Page 12 of 14

Posted: Thu Feb 19, 2009 9:34 am
by Osman Kiciman
Sakatliktan da cikarmis olsa Baros'un cikisi isabetli oldu. Hakemin Baros'la bir derdi vardi cozemedim. İlk yarida rakibinin yaptigi tum faulleri Baros'a caldi. Sonucta kalsa kirmizi alir miydi bilmem ama Baros'un gol atacagi da yoktu...

Topal harika oynadi gercekten. Bir de Ayhan'in sonlarda bir faulü var kartlik. Hakem vermedi ama orada Ayhan'in yuz ifadesi acaipti :lol:

Zor bir rovans maci bekliyor bizi.

Posted: Thu Feb 19, 2009 10:13 am
by Ozgur Huseyinoglu
Son derece iyi bir takima karsi iyi bir sonuc cikardik bence (Hele ki haftaya turu gecmeye yeterli bir skor olursa bu, UEFA puanimiza eklemis oldugumuz da gozden kacmamali). Adamlarin bazi bazi, bizim iyi zamanlarimizdaki gibi ucgenleri kurmasi, surekli bos alandaki adamlariyla cok zorluk cekmeden topu bulusturabiliyor olmasi, zaman zaman korkuttu beni maci izlerken.

Defans uclumuz, Ozan'in da yazdigi gibi, alisik olmadiklari duzende oynarken, top cikarmada zorlanmis olsa da gayet deli bir konstantrasyon ile oynadilar. Emre'nin itinayla aralara girip girip oyunlarini bozmasi, Servet'in koca pergelleri acip, adamlarin hizli olabilecek forvetinin onunde kalabilmesi, Meira'nin cikardigi kafa toplari hep ovguye degerdi. Bir tek topa vurdurduk, onda da neyse ki direkler bizden yanaydi. De Sanctis de ilk yaridaki toplari sektirmeyerek iyi bir mac cikardi.

Daha cok 2. yarida bazi top kayiplari disinda, gobekte Ayhan ve Topal cok cok iyi top oynadilar bence. Boylesi guzel/duzgun paslasabilen bir takimin oyununu bozmakta, son derece basariliydilar. Ayhan ileri cikislarda da iyi isler yapti ve hatta az daha bir "assist" sahibi olacakti ki, Kewell'in vurusunda, son zamanlarin formsuzu dedigimiz Rame'nin vucudu/ayaklari, kendi adina dogru yerde dogru zamandaydi, cok bilincli bir refleks filan gostermis olmasa da.

Digerleri gibi, Baris'i da bu "iyiler" arasina koymak istiyorum ama, ikili mucadeleleri, hep bir yazi-tura atisi gibi, o kadar savruk giriyor ki, topu almis olsa da, hakemin faul vermesi muhtemel bir dolu girisi oluyor topa. Nitekim mac sonunda bunaldigimiz anlarda bizi daha da korkutan birkac duran topa neden oldu yanlis hatirlamiyorsam.

MK'nin ve Ufuk'tu sanirim, penalti konusunda yazdiklarina katiliyorum. Havada topu onune indirmeye calisan Baros bence de kalecinin darbesiyle dagilinca eline degmis oldu top. Hic kendine yararli bir sekilde gorunmedi bana cunku elinin durusu. Umalim ki sakatligi onemli olmasin. Tam Lincoln donuyorken, bu sefer de onu ozlemeyelim. Hakem konusunda, mac icinde bir ara Urundul, bence Lincoln'e 2. sariyi gosteren Dereli'ye bir giydirmis oldu, bilmiyorum dikkat eden oldu mu? :)

Arda son 15-20 dk'da belirgin sekilde rolantiye aldi kendini ama, oncesindeki 70 dk'da bence kanadini hem hucumda, hem savunmada cok iyi kullandi. Mac oncesi, "Arda'nin savunma ozelligi yok" gibisinden bir laf eden TRT yorumcusu (Urundul degil), ta$ olmaktan korksun bence...

"Umudumuz Lincoln" arada bir kac kere buyusunden gosterecek gibi olsa da, yine de istedigimiz seviyede olamadi. Kewell keza, aklini kullanarak, ve bunca surek uzak kaldiktan sonra, beklentilerin ustune ciksa da, yine de arada fiziksel olarak eksikligini belli etti bir kac yerde. Onumuzdeki hafta ikisine de cok is dusecek, ve o cok zor macta, insallah kilidi acanlarin basinda gelecekler...

