Page 4 of 12
Posted: Sun May 21, 2006 1:57 pm
by Ismail Gezer
Bu "iman" lafıda Mehmet Demirkolun "çapa" lafından sonra, spor literatürüne armağan ettiği ikinci kelime
Fenerbahçeye iman edenler, Galatasaraya iman edenler... Çok sakıncalı
Ozgur Huseyinoglu wrote:
Neyse bu bir iman olayi ya, ya ben sizi ikna ederim ne siz beni.
Yok, hayir, ben bu takim taraftarligi olayina "iman" gibi yaklasmiyorum ama, bu gibi bir fikir yapisiyla, beni ikna edebilecegine olasilik vermiyorum...
Posted: Sun May 21, 2006 5:21 pm
by Cengiz Akgun
Yetmedi mi birader bu adam hakkinda burada bu kadar laf etmek. Ustelik ortada bunla ilgili iki konu daha acilmi$. Kalsa ne olur kalmasa ne olur? Onun gibi 10 tane daha FB ba$Ina hem de ayni anda yonetim adi altinda gelse ne olur? Ben soyleyeyim bir bok olmaz. FB onsuz da bu ligde $ampiyon oluyordu onla da oldu. FB onlada onsuzda mega transfer politikasi yurutup vakti ile de yakinda da bir bir suru adi var kendi yoku Turkiye'ye futbolcu olarak getirdi ama Avrupa sahnesinde ne adini duyurabildi ne yerini yapabildi. Teknik Direktorluk icinde aynisi soylerim. Didi'sinden Dudu'suna geldi gitti. Az buz mu yerli yetenek degirmende ogutulur gibi ogutulup posa gibi sonra di$ari salindi? Degi$en bir bok olmadi. Bu kafa ile olacagi da yok. En fazla GS'ya lig macinda fark atarlar ve $L almi$ gibi sevinirler. Bu da onlara yetiyor. Fazlasini isteyen de yok zaten.
Birakiverin bu adamin kuyrugunu yahu. Burada konu$acak tarti$ilacak konu mu kalmadi? Tasasi size mi dustu? Yoksa FB ile oturup kalkmaktan ba$ka bir $ey bilmiyor musunuz? Hem de GS'yin bugunku halinde.
Posted: Mon May 22, 2006 2:54 am
by Murat Kara
Ufff!
Istersen sen su cekici tokmakla degistir Cengiz. Vurdugun adam olmesin, ders alsin
Posted: Mon May 22, 2006 3:48 am
by Savas Macun
Cengiz Akgun wrote:Yetmedi mi birader bu adam hakkinda burada bu kadar laf etmek. Ustelik ortada bunla ilgili iki konu daha acilmi$. Kalsa ne olur kalmasa ne olur? Onun gibi 10 tane daha FB ba$Ina hem de ayni anda yonetim adi altinda gelse ne olur? Ben soyleyeyim bir bok olmaz. FB onsuz da bu ligde $ampiyon oluyordu onla da oldu. FB onlada onsuzda mega transfer politikasi yurutup vakti ile de yakinda da bir bir suru adi var kendi yoku Turkiye ye futbolcu olarak getirdi ama Avrupa sahnesinde ne adini duyurabildi ne yerini yapabildi. Teknik Direktorluk icinde aynisi soylerim. Didi'sunden Dudu'suna geldi gitti. Az buz mu yerli yetenek degirmende ogutulur gibi ogutulup posa gibi sonra di$ari salindi? Degi$en bir bok olmadi. Bu kafa ile olacagi da yok. En fazla GS'ya lig macinda fark atarlar ve $L almi$ gibi sevinirler. Bu da onlara yetiyor. Fazlasini isteyen de yok zaten.
Biraki verin bu adamin kuyrugunu yahu. Burada konu$acak tarti$ilacak konu mu kalmadi? Tasasi size mi dustu? Yoksa FB ile oturup kalkmaktan ba$ka bir $ey bilmiyor musunuz? Hem de GS'yin bugunku halinde.
Biliyorum kabullenemiyosun bir isim altinda bu kadar tartisma cikmasina, iyi ya da kotu.Bugun durum ortada, arkasina teneke baglanip yollanmak istenenler var birde adamin arkasindan agit yakabilenler var.3 bin kisi toplanmis dun.
