Page 11 of 16
Posted: Thu Aug 28, 2008 8:33 am
by Osman Kiciman
Çift TVli bir meyhanede maçı izlediğimden kelli pek keyif alamadım haliyle...
Şimdi turu ilk maçta vermiştik diyorum, hatta demiştim ben de. Ama Skibbe'nin yanlış kadroyu yanlış mevkilerde oynatması, ama rakibin daha hazır olmasından. Bu maçta bizi yıkan da şu oldu: İlk maçta hazır değildik, şimdi hazırız! Adamlar kondisyon, yardımlaşma, pres, kanat kullanımı vs bizden gene daha hazırlardı. Şans ve hakem de yanımızda olmayınca elendik. Olsa eler miydik, ondan da emin olamıyorum...
Endüstriyel futbol açısından GS için bu maç fiyaskodur. Ezeli rakibe kaptırılan para, daha önemlisi prestij! Ben bu yıl FBnin geçen yılki kadar başarılı olabileceğine inanmıyorum ama kadroya mutlaka takviye yapacaklar.
Psikolojik yönden de bu kadar sevindiğimiz bir kurada elenmek gene ciddi bir sorundur. Avrupa Kupalarındaki itibarı tüketmeye devam. Kuzeyli takımlardan sonra Balkanlara da verdik psikolojik üstünlüğü. UEFA gruplarında her takım geçen yıl olduğu gibi GSdan puan almak için oynayacak
Beni en çok üzen bu kısmıdır işin...
Şaka yollu yazmıştım, tarihimizdeki ilk ön eleme turu fiyaskosunu artık anca Khalkedon'da final oynamak ve laciverti kızartmak keser!
Bir de kelle avcılığına eleştiri getirelim ama Skibbe ile sadece bir yıllık garanti sözleşme yapan yönetimin bu işe çanak tuttuğunu da es geçmeyelim... Tez bir yılı iki yıl yapmaları taraftarın Skibbe'ye eleştirisini erteler en azından...
Topçulara gelince bundan sonra Karan, Şaş zor forma görür. Gençler tercih edilebilir, tabi Skibbe kalırsa
Aykut'a fatura kesilir. "Sen aslında harika bir yedeksin" denir, ikna edilir. Aykut yakışıklı fiziği ile takım koşularında en önünde olmakla tatmin olur. Lincoln'de ise eskiden nasıl seyirci en küçük harekette adını çığırıyorsa, ibre terse döner en ufak hata ıslık olur, kötü olur. Yıldız transferi iyi güzel de beklentileri bu derece yükseltmesi, Türk ekonomisinin hali ortadayken bu derece fahiş fiyatla bilet satılması... offff of...
Posted: Thu Aug 28, 2008 8:44 am
by Mehmet Gurdal Cetin
Yorumlardan okudugum kadari ile cok ta basarili bir mac olmamis.Aksam mac sonrasi GSTV'de Turgay Renklikurt vardi.
Oncelikle sunu belirtmeliyim.Hic sinirli degilim uzgunum ama kizamiyorum.Cunku olabilecekleri ongormek icin Medyum Memislige gerek yok.Tur Istanbul'da zora sokulmustu.
Ben gecen macta oldugu gibi bu macta da (ki gecen mac seyretmistim belki asil kopurmemin sebebi oydu) Galatasaray TV'nin cok yetersiz bir TV kanali oldugunu gordum.BJK TV 'yi saymiyorum onlar bizden de kotu.
Ancak GSTV yorumculari ,spikerleri, kiyafetleri , program kalitesi , konuklari, reklamlari (hali ile cok fazla reklam alamiyor) ile gercekten FBTV'nin bir bes yil gerisinde.
Gecen mactaki "Hosgeldin MEIRA-Hosgeldin SKIBBE" rezaletinden sonra bu macta da bazi fantezi maglubiyet kapama eylemleri bekledim ama olmadi.
Mac sonu aciklamalarinda SKIBBE'yi saniye ile kacirdim, ama bizim tombis spiker oglan "yolumuza devam ediyoruz" gibi bir sey dedi sandim.
Studyodaki RENKLIKURT ile konusan spiker ise, "hakem o ofsayti nasil gormez, romen futbolu UEFA'da guclu lobiye sahip - aslinda oyuna biz hakimdik % 63 topla oynama oranimiz var ama bir gol posizyonumuz var bu da NONDA'nin kotu oynadigini gosteriyor "gibi laflar soyledi.
