Page 52 of 63
Posted: Tue Feb 03, 2009 1:34 pm
by Mehmet Gurdal Cetin
Zemin felan hikaye olacak bugun.
Aslanlar kosacak basacak
Bol bol uzaktan sut atilacak
Sabri'nin kale arkasinda yada Sivas Ataturk Caddesinde bir kac lesi olabilir bugun
Ama yine de sut atmaliyiz.
Balta-Volkan-Sabri-Topal birinden biri bugun illaki takacak..
Posted: Tue Feb 03, 2009 1:36 pm
by Celal Gürcüoglu
Murat Kara wrote:Ilk yari icin, GS iyi takim oldugundan Sivas'i o kosullarda bile sindirdi diyorsaniz, o zaman GS takiminin saha kosullarindan cok da fazla etkinlemedigini kabul etmis olursunuz.
Dogru, GS ilk yarida o sahaya RAGMEN iyi oynadi. Saha iyi olsaydi ilk yari 2-0 biter, macida alirdik. Takimin ilk yari iyi oynamasi o sahada oynanmamali gorusunu curutmez.
Isvicre macida muthis bir havada oynandi dogru. Ama sahanin buzlu olmasi ile suyla dolu olmasi biraz farkli. Cok karli olmasi mesela daha az risklidir buza gore. Bunlari anlatmasida zor. Bu tip sahalarda amator olarak olsa bile oynamak lazim. Bilmiyorum siz oynadiniz mi (burada yazildigi gibi ukala olarak algilanabilir bir ifade yok) ama bazi tecrubeleri anlatmak zor oluyor. Bizzat yasamak lazim. Oynadiysaniz sizde bu farklari bilirsiniz.
Posted: Tue Feb 03, 2009 1:50 pm
by Murat Kara
Celal Gürcüoglu wrote:Bilmiyorum siz oynadiniz mi (burada yazildigi gibi ukala olarak algilanabilir bir ifade yok) ama bazi tecrubeleri anlatmak zor oluyor. Bizzat yasamak lazim. Oynadiysaniz sizde bu farklari bilirsiniz.
Buzlu sahada cok onceleri oynamistim ama o zaman USB stick denen seyler yoktu ve herseyi zart zurt gerekli gereksiz saklayamiyorduk. O nedenle unuttum.
Bugun ise sapsari, olu cimlerle kapli sahada, tenis ayakkabilari ile kizgin gunes altinda oynadim. Buzdan daha kaygan! Az daha 4 yada 5. omurgayi telef ediyordum, sahanin bir ucundan obur ucuna pas atacam derken. Ama milyonlar almadigim icin kimse onemsemedi tabii.
Valla, o sahada oynanmali mi oynanmamali mi, uzaktan ahkam kesmek cok da dogru olmaz. Bir cok etken var. Bu etkenlerin cogu yazilmis ama derli toplu bir sonuc cikaran olmamis. Itis kakisa donmus is.
Bunlarin en basinda, para derdiyle maclarin dibi dibine sokusturulmasi ve erteleme durumunda dusulen zor durumlar var. Turkiye'nin alt yapi sorunu var. Yoksulluk var. Okullari olmayan ulkeye milyonlarca dolar verip isitmali filan saha yapamazsin, yapmamalisin. Adami bacagindan agaca asarlar.
Bu durumda secenekler belli! Ya hurra ya burra deyip, git kardesim, cik oyna diyecek federasyon ve kirk yilda yetisen yildiz oyunculari buzda kayarken, baska tarafa bakacak, ya da TV kanallarina dirsek atacak ve maclari iptal edecek. Hava durumunu kontrol edemedigi icin de kontrolu elinden kaciracak. O zaman da agaca dirseginden asacaklar.
Iste Fener karda kista oynadi. Diger takimlar oynuyorlar. Bu kosullar altinda bu muhabbeti bu kadar uzatmak sadece issiz gucsuz kalmis olanlarin yapacagi is.
Posted: Tue Feb 03, 2009 2:08 pm
by Celal Gürcüoglu
Murat Kara wrote:Bugun ise sapsari, olu cimlerle kapli sahada, tenis ayakkabilari ile kizgin gunes altinda oynadim. Buzdan daha kaygan!
