Page 16 of 29
Posted: Thu Mar 12, 2009 10:02 pm
by Cengiz Akgun
Kerem Tezic wrote:Is yerinde youtube, myspace gibi sitelere kisitlama var o yuzden ancak aksam girip dinleyecegim hem Esteban hem Meredia'yi. Bu Esteban'a ilgin nerden Cengiz abi merak ettim ama adini hic duymamistim. ..
Iyi caliyor da ondan.
Posted: Fri Mar 13, 2009 12:38 pm
by Kenan Atak
Cengiz Akgun wrote:
Bu sorun ABD'de de var. Bush'un zamaninda iyice palazlanip Guneyde lisede okutulan kitaplara filan el atip Evrim teorisine karsit bu tur sacmaliklara yer verilmeye kalkildi. Adina da "Yaratilis Teorisi" koymuslar. Mahkemelik oldular. Sonunda Federal mahkeme bu herifleri bu tur okul kitaplari duzenlettirme gorevlerinden aldi. Onlara gore bizim savimizda okutulsun ogrenci kendi karar versin gibi sacmlaiklardi bunlar. Kucuk Amerika olma hayali icinde olanlar bu turlu geri zekaliliklari da kopya edecekler. Malum ulkede demokrasi var.
http://creationwiki.org/Creation_vs._Evolution
Tam bizim konusmalar uzerine bir bilgi: National Geographic News’un 2006’nın ağustos ayında yayınladığı istatistiklere göre evrim teorisini kabul etme konusunda İskandinav ülkeleri başı çekiyor. Bu ülkelerde halkın yüzde 80’i evrim teorisini benimsemiş durumda.
Bu oran ABD’de yüzde 14’e düşüyor.
Amerika’dan bile daha aşağıda olan tek ülke Türkiye
----------------------------------------------------------------------
Ustteki bilgi Livaneli'nin yazisindan alinti. Daha fazla lafa gerek var mi? Su kadar bilgi su an Turkiye'nin bulundugu durumu, bizi yoneten cahil cuhelanin neden basimizda oldugunu son derece acik son derece secik acikliyor. Yahu su hale bakin halkin buyuk cogunlugu yaradilis teorisine inaniyor gulermisin aglarmisin.
Posted: Fri Mar 13, 2009 7:26 pm
by Kerem Gulec
Kerem Tezic wrote:
Amerika’dan bile daha aşağıda olan tek ülke Türkiye
----------------------------------------------------------------------
Ustteki bilgi Livaneli'nin yazisindan alinti. Daha fazla lafa gerek var mi? Su kadar bilgi su an Turkiye'nin bulundugu durumu, bizi yoneten cahil cuhelanin neden basimizda oldugunu son derece acik son derece secik acikliyor. Yahu su hale bakin halkin buyuk cogunlugu yaradilis teorisine inaniyor gulermisin aglarmisin.
Adasim,
Hurma ile insan arasinda %99 "DNA match" bulunmus gozumuz aydin. Su haberi okuyorum gozlerime inanamiyorum. Iki tip bagnaz anlayis var ulkede; birincisi bati bulusu deyip komple reddetmek, ikincisi ise "biz zaten daha once bulmustuk, gec kaldiniz beyler" modu, su asagida goruldugu gibi.
http://haber.gazetevatan.com/haberdetay ... tegoryid=1
Bunun bir diger ornegini de gecenlerde gormustum. Bir ilahiyatci, bilim adamlarinin insanliga katkisini anlatirken Biruni'nin dunyanin gunes etrafinda donusunu (Heliocentrism) ilk bulan bilim adami oldugunu iddia ediyor. Heliocentrism inanilmaz bir bulus ama maalesef Biruni ile ilgisi yok. Biruni 10-11. yuzyillarda yasiyor, Heliocentrism milattan onceki yillara uzanan Hintli bilim adamalarinin calismalarina atfediliyor. Bunlar gizli kapakli seyler degil, bu cagda herkesin elinin altinda olan bilgiler artik. Turkiye'de inanilmaz kuvvetli bir suzgec gerekiyor olup biteni degerlendirmek icin maalesef.
