Page 19 of 26
Posted: Fri Aug 08, 2008 9:11 am
by Yasin Gürel
Linderoth'u pek fazla izleyemedik ama benim izlediğim kadarıyla görüşüm oldukça defansif bir youncu olduğu yönünde pek ileri çıkmayı sevmiyor attığı şut sayısı bir elin parmaklarını geçmez M.Topal desek oda şutları dışında ofansif yetenkleri sınırlı bir oyuncu bu iki ön libero sizce ofansı zaafa uğratmazmı
zira 4-2-3-1 de orta sahanın gol yükünü kaldırması çok önemlidir orta sahamızda gol atamayan, ileriye nadiren çıkan teknik kapasiteleri düşük(çalım atma,bitiricilik,orta yapma,arapası atma yönlerinden) iki oyuncu fazla değilmi birisinin daha teknik olması gerektiğini düşünmüyormusunuz?
Posted: Fri Aug 08, 2008 4:04 pm
by Mehmet Gurdal Cetin
Fatih ALTAYLI'nin selami var
Hocayı kovar şampiyon oluruz
Galatasaray Yönetimi iyi işler yapıyor.
Öncelikle mali açıdan iyi işler yapılıyor.
Stadın isim hakkının Türk Telekom’a satılması ve Telekom’la yapılan forma sponsorluğu anlaşması, gazetelerden izleyebildiğim kadarıyla yaklaşık 100 milyon dolarlık bir iş.
Bunun Galatasaray bilançosuna koyulmasıyla, kulübün mali tabloları düzelecek.
Stattaki locaların ve koltukların satışıyla birlikte Galatasaray “Batak kulüp” görüntüsünden kurtulacak.
Sportif AŞ ile Futbol AŞ’nin birleşmesi becerilebilirse, Galatasaray, gelirlerinde önemli bir artış kaydedecek.
Zaten bu birleşme yapılmadan veya Sportif AŞ’nin hisseleri yeniden kulübe kazandırılmadan Galatasaray’ı büyütmenin imkanı da yok gereği de.
Gelelim bu yıl yapılan transferlerle takımın kazandığı görüntüye.
Galatasaray, yabancı bir kaleci aldı. de Sanctis.
Gerek var mıydı?
Bence yoktu.
Kaleci alınacaksa, öyle büyük bir isim alınırdı ki, yedeğe düşen Aykut ve Orkun hiç gocunmazlar, durumu normal karşılarlardı.
Ama alınan kaleci mevcutlardan çok üstün değil.
Gereksiz bir iş.
Savunmaya alınan Meira çok önemli bir isim.
Hiç itirazım yok ama Galatasaray’ın o noktada bir sorunu yoktu ki.
Milli takımın başarılı savunması Galatasaray’ın göbeğinde oynuyor.
Alınan oyuncu iyi ama çok da elzem bir transfer değil.
Takımın hala doğru düzgün bir sağ beki yokken bence oraya birisi alınsa daha doğru bir hareket olurdu.
Forvete Kewell’ı aldılar.
İsim olarak iyi de, oyun olarak iyi mi?
Oynarsa iyi de, oynayacak mı?
Son yıllarda pek oynamamış.
İnşallah bizde oynar.
İşimiz inşallah’a kalmış.
Bence takıma bir pivot santrfor lazım.
Alınmadı.
Ve en büyük sıkıntı teknik direktör.
Alman hoca geldiği gün, Alman futbolunun içinden bir dostumu aradım, “Nasıl adam” diye sormak için.
“Almanya’nın en iyi teknik direktörü değil. İlk ona da girmez. Bence Galatasaray ayarında değil” demişti.
Beni takımdan daha çok teknik direktör korkutuyor.
Ama onun da iyi bir tarafı var.
Beğenmezsek göndeririz.
Nasıl olsa teknik direktörsüz daha rahat şampiyon oluyoruz.
Posted: Mon Sep 01, 2008 12:10 pm
by Celal Gürcüoglu
Mesut Ulukök wrote:Fevzki çok komik goller yedi. Zaten Antalya'da Ömer Çatkıç'ı transfer etti kaleye.
Ben Fevzi'nin 3 kaleci icinde en iyisi oldugunu dusunuyordum. Nereye gittigini bilmiyordum ama simdi okuyunca hatirladim Antalya oldugunu. Hic izlemedim. Sahiden kotu bir sezon mu gecirdi? Su anda nerede oynuyor? De Sanctis'ten sonra biraz rahatladim ama bir sakatlansa yine kale cizgisi sanki tapulu maliymis gibi bir adim one cikmayan Aykut'a kalirsak yandik.