Galatasaray Spor Klubu yoneticilerinin bu TV kanalina bir el atmalari lazim.
Uzatmadan , Galatasaray hakettigi bir sekilde CL'den elendi, UEFA kupasinda da realist olarak pek bir sansi yok.
Allah'in Galatasaray'a ve bizlere seneye Turkiye Liginde Sampiyon olarak , CL'de on eleme oynamayarak kaliteli ve ayni zamanda tecrubeli bir TD ile Lincolnsuz bir sekilde yeni stadimizda maclara cikmasi icin yardim etmesini diliyorum.
Bu sene isimiz zor.
Posted: Thu Aug 28, 2008 9:06 am
by Mehmet Gurdal Cetin
Konu ile mi ilgili bilemem, ama yonetim bugun tam kadro basin toplantisi yapiyor.
TAHMINI MESAJLAR
1-Yikilmadik ayaktayiz, bakin Milan BAROS ta geldi, Galatasaray'da transfer hic bitmez, bu sene sunlari sunlari aldik bunlari bunlari yaptik bizi destekleyin
2-Isim vermeden bazi oyuncu ve Td'lere
sert uyari, ama ayni zamanda birlik beraberlik mesajlari, UEFA'da yolumuza devam edip KADIKOY'DE KUPA KALDIRACAGIZ, LINCOOOLLN LINCOOOLLLNN
3-Hincal-Erman-Fatih ve bilimum agir konusacak basin mensubu-divan uyesi-komiteci dinazorlara; Herseyin sorumlusu biziz, divanda da hesabini biz veriririz siz kendi isinize bakin mesaji
4-Cok dusuk bir ihtimal dahi olsa da
(Allah biliyor kalbim temiz)
SKIBBE'ye cok icten bir tesekkur ve bir bardak soguk su..
Cevat Hoca'yi da sahneye cagirip 30.yil hizmet plaketini sunarak kulagina "Cevat abi 6 hafta yaptin yap bi 25-26 hafta daha" diyecekler.
Ayni esnada bizim DAVALA elinde mikrofon almanca rap yapacak.
Ama yok biz ilkeli takimiz yapmayiz daha son 6 hafta barajina bile gelmedik.
28.08.2008 08:04
Medya Bilgilendirme: Basın Toplantısı
Galatasaray Spor Kulübü Başkanı Adnan Polat, 2. Başkan Mehmet Helvacı, Başkan Yardımcısı Yiğit Şardan, Yönetim Kurulu Üyeleri Mümtaz Tahincioğlu ve Ali Haşhaş, bugün saat 14:00'te Mecidiyeköy'deki Kulüp binasında bir basın toplantısı düzenleyecektir.
Medya mensuplarının bilgisine sunulur.
Galatasaray Spor Kulübü
İletişim Koordinatörlüğü
Posted: Thu Aug 28, 2008 9:58 am
by Leo Bacica
Chin up, Galatasaray! You have better players, it's just that for now you don't have a team yet. This comes with time, and I hope Skibbe is the right man for you (although didn't look like it, IMHO). Results come and go, as they always did, but the fighting spirit is something no one can take away from you.
All the luck in the world for in the UEFA Cup! May you add another European cup to the two you already have!
Posted: Thu Aug 28, 2008 10:16 am
by Ersin Taner
Şu anda Uefa sıralamasında 30.469 puanımız var.
FB 51.469 puan ve önündeki bir kaç takımın liglerinde CL'ye katılma hakkı kazanamayıp 3 takımın da ön elemede elenmesiyle CL gruplarına 3. torbadan girdi.
Bizim önümüzdeki sezon 2003-2004'te Terim'le CL gruplarında 3. olup Uefa'da 3. turda elendiğimiz sezon kazandığımız 9.1450 puan silinecek.
Yani ligde şampiyon olup direk gruplara kalsak bile bu sezon Uefa'da en az final(yarı final bile yetmiyor) oynamazsak önümüzdeki sezon CL'ye 4. torbadan gireceğiz.
Türkiye'de 2. olup CL ön elemesi oynamamız durumunda da seri başı olabilmemiz için bu sezon en az çeyrek finale çıkmamız lazım...
Posted: Thu Aug 28, 2008 10:29 am
by Metin Kuruçay
Kerem Gulec wrote:Metin Kuruçay wrote:Maçtan kendimce çıkardığım notlar.
