklere gidiyor.
Hagi'nin en büyük problemi bu.
Asla tutucu ve değişime kapalı bir antrenör tipi değil. Bu yönüyle Rijkaard'ın tam aksi bir karakter portresi çiziyor. Rijkaard'ın "total futbol" adı altında 1,5 yıl boyunca oynattığı ne idüğü belirsiz futbolu biliyoruz. Hagi ise yeni arayışlara giriyor, devamlı yeni şeyler deniyor.
Fakat biraz fazla deniyor sanki.
Tabii kadronun feci derecede kalitesiz olması onun bu bitmeyen denemelerinde bir etken. Ama yine de takım dizilişinde ve 11'inde bir istikrar yakalanması gerekiyor.
Stancu'nun ve Culio'un kanatlara yakın olmaması gerekiyor.
Sağ kanadımızda Kazım var. Kanat oyuncusu. Solumuzda ise kanat oyuncusu yok. Hakan Balta'nun halini zaten biliyoruz. Israrla Insua'ya şans vermiyor. Çağlar'ın yokluğunda Insua şans bulamaz mıydı? Herhalde maç eksiği var diye oynatmadı. Ama yedek bekleyen oyuncunu hazır tutamıyorsan bu da senin sorunun.
Bugünkü maçta Cana'nın ön liberoda olması doğruydu. Orta sahada yırtıcı ve dinamik bir yapı gerekiyordu. İlk yarıda bunu sağladık.
Fakat son 10 maçlık süreçte Cana'nın da yeri diğer pek çok oyuncu gibi değişti. Kaldı ki maç içinde de oyuncular habire yer değiştiriyorlar.
Bizim oyuncular saha içinde dön baba dönüyorlar. Bir orada bir burada...
Üstelik maç 1-1'e geldikte sonra soğukkanlı oynayan FB, panik havasına giren ise GS oldu.
Re: 26. hafta: Galatasaray-Fenerbahçe 1-2 (Kazim)
Posted: Sat Mar 19, 2011 4:10 am
by Kemal Bakircioglu
Bu yenilgiden dolayi oyunculara kizamiyorum.
Hakkettikleri bir baska macida yenilgi ile bitirdiler.
Kotu oyuncular veya zayif halkadan aklima gelen Hakan Balta, Hakan Balta, Hakan Balta. Galatasaray'da en kotu sezonunu yasiyor ve caresine bakamiyoruz. Bu sene cok canimizi yakti. Hep kritik gollerde pozisyonun icinde, pardon icinde degil , etkisiz.
Macin hakemi yine kotu yonetim gosterdi. Uc hafta once Istanbulspor macinin hakemi. Oyun icinde hirsli oyunayana degil, yerde yatana prim tanidi. Yerde yatan Fenerdi ve bu isten karli ciktilar. Hakem durmadan oyunu stabile etmek icin duduk caldi. Ilk golu atan Kazim'a sari kart niye cikar. Ben zannettim orta parmak gosterdi, sortunu indirdi, kufur etti. Golu atan oyuncu karsi ekibe baski kuruyor, arkasinda 50 bin seyirci var, ezmek istiyor ve hakem diyorki ayip oldu misafir takima al sana sari kart, bundan sonra agresif gormeyeyim seni, golunu atarken sakin ol.
Peki Niang'a , Alex'e tam ceza alaninin onunde verilen fauller neydi. Kagittan oyuncular mi bunlar. Ozer'i niye mac icinde atamadi. Yine hakemin Baros'a verilen faulu ve sonu gol olan pozisyon neydi. Mac olacak 2-0. Bariz bir defans oyuncusunun hatasi ve kaptirinca yere atmasi. Penalti vermeden, adam atmadan, saga sola dokunmadan, cok bariz olmayan kararlara kafa yormadan, mac yonetmek istedi ama macida cevirdi.
Bu senen hakemlerin etkiledigi bu 10.cu mac. 30 puanda aldigimiz sayi 2 dir. Tamam takimin direnci 80ni gecmiyor, peki bu hakemlerin caresizligi, basiretsizligi niye bizim durmadan alehimize. Gazinantep macinda alehimize verilmesi gereken penalti disinda bu sene hangi hakem karari lehimize yanlis verildi , ama alehimize verilen maclar onlarca. Bu sene yonetimin caresizligi sirf Adnan Sezgin, o , bu , su oyuncu kadar takimi bu kadar sahada ezdirmesidir, yine alacagimiz maci alamadik, yazik oldu.
Re: 26. hafta: Galatasaray-Fenerbahçe 1-2 (Kazim)
Posted: Sat Mar 19, 2011 10:53 am
by Serkan Yalcin
Dün maçı izlemedim çünkü bu stresi kaldıramıyorum artık.70.dk.da şöyle bir göz ucuyla bakıyım dedim kazım ve stancu çıkmış arda kewell girmiş.onu görünce içimden bu maç gitti dedim.ve gitti. savaşan iki iyi oyuncu çıkarıp iki tane sezon sonu gelsede yeni takımlarımıza gitsek havasındaki oyuncuları alıyorsun.bunun böyle olacağını ben bile tahmin edebiliyorken hagi nasıl göremiyor hayret ediyorum.pino nasıl hiç oynamaz hayret ediyorum.ve dün akşamdan sonra şunu gördümki galatasaraydaki sorun iyi oynatılamaması.birkaç futbolcu haricinde futbolcuların bir suçu yok.hagi misimoviçi yerinde oynatmadı adam ben yerimde oynamak istiyorum diyince kovuldu.yarım sezonda haginin gs a verdiği zararı kimse vermedi.biraz onuru ve gururu varsa kendisi çekip gitmeli ama gitmez romen çingenesi para sevdalısı. Yemin ederim maçtan sonra 2-1 yenildiğimizi duyunca çarpıntı geçirdim.böyle olacağını biliyordum.hagi oyunu analiz edemiyor.Teknik direktörlüğün T sinden anlamıyor.Defol git.