Posted: Mon Sep 01, 2008 5:25 pm
by Zoban Raftik
Son gün Bursasapor'dan Serkan Kurtulus alindi. Besiktas'taki Serdar Kurtulus'un kardesi. Sag bek.
http://www.galatasaray.org/futbol/futbo ... r/1836.php
Posted: Mon Sep 01, 2008 5:30 pm
by Ismail Gezer
Günün haberi bu yahu
Umarım iyi futbolcudur. Linderoth'dan formayı alabilecek kalitesi vardır inşallah
Posted: Mon Sep 01, 2008 5:43 pm
by Ismail Gezer
Kewell Avustralya Milli Takımı'nda
Avustralya Milli Takımı aday kadrosu açıklandı. Avustralyalı orta saha ve forvet oyuncumuz Harry Kewell, teknik direktör Pim Verbeek tarafından aday kadroya çağrıldı.
Avustralya Milli Takım teknik direktörü Pim Verbeek, aday kadro açıklanması sırasında ayrıca oyuncumuz Harry Kewell hakında da açıklamalarda bulundu. Verbeek, aday kadroyu açıklamadan önce Harry Kewell'la buluşarak yemek yediklerini ve Kewell'ı çok iyi durumda gördüğünü söyledi. Verbeek sözlerini şöyle sürdürdü, "Türk futbolu, teknik kapasitesi ve hücuma dönük tarzıyla Kewell'ı çok mutlu etmiş. Galatasaray'da bulunmaktan, yeni bir dünyayı keşfetmekten dolayı çok mutlu".
Avustralya Milli Takımı'nın 10 Eylül'de Özbekistan'la yapacağı karşılaşma için belirlenen aday kadro şu isimlerden oluşuyor:
Michael Beauchamp (Aalborg), Mark Bresciano (Palermo), Jacob Burns (Unirea Valahorum) David Carney (Sheffield United), Scott Chipperfield (FC Basel), Chris Coyne (Colchester United), Ante Covic (Newcastle Jets), Jason Culina (PSV Eindhoven), Bruce Djite (Genclerbirligi), Brett Emerton (Blackburn Rovers), Richard Garcia (Hull City), Vince Grella (Blackburn Rovers), Brett Holman (AZ Alkmaar), Brad Jones (Middlesbrough), Josh Kennedy (Karlsruher), Harry Kewell (Galatasaray), Scott McDonald (Celtic), Mark Milligan (uncontracted) Lucas Neill (West Ham), Jade North (Newcastle Jets) Michael Petkovic (Sivasspor), Mark Schwarzer (Fulham ), Matthew Spiranovic (FC Nuremberg), Shane Stefanutto (Lyn Oslo) Mile Sterjovski (Derby County) Carl Valeri (Grosseto), Luke Wilkshire (Dynamo Moscow).
Resmi Site
Posted: Thu Sep 04, 2008 1:50 pm
by Alpay Dedeoglu
Cok iyi bir haber. en iyi transfer.
BARIŞ AMELİYAT OLDU!..
¤ Maraton | iddaa ¤Haberi yazdırın 04 Eylül 2008 13:37
¤ Maraton | iddaa ¤ BARIŞ AMELİYAT OLDU!..
Galatasaray'ın gurbetçi yıldızı Barış Özbek dün Almanya'da ameliyat oldu. Durumunun gayet iyi olduğu öğrenilen Barış'ın 2 ay Almanya'da rehabilitasyon göreceğide bildirildi.
Ayrıca Galatasaray'la sözleşmesi bu sezon sonu sona erecek olan Barış'ın sözleşmesi 2 yıl daha uzatıldı.
MARATON.COM.TR / ÖZEL
Posted: Wed Sep 17, 2008 1:58 pm
by Ismail Gezer
Galatasaray'dan Emre Hamlesi
Galatasaray'la Fenerbahçe arasında Emre Belözoğlu savaşı patladı. İki takım eğer sorunu çözemezse, Galatasaray FIFA'ya gidecek.
Cim-Bom yönetimi, Newcastle'dan transfer ettiği yıldız futbolcuyla ilgili 202 bin euro'luk dayanışma katkısını ödemeyen sarı-lacivertli ekibin kapısını çalacak. Galatasaray, bu konuda ezeli rakibinden olumlu yanıt alamazsa, bu kez FIFA düzeyinde parasının peşine düşecek.