1) İki önliberomuzdan biri olan Mehmet Topal ligdekinin aksine bu sefer ayağında fazla top tutmadı ve tek pas oynadı. Olumlu!
2) Diğer önliberomuz Ayhan Akman eski alışkanlığına devam ederek takımın hızını kesti, ayrıca çok pas hatası yaptı.
3) Lincoln son derece güçsüzdü.
4) Nonda ikincil forvet tipi olduğundan sürekli ilk forveti aradı, Ümit Karan girdiğinde ise etkili top alamadı ve bana oldukça yorgun gözüktü.
5) Harry Kewell sağ kanatta tek top yaparak oynadı ve takımı oynattı ama onun gerçek yeri sol kanat.
6) Arda sağ kanatta etkili değildi. Bence artık Arda Lincoln' ün yerinde "oyun kurucu" olarak düşünülmeli.
7) Topa sahip olmada oldukça üstündük. Bu 4-2-3-1 sisteminde çok önemli. Rakip sahada bu üstünlüğe sahip olmak önemli. %61-%39 Ayrıca Steaua' dan çok daha fazla pas yaptık.
Bütün bunlar neden önemli? Çünkü artık kabuk değiştiriyoruz. Evet sancıları ağır. Belki CL'nde mücadele şansımızı bu sene yitirdik, ancak bazı şeyleri kazanmaya başladık.
Geçen sene presli oyun yapımız 4-1-3-2 Leverkusen maçında çökmüştü. Sebebi de rakibin son derece hızlı oynaması sonucu presimizin etkisizleşmesiydi. Oysa aynı presli futbol yine çok pas yapan ancak bunu çok ağır yapan Fenerbahçe' ye karşı etkin olmuştu. Biz bu sayede TSL' de şampiyon olurken Avrupa' da kaybetmiştik.
Bu sene ise artık Arsenal, ManU, Liverpool gibi takımların sistemini oturtmaya çalışıyoruz. Bu sistemi oturtmak kolay değil. Öyle hazırlık kamplarıyla, yeni futbolcular ile oturtmak kolay değil. Bu iş zaman işi.
Eski futbol yapımıza uygun olan bazı futbolcularımızın yeni sistemde başarısız olmaları, onların iyi yönetilmediklerini göstermiyor, aksine yeni sisteme uyum zorluğu çekmelerinden meydana geliyor.
Milli Takımda Fatih Terim pivot santroforları kadroya dahil etmediğinde hepimiz şaşırmıştık. Ancak orada da yeni bir yapılanma ortaya çıkmıştı ve eski sistemle başarılı olunamayacağı ortadaydı. Sonucunda başarı geldi. O zaman da Mehmet Topal gibi tek önliberolu ve pres yapan sistemde oynayan oyuncumuz çift önliberolu sistemde Aurelio' nun yanında pekte başarılı olamamıştı.
Benim dışa vurmadığım ve kendime sakladığım en büyük korkum, CL' ne kalıp daha bu sistemi oturtamadan kalburüstü takımlar(Liverpool, Real Madrid, Barcelona) karşısında çok kötü sonuçlar alıp bu sistemi terketmek ve onun yerine eski sistemle başarı aramamızdı. Biraz da kendimi Kadıköy Finali için hazırladım kısacası. O da kolay değil aslında. Ama bu sistemin oturabilmesi için bence takımın CL' den önce bir UEFA görmesi gerekiyor.
Takım yeni yapılanıyor. Geçen sene ilk adımda TSL Şampiyonu olduk ve çekirdek oluşturduk. Şimdi o çekirdeğin üstüne filizler ektik. Sistemi değiştirdik. Artık bunun sağlıklı büyümesi gerekiyor. Bunun için sabır diyorum. Biliyorum ki herkesin bugün canı sıkkın. Ama bir takım durup dururken CL kupası alamıyor. Mutlaka bunun bir altyapısının hazırlanması gerekiyor. UEFA Kupasının altyapısını hatırlayalım.
Şimdi bize düşen, mümkün olduğunca sakin olup ısrarla yeni sistemimize sahip çıkmak. Umarım bunu yapabiliriz.