Posted: Fri Mar 13, 2009 7:45 pm
by Cengiz Akgun
Insanin yedigi hurmalar sonradan insani tirmalar. Bu sozu bosuna mi soylemisler Arap bilginleri.
Posted: Fri Mar 13, 2009 8:37 pm
by Ali Kaya
Kerem Tezic wrote: Yahu su hale bakin halkin buyuk cogunlugu yaradilis teorisine inaniyor gulermisin aglarmisin.
Yaratılış teorisi diye birşey olamaz (elmalar-armutlar meselesi). Fakat,
yaratılışa inanmayı bilimsel düşünceye zıtmış gibi görmek de başka bir
gariplik.
Amerika'da bulunduğum yıllarda Nobel ödüllü bir fizikçinin (ismini tam
hatırlayamadım) "the convergence of religious and scientific thought"
isimli bir konferansını dinlemiştim. Adam oldukça iyi bir Hıristiyan, zaten
Hıristiyan bir öğrenci klübünün davetlisi olarak gelmişti üniversiteye.
Sorular kısmında Evrim teorisi hakkında ne düşündüğünü sordum, "God's
continuous creation" dedi.
Evrim teorisinin en zayıf yönü ilk canlının nasıl ortaya çıktığı sorusuna
tatmin edici bir cevap verememesi. Çok çok basit bir bakteri hücresinin
tesadüfen oluşma ihtimalini hesaplayıp bunun imkansızlığını belirten
birçok saygın bilim adamı var (tabii bunun tersini iddia edenlerde).
Niyetim evrim ile ilgili sonu gelmeyecek bir tartışmaya girmek değil-zaten
burası yeri de değil. Sadece yaratılış inancının bilimsel düşünce ile
çelişmediğini belirtmek. Aksini düşünen varsa sayısız inançlı bilim adamı
(ve tabii felsefecinin) varlığını açıklamak zorunda.
Ali Kaya
Posted: Fri Mar 13, 2009 9:13 pm
by Kenan Atak
Ali Kaya wrote:Yaratılış teorisi diye birşey olamaz (elmalar-armutlar meselesi). Fakat,
yaratılışa inanmayı bilimsel düşünceye zıtmış gibi görmek de başka bir
gariplik.
Size Betrand Russell'in 'Why I am not Christian', 'Religion and science', 'Sceptical essays' ve Michel Onfray'in 'Atheist manifesto, : The Case Against Christianity, Judaism, and Islam' kitaplarini öneririm. Bu konuyu cok guzel ele aliyorlar. Ama bunlardan bizim konu ile birebir alakali olani Russell'in 'Religion and Science kitabi ve mutlaka okumanizi tavsiye ederim. Ayrica modern felsefenin babasi olarak kabul edilen (dualism gibi devasa yanlisina ragmen) Descartes'tan itibaren dönemin pek cok filozofu dinin en agir bastigi son derece baskici kosullarda yasiyorlardi ve bunlarin kitaplarinda hayatlarinin ele alindigi önsözlerde aldiklari dinsel egitimi bir sure sonra tamamen reddettikleri yaziliyor ki bundan daha normali olamaz. Zira sorgulamanin oldugu yerde dogmalar reddedilir. Dogmalarin hakim oldugu yani inanc köleligin oldugu yerde ise hakaretler ve siddetten baska birsey görulmuyor insanlik tarihinde. Bilimsel yöntemler ile de tamamen zit bu yaklasim tarzi. Dedigim gibi Russell harika anlatiyor tum bunlari.
Posted: Fri Mar 13, 2009 9:44 pm
by Kerem Gulec
Ali Kaya wrote:
Amerika'da bulunduğum yıllarda Nobel ödüllü bir fizikçinin (ismini tam
hatırlayamadım) "the convergence of religious and scientific thought"
isimli bir konferansını dinlemiştim. Adam oldukça iyi bir Hıristiyan, zaten
Hıristiyan bir öğrenci klübünün davetlisi olarak gelmişti üniversiteye.
