Page 5 of 12
Posted: Thu May 25, 2006 1:29 am
by Savas Macun
evren özyürek wrote:Savas Macun wrote:Konusulanlar dogru cikarsa bu isin sonunda FB cok karli cikacak, Saran ve M.Yildirim'in baskan olma ihtimalleri sifir o kadari belli.
Konuşulanlar doğruysa A.Y.'nin başkanlığını veya gölge başkanlığını nasıl içinize sindireceksiniz.
Yoksa başka bir aday mı var?
Golge baskanlik diye bir secenek yok.Bunu su anda ki YK kongre karari alarak zaten gosterdi.
Oyle olsaydi iclerinden birini isaret edip baskan sectirebilirlerdi.
Ayrica AY baskanligini neden icimize sindirmeyelim?
Selamlar
Savas
Posted: Thu May 25, 2006 1:39 am
by Ismail Gezer
Ortada en ufak bir neden yokken sırf muhtemel eleştirilere mani olmak için ayak yapması ve neticede tükürdüğünü yalayacak olması dolayısıyla mesela...
Savas Macun wrote:
Ayrica AY baskanligini neden icimize sindirmeyelim?
Selamlar
Savas
Posted: Thu May 25, 2006 1:50 am
by Savas Macun
Ismail Gezer wrote:Ortada en ufak bir neden yokken sırf muhtemel eleştirilere mani olmak için ayak yapması ve neticede tükürdüğünü yalayacak olması dolayısıyla mesela...
Savas Macun wrote:
Ayrica AY baskanligini neden icimize sindirmeyelim?
Selamlar
Savas
Alakasi yok Ismail.Bu isin icinde bir bit yenigi vardi zaten ama AY istifa etmesinin en buyuk 2 nedeni su olarak gozukuyor
1) FB'den rant saglamak ve baskanligin gucunu kendi menfaatleri icin kullanmak isteyenleri engellemek
2) Su andaki YK yipranmasi ve 100. Yil'da olasi zorluklara karsi daha guclu bir YK basa gelmesini saglamak ama onla ama onsuz.
Yarindan sonra-Saran'in basin toplantisindan sonra herseybiraz daha net konusulmaya baslanacak bence.
Selamlar
Savas
Posted: Thu May 25, 2006 2:37 am
by Ismail Gezer
Kesin birşey söylemek zor! Aziz Yıldırımın kafasında kesin birşey var mı o bile tartışılır! Ama şu iki nedende hiçde akla uzak ihtimaller değil:
1) Galatasarayın şampiyonluğunu gündemden düşürmek! Ki bunu fazlasıyla başardığını medyayı takip eden herkes rahatlıkla görebilir! Son bir haftanın spor manşetlerine tek tek bakabiliriz...
2) Güven tazelemek, kaybedilen kupaların acısını unutturmak, 'ben olmassam işler daha kötüye gider' hissi vermek.. Ki bütün fener camiasının şu anki hissiyatı bu yönde.. Kadrolu muhalif Aziz Yılmaz bile Yıldırımı geri döndürmek için çabalar görüntüsü içinde..
..........
1) FB'den rant saglamak ve baskanligin gucunu kendi menfaatleri icin kullanmak isteyenleri engellemek
Bu nedeni tam olarak anlamadım desem yalan olmaz
AY'a rağmen FB'den rant sağlamaya ve başkanlığın gücünden yararlanmaya çalışan kim? Hadi gerçekten istifa ederse (anlamasamda) kabul ederim ama istifa etmiş gibi yaparak FB'ye nasıl bir fayda sağlayacak?
2) Su andaki YK yipranmasi ve 100. Yil'da olasi zorluklara karsi daha guclu bir YK basa gelmesini saglamak ama onla ama onsuz.
