Page 4 of 5

Posted: Sun Nov 18, 2007 11:13 am
by Celal Gürcüoglu

Posted: Sun Nov 18, 2007 2:25 pm
by Ismail Gezer
Güzel Maçtı. Golü yiyince bu iş bitti dedim ama çocuklar üstesinden geldi. Bosnayıda yeneceğimize hemde fark atacağımıza inanıyorum.

Posted: Sun Nov 18, 2007 9:33 pm
by Ugur Sahin
Cemal_Sarici wrote:Aurelio'nun vatandaslik hakkini kazanip takima girmesi ve bazi ayrimci/shoven milliyetci/irkcilarin bu duruma karsi cikmalari
daha daha?

karşı çıkanlar "aurelio'yu milli takıma değil toplama kampına gönderelim" de demişler mi, o yazmıyor, eksik kalmış.

bu forumda bu tutumu sık görüyorum ben, bambaşka bir konu tartışılırken eski konulara çok gereksiz atıflarda bulunuluyor, ayıp oluyor. şu konuda vaktinde yazdık neden karşı olduğumuzu ama hala bize çoktan seçmeli bir yaftalanma opsiyonu sunuluyor. ben ordan ayrımcı'yı gözüme kestirdim.

olmuyor.

ugur

Posted: Sun Nov 18, 2007 10:16 pm
by Cemal_Sarici
Ugur Sahin wrote:
Cemal_Sarici wrote:Aurelio'nun vatandaslik hakkini kazanip takima girmesi ve bazi ayrimci/shoven milliyetci/irkcilarin bu duruma karsi cikmalari
daha daha?

karşı çıkanlar "aurelio'yu milli takıma değil toplama kampına gönderelim" de demişler mi, o yazmıyor, eksik kalmış.

bu forumda bu tutumu sık görüyorum ben, bambaşka bir konu tartışılırken eski konulara çok gereksiz atıflarda bulunuluyor, ayıp oluyor. şu konuda vaktinde yazdık neden karşı olduğumuzu ama hala bize çoktan seçmeli bir yaftalanma opsiyonu sunuluyor. ben ordan ayrımcı'yı gözüme kestirdim.

olmuyor.

ugur
Bir kere.....ben o ifadeleri yazarken de 'genel' yazmistim....o konuda sirf bu forumda yazilanlari kastetmemistim. Sen, eger, o siralarda mesela Hurriyet'în sitesindeki okuyucu yorum bolumunde yazilan bazi yorumlara baksaydin, ne denli cirkin ve irkci seyler yazildigini gorurdun. Tabi, benim bu konuda yalan soyledigimi dusunuyorsan, ona bir sey yapamam...inanmak sana kalmis.

Onun disinda, senin gibi farkli sebeple karsi cikanlar da, bence son derece 'sig' dusunuyor. Dunya futbolu ortada...bircok 'ulusal' takimda artik degisik kokenlerden futbolcu var....sen ve senin gibi dusunenler, alissin buna ya artik :)

Bir de sunu diyecegim...ben bir onceki post'umu yazarken gruptaki maclarin basindan beri olan bazi seylere gonderme yaptim....yapmasa miydim ? Neticede, burasi bir forum....ilgisiz seyler yazmadim ki, ayrica.

Neyse; sevgiler,

Cemal

Posted: Mon Nov 19, 2007 12:31 am
by Cengiz Akgun
John Carew ne kadar Norvecli ise Aurellio'da o kadar Turk. BJK'a forvet giden eski FB'li Brezilyali Nobre kof cikinca onu milli takim isi olmadi. Simdi bir ayakla Aleks'e yaltaklaniyorlar. Elbette milli takimlar bu sekilde dejenere edilmemeli. Neydi o Aurellio'nun milli marsi soyleyerek benzinciye filan gitmesi. Bu saklabanliklar isler boka sarinca azaldi elbette TV'de cunku gidelecegine ben inanac kalmamisti Avru2008'e. NE guzelde olmustu ceneleri kesildi idi basinda .