Posted: Thu Feb 19, 2009 10:27 am
by Celal Gürcüoglu
Ilk 10-15 dakika ve macin sonlari haric ortada bir mac vardi. Ben acikcasi 1-0 gibi bir sonucla kazanmayi bekliyordum. Olmadi. Bazilarimiz skora kotu diyor. Kotu ise Bordo icin nasil bir sonuc merak ediyorum.

Lincoln'e kiziyor cogumuz ama bu adam son bir ayda ne oynadida adama kiziyoruz. Nerdeyse Kewell gibi epeydir top oynamadi/oynayamadi/oynatmadilar. 2. yari toparlanmasini maca isinmaya baslamasina (o kadar ara verilirse bu normal) bagliyorum ama tabii mac kondisyonu olmayinca istedigi gibi hukmedemiyor beyin ayaklara.

Kewell'in bu kadar iyi oynacagini hic dusunmemistim. O kadar uzun sure sonra, Bordo macina ilk on bire cikiyorsunuz ve yine de bu oyunu oynuyorsunuz. Tebrik etmek lazim. Tabii ki eski Kewell degildi ama bu hafta bir lig maci oynasin, Bordo macinda doktururler Lincoln ile beraber.

Bence sahanin yildizi Mehmet Topal'di. Son ana kadar yilmadan mucadele etti. Baris'ta iyiydi. Su savruklugunu iyilestirebilse takima katkisi iki katina cikacak. Servet'te iyi idi. Meira bir kac hata yapti ki biri onemli idi. Kalecimizi gordukce hala kacan CL aklima geliyor, icim sizliyor!

Baros sahiden Nonda, Karan ile karsilastirilmayacak derecede iyi. Adam bir kere top alip gidebiliyor. Tek sorunu o da Baris gibi biraz savruk ama Baris kadar degil. Nonda, Karan'in bu sistemde oynamasi takima ihanet oluyor. Nonda topu aliyor, donuyor, veriyor, vs. araya kaciyim, aliyim veriyim pek yok. Gecen sene en faydali adamlardan biriydi ama bu sene takimi bozuyor bence. Baros'u gordukten sonra Karan, vs. kesmiyor malesef.

Spikerde Omer Urundul'e "Artik Kewell, Baros, vs. icin zamanlari daraliyor kendilerini ispatlamak istiyorlar" gibisinden birseyler dedi. Urundul'de diyemedi ki "Levent'cigim bu saydigin adamlar zaten kendilerini ispatlamislar, daha neyi ispatlasin"? Hani Arda, Sabri (!), Topal dese anliycam.

Neyse buradaki macta bunlari goturur turu geceriz bence. Bordo bu arada oyle formsuz gibi gelmedi bana. Sanirim mac oncesi bu yazilanlar bir medya klasigi idi.

Posted: Thu Feb 19, 2009 11:11 am
by Celal Gürcüoglu
Bu arada Metalist Sampdoria'yi deplasmanda 1-0 yenmis. Golu 45+3'de atmislar. Ilk yari olsa bile yine sonlarda atilan bir gol. Ilginc bir takim.

Hamburg'da NEC'i deplasmanda 3-0 yenmis.

Posted: Thu Feb 19, 2009 11:55 am
by Murat Fahrioglu
Osman Kiciman wrote:Sakatliktan da cikarmis olsa Baros'un cikisi isabetli oldu. Hakemin Baros'la bir derdi vardi cozemedim. İlk yarida rakibinin yaptigi tum faulleri Baros'a caldi. Sonucta kalsa kirmizi alir miydi bilmem ama Baros'un gol atacagi da yoktu...

Topal harika oynadi gercekten.
Topal'in soyadinin yeni bir manasini kesfettim bu macta TOP AL. Adam gercekten rakipten cok top aldi.