Bu yönetim kurulu 3 aydamı yıprandı? Yani kupa ve şampiyonluk gidince mi yıprandı? Psikolojik olarak mı yıprandılar yoksa taraftarın nazarında itibar kaybına mı uğradılar? Zaten FB yönetiminden kamuoyunun ismini bildiği 4 kişi var. Geri kalanların tanındığını bile sanmıyorum.. 3 ay önce 'ben seninle çalışmak istemiyorum diyerek' Kutlualpi şutladı
Rahatsız olduğu başka isimler olduğunu sanmam! Uyumla çalışacağı bir yönetim oluşturdu netice itibariyle, neden bunu riske atıp yeni isimlerle çalışmak istesin ki? Gerçi Aziz Yıldırımın Ulu Önder muamelesi gördüğü şu ortamda kimse minicik muhalif bir seste çıkaramaz.. Yeni başkan ve yeni yönetim kurulu gibisinden bir düşüncede 100. yılda girilecek bir macera değil bence..
Kendi söylediği sebeplerin doğru olduğunu varsayarsak: yani AY üzerinden FB'ye zarar veriliyorsa, Yıldırımın geri dönmesi halinde kendisine duyulan antipati azalmaz aksine istifasının tam bir düzmece olduğu şeklinde bir düşünce oluşacaktır diğer takımların taraftarları arasında.. Netekim 2001'de de sağlık sorunlarım var demişti yanlış hatırlamıyorsam, ama 5 yıldır maşallahı var, hiç sağlık sorunu yaşadığını duymadık
Söylemeyi unuttum, FB'nin gelirleri 51 kat artmış falan dendi sanırım. Borçlarıda 52 kat arttı diyenler var.. Bilemiyorum yani
Kayıtları görmek isteyen olursa gösteririz ama gizli kalmak şartıyla demişti AY.....
Aziz Yıldırımın sevmediği sorular sormasıyla meşhur babadan fenerli Gürcan Bilgiçin şu yazısınıda ilave edeyim:
Belge savaşları
Saracoğlu'nda oynanan herhangi bir maçtan sonra seyirci sayısını öğrenemezsiniz. Bu rakam sorulsa da açıklanmaz. Ama F.Bahçe, Sadettin Saran'ın ciro ettiği çeki ödemediği için düştüğü durumu ve yaptığı protokolu belgeleri ile birlikte basına sızdırdı. Bir gazeteci refleksi göstererek, bu haberin neden benim elime geçmediğine kızdım. Arkadaşlarımız güzel bir atlatma yapmışlar. Bu haberi ben de yapmak isterdim. Ama Sadettin Saran'ın başkan adayı olacağını açıkladığı bir dönemde, bu belgelerin kulüpçe sızdırılmasındaki amacın Saran'ın önünü kesmek olduğunu açıkça ortaya çıktı. F.Bahçe Başkanı ile ters düşen, peşi sıra Aziz Yıldırım tarafından Haysiyet Divanı'na verilen ve iki yıl ceza alan Sadettin Saran şu anda seçime giremeyecek. Fakat bu süreçte, bu gidişle, biz çok belge görürüz. Hazır olun.
Konuyla direk alakası yok ama yinede ilginç!
Posted: Thu May 25, 2006 2:59 am
by Ismail Gezer
Kilit adam Ertuğrul Özkök.. mü?..
Aziz Yıldırım'ın gündem değiştiren istifası konusunda Kutsal İttifak medyasından nedense doğru dürüst tek haber, dikkate değer tek yorum gelmeyince, iş başa düştü..
Gazetecilik merak mesleğidir.. Merak ettiğimi soruşturmaya, araştırmaya başladım. Fenerbahçe muhabiri değilim. Bu yüzden bağlantılarım az.. Buna rağmen oldukça önemli bilgilere ulaştım.. Bunlara görevi Fenerbahçe'yi izlemek olan bir gazetecinin ulaşması çok daha kolaydı oysa.. Ulaşmamış olamazlar.. O zaman mesleğim açısından durum daha acı..
Yazmıyorlar.. Ya da yazamıyorlar.. Yazdırılmıyorlar..
Futbolu çok iyi bilen, çok da iyi Fenerbahçeli olan dostum anlattı..
"Bir gün evvel başkan beni aradı.. Transferleri konuştuk.. Özel olarak da bir futbolcu hakkında benden uzun uzun bilgi ve yorum aldı. Konuşma boyunca, ayrılmayı düşündüğünü ima dahi etmedi.. Benimle hep gelecek sezonu konuştu.."