Turkiyede bir Marco Aurellio'nun yerini tutacak adam yoksa zaten Turkiyede futbol dilan aramamak lazim.

Cemal bu irkcilik konusunda cabuk gaza geliyorsun gibi. Mesela sen zenci lafina da karsisin. Ama bu tur zorlamalar ters tepmedekte. Dun bir araba galerisinde konustugum satici adam kartini verdi 'Sales Consultant" yaziyor. "Salesman ve Saleswoman" diye ugrasacaklarina boyle kolayini bulmuslar. Ayni sekilde simdilerde kulanilmis arabalara "used-car" yewrine "pre-owned car" diyorlar. Bunlar uctum kactim seyler. Turkiede zenci Arap da derler. Bundan irkcilik filan yok. Cunku Osmanli zamaninda zenciler Arabistan kokenli imis. Ayni bugun Hindi'yi Osmanli da gorup birazda o zaman ki giciklikla Turkiye'ye Turkey denmesi gibi. Bizde Hindu isinden Hindistan diyoruz falan filan. Bpyle benimsenmis sozcuklerle pek oynanamamk lazim. Dogrudur. Zenci ya da siyahi insanlara bizde de biraz vahsi gozle bakilir. Yamyamlik filan olaylari yuzunden bu dusunce yagindir. Ama masallah boyle cepleri para dolu zenci futbolcular ve basketbolcular Turkiyede cennet gibi yasiyorlar. En luks yerlerde adini mankenlik koyduklari luks fahiselerle dusup kalkmaktalar. Kimse bunlarin yolunu kesip dovemeye filan kalkmiyor. Turkiyede irkcilik yapilmaz demiyorum ama diger yerlerle karsilastirilirsa seviyesi oldukca azdir. Avrupadaki irkciligi ile Turkiyede olanin karsilastirilmasi bile abes kacar.

Posted: Mon Nov 19, 2007 1:45 am
by Ali Gursel
Bosna karsisinda sacmalamaz isek finallerdeyiz.

Rakipler (muhtemelen) soyle:

Polonya
Portekiz*
Italya
Fransa
Cek Cumhuriyeti
Almanya
Isvicre
Avusturya
Yunanistan
Hirvatistan
Ingiltere*
Ispanya
Isvec*
Romanya
Hollanda
Turkiye*

Olmasi gereken herkes orada (belki Danimarka haric), Avusturya haric olmamasi gereken kimse yok. Asteriskliler henuz garantilememis ama gitmesi muhtemel takimlar.

Takimlar dort takimli dort gruba ayriliyor, iki ev sahibi Avusturya ve Isvicre ile gecen kuka sampiyonu Yunanistan dort seri basindan ucu. Yanlis anlamadiysam FIFA siralamasinda en ondeki takim da dorduncu seri basi, simdilik Italya oluyor bu.

2 Aralik Pazar gunu Isvicre'nin Lucerne sehrinde grup kuralari cekilecek. 7 Haziran'da turnuva basliyor. Takimlar 2006 Dunya Kupasi ve 2008 eleme gruplarindaki performansa gore katsayilandirilip dort torbaya ayriliyor (ilk torba Isvicre, Avusturya, Yunanistan ve Italya olmak uzere).

Hadi hayirlisi...

Posted: Mon Nov 19, 2007 12:38 pm
by Kenan Atak
Cemal_Sarici wrote:

