Page 19 of 21
Posted: Thu Nov 17, 2005 12:24 am
by Cengiz Akgun
Yucel F Genc wrote:
...
Isvicrelilerin mac duduguyle beraber soyunma odasina depar atarak kacmalirini hala anlamis degilim, boyle bi macin sonlarina dogru da "FB" tezahuirati yapan herkesi de kiniyorum.
Amma yaptin ya. Dayak yiyeceklerini bildikleri icin kactilar elbette. Ama yetmemi$ $ifo filan koridorda birini tekmelemi$. Bizim uysal cocuk Alpay'a da saldirmi$lar Isvicreliler. Hicbir $ey yapmami$tir Beckham icin de oyle diyordu. Isvicreli sagol sayende diyeceken neden saldirsin. Opmesi lazim kendini.
SafiPoz da agzina ne geldiyse soylemi$ basin toplantisinda. Ona da o yaki$irdi zaten. Olmadi rakibimizi tebrik ederiz dmesini bekleyen var miydi acaba?
Posted: Thu Nov 17, 2005 12:37 am
by Kenan Atak
Yucel F Genc wrote:Isvicrelilerin mac duduguyle beraber soyunma odasina depar atarak kacmalirini hala anlamis degilim, boyle bi macin sonlarina dogru da "FB" tezahuirati yapan herkesi de kiniyorum.
Mac sonu Alman TV'si Bundesliga'da oynayan bir Isvicre'li oyuncu ile röportaj yapiyormus, röportajin yarisinda adam ustune geleni görup 'burdan kacmam lazim' deyip tabanlari yaglamis. Bizimkiler arkalarindan kosmuslar. Bence forma takasi icin kosmuslardir.
Posted: Thu Nov 17, 2005 12:38 am
by Oltunc Özgür
1. macta Terim'in oyuna aldigi Ergun'u macin kadrosunda gorunca herhalde kafayi yemis demistim ama Ergun eski gunlerini andiran o kadar guzel bir oyun koyduki neden daha once form tutmadigina yaniyorum.. Hakan Sukur mac sonunda milli takima veda etti (resmi olmasada) ve bence iyi yapti, mac icinde yaptigi ve yarattiklari onu eleştirenlere kapak olmustur herhalde... Mac icinde Tuncay gercekten cok calisti
orta sahada emre neredeyse hicbirsey yapmadi sadece dalasti aksine oyunu kanatlardan ozellikle sol kanattan oynasaydik daha cok gol bulacaktik, onun yerine 3. golden sonra klasik doldur bosalta gectik ve 20 dakikayi heba ettik birde yenilen gol cabasi, milli takima yapilacak tek revizyon onlara tek pas yapmayi 90 dakika oyundan kopmamayi ogretmek olsa gerek, ceza sahasi disindan sut ve kanat organizasyonlarida cabasi yani hersey yeniden sil bastan.. Mucadele cok iyi idi ama bu kadar olumsuz sarti avantaja pek az takim cevirebilir yeryuzunde oda maalesef biz olamadik.
Eger takimcilik eyyamcilik medya sacmaliklari olmazsa artik umudumun kalmadigi FT bu isi duzgun yapabilir bence Nuri Sahin gibi gencleri takima monte ederek Tuncay, Necati ve digerlerine daha fazla futbol bilgisi kazandirarak bundan sonra basarili olabilir..
Ulkenin Hakan Sukur gibi degerleri sirf tutmadigi bir takimin oyuncusu diye yerden yere vurma cabalarini bir daha tekrarlamazsak futbolun basit ve akilci yonunu kesfedersek bu is yine olacaktir.. GS bunu yapti ve ben bugun milli takimda az da olsa o ruhu gordum, gelecekte hatta yakinda FB ve diger takimlarda bu ruhu yakalayip gerekli mali ustunlukle bu isi kotaracaklardir ama etrafa bulasmadan sadece isini yaparak..Hakem kotu olabilir ama atilan golu kimse engellemez daha iyiyi bulma cabasi icin ugrasmak bu yuzyilda insanimizin hedefi olsun iskaladigimiz gecen yuzyildan farkli olmak adina
Herkese iyi aksamlar
Posted: Thu Nov 17, 2005 12:42 am
by Hasan Utku
Cengiz Akgun wrote:
Terim saygisini bozuk para gibi harcayan anca boyle onun du$ukluklerini goremeyenleri ve dayiligi adamlik sananlarin gozunde buyuyor. Ben ondan umidi coktan kestim. Halbuki eline ne kadar guzel firsatlar gecmi$ti.