"Peki sonra ne oldu?.."
"Konuşmamızdan 16 saat sonra Ertuğrul Özkök'le bir sabah kahvaltısı yaptı.. Ayni gün akşamı Hürriyet'in tüm medyayı atlatan istifa haberli sayfaları hazırlandı." Fenerbahçe'nin en içinde olan, en iyi bilen bir dostum anlattı..
"Aziz Yıldırım bazı şeyleri durdurmak için istifa etti. Konunun şampiyonluğun kaybı, ya da Fenerbahçe ile ilgisi yok.. Özel bir şey bu.."
"Askerlik meselesi mi?.. Hani Aziz Yıldırım'ın çürük raporunun aslında çürük olduğu iddiaları herkesin ağzında.." "Hayır.. O konu ortaya atıldı, kapandı. Bir daha ilgi çekmez.. Bu daha önemli bir şey ki, başkan çekilmek zorunda kaldı.. Sanıyorum Ertuğrul Özkök'le yapılan ani kahvaltıda tutulması gereken yol belirlendi ve Yıldırım istifasını açıkladı.." İkisi de Fenerbahçe'nin kalbinden iki adamın işaret ettiği ortak olayın Ertuğrul Özkök'le yapılan kahvaltı olması ilginç..
Özkök bu kahvaltıdan iki gün önce, Aziz Yıldırım'ı alkışlayan bir başyazı kaleme almıştı.. Tam da başkanla ilgili eleştirilerin medyamızda rastlanmadık bir şekilde yoğunlaşmaya başladığı dönemde..
Eleştiriden nefret eden başkanın, bu kadar güzel bir yazı kaleme alan, ülkenin en çok satan gazetesinin başyazarı ve genel yayın müdürü ile bir kahvaltıda buluşup teşekkür etmesi doğaldı.. Ne var ki, o doğal kahvaltının ardından beklenmedik olaylar gelişti..
Hürriyet hemen hepsi Aziz Yıldırım'la çok yakın ilişkiler içindeki tüm medyayı atlattı.. Yıldırım'ın en yakınlarının bile farkına varmadıkları istifa haberini duyurdu. Ardından da Aziz Yıldırım'ı destekleyen haber ve yorumlara başladı.. Hatta birinci sayfasının sürmanşetinden Aziz Yıldırım'ı yere göğe koyamayan bir haber bile yayınladı.
Gördüklerim ve duyduklarımın özeti bu.. Ötesi Fenerbahçe muhabiri olduklarını iddia edenlere kalmış.. Ya da hala "Tarafsızlık" şarkıları söyleyen gazetelere ve onların spor şeflerine..
Olup biteni tüm ayrıntıları ile yazabilecekler mi, yoksa gazeteciliklerinden utanıp kenara mı çekilecekler..
Bu kadar yeri yerinden oynatan bir istifayı dahi çözemeyenlerin adı "Gazeteci" olur mu?.
Ben başından beri "taktik" dedim..
"Aziz Yıldırım yoğunlaşmaya başlayan eleştirileri bıçak gibi kesip atan, ortamı tam tersine 'Aziz Başkan' övgülerine döndüren taktiği uyguladı..
Geri dönecektir."
Bugünlerde benim gibi düşünenlerin sayısı artmaya başladı. Çoğu Fener camiası dışından pek çok yazar bu fikre katıldıklarını açıkladılar.. Fenerli olanlar da "dön" yarışına girdiler.
O bir yana.. Fener'de neler oluyor?.. İstifa haberinin ardından hemen isimler ortaya atıldı..
Şenes Erzik, Ferit Şahenk, Abdullah Kiğılı anında reddettiler.
Sadettin Saran'ın durumu belli değil. Mahkemelik olabilir.
M. Ali Aydınlar sessizliğini koruyor. Beklemede.
Ali Koç, başkanlığa fevkalade hevesli. Ama Koç ailesinin bu konudaki ilkesini Vehbi Bey belirlemişti. Aile bu ilkeye sımsıkı bağlı. İzin vermiyor.
Nihat Özdemir en dikkate değer açıklamayı yaparak aday olmadığını açıkladı..
