Page 3 of 9

Posted: Thu Jun 19, 2008 10:54 pm
by Ismail Gezer
"Sakatlanarak geri gönderdiğimiz oyuncuların yerine de oyuncu çağırmayacağımı söylemiştim. "

Terim bu lafı ettiyse, sakatlanıp gönderilen oyuncunun yerine başkası çağırılabiliyor demektir. Yarın defansın göbeğinde kim oynayacak belli değil. Belli olsa bile en az biri sakat olacak. O zaman Türkiyeden en azından bir stoper çağırmamak salaklık değil de nedir?

Posted: Thu Jun 19, 2008 11:31 pm
by Ozgur Huseyinoglu
Ismail Gezer wrote:"Sakatlanarak geri gönderdiğimiz oyuncuların yerine de oyuncu çağırmayacağımı söylemiştim. "

Terim bu lafı ettiyse, sakatlanıp gönderilen oyuncunun yerine başkası çağırılabiliyor demektir. Yarın defansın göbeğinde kim oynayacak belli değil. Belli olsa bile en az biri sakat olacak. O zaman Türkiyeden en azından bir stoper çağırmamak salaklık değil de nedir?
Terim bu lafi biz ilk macimizi oynadiktan sonra soylediyse, lafini edip durdugumuz egosunu UEFA kurallarinin filan da ustunde gormus herhalde... :)

Regulations of the UEFA European Football Championship 2006/08 (PDF), kendi numaralandirilmasinda 19., PDF olarak 26. sayfasinda (Article 16, paragraf 4-5'te) diyor ki:

Image

Yani 23'luk kadroda degisiklik, sadece
- listenin verildigi turnuva baslangicindan 10 gun oncesi ile
- takimin ilk mac gunu
arasinda yapilabiliyor. Grup maclari oncesi sonrasi filan diye bir istisna/ozel kural yok...

Posted: Thu Jun 19, 2008 11:59 pm
by Ismail Gezer
NTV'ye göre, dün TFF'nin sitesinde Gökhan Zan'ın 18 kişilik kadroya alınmadığı söylenmiş. Bugün tekrar kadroya alınmış. Yanında da Emre Aşık oynar. Çok kötü çok!

Yarınki kadro şöyleymiş:

Rüştü
Sabri-EmreA-Gökhan-Hakan
Kazım-Hamit-Topal-Arda
Tuncay-Nihat


Bence korkunç bir hata! Defans bu kadar arızalıyken savunmayı sadece Topal'a bırakmak çok büyük bir hata! Kazım'ın yerine Ayhan'ın oynaması lazımdı! Terim2in aklı yine sonradan gelecek anlaşılan ama bu sefer paçayı kurtarabilecek mi, görecez!

Posted: Fri Jun 20, 2008 1:19 am
by Murat Kara
Ismail Gezer wrote:ÇOK KÖTÜ HABER:

SERVET OYNAYAMAYACAKMIŞ!
Kotu olmus. Tahminlerde kotu adami oynayip 4-0 verdiydim. 6-0'mi yapsam acaba!

Posted: Fri Jun 20, 2008 1:42 am
by Deniz Selman
Gelde simdi Marco'nun aldigi inanilmaz sacma sari kart'a yanma. Kendisine gore Servet'in Koller'e yaptigi faulden sonra "ref...ref..." demis, yani "hocam...hocam..." demek gibi bir sey artik, ve kart gormus. Bugun ceyrekfinal macinda ayni hakem itiraz icin hic sari kart gostermedi, halbuki mac boyunca ballack, raul mereiles, cristiano ronaldo hepsi itiraz edip durdular.

Marco olsaydi Mehmet Topal'i stoper olarak oynatirdi bence FT. Antrenmanlarda hep denemis. Gecen sene (06-07) turkiye kupasi maclarinin birinde Gerets'de denemisti ve memnun kalmisti. Ama Marco olmayinca bu karari vermek baya zor. Ayhan-Hamit belki oynayabilir ortada, ama forvetlerden cok orta sahasi tehlikeli olan bir takima karsi Mehmet Topal'i on libero oynatmak daha mantikli.

Hakan Balta benimde aklima geldi, ama Ugur Boral hem coktandir oynamiyor hem bu macta sol bek oynarsa Srna ve Corluka ustune gelince cok zorlanir. Ileri cikmayi seviyor ama Hakan Balta stoper olacaksa onun kademesine gormeye daha hazir olmasi gerekir...pek olmaz sanki.