Onun disinda, senin gibi farkli sebeple karsi cikanlar da, bence son derece 'sig' dusunuyor. Dunya futbolu ortada...bircok 'ulusal' takimda artik degisik kokenlerden futbolcu var....sen ve senin gibi dusunenler, alissin buna ya artik :)
Oncelikle benim yazacagimi Ugur da yazmis Cemal kusura bakma cok rahatsiz oldum senin ifadeden. Ayrica siglik falan son derece temelsiz onermeler. Dunyada yapilan bir uygulamanin "dogru" veya "derinlik" olduguna sirf dunyada yapiliyor diye mi karar verecegiz? Ona bakarsan insanlar seneler once dunyanin tepsi biciminde oldugunu dusunuyorlardi genel yargi bu idi sonra degisti. Bu tur siglik falan diye yaptigin yakistirmanin alt yapisini da argumanlari ile ac o zaman da ona gore siglik mi derinlik mi ona gore tartislir. Ben de devsirme oyuncunun oynatilmasini yanlis buluyorum bunu da oz be oz Turk falan gibi sacmaliklara dayandirarak soylemiyorum. Gazete alt yorumlarindaki sacmaliklar da beni ilgilendirmiyor. Ulusal takimlarin yarismasi bir sekilde o ulkenin spordaki basari olcutu ise bunu gostermek icin ulkenin vatandasi (sonradan sirf cingozluk olsun diye vatandas yapilan oyuncularla degil) oyuncularla bunun gosterilmesi gerektigini dusunuyorum. Yoksa bastir parayi Ronaldinho'yu, Carlos'u, Lincoln'u ..vs vs vatandas yap sirf milli takim basarili olsun diye. O zaman bu yarismanin adini ulusal takimlar sampiyonasi olarak koymayalim. Bu benim dusuncem. Daha Gerard gecenlerde bu ulusal liglerde sinirsiz yabanci oynatma zihniyetinin ulusal takimlara zarar verdigini belirtmisti. Buna da katiliyorum.

Posted: Mon Nov 19, 2007 3:04 pm
by Cemal_Sarici
Kerem, bakis acini anliyorum ve saygi duyuyorum. Demek istedigim, artik bazi seylerin onune gecilinmez kolay kolay.....bir cok sey, globallesti iyice....futbol endustrisi de oyle tabi. Ya, benim hosuma gidiyor dunyadaki degisik ulusal takimlarda degisik kokenlerden oyunculari gormek...ama burada benim dunya gorusum de rol oyunuyor tabi...son derece koyu bir enternasyonalistim cunku :)

Ama, bir yerde limit konulmali dersen, buna hak verebilirim. Peki, sence, ideal durum ne olmali dunyada, Aurelio'nun durumunda oldugu sekilde ulusal bir takima girebilmis futbolcular icin ? Bu, tartisilabilir tabi. Degisik ihtimaller var tabi. Bilmiyorum eger FIFA/UEFA, bu durumda olan oyunculardan 18 kisilik mac kadrosunda sadece mesela en fazla 3 kisi olabilir dese, bu mumkun olabilir mi ?

Cengiz...burada yeri degil ama madem yazmissin : 'Turkiye'deki irkcilik, diger yerlerle karsilastirildiginda bayagi azdir' gibi yazmissin. Eger irkciligi 'Dazlaklarin grup olusturup, Afrika'li gocmenlere saldirmasi' seklinde tanimliyorsan, evet, haklisin...bu, bizde yok denecek duzeyde. Ama irkcilik sirf bu degildir ki.....bazi bakimlardan Turkiye'deki irkcilik, maalesef yuksek seviyede vardir (ve gecmiste de olmustur). Neyse..bu konuyu uzatmayalim burada simdi.

Sevgiler,

Cemal

Posted: Mon Nov 19, 2007 4:17 pm
by Murat Kara
Cemal_Sarici wrote:Peki, sence, ideal durum ne olmali dunyada,
Bu cevabi olmayan bir soru cunku bu ancak enternasyonel olacagi kesin olan gelecegin dunyasinda yasayacaklarin yanit verecebilecekleri bir soru. Ileride tam olarak ne olabilecegini dusunmek yerine, ileride olacaklari etkilemek icin plan yapmak daha akillica.