"Aziz Yıldırım'dan sonra başkan olmak kolay değil.." Fenerbahçe'nin en içinde, Aziz Yıldırım'ın en yakınındaki Fenerli dostum yorumladı..
"Nihat Bey aday olmadığını açıklamıyor, aday olmaya hazırlanan ötekilere gözdağı veriyor.. Bunun adı yol kesmektir. Ötekilerin yolu kesilmeli ki, dönüş yolu boş kalsın!.."
Bütün bunlar olurken, istifa eden başkan Avrupa'nın göbeğinde görevde olduğu günlerdekinden daha hızlı çalışmalarla 2006-2007 sezonunun transferlerini yönetiyor. Yeni Teknik Direktörü arıyor. İstanbul'a "Muzaffer Başkan" gibi dönmeye, Yeşilköy'de gövde gösterisine hazırlanıyor.
HINCAL
Bit yeniğinden daha büyük bi dolap dönüyor ama bakalım anlayabilecek miyiz
Scolari ve diğer transfer haberlerine bakılırsa, ortada istifa falan varmış gibi görünmüyor..
Posted: Thu May 25, 2006 3:09 am
by Savas Macun
GS cephesinden bakildiginda gundem degistirmek mantikli sayilabilir ama diger nedenlerin arasinda bu onemsiz kaliyor, ki AY doneminde ilk GS sampiyonlugu degil bu.
Ikinci sebebinde AY gercekten istifa etmis olabilir, guven tazelemek icin buna gereksinim yoktu ama dersen ki onumuzdeki yil psikolojik olarak onemli bu yuzden gereken zemini hazirliyor o zaman bir nebze buna katilabilirim.
Simdi filmi biraz geriye saralim, beyin jimnastigi yapalim.
Denizli-FB macindan once ortadan fol yok yumurta yokken, Saran cikip 2009'da aday olacagim dedi.Hepimiz biliyoruz ki oyle onemli bir haftada kulubunu dusunen hic kimse kalkip boyle bir aciklama yapmaz.
Daha sonra Denizli seref tribununde oratay HBK cikiyor.Yonetim ile arasindaki sogukluk malum, seref tribununde yer almasi kendi kisisel cabasi ile olmus olabilir ancak, ben Saran'i gormedim ama beraber ozel ucakla gelip dondukleri soyleniyor.
Sonra Nobre BJK'a transfer oluyor, Acibadem Hastanesi'nde saglik kontrolu sirasinda HBK yaninda oldugu soyleniyor.
Gene bugun cok onemisiz gibi gozuken baska bir haber daha var, Onder ile Ceylan Caliskan arasinda bir ihtilaf vardi, bu ihtilafin HBK ve Tahir Kiran araciligi ile cozumlendigi haberini yayinladi Hurriyet.
HBK ile Saran ortak hareket ediyor ve cok planli bir sekilde bu isi ince ince dokuyorlar.Hazirliklilar bu belli.Medyanin koselerini tutan belli kesimlerde ozellikle 2-3 gundur bir Saran kampanyasi baslatti dikkatinizi cekerim.
Yonetim yiprandi, ama son 3 ayda degil tabii.Cok uzun zamandir beraber olan bir iskelet vardi ve bu isimler cok yiprandi ozellikle bu sene.
AY istifa ederek bir hamlede bulundu, bunu neyi dusunerek yapti ve amaci ne idi kimse su asamada tahminden oteye gidemiyor.
Olaylara baska acidan bakildiginda biraz daha sense yapiyor, uzerinden 1 hafta gecti daha biraz daha bekleyip gormek lazim.