Dusun dusun gene en iyisi Gokhan Zan'i oynatip dua etmek galiba.

6 senedir oynanan en onemli mac...biz sadece 17 kisilik bir kadro ve dogru duzgun bir tane stoper olmaksizin ve yedek kaleciyle cikiyoruz...

Biraz fazla turk usulu yapiyoruz herseyi bu turnuvada. (Bizim ligde butun maclar 5 dakika gec baslarya?--Servet'in krampon sorunu nedeniyle gec baslayan tek mac bizimki oldu...normal oyuncularin kale'ye gecmeside bizim ligde daha cok olur, onuda yaptik...her seyin tuafi ve zoru bizde...)

Hayirlisi.

Posted: Fri Jun 20, 2008 3:02 am
by Murat Kara
Deniz Selman wrote:her seyin tuafi ve zoru bizde
Deniz cok sikayet etmemek lazim aslinda. Bunun tadi da baska. Buna arabesk kuralsizlik denebilir. Arabesk kismi olmasa kurallari gevsetmek iyidir aslinda. Gecende "The Future of the Internet - and how to stop it" (Internet'in gelecegi - ve nasil engellenebilir) adinda bir kitap okuyordum. Su asagidaki ilginc paragraflar dikkatimi cekti (uzun oldugu icin cevirmeye usendim simdi). Kurallar yerine standartlar kullanilmali diyor. Bizim de artik darbelerden dolayi mi dersin, Osmanli mirasi mi dersin bilemem ama kurallardan kacma gibi bir huyumuz var. Iyi bir huy ama kurallarin yerine bazi standartlar oturmamis ise kaos yasaniyor o zaman.

(Kaynagini verdigime gore sitenin basi telif hakkiyla belaya girmez herhalde asagidakileri kitaptan koplayaladigim icin. Sayfa 127. Bu arada belirteyim, her paragrafda soylenene katilmiyorum elbette ama deneyin kendisi ilginc.)

----

The Dutch city of Drachten has undertaken an unusual experiment in traffic management. The roads serving forty-five thousand people are “verkeersbordvrij”: free of nearly all road signs. Drachten is one of several European test sites for a traffic planning approach called “unsafe is safe.”(1) The city has removed its traffic signs, parking meters, and even parking spaces. The only rules are that drivers should yield to those on their right at an intersection, and that parked cars blocking others will be towed.

The result so far is counterintuitive: a dramatic improvement in vehicular safety. Without signs to obey mechanically (or, as studies have shown, disobey seventy percent of the time(2)), people are forced to drive more mindfully—operating their cars with more care and attention to the surrounding circumstances. They communicate more with pedestrians, bicyclists, and other drivers using hand signals and eye contact. They see other drivers rather than other cars. In an article describing the expansion of the experiment to a number of other European cities, including London’s Kensington neighborhood, traffic expert Hans Monderman told Germany’s Der Spiegel, “The many rules 127 strip us of the most important thing: the ability to be considerate. We’re losing our capacity for socially responsible behavior. The greater the number of prescriptions, the more people’s sense of personal responsibility dwindles.”(3)

Law has long recognized the di fference between rules and standards—between very precise boundaries like a speed limit and the much vaguer admonishment characteristic of negligence law that warns individuals simply to “act reasonably.” There are well-known tradeoffs between these approaches.(4) Rules are less subject to ambiguity and, if crafted well, inform people exactly what they can do, even if individual situations may render the rule impractical or, worse, dangerous. Standards allow people to tailor their actions to a particular situation. Yet they also rely on the good judgment of often self-interested actors—or on little-constrained second-guessing of a jury or judge that later decrees whether someone’s actions were unreasonable. A small lesson of the verkeersbordvrij experiment is that standards can work better than rules in unexpected contexts. A larger lesson has to do with the traffic expert’s claim about law and human behavior: the more we are regulated, the more we may choose to hew only and exactly to the regulation or, more precisely, to what we can get away with when the regulation is not perfectly enforced. When we face heavy regulation, we see and shape our behavior more in relation to reward and punishment by an arbitrary external authority, than because of a commitment to the kind of world our actions can help bring about.(5) This observation is less about the difference between rules and standards than it is about the source of mandates: some may come from a process that a person views as alien, while others arise from a process in which the person takes an active part. When the certainty of authority-sourced reward and punishment is lessened, we might predict two opposing results. The first is chaos: remove security guards and stores will be looted. The second is basic order maintained, as people choose to respect particular limits in the absence of enforcement. Such acting to reinforce a social fabric may still be due to a form of self-interest—game and norm theorists offer reasons why people help one another in terms that draw on longer-term mutual self-interest(6)—but it may also be because people have genuinely decided to treat others’ interests as their own.(7) This might be because people feel a part of the process that brought about a shared mandate—even if compliance is not rigorously monitored. Honor codes, or students’ pledges not to engage in academically dishonest behavior, can apparently result in lower rates of self-reported cheating.(8) Thus, without the traffic sign equivalent of pages of rules and regulations, students who apprentice to generalized codes of honor may be prone to higher levels of honesty in academic work—and benefit from a greater sense of camaraderie grounded in shared values.