Buradaki sorunun cevabi ayakkabida yatiyor. Cok fazla uzatmiycam ama illa Sivas sanki bizi yendi bizde icimize sindirememisiz gibi dusunuyorsunuz ve o yuzden bu tartismayi direk "Oyna kardesim Sivas'ta oynadiya" getiriyorsunuz (buzlu sahada oynamakta sakinca yok diyenlerden bahsediyorum). Tabii ki oynanacak. Oynamam dersen maci hukmen kaybediyorsun ve cezalar aliyorsun. Ama antreman sahasini isitmali yapan takim neden stadina yapmasin bunu? TFF'u neden Kasimpasa'nin stadini kapattida Sivas'a ya sahani isitmali yap veya onlemlerini al yoksa sahanda mac oynatmam demiyor. Ben daha cok bunlari diyorum. Burada ucan kusu elestiren kisiler bu olayi neden elestirmiyorlar bende ona sasiyorum.
Posted: Tue Feb 03, 2009 2:14 pm
by Ali Gursel
Murat Kara wrote:
Iste Fener karda kista oynadi. Diger takimlar oynuyorlar. Bu kosullar altinda bu muhabbeti bu kadar uzatmak sadece issiz gucsuz kalmis olanlarin yapacagi is.
Sevgili Murat,
Hemen yan başlıkta karşılıklı saygı ve birbirine hassasiyet yazışılırken (senin de katılımınla) bu ifade garibime gitti açıkçası.
Daha önce de yazışıldı, kimse kimsenin işini gücünü, neyi ne kadar konuşacağını yargılamasa bence en doğrusu olur, yoksa eminim herkes birbirine bu konuda gayet güzel giydirebilir (senin vaktiyle mermiler vs. ile ilgili bir uyarını çok haklı bulduğum için ben bunu yapmayacağım ama).
Burası insanların futbol ve GS ile ilgili yazı yazmak istedikleri bir forum, herkes bu konular dahilinde kalmak kaydıyla gönlünün arzu ettiği konuda, istediği uzunlukta yazabilmeli bence, benim canım Sıvas'taki saha koşulları hakkında 350,000 mesaj atmak isteyebilir, yazdıklarım forumdan kimseye saldırıp, onları rahatsız etmediği sürece bu tamamen benim keyfime kalmış bir konu olmalı. Kimse kimseye zorla Sıvas'ta saha koşulları okutmuyor.
Bir söz de Kerem'in bahsettiği genel konuya: herkes kendini hoşgörülü, başkasına karşı hassas zanneder, ama herkes öyle değildir. Ben bunun için basit bir test önereyim: Birileri bana yazılarımla ilgili uyarıda bulununca tepkim ne oluyor, gerçekten okuyup söyleneni anlayıp bu doğrultuda birşeyler yapabiliyor muyum, yoksa hayır, ben doğru yazarım, en haklı benim, sizi sersem sürüsü, ben hep haklı yazarım diye aynı yolda devam mı ediyorum. Bu güzel bir test, umarım herkes kendine uygular.
Ali
Posted: Tue Feb 03, 2009 2:24 pm
by Murat Kara
Celal Gürcüoglu wrote:"Oyna kardesim Sivas'ta oynadiya" getiriyorsunuz
Aslinda buraya getirmiyorum. Getirdigim yer surasi: kaynaklarin az oldugu yerde haksizliklar cok olur! Turkiye'den cikmis insanlar olarak bizlerin bunu daha yakindan biliyor olmamiz gerekir. Ve belli bir seviyede anlayis ile bakmak gerekir olup bitene.
Bu elbette haksizligi kabul edip yan gelip yatin demek degil. Ancak boyle bir durumda haksizligi savunurken cok dikkatli olmakta fayda var. Ozelikle yapisal rekabetin oldugu bir ortamda, haksizliklari olcmek bicmek cok daha zor. Lobiler var, taraftar baskisi var, ortada donen milyonlarca dolar var, vs, vs.
Bu durumda cikip da iki yuzluluk yapmadan 'bize haksizlik yapildi' demek zor is. Ozelikle uzaktan bakarak. Mesela GS buyuk takim ve herkesin bildigi gibi diger buyuk takimlarla birlikte kucuk takimlara karsi psikolojik ve zaman zaman lobi olarak buyuk ustunlugu var. Bu da normal sartlarda 'haksizlik' oluyor diger 'kucuk' rakiplere karsi.
O nedenle 'hakem haksizlik yapti', 'bize garez yaptilar, buz sahada oynattilar' vs turunde tartismalar, kiskirtmadan oteye gitmez. Hem ispatlamak zor hem de genele yaydiginda, istatistiksel olarak GS'ye yapilan haksizlik, FB'ye yapilandan cok daha fazla bir sapma gostermez. O nedenle uzun vadede sakin olup, insanlari kumelendirecek davranislardan kacinmak en iyisi.