Posted: Thu Feb 19, 2009 1:24 pm
by Ali Gursel
Cengiz Akgun wrote:
Serif Halimler wrote:
Cengiz Akgun wrote: Oksayiversinler o zaman.
Bunun ne anlama geldigini cözemedim, merak ta etmiyorum. Gercek Fransizlarla pozisyonu tartisirim, fakat icimizdeki cakma Fransizlarla hayir. Buraya yazmanin keyfi kalmadi, hoscakalin.
Turk hakemi boyle yapinca cozum yolu olarak onerilenlerden biri de bu degil mi idi?
Okuduğunu anlayabilme kapasitesine göre bazıları için buydu denilebilir.

Sahi sen öyle mi anladın o okuduklarını? :lol:

Ali

Posted: Thu Feb 19, 2009 1:37 pm
by Alpay Dedeoglu
Mehmet Topal, Arda, Servet, De Sanctis, Baris, Ayhan, Baros, biraz da Emre Asik ve Kewell . O Bordeaux'yu Istanbulda yenmek icin saglam 11 kisiye degil, 14 kisiye ihtiyac var. Bizde ise 7-8 kisi var simdilik.

Skibbe gelirken hem gencleri yetistirir, hemde takimin yabancilarindan daha iyi verim alir dedik. Ama bakiyoruz ki oynayanlar gecen yilla ayni oldugu gibi, ustelik hicbir gencte ne taktiksel, nede oyun olgunlugu acisindan ilk 11 duzeyine gelemedi. De Sanctis ve Barostada bir katkisi oldugunu sanmiyorum, adamlar ahlakli, ellerinden geleni yapiyorlar, kim antrenor olursa olsun emek verecekler. Ne ise yarar bu Skibbe peki?

Mehmet Topal, Arda, Baris, ve Ayhan oyunun sonuda kosmaktan bitkin dustuler. Hepsi kosan super atletik takima karsi bitap dustu bu cocuklar, son pas ve hamle icin halleri kalmadi. Dunku mac Yaserin maciydi, 18de bile yoktu.

Takim dizilisini duydum , kan beynime sicradi.
Hangi oyuncu sakat olursa olsun, bir antrenor 3-5-1- 1 ile dunku Bordeaunun karsisina cikiyorsa, uzaga gitmeye gerek yoktu, iste Mustafa Denizli dibimizdeydi. Yoktu Herr Dunkoffu Almanyalardan getirmeye .Kanatsiz oynamanin tedirginligi ile orta saha kanadi ve defansi kapatmaya calismaktan hucuma ve hucum organizasyonuna ne hali kaldi, ne mecali, nede konsantrasyonu. Dun taktik degilde , hoca cikipta soyle kafaniza gore takilin kendiniz uygun birsey bu
lupta oynayin dese sonuc daha kotu olmazdi.


Lincolnun ozel physical trainer'i de hakikaten harika!!! Ne kadar guclenmis ve forumda!!. Bu trainer arkadasimiz hem sahte sakattir raporu verip Anadolu deplasmana gitmemesini sagliyor., hemde Istanbul gecelerinde kankalik vazifesini yapiyor maaasini GS'den alarak. Zor vazife tabiiki..

Posted: Thu Feb 19, 2009 2:20 pm
by Ali Gursel
Ozan belki dün geceki maç ile ilgili en öenmli olayları ikinci yarı yorumlarında yazmış.

Lincoln ve Kewell'ın maç eksikleri, hatta arkadaşlarının da onlarla oynama eksikleri GS'ı maalesef kötü etkiliyor.

Dünkü maç hem sahası hem hakemiyle falan (GS maçı 11 kişi bitirdi dikkat ettiyseniz) futbol maçı idi, hem de epey iyi bir takımla (bundan biraz şüphesi olan zihninde bir Bordeaux-Sıvas maçı yaptırsın yeter).

Lincoln ve Kewell'ın haftalardır top oynayamıyor ya da oynatılmıyor olmaları GS'ı etkiledi, hem de çok. Bu iki oyuncu son iki haftada üçer maç 90 dakika oynamış olsalar GS dün Bordeaux'dan iyi bir galibiyetle dönerdi, ama sevimli hakemlerimiz ve tekmecilerimiz sağolsunlar, kısmet değilmiş.

