forum.cimbom.org

Rijkaard kadrosunu genişletiyormuş.

Baş scout transfer edecekmiş.

http://www.milliyet.com.tr/Spor/HaberDe ... %20geliyor

Frank'in sozlesmesi bir sene arti bir sene opsiyonlu imis. Bu Milan soylentisi bu sebebten ciktigini soylediler. Gerci kendisi asla boyle bir sey yk dedigi halde Erhan Telli israrla HaberTurk'de bunu konu yapiyormus. Bunlar haberlerde duyduklarim. Acaba sozlesmenin bir sene olmasini o mu istedi yoksa yonetim mi diye dusunurseniz cevabiniz ne yonde olur. Bana kalirsa o oyle istemistir gibi geliyor.

"Rijkaard esinin rahatsizligi sonucu Hollanda'ya gitmis", galatasaray.org oyle diyor, haber asagida.

Oncelikle gecmis olsun, insallah en kisa zamanda iyilesir. Ama Rijkaard evli degil biliyoruz, devre arasinda sevgilisiyle evlenmeyi planliyor.

Basit bir olay olarak gorulebilir bu ama koskoca Galatasaray kulubu niye bu konuda yalan atma geregi duymus anlayamiyorum. Nisanlisi desin, hayat arkadasi desin, partneri desin, sevgilisi desin, ne uygun duserse onu nesin, fakat yalana ne gerek var.

Evlilik oncesi hamileligi uygun gormeyen taraftarlara yaranmak amaciyla gercegin carpitilmasi bence hic ama hic hos degil. Kulube yerlesmeye baslayan bu anlayisin Cemal Nalga olayindan hicbir farki yok. "Ufak gunluk cikarlar icin gerceklerin carpitilmasi" anlayisi yani.

Bir laf da Rijkaard'a. Essek yukuyle para aliyorsun Galatasaray'dan, daha hala hayatini Turkiye'ye tasiyamamissin. Bir Turkiye bir Hollanda. Sevgilin/partnerin Turkiye'yi begenmediyse ve "ben Turkiye'de yasamam, Turkiye'ye gelmem" diyorsa anlasma imzalamasaydin kardesim. Esi istemedigi icin delikanli gibi teklifi reddeden cok teknik direktor adayi var. Ama tabii Rijkaard bunu anlasma imzalarken soylemistir kesin, bizimkiler de kuzu kuzu razi olmuslardir. Bebek dogduktan sonra buraya yerlesirlerse ne ala, yoksa Rijkaard Amsterdam-Istanbul hattinda ucuc bocegine donecek tasasi da bize dusecek.

-------------------------------------
http://www.galatasaray.org/futbol/futbo ... r/5451.php
27.11.2009 02:41

Kamuoyuna Duyuru

Teknik Direktörümüz Frank Rijkaard, hamile olan eşinin geçirdiği ciddi bir rahatsızlık sonucu sabaha karşı kamptan ayrılarak Hollanda’ya gitmek durumunda kalmıştır. Bu ani gelişen olay karşısında yapılan durum değerlendirmesi sonucu teknik direktörümüzün ülkesine dönmesi sağlanmıştır.

Bu nedenle bugün oynanacak Bursaspor maçında Frank Rijkaard’ın aramızda olamayacağını bildirir, eşine acil şifalar dileriz.

Galatasaray Futbol AŞ

Hani Frank kampa karsi idi. Isler sarpa sarica ondan da vaz gecmise benzer. Kadin gidip geliyordu herhalde. Cocuk olunca frank gidip gelir ya da AP kral dairesini acar.

Bana mı öyle geliyor yoksa Hollanda'ya gidip geleli beri Teknik Direktörümüzün saçları mı hafiften beyazladı?

Sacini boyuyordur...

Hasan Tezcan wrote:Sacini boyuyordur...

Saclari kestirmis hollanda'da. Epey kisaltmis. Kivir kivir saclarinin dibindeydi heralde beyazlari. Zaten uzunken de kircilliydi rengi english cocker'lari gibi.