Yillardir Turk Futboluna zarardir bu adam diye ortaligi inletip yazarken iyi de simdi adamin gidisinin tartisilmasi yazilmasi mi kotu oluyor Cengiz abi?
Birak da 8 yil boyunca Turk Futbolunu "katleden" adam hakkinda iki kelam edilsin.
Mega transferlere indirgeyerek olayi basitlestirme caban da cabasi.Istanbul'a gidisinde istersen beraber dolasiriz baska yerleri de beraber belki o zaman gozunle gorup mega transferlerden ibaret seyler oldugunu da gorursun.
Zaten olaya bu kadar at gozlugu ile bakildiktan sonra da olayi basitlestirme cabalari cok abes kacmiyor bana acikcasi.
Selamlar
Savas
Posted: Mon May 22, 2006 5:09 am
by Savas Macun
Ekonomi
22 Mayıs 2006
Fenerbahçe, ’Aziz Başkan’ ile 8 yılda 51 kat büyüdü
Mustafa KUTLAY
8 yıllık Başkanlık görevini bırakma kararı alan Aziz Yıldırım döneminde Fenerbahçe’nin ekonomik büyüklükleri katlanarak büyüdü. 1998 yılında Ali Şen’den 2.9 milyon dolar aktif büyüklükte bir kulüp devralan Aziz Yıldırım döneminde, Fenerbahçe’nin aktif büyüklüğü 51.4 kat artarak 149.6 milyon dolara çıktı. 8 yılda Türkiye’nin milli geliri yüzde 88 büyürken, Fener’in sadece futbol gelirlerindeki büyüme yüzde 263 olarak gerçekleşti.
2005-2006 Futbol Sezonu’nda, Denizlispor’da alınan beraberlik ile şampiyonluğu Galatasaray’a hediye eden Fenerbahçe’de Aziz Yıldırım’ı istifa kararından vazgeçirme çabalarının arkasında yatan nedenlerden biri de kulübün 8 yılda ulaştığı ekonomik büyüklük. 1998 yılında Başkanlık görevini Ali Şen’den devralan Aziz Yıldırım’ın 8 yıllık yönetimi, sportif başarıların yanısıra ekonomik başarılarla da dolu. Fenerbahçe’nin 1997 ve 2006 yılı faaliyet raporlarındaki resmi veriler, Aziz Yıldırım döneminin ekonomik bilançosunun parlaklığını gösteriyor.
KRİZLERE RAĞMEN: 1998-2006 yılları arasındaki 8 yıllık sürede Türkiye’nin Gayri Safi Milli Hasılası, 192 milyar dolardan 361 milyar dolara çıkarak yüzde 88 büyürken, ekonomik krizlerle dolu bu dönemde Aziz Yıldırım Fenerbehçe’nin aktif büyüklüğününü 51.4 kat yani yüzde 5 bin 45 artırarak 2.9 milyon dolardan 149.6 milyon dolara çıkartmayı başardı. Bu dönemin sonunda halka açık bir şirket haline de gelen Fenerbahçe, 420 milyon dolarlık piyasa değerine ulaştı. 2005-2006 Turkcell Süper Lig’in kapanış tarihi itibarı ile, halka açık futbol kulüplerinin piyasa değerlerine göre yapılan sıralamada da Fenerbahçe açık ara şampiyon oldu. Fenerbahçe’nin 418.6 milyon dolarlık piyasa değeri, diğer üç kulübün toplamını bile aştı. Lig bitiminde, Beşiktaş’ın piyasa değeri 122.5 milyon dolar, Galatasaray’ın piyasa değeri 104.9 milyon dolar ve Trabzonspor’un piyasa değeri de 106.4 milyon dolar oldu. Bu piyasa değerlerine göre, Fenerbahçe’nin değeri 4 Galatasaray veya Trabzonspor’a, 3.5 Beşiktaş’a eşit.