Sorular kısmında Evrim teorisi hakkında ne düşündüğünü sordum, "God's
continuous creation" dedi.
Ali Kaya
Din ve bilim konusunda konferansa gelmis, hristiyan ogrenci grubu tarafindan cagrilmis, cok iyi bir hristiyan olan fizikciye bu soruyu sorup baska ne cevap almayi bekliyordunuz acikcasi sasirdim. Bunda bir problem yok, fakat bunu getirip bakin cok onemli bilim adamlari yaradilisa inaniyor seklinde sunmanizi yadirgadim.
Oncelikle "koyu hristiyan bilim adami" basli basina bir "outlier", genelleme yapmaktan cok uzak. Kac tane koyu hristiyan fizikci var acaba yeryuzunde? Bir tane datayi cimbizla cekip, onun arkasina gecmek dogru degil. Benim bazi suphelerim var bu konuda, ornegin 1000 tane fizikciye veya bilim adamina sorsak ayni soruyu ezici cogunluk nasil cevap verecek? Cok kolay bir sekilde ulasabilirsiniz bilim ve din arasindaki korelasyonu arastiran calismalara, bilim adamlarindan referans vermek istiyorsaniz. Ek olarak sunu da hatirlatmak isterim ki soruyu sordugunuz kisi fizikci. Gorusu onemli de olsa konunun uzmani degil.
Burada vurgu, yukarida verilen ulkelere ait istatistikler uzerinden yapilmis zaten, bahis konusu olan istatistiksel dayanagi olan bir olgu. Bence ortada gariplik falan yok bu acidan.
Posted: Fri Mar 13, 2009 10:17 pm
by Cengiz Akgun
Ali Kaya wrote:
..
Evrim teorisinin en zayıf yönü ilk canlının nasıl ortaya çıktığı sorusuna
tatmin edici bir cevap verememesi. ...
Ali Kaya
Niye ki? Camurdan yaratildi Adem babamiz ve Hava anamiz da ege kemiginden iddiasina gore cok daha mantikli evrim teorisi murekkep yalamislar arasinda. Hayatin Karbon, Oksiyen, ve Hidrojen atomlarinin isi ve basinc altinda organik bir yapiya donusmesini anlayamamak zor olmasa gerek bugunku devirde. Evet modern fizigin babasi sayilan Einstayn efendi de bazi konularda iddia edildigi gibi bu is zar atmaga benzemez demisse de, inananlar bu duzenin bir yaratici tarafindan yaratildigina inanamaya devam ederler. Bu da evrim teorsine aykiri degil. Aciklanamayacak bir suru sey ilahi bir kudrete dayandiriliyor hala. Isteyen inanir isteyen inanamaz. Ama insanoglu bosverin demeden bu tur sirlarin pesinde. Dusunuyorum cunku varim demek buyuk bir olay.
Olaya su katan (sozum meclisten disari) pezevenkler ise ruhban sinifi ile bunlara yalaklik eden guya inananlar. Dini tek ele alip kendi istedikleri gibi yorumlayip ona buna nasil don bicer gibi yasam bicimi secerek nasil yasamak gerektigini ogretmeye buna karsi cikanlari ise dislamaya calisarak ilahi kudret adina ahkam kesip onun bunun kanina canina susamak yaptiklari isler. Iste bu yuzden dini yargilarin bilimde ve siyasette isi olmamali diyorlar. Zihni bulanmadan ap acik her seyi sorgulayacaklar makbul.
Posted: Sat Mar 14, 2009 1:08 am
by Ali Kaya
Kısa kısa gerekli gördüğüm yerlere cevap vereceğim.
Kerem Teziç Beye:
Dini eğitimini reddetmek başka, dini tamamen redetmek başka şeylerdir.
Din tamamen dogmalardan oluşan bir sistem olmadığı gibi bilim de
dogmalardan bağımsız değildir. Mesela, kuantum fiziği neredeyse bir ön
kabuller dizisiyle başlar- bu arada sizin büyük bir yanlış olarak
nitelendirdiğiniz dualism kuantum fiziğinin neredeyse özüdür. Dogmaların
tümü de sadece dogma oldukları için yanlış değillerdir.