O mevzulardan dolayı prim kaybettiği doğru,ben yine de sahada ne yaptığına bakarım..Şu son iki maçta da olmayacak şeyler denedi..Futbolun kendine has adaleti de cezasını verdi haliyle..
Şimdi önünde alttan çoğunluğu gurbetçi ağırlıklı gençlerden gelen yeni bir şansın eşiğinde..Yolu da,vakti de epey uzun..Ama önce şu sürekli çenesini konuşturup,ses var görüntü yok halinden uzaklaşması lazım..İnşallah yapar.
Bu arada Ersun Yanal'ı da boş yere gönderdiğimiz ortaya çıktı..Bıraksaydık kendi ipini kendi çekseydi..Şu son maçları farklı oynayacağını sanmazdım.. Federasyonun kabahati büyük burda..Ama biz her şeye bi kulp buluruz..Hakemlere,Alpay'a yıktık olayı bitti..
Posted: Thu Nov 17, 2005 12:55 am
by Serif Halimler
Mehmet Gorgen wrote:ALMAN ARD KANALINDA İSVİÇRELİ OYUNCULARLA KORİDORDA RÖPORTAJ YAPILIYOR HERİFLER SEVİNÇTEN DÖRT KÖŞE..
Mehmet cim Alman televizyonu o görünütüleri gösterirken yorumlari hic de hos degildi.
Türkler Isvicre li oyunculara insanlik disi muamelede bulundu , saldirdi, dövdü, kameremanimiz az önce dayak yedi simdi calisamiyor, gibi seyler anlatiyordu ve Türkiye ye saglam bir ceza verilmeli de diyordu.
Ne derece dogru ne derece yanlis bilemem , fakat Alman TV si öyle diyorsa, lobileri büyük oldugu icin ceza alacagimizi düsünüyorum.
Aslinda mac sonunda körüge giderken saga solatekme yumruk salliyan 14 numaraya ben de bir orutrmak isterdim dogrusu. Hep kendimizi suclamayalim. Futbol artisitik patinaj degil, iyi harekete puan vermiyorlar. 5 yil kadar önce ASY de Fb nin GS ceza alanina girmedigi macin tamami FB yari alaninda oynandigi maci Johnson un Freeekick atisi Emrenin popsuna ve carpip gol olmasi sonucu 0-1 kaybetmistik. Herseye ragmen hakemlerin gercekten de tarafsiz olmadigini düsünüyorum. Alpay in 1. dakikadaki el posizyonuna penalti veriyorlar dogru. Bern de cümle alemin görüdügü ele penaltiyi vermiyorsun. 25 yildir Almanya da yasiyorum Avrupada basarili olmak icin onlarla ayni bilgi ve beceriye sahip olman yetmez , onlardan cok daha iyi olman gerek, Bizim Milli takim bunu beceremedi, tüm alumsuz etkenlere ragmen. 4 gol atip elenmek hos degil, ya ikinci golü yemeyeceksin, ya da 5 atacaksin.
Posted: Thu Nov 17, 2005 12:56 am
by Cengiz Akgun
Hasan Utku wrote:
..
Bu arada Ersun Yanal'ı da boş yere gönderdiğimiz ortaya çıktı..Bıraksaydık kendi ipini kendi çekseydi..Şu son maçları farklı oynayacağını sanmazdım.. Federasyonun kabahati büyük burda..Ama biz her şeye bi kulp buluruz..Hakemlere,Alpay'a yıktık olayı bitti..