Fenerbahçe ve Galatasaray'ı, Emre Belözoğlu'nun "dayanışma katkısı" bu kez saha dışında karşı karşıya getirecek. "Futbolcuların statüsü ve uygunluğu" ile ilgili FIFA talimatına göre Emre'nin, Newcastle'dan transferi sırasında eski kulübü Galatasaray'a 202 bin euroluk dayanışma katkısı ödenmesi gerektiği, şu ana kadar bu hüküm yerine getirilmediği için sarı-kırmızılı kulübün hakkını önce Fenerbahçe sonra FIFA nezninde aramaya hazırlandığı bildirildi.
Uluslararası transferlerde geçerli olan FIFA talimatı gereği 12 ile 23 yaşları arasındaki sezonlarda futbolcunun formasını giydiği kulübe dayanışma katkısı ödenmesi öngörülürken, Fenerbahçe'nin 4.5 milyon euro bonservis bedeliyle transfer ettiği Emre için bu paranın yüzde 5'ini, yani 224 bin euroluk bölümünü, Galatasaray ve Zeytinburnuspor kulüplerine vermesi gerektiği ortaya çıktı.
Dayanışma tazminatı nedir?
FIFA talimatının "dayanışma mekanizması" başlıklı maddesi söz konusu tazminatı şöyle açıklıyor;
"Profesyonel bir futbolcunun sözleşmesi devam ederken transfer olması halinde önceki kulübüne ödenen her türlü tazminatın (bonservis bedeli) yüzde 5'i, bu tazminatın toplamından düşülecek ve yeni kulübü tarafından futbolcunun önceki yıllarda eğitimine ve yetiştirilmesine katkısı bulunan kulübe dayanışma payı olarak verilecektir. Bu dayanışma payı futbolcunun 12 yaşı ile 23. yaş gününe rastlayan sezonlar arasında ilgili kulüp veya kulüplere tescil olduğu yıl sayısına göre dağıtılacaktır. Bonservise konu olan para 12 ve 15 yaşları arasındaki her yıl için yüzde 0.25, 16 ile 23 yaş arasında ise yüzde 0.5 olarak hesaplanarak pay edilir."
Söz konusu maddeye göre Fenerbahçe'nin Newcastle'a verdiği 4.5 milyon euro bonservis ücreti içinden 224 bin euro'yu alıp futbolcunun eski kulüplerine dağıtmakla yükümlü tutulurken bu sorumluluğunu yerine getirmediği için Galatasaray ile hukuki bir anlaşmazlık içine düşeceği ifade edildi.
Şimdi ne olacak?
Galatasaray'ın önümüzdeki günlerde Dayanışma Katkısı'nı tahsil etmek için Fenerbahçe'nin kapısını çalacağı, olumsuz yanıt alması durumunda konuyu FIFA'ya taşıyacağı bildirildi.
Bu arada söz konusu tazminat içinden Emre Belözoğlu'nun ilk yetiştiği kulüp olan Zeytinburnuspor'a da 22 bin 500 euro pay verileceği kaydedildi. FIFA talimatının ilgili maddesine göre yükümlülüklerini yerine getirmeyen kulübe kademeli olarak disiplin cezaları uygulanacak.
Zeytinburnuspor alt yapısından Galatasaray'a gelen Emre Belözoğlu ilk profesyonel sözleşmesini 13 Temmuz 1995 tarihinde yapmış ve 2001 yılına kadar formasını giydiği Galatasaray'dan yurt dışına transfer olmuştu. İlk defa 7 Aralık 1994'de U-15 takımının Azerbaycan ile oynadığı maçta ay-yıldızlı formayı giyen Emre bugüne kadar 140 kez özel ve resmi karşılaşmada görev yaptı.
Anelka'da da yaşanmıştı
Fenerbahçe'nin 2004-2005 sezonunda Manchester City'den 5.35 milyon pound karşılığı transfer ettiği Anelka'nın "dayanışma katkısı" da o dönemde kulüpler arasında sorun yaratmıştı. Anelka'nın eğitim ve yetiştirilmesinde katkısı bulunan Arsenal, FIFA kanalıyla 100 bin pound talep etmiş, Fenerbahçe söz konusu payın İngiliz kulübüne ödenen para içinden kesilmesi gerektiği iddiasında bulunmuştu.