Metin Bey herhalde bu yazinizi Adnan Sezgin gorse noktasina virgulune dokunmadan onaylarlardi. Ben de sizin gibi UEFA kupasindan oldukca umutluyum. Fakat sirf Liverpool, Barcelona, Real Madrid gibi takimlara farkli yenilmekten korkup da UEFA kupasina niyetlenmek cok enteresan. Hatta bu takimlara farkli yenilir, mazallah sistemi falan degistiririz yorumu tam bir extrapolasyon. Katilan takimlara bakarsaniz, Anorthosis, Bate Borisov, Basel, Aalborg herneyse daha bir suru siradan takim da var sampiyonlar liginde. Dun Wisla Krakow Barcelona’yi yendi, bugun Liverpool zar zor uzatmada yenerek eledi Standard Liege’i. Fenerbahce sampiyonlar liginde ceyrek final oynayacak, “presli futboluyla Fenerbahceyi surklase eden” Galatasaray’in pismesi lazim o yuzden UEFA daha bile iyi oldu! Iyimserliginize hayran olmamak mumkun degil.
Su Arsenal, Liverpool, Man Utd. gibi takimlarin sistemini oturtmaya falan calisiyorsak da bence kisa yoldan vazgecelim. Sonucta bu takimlarla ayni sistemde oynayip bu takimlari yenmek imkansiz. Nedeni de cok acik sanirim. Amac fark yememekse onu bilemem.
Ben ayrica bizim yoneticilerin sistemle falan da ugrastiklarini da zannetmem. Bir hafta icinde Zigic’e, Morientes’e transfer teklif ediliyor ondan sonra Baros aliniyor. Zigic ve Baros dunyanin en alakasiz iki oyuncusu. Bence elde ne varsa onu aldilar. Uc tane solbeki olan takimin sagbeki yok. Pek zannetmem olaya sistematik yaklastiklarini. Umarim oyledir ve siz haklisinizdir.
Neyse umarim tekrar lig sampiyonlugunu alir UEFAda da gidebildigimiz kadar gideriz de en azindan gelecek yillar icin yatirim olur. Kacan sampiyonlar liginin acisi ayri.
Yok sanırım yanlış anlattım. Ben bu bahsettiğiniz kalburüstü takımlara farklı yenilmekten değil, o takımlara muhtemelen kaybedeceğimiz maçlar sonrası eski kaos futboluna geri döneceğimizden dolayı ürkmüştüm.
Artık o sistem ile başarılı olabilmemiz mümkün değil. İki şeyi birbirinden ayırmamız lazım. Birinci tür başarısızlık, dün akşam ki gibi yepyeni bir sistemi uygularken karşılaşacağımız bir tür, ikincisi ise geçen seneki gibi Leverkusen maçında karşılaşacağımız türden bir başarısızlık.
Eğer ikinci türden bir başarısızlık elde etseydik buna üzülmemiz gerekirdi. Varsayalım ki kaos futbolu ile bu turu geçtik. Ne olacaktı CL' de? Grupta 4. olup elenecektik. Ne değişecekti? Peki bundan eminmiyim. Evet eminim. Çünkü Avrupa futbolunda kaos futbolu artık kalktı. Topu hızlı ve ayağa doğru oynayan takımlar karşısında pres yaparak, oynatmayarak başarılı olmak imkansız. Geçen sene bu ağır bedeli ödedik ve bizim için ders oldu.
Bu sene biz de onlar gibi oynamak için hamleler yaptık. Siz 1.5 aylık hazırlık kampıyla acaba hangi yönetimin veya hangi teknik direktörün bu sistemi yerleştirebilceğini düşündünüz? Bu kadar kolay mı?
Bakın biz kaos futbolunu nerdeyse 96' dan beri oynuyoruz. Eski alışkanlıkları, pivot santrfora şişirmelerle orta saha presi ile kapılan 2. toplarla oyun kurma anlayışını 1.5 ayda terkedebilir miyiz? Sizce bu rasyonel mi?
Benim görüşüm UEFA Kupasında bu sistem üzerinde ısrar edilmesi gerekliliğidir. UEFA Kupasında nispeten daha güçsüz takımlar karşısında kendi sistemimizi oturtmak büyük şans olacaktır.
Ülkemizin insanlarının mantalitesinde olan bir gün de kral veya bir günde rezil olma kültürünün de bu süreç içinde kaybolacağına inancım tam. En azından bunu minayatür ortamda Galatasaray için düşünmek istiyorum. Türkiye' de, sporda zihniyet devrimlerini ilk Galatasaray yapmıştır. Ben aynı prensiplerle devam edeceğimizi düşünüyorum.
CL' ne katılan Bate Borisov gibi takımlar acaba ManU gibi mi olmak istiyorlar yoksa onların derdi ordan gelecek 5-10 milyon€' mu? Var mı onların öyle hedefleri? O yüzden karşılaştırma doğru değil.