Selamlar
Savas
Posted: Thu May 25, 2006 11:18 am
by Soner Özaltındere
Bağıra bağıra giden şampiyonluk ve kupadan sonra, muhalefet sesini yükseltmeye tam başlayacağı sırada Sayın Aziz Yıldırım, 100.yılda da kötü gidecek bir sezon sırasında yada kaybedilebilecek bir şampiyonluk olasılığında kendisine karşı yaratılacak muhalif cephenin önünü istifasıyla şimdiden kesmiş oluyordu kanımca. Kendisine muhalif gruplara zerre kadar tahammülü olmayan Sayın Aziz Yıldırım, herşeyi istediği gibi çevirebildiği bir ortamda bile istediği başarıyı yakalayamayınca kendisi üstünde önümüzdeki dönem içinde şimdiye kadar üzerinde hiç olmadığı kadar artabilecek baskıyı ve stresi farketmeye başlayınca, bence buna dayanamayacağının farkına vararak istifa etti. Ayrıca Fenerbahçe'yi çekmeye çalıştığı mecra hiçte öyle dayanılabilecek bir zemin değildi; şöyle ki TFF'den Klüpler Birliğine kadar her kuruma muhalif ve cephe almış bir Fenerbahçe yaratılmıştı ve bunun adına "BÜYÜKLÜK" denmekteydi. Klübe büyük maddi olanaklar sağladığı iddia edilse de kendisi de büyük giderleri ancak büyük gelirlerle karşılayabileceğini çok iyi biliyordu ve gelmeyen başarıların onu maddi olarak ne kadar zor durumda bırakacağını görmeye başlamıştı. Bütün bunların sonunda yapabileceği tek bir şey vardı; o da kaçarak meydanı kendi istediği gibi oynatabileceği adamlara bırakmaktı. Böylece bütün sorumluluktan kurtulabilmiş olacaktı. Fakat bu yükün altına girebilecek ve bırakılan ağır sorumlulukları ha deyince sırtlanacak adam bulmakta zordu, peki ne yapmalıydı........
Posted: Thu May 25, 2006 12:36 pm
by evren özyürek
Savas Macun wrote:
Ayrica AY baskanligini neden icimize sindirmeyelim?
"Konuşulanlar doğruysa" diyoruz ya...o zaman o kasetlerde neler olduğunu merak etmiyor musunuz?
Yani o kasetlerde masum bir eski lise aşkı ile çay bahçesinde çekilmiş görüntüler mi var?
Posted: Thu May 25, 2006 12:39 pm
by evren özyürek
Savas Macun wrote:GS cephesinden bakildiginda gundem degistirmek mantikli sayilabilir ama diger nedenlerin arasinda bu onemsiz kaliyor, ki AY doneminde ilk GS sampiyonlugu degil bu.
A.Y. nin ilk istifası da değil ,ne
tesadüf
Posted: Thu May 25, 2006 12:43 pm
by Can Baysan
SADETTİN SARAN GÖREVE TALİP OLDU
Sadettin Saran, cezası nedeniyle Haziran ayındaki kongrede aday olmasının mümkün olmadığını hatırlatarak, cezanın kaldırılmasını ya da seçimin 16 gün sonrasına ertelenmesini istedi.. "Başkanlığa talibim" diyen Saran, cezasının kalkması ya da seçimin ertelenmesi durumunda aday olacağını da açıkladı.. İşte Saran'ın sözleri:
"Değerli medya mensupları.. Ben ve ekibim en büyük kulüp olan Fenerbahçe'yi dünyanın zirvesine taşımaya talibiz.. Başkanlığa aday değilim, başkanlığa talibim diyorum.. Çünkü ne yazık ki hiç hak etmediğim bir ceza aldım.. İsterdim ki aday olacağımı bilen yönetim, seçimi 16 gün sonrasına yani cezamın dolacağı 10 Temmuz 2006 tarihinin sonrasına alsaydı.. Yönetimin bu hatayı düzelteceğine ve Fenerbahçe için rekabet ortamı yaratacağına inanıyorum.."
"Adaylığımın önündeki engel kaldırılmazsa durumu ekibimle birlikte değerlendiririm.. Biliyorsunuz ben hiç bir zaman aşırı muhalefet yapmadım.. Yeni seçilecek yönetime destek verebilirim.. 100. yıl için 10 trilyonluk bir kaynak aktarabilirim.."