(AKTİFHABER)
Hadi canım
Adam gibi ödesinler paramızı. Ne koparsak kardır
Posted: Thu Sep 25, 2008 11:35 pm
by Murat Gökcigdem
GALATASARAY KULÜBÜ BAŞKANI POLAT: ''BÜYÜK KULÜPLERİ GELECEKTE DE VAR EDECEK OLAN ŞEY, TARİHSEL BİRİKİMİN YANI SIRA BUGÜNDEN YARINA YAPILAN YATIRIMLARDIR'' ''YÜKSELEN ANTİ FUTBOL ANLAYIŞI, HEM YATIRIMLARIN KARŞILIĞININ ALINMASINI ENGELLEMEKTE, HEM DE BEKLENEN GELİŞİMİN ORTAYA ÇIKMASINA KET VURMAKTADIR'' ''FUTBOL FEDERASYONUMUZUN YENİ DÖNEMDE SERTLİĞE MÜSAMAHA ETMEYEN HAKEMLERLE BU OLUMSUZ GİDİŞİN ÖNÜNE GEÇECEĞİNE İNANIYORUZ''
398 words
25 September 2008
Anadolu Ajansı
Turkish
(c) 2008 ANADOLU AJANSI
İSTANBUL (A.A) - 25.09.2008 - Galatasaray Kulübü Başkanı Adnan Polat, kulüplerin geleceğini yapılacak yatırımların belirleyeceğini ifade ederken, sert futboldan yakındı ve Futbol Federasyonu'nun bu konuda daha etkili bir rol üstlenmesi temennisinde bulundu.
Galatasaray Dergisi'nin ekim ayı sayısında yer alan yazısında Adnan Polat, büyük kulüp olmanın köklü bir tarihi geçmişe sahip olmayı gerektirdiğini söylerken, ''Büyük kulüpleri gelecekte de var edecek olan şey, tarihsel birikimin yanı sıra bugünden yarına yapılan yatırımlardır aynı zamanda'' dedi.
Büyük camialara özgü bir vizyonla uzun vadeli planlara göre şekillendirilen bu yatırımların, spor kulüplerini geleceğe taşıyacak köprü işlevini göreceğini aktaran Polat, ''Böylesi yatırımlar hiç şüphesiz ki, Galatasaray gibi bir dünya kulübü için daha da büyük önem arz etmektedir. Çok hızla değişen koşullara mevcut işleyişi zedelemeden uyum sağlamak ve her alanda öncü olarak mücadeleyi sürdürmek biz Galatasaraylılar için tarihsel misyonumuz açısından bakılınca bir zorunluluktur'' ifadelerini kullandı.
-''FEDAKARLIKTAN ÇEKİNMEKSİZİN YATIRIMLAR YAPIYORUZ''-
Yazısında, başarılı olmanın; başı çekmeyi, zamanın yanı başında koşabilmeyi, sürekli bir çalışmayı, zorluklara göğüs germeyi, mücadeleci olmayı, sabırla ve kararlılıkla yürümeyi ve bütün bunları yapabilecek cesarete sahip olmayı gerektirdiğini aktaran Polat, ''Son zamanlarda futbolda yeni bir hamleyi başlatmak, hem Galatasaray'ı hem de Türk futbolunu geçmişte pek çok kez olduğu gibi daha ileri bir noktaya taşımanın arayışı ve çabası içerisindeyiz. Bu anlayıştan hareketle de doğru bildiğimiz konularda hiç bir fedakarlıktan çekinmeksizin yatırımlar yapıyoruz'' şeklinde konuştu.
Özellikle anti futbol anlayışının futboldaki gelişimin önündeki bir engel olduğunu vurgulayan Polat, şunları söyledi:
''Ancak son dönemlerde giderek yükselen anti futbol anlayışı, hem yatırımların karşılığının alınmasını engellemekte, hem de beklenen gelişimin ortaya çıkmasına ket vurmaktadır. Futbol federasyonumuzun yeni dönemde iyi futbola prim veren ve sertliğe müsamaha etmeyen hakemlerle bu olumsuz gidişin önüne geçeceğine inanıyoruz. Aynı şekilde tribünlerdeki kötü tezahüratla da aynı anlayış çerçevesinde mücadele edilmesini bekliyoruz. Yapılan yatırımların karşılığının en verimli şekilde alınabilmesi, hiç şüphesiz ki anti futbol anlayışının önüne el birliğiyle geçebildiğimiz takdirde mümkün olacaktır. Bizler bu vesileyle Galatasaray olarak Türk futbolunun daha ileriye gitmesi ve her anlamda başarılı olması için ne yapılması gerekiyorsa yapacağımızı, yapılanların da takipçisi olacağımızı kamuoyuna duyurmayı bir görev addediyoruz. Çünkü geleceğe arkamızı dönemeyiz. Bugünün, yarın için dün olacağının bilincindeyiz.''