Ha muhabbet olsun torba dolsun diye burada yapilabilir. Ama o zaman da o kadar ciddiye almadan, saka yollu ve espirili bir ton tutturmak daha akillica olur.
Posted: Tue Feb 03, 2009 2:31 pm
by Murat Kara
Ali Gursel wrote:Murat Kara wrote:
Iste Fener karda kista oynadi. Diger takimlar oynuyorlar. Bu kosullar altinda bu muhabbeti bu kadar uzatmak sadece issiz gucsuz kalmis olanlarin yapacagi is.
Sevgili Murat,
Hemen yan başlıkta karşılıklı saygı ve birbirine hassasiyet yazışılırken (senin de katılımınla) bu ifade garibime gitti açıkçası.
Sevgili Ali - oncelikle sunu belirteyim ki senin veya burada yazan herhangi birisinin samimiyet disinda bir tutum takindigini gormedim. (Aslinda koylulugun en guzel taraflarindan birisi de bu) Kavga dogus oluyor ama arkadan hancerleme gibi bir durum olmuyor.
Beni yukarida soyledigim yanlis bir onerme degil. Masallah, isiniz gucunuz yokmus gibi gunlerdir bu saha muhabbetini surdurdunuz. Burada herhangi bir kisiye sallamiyorum bu lafi. Uzaktan bakarak gozlem yapan birisi olarak ortaya soyluyorum.
Posted: Tue Feb 03, 2009 2:59 pm
by Celal Gürcüoglu
Murat Kara wrote:O nedenle 'hakem haksizlik yapti', 'bize garez yaptilar, buz sahada oynattilar' vs turunde tartismalar, kiskirtmadan oteye gitmez. Hem ispatlamak zor hem de genele yaydiginda, istatistiksel olarak GS'ye yapilan haksizlik, FB'ye yapilandan cok daha fazla bir sapma gostermez. O nedenle uzun vadede sakin olup, insanlari kumelendirecek davranislardan kacinmak en iyisi.
Ha muhabbet olsun torba dolsun diye burada yapilabilir. Ama o zaman da o kadar ciddiye almadan, saka yollu ve espirili bir ton tutturmak daha akillica olur.
Iste yine yaniliyorsunuz, benim tespitimde yanildigim gibi. En azindan kendi adima konusuyorum. Ben "Ah vah GS'a haksizlik yapildi" demiyorum, dememde. Haksizlik varsa o sahada oynatarak iki takimada yapilmistir ki bence takimlari orda oynatmak basli basina herkese haksizlik. Sivas yendi, bitti. O zaman Bulent hoca dedi mi ki "Bizim saha cok kotu, onun icin yendik?" ki boyle bir beyanat sacma olurdu. Ama Adana'daki Kayseri macindan sonra "Yok saha kotuydu vesaire" dedi. Cikilip oynandi ise iki takimda kagit uzerinde esit. Teknik olarak degil cunku GS cok daha teknik ve yerden paslasan bir oyun yapisi var. Bu Sivas'in sorun degil tabii ki. Ama bu isin normali neyse o olsun. Ben onu istiyorum. Oyle sahada top oynatilmaz, oynatilirsa iste Ugur gibi futbol hayatin bitme noktasina gelir.
Bu arada buraya belirli gorusler yazip, tuttugumuz takim, diger takimlar, diger konular hakkinda az birseyler karalamak icin geliyoruz. Stress atiyoruz. Birseyleri tartisiyoruz. En azindan ben.
Posted: Tue Feb 03, 2009 4:10 pm
by Ali Gursel
Murat Kara wrote:Bu durumda cikip da iki yuzluluk yapmadan 'bize haksizlik yapildi' demek zor is. Ozelikle uzaktan bakarak. Mesela GS buyuk takim ve herkesin bildigi gibi diger buyuk takimlarla birlikte kucuk takimlara karsi psikolojik ve zaman zaman lobi olarak buyuk ustunlugu var. Bu da normal sartlarda 'haksizlik' oluyor diger 'kucuk' rakiplere karsi.
O nedenle 'hakem haksizlik yapti', 'bize garez yaptilar, buz sahada oynattilar' vs turunde tartismalar, kiskirtmadan oteye gitmez. Hem ispatlamak zor hem de genele yaydiginda, istatistiksel olarak GS'ye yapilan haksizlik, FB'ye yapilandan cok daha fazla bir sapma gostermez. O nedenle uzun vadede sakin olup, insanlari kumelendirecek davranislardan kacinmak en iyisi.