Arsenal, Liverpool, Man Utd. gibi takımlarla aynı sistemde oynamak, onlara kafa tutmak içindir. Onları kendimizden daima bir kademe üstte tutarak neyi hedeflememiz gerektiğini sizden öğrenebilir miyim? Bırakalım artık şu küçük düşünmeyi ve günlük olarak yaşamayı. Biraz hedef büyütelim.
Kişisel olarak naçizane benim Galatasaray olarak belirlediğim hedef CL Kupası falan değil. Benim hedefim Galatasaray' ın ManU seviyesinde olabilmesi. Ama her açıdan.
Bizim tarihimizle, kültürümüzle kurumsallaşma yanyana geldiğinde ortaya çıkabilecek sinerjiyi kontrol etmek gerçekten zor olacaktır. Ancak daha yeni kurumsallaşırken, bu konuda önemli hamleler yaparken, birden bire günlük bir başarısızlığı büyük büyük laflar ederek, birilerinin sırtına yüklemek ve bundan sonra da başarıya endeksli bir yapı oluşturmak bizi ancak Fenerbahçelileştirir. İşte kabus budur.
Ben sakin olma ve serinkanlı davranma taraftarıyım.
Takıma dönersek, sağ bek konusunda ben de bu forumda yazılar yazdım. Ben de sağ bek alınması taraftarıyım elbet. Hatta bunun klasik full back tabir edilen bir sağ bek değil wing back diye tabir edilen hücumcu bek olması gerektiğini de söyledim. Bunu eleştirmek elbette hakkımız.
Ancak teknik direktörden girip, başkandan çıkmak, kulübün iç yapısını ve işleyişini bilmeden ve elde veri olmadan sürekli olarak yermek yerine biraz daha pozitif olup fotoğrafın bütününe bakalım derim.
Posted: Thu Aug 28, 2008 11:41 am
by Murat Uludağ
Türkiye'de en kolay iş hocaya daha ilk başarısızlıkta kapıyı göstermek. Yaşanan hayal kırıklığında yönetimi indirmek. Sinir bozucu bir tahammülsüzlüğümüz var. İdeolojiymiş, hedefmiş, vizyonmuş umurumuzda değil.
Saçma olabilir ama yine de yazmadan duramıyorum. Gelin bakın. İlk maçta Aykut o büyük hatayı yapmasa, Emre taçtan gelen topta adamını kaçırmasa, Duhamel burnunun ucundaki penaltıyı çalmış olsa her şeyi geçtim, dün ofsayttan gelen gol hiç yaşanmasa ve Cimbom bir şans golü ile galip gelip gruplara kalsa da aynı şarkılar mı söylenecek? Dün kondisyonumuzun yettiği yere kadar negatif bir futbol oynamadığımızı düşünüyorum. Ligde 4. hafta maçını oynamış rakibimizi yer yer baskı altına dahi aldık. Bu turun hikayesi de buydu zaten. İlk maçta 3. golü bulamamız, oyundan çabuk düşmemiz ve dün olduğu gibi en gerekli anda gücümüzü yitirmemiz. Tüm bunlar maç eksiğimizdendi.
Yukarıda yazdıklarım kafalarda "CL'ye kalsak ne olur takım futbol oynamıyor" gibi cümlelere yol açabilir ancak Galatasaray, oyun mantalitesi değişen ve kadrosu iki yılda neredeyse tamamen revizyona uğramış bir takım. Geçen yıl şampiyon olmasına olduk. Ancak mucizevi bir şekilde. Son 6 hafta TD'miz yoktu. Fenerbahçe iyiden iyiye sezonun yorgunluğunu yaşıyordu. Ve biz Mart ayından sonra tüm konsantrasyonumuzu lige vermiştik. Tek yolumuz vardı. (Kupayı saymıyorum, zira ligin olduğu yerde Türkiye Kupası’nın esamesi okunmuyor hepimiz biliyoruz). Ve o yolda da başarılı olmalıydık. Olduk da. Acaba şampiyon olamasaydık bugün kaçımız CL'de büyük umutlar besliyor olacaktı. Kaç kişi Galatasaray iki ön elemeyi de geçer, gruplara kalır diyecekti.