Posted: Sat Sep 27, 2008 2:42 pm
by Ismail Gezer
GALATASARAY, YILDIZIYLA NİKAH TAZELEDİ!..
¤ Maraton |
Galatasaray Futbol A.Ş. Genel Müdürü Sezgin: Nonda`nın sözleşmesini 2 yıl uzattık. Hakan Balta`nın sözleşmesini de yakında uzatacağız.
Galatasaray Futbol A.Ş. Genel Müdürü Adnan Sezgin, Shabani Nonda`nın sözleşmesini uzattıklarını açıklarken, Hakan Balta`yla da görüşmelerin sürdüğünü belirtti.
Sezgin, sözleşmesi bu sezon sonunda bitecek Shabani Nonda ile yaptıkları görüşmeler sonrasında bu oyuncunun sözleşmesinin 2 yıl daha uzatıldığını kaydetti. Yeni yapılan anlaşmayla Nonda, 2010-2011 sezonu sonuna kadar sarı-kırmızılı takımla sözleşme yenilemiş oldu.
Diğer yandan, defansın solundaki performansıyla göz dolduran Hakan Balta`nın sözleşmesi de uzatılmak üzere. Adnan Sezgin, sarı-kırmızılı ekiple 2009-2010 sezonu sonuna kadar mukavelesi bulunan Hakan`la görüşmelerin devam ettiğini kaydederken, ``Yakında kendisiyle yeni sözleşme yapacağız`` ifadesini kullandı.
Posted: Mon Sep 29, 2008 3:20 pm
by Ali Gursel
Bu biraz Ozan'in iki kambur basligi altinda yazdiklarina cevap ama genel olarak GS'in sezonuyla ilgili, ondan buraya yaziyorum. Ozan genel olarak GSpas sayisi ve yuzdesinden bahsedip, belki de hic izlemedigimiz bir GS izliyoruz basligi acmanin nasip olacagi umidini belirtmis. Ondan yola cikarak sezonun gidisati ile ilgili bir iki dusunce:
Ozan, temennin icin bence daha biraz erken. Yaptigin pas sayisi ne olursa olsun her macta top iki takimin da ayagina geciyor. Pas sayisi sadece ve sadece top senin ayaginda iken ne yaptiginla ilgili bir istatistik, top rakipteyken ne yaptigini yazmiyor. Tabii kontrol ne kadar sende ise rakibin sansi o kadar azaliyor, ama hicbir zaman sifir olmuyor.
Yani eninde sonunda top rakipte iken ne yaptigin da onemli. GS su anda bu anlamda hic iyi degil, hem de rakibi Chelsea iken falan degil, Antalya, Kocaeli, Konya iken de iyi degil. Bunda sakatliklarin falan rolu var, ama su veya bu sebepten yapilacak cok is var.
Bu sayilarda pas yapan ve topa bu derece hakim olarak mac kazanmanin son yillardaki temsilcisi Barcelona idi, Rijkaard ile. La Liga'da, CL'de 60% yakin topa hakim olup, cok yuksek yuzde ile yuksek sayida pas yapip kazaniyorlardi. Iki La Liga bir CL geldi bu yillarda. Bu basarida onemli payi olan Iniesta ve Xavi ile bir de Ispanya'ya Avrupa sampiyonlugu.
Ama GS'da bu yolun saglam takimlara karsi ne yapacagi hala mechul.
GS su anda yapmasi gerekeni yapiyor. Fiksturun yumusak kisminda Antalya haric almasi gereken puanlari aldi. Ama cok daha onemlisi Lincoln ve Baros gibi oyunculari kazanmak, bir seylere ortak etmek yonunde adim atti. GS sadece sadece Arda ile nereye gidecegini biliyor, Turkiye'de sampiyon, UEFA'da ilk 32 ya da 16. Kewell Amerikalilarin dedigi gibi buraya oynamaya gelmis, ne olsa cikip oynayacak. Ama Baros ve Lincoln'de soru isaretleri vardi. Bu adamlarin gol atip, asist yapip, oyundan zevk almalari ve takimin nerelere gidebilecegini gormeleri (CL, Cl, yine CL) bu soru isaretlerini ortadan kaldirmak icin tek careydi. Olmus gibi duruyor. Ciddi sakatlik olmaz ise GS bugun Turkiye'de hicbir takimin rakibinin karsisina cikartamayacagi bir menu ile cikiyor:
Arda-Lincoln-Kewell-Baros
Kimse su dortluye esdeger birsey cikaramaz sahaya Turkiye'de, Bobo-Holosko-Nobre-Delgado en yaklasan dortlu olur, o da bence geride, belki epey geride.