Rijkaard gerçekten işine kendini motive edebiliyor mu? Pek emin değilim bundan.
Daum'un Beşiktaş'taki ikinci dönemini hatırlayın... 2001-02 sezonunu... Kokain davası sürdüğü için neredeyse her hafta içi ülkesine gidiyor, doğru dürüst takımının başında bulunamıyordu. Takım da Koch ve Sinan Engin'e emanet kalıyordu.
O başıboşluk içinde şampiyonluğu kaybetmişti Beşiktaş.
Diyeceksiniz ki, Rijkaard'la bu durumun alakası ne? Şunun şurasında bir kerecik karısının yanına gitti diye işine ağırlık vermemiş mi oluyor?
Elbette bunu söylemek istemiyorum... Karısını yalnız bırakmamak en doğal hakkı.
Ama acaba kendini işine layıkıyla verebiliyor mu?
Yüz ifadesinden, konuşmalarından, davranışlarından, mimiklerinden pek öyle olmadığı anlaşılıyor.
Rijkaard sanki hala "misafir" gibi duruyor yedek kulübede.
Kan uyuşmazlığı var.
Bu da sahaya yansıyor... Büyük beklentilerimiz varken, geçen seneki futbolun bile gerisine düşüyoruz.
Oyuncularda disiplinsizliğin ötesinde delirmişlik var adeta... Forma parçalamak, kendini yerlere atmak, her pozisyonda hakeme itiraz etmek...
Yönetim'in de kabahati var tabii.
Bütün bunları topladığımda, sanki Hocamız fırsatını bulduğunda (sezon sonu herhalde) tüymek için bahane mi arıyor?
Bence öyle.

Salih Bora wrote:Rijkaard gerçekten işine kendini motive edebiliyor mu? Pek emin değilim bundan.
Daum'un Beşiktaş'taki ikinci dönemini hatırlayın... 2001-02 sezonunu... Kokain davası sürdüğü için neredeyse her hafta içi ülkesine gidiyor, doğru dürüst takımının başında bulunamıyordu. Takım da Koch ve Sinan Engin'e emanet kalıyordu.
O başıboşluk içinde şampiyonluğu kaybetmişti Beşiktaş.
Diyeceksiniz ki, Rijkaard'la bu durumun alakası ne? Şunun şurasında bir kerecik karısının yanına gitti diye işine ağırlık vermemiş mi oluyor?
Elbette bunu söylemek istemiyorum... Karısını yalnız bırakmamak en doğal hakkı.
Ama acaba kendini işine layıkıyla verebiliyor mu?
Yüz ifadesinden, konuşmalarından, davranışlarından, mimiklerinden pek öyle olmadığı anlaşılıyor.
Rijkaard sanki hala "misafir" gibi duruyor yedek kulübede.
Kan uyuşmazlığı var.
Bu da sahaya yansıyor... Büyük beklentilerimiz varken, geçen seneki futbolun bile gerisine düşüyoruz.
Oyuncularda disiplinsizliğin ötesinde delirmişlik var adeta... Forma parçalamak, kendini yerlere atmak, her pozisyonda hakeme itiraz etmek...
Yönetim'in de kabahati var tabii.
Bütün bunları topladığımda, sanki Hocamız fırsatını bulduğunda (sezon sonu herhalde) tüymek için bahane mi arıyor?
Bence öyle.

Bizim memlekette olmasada is ahlaki denen birsey var. Iyi futbolcu, sanatkar, is adami ile saygi deger ve buyuk olanini ayiran ozellik, is ahlaki.

Rijkaard gibi bir adamin is ahlaki en ust duzeydedir. Olmasa Milan'da efsane olmazdi, Cruyff la calismazdi, dunyana teknik direktorler siralmasinda bir sene takim calistirmadigi halde hala ilk 20de olmazdi.

Mustafa Sarp gibi her haftasonu On bin kilometre kosan bir adamin delirmesi normaldir. O kadar kuvvet ve adranalin Gandhi'de olsa , Churchill'in bogazina sarilmisti. Genc sporculardaki hirs cok normal, ozellikle bu sekilde haklarina tecavuz edilirse.