Re: 26. hafta: Galatasaray-Fenerbahçe 1-2 (Kazim)
Posted: Sat Mar 19, 2011 11:00 am
by Serkan Yalcin
Kemal Bakircioglu wrote:Bu yenilgiden dolayi oyunculara kizamiyorum.
Hakkettikleri bir baska macida yenilgi ile bitirdiler.
Kotu oyuncular veya zayif halkadan aklima gelen Hakan Balta, Hakan Balta, Hakan Balta. Galatasaray'da en kotu sezonunu yasiyor ve caresine bakamiyoruz. Bu sen cok canimizi yakti. Hep kritik gollerde pozisyonun icinde, pardon icinde degil , etkisiz.
Hakan Baltanın gs ı sırtından vurduğunu ben sezon başında avrupa liginde elendiğimiz, adını bile şimdi hatırlamadığım takımla yaptığımız ikinci maçta görmüştüm. Bu adam ya kendisi bilerek ya da birilerinin isteğiyle takımı sabote ediyor. Bilerek yapıyor. Daha ozaman söylemiştim. Dünde aynısı oldu. Üzülüyorumki böyle kalleşler bu büyük formayı giyebiliyor.
Re: 26. hafta: Galatasaray-Fenerbahçe 1-2 (Kazim)
Posted: Sat Mar 19, 2011 5:46 pm
by Kaan Önem
Bu arada Galatasaray'ın gün geçtikçe giderek Fenerbahçelileşmeye doğru emin adımlarla ilerleyişi hiç kimsenin dikkatini çekmiyor mu?? Bu maçta sahaya atılan bildiğin büyük Rakı şişeleri(!) ve votka şişesi, golden sonra Kazım Kazım denen oyuncunun Aykut Kocaman'a olan hareketleri, Rijkaard'ın gönderilmeden önceki son maçında Ayıboğan'ın bilerek toplara müdahale etmemesi, maç sonu da utanmadan takımı sattığını alenen demeç vermesi(!), Sabri'nin Kadıköy'de berabere biten maç sonrası almış olduğu gazla tribünlere 3'lü çektirmeye gitmesi (Tugay'ın en takdir ettiğim yönü, o gidip engelledi, yurt dışında kalıp da gram feyazalamayanlar var bir sürü), genç takım maçlarında yaşanan hadiseler vs.
Biraz Fenere hakaret gibi oldu ama Fenerbahçe kültürü denen bir şey var neticede ortada, Yıllar içinde örneklerle tescillenmiş. Alex bu maç deplasmanda diye efelenemedi pek ama maaşallah Özer hakeme resmen omuz attı, postasını koydu. Kırmızı falan da görmedi. Emre Belözoğlu mesela, ortamını da tam buldu, dilediği gibi at koşturuyor. Galatasaraydayken de böyleydi, herifin mayası bu ama FT'nin Leeds maçında herkesin gözünün önünde bir tokatlamadığı kalmıştı en azından. Ayağını denk alıyordu. Ha, o da belki yanlış bir hamledir savunmuyorum da onun da anladığı dil bu sonuçta. Şu an kimse de engel olamıyor görüldüğü üzere, her maç provakasyon. Aynen devam.
Ve bütün bu saydıklarım şeylere rağmen, ne servete, ne kazıma, ne sabriye çıkıp birisi de, kardeş sen nerede oynadığının farkında değilsin herhalde kendine gel diyemiyor.
Ama öte yandan Hagi, hatalıdır-hatasızdır orasını bilmem ama misimovici, insua'yı şak diye siliveriyor, takımdan kesiyor. Ona kimse neden böyle yaptın demiyor. Kim diyecek ki, üstte söylediklerimi yapamayanlar, açılışta başbakanı protesto eden seyircileri galatasaraylı olmamakla suçlayanların ta kendisi. Ama bu anlattıklarım da bir sürecin ürünü, bütün kabahati bu yönetime de bağlamak maksadında değilim. Fakat dediğim gibi Galatasaray spor kulubünde etik, ahlaki sorunlar bence şu an her şeyden çok daha önemli. Kulubün bir farkı vardı az çok şimdiye dek (ya da ben öyle olduğuna inandım bilemiyorum), giderek de azalıyor o fark günden güne...
Sonuçta rüştünü ispat etmiş bir kulup olduğuna inanıyorsan, öyle yada böyle avrupa şampiyonu olmuşsan, yurt dışında bugün Türkiye denince akla gelen ilk ve tek takımsan ötekinin bok yemesi seni ilgilendirmemeli. Ona benzemeni onun yolunu izlemen gerekmez. Çehov'un sözünde olduğu gibi: Başkalarının günahlarıyla aziz olamazsın. Şampiyonluk veya maçlar öyle kazanılıyorsa da. Kim takar bu kofti ligin kıçı kırık şampiyonluğunu. GS'nin bence tek hedefi şampiyonlar ligi olmalıdır her zaman.
Şu çocuk kadar olamadılar, ayar vereceksen de bari böyle ver:
http://www.youtube.com/watch?v=pJvBqGuWH9A
(bu görüntüde yok ama Podolski ayrıca nasıl geçirdik gibisinden el hareketi de yapıyor)