Simdi onemli iki is var:
1) Ligde ilk uc siralamasi Trabzonspor, Bursa, GS seklinde. Haftaya Bursa ile Bursa'da, ondan sonra TS ile ASY'de oynuyoruz. GS bu iki maci kazanirsa (hele bir de Lincoln, Baros uretici oyunlarina devam ederlerse) ligde tablo en kotu ihtimalle soyle olur:
GS 17
BJK 17
TS 16
Bursa 15
Liderlik, galibiyetler oynayan futbolculara zevk ve motivasyon verir, konsantrasyon arttirir, tipki yenilgi, puan kayiplarinin yukaridan uzakmlasmanin moral bozdugu gibi.
UEFA'da gruplara kalmis, Turkiye'de lider ve gozunu seneye dogrudan CL'e girmeye dikmis bir GS'da izleyecegimiz Lincoln, Baros hatta Nonda bile farkli olurlar, takimin havasi degisir, hoca daha rahat calisir vs. vs.
Bellinzona macindan yana sorun yok ama Bursa ve TS maclari onemli ve de sezonun gidisatini degistirebilecek maclar. 6 puan ile cikariz umuyorum.
2) Bu daha uzun vadeli olan is, yani iki haftadan uzun. GS'in hala oyunun defansif yonu ile ilgili sorunlari var. Konya, Kocaeli falan bundan faydalanamayabilir ama UEFA gruplari baslayinca kotu oluruz. Burada da sakatlarin (ozellikle Topal ve Linderoth'un) bir an once iyilesip, bir sag bekimiz olup, defansif tarafimizi da bir an once halletmek lazim. Bunu ne derece basariyla yapacagiz bilmiyorum. Aurelio'ya bir milyon Euro daha fazla vermeyelim diyenlerin durumu ortada. Ayni sekilde Topal'in pas yuzdesini begenmeyenlerin de sonu iyi olmaz. Dunyada hem cok iyi top kesip hem de bununla yuksek yuzde ile oyun kuran, pas yapan oyuncu sayisi cok az. Bizim sistemimiz elimide boyle oyuncu olmasi uzerine kurulursa en azindan bu sezon halimiz iyi olmaz, cunku su anda boyle bir on liberomuz yok.
Bu konuda bir de sansimiz var, o da stoperlerimizden birinin cok iyi oyun kurabiliyor olmasi. Topal, Linderoth, Ayhan kesiciliklerini yapsinlar (buralarda defalarca yazildigi gibi Mehmet Guven bu takimin oyuncusu degil, maalesef), Topal'dan oyun kurmasi da beklensin, ama her zaman Meira ya da arkaya gelip top cikaran Lincoln, Kewell alternatifleri de bulunsun.
Ezcumle iki, hatta uc mactir GS yapmasi gerekeni yapiyor, zayif rakiplerinin her birine dort atip isine bakior, bu arada kazanmasi gereken iki onemli oyuncuyu kazaniyor, yani Lincoln ile Baros. Ha, tabii bir de sakatlarinin iyilesmesi icin zaman kazaniyor. Gayet iyi ama tabii daha yolun basi, simdi Bursa ve TS maclarindan 6 puan alip emaneti geri almak lazim. GS'in sezonu icin cok onemli burasi.
Ali
Posted: Mon Sep 29, 2008 3:24 pm
by Ali Gursel
.....
Posted: Mon Sep 29, 2008 6:02 pm
by Kerem Gulec
Goruslerimden bazilari Ali Gursel’in dusunceleriyle benzer paralellikte oldugundan, hem de takim hakkindaki genel durumu yansittigi icin ben de bu basliga ekliyorum yazimi.
Oncelikle Konya macinin sadece ikinci yarisini izledigimi belirteyim ancak bunda onckeki maclari tamamen izlemistim. Ozan Ersoy’un vurguladigi pas istatistigi gercekten carpici. Top bizdeyken fena isler yapmiyoruz gercekten. Fakat bir diger istatistik, atilan sutlarda GS: 13, Konya: 8. Acikcasi takimlar arasi guc farkina bakinca benim Galatasaray’dan beklentim asagi yukari 25-5 gibi bir sut farki olusturmasiydi.