"Ben cezamın kaldırılmasını istiyorum.. Ya da Olağanüstü Genel Kurul'un 16 gün ertelenmesini istiyorum.. 1 senedir hazırlık yapıyorum.. Şu anda yönetim kurulundan isim vermek doğru olmaz.. Bugünkü konuşmam seçim propagandası değil, dolayısıyla isim vermek ya da proje anlatmak doğru olmaz.. Ama Fenerbahçe'yi Şampiyonlar Ligi'nde başarıya taşıyacak isimler belli.."
"Haksız yere aldığım bir ceza var.. Bir de hakkımda bir karalama kampanyası var, beni taraftarla karşı karşıya getirmeye çalışıyorlar.. Herşeyimle, ailemle, ekibimle göreve talibim.."
Posted: Thu May 25, 2006 4:22 pm
by Savas Macun
HEM KULÜBE İCRA TAKİBİ YAPIYOR,
HEM DE GÖREV ALMAK İSTİYOR !
25 Mayıs 2006 Perşembe
Bu gün bir basın açıklaması yapan Sadettin Saran, “Kulübe 6 ay vadeli 2 milyon dolar borç verdim. Çekin vadesi gelince, Aziz Yıldırım Kulüpte para yok. Vadeyi uzatalım diyerek 2 milyon dolarlık çeki alarak bana 1,5 milyon dolarlık 2 yıl vadeli yeni bir çek verdi. Kalan 500 bin dolar borç için de ileride hallederiz “ dediğini ileri sürmektedir. Ayrıca kulüpte kalan 500 bin dolarlık alacağını kulübe hibe ettiğini söylemektedir. Sadettin Saran’ın televizyon yayınları, show ve spor konularında profesyonel olarak çalışan pek çok firması vardır. Fenerbahçe Kulübü’nün UEFA ile ilgili maçlarının televizyon yayın hakları beş yıl süre ile Saran tarafından satın alınmıştır. Daha sonra Saran, bu sözleşme ile satın aldığı haklara ek olarak yeni yayın ve reklam hakları almak için Sayın Nihat Özdemir ve Sayın Hamdi Akın’ın da bilgileri dahilinde Yönetim’e başvurmuştur. Bu israrlar üzerine, Saran’ın lehine olarak sözleşmeye ek sözleşme yapılmıştır. Bu sözleşmenin teminatı olarak Saran’a Kulüp tarafından “tarihsiz bir teminat çeki”verilmiştir. Çekin teminat için ve tarihsiz olduğunun kanıtı bizzat Saran’ın Basın Açıklamasıdır. Saran vadenin iki yıl uzatıldığını söylemektedir. İlk çekin tarihi 25.03.2002 olduğuna göre, gene Saran’ın ifadesi ile iki yıl uzatılsa, çekin tarihinin 25.03.2004 olması gerekirdi. Halbuki çekin üzerindeki tarih boşluğuna 25.11.2005 tarihi atılarak kullanılmış ve İcraya verilmiştir.
Ciro edildiği söylenen “Alman Firması”, Saran’ın da ilişkili olduğu bir firmadır. Gerçek bir Alman Firmasına, Türkiye’deki uygulamalarda olduğu gibi “ 2,5 yıl vadeli bir çekin ciro edilmesi” mümkün değildir.
Kulübe hibe ettiğini ifade ettiği 500.000 dolar ise, yönetime talip olan herkesin taahhütleri çerçevesinde yapılan bir işlemden başka bir şey değildir.
“Vakıflar Bankası’ndan iki milyon dolar kredi alamadığımız” iddiası ise, gerçek dışı olup, “sadece Vakıflar Bankası’nda Fenerbahçe Spor Kulübü’nün kırk milyon dolar kredi limiti” vardır.
Ödemek zorunda kaldığımız çek için “madem baştan ödenmeyecekti, sonra neden ödediler?” diye sormaktadır. Çekin üzerinde imzaları bulunan Yönetim Kurulu Üyesi arkadaşlarımıza Saran tarafından “kişisel” icra takibi yaptırılmıştır. Yöneticilere yapılan bu şahsi icra takipleri hem bizleri hem de Kulübü zor duruma sokmuştur.