Kendi ipini cekme konusu ise haklisin. Eger yanli$ anladiysam Ersun daha iyi yapardi diyorsan katilamayacagim. Onun takintilari cok daha buyuktu. Ben de onu bir $ey sanmi$tim ama hicbir halt degilmi$. Otursun o son 4. golu izlesin Ersun. Ben ikinciyi goremedim. O $ekilde o topu alip kafa vurabilecek (ki o pasida bilerek verdi) ba$ka oyuincu varsa Turkiyede Hakan hakkinda atip tutanlar konu$masinlar artik. Tekke Takke Kulah laflarina karnim tok benim. Eger konu$acaklarsa soylesinler kim yapabilir onun yaptigini. Bugun adam gibi sahadi idi gordugum kadari ile. Ke$ke hepsi onun kadar oynayabilse. Kaciriyor filanda bu i$i hakkini vererek yapiyor.
Alpay ise bitik vaziyette. Yenen ikinci golde Tolga ile adami seyredenler arasinda idi. O degil Turkiyede ona yakin adamlar cikaramayan ar daha dogrsuu yeti$tiremeyenler (Toraman filandan hic bahsetmeyin bana) utansin.
Posted: Thu Nov 17, 2005 1:11 am
by Hasan Utku
Cengiz Akgun wrote:Hasan Utku wrote:
..
Bu arada Ersun Yanal'ı da boş yere gönderdiğimiz ortaya çıktı..Bıraksaydık kendi ipini kendi çekseydi..Şu son maçları farklı oynayacağını sanmazdım.. Federasyonun kabahati büyük burda..Ama biz her şeye bi kulp buluruz..Hakemlere,Alpay'a yıktık olayı bitti..
Kendi ipini cekme konusu ise haklisin. Eger yanli$ anladiysam Ersun daha iyi yapardi diyorsan katilamayacagim. Onun takintilari cok daha buyuktu. Ben de onu bir $ey sanmi$tim ama hicbir halt degilmi$. Otursun o son 4. golu izlesin Ersun. Ben ikinciyi goremedim. O $ekilde o topu alip kafa vurabilecek (ki o pasida bilerek verdi) ba$ka oyuincu varsa Turkiyede Hakan hakkinda atip tutanlar konu$masinlar artik. Tekke Takke Kulah laflarina karnim tok benim. Eger konu$acaklarsa soylesinler kim yapabilir onun yaptigini. Bugun adam gibi sahadi idi gordugum kadari ile. Ke$ke hepsi onun kadar oynayabilse. Kaciriyor filanda bu i$i hakkini vererek yapiyor.
Alpay ise bitik vaziyette. Yenen ikinci golde Tolga ile adami seyredenler arasinda idi. O degil Turkiyede ona yakin adamlar cikaramayan ar daha dogrsuu yeti$tiremeyenler (Toraman filandan hic bahsetmeyin bana).
Hayır,Ersun Yanal hakkında beklentim yoktu..Bahsim şu iki maçtaki oyun tarzından dolayı..Belki Hakan Şükür'e eninde sonunda o da hayır diyemeyecekti..Ama biz Şükür için zaten çok geç kaldık..O ayrı mevzu..
Oyun tarzı deyince ben Alpay'a çok da kabahat bulamıyorum..Son üç maçta toparlanmış görünen savunma hattı nasıl oldu da şimdi bozuldu? Cevabı açık;icabında savunmaya yardımcı olacak kenar adamları seçimi yanlış olursa biraz düzgünce bir takım defonuzu ortaya çıkarıverir..Hele böyle bu akşamki gibi ya herrü ya merrülü oyunda daha kolay..Yukarda da yazdım,neyseki bu maçın hakemi İspanyol değildi..
Posted: Thu Nov 17, 2005 1:45 am
by Murat Kara
FT'yi dinleyenler birsey diyor zanneder. Adamin ilk macta 1-0'dan sonra illede gol atacam, Istanbul'a rahat donecem mantiginin altinda takimina ve kendisine guvenmemesi yatiyor. Ondan sonra laf ile takimima cok guveniyorum dese ne yazar. Hos orada gol atsa idik, burada rehavetten dolayi elenirdik bu sefer. Yani guvenmemekte akli ama bunu gizlemekte haksiz. Belki yalanina kendisi de inaniyordur. Sasirmam.
Yukari tukursen pislik, asagi tukursen pislik.