Ayrıca insanlığın bir bütün olarak yaşadığı iki büyük yıkım çok zaman
önce değil, son yüzyıl içinde yaşanmıştır. Dogmalara savaş açma felsefesi
taşıyan sovyetler birliğinde, sistemin oturması için öldürülüp sürgün
edilen insanların sayısı ancak on milyonların katlarıyla ifade edilebilir.
Maalesef bütün bu acılar bilimin kutsandığı bir yüzyılda yaşanmıştır.
Kerem Güleç Beye:
Verdiğim örnek tekil değildir, koyu Hıristiyan (veya Yahudi) fizikçi sayısı
oldukça fazladır (iyi bir örnekte Ed. Witten'dır). Bu sayının artması
kanımca modern fiziğin bilimde yerleşmiş düşünce kalıplarını alt üst
etmesiyle ilgilidir. Ayrıca bu konuda istatistiki bilginin bir manası olmaz.
Aklı başında 3-5 bilim adamı bir teoriye karşı kuşkuyla yaklaşıyorsa- ki
evrim teorisi için bu sayı fazladır- bu bence dikkate değer bir konudur.
Bilim tarihi yüzyıllar boyu hem de herkesin iman edip kanun diye
nitelendirdiği teorilerin çöküşüne sahne olmuştur (Newton'un "kanunları"
güzel bir örnektir. Mesela, bir elma yere düşerken dünyanın ona bir
kuvvet uyguladığını ya da "güneş dünya etrafında dönüyor" sözünün
yanlış olduğunu düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz).
Cengiz Akgün Beye:
Maalesef hayat karbon, oksijen ve hidrojen atomlarının ısı ve basınç
altında organik bir yapıya dönüşmesinden çok daha karmaşık. O kadar
basit olsaydı bugün laboratuarlarda canlı üretiyor olurduk.
Ali Kaya
Posted: Sat Mar 14, 2009 2:31 am
by Eray Tunç
Buradaki Caz sohbetlerinin de bir miktar etkisiyle dün Cadillac Records diye bir filme (
http://www.sonypictures.co.uk/movies/cadillacrecords/) gittim.
Blues'un önemli isimlerinden Muddy Waters, Etta James, Little Walter, Willie Dixon, Howlin' Wolf gibi karakterlerin etrafında Chess Records'un hikayesini anlatan bir film. Filmin gerçek blues tarihine sadakati hakkında, ve yer verilmeyen başka önemli isimler hakkında çeşitli tartışmalar olsa da, blues müziğini daha yakından tanımamı, dolayısıyla da daha çok sevmemi sağladığını söyleyebilirim.
Beach Boys'un Surfin' USA şarkısının Chuck Berry'den çalıntı olduğu, Rolling Stones'un isminin Muddy Waters'ın bir şarkısından geldiği gibi ilginç ayrıntıları öğrendiğime de sevindim.
Rolling Stones & Muddy Waters- I'm a Man:
http://www.youtube.com/watch?v=GPbGNx4n3zc
Howlin' Wolf - How Many More Years:
http://www.youtube.com/watch?v=GPbGNx4n3zc
Bizde de Recep Ivedik, maskeli beşler gibi filmlerden kazanılan paranın en azından bir kısmıyla Dede Efendi, Neyzen Tevfik, Itri gibi karakterlerin yer alacağı filmler üretilse de halkın kendi kültürüne yabancılaşmasının biraz önüne geçilebilse.
Britanya Kütüphanesi'nde (British Library) bu yılın başından beri harika bir Darwin sergisi var. Kütüphaneye girdiğinizde önce harika kuş sesleri duyuyorsunuz. Abartı, yapmacıklık yok. Zaten sergiyi gezmeye başlar başlamaz Darwin'in omuzunda yükseldiği diğer devlerin de orijinal eserleriyle, el yazmalarıyla, ilk basım kitaplarıyla ve her birinin ayrıntılı ama albenili açıklamalarıyla karşılaşıp, bilimin çetrefilli ama huzur veren dünyasını adeta hissetmeye başlıyorsunuz. İnsanın bir an önce okuma odalarına gidip araştırma yapası geliyor...