Saran, basın toplantısında; “Türk Sporuna 70 milyon dolar katkı sağladıklarını, Avrupa’da 200, Türkiye’de 11 Kulübe ait yayın haklarını satın aldıklarını” söylemektedir. Bu Saran’ın yönetici olması için değil, tersine Yönetici olmaması için bir nedendir. Kendisi, Kulüplerin tv yayın, reklam, sponsorluk gibi tüm faaliyetlerinden para kazanmaktadır. Fenerbahçe’de Başkan olursa, tv yayın gelirlerini satın alırken veya “başkasına” satarken “hangi şapka” yı giyecektir?
Saran, “Fenerbahçe’ye kazandırdığı paraları açıklamaktan” bahsetmektedir. Fenerbahçe’ye ne karşılığı, ne paralar kazandırmıştır. Varsa açıklamaya davet ediyoruz.
Saran, Galatasaray’ın en zor zamanında peşin para vererek Galatasaray’ın geleceğe yönelik yayın haklarını satın almıştır. Buna “Ben almasa idim, başkaları alacaktı” şeklinde cevap vermiştir. Ortada alacak başkaları yoktu ki. Varsa bile “Sen alma, başkaları alsın” Fenerbahçelilik nerede kaldı ? Ticari menfaat, her şeyden önce mi gelmelidir ? Ya Fenerbahçe’yi yönetirken de bu mantık geçerli olursa, bu işin altından nasıl kalkılacaktır.
Fenerbahçe’de göreve talip olacak kişilerin geçmişinde ya da geleceğinde “kendi kulübüne icra takibi yapmak, kulübün kredibilitesi olmadığını söylemek ve televizyon yayın şirketleriyle spor sektöründe kazanç amaçlı kurumlara sahip olmak ve Fenerbahçe’nin sırtından para kazanmanın” Yöneticilik Etiğine uyup uymadığının takdirini Kamuoyuna bırakıyoruz.
Saygılarımızla.
Fenerbahçe Spor Kulübü
Forumda bazi arkadaslarin Saran isminin uzerinde duruyordu.Aziz Yildirim icin Turk Futbolunu yonetmek istiyor diyenlere bugun FB kulubu gayet guzel aciklama yapmis.
Saran'a karsi cikmamizin temeli sizlerin Cem Uzan'a karsi cikmaninizin nedeniyle birebir ortusmektedir.
Selamlar
Savas
Posted: Thu May 25, 2006 4:41 pm
by Ismail Gezer
Saadettin Saran ve FB yönetimi arasındaki savaş bizi pek ilgilendirmez esasen. Birbirlerini yesinler deriz en fazla
Ama Galatasaray zor durumdayken ileriye dönük yayın haklarını satın alarak Galatasaraya para verdi diye adamı eleştirmek için gerçekten çok aşağılık insanlar olmak lazım! Nerde kaldı Fenerbahçelilik diyor bide? Adam sanki karşılıksız yardımda bulunmuş, Fenerbahçeye ihanet etmiş! Birde utanmadan sormuşlar "Ticari menfaat herşeyden öncemi gelmelidir?" diye.. Öyleya bırak sürünsünler, acı çeksinler sen FENERBAHÇELİSİN sana yakışan yardım etmek değil acı çektirmektir! Sen önce fenerlisin, sonra iş adamısın sornada insansın!
Haklısın Savaş, FB yönetimi gerçekten yıpranmış, ama kafa olarak!
Savas Macun wrote:
Saran, Galatasaray’ın en zor zamanında peşin para vererek Galatasaray’ın geleceğe yönelik yayın haklarını satın almıştır. Buna “Ben almasa idim, başkaları alacaktı” şeklinde cevap vermiştir. Ortada alacak başkaları yoktu ki. Varsa bile “Sen alma, başkaları alsın” Fenerbahçelilik nerede kaldı ? Ticari menfaat, her şeyden önce mi gelmelidir ? Ya Fenerbahçe’yi yönetirken de bu mantık geçerli olursa, bu işin altından nasıl kalkılacaktır.
Posted: Thu May 25, 2006 4:48 pm
by Can Baysan
Buna “Ben almasa idim, başkaları alacaktı” şeklinde cevap vermiştir. Ortada alacak başkaları yoktu ki. Varsa bile “Sen alma, başkaları alsın” Fenerbahçelilik nerede kaldı ?
