forum.cimbom.org

Sabrinin itirazini görmeliydiniz, kendi cikardi farkinda degil, ustelik yan hakeme el kol hareketleri

Burak atti, 1-1, dedigim olacak galiba, berabere biter demistim, klasik aslinda. 15 dakika var, hadi aslanlar.

Gol AMK Kosova bagiriyor yeter artik yeter
Bordo maci kokulari geliyor Kewell yok ama Sabri var
Burak YILMAZ atti bu arada.
MANU 3 BRAGA 2 su an galip gelebilirsek dengeler degisir

GS'in fizik gucu var, macin son anlarinda etkisini gösteriyor...rakip takimin 10 kisi oynamasi etken tabii. Sabri doldur bosalt ustasi be

Selcuk cok guzel yerden free kick kullandi, gol olsaydi belki terihe gecerdi.

Burak aptalca faulleri birak

Burak cok sacma bir sey kacirdi kale icinde 2 Galatasarayli vardi

Dany den cacik olur mu, bence olmaz....beraberlige razi galiba

Adamlar 1 puana razi geldiler, alip gittiler, 10 kisi olmalarina ragmen bunu basardilar, bravo kendilerine.

Bizimkilere gelince, bunlar futbol oynamayi unutmus, Selcuk, Melo tam bir hayal kirikligi, Dany berbat gercekten...Hamit tatil yapmaya gelmis, derhal yedeklere cekilsin, tedavilik bir durumu var, kazik gibi kosamiyor...

Mac bitti resultante importante

Reality bites

Shakhtar Donetsk 2 Nordsjaelland 0
Juventus 1 Shakhtar Donetsk 1
Shakhtar Donetsk 2 Chelsea 1

Shakhtar Donetsk 7
Chelsea 4
Juventus 3
Nordsjaelland 1

Back to basics demistik. Neydi bu kurallar ?

1-Kendi sahanda kazaniyorsun, deplasmanda kaybetmemeye calisiyorsun
2-Savunmana onem veriyorsun az gol yiyorsun mumkunse 1 yada 2 tane atiyorsun olculu saldiriyorsun
3-Kar camur su kotu hava sartlari her yerde olabiliyor, ama stadin gol olmuyor
4-TD'un ben ders almam veririm demiyor
5-Baskaninin adini kimse bilmiyor

Bilmem anlatabiliniyor mu

G.Saray biraz da senelerdir avrupa kupalarindan uzak kalmanin dezavantajlarini yasiyor. Takim nispeten yeni kuruldu, takim ruhu söyle böyle...bu sene yeni transferlerin bir cogu yabancilik yasiyor, bazilari ise tam bir hayal kirikligi, ve takimi baltaliyor adeta...neyse önumuzde ki maclar ne getirir bilmiyorum ama daha kolay gececek gibi me geliyor...nothing to lose right?

Hasan Tezcan wrote:G.Saray biraz da senelerdir avrupa kupalarindan uzak kalmanin dezavantajlarini yasiyor. Takim nispeten yeni kuruldu, takim ruhu söyle böyle...bu sene yeni transferlerin bir cogu yabancilik yasiyor, bazilari ise tam bir hayal kirikligi, ve takimi baltaliyor adeta...neyse önumuzde ki maclar ne getirir bilmiyorum ama daha kolay gececek gibi me geliyor...nothing to lose right?

Evet bence de dogru.. Tek bosa giden ceyrek sise

http://www.themacallan.com/home.aspx

Daha kotu gunler gorduk, daha iyilerini gormek imkan dahilinde. Benim forumun bazi eski mudavimleri ile bir maca gitmem lazim, iyilestirme calismalarinin baslamasi lazim,

Bu aksam buyuk bir firsat kacti MANU nun 3-2 galibiyeti ile herseye yeniden baslayabilirdik ama hersey bitmis degil, ben bu takimin hala buyuk puan farki ile bizim ligi bitis cizgisini gececegini dusunenlerdenim,

Herseye ragmen imzamiz ayni.

Ne guzel olmus ama. Melo icin meleyenlerin burnuna osurmus. Selcuk varken penaltiyi Melo'ya attirmak Terim icin artik bir sey demeyecegim. Aldigi her kurus cigerine yapissin. O kadar!

Sağnak yağmur ve zemin kepazeliği vardı.
Güya Avrupa'nın en modern stadına sahibiz. Ama şiddetli bir yağış altında saha zemininin su sağaltım sistemi olmadığı için, zemin balçığa döndü. Yakın geçmişte Norveç'te Trömsö ile oynadığımız maçı hatırlarsınız... Bugünkü maçın özellikle ilk yarısı bana o talihsiz akşamı hatırlattı.

Devre arasında Galatasaray'ın hücum yapacağı kalenin bulunduğu saha kesitinndeki suları temizlemişler. İkinci yarı biraz daha makul bir zemin vardı.
Ağır zeminde pas futbolundan vazgeçmek, yüksek toplara başvurmak anlaşılabilir bir tercih.
Üstelik rakip takım öyle bir kapandı ki, santrayı geçmediler. Kontratağa çıkamadılar. 3 pas yapamadılar.
Böyle bir rakibe karşı yüksek toplarla yüklenmek çok yanlış değil. Ama işi biraz abarttık. Bekler ve stoperler dahil, topu ayağına alan şişirmeye başladı.
Bunun sebebi, yenik duruma düştüğümüz maçlarda soğukkanlı ve akıllı oynamayı beceremememiz.
Senelerdir bizim takımda durum böyle...
Özellikle iç saha maçlarında 1-0 yenik duruma düştüysek, paldır küldür şuursuzca, tam bir panik futboluna dönüyoruz.
Bugünkü maçta ceza sahasına bir sürü yandan sağdan soldan orta gönderdik. Netice? Yok...
Rakibin defans elemanları patır patır kafa vurarak topları uzaklaştırdılar.

Bir şey dikkatimi çekti... Ceza sahasına top şişiriliyor. Umut kafayla Burak'a indirmeye çalışıyor. Ama Burak'ın sırtı kaleye dönük. Topu hem indirip, hem düzeltip, hem topla beraber kaleye dönüp vurması, bu ağır zeminde ve kapanmış rakibe karşı mümkün değil.
Peki neden bu görüntüye maç içinde defalarca şahit olduk? Kenarda takım coştukça adrenalini yükselen hocamız, saha içinde olan bitenleri akılcı bir gözle tetkik edip çözüm bulamadığı için.

Fatih Terim coşku'yu ön plana alan bir hoca.
Ama soğukkanlılık ve aklı selim olmadan yaşanan coşkudan hayır gelmeyeceğini farketmesi lazım.
Özellikle Şampiyonlar Ligi'nde bu eksiklik çok can yakıcı olabiliyor.
Bence Terim'in eskiden beri bu turnuvada başarısız olmasının sebebi, galibiyet hırsıyla futbolcuların kapıldığı şuursuz coşkuya, kenarda kendisinin de kapılıyor olması.
Oysa Şampiyonlar Ligi'nde Lucescu'nun temkinli ama iş bitirici futbolu daha geçerli.