Neyse biz yine yere inip, Türkiyemizin acı gerçekleriyle karşılaşalım:
... "Cebeci ise, “TÜBİTAK gibi önemli bir kurumda nöbet değişiklikleri olur” dedi. “Müdahalenizle kapak konusu değişti mi? Çiğdem hanımı görevden aldınız mı?” sorusuna ise Cebeci, şu yanıtı verdi: “Ben kapakta Darwin göremiyorum. İç süreçlerimiz sağlıklı şekilde işliyor. Çiğdem hanımın şu anda görevden alındığını sanmıyorum. Görevden almada benim imzam olur mu, olmaz mı bilmiyorum ama yetki başkanın. Ben görevden alamam. Ama talep eder miyim onu da bilemiyorum."
Kaynak:
http://www.milliyet.com.tr/Guncel/Haber ... ak%20yapan
Bu da spor dünyasından bir "haber"
Alman'ı HAMburg yaptık, mideye Sami Yen de indireceğiz, hadi Kadıköy yolcusu kalmasın, Yallah şöför yallah!
Kaynak: Şerefsiz futbol basını
Bir de eskilerden bir haber geldi aklıma, son durum ne oldu acaba.
"Uzungöl’ün etrafına duvar":
http://arsiv.ntvmsnbc.com/news/466934.asp
Posted: Sat Mar 14, 2009 9:22 am
by Ismail Gezer
Yeni mevzu maymun muhabbeti demek.. Yakışır!
Maymun soyundan gelmekte, maymunlaşmakta haktır, verilmiş haklarda geri alınamaz..
Posted: Sat Mar 14, 2009 11:08 am
by Kenan Atak
Ali Kaya wrote:
Dini eğitimini reddetmek başka, dini tamamen redetmek başka şeylerdir.
Din tamamen dogmalardan oluşan bir sistem olmadığı gibi bilim de
dogmalardan bağımsız değildir. Mesela, kuantum fiziği neredeyse bir ön
kabuller dizisiyle başlar- bu arada sizin büyük bir yanlış olarak
nitelendirdiğiniz dualism kuantum fiziğinin neredeyse özüdür. Dogmaların
tümü de sadece dogma oldukları için yanlış değillerdir.
Ali arkadas,
Birincisi dini reddetmekle ilgili birsey yok benim yazimda. Insanlarin varlik sorunu yasadikca herkes icin gecerli. Kimi varlik sorununa, kavrayamadigi bu evrendeki sorulara, bu evrendeki bulundugu yere dinle cevap veriyor. Buna kimse itiraz edemez bu son derece dogal birsey.
Simdi gelelim ikinci kisma. Bilimsel teoriler bahsettiginiz ön kabuller yani axiomlara dayaniyor (ki bunlarin arkasinda cok kuvvetli Kant'in intuition dedigi kavram, gözlemler ve akil yurutme var gene de. A.F. Chalmers'in 'what is this thing called science kitabinda sanirim Galileo icin sadece kafasinda yaptigi deneylerle, sezileri ve akil yurutmesi ile kuramini sekillendirdigini yaziyordu ve cok ilginc gelmisti), amma bilimin dinlerden farki bilimsel teorilerin test edilmesinde ve surekli kendilerini yenilemesinde. Kepler'in teorisindeki yanlisliklar Kepler'in fizige katkisini gölgelemiyor, Newton teorisi bunlardan yararlanarak acikta kalan sorulara cevap getiriyor.Hatta doga bilimlerinde, fizikte mesela Russell'in dedigi gibi buyuk ölcude sorunlara cevap bulundu. Burdaki asil mucadele Imre Lakatos'un dedigi bilimsel teorilerdeki temel oturmus kuramlarla hala oturmamis kuramlar arasinda. Tum bunlara ragmen kendini surekli update ediyor. Dinde ise bu yok maalesef, mutlak kabul edilmis gercekler var o yuzden dinin ne bilimde ne politik hayatta ne de ahlaki önermelerde (ki ahlaki önermeler bile neuroscience'in kapali kutusu tamamen acilmadikca ici bos, bu bosluk bilim doldurmadikca felsefenin sorulari ile dolduruluyor) yeri yok. O yuzden dinin tek alani insanlarin kendi özel varlik sorunlarinin oldugu alanla kisitli olmali.