Daumda eger is ahlaki olsa idi, Koln'u yari yolda birakmazdi. Daum'la Rijkaard ayni sayfada yazilicak ADAMlar degil zaten.

Salih Bora wrote:Rijkaard gerçekten işine kendini motive edebiliyor mu? Pek emin değilim bundan.

Su anda burada sabah, sali gunu, bir suru isim var ama ben forum okuyorum. Kendimi isime motive edemiyorum, ne yapmaliyim?

Salih Bora wrote: Daum'un Beşiktaş'taki ikinci dönemini hatırlayın... 2001-02 sezonunu... Kokain davası sürdüğü için neredeyse her hafta içi ülkesine gidiyor, doğru dürüst takımının başında bulunamıyordu. Takım da Koch ve Sinan Engin'e emanet kalıyordu.
O başıboşluk içinde şampiyonluğu kaybetmişti Beşiktaş.

Besiktas'in neden sampiyonlugu kaybettiginin analizi cok guzel yapilmis.

Salih Bora wrote: Diyeceksiniz ki, Rijkaard'la bu durumun alakası ne?

Hakkaten ne? Adam Hollanda'da zaten istedigini icer, Daum gibi davaya falan da gerek yok.

Salih Bora wrote: Şunun şurasında bir kerecik karısının yanına gitti diye işine ağırlık vermemiş mi oluyor?
Elbette bunu söylemek istemiyorum... Karısını yalnız bırakmamak en doğal hakkı.

Ee, o zaman niye soyluyorsun istemeden?

Salih Bora wrote: Ama acaba kendini işine layıkıyla verebiliyor mu?

Icimden bir ses bu sorunun cevabini bir sonraki cumlede verecegini soyluyor...

Salih Bora wrote: Yüz ifadesinden, konuşmalarından, davranışlarından, mimiklerinden pek öyle olmadığı anlaşılıyor.

Oley, bildim! Demek ki veremiyormus..

Salih Bora wrote: Rijkaard sanki hala "misafir" gibi duruyor yedek kulübede.

Ben de durusunu pek begenmiyorum. Alex Ferguson gibi sakiz falan cignese hic olmazsa.

Salih Bora wrote: Kan uyuşmazlığı var.

Bravo.

Salih Bora wrote: Büyük beklentilerimiz varken, geçen seneki futbolun bile gerisine düşüyoruz.

Skibbe'den de mi kotu yani? Ay inanmam!

Salih Bora wrote: Yönetim'in de kabahati var tabii.

Mutlaka vardir, olmazsa olmaz.

Salih Bora wrote: Bütün bunları topladığımda, sanki Hocamız fırsatını bulduğunda (sezon sonu herhalde) tüymek için bahane mi arıyor?
Bence öyle.

Bence de, "Salih kardesim Rijkaard raus yazmadan bir kacabilsem" diye dusunuyor...


Hadi ben isime doneyim artik, yoksa bana raus diyecekler...

Frank Rijkaard'ın da alınan kötü sonuçlar sonrası tartışılır olması gayet normaldir.
Geçmişte dünya çapında başarılar elde etmiş teknik adamlar sorgulanamaz diye
bir kural yok herhalde.Kimimiz doğru oyuncuları oynatmadı diye,bir başkası yanlış
oyun düzeniyle oynatıyor diye,bazısıda oyun esnasında gerekli müdahelelerde
bulunmuyor diye eleştirilerde bulunuyor.Bu eleştirilerinde zaman zaman haklı da
olabilirler fakat bence daha önemli olan Frank Rijkaard gibi çoğu futbolseverin
ciddiye alıp, saygı duyduğu bir teknik adamla çalışmanın getirdiği avantajların
gözardı ediliyor olmasıdır.