Ben bu yabanci milli futbolcu olayina biraz da tersinden bakma yanlisiyim. Yani gocmenden yana. Turkiye'ye gelen (yada herhangi bir ulkeye giden) futbolcular da gocmen. Onlarin el ustunde tutulup, zengin gibi yasamalari bu gercegi degistirmiyor. Adamlar gencecik yaslarda dusuyorlar yollara, hayatlarinin en guzel yillarini belirli bir yere demir atamadan tamamliyorlar. Tamam, 'geleceklerini' garantiye aliyorlar ama bu arada gelecek de gecmis oluyor cogu icin. Bu durumun biraktigi izler derin olmak zorunda. Kumarbazlik, ayyaslik, vs, cogunun yakasini birakmiyor.

Bu romantik dusunmek degil. Bu forumda da bir suru gocmen var ve samimi olarak dusunuldugunde kimse de kalkip baska diyarlara yasamaya gidilmeyecegini kabul eder. Tamam gezip gormek icin gidilir ama yasamaya gittigin yer hic bir zaman kendi dogup buyudugun, dilini konustugun yer gibi olmaz. Milyonlarca dolari cebe indirince bunlarin etkisi biraz azalabilir belki ama hic bir zaman yok olmaz.

Olayin temeli ekonomik elbette. Tamam arada Turkiye'de yasamayi hic bir zaman sevmemis tipler cikar ama genel kural olarak ekonomik cekicilik olmaz ise normalde kimse kicini kaldirip da binlerce kilometre otelere yasamaya gitmez. Gitmek istemez.

Gidince de kendini kabul ettirmeye ve normal bir yasam surmeye calisir. Sayilari coksa bir yerde obeklenip, birbirlerine sarilirlar, yok sayilari az ise bir sekilde yerel halkla kaynasmaya soyunurlar (Irkcilik siyaseti gudenler de genelde gocmenlerin bu zayif yanlarini bilerek ona gore avlaniyor. Turkiye ise bir alem. Binlerce yildir bu topraklarda yasayan Kurtler, vs bile gocmen muamelesi gordukleri icin milliyetcilik ve irkcilik kolayca birbirine karisabiliyor. Bati'da bu isler daha organize ve irkci guruplar genellikle bogazlarinda tasma ile dolastiriliyorlar. Eger zivanadan cikarlarsa da bu buyuk bir planin sonucu oluyor (bkz Hitler). Bizde ise modern tasmayi beceremedikleri icin milliyetcilik gibi ilkel tasmalarla idare ediliyor. Geri kalmisligin bir etkisi daha. Neyse girmeyelim simdi oralara.)

Bu acidan bakinca futbolcular da bilincli veya bilincsiz, geldigi ulkeye bir sekilde adapte olma cabasi icersinde oluyor. O nedenle Aurellio gibileri cikip bedavaya milli takimda oynayip, belki o ulkeye sempati duydugundan belki de kendini kabul ettirmenin bir yolu olarak fedakarlik yapabiliyor.

Kendini milli takim vitrinine cikarmak yani da var isin ama bizim vitrin cok da matah degil, sirf o nedenle boyle bir sey yapmasi gereksiz.

Heryere yabanci isci aliyorsan, koynuna yabanci es sokuyorsan, 'milli' takima basvuran kaliteli adam varsa yabanci mabanci demeden uzerine atlamak lazim.

Posted: Mon Nov 19, 2007 7:14 pm
by Mert Tokman
Once milli takimi tebrik ederek soze baslayayim... Nihat'ta orta sahaya yakin oynayinca, orta sahasi kalabalik, rakibe basan ve cokca yardimlasan - dolayisi ile one gecene kadar rakibe ustunluk kurmus bir milli takim seyrettik... hakli ve guzel bir galibiyet oldu... tek eksik defansin ortasinin hala yavas ve hantal olmasi ve dolayisi ile rakibi daha onde karsilayamamasi idi - o yuzden mesela Aurelio defans ile orta alan arasinda ki genis boslugu kapatma adina hic one cikamadi. Semih'te guclu defanscilar arasinda sonuk kaldi... Goze batanlar Gokhan, Emre, Hamit ve Nihat'ti... Arda'nin hala fiziken guclenmesi gerekiyor...