BÜTÇE BÜYÜKLÜĞÜ: Ali Şen’den 14.6 milyon dolar bütçeli bir Fenerbahçe alan Aziz Yıldırım ve yönetimi, 2006 yılı için bütçe büyüklüğünü 117.6 milyon dolar olarak belirledi. 8 yılda Fenerbahçe’nin bütçe büyüklüğü yüzde 702 oranında arttı.
AMATÖR ŞUBE GELiRİ: Aziz Yıldırım döneminde, Fenerbahçe’nin 8 yıllık bilanço ve bütçe büyüklükleri karşılaştırıldığında amatör şubeler için yapılan harcama ve buradan elde edilen gelirdeki artış da dikkat çekiyor. 1997 yılında amatör şubeler için 5.6 milyon dolar harcayan Fenerbahçe, 2006 yılında amatör branşlar için 1997’ye göre yüzde 293 daha fazla, 33.7 milyon dolar gibi bir harcama yapacak. Bu harcama artışına karşılık, 1997 yılında amatör şube geliri sadece 212 bin dolar olan Fenerbahçe’nin, 2006 yılında amatör şube gelirinde ulaşacağı rakam 53 kat büyüyerek 11.4 milyon dolara çıkacak.
FB logosunun marka değerini keşfetti
FENERBAHÇE’nin, Aziz Yıldırım’ın göreve geldiği 1998 yılından 2006 yılına kadar 8 yıllık sürede yapılan kurumsallaşma, şirketleşme, tesisleşme çalışmalarının bilanço ve mali tablolarına yansımaları açıkça görüldüğünü belirten Fenerbahçe Spor Kulübü Mali İşler Koordinatörü Abdülkadir Kuşin, şu değerlendirmeleri yaptı:
Fenerbahçe, bütçesini dolar bazında 8 yılda 8 kat büyüterek 15 milyon dolardan 117 milyon dolara ulaştırdı. Bilançosunun aktif büyüklüğü 8 yılda 3 milyon dolardan, 150 milyon dolara çıkarak 50 kat fırladı.
Bağlı ortaklıklardaki hisse senetleri portföyü sıfırdan, 17 milyon dolar nominal değere, 400 milyon dolar piyasa değerine ulaştı.
Bilançosundaki sabit tesislerinin değeri 8 yılda 1 milyon dolardan 71 milyon dolara çıkmıştır. Üstelik bu değer, maliyet fiyatları ile malzeme ve inşaat giderleridir. Müteahhit kárı, malzeme kárı, proje giderlerini içermez. Aslında Bayındırlık Bakanlığı fiyatları ile bu tesislerin defter değeri 150 milyon doları geçer.
Bence en önemli husus, Aziz Yıldırım’ın Fenerbahçe markasının ve logosunun ekonomik değerini keşfederek, bu değeri Fenerbahçe’nin yararına kullanma yolunu açması, bu markanın izinsiz olarak rastgele kullanılmasının önlenmesi, marka/logo gelirlerinin mütevazı düzeylerinden gereken düzeylere çıkarılması yolunda yaptığı "Marka Yönetimi" çalışmalarıdır. İşte Yıldırım’ın geçen hafta söylediği 400 milyon dolarlık gelir projeksiyonunun önemli bir kısmı başarılı ’Marka Yönetimi’nden oluşacak.
Mühendis Başkan
1952’de Diyarbakır’ın Ergani ilçesinde doğan Aziz Yıldırım, orta öğrenimini Düzce’de yaptı. Daha sonra Ankara Devlet Mühendislik Mimarlık Akademisi’nden inşaat mühendisi olarak mezun oldu. Askerliğini Ankara Mamak’ta yaptı. Maktaş Mühendislik adında bir firması bulunuyor. Fenerbahçe’de 1990-1992 yıllarında Metin Aşık başkanlığındaki yönetimde görev aldı. 1991-1992 sezonunda Futbol Şubesi sorumluluğunu üstlendi. O dönemde Tanju Çolak’ın Galatasaray’dan Fenerbahçe’ye transferini gerçekleştirdi. 15 Şubat 1998 tarihinde yapılan kurultayda diğer başkan adayı Vefa Küçük’ü 1 oyla geçerek başkanlık seçimini kazanan Yıldırım, 8 yıl boyunca bu görevi sürdürdü. Evli ve 2 kız çocuğu sahibi olan Yıldırım, İngilizce biliyor.