Ali Gursel’in bir yorumu burada devreye giriyor. Top rakipteyken ne yapiyoruz? Fikrimi soyleyeyim: Baros, Arda, Kewell, ve Lincoln’den uc asagi bes yukari gostermelik bir pres. Aslinda pres sozcugu yerine refakat kelimesi daha uygun sanirim. Lincoln bir iki “cakal” top kapti onlar da rakibin kazmaligindan. Arda’nin da hakkini verelim bunlarin icinde en cok mucadele etme potansiyeli olan o. Yine de orta sahada rakibe sert mudahalelerde bulunabilen, rakipten adam adama top kapabilen tek oyuncu Ayhan. Bir ara onu da “ortada sican” yaptilar tepki gosterdi niye yardim gelmiyor diye. Ayhan’i begenmiyoruz da su son bir kac macta eger oynamamis olsaydi ne olurdu acaba? Ancak 4 oyuncunun neredeyse hic savunma yapmasi veya gostermelik olarak yapmasi takimin cok geriye yaslanmasina rakibi geride karsilamasina sebep oluyor. Dunku macta Erhan Albayrak isimli arkadas yuruye yuruye ceza alani onune kadar gelerek kac tane sut cekti. Ustelik ikinci yaridan bahsediyorum Hakan Balta da orta sahada oynuyordu. Maalesef takimin bu yonu beni endiselendiriyor, defansif olarak daha fazla yol katedilmeliydi su ana kadar. Bu tip rakipleri cok daha onde karsilamak hatta yari sahasindan fazla cikarmamak gerekir bana gore. Bariz bir faul sonrasi attigimiz ikinci golden sonra kaptigimiz toplarla etkili olduk. Lincoln bos bos sahada dikilirken (defansif anlamda) kaptigi toplarla kopardi maci. Konyaspor’un gostere gostere, ayni adama, ayni yerde, ayni sekilde topu kaptiran oyuncularini tebrik edelim.
Skibbe’nin bir konuda ne yapmaya calistigini tam olarak anlayamiyorum. Ilk Steaua macinda Mehmet Topal-Meira ikilisiyle oynadi orta sahada, Ayhan yedekti sanirim. Simdi Mehmet Topal-Linderoth sakat ancak Meira saglam, ona ragmen orta sahada Ayhan-Mehmet Guven’le basliyor. Bana gore de kendi kendini tekzip ediyor (Steaua macindaki secimini) bu sekilde. Mehmet Topal veya Linderoth saglam olur o zaman konu degisir ancak Mehmet Guven’i ilk onbir oynatacagima “on kere” Meira’yi tercih ederim o bolgede, Ayhan da biraz one kayar dogal olarak rakibe biraz daha onde basma sansimiz olur. Emre Asik defansif olarak Konya macinda siritacaksa hangi macta siritmaz merak ediyorum. Bu Mehmet Guven de enteresan bir futbolcu. Daha dogru duzgun bir mac oynadigini gormedim Galatasaray’da fakat her yeni gelen teknik direktor kendisine bir sans veriyor, o sansin icine ediyor tabii ki Mehmet, ondan sonra yeni teknik direktor gelene kadar yok piyasada. Bir ozguven sorunu, baski altinda kirilma durumu mu var nedir?
Bir baska hikaye de duran toplarda adam paylasma sacmaliklari. Sebebini bilmiyorum ama sonuc olarak problem belli bir “trend” olarak goze carptigina gore bir yerlerde hata oldugu kesin. Daha gecen hafta atilan bir korner sirasinda Kewell arka diregi kim aliyor diye sordugunda kimse orali olmamis sonra kendisi gitmisti arka direge. Pozisyon gectikten sonra “la havle” diye diye yerine gecti. Dunku macta yedigimiz gol yine harika. Korner atisindan gelen bir pasla gol yiyoruz ve pas yerden yuvarlanan bir top. Ceza alani disina yuvarlansa hadi diyelim sanssiz gol yedik (o bile olmamali ya) ama topa neredeyse penalti noktasindan vurulmus. Herhalde Konya macinda da herkes arka direge konsantre oldu korner sirasinda…
Kaleciyle ilgili bir iki sey soylemek lazim. Son zamanlarda kaleciden pek bahsedilmemesi oldukca iyiye isaret. Dun de cok iyi bir karsi karsiya sut cikardi. Topu oyuna hizli ve mantikli sokuyor. Boyle giderse devre arasinda bonservisi icin basvurulmali bence Sevilla’ya. Cok yuksek bir para istemezler diye tahmin ediyorum.