Dün CL konusunda büyük ümitlerle maç seyrediyorsak bunu yeni yönetime borçluyuz. Adamlar Avrupa futbolunda ciddi bir altyapıya ve isme sahip yabancıları Türkiye'ye getirdi. Belli bir büyüme vizyonu koydu (150m $'lık kredi de bu vizyonun bir parçası, arkasına Aslantepe’yi ve Türk Telekom sponsorluğunu da ekleyebiliriz). Bu planlamanın başına da Skibbe’yi getirdi. Her şeyi bu kadar iyi götüren yönetimin bu genç Alman’ı getirmesinde bildiği veya inandığı bir dayanağı yok muydu sizce?
Skibbe’yi tanıtmak belki de şu anda gereksiz ancak bence bir adam daha 32 yaşında Bundesliga’nın kalburüstü takımlarından Borussia Dortmund’un başına geçiyor, iki yıl sonra da Almanya’nın yardımcı antrenörlüğünü yürütüyor ve bu görevi 4 yıl sürdürüyor ise yeteneksiz biri değildir. Aynı şekilde Leverkusen’in başına geçtikten sonra oynattığı pozitif futbolla Almanya’da büyük bir kesimden övgü alıyorsa yine dikkate değer bir isimdir.
Belki Skibbe sezonun ortasında gösterdiği performansı nedeniyle gönderilebilir. Belki de tıpkı Laporta-Riijkard güven ortaklığında olduğu gibi başarılı olabilir. Hocaya biraz güvenmek gerekiyor. Aynı şekilde yönetim tercihlerine de saygılı olmak. Zira Meira’yı, Baros’u, Kewell’ı getirirken iyi ama Steau’ya elenince “neden Skibbe.”
Ben temkinli davranmaktan yanayım. Bir yıl CL’ye gitmesek ve UEFA’dan daha grup müsabakalarındayken elensek ne olur. Bizim olayımız bir yıllık bir gelişim değil ki… Uzun yıllara yayılan bir büyüme politikası. Bu nedenle ben yarınki ışığı görebildiğim için bugünkü karanlığı pek de umursamıyorum.
Posted: Thu Aug 28, 2008 11:51 am
by Ali Kaya
Maalesef iyi futbolcuları takıma doldurmakla iyi takım olunmuyor. Aslında
maçtan hemen sonra başarısızlığı kötü hazırlık dönemine bağlayacaktım
fakat şu an biraz daha farklı düşünüyorum. Sanki geçen sene
yaşadıklarımızı tekrar yaşayacağız. Geçen sene yeniden yapılanmıştık bu
sene yine yeniden yapılanıyoruz. Bence temel sorun kollektif uyum
eksikliği, çünkü Arda, Kewell, Lincoln, Nonda gibi etkili ayaklara sahip bir
takımın hücumda bu kadar etkisiz olmasını başka türlü açıklayamıyorum.
Adamlar neredeyse her kafa topunu aldılar, hala içeriye yapılan hem de
etkisiz ortalar sanki çaresizliğin bir sonucuydu. Neyse olan oldu, bu senede
bize sabır düştü. UEFA'da da fazla bir varlık göstereceğimizi sanmıyorum.
Bu arada ben de bir kamburlar listesi yapayım dedim. Umarım Ümit Karan
ve Hasan Şaş'ı bir daha takımda görmeyiz. Ümit yaptığı gereksiz rövaşata
denemesi ile sadece kendisi için oynadığını ispatlamıştır. Ayrıca alması
imkansız bütün kafa toplarında faul yapıp oyunun iyice soğumasına sebep
olmuştur. Hasan'ın ise hem futbol içi hem de futbol dışı yaptığı gereksiz
haraketler benim açımdan artık dayanılmaz bir hal almış durumda. Bence
Ümit ve Hasan'ın futbol zekaları Sabri'den gram fazla değil (buda hakaret
olarak onlara yeter).
Ali Kaya
Posted: Thu Aug 28, 2008 1:08 pm
by Ali Kaya
Bu arada Skibbe Ayhan-Ümit değişikliği ile sınıfta kalmıştır. Ondan sonra orta
sahamız tamamen çöktüğü gibi ileride de hiç bir halt yiyemedik. Ayhan'ın
yerine Barış oyuna alınabilirdi. Barış ile rakibi daha çok baskı altına alabilirdik.
Umarım Skibbe zorda kaldığında hemen forvet oyuna alan cinsten bir teknik
adam değildir. Kuvvetsiz bir orta saha ile istersen 5 forvet oyna hiçbir işe
yaramaz.