Adamların direkten dönen topu bana biraz Köller'in Çek maçında attığı ilk golü hatırlattı (orta ters taraftandı ama kafanın vuruluş şekli topun gittiği ye vs.). Topun direkten dönmüş olması GS için şans ama Kewell'ın topunun girmemesi Bordeaux için çok daha ciddi şans, o kafadan çok daha rahat bir gol pozisyonu idi.

Birkaç yorumda GS'ın ikinci maçta gol atmak zorunda olduğu gibi şeyler yazılmış. Bunu anlayamadım, biz gol atmak zorundayız da Bordeaux atmak zorunda değil mi? GS gol atmak zorunda falan değil, en azından Bordeaux'dan daha çok zorunda değil. Teknik ekibin bu kavramsal hataya düşmeyeceğini umuyorum.

Topal, Barış ve kimse yazmamış ama bence Arda dün defansif olarak çok iyiydiler.

Sabrisiz GS çok geç kalmış ama bir o kadar da iyi bir fikir. ben de Sabri'dense 3-5-2 görmeyi tercih edenlerdenim, açık ara ile hem de.

0-0 rahat bir sonuç değil ama bir de işin Bordeaux tarafından bakmak lazım, Bordeaux taraftarı olsanız rahat olur muydunuz?

Tekrar edeyim: Lincoln ve Kewell maç formunda olsalar dün Bordeaux Benfica, Hertha Berlin listesine eklenir giderdi. Ali Sami Yen'de de ne olacağını bu belirleyecektir. Bu ikisi önümüzdeki sekiz gün maç formlarına yakın hale gelirlerse GS tur atlar.

Gol yememek zorunda olduğumuz da doğru değil. 2-1, hatta 3-1, 3-2 kazanıp tur atlaması hiç zor olmaz GS'ın. Ama 90, hatta 120 dakikaya hazır olmak, karşındaki takımı son düdüğe kadar cidiye alıp, maçı ilk yarım saatte bitirmek, 10 kişi sürekli Bordeaux alanına doluşmak gibi hatalar yapmamak lazım. GS bunu İstanbul'daki Sıvas maçında yaptı. Hem teknik kadro hem de oyuncular iyi hazırlanamamışlar maça demekti bu, umarım haftaya tekrarlanmaz aynı hata.

Maçın 0-0 devam etmesi bizim için ne kadar risk ise onlar için de o kadar büyük risk. 70te gol yersek eleniriz ama onlar da yerlerse elenirler. Bu anlayışla sakin oynamak lazım.

Akıllı oynanması gereken bir maç onun için 8 gün sonra da Sabrisiz bir ilk 11 diliyorum.

Dünkü maçtan özet olarak çıkardıklarım:

1) Hem Bordeaux hem de GS iyi takımlar, Türkiye'de futbol diye yaratılan hilkat garibeliği ile fark çok bariz görüldü. GS'ın eksikleri var (sağ bek alınması en az geçen seneki kadar elzem, Baros'a da biraz ciddi bir alternatif olmalı, Yaser mi olur başkası mı bilmem ama artık hangi iki oyuncunun olmayacağını biliyorum) ama iyi potansiyeli de var, umarım Hamburg ile oynama şansımız olur, daha önce de yazmıştım, GS bu turnuvada ilerledikçe şansı artacaktır.

2) Hata yapmış olsalar da hakemleri izledikten sonra Türkiye'de kısa vadede adam gibi futbol oynanacaksa yabancı hakemin neden şart olduğunu bir kez daha üzülerek gördüm. Arada en iyimser tahminle 15-20 sene fark var.

3) Kafama silah tutup seç birini deseler tur atlamak için GS'ı şanslı görürdüm. Maç eksikleri sorunu olmasa GS dün tur atlamış olurdu. Bu sekiz gün bir şanssızlık olmazsa tura yakın olan biziz.

Ali

Bir not da Şerif beye: Sevgili Şerif, dün maç bazı arkadaşlar için iyi başlayıp sonra beklenmedik bir hal aldı. O yüzden hayal kırıklıklarını falan anlayıp mazur görün. Kişisel bir şey değil de hayal kırıklığından doğan huysuzluk ve hırçınlık olarak görmek lazım, sonuçta herkes kendini yazıyor satırlarına. :lol:

Posted: Thu Feb 19, 2009 2:53 pm
by Kenan Atak
Alpay sana katilmiyorum bence Skibbe olabilecek en iyi taktiklerden birisi ile oynatti takimi. Bu takimi baska turlu durduramazlardi. Hizli oynayan iyi top yapan takimin oyununu guzel bozdular surekli ilk topa basildi, eger bu yapilmasa bizim agir defans darma duman olurdu. Tek eksik kazanilan toplari cok kötu ve savruk kullanmalari oldu. Bu adam bende iyi bir izlenim birakti hoca olarak. Karsi takimi cok iyi cözmus.

