Ismail Gezer wrote:Konuşanlar neye dayanarak konuşuyor? Daha doğrusu kim konuşuyor? Televizyona bakıyoruz, memleketin en çetrefilli dış politika meselesi hakkında konuşanların çoğu köşe yazarı. Tek ünvanı köşe yazarı olmak olan insanlar. İlaveten Sinan Aygün ve K.kerinçsiz! Hepsi bu. Fransızlara, bu iş politikacıların değil tarihçilerin işi diyoruz, memlekette tarihçilere mikrofon uzatan yok!
Eminim üniversite öğrencilerinin çoğu son günlerde gördükleri manşetlerle afallamışlardır. İlkokulda, ortaokulda, lisede hatta üniversitede aynı tarih, aynı kalıplar içinde belletiliyor, hepsi o! Hadi ermenileri geçtik. Genelkurmayın açıkladığı belgelere göre 500 binden fazla anadolu insanı şehit olmuş, yani Çanakkeldekinin 2 katı, ama kitaplarda araki bulasın!
Savas Macun wrote:
Simdi Orhan Pamuk neye dayanarak soyledi o sozleri?
Selamlar
Savas
Detaylara inmeden once bir perspektif belirlenemez ise iste tartisma boyle dagilir gider, her kafadan bir ses cikar, sonunda kimse kimsenin dedigini hatirlamaz ve is 301.in devreye girmesine kalir durumu duzeltmek icin.
Perspektif olmadan olmaz! Perspektifi secerken de buyuk perspektif mi (mikroskop) yoksa kucuk perspektif mi (teleskop) sececegine karar vermek gerekir. Eger kucuk secmeye karar vermissen, o zaman haddini bilip konu senin mikrospun altina kaymadigi surece, susup oturmayi bilmek gerekir. Buyuk perspektif secmis isen de o zaman gorunen buyuk resimden belirli bir hikaye cikarabilmek gerekir. Bunun icinde en belirgin noktalardan baslayip, derine inerek bu noktalarin niteliklerine bakmak ve bu islemi gerekirse her nokta icin tekrarlamak gerekir.
Yani buyuk perspektif secmek ciddi istir ve emek gerektirir ama bunu yapmadan belli bir hikayeye ulasmak da zordur.
Peki perspektifi secerken onumuzde bir yontem var mi? Elbette var. Insanlik bu konulara yuzyillardir kafa yormus. Olmasa sasirmak gerekir.
Simdi perpektifinizi secmeden ne durumlara dusuldugunu bu tartismadan size ornekleyeyim. Ozan, belki de ABD'de edindigi aliskanliklarin da etkisiyle Orhan Pamuk konusu ile ilgisi oldugunu dusundugu ve icersinde 'nazik' konularin yer aldigi bir yazi asiyor ve neredeyse Orhan Pamuk'un dustugu konumda buluyor kendisini.
Bunun orta cagdaki engizisyon mantigindan farki var mi? Yok. Olamaz da cunku buna karsi cikanlar kendi perspektiflerini gelistirmek yerine, Turk hukumetlerinin zaman icersinde gelistirdikleri topyekun perspektifin pesine takilip gidiyorlar. Aynen engizisyonun o zaman gelistirdigi perspektife milyonlarca insanin korkuyla da olsa destek vermis olmasi gibi.
Bu sekilde tartisanlarin adini vermeyeyim ama ip ucu isteyenlere sunu vereyim: tartismaya 'biz', 'bizler' seklinde baslayip, 'onlar' seklinde bitiriyorlar genelde. Yani kendilerini hukumet ile ozdeslestirip (bu arada kendileri de halkin bir parcasi oldugu icin) hukumetlerin organize ettigi her halti da Turk halkina mal etmis oluyorlar. Yani halk/hukumet ayrimini unutuyorlar. (Bunu da temsili demokrasinin calistigina inandiklari icin yapiyorlar muhtemelen. Eger calissaydi bugun ABD'nin yaptiklarini tum ABD halkini sorumlu tutmak gerekirdi ama Irak halki bile ABD halkinin bu iste pek de sucu olmadigini kabul ediyor (neyse bu da ayri bir konu)).
Baskasinin perspektifi ile gerdege girenler dikkatli olsunlar ama. Ozellikle samimi olanlar daha sonra kimin ekmegine yag surduklerini anladiklarinda vicdan azabi cekebilirler.
* * *
Bu soykirim konusunu su tur sorulari yanitlamadan tartismaya baslamak imkansiz:
Bu Ermenilerin kadin, coluk, cocuk surulme isini organize eden Enver Pasa'nin perspektifi neydi?
O doneme damgasini vuran Genc Osmanlilar hukumetlerinin perspektifi neydi?
Ataturk'un devrim oncesi ve sonrasi perspektifi neydi? Can dusmani Enver Pasa'nin yedigi halti neden hasir alti edecek kadar yumusak davrandi bu konuda? Onu buna zorlayan etkenler nelerdi?
Zamanin guc dengeleri neydi ve Ataturk devrimleriyle bu dengeler nasil degisti? Bu dengelerin yurt disindaki baglantilari nasil etkilendi?
1945'den sonra bu konulara ilk muhattap olan Inonu hukumetinin perspektifi neydi?
Turkiye'de su anda hangi kesimler, hangi ajendayi, hangi perspektif ile yurutmekteler?
15 yildir bu tur konusmalar yapan Orhan Pamuk'u bir anda projektor altina koyan kesimin perspektifi nedir? Kimdir bunlar?
Butun bunlarin yurt disinda cereyan etmekte olanlarla baglantisi ve bu baglantilari yonetenlerin perspektifleri nedir?
Daha da ozele inersek Turkiye'nin sozde demokratiklesme surecinin sona ermesine neden olan 2004 yili Aralik ayaindaki CIA ve FBI baskanlarinin ziyaretinde ordu komutanlariyla yaptiklari konusmalarda hangi perspektif belirlendi? Ondan beri sivil yasam icersinde ordunun artan etkisini kim kullanacak?
Bunlar tartisilacaksa, o zaman acip okuyalim bu topigi. Yok, fazla gelir, bunlarda ne yahu diyorsaniz, maclar basliyor gecin TV'niz basina derim o zaman.