Yurtdışından giderek daha kaliteli oyuncuları transfer ettiğimizde,gelen oyuncuların
takımın başında tanıyıp,bildikleri,saygı duydukları ve daha iyi iletişim kurabileceklerine
inandıkları bir hoca ile karşılaşmaları onların performasında etkili olacak bir etkendir.
Çoğu belki de takımın başında böyle bir teknik adam olmasında dolayı bizi bir tercih
sebebi olarak görecektir(En azından burada gözüne girebilirsem ileride Rijkaard
dünyaca ünlü başka bir kulübe giderse benide isteyebilir düşüncesi içinde olacaktır)
Ayrıca ülkemize futbol oynamaya burun kıvırıp,binbir naz yapıp,bize daha fazla maliyete
sebep olacak oyuncuların gelmesi daha kolaylaşacaktır.Hele ki Rijkaard'ın dünya
çapındaki yetenekli ve genç oyuncuları iyi bildiğini düşünürsek bize sağlayacağı katkı
muazzam olacaktır.Yardımcılarının işlerinin ehli olması ve çok önem verdiğimiz
altyapımızada Ajax benzeri bir model getirecek olması, gelecek senelere umutla bakmak
için yeterlidir.

Eğer uzun vadeli bakmayı başarabilirsek şimdi çok büyük problemmiş gibi görünen şeylerin
zamanla düzeldiğine şahit olabiliriz.

Ozgur A. Boztepe wrote: Rijkaard gibi bir adamin is ahlaki en ust duzeydedir. Olmasa Milan'da efsane olmazdi, Cruyff la calismazdi, dunyana teknik direktorler siralmasinda bir sene takim calistirmadigi halde hala ilk 20de olmazdi.

Kendinizi Rijkaard'in yerine koyun. Esiniz baska bir ulkede ayda bir ya da iki kez ancak gidebiliyorsunuz. Bebeginiz olmus, ve ciddi saglik sorunlari var. Allah askina isinize ne kadar konsantre olabilirsiniz. Ne kadar verimli olabilirsiniz.

Calisagi ulkeye esini (ya da sevgilisini) ,ustelik bebegi olmak uzereyken, gelmeye ikna edemeyen birinin ben is ahlakindan ciddi suphe ederim. Galatasaray gibi bir takimin teknik direktorlugu ust duzey konsantrasyon gerektiren bir is. Ustelik bu durumdan asiri hosnutsuz olan esi de, devamli hollanda'da yada avrupa'da baska bir takimla anlasmasi icin baski yapacaktir(muhtemelen yapiyordur) Rijkaard'in uzerinde.

Belki gecis donemidir, devre arasindan sonra bekleyip gorecegiz. Esi buraya yerlesmezse bilin ki Rijkaard gidici.

Levent Guntay wrote:

Ozgur A. Boztepe wrote: Rijkaard gibi bir adamin is ahlaki en ust duzeydedir. Olmasa Milan'da efsane olmazdi, Cruyff la calismazdi, dunyana teknik direktorler siralmasinda bir sene takim calistirmadigi halde hala ilk 20de olmazdi.

Kendinizi Rijkaard'in yerine koyun. Esiniz baska bir ulkede ayda bir ya da iki kez ancak gidebiliyorsunuz. Bebeginiz olmus, ve ciddi saglik sorunlari var. Allah askina isinize ne kadar konsantre olabilirsiniz. Ne kadar verimli olabilirsiniz.

Calisagi ulkeye esini (ya da sevgilisini) ,ustelik bebegi olmak uzereyken, gelmeye ikna edemeyen birinin ben is ahlakindan ciddi suphe ederim. Galatasaray gibi bir takimin teknik direktorlugu ust duzey konsantrasyon gerektiren bir is. Ustelik bu durumdan asiri hosnutsuz olan esi de, devamli hollanda'da yada avrupa'da baska bir takimla anlasmasi icin baski yapacaktir(muhtemelen yapiyordur) Rijkaard'in uzerinde.

Belki gecis donemidir, devre arasindan sonra bekleyip gorecegiz. Esi buraya yerlesmezse bilin ki Rijkaard gidici.

Cok kizdigim bir durum var. Levent beyinde gozune carpmis, medya her konuda oldugu gibi bu konudada bizi yanlis bilgilendiriyor.
Rijkaard evli falan degil. Kiz arkadasinda cocugu oldu. Biz namus bekcisi oldugumuz icin adamin cocugu olunca evli yaptik. Hele bun websitesinde esi diye yazilmasi, sanki adamin namusunun korunmaya ihtiyaci varmis gibi, cok terbiyesiz ve ahlaksizca birsey.