Posted: Sat Mar 14, 2009 11:20 am
by Mehmet Sönmez
Kerem Tezic wrote:Ali Kaya wrote:
Dini eğitimini reddetmek başka, dini tamamen redetmek başka şeylerdir.
Din tamamen dogmalardan oluşan bir sistem olmadığı gibi bilim de
dogmalardan bağımsız değildir. Mesela, kuantum fiziği neredeyse bir ön
kabuller dizisiyle başlar- bu arada sizin büyük bir yanlış olarak
nitelendirdiğiniz dualism kuantum fiziğinin neredeyse özüdür. Dogmaların
tümü de sadece dogma oldukları için yanlış değillerdir.
Ali arkadas,
Birincisi dini reddetmekle ilgili birsey yok benim yazimda. Insanlarin varlik sorunu yasadikca herkes icin gecerli. Kimi varlik sorununa, kavrayamadigi bu evrendeki sorulara, bu evrendeki bulundugu yere dinle cevap veriyor. Buna kimse itiraz edemez bu son derece dogal birsey.
Simdi gelelim ikinci kisma. Bilimsel teoriler bahsettiginiz ön kabuller yani axiomlara dayaniyor (ki bunlarin arkasinda cok kuvvetli Kant'in intuition dedigi kavram, gözlemler ve akil yurutme var gene de), amma bilimin dinlerden farki bilimsel teorilerin test edilmesinde ve surekli kendilerini yenilemesinde. Kepler'in teorisindeki yanlisliklar Kepler'in fizige katkisini gölgelemiyor, Newton teorisi bunlardan yararlanarak acikta kalan sorulara cevap getiriyor.Hatta doga bilimlerinde, fizikte mesela Russell'in dedigi gibi buyuk ölcude sorunlara cevap bulundu. Burdaki asil mucadele Imre Lakatos'un dedigi bilimsel teorilerdeki temel oturmus kuramlarla hala oturmamis kuramlar arasinda. Tum bunlara ragmen kendini surekli update ediyor. Dinde ise bu yok maalesef, mutlak kabul edilmis gercekler var o yuzden dinin ne bilimde ne politik hayatta ne de ahlaki önermelerde (ki ahlaki önermeler bile neuroscience'in kapali kutusu tamamen acilmadikca ici bos, bu bosluk bilim doldurmadikca felsefenin sorulari ile dolduruluyor) yeri yok. O yuzden dinin tek alani insanlarin kendi özel varlik sorunlarinin oldugu alanla kisitli olmali.
Kerem arkadas cok iyi yazmissin sanki seni su anda icinde bulundugumuz yüzyilin "Karl Marx" i diye yazsam yanlis anlamazsin umarim...
Posted: Sat Mar 14, 2009 11:21 am
by Kenan Atak
Eray Tunç wrote:Buradaki Caz sohbetlerinin de bir miktar etkisiyle dün Cadillac Records diye bir filme (
http://www.sonypictures.co.uk/movies/cadillacrecords/) gittim.
Blues'un önemli isimlerinden Muddy Waters, Etta James, Little Walter, Willie Dixon, Howlin' Wolf gibi karakterlerin etrafında Chess Records'un hikayesini anlatan bir film. Filmin gerçek blues tarihine sadakati hakkında, ve yer verilmeyen başka önemli isimler hakkında çeşitli tartışmalar olsa da, blues müziğini daha yakından tanımamı, dolayısıyla da daha çok sevmemi sağladığını söyleyebilirim.
Sevgili Eray cok sagol bu bilgiyi verdigin icin. Etta James'in sesi bu verdigin linkte var bu sese hastayim acikcasi. Blues'a merak sararsan özellikle Fleetwood Mac'in ilk yillarini öneririm. Peter Green'in icinde oldugu. Mesela cogu kisinin sevdigi Black Magic Woman bu guruba ait.
http://www.youtube.com/watch?v=9-ELydnDgKY
Bir de mutlak Chicago Blues'un efsane ismi Buddy Guy'i ve Butterfield Blues band'i öneririm.
http://www.youtube.com/watch?v=k_rd8y8A2oE
Su parcanin guzelligine bakin
http://www.youtube.com/watch?v=6j9iNV_e1Yw
Posted: Sat Mar 14, 2009 11:42 am
by Kerem Gulec
Ali Kaya wrote:
Kerem Güleç Beye:
Verdiğim örnek tekil değildir, koyu Hıristiyan (veya Yahudi) fizikçi sayısı
oldukça fazladır (iyi bir örnekte Ed. Witten'dır). Bu sayının artması
kanımca modern fiziğin bilimde yerleşmiş düşünce kalıplarını alt üst
etmesiyle ilgilidir. Ayrıca bu konuda istatistiki bilginin bir manası olmaz.
Aklı başında 3-5 bilim adamı bir teoriye karşı kuşkuyla yaklaşıyorsa- ki
evrim teorisi için bu sayı fazladır- bu bence dikkate değer bir konudur.
Bilim tarihi yüzyıllar boyu hem de herkesin iman edip kanun diye
nitelendirdiği teorilerin çöküşüne sahne olmuştur (Newton'un "kanunları"
güzel bir örnektir. Mesela, bir elma yere düşerken dünyanın ona bir
kuvvet uyguladığını ya da "güneş dünya etrafında dönüyor" sözünün
yanlış olduğunu düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz).
Ali Kaya
Ali Bey,
Tekrarliyorum, verdiginiz ornek cogunluk bilim adamini temsil etmekten cok uzak. Bu tip dusunen bir bilim adamina karsilik ayni bilimsel seviyede tam tersi yonde dusunen sayisiz bilim adami bulmak mumkun olur. Akli basinda 3-5 bilim adaminin dedigi onemlidir tabii ki, ancak akli basinda yuzlerce bilim adaminin dedigi de onemsiz degil.
Ikinci olarak, ulkemizin gelismis ulkelerle ayni sayfada olmadigini vurgulayan bir istatistige bu sekilde yaklasmak dogru degil bence. Ayni, halklarla nobel odullu fizikciler arasinda analoji yapmanin anlamsizligi gibi. Takdir edersiniz ki nobel odullu bir fizikciyle siradan bir vatandasin konuya yaklasim sekilleri ayni degil. Olaya halklar acisindan bakildiginda evrim ve yaradilis teorilerinin sembolik olarak neleri temsil ettigi cok acik sanirim. Aslinda problemi teorinin dogruluguna yanlisligina da indirmek anlamsiz. Diyelim ki olaylar sizin dediginiz gibi gelisecek ve siz ve sizin gibi dusunen su an icin azinlik olan bilim adamlarinin hakliligi bilimsel verilerle ispatlanacak ve de evrim teorisi gelecekte tamamen reddedilecek. Boyle bir durumun olusmasi durumunda Turkler ve Amerikalilar soyle bir sekilde zeytinyagi gibi uste cikmaz umarim:
“Biz zaten yanlis oldugunu biliyorduk, o yuzden bastan beridir karsiyiz”.
Son olarak Einstein’in Newton’a hitaben yazdigi sanirim “genug davon…” seklinde baslayan bir yazisini hatirliyorum, icerigini bildiginizi tahmin ediyorum. Yine de, Newton yasalarinin bu haliyle bircok muhendislik dalinin temelini olusturdugu ve insanligin uygarlik yolunda arac olarak kullandigi bir suru objenin bu yasalara gore tasarlandigi gerceklerini degistirmiyor. Diger bir deyisle Newton'u degersiz kilmiyor, tam tersine Newton gibi adamlar sayesinde ancak bir sonraki seviyeye cikmak mumkun.