Posted: Thu Nov 17, 2005 3:10 am
by Cengiz Akgun
SafiPoz'un butun incileri burada. Hakemelere hirsiz demi$. Peki Isvicredeki oynattigi oyunla kendisi ne oluyor? Sonra bu laflari soyledikten sonra ne oluyor? Gangster mi?
http://www.ntvmsnbc.com/news/349988.asp
Yine NTV'den:
Jacop Kuhn, Fatih Terim’in hakemleri eleştirmesi konusunda ise, “Ben İsviçre antrenörüyum ve tarafsız yorum yapamam, ancak zaman zaman bir yenilgiden sonra ben de böyle hislere kapılıyorum. Suçları farklı yerlerde aramak gerekiyor. Hata yaptığında, suçu hakemlerde aramamak lazım” diye konuştu.
Posted: Thu Nov 17, 2005 3:27 am
by Can Baysan
Cengiz Akgun wrote:SafiPoz
Bu kelimede, samimi olmayan, futbol dışı, aşağılayıcı bir şeyler seziyorum. Olay sadece Fatih Terim'in jest ve mimikleri değil bence. Bir hınç var, bir inkarcılık var, bunu görüyorum...
Bence Terim'e "tarator" deyin... Olmaz olmaz değil ya...
Posted: Thu Nov 17, 2005 3:29 am
by Cengiz Akgun
Deniz Gokce Ak$am'da Gune$ ve Terim ayni hatalarla (biri Ingilterede gol atip yenme sevdasi oburude Cumartesi gunu Isvicre'de yapilan ayni sacmalik) neden Avrupa'04 ve Dunya'06'ya gidemedigimizi ozetlemi$.
Bugün İsviçre ile milli maç günümüz. Bazıları için çok önemli bir gün. Ama biraz daha düşünürsek futbol sadece bir oyun. Futbolda yenilince “erkekliğimizi kaybetmiyoruz”! Ancak futboldaki durumumuzun tespitinin esas önemi, hayatın çok daha önemli olan bazı alanlarda nasıl davranmamız veya davranmamamız konusunda bize tuttuğu ışık. Bu nedenle futboldaki davranışımızı iyi anlamamız gerekli ki, esas önemli olan konularda daha rasyonel kararlar alabilelim. Şimdi filmi biraz geri saralım ve geçmişten bugüne bir paralel oluşturalım.
2002 yılında Kore ve Japonya’da yapılan Dünya Kupası’nda üçüncü olmuştuk. Sıra 2004 Avrupa Şampiyonası elemelerine gelmişti. Milli Takımımız iyice yaşlanmıştı. Ama tutucu davranıp bazı gençleri takıma monte edememiştik. Ama gene de grubumuzda birinci olma ve 2004 Portekiz turnuvasına doğrudan gitme şansımız vardı. Grubumuzda İngiltere ile çekişiyorduk. Ancak İngiltere daha önce Makedonya ile berabere kalmış ve puan kaybetmişti. Bizim ise puan kaybımız yoktu. Bu nedenle İngiltere ile Sunderland’da oynanacak ilk maça giderken avantajımız vardı. Sunderland’da onlarla berabere kaldığımız takdirde iş İstanbul’a kalıyordu, ama İstanbul’da onları yenme zorunluluğumuz kalmıyordu. Bu nedenle maçı berabere bitirmemiz çok iyi bir sonuç olurdu. Zaten futbolumuzun temel zaafları belli idi. Çok geride kurulmuş, kapalı ve katı alan savunmasına karşı hiç gol pozisyonu üretemiyor ve gol atamıyorduk. Bu klasik bir zaafımızdı. Üstelik Nihat ve İlhan gibi temelde boş alanda koşarak pozisyon yaratan, fizik gücüne dayanan düz, boş alan ve kontraatak oyuncusu bizim forvetlerimiz ile İngiliz savunmasının fizik güçlü geri dörtüsünü, hele geride kurulan bir savunma ve boş alan yokluğu ortamında geçmemiz mümkün değildi. Ne yaptık? Maçın başından itibaren üstlerine gittik. Çünkü (hayal ettiğimiz şekilde) tarihe geçecek, onlara ilk defa gol atacak ve kendi sahalarında yenecektik. Sonuçta, gerçekler hakim oldu ve ve duman olduk. Kaleci Rüştü günün kahramanı oldu, bir sürü gol pozisyonu verdik ve yenilerek hedefimizden uzaklaştık. İstanbul’da avantajımız kalmayan, onların ise sadece beraber kalmalarının yettiği bir duruma düşmüştük. Özetle taktik yaklaşımımız yanlıştı, teknik heyetimiz hayal kurbanı olmuştu, kendimizi de, zayıf yanlarımızı iyice değerlendirmeden dev aynasında görmüştük. Ve sonunda 2004 Portekiz’den o, Sunderland’da oynadığımız maçın taktik yaklaşımındaki hata nedeni ile elendik, hüsrana uğradık.