Posted: Thu Feb 19, 2009 2:57 pm
by Hasan Tezcan
Ali Gursel wrote:Bir not da Şerif beye: Sevgili Şerif, dün maç bazı arkadaşlar için iyi başlayıp sonra beklenmedik bir hal aldı. O yüzden hayal kırıklıklarını falan anlayıp mazur görün. Kişisel bir şey değil de hayal kırıklığından doğan huysuzluk ve hırçınlık olarak görmek lazım, sonuçta herkes kendini yazıyor satırlarına. :lol:
Bu not Serif beye degil sanirim. Biraz haddinizi asmis olmuyormusun? GS'in
kötu gitmesini isteyen mi var sence. Bu ne anlayis, bu ne zihniyet :evil:

Zirvalamayi birakin adam olun biraz. Yoksa cekip gidin.

Posted: Thu Feb 19, 2009 3:14 pm
by Celal Gürcüoglu
Hasan Tezcan wrote:
Ali Gursel wrote:Bir not da Şerif beye: Sevgili Şerif, dün maç bazı arkadaşlar için iyi başlayıp sonra beklenmedik bir hal aldı. O yüzden hayal kırıklıklarını falan anlayıp mazur görün. Kişisel bir şey değil de hayal kırıklığından doğan huysuzluk ve hırçınlık olarak görmek lazım, sonuçta herkes kendini yazıyor satırlarına. :lol:
Bu not Serif beye degil sanirim. Biraz haddinizi asmis olmuyormusun? GS'in
kötu gitmesini isteyen mi var sence. Bu ne anlayis, bu ne zihniyet :evil:

Zirvalamayi birakin adam olun biraz. Yoksa cekip gidin.
Sevgili Hasan'in ne kadar olumsuz yazdigini okusamda Galatasaray'in basarisizligini istedigini hic bir zaman dusunmedim.

Sevgili Ali'nin ise buraya yazdigi yazilar ve fikirleri olsun bunu ima ettiginide hic sanmiyorum. Hayal kirikligi derken; beklenen performansin ustunde gosterilen bir oyun oldugu ve bazi kisilerin bunu bir iddia gibi algilayip "Toto yatti" gibi bir hisse kapilip yazi yazdiklarini anlatmak istedi. Ustelik bence bu daha cok Cengiz abiye yazilmisti ki senin buraya mac sonrasi yazdigin yazida gayet duzgun bir yazi.

Umarim yanlis anlama olaylari daha da yanlis yerlere goturmez.

Ben Ali'nin bu yazidan sonra gitmesini istemem ki ev sahibi sen oldugun icin gitmeside normal. Senin gitmeni hic istemem cunku sen gittin mi zaten kepenk kapanir. Patronla iyi gecinmek lazim :)

Posted: Thu Feb 19, 2009 3:16 pm
by Alpay Dedeoglu
Hasan, iki kisi konusurken bana bir birsey soylemek dusmez ama ben Ali Gurselin yazdigini ''Galatasarayin kotulugunu isteyenler'' seklinde algilamadim.
Daha ziyade olaylarla ilgili aldigi pozisyonun (kisaca bu anlayista , yonetim sekli , vs... ile yonetilirse GS iyi gitmez) tersi macta cikmaya basladiginda su koyverenler gibi algiladim, ki bunu da gayet diplomatik ve endirek soylemis.

Hasan Tezcan GSninkotulugunu ister ve bundan zevk alir gibi bir sacmaligi ve deli zirvasini biri ima bile etse merak etme ben senden dah once ve sert mudahale ederim.

Birde Serif Beyin hezeyanina ve gitme kararina uzulduk(uzun surmeyecegini tahmin ve umut ediyorum), tabii bunun ustune biraz sivrice ima edilmis.