Aurelio yada sonradan Turk olan oyuncularin milli takim da oynamasi hususuna gelince... bence siyah veya beyaz seklinde degerlendirilmemeli... bayagi genis gri bir bolge var...

Ailesi veya kendisi gocmen olarak Turkiye'ye gelen ve kendine futbolculugu meslek olarak secen birinin - milli takima alinmasi gayet dogal karsilanmali... aksi taktirde Amerika'nin hicbir spor da milli takimi olmazdi... Surinam asilli Gullit, Rijkaard, Davids in Hollanda milli takiminda oynamasi nasil dogal karsilaniyorsa - mesela Bulgaristan veya Makedonya'dan gelmis gocmen ailelerinin cocuklarinin Turk milli takiminda yer almalari da ayni sekilde dogaldir...

Ama sirf kisa donemlik bir avantaj yaratma adina - tepetaklak bir kanun cikartip, yilardir sirada bekleyen gocmen adaylarina haksizlik yapilarak, sirf bazi klupleri mutlu etmek adina birilerini 2-3 gunde Turk yapip milli takima almak yanlis... Baska yerler de de oluyor diye biz de ayni yanlis icin girmemeliyiz... hem sosyal yonden onca gocmen adayina ayip oluyor hem de sportif acidan kisa vade de kazanilacak ufak avantajlar icin uzun vadeli cozumler (kendi genclerimiz) heba ediliyor...

Gorkem'in tum enternasyonel musbakalarin temelinde irkci bir icgudu yattigi teorisi ise ilginc geldi bana... Neden Turk halki olarak sportif acidan Yunanlilara ustunluk saglamaya calisiyoruz? Bizim irkimiz yada milletimiz size ustun demek icin mi? Bu irkcilik mi? Eger oyle ise ayni husus ekonomik, askeri, sosyal refah gibi konularda ki yaris icin de gecerli degil mi? O zaman dunyanin ulkelere bolunmus olmasi mi yanlis yoksa yarismak mi yanlis?

Posted: Mon Nov 19, 2007 7:31 pm
by Ali Gursel
Mert Tokman wrote: Gorkem'in tum enternasyonel musbakalarin temelinde irkci bir icgudu yattigi teorisi ise ilginc geldi bana... Neden Turk halki olarak sportif acidan Yunanlilara ustunluk saglamaya calisiyoruz? Bizim irkimiz yada milletimiz size ustun demek icin mi? Bu irkcilik mi? Eger oyle ise ayni husus ekonomik, askeri, sosyal refah gibi konularda ki yaris icin de gecerli degil mi? O zaman dunyanin ulkelere bolunmus olmasi mi yanlis yoksa yarismak mi yanlis?
Görkem'in bahsettiği konu ilgiç gerçekten ama o tartışma biraz ileri giderse söylenenler suç unsuru olabilir :D

Şaka bir yana, sadece milli takımların değil tüm sportif yarışmaların ardında siz ırkçı deyin başkası daha genel olarak ayrımcı desin bir güdü var. Kayseri ve Sıvas maç yapıp onlarca insan ölürken de ırkçılık değil ama onun daha geneli olan grupçuluk, ayrımcılık ne dersniz deyin bir güdü oluyor. Aynı şey bir şehrin iki takımı için de dogru, iki yan mahalle top oynarken de, aynı mahalle de aileler arası maç yapılırken de.