Bence bu anlayış varolan problemlerin devam ettirilmesinden öte bir sonuç getirmez.
Lobi (Almanların FIA ve UEFA lobilerine bakın), taraftar (Barca ve Real 100,000 kişinin önünde oynuyorlar, Racing Santander oynayamıyor, Liverpool'un harika bir taraftarı var, başkalarının yok), bunların hepsi futbolun dahilinde, katılanların kendi rızaları ile maruz kaldıkları dengesizlikler. Ütopya yaşanmayan yerlerde daha değişik olması da mümkün değil zaten.
Bu etkenleri dengelemek için saha koşullarının uygunsuzluğunu alternatif olarak görülmesi ise bence ciddi bir hata ve anca bizimki gibi kültürlerde "canım, herkes aynı şartlarda oynuyor, ne var?" diye karşılanan bir şey. Biraz abartılı olacak ama derdimi anlatır: Sıvas'ın sahası küçük, lobisi zayıf diye her maç hakemleri ve rakip takım oyuncularını dövsünler o zaman. Mantıklı mı, küçük takım olmak böyle dengelenir mi?
Hayır, çünkü futbolun temelinde hakemin fiziksel şiddet tehdidinden uzak maç yönetmesi rakibin maç oynaması vardır.
Yine futbolun temelinde karşılaşmaların futbol oynanabilecek zeminlerde oynanması vardır. Sıvas zemininin buna uygun olmadığını görmek için uzak yakın analizine falan gerek yok, izlerken gayet güzel gözüküyor. Bu zemin GS'ın daha güçlü klüp olmasına denge olarak öne sürülemez. O düşünce kaosa ve orman kanununa gider, ekmek yoksa pasta yesinleri önleyeyim derken, bunlar köklü klüpmüş, iki tekme, iki dayak yesinler de dengelensine gider işler.
Aklımdayken, bu tip konulara kafa yorduğunu biliyorum, ondan şunu da önereyim: bu kural dışı dengeleme çabaları tarihte genellikle değiştirdikleri düzenden çok daha korkunç haksızşlık ve dengesizliklere yol açmıştır, Stalin, Mao ve denge diye hayatını kaybeden on milyonlarca insan diye başlar gider bu hikaye, esas bu arümanlarda çok dikkatli olmak lazım.
Ali
Posted: Tue Feb 03, 2009 4:57 pm
by Murat Kara
Ali Gursel wrote:Bence bu anlayış varolan problemlerin devam ettirilmesinden öte bir sonuç getirmez.
Iyi de cimbom.org'da yazarak mi cozulecek bu problemler? Yanit hayir ise, o zaman burada bu isi bu kadar ciddiye almanin ne anlami var? Biraz muhabbeti yapilir sonra baska konuya gecilir.
Posted: Tue Feb 03, 2009 11:46 pm
by Ozan Ersoy
Posted: Wed Feb 04, 2009 10:10 am
by Ali Gursel
Ozan, lutfen forumu tahrik etme. Belli ki Ingiltere'de bir takima baska kar yagmis, diger takima baska kar yagmis, bu yuzden de maclar ertelenmis. Sartlar iki takim cin de ayni olsa herhalde oynatirlardi ne olursa olsun.
Posted: Wed Feb 04, 2009 5:07 pm
by Ozan Ersoy
Ali Gursel wrote:
Ozan, lutfen forumu tahrik etme. Belli ki Ingiltere'de bir takima baska kar yagmis, diger takima baska kar yagmis, bu yuzden de maclar ertelenmis. Sartlar iki takim cin de ayni olsa herhalde oynatirlardi ne olursa olsun.
Hocam estagfurullah... Ne tahriki? Ben aslinda futboldan falan gozlerimi boyle fal tasi gibi acmadim. 25 mac iptal olmus, resme bakiyoruz yollar tertemiz, karin boyu bir metre bile olmamis.. Yani ne diye iptal ederler bilmem. Hem de boyle saglam adamlar, iclerinde iskoc var, irlandali var, viking var her bir sey... Ama bunlar onemli degil, asil garip olan at yarislari iptal olmus.