Gecenlerde sakatliklarla ilgili bir haber gormustum (sporx’teydi sanirim). Habere referenas star gazetesi verilmis usenmedim gittim o haberi buldum (asagida). Bu gazete ne is yapar pek bilmiyorum ama bu haber tekzip edilmedi ve Adnan Sezgin saglik kurulunda bir takim duzenlemeler yapilacagini soylemis. Eger Galatasaray futbolcusu kulup doktorundan baska bir doktora muayene oluyorsa kulubun bilgisi disinda burada bir gariplik var sanirim. Bu haberde sakatliklarin tedavisi ile ilgili oldukca agir ithamlar var kulup doktorlarina karsi, tekzip edilmemesi cok enteresan (eger ben kacirdiysam kusura bakmayin).
http://www.stargazete.com/spor/al-sana- ... 130557.htm
Son olarak Ali Gursel’in de bahsettigi Bursa ve Trabzon maclari hakkindaki dusuncelerim…
Bursaspor iyi hucum eden fakat kotu defans yapan bir takim. Bursa’da orta sahanin temel diregi Kirita sakat, defansi da Egemen’in gidisinden sonra pek iyi durumda degil. Fakat bilen bilir, Bursaspor’un altyapisi oldukca iyidir ve ilk onbirde cok genc oyuncular oynatiyorlar. Haliyle mucadele gucleri oldukca yuksek. Yusuf gibi de tehlikeli bir oyuncu var kadroda. Yine de bu maci rahat almali Galatasaray, Bursaspor’un defansif zaaflarini dusunursek.
Bence su an Galatasaray’a en cok problemi saglam defansi ve hizli forveti olan takimlar cikarir. Bana gore Trabzonspor bu formatta bir takim. Bu maca tam kadro cikmasini isterim Galatasaray’in ki hic bir bahaneye siginmadan takimin hangi duzeyde oldugunu iyice anlayalim. Ona gore takimda gerekli modifikasyonlar yapilir (en azindan denenir), UEFA kupasi maclari oncesinde.
Posted: Fri Oct 10, 2008 2:57 pm
by Ismail Gezer
Kewell'ın sırrı
Kadir ÇETİNÇALI / İstanbul (DHA) 10 Ekim 2008
Kewell'ın sırrı
Galatasaray'ın yıldızlarından Harry Kewell'ın sakat olmadığı ortaya çıktı.
Geçtiğimiz hafta Bursaspor'dan ilk yenilgisini alan sarı-kırmızılı ekibin çok sayıda oyuncusunun sakat olduğu dönemde Avustralyalı yıldız da sakat oyuncular listesinde yer aldı. Sarı-kırmızılı ekip, kötü bir oyun sonrasında Bursa'da kaybederken, Kewell gibi bir yeteneği fazlasıyla aradı.
Bu arada Kewell'ın sakatığı ile ilgili spekülasyonlar yapıldı ve çok sık sakatlandığı yolunda eleştiriler ortaya atıldı. Ancak Kewell'ın sakat olmadığı ve eşinin ciddi rahatsızlığı nedeniyle apar topar İngiltere'ye gittiği öğrenildi.
Bursaspor maçı öncesinde eşinin ciddi olarak rahatsızlık yaşadığını öğrenen tecrübeli oyuncu, buna rağmen Bursaspor'a karşı oynamak istediğini sarı kırmızılı yöneticilere iletti. Ancak sarı kırmızılı yöneticiler Kewell'ın moral bozukluğunu gidermek için kendisine izin verdiler ve Bursaspor maçında sakat olduğu için oynamadığı açıklamasını yaptılar. Oysa Kewell sakat değıil ve şuanda eşinin hastalığı ile ilgileniyor.
Avustralyalı yıldızın özel kondisyonerini de İngiltere'ye götürerek, çalışmalarını aksatmadan sürdürdüğü öğrenildi.
Öte yandan Galatasaray, milli maçlar nedeniyle çalışmalarını eksik kadro ile devam ettirirken, Kewell izinli olduğu için takımdan ayrı çalışıyor. Yıldız futbolcu önümüzdeki hafta Trabzonspor maçında forma giyecek.
Yengeye acil şifalar. Allah yardımcısı olsun. haber doğruysa yönetimede aferin. İlla oynayacaksın deseler, yada sen bilirsin falan bile deseler kırgınlığa yol açabilirdi. Futbolun futbolcunun psikolojik taraflarını da ihmal etmemek gere...
Posted: Fri Oct 10, 2008 5:01 pm
by Ismail Gezer
Bende az önce gördüm. Şok oldum. Diğerini bilmemde Davala'ya üzüldüm. İnşallah yöneticiler ne yaptıklarını biliyorlardır. Bir operasyon yapacaklarsa, bunun için en uygun zaman bu zaman.