1. See Matthias Schulz, Controlled Chaos: European Cities Do Away with Traffic Signs, SPIEGEL ONLINE INT’L, Nov. 16, 2006, http://www.spiegel.de/international/spiegel/ 0,1518,448747,00.html.

2. In the United States, studies by the Federal Highway Tra ffic Safety Administration (FTSA) have shown that motorists disobey speed limits on non-interstates 70 percent of the time. Interview with Earl Hardy, Speeding Expert, Nat’l Highway Traffic Safety Admin., and Elizabeth Alicandri, Dir. of Office of Safety Programs, Fed. Highway Admin., WASHINGTONPOST.COM (Mar. 30, 2006), http://www.washingtonpost.com/ wp-dyn/content/discussion/2006 /03/23/DI2006032301185.html.

3. Schulz, supra note 1.

4. For a discussion of the differences between rules and standards, see, for example, Alan K. Chen, The Ultimate Standard: Qualified Immunity in the Age of Constitutional Balancing Tests, 81 IOWA L. REV. 261, 266 –70 (1995); Wilson Huhn, The Stages of Legal Reasoning: Formalism, Analogy, and Realism, 48 VILL. L. REV. 305, 377–79 (2003); Louis Kaplow, Rules Versus Standards: An Economic Analysis, 42 DUKE L.J. 557 (1992); Russell B. Korobkin, Behavioral Analysis and Legal Form: Rules vs. Standards Revisited, 79 OR. L. REV. 23, 29 – 31 (2000); Larry Lessig, Reading the Constitution in Cyberspace, 45 EMORY L.J. 869, 896 – 97 (1996) (arguing that software code can act as a societal constraint); Joel R. Reidenberg, Governing Networks and Rule-Making in Cyberspace, 45 EMORY L.J. 911, 917–18, 927–28 (1996) (discussing the role and establishment of information policy default rules); Joel R. Reidenberg, Rules of the Road for Global Electronic Highways: Merging the Trade and Technical Paradigms, 6 HARV. J.L. & TECH. 287, 301– 04 (1993); Antonin Scalia, The Rule of Law as a Law of Rules, 56 U. CHI. L. REV. 1175, 1176 (1989) (discussing how rules are more consistent with democracy than standards); Frederick Schauer, Rules and the Rule of Law, 14 HARV. J.L. & PUB. POL’Y 645, 650 – 51, 658 (1991) (discussing legal realist arguments regarding the distinction between rules and standards); Pierre J. Schlag, Rules and Standards, 33 UCLA L. REV. 379 (1985) (discussing whether there is a coherent distinction between rules and standards); Cass R. Sunstein, Problems with Rules, 83 CAL. L. REV. 953, 963 – 64 (1995).

5. See, e.g., LAWRENCE KOHLBERG, FROM IS TO OUGHT: HOW TO COMMIT THE NATURALISTIC FALLACY AND GET AWAY WITH IT IN THE STUDY OF MORAL DEVELOPMENT (1971); Lawrence Kohlberg, Moral Stages and Moralization: The Cognitive-Developmental Approach, in MORAL DEVELOPMENT AND BEHAVIOR: THEORY, RESEARCH AND SOCIAL ISSUES (T. Lickona ed., 1976); Lawrence Kohlberg, The Claim to Moral Adequacy of a Highest Stage of Moral Judgment, 70 J. PHIL. 630, 630 – 46 (1973).