Sene 2007, 12007 değil. Hala bu bağlılıkların önemli ölçüde işe yaradığı bir toplum düzeninde yaşıyoruz. Tabii biraz daha geriye bakarsak ancak bu bağlılıklar sayesinde hayatta kalmak mümkün oluyormuş, o açıdan değişim olduğu muhakkak ama tamamen değişmediği de ortada. Sürüden ayrılanı kurt kapar, Türk'ün Türk'ten başka dostu yok diye başlar bu iş gittikçe ufalan iç içe geçmiş çembelerle devam eder. Bazıları da aynı okuldan mezun olduğu insanlara çok bağlıdır mesela. :D

Yani sadece milli değil her spor karşılaşmasında, yarışta bir miktar şovenizm, ırkçılık var. Çıkartmaya kalkarsanız da ne olur emin değilim, ne bileyim, bir Türk futbolsever Norveç-Türkiye maçını izliyor, Norveç'in golü çok güzel diye sevinçten göz yaşlarına boğulmuş, çünkü ırk umurunda değil, sadece futbolu seviyor.

Ali

Posted: Mon Nov 19, 2007 10:48 pm
by Murat Biricik
Anadolu Ajansindan:

FIFA'nın isteği üzerine Futbol Federasyonu devlet denetiminden çıkartılıyor
FIFA'nın isteği üzerine Futbol Federasyonu'nun 3813 sayılı kanununda yapılan değişiklikler Bakanlar Kurulu'nda imzaya açılırken, siyaset kurumu da böylece kendisine ait yetki ve haklardan kendi isteğiyle vazgeçmiş oluyor.

Futbolda devrim niteliği taşıyan değişiklerde, Spordan Sorumlu Devlet Bakanı'nın Futbol Federasyonu'nu olağanüstü genel kurula götürme yetkisi ile denetimi-gözetimi, Tahkim Kurulu'nun itilaflı maddi konularda vereceği kararlar gibi önemli konularda değişikliklere gidiliyor.

Buna göre Spordan Sorumlu Devlet Bakanı'nın, Futbol Federasyonu'nu olağanüstü genel kurula götürme şansı kalmazken, ayrıca bakanın denetim ve gözetim yetkisi ile birlikte Başbakanlık Teftiş Kurulu'nun federasyonu denetlemesi de ortadan kaldırılıyor. Verdiği kararlarla tartışmaların odak noktası haline gelen Tahkim Kurulu'nu genel kurul tarafından seçilme hakkı da tarihe karışırken, bu hak Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu'na devrediliyor.

Yeni kanunda yapılması planlanan önemli bir değişiklik de taban birlikleri tarafından oluşturulacak ''Uyuşmazlık Çözüm Kurulu''nun hayata geçirilmesi olarak dikkati çekiyor. Bu kurul, kulüp-kulüp, kulüp-futbolcu, kulüp-antrenör ilişkilerinde yaşanan itilaflı maddi konuları karara bağlayacak. Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu tarafından atanacak bir başkanın yanı sıra 15 kişinin daha bulunacağı kurulda, Kulüpler Birliği Vakfı'ndan, Profesyonel Futbolcular Derneği'nden, Türkiye Futbol Antrenörleri Derneği'nden 5'er üye yer alacak. Böylece taban birlikleri, 4 yılda bir yapılacak genel kurulda oy kullanmak yerine sürekli icranın içinde olma şansını elde edecek.

Yapılması planlanan başka bir değişiklikte ise Tahkim Kurulu'nun maddi konularla ilgili verdiği kararlar Uluslararası Tahkim Mahkemesi'ne (CAS) gidebilecek. Değişiklik paketinde son olarak da Futbol Federasyonu'na dış denetim, yasal zorunluluk haline getirilecek. Böylece federasyonun yapmış olduğu bütün harcamalar dış denetim firmaları tarafından denetlenecek.

Posted: Tue Nov 20, 2007 5:26 am
by Murat Kara
Bu rekabet konusunda soyle dusunmekte fayda var sanirim: Rekabet insanin taa magra cagindan gelen dogasinda var. Doga ile rekabete girmisiz ilk olarak. O nedenle rekabet duygusunu sokup atmak kolay degil. Bence zaten bunu yapmak cok da gerekli degil.