Saygılarımızla.
Fenerbahçe Spor Kulübü
Fenerbahçe Yönetim Kurulu çok ciddi bir üslup problemi yaşıyor. Özellikle internet sitesinden yaptığı açıklamalarda...
Resmi açıklama, bir yönetim kurulunun onurudur. Ağırbaşlılık ister, aklıselim ister, ciddiyet ister; öyle taraftar forumu mensubu gibi her ağzına geleni yazamazsın.
Oysa F.Bahçe internet sitesinde yayınlanan YK imzalı açıklamalarda -üstte de örneği görüldüğü üzere- "kahvedeki adam"ın üslubu kullanılıyor. Yazılar sanki Antu forumu üyelerinden birine yazdırılıyor. Daha önce yayınladıkları "Federasyon Kupa'yı elimizden aldı" ya da "FB'nin büyüklüğü altında ezilirsiniz" yazılarındaki üslup ve içerik de "olması gereken seviye"nin hayli altında.
Not: Aynı resmi internet sitesi daha önce de Galatasaray'ı 6S diye yazmış, bir GS-FB maçı öncesi "Cimbom'a Koymaya Az Kaldı" diye başlık atmış, en son 4-0'lık maçı haber yaparken fotoğraf olarak ŞS'nin 4-0'lık skoru gösteren skorbordunu koymuş ve GS logosunun üzerini Adnan Polat resmi ile kapatmıştı.
Acınacak bir durum.
Posted: Thu May 25, 2006 4:53 pm
by Soner Özaltındere
Saran'a karsi cikmamizin temeli sizlerin Cem Uzan'a karsi cikmaninizin nedeniyle birebir ortusmektedir.
Bu iki kişinin başkanlık sürecini aynı kefeye koymak çok büyük hata olur. Herşeyden önce bilmek lazım ki; Cem Uzan başka bir klüpte hem üyelik hem de başkanlık yapmış biriydi. Dolayısıyla en azından Galatarayda yanlış hatırlamıyorsam sırf bu sebepten bile başkan olması imkansızdı.
Posted: Thu May 25, 2006 4:56 pm
by Savas Macun
Ismail Gezer wrote:Saadettin Saran ve FB yönetimi arasındaki savaş bizi pek ilgilendirmez esasen. Birbirlerini yesinler deriz en fazla
Ama Galatasaray zor durumdayken ileriye dönük yayın haklarını satın alarak Galatasaraya para verdi diye adamı eleştirmek için gerçekten çok aşağılık insanlar olmak lazım! Nerde kaldı Fenerbahçelilik diyor bide? Adam sanki karşılıksız yardımda bulunmuş, Fenerbahçeye ihanet etmiş! Birde utanmadan sormuşlar "Ticari menfaat herşeyden öncemi gelmelidir?" diye.. Öyleya bırak sürünsünler, acı çeksinler sen FENERBAHÇELİSİN sana yakışan yardım etmek değil acı çektirmektir! Sen önce fenerlisin, sonra iş adamısın sornada insansın!
Haklısın Savaş, FB yönetimi gerçekten yıpranmış, ama kafa olarak!
Savas Macun wrote:
Saran, Galatasaray’ın en zor zamanında peşin para vererek Galatasaray’ın geleceğe yönelik yayın haklarını satın almıştır. Buna “Ben almasa idim, başkaları alacaktı” şeklinde cevap vermiştir. Ortada alacak başkaları yoktu ki. Varsa bile “Sen alma, başkaları alsın” Fenerbahçelilik nerede kaldı ? Ticari menfaat, her şeyden önce mi gelmelidir ? Ya Fenerbahçe’yi yönetirken de bu mantık geçerli olursa, bu işin altından nasıl kalkılacaktır.
Hepsi birbirini bir kasik suda bogar, bizimkiler politik olmayi ogrenemedi.
O yuzden hic sportmence degil falan denmesin, amatorce bir spor yapilmiyor.Herkes rakibinin daha az kazanmasini ister.Bu bir gercek.
Ama genede kas yapayim derken goz cikarilmis tabii.
Selamlar
Savas