Borçların aktife oranı sadece yüzde 1 büyüdü
AZİZ Yıldırım’ın 8 yıllık görev süresinde, Fenerbahçe’nin ekonomik büyüklükleri ile birlikte borçları da büyüdü. 1997 yılında kulübün 2.5 milyon dolar olan toplam borcu, 8 yılın sonunda 52 kat artarak 130.7 milyon dolara çıktı. Tek başına bakıldığında 52 katlık borç artışı yüksek gibi görünse de, aynı dönemde aktif büyüklüğünün de 51.4 kat arttığı dikkate alındığında, Fenerbahçe’nin borçlarının aktiflerine oranında hemen hemen hiçbir değişiklik olmadığı dikkat çekiyor. 1997 yılında Fenerbahçe’nin toplam borcu aktiflerinin yüzde 86’sı büyüklüğünde iken, bugünkü toplam borcun Fenerbahçe’nin aktiflerine oranı sadece yüzde 1 artarak yüzde 87 düzeyine geldi.
Karacan: FB, Barcelona, Milan ve Manchester kategorisinde
SPOR kulüplerini şirketleşmemiş olsalar bile birer ekonomik kuruluş ve firma olarak, futbolu da bir endüstri olarak görmek gerektiğini söyleyen Sermaye Piyasası Kurulu eski Başkanı Ali İhsan Karacan, önceki gün Vatan Gazetesi’ndeki köşesinde Fenerbahçe ile ilgili şu değerlendirmeyi yaptı: "Kurumsal yönetim anlayışı açısından bakıldığında Fenerbahçe, yapılacak çok iş ve alınması gereken çok merhaleler olmasına karşın, ülkemizin en başarılı yönetilen spor kuruluşudur. Bu açıdan ülkemizdeki futbol kuruluşlarını Fenerbahçe ve diğerleri şeklinde ayırmak yanıltıcı olmayacaktır. Fenerbahçe yalnız ülkemiz standartları açısından değil UEFA’ya bağlı ülkelere bakıldığında da en başarılı yönetilenlerden birisi. Bu açıdan Manchester United, Chelsea, Bayern Münich, Real Madrid, Barcelona, Ajax, Milan, Juventus ile aynı kategoridedir."
Elektronik pano ile stad reklam geliri 14 kat arttı
FENERBAHÇE, taraftarınının ’mabed’ olarak adlandırdığı Şükrü Saracoğlu Stadı’na yaptığı yatırım ile ’Papazın çayırı’nı her maçta sadece tribün geliri olarak yaklaşık 2 milyon YTL kazandığı bir tesis haline getirdi. Reklam panolarını elektronik hale getiren ve böylece maç süresince aynı panoda birden fazla reklam kullanabilen Fener’in stad reklam geliri de 8 yılda 13.8 kat büyüyerek 593 bin dolardan, 8.2 milyon dolara fırladı.
Kaynak: Hurriyet
Posted: Mon May 22, 2006 6:43 am
by Cengiz Akgun
Allah daha ziyade etsin. Allah Aziz beyi FB'nin ba$indan eksik etmesin. Yeter ki sizler uzulmeyin. Benim icin hava ho$ Aziz bey mi olmu$ oglu mu gecmi$ FB'yi satin mi almi$. Degi$en hicbir $ey olmayacagini biliyorum.
$u yukarda yazilanlara bakilinca duyan da Turkiyede bir MU, bir Chelsea, bir Real Madrid, bir Barcelona, ya da bir Milan yaratilmi$ haberimiz yok diyecek. Ama ben ve buradaki digerleri ba$imizi kuma sokmu$ uyuyoruz. Hele ben at gozlukleri ile bakiyorum goremiyorum adamdaki cevheri. GS'yin FB butcesinden fazla borcu var halbuki. Ne haber?
Posted: Mon May 22, 2006 7:45 am
by Savas Macun
Cengiz Akgun wrote:
$u yukarda yazilanlara bakilinca duyan da Turkiyede bir MU, bir Chelsea, bir Real Madird, bir Barcelona, ya da bir Milan yaratilmi$ haberimiz yok diyecek. Ama ben ve buradaki digerleri ba$imizi kuma sokmu$ uyuyoruz.