Ali Kaya
Posted: Thu Aug 28, 2008 1:25 pm
by Murat Tekin
Ümit Karan ikinci yarida oyuna giriyor,
herkese göstere göstere 4-4-2 ye geciyoruz. Görmeyen yoksa,
ve tekrar 4-4-2 geciyoruz gibi eli ile öbür oyunculara isaret yapiyor.
Basketbolda gördümde - futbolda hic görmedim.
Lincoln artik sanirsam "Oley Oleye" bile cagrilmiyor.
Penalti zaten atamiyor. Dün Lincolnnin Freekicklerin hepsi bosa gitti.
Su anda sadece korner atmaya yariyor. Onuda yarin yapamaz hale gelir.
Posted: Thu Aug 28, 2008 1:26 pm
by Davut Gerçekcioğlu
Belki yersiz olacak ama TD tercihini Lucescu'dan yana kullanmış olsaydık şimdi CL'ye kalmış olurmuyduk diye dünden beri düşünüyorum. Staueuyu tanımasının yanında elindeki kadroyu olabildiğince verimli kullanabilen bir hoca, üstelik türk futbolunu çok iyi tanıması da büyük artısı idi.
Takım her ne kadar gecen yıl şampiyon olsada kadronun bir iskeleti yoktu. Yeni transferler de eklenince ortaya yeni ve harmanlanması gereken bir kadro çıktı. Yönetim ise bu kadroyu türk futbolunu, türk futbolunun karakterini, kadrodaki oyuncuları tanımayan bir hocaya teslim etti. Bunun anlamı şudur, bizim bu yıl sportif başarı açısından hedeflerimiz yok, yeni hocamıza güveniyoruz ve geleceğe yönelik bir oluşum içine girdik. Sakin kafayla düşünecek olursak boyle bir mantık çıkıyor. Yeni bir takım ve takımı tanımayan yeni bir hoca, boyle bir tabloda kısa vadede başarı beklemek fazlasıyla iyimserlik olacaktı ve yönetimde bu iyimserlik fazlasıyla vardı sanırım. Şimdi ne düşünüyorlar merak ediyorum.
Posted: Thu Aug 28, 2008 1:45 pm
by Ismail Gezer
Davut Gerçekcioğlu wrote:Belki yersiz olacak ama TD tercihini Lucescu'dan yana kullanmış olsaydık şimdi CL'ye kalmış olurmuyduk diye dünden beri düşünüyorum.
Fazla düşünmeyin sayın Gerçekçioğlu! Lucescu boşta değil, alamazdık. Bizimkilerinde almak isteyeceğinden şüpheliyim...
Posted: Thu Aug 28, 2008 2:38 pm
by Alpay Dedeoglu
Elimde olmayan sebeplerden dolayi maci seyredemedim ama biraz dinledim, sonrada yorumlari okudum. Bir iki konuda yazacagim.
1-)Cavusesku zamaninda Bukres yenildigimizdeki hakemin, ihtilalden sonraayarlanmis oldugu ortaya cikmişti. Soz konusu Becalinin de gerek kendi ulkesinde sike ve mac ayarlama sicili oldukca kalabalik. Ayrica menajerliginde yaptigi numaralar belli. Zaten menajerligindeki GS'yi kaziklamalarini biliyoruz. Ucunda 10-15 milyon euro olan bir kupa icin ahlaki ve gecmisi bu olan adam bu ise kalkismazmi ? Kalkisir. Birde nedense Latin hakemler veriliyor 2 mactir.(Fransiz ve Italyan). Ve 2 mactir yedigimiz 2 gol ve diger yanlis kararlar Yenilgiyi hakeme baglamiyorum. GS adam gibi oynasaydi , , takir takir yenerdi. BU konu baska.
Benim soylemek istedigim GSde yonetimin bu konuda gereken onlemi almamasidir.Belliki iceridende destek varki, yolsuzluga yatkin Latin hakemler geldi. Gerekli temaslari yapip hic olmazsa kuzey ulkelerinden birilerinin atanmasi saglayacaklardi. S an GS'nin UEFA ile iliskileri nanaydir.
2-)Ruhsuz, bitik ve sorumsuz Aysegul ve durgun zekali sfenks beni hic sasirtmadi okuduklarima gore. Barisi oynatmayip cikardigi yumusak takimda, alan savunmasini iyi yapan Romen takimida hic sasirtmadi. Laudrup 3-4 milyon euroya geliyordu. Bu durgun zekali, uckur ozurlu sfenksi aldiniz,basina koydunuz, 100 milyonluk takimi heba ettiniz.