Şimdi gelelim geçen cumartesi günü oynadığımız İsviçre deplasman maçına. Burada da, ilginçtir, benzer durumda idik. Karşımızda kolay gol yemeyen, fizik gücü fazla, maçlara asılan, gol atılması zor, ama kendisi de kolay gol atamayan bir takım vardı. Onlarla Bern’deki maçta berabere kalsak turu kimin geçeceği kendi sahamızdaki sonuçla belli olacaktı. Ama ilginç şekilde maça çıkar çıkmaz hemen üzerlerine saldırdık. Onbeş dakika kadar maçı kontrol eder göründük, sonra hakimiyet onlara geçti, bir sürü gol pozisyonu verdik ve golleri yedik. Şimdi büyük bir mucize olmadığı takdirde elenmiş durumdayız. Halbuki maçı berabere durumda tutacak, orta alanda çok kalabalık ve onların presine direnebilecek, hatta presle cevap verecek bir kadro ile sahada yer alsak, kanattan yaptıklarını bildiğimiz ataklarını önleyecek bir diziliş ile oynasak ve duran toplardan çok gol attıklarını bildiğimiz halde duran toptan gol yemesek, iş İstanbul’a kalacak ve biz değil onlar bozuk moralle buraya geleceklerdi. Üstelik ikinci maçta açılmaya ve risk almaya da mecbur idiler, çünkü turu geçmek başka türlü mümkün olamazdı. Özetle maçtaki taktik yaklaşımımızın yanlış olduğunu vurguluyorum. Orta alanda hayalci bir yaklaşımla ve iki savunmacımız Ümit ve Serkan’ın önünde boşluk bırakarak, ofansif bir yaklaşımla oynamamız ve ofansif oyuncu değişiklikleri sonrası ikinci golü de yememiz büyük bir taktik hata oldu.
Bazılarımız maçta onlardan daha fazla topa hakim olduğumuzu söylüyor. Bu anlamsız bir istatistik. 2002 Dünya Kupası’nda eski Fenerbahçe çalıştırıcısı ve Kanada milli takımı antrenörü olan Holger Osieck bana topladığı istatistikleri göstermişti. Topa hakim olma yüzdesi fazla olan takımlar, genelde üst düzey futbolda, tempoları yavaş kaldığı için yenilen takımlar. Çünkü üst düzey futbolda topu çok tutmak, hızlı tempoda oynayamamak ve genelde topu geriye vererek oyalanmak demek. Çağdaş futbolda hızlı oynayabilmek, gol pozisyonu bulabilmek ve rakip savunmayı dengesiz yakalamak için önemli bir koz!
Bunları maç öncesi yazıyoruz. Kendi sahamızda Ukrayna bozgununu, kolektif futbolu bir türlü oynayamadığımızı da, henüz tartışmadık.
Bu akşama gelince, tabii çok küçülmüş de olsa, bir şansımız var. Ama taktik hatası tekrarı yapmamalıyız.
Posted: Thu Nov 17, 2005 3:42 am
by Can Baysan
90+2'de Tümer, iddialı bir yerden frikik kullanırken, maçı anlatan Gökhan Telkenar; "Lütfen iyi dileklerinizi yollayın" gibisinden bir laf etti... Tüylerim diken diken oldu o anda...