Yok o kadar abartmaya gerek yok.
Ama hedef bu sekilde konmustur.Bunun icin de cok uzun bir yol var ve sabirli olmak lazim, bu is oyle sadece Anelka veya Campbell transfer etmekle olmuyor elbette, ama ekonomik olarak buyumekle olunabiliyor.
Dun tum GS'li arkadaslara Ertugrul Ozkok'un yazisini tavsiye ederim.Hatta geceyim linkini buraya.
http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/ ... yazarid=10
Aradaki zihniyet farki herseyi gosteriyor.Bizim istegimiz bu zihniyetin degismemesidir.
Yoksa sampiyonluklar elbette yasanmaya devam eder, sampiyonluk yasayan her FB baskani da antipatik ve Turk futboluna zarar veriyor diye yerden yere vurulur falan filan...bitmaz yani bu kavga ve suclamalar insanlar degissede.
Selamlar
Savas
Posted: Mon May 22, 2006 9:50 am
by Ali Gursel
Savas Macun wrote:
...sampiyonluk yasayan her FB baskani da antipatik ve Turk futboluna zarar veriyor diye yerden yere vurulur falan filan...bitmaz yani bu kavga ve suclamalar insanlar degissede.
Selamlar
Savas
Wallahi orasini bilmem de, her sampiyonluk yasayamadiginda da dunya bize karsi birlesti diye kopuren, kupa finali kaybettiginde hakeme bozulup seremonilere cikmayan, GS'a mac kaybedince merdivenden kufure kadar her konuyu konusup aklina bir tek rakibimiz daha iyi oynadi, hadi ondan da vazgectim, tebrik ederim diyemeyen, rakibinin Avrupa'daki basarisina tesaduf deyip taraftarina mavi boncuk atan butun baskanlariniz antipatik olacaktir, sampiyon olsalar da olmasalar da. Hazimsizlik da stad yapmayla, biz herkesden muthis buyuguz muhabbetleriyle, oyuncu almayla gecmez.
Biraz kendinizi FByi sampiyon yapti diye antipatik oldu soyleminden uzaklastirip baskanlarinizin baska yaptigi diger isleri de takip edin. Bu sene FB sampiyon olamadi, ama antipatiklikte tavana vurdu. Sirf sampiyonluktan oluyorsa bu is, neden acaba diye dusundunuz mu hic?
Mahalle arasinda her oyunu kazanamayinca misketlerini alip evine giden cocuklara benzedi yonetiminiz yahu.
Ali
Posted: Mon May 22, 2006 11:38 am
by Ismail Gezer
Nihat Özdemirin başkanlık teklifini kolay kolay kabul etmemesi çok anlaşılır
bir durum. Dilekolay bundan sonra adın "kuklaya" çıkacak! Belki başka sıfatlarda uydurulacak ama iplerin başkasının elinde olduğu hep konuşulacak! Biraz gururlu bir insanın böyle bir imaja tahammül etmesi zor!
Posted: Mon May 22, 2006 12:36 pm
by Soner Özaltındere
Artık bu konuyla ilgili yazmakta istemiyorum ama bu olaydan çıkarak bir soru sormak istiyorum. Şimdi bütün bu olanların sonucunda ; yani üç bin kişinin yürümesi, basının FB taraftarlarını kullanarak AY'yi geri çağırması vb. benim anladığım şudur ki; AY, FB'den büyük olduğunu göstermekte, FB'yi ezmekte, parsellemekte değil midir? Niye diye soracak olursanız, ben 100 yıllık bir kulübün ve üyelerinin, kendisine sadece 8 sene başkanlık yapmış ve kendinden öncekilerden daha büyük bir başarı kazandıramamış bir adamın ayaklarına kapanmasına o adamın altında ezilmek derim. Eğer FB gerçekten kurumlaşabilmiş çok büyük bir kulüp olsaydı "ben gidiyorum" diyen bir adamın arkasından "Sen gidersen, senden daha iyileri de gelir, senin yerinde doldurulur" diyerek bu kadar ağlamazdı. Demek ki FB, o kadar büyük ve kurumlaşabilmiş bir kulüp değilmiş...