Tabiki bu konu disi, birinin cocuklarinin annesi olmasi, karin olmasindan daha onemli bir vasif.

Rijkaard'in yerine kendimi koyamam, ama Harry Kewell'dan ornek verebilirim. Kewell'in karisi ve cocuklari'da Turkiye disinda, adamin performansini santim etkilemedi. Ancelottinin ailesi Londra'ya gelmedi. Rijkaard kariyeri boyunca hicmi sevdiklerinden ayri kalmadi. Caylak cocuk degil bu, Hollandadan kalkti Italyada oynadi sonra hic alakasi olmayan Barcelonada hocalik yapti. Eger giderse baska klube, kariyeri icin yada atildigi icin gider. "Rijkaard'i atmak", Skibe'den nerelere geldik nelerden bahsediyoruz.

Bence Rijkaard'in kafasi baska yerde tezi, adamin futbol bilgisine laf edilemediginden, ve Adnan Polat Rijkaard'i gondericek kadar salak olmadigindan dolayi cikan bir varsayim. Cunku soylenecek baska sey yok adam hakkinda.

Rijkaard " Kol kirilir yen icinde kalir" tarzi bir adam. Acaba neler oluyor camianin icinde. Ben sahse Rijkaard'i getirenler hala nasil diger yoneticlerin nazarindan ve kem gozunden nasil hala zature olmadi hala inanamiyorum. Turkiye ortaminda adamlari ligme ligme kus basi yapmadilarsa, bu Adnan Polat'in umdugumun ustundeki gucundendir.

Faruk Suren gibi bir adam, Basketbol skandali icin sabotaj gibi bir olay derken, herkez Fenerbahce'yi kastediyor sandi, ama onun soyledigi baska idi. UEFA kupasi ne kadar tesadufse, Faruk Suren'in o lafida o kadar tesadufi soylenmis bir laf. Faruk Suren'in Adnan Polat'la ortak yanini, ve diger baskanlardan farkli yaninida dusunursek, neden bu lafi onun soyledigini daha iyi anlariz.

Sistemin nasil isledigini bilen biri olarak, sistemin zamanla kendi kendini tamir edicegini biliyorum.

Esi, hayat arkadasi, metresi. Her neyse. Karisi dememisler iste. Frank'in son haftalarda isini dogru dorust yapmadigini kor sultan da gordu sagiri da isitti. Ridvan'in soyledikleri yalan mi IBB macindan sonra. Astik iste oraya.

Sen takima guvenmiyorsun oyuna katkisi olacaklari cikardin aklinca 1-0'in ustune yatacaksin. Bu oyunun adi futbol. Daha biyigi terlememis adam igne deliginden son saniyede gecirir. Bunu Frank bilmiyor mu? Biliyor. Neden yapti? Isin ucuzuna kacip alipta kacacak ve lider olacakti. Mactan sonra ne dedi. 1-0 usatune yatacak kadar profesyonel degilmisiz dedi. Laf mi bu simdi yani?

Cengiz Akgun wrote:Esi, hayat arkadasi, metresi. Her neyse. Karisi dememisler iste. Frank'in son haftalarda isini dogru dorust yapmadigini kor sultan da gordu sagiri da isitti. Ridvan'in soyledikleri yalan mi IBB macindan sonra. Astik iste oraya.

Sen takima guvenmiyorsun oyuna katkisi olacaklari cikardin aklinca 1-0'in ustune yatacaksin. Bu oyunun adi futbol. Daha biyigi terlememis adam igne deliginden son saniyede gecirir. Bunu Frank bilmiyor mu? Biliyor. Neden yapti? Isin ucuzuna kacip alipta kacacak ve lider olacakti. Mactan sonra ne dedi. 1-0 usatune yatacak kadar profesyonel degilmisiz dedi. Laf mi bu simdi yani?

Yapmasi gereken ama yapmadiklari neler?