3-) Diyorlarki bekleyin sabredin, oyun sekli degistiriyoruz. Dunyanin en iyi oyun bicimide olsa onu uygulatacak adamda biter hersey. Ki ben GS'ye gelen hocalara kredi verip, hep sabretmisimdir. Ama olmaz bu adamla. Kazanma kulturu ve aliskanligi yok, ihtirasi yok, yavas, zayif algilamasi ve anlamasi gec, cabuk etkileniyor, silik, ozel hayati is performansini etlkileyecek kadar karisik, . Bu adamdan alt yapi hocasi olur belki.
Ama 100 milyon dolarlik takim emanet edilmez.
Posted: Thu Aug 28, 2008 2:43 pm
by Celal Gürcüoglu
Aslinda hedeften sasma yok; 2. kez UEFA kupasini Saracoglu Stadinda kaldirmak. En buyuk uzuntum Baros'un parasinin yarisini FB'ye vermemiz.
Takim dun kotu oynamadi. Sadece CL'ye ilk macta veda etmenin verdigi baski vardi. Steaua acik vermeden oynadi. Gol atma mecburiyeti olmayinca maci oynamak cok daha kolay. Ayhan degisikligini anlamadim. Lincoln 2. yarinin cikana kadar oyunun hicbir bolumunde yoktu. O cikip Baris girmeliydi. Hasan'i hic sevmem ve dunku hareketi dahil igrenclikleri var ama onun hirsini gorunce Hasan gibi hirsli olan iki uc tane oyuncumuz olsa belki oyun biraz daha farkli olabilirdi diye dusundum. Artik olan oldu. Yapacak birsey yok, UEFA kupasini almak icin saglam adimlarla ilerlemekten baska.
Lincoln: Gecen seneden beri dilimde tuy bitti bu adam gitsin demekten. Ama bu sene Kewell gelince Lincoln'den umidim vardi. Bence dunku mac onun kredisinin tamami ile bittigi mactir. Bundan sonraki ilk kotu macinda sahadan yuhalanarak cikar ve Polat'da ipini keser gibime geliyor.
Posted: Thu Aug 28, 2008 3:58 pm
by Mehmet Gurdal Cetin
Kadikoy'de UEFA kupasi kaldirma bir hedef degil populist bir slogandir.
Bir Galatasaray yoneticisinin insanlarin gozlerinin icine bakarak bunu soyleyebilecegine inanmiyorum.
Ben Galatasaray'a guveniyorum.Ama cok ciddi bir sekilde Lincoln ve Skibbe israrinin bize felaketlere mal olacagini dusunuyorum.
Mac sonu SKIBBE Lincoln ile ilgili bir seyler demis ama ne dinleyebildim ne okuyabildim.
Lincoln'u kazanmak gibi garip bir dusunce var beyinlerde.
Bu cok ters bir ornek olacak ama, askerde de guneydogu'da karakolun yanina serpistirilmis gibi duran mezralardaki insanlari da kazanmak gibi bir dusunce vardi 90'larin basinda.Ust rutbeliler bir turlu kabul etmezlerdi karakol baskin yiyince o mezralardan ates edildigini gormelerine ragmen.Hep terorist oraya girdi oradan onlar ates ediyor sanilirdi yerli halki kazanma ugruna.Sabah sigara verdiginiz cobanin yada hal hatir sordugunuz muhtarin delik desik vucudunu gorunce anlasilirdi bu "kazanma" fikrinin icyuzu...
Bana gore pek bir farki yok bu "kazanmalar" arasinda , Galatasaray'in kimseyi kazanmaya calismasina gerek ve ihtiyaci yoktur.Galatasaray bir isverendir.
Benim isyerinde de boyledir, bir kaynakciyi alirsin, bakarsin isini nasil yapiyor diye, bir deneme suresi verirsin.Senin standartlarinda is yapiyorsa kalir , isik goruyorsan kismen basarisiz olana da kisa bir muddet katlanirsin.Ama bu bir senelik bir sure degildir.
Futbolcularin ve teknik direktorlerin meslegi futbol oynamak ve oynatmaktir, meslegini iyi icra edemeyen gider
Adam bana faydali degildir.Gider, faydali olani gelir.Surucu adayi gider, Surucu ogretmeni gelir.
Mesele bu kadar acik.