Posted: Mon May 22, 2006 11:17 pm
by Ismail Gezer
Sizde zihniyetin değişmemesi mümkün değil ki! Türkiye gazetesi "Daum Fenere geliyor" haberi yaptığı zaman, 'bir kokainmanı takımın başına getireceğimizi nasıl iddia edersiniz' diye tekzip gönderdiler! Sonra zihniyet değişti, hemde baya değişti! Daumu getirmelerini eleştirmiyorum, tükürdüklerini yalayabilecek kadar değişmelerini eleştiriyorum! Yani Aziz Yıldırım gitmesede her an zihniyet değişebilir!
Savas Macun wrote:
Aradaki zihniyet farki herseyi gosteriyor.Bizim istegimiz bu zihniyetin degismemesidir.
Selamlar
Savas
Posted: Wed May 24, 2006 1:42 pm
by Ismail Gezer
Özhan Canaydın o sözü söyledi mi?
DÜN öğlen yemeğini Galatasaray Başkanı Özhan Canaydın ve ortak arkadaşımız Temel Aksoy ile yedim.
Özhan Bey ve Temel ile sık sık buluşur yemek yeriz ama birbirimizin sinirini bozmamak için futboldan hiç konuşmayız.
Dün bu geleneği bozduk. Ben onları şampiyonlukları için kutladım, onlar da beni teselli edecek sözler söylediler.
Konu ister istemez Aziz Yıldırım’ın istifasına ve Fenerbahçe’nin yeni başkanının kim olabileceği konusuna geldi.
Özhan Bey, Yıldırım’ın istifasını üzüntüyle karşıladığını anlattı. "Fenerbahçe için yararlı işler yapıyordu, onları yarım bırakmayıp tamamlayabilse iyi olurdu" dedi.
Bunun üzerine gazetelerde Özhan Bey’in ağzından yayımlanan "Biz ayaktayız, başkaları kaçıp gidiyor" sözünü anımsattım.
Bir haber ajansının Bodrum’daki muhabirinin geçtiği bu haber neredeyse tüm gazetelerde yayımlanmıştı.
Özhan Bey "Sen beni tanıyorsun, böyle bir söz söylemiş olabilir miyim hiç. Nasıl uydurdular ben de anlayamadım" dedi ve haberi kesin olarak yalanladı.
Arkadaşlarımla özel sohbetlerimi yazmak gibi bir ádetim yok.
Ancak Galatasaraylı ve Fenerbahçeli taraftarlar, bu sevimsiz haberin doğrusunu öğrensinler diye bu seferlik bu prensibimi bozdum.
Fanatik Fenerli MEHMET Y. YILMAZ
Bu laf üzerine çok yorum yapıldı. Ö.Canaydın beceriksizin önde gideni ama o sözü söylememiş olması lazım bencede..
Posted: Thu May 25, 2006 12:58 am
by Tolga Girici
Su anda FB'de baskanlik icin en cok konusulan kisi Mehmet Yildirim. Daha once Istanbul Ticaret Odasi baskanligi yapmis.
http://www.8sutun.com/node/13865
Yalniz isin daha ilginci, eksi sozluk sitesinde bundan 3 ay once birisinin bunu tahmin etmis olmasi. Bu da bu islerin arkasinda tahmin ettigimizden daha buyuk dolaplarin dondugunu dusunduruyor.
http://84.44.114.44/show.asp?t=mehmet+yildirim
Posted: Thu May 25, 2006 1:15 am
by Savas Macun
Konusulanlar dogru cikarsa bu isin sonunda FB cok karli cikacak, Saran ve M.Yildirim'in baskan olma ihtimalleri sifir o kadari belli.
Selamlar
Savas
Posted: Thu May 25, 2006 1:18 am
by evren özyürek
Savas Macun wrote:Konusulanlar dogru cikarsa bu isin sonunda FB cok karli cikacak, Saran ve M.Yildirim'in baskan olma ihtimalleri sifir o kadari belli.
Konuşulanlar doğruysa A.Y.'nin başkanlığını veya gölge başkanlığını nasıl içinize sindireceksiniz.
Yoksa başka bir aday mı var?