Page 1 of 95
Yolculuk / Ani /Konu dışı
Posted: Mon Oct 02, 2006 6:04 pm
by Kenan Atak
Cengiz Akgun wrote:Ben seni dinledim gecen haft ayni Ozan'in yaptigi gibi yazin bittigini huzunle belirten yazdan kalma bir gunde attim kedimi di$ari. Once bir film seyrettim "All the Kings' Men" sonra biraz ali$ veri$ filan derken Ak$am oldu. Kayahan'in $arkisindaki gibi.
Iki uc hafta once San Diego'da idim. Colun ucunda insan eliyle yapilan bir $ehir. Bir cok kereler gittim. Ucaktan inerken grinin her tonu var. Ye$il olan her $ey insan eliiyle yapilma. Zengin yer. Guney Kaliforniyadakilere buralar ya$anacak yer dediysemde orada ya$ayanlarda yeknesakliktan $ikayetciler. New Jersey'den 6 sene once ayrilip oraya yerle$en biri bana Noel zamaninda New York ve New Jersey'i cok ozluyorum diyor. Insan oglu bu yaranamiyorsun. Dedigim gibi San Diego'ya ucaktan inerken grilik Istanbulun Ye$ilkoye ini$ini andiriyor diyecem ama Istanbulu 5 sene sonra biraz daha ye$illenmi$ buldum. Iyiye gidi$ bu. Guney Kaliforniya kuru ilik bir hava gunduzleri insani istiyor ama yapi$ yapi$ terlemiyorsun. Geceleri serinliyor. Insanlar isiya ve A/C'ye para vermiyorlar. Guzel resort sayilan otelde kaldim. Cok buyuk isitilmi$ bir havuzu ve jakuzi dedikleri sicak suyla masaj yapan koca bir yeride vardi. Gece mehtapta tam dolunaydi. Otelde bo$tu. Havuz ve jakuzi bana hizmet etti uc gece. Koca bir Marina'nin yanida koyda mehtapta koyun koyuna yuzdum ve sicak su ile yogruldum. Bugunde New Jersey'de hava boyle idi diyecegim ama filmden ciktiktan sonra yagmur yagmi$ti.
Neyse Hakan $ukur'U Gerets'i ve diger 10 $ap$ali seyredip sinerlerim bozulmadigi icin sevinebilirim herhalde.
Haydi bakalim birkac kisiyi daha bu kervana katsak ne mutlu bize. Akli olan bu takimin pesinden gitmez zaten. Hadi futbol oynansa neyse o da yok.
Hah gelelim asil ilginc konuya. Gecenlerde burda yeni kita ile ilgili yazilari okurken ekleyecegim vardi simdi firsat oldu. Tamam burada yani kuzeyde sosyal haklar cok guclu insan kendini guvende hissediyor ama benim icin de sizin bulundugunuz kita sirf blues ve caz kulturu bir de dogasi yuzunden cok ilginc. Ozellikle cogu kisinin ilgi duymadigi bazi eyaletleri cok merak ediyorum. Texas blues'a merakim yuzunden ve Stevie Ray Vaughan, Smokin Joe Kubeck, Albert Collins tutkusu yuzunden Teksas'i gormek istiyorum. Tenessee'yi cok merak ediyorum. Knoxville'de muthis caz kulturu varmis, dogasi super diyorlar. Eh bir de Jack Daniels'in mekani. Bir diger ilgimi ceken Missouri. Dogasi cok guzelmis yemyesilmis. Google Earth'den baktim dedikleri kadar var. Buralari gezen gören ayri bir baslik acsa da okusak nasil yerlerdir biz de yazariz gezdigimiz yerleri. Diger merak ettigim yerler Nevada, Arizona, Utah ve Dogu Kaliforniya'nin birlestigi corak yerler. Boyle insan eli degmemis vahsi ve sert ama kurak doga beni cok cekiyor. Death Valley'i sirf Zabriskie Point filmi yuzunden gormek istiyorum. Gene Shining filminin gectigi Colorado merak ettigim bir baska yer. Bir gaco ile dogudan batiya arabayla gecip o motel senin bu motel benim kalip ozellikle midwest dedikleri yeri muzik kulturunu gormek istiyorum. Avrupa bu acidan sefil durumda. Burda sokaklarda kadinlarda MTV'nin igrenc muzigi populer. ABD'den blues ve caz seven pek cok kadinla tanistim. Burda imkansiz gibi ozel bazi meraklilar disinda.
Posted: Mon Oct 02, 2006 6:56 pm
by Kenan Atak
Umud Yalcin wrote:Oncelikle herkese selamlar...
Bizden de selamlar. Bu arada bizim Eli de uye olmus. Boyle akli basinda uyelerle yazismak gunluk kacamak acisindan cok keyifli ve stres atici.
Posted: Mon Oct 02, 2006 7:09 pm
by Mert Tokman
Kerem Tezic wrote:[Ozellikle cogu kisinin ilgi duymadigi bazi eyaletleri cok merak ediyorum. Texas blues'a merakim yuzunden ve Stevie Ray Vaughan, Smokin