6. See generally ROBERT AXELROD, THE EVOLUTION OF COOPERATION (1984); ROBERT ELLICKSON, ORDER WITHOUT LAW (1991); Wikipedia, Prisoner’s Dilemma, http://en.wikipedia.org/wiki/Prisoner%27s_dilemma (as of June 1, 2007, 11:00 GMT).

7. Law-and-order conservatives embrace such an idea when they argue that social programs should be largely funded by the private sector, and that in the absence of government redistribution the poor will still receive charity. They assert that higher taxes make it difficult for people to express their commitments voluntarily to each other through charitable contributions. See, e.g., Larry Catá Backer, Medieval Poor Law in Twentieth Century America: Looking Back Towards a General Theory of Modern American Poor Relief, 44 CASE W. RES. L. REV. 871, 929 – 34 (1995); Alice Gresham Bullock, Taxes, Social Policy and Philanthropy: The Untapped Potential of Middle- and Low-Income Generosity, 6 CORNELL J.L. & PUB. POL’Y 325, 327– 31 (1997).

8. See Donald L. McCabe and Linda Klebe Trevino, Academic Dishonesty: Honor Codes and Other Contextual Influences 64 J. HIGHER EDUC. 522 (1993).

Posted: Fri Jun 20, 2008 9:57 am
by Mehmet Gurdal Cetin
Abicim ben simdi boyle seyleri yaziyorum millet te bana icinden serefsiz diyordur.

Su Avrupa Sampiyonasi bokuna defansimizi sakata cikardik.

Servet yok ne kadar sonra full kapasite oynar mechul
Emre Gungor en az 2 ay yok, donusunde forma hemen girebilir mi oda mechul
Ugur zaten sakatti hala sakat yerine oynayan adamimiz Sabri
Nazar degmesin bir Balta kaldi ayakta

Arda iyi hos, transfer balonlari ile kafasi dolarsa kafasini lig baslayinca ne kadar toplar mesgul, genc bu cocuk bu etkilenmemek mumkun mu?

Onder Turaci zart zurt dendi, sag tarafa adam alinacak dendi, zaten beyni kucuk olan Sabri ne durumda mechul..

Ayhan'i takima aldilar daha topa ayagini surmedi FT Colin Kazim gibi adamlari oynatti , Ayhan daha formasini islatmadan turnuva bitecek.

Forvet desen, Umit Karan'i takima almadilar, adam roportaj veriyor akli orada kalmis besbelli.

8 kisi verdik milli takima diye kasiliyoruz bu ama viyana seferinin bize zarari daha fazla olacak.

Allah biliyor ya kalbimi, erkenden donup gelmelerini istiyordum.Servet oynasa hadi biraz sansimiz var diyecem, sabret Mehmet diyecem ama acik yureklilikle tek istegim cabucak donmeleri.

Kazanirsak ta uzulmeyecegim tabi :)

Posted: Fri Jun 20, 2008 10:14 am
by Deniz Selman
Avrupa Sampiyonasi degil bok olan...bok olan bizim lig. Bunu hala anlamamis olmaniz tuaf.

Posted: Fri Jun 20, 2008 11:10 am
by Mehmet Gurdal Cetin
Farkindayim farkindayim

Zzaten dikkat edersen Avrupa sampiyonasi boktandir felanda demedim, Avrupa sampiyonasi bokuna dedim (because of that championship gibi kullandim)

Sadece kazanamayacagimiz bir turnuva icin yaratilan "Hype" (dogru mu yazdim artik insan urkuyor yazarken :) ) ve onun sonunda en zararli cikacak kurumun Galatasaray oldugunu belirttim.

Uc gun sonunda kisir cekismelerin yasam bicimi oldugu Turkiye'ye ve ligimize dondugumuzde,sakat bir defans ve disillusioned (turkcesi ne gercekten bilmiyorum-seslisozlukte benim vermek istedigim anlami verememisler) orta saha benim orta saham olacak.

Gerisi beni zerre kadar ilgilendirmiyor.
Ben Galatasaray'imi istiyorum.

Posted: Fri Jun 20, 2008 12:00 pm
by Ismail Gezer
Servet'in sakatlığı tamamen Cevat Hoca'nın öngörüsüzlüğünün sonucu! Zaten sağlam olmayan adamı sahada tutup iyice beter etti.