Olum/kalim meselesine donusmedikce rekabet iyidir. Mesela ekonomik alana yani insanlarin yasamini belirleyen olum/kalim alani olan ekonomik alana rekabeti sokunca hem de kontrolsuz rekabeti sokunca bunun sonuclari cok vahim oluyor. Sonra bu rekabeti destekleyebilmek icin birimler olusuyor. Bu birimlerin en buyukleri ulus-devlet ve bu devletlerin olusturduklari bloklar. Sonra bunlar kavga etmeye kadar goturuyor isi ve dunya savaslari cikiyor.

Kontrol altina alinmis rekabet iyidir. Ama rekabeti kontrol altina alabilmek icin ilk once rakiplerin elinden ekonomik gucu almak gerekir. Ekonomik guc halkin elinde, demokratik bir sekilde kontrol edilerek saklanabilir. Bunu basardiktan sonra ve eger kaynaklar el veriyorsa, kurallar konur, hodri meydan rekabet yapilir. Eglenceli olur.

Kaynaklar el vermiyorsa, kaynaklar daha onemli yerlere aktarilir ve rekabet de daha ucuz bir alana kaydirilir.

Yoksa akla kara birbirine karisir. Rekabet edenin elinde ekonomik guc oldu mu bu gucu basini etkilemek (yada satin almak), siyaseti etkilemek (yada satil almak), rakibi satin almak vs vs icin kullanmayi dusunecektir. Yoksa yarisi kaybedecegini bilir.

Rekabet varsa kazanani da olacaktir. Odulun boyutunu ayarlamak sarti ile rekabetten zarar gelmez. O nedenle serbest rekabet diye bir sey olmaz. Cunku serbest olunca rekabeti kazanan, kazanmayana yasama hakki tanimaz ve zamanla tekel olur.

Posted: Tue Nov 20, 2007 10:15 am
by Cemal_Sarici
Gorkem de ilginc ve guzel yazmis.....bu arada, benden de daha 'enternasyonalist' tarzda dusunen bir arkadasi burada gormek guzel :)

Tabi, konu uzadikca uzar degisik acilardan ama aklimda bir de su durum var :

Aurelio ve bazi diger futbolcularin isimlerinin degistirilmesi durumu....bu durum, bu forumda tartisilmis miydi, hatirlayamiyorum....kusura bakmayin, usendim simdi aramaya :)

Neyse....ya, niye 'Marco' kalamiyor adamin ismi ? Telaffuz etmesi de zor degil (saka tarafi bu tabi...'Telaffuzu zor olsaydi, degistirilmesine hos bakardim' anlaminda degil tabi). Ben,bu konuda, iyi niyet goremiyorum (tabi 'isim/dil milliyetciligini' bazilari 'iyi' gorebilir...ben kesinlikle oyle gormuyorum).

Diyelim, Mustafa Dogan da Almanya'da iken 'Marcus Dogan' olsaydi....cogumuza ters gelirdi, degil mi ? Ayrica, mesela, bizdeki basinin onemli bir kismi da, demedik birakmazdi Almanya ve/veya Mustafa hakkinda bu konuda ?

Sevgiler,

Cemal Sarici.....yoksa 'James Sarici' mi olsun acaba ? :)

Posted: Tue Nov 20, 2007 6:24 pm
by Cengiz Akgun
Murat Kara wrote: ...
Ekonomik guc halkin elinde, demokratik bir sekilde kontrol edilerek saklanabilir. Bunu basardiktan sonra ve eger kaynaklar el veriyorsa, kurallar konur, hodri meydan rekabet yapilir. Eglenceli olur.
...
Boyle bir sey yok elbette. Olur diyenler uc ceyrek asir denediler. Daha dogrusu dener gibi gorunduler. Olamayacagini goruldu. Rekabet ile guc paranin yazi turasi gibi bir sey. Birini kazimaya calistiginda maddenin yapisi bozuluyor. Neyse bunlari zaten tartismak abes. Olacak diyenler agizlarini poyraza acip bekleye dursunlar. Guclu olan rekabet yapar. Rekabeti kazanan guclenir.