Hepimizin ortak tutkusu olan GS ile ilgili umut ve sevinc dolu seyler duymak icin giriyoruz, karamsarlik bazen adamin icini karartiyor.

Uzun ve soguk Isvec kis geceleri ve gunleride senin ve Keremin icini biraz daraltmis. Artik soyle 1 hafta colugu cocugu (Bu arada masallah diyelim hemen) alip Turkiyeye tatil zamaniniz gelmis. Gel kardesim gunese gel, lakaytliga gel, gevse biraz.

Posted: Thu Feb 19, 2009 3:25 pm
by Ufuk Sezekkaplan
Ben de Alpay'a katılıyorum. Ali gibi çok güzel fikirler üreten bir kişinin burada olması bize kazanç. Ben ayrıca bu tür şeylerin biraz şakaya da alınabileceğini düşünüyorum. Şimdi mesela Cengiz ağbi çıksa "valla ilk dakikalarda hakikaten ümitliydim ama sonra sizinkiler toparladı" dese iki de gülücük koysa kim ne diyebilir.

Kendimizle dalga geçebilme olgunluğuna ne zaman erişebileceğiz?

Posted: Thu Feb 19, 2009 4:05 pm
by Kenan Atak
Alpay Dedeoglu wrote:Hasan, iki kisi konusurken bana bir birsey soylemek dusmez ama ben Ali Gurselin yazdigini ''Galatasarayin kotulugunu isteyenler'' seklinde algilamadim.
Daha ziyade olaylarla ilgili aldigi pozisyonun (kisaca bu anlayista , yonetim sekli , vs... ile yonetilirse GS iyi gitmez) tersi macta cikmaya basladiginda su koyverenler gibi algiladim, ki bunu da gayet diplomatik ve endirek soylemis.

.
Alpay bence insanlar biraz acik olmali. Direk imali suclamalar gina getiriyor cunku ve kim neyi ustune alacagini bilemiyor. Benim en illet oldugum laflardan birisi Denizli'nin söyledigi 'icimizdeki Irlandalilar' lafidir. Bu ulkede biktim ben acikcasi insanlara hain, icimizdeki irlandali vesaire damgasi vurulmasindan. Sacmaligin daniskasi ve sinir bozuyor. Bir de kac kez dedigim halde insanlari damgalamayin diye ayni seyler yapiliyor. Dun maci Hasan'la izledik. Hasan'i tanimayanlar soguk ve olumsuz diye algiliyorlar. Yan yana otursalar bunu demege utanirlar. Ama bosuna söyluyoruz bizim millet bayilir böyle "hain" aramaga ve galibiyet gelince kapak takmaga.
*Ayrica isteyen ben dönegim ve artik Fenerli oldum zira FB daha iyi top oynuyor veya ben Bordeaux'yu tutuyorum cunku guzel bir UEFA finali izlemek istiyorum da diyebilir, KIME NE, Kimin haddine böyle birseyden dolayi baskasina laf etmek, hakaret etmek (bu da ayri bir konu ama belirtmeden edemedim)!

Posted: Thu Feb 19, 2009 4:08 pm
by Ali Gursel
Hasan Tezcan wrote: adam olun biraz
Mesajının kalanında benim açımdan cevap vermeye değecek bir şey yok, sana laf anlatmak gibi bir arzum da, ama şu yukarısını boş geçemedim:

Bana adamlık konusunda bir şey söyleyebilecek çapta değilsin, kendine gel. Belliki sana zamanında verilmeyen terbiyeyi geç de olsa bir yerlerden edinmeye çalış, insanlara önce Ali abi diye hitap edip arkasından adamlık dersi vermeye kalkma, kendini bil, sonra belki, belki bu tip lafları yazmayı düşün, o da çok dikkat ederek.

Diğer arkadaslara:

Başka bir platformda yazışmaya devam etmek isteyen olursa, ben de o teknolojik bilgi ve enerjiyi bulabilirsem arzu edenlerle yazışmaktan memnun olurum. Böyle bir şey yapabilirsem bir şekilde herkese iletmeye çalışırım. O zaman kadar arzu edenler bana agursel@curtis.com adresinden ulaşabilirler. Sağlıcakla kalın.

Ali