Gökhan Gönül'ün sakatlığı Zico'nun suçu! Bir adam 1,5 ay sakat sakat oynatılır mı? Üstelik yedeğide varken.. Bir gökhan GÖnül'ün varlığı bile takımı çok olumlu yönde etkileyebilirdi.

Gökhan Zan'ın durumu tamamen Terim'in eşşekliği. Sakat adamdan medet umdun, elinde patladı! Yokmuydu yani, bir tane sağlam stoper bu memlekette! Terim bir adama bel bağladı mı kolay kolay vazgeçemiyor, vazgeçince de bir daha yüzüne bakmıyor. Tam Türk usulü!

Posted: Fri Jun 20, 2008 12:10 pm
by Ismail Gezer
Bu da Milliyet'in ilk 11'i

TÜRKİYE
Rüştü
Sabri
Gökhan Zan
Emre Aşık
Hakan Balta
Kazım (Ayhan)
Hamit
M.Topal
Arda
Nihat
Tuncay

Anlaşılan tek belirsizlik Ayhan ve Kazım arasında yaşanıyor. Bence Ayhan'ın oynaması lazım. Sağ kanatta oynaması gereken kişi Hamittir. Bu çocuğu neden ısrarla başka yerlerde oynatıyoruz ki?

Savunmanın önünde 2 oyuncu olması lazım yoksa işimiz zor!

Posted: Fri Jun 20, 2008 3:26 pm
by Mehmet Gurdal Cetin
Hirvatistan macindan once internette yaran turk insani tanimlamalari :D

Ek$i buna bir baslik ayirmis.

Internette bir hirvat sitesinde cikmis boyle bir yazi asmis.Turklerden de isbirligi almis aslinda.Bugun bazi diger sitelerde yazmisti.Turkler hakkinda bilmeniz gereken 10 sey gibi bir liste yapilmis.

Sitenin icinde bazilarimizi rencide edecek seyler olabilir.Onceden uyaralim
Over 18 uyarimizi yapalim vebali bizde kalmasin :D

http://www.javno.com/en/sports/clanak.php?id=157163

Posted: Fri Jun 20, 2008 3:33 pm
by Ismail Gezer
Mehmet Gurdal Cetin wrote:Hirvatistan macindan once internette yaran turk insani tanimlamalari :D

Ek$i buna bir baslik ayirmis.

Internette bir hirvat sitesinde cikmis boyle bir yazi asmis.Turklerden de isbirligi almis aslinda.Bugun bazi diger sitelerde yazmisti.Turkler hakkinda bilmeniz gereken 10 sey gibi bir liste yapilmis.

Sitenin icinde bazilarimizi rencide edecek seyler olabilir.Onceden uyaralim
Over 18 uyarimizi yapalim vebali bizde kalmasin :D

http://www.javno.com/en/sports/clanak.php?id=157163
Türkçesini de yayınladılar:

http://w9.gazetevatan.com/haberdetay.as ... sid=185212

Posted: Fri Jun 20, 2008 5:24 pm
by Serdar Beyazyurek
Maraton.com.tr'ye gore 11'imiz belli olmus:

.........................................Rustu.............................................
Sabri....................Gokhan Zan......Emre Asik...........Hakan Balta
.......................................Hamit...........Topal............................
Kazim................................................................................Arda
....................................Nihat..........Tuncay................................

Hamit'in gobekte oynamasi onemli. Servetsiz defansimiz Allaha emanet. Kazim'in gecen maclardakinden cok daha etkili oynamasi lazim. Tuncay'in bugun turnuvadadaki en iyi performansini gostermesini bekliyorum.

Posted: Fri Jun 20, 2008 5:33 pm
by Ismail Gezer
Bu 11'in yanlış olduğunu düşünüyorum. Hamit orta sahanın ortasında oynamaya alışık mı? Bayern'de orda mı oynuyor? Daha önce o bölgede oynamışlığı varmı? Maçın ortasında Kazım mı çıkartıp Ayhan'ı sokarsa ben bu adama küfretmez miyim? Savunması sorunlu Sabri'nin önüne savunması sıfır Kazım'ı koymak akıllınca bir iş değil. Bu maç sonunda Terim'in 7 ceddine küfredenler arasına katılacam gibime geliyor!