Yani simdi olacak sey mi? At bu. Kizilderililer ustlerinde daga tirmanmislar, agaclarin arasindan tasta, patikada, cakilli yollarda kosturmuslar, araplar binlerce senedir colde kumda kosturuyorlar, vahsi atlar kuzey amerika'da 2 metre karin altinda otlarini bulup yiyip yasiyorlar. Hem bir at karda bir at cimde kosacak degil ki? Ayni sartlar hepsi icin gecerli...
Hic bir anlami yok... Bu isten bir sey anladiysam arap ati olayim.
Soyle gunun modasina uyarak bir resim koyalim da daha guzel olsun...
<img src="
http://www.hedweb.com/animimag/horses-snow.jpg" width="400">
Bu da bizim Kerem'in metro yolculugu icin....
<img src="
http://farm3.static.flickr.com/2359/247 ... b6.jpg?v=0">
Wild Horses having an argument during a snowstorm
Ozan Ersoy
Posted: Wed Feb 04, 2009 5:51 pm
by Serif Halimler
Anglo-Saksonlar CITKIRILDIM ya atlari da öyle olmus evrim gecirmis.
Bizde "köpekler istedi diye atlar da oynar, eseklerde".
Sadece ayilar oynamiyor artik bizde, cünkü Evropa yasaklatti.
Posted: Thu Feb 05, 2009 5:30 pm
by Murat Kara
Nedense bu baslik altinda yazilanlar bana yillar once izledigim bir filmi hatirlatti. Ismini unuttum. Az once yalandan aradaim internette bulamadim. Fransiz yapimi bir film idi.
1500 kusurlu yillar. Ispanya Amerika kitasini kesfetmekle kalmamis, altin madenleri ile birlikte o kitada dolanan bir cins 'yaratigi' da kesfetmis. Bu iki ayakli yaratik mevcut projelere limon sikmaya baslayinca isler karismis.
Ayni donemlerde, 1700'lu yillarda zirve yapacak olan 'insan haklari' konusu oldukca populer. O kadar ki devletin tepesini etkisi altina almis bile. 1215'deki Magna Karta'nin etkisi her yerde hissedilmekte artik. Boyle olunca o kesfedilen yaratigin insan olup olmadigina karar vermek siyasi bir sorun haline gelmis Ispanya'da. Eger insan iseler o zaman diger insanlar ile ayni haklara sahip olacaklar, yok hayvan iseler uygulanacak yontemler farkli olacak.
Film bu konunun tartisildigi bir mahkemeyi konu aliyor. Mahkeme ruhban kesiminin kendi arasinda, bu konuyu cozmek icin kurduklari bir platform. Bir tarafta yerlilerin insan oldugunu savunan ve Amerika'da onlarla yasamis olan bir rahip (avukat) diger tarafta ise yerlilerin hayvan oldugunu ispatlamak isteyen bir rahip (savci). Mahmekemeyi izleyen yuzlerce rahip de seyirci. Elbette hakimler de rahip.
Filmin belli bir yerinde avukat tutup bir yerli aileyi (tek cocuklu) mahkemenin huzuruna cikartiyor ve insan olduklarini gostermek istiyor. Sonra savci bu durumu kendi avantajina kullanmak icin bir deney yapmayi oneriyor. Diyor ki, madem bunlar insan, o zaman bizim guldugumuz seylere onlarin da gulmesi lazim diyor. Eger gulmezlerse o zaman hayvan olduklari ortaya cikar diyor. Sonra komik bir fikra anlatiyor! Bizim yerliler (kisin ortasinda ciz ciplak ve hem soguktan hem korkudan titremekteler o sirada) elbette gulmuyorlar hic. Savci Ispanyol kulturunu hatta dilini bilmedikleri icin yerlilerin hayvan olduklarini soyluyor ve alkis aliyor. Yani yerlileri kendi ortaminda degerlendirmiyor. Ispanya'nin yonetici kesiminin kafasi ile degerlendiriyor.
Filmin sonunu anlatmamak icin numune yerlilere ne oldugunu soylemeyecegim. (Belki bir gun denk gelir seyredersiniz.) Ama zengin kafasi ile nispeten yoksul Turk kosullarini degerlendirirken bu filme konu olan temel kavrami gozden kacirmamakta yarar var.
Arsenal nire, Sivas nire.... Ingiltere nire, Turkiye nire... Bunu belirtmek fakir edebiyati yapmak degil, dunyanin dinamik yapisini hesaba katmak anlamina gelir. Ne yazik ki Turkiye'de TV'de gosterilenler ile sokakta yasananlar arasindaki mesafe, Ingiltere'dekinden fersah fersah buyuk.
Gelin en azindan bu konuda anlasalim!