Bence, kupaya katılmamakla dünya sona ermedi. Nasıl ki; Türkiye'nin 5. torbadan 1. torbaya yükselişi, "3-4 yılllık bir olay" basitlemesiyle sınırlandıramazsa, çöküş de öyle 2 yılla olmaz. 2008'ler ve ötesi, çuvala mı girdi?.. Bu kötü günleri telafi etme şansımız var. Bütün hatalarına rağmen, ben Terim'e inanıyorum. Çünkü; bugünkü takımdan ve oyundan, "o sinyal"i aldım...
Posted: Thu Nov 17, 2005 4:05 am
by Cengiz Akgun
Görkem KIRGIZ wrote:sevgili Cengiz Akgun;
sizce fatih terim ve şenol güneş'in hataları aynı mı?ki ben fatih teriminkine hata da demiyorum.....
Ayni hata elbette. Gokce'nin dedigi gibi elinde orta sahada oynatacagin adam yok iken 0-0 ya da 1-0 yetmez diye salakca kalkip saldirirsan yoruldugunda golu atarlar. Bugun ikinci golu de ayni $ekilde bekleyip attilar. Insan hicbir $ey bilmese $u Lucescu'nun ogrettiklerinden bir ilham alirdi. Gerci bizim SafiPoz ona adamcagiz dedi ama adamcagiz'in intikami aci oldu BJK gecerek. Adam sistem filan diye bo$ fici gibi dangirdamadan elindeki adamlarin kapasitesine gore kar$i takimi iyice tartip ona gore taktik veriyordu.
Posted: Thu Nov 17, 2005 4:09 am
by Murat Kara
Can Baysan wrote:Bütün hatalarına rağmen, ben Terim'e inanıyorum. Çünkü; bugünkü takımdan ve oyundan, "o sinyal"i aldım...
Ben de bu noktaya deginiyorum iste. Terim'e inanmak icin once kendisinin inanmasi lazim. Ama inanmiyor. Bu benim uydurdugum birsey degil. Deplasmanda oynarken 1-0 geride iken, 2. golu yiyecek kadar risk alinmaz cunku bunun ikinci devresi var. Hele ki takim dokuluyorken ve artik yorgunluk donemlerine girilmisken. Eger alirsan ya salaksindir ya da ikinci devreyi aklina getirdikce tansiyonun yukselmektedir. FT'nin salak olmadigini dusunuyorum. O nedenle kendine guveni yok diyorum. Hem kendine guveni yok hem de takima. Guveni olan birisi 1-0 ustune ayaklarini uzatarak yatar ve rovansta isi bitirecegini bilir.
Takima benim de guvenim yok ama bu FT'yi hos gormek icin yeterli degil cunku takimi ben degil o yapiyor.
Simdi Terim bana guvenin, gelecegin firtina takimini yaratacam derse bunun neresine inanalim?
Posted: Thu Nov 17, 2005 4:21 am
by Cengiz Akgun
Murat Kara wrote:
Terim'e inanmak icin once kendisinin inanmasi lazim. Ama inanmiyor. Bu benim uydurdugum birsey degil. Deplasmanda oynarken 1-0 geride iken, 2. golu yiyecek kadar risk alinmaz cunku bunun ikinci devresi var. Hele ki takim dokuluyorken ve artik yorgunluk donemlerine girilmisken. Eger alirsan ya salaksindir ya da ikinci devreyi aklina getirdikce tansiyonun yukselmektedir. FT'nin salak olmadigini dusunuyorum. ..
O du$uncede yaniliyorsun. Ikinci devre demekle ikinci maci kastediyorsun mutlaka da, kendine inanmama ve salaklik konusunda korkarim ki yaniliyorsun. Adam tamaman bir megolaman. Ona sorsan mahalleden alir takimi Dunya kupasina da goturur. Ama tembel. Oturup adam gibi kar$isindaki takimi iyice inceleyip ona gore taktik filan verme derdinde degil hicbir zaman. O ko$maya dayali bir sistem hayali icinde ama adamlarda o kondisyon olmadigi icin yapamiyorlar. Filipe gibi adami da yakip GS'yin icine etti idi ko$muyor diye. Bugun ko$mayan Aleks sayesinde FB $ampiyonluga oynuyor. Ben Filipe cok iyiydi demiyorum ama GS o sene bir $ampiyonluk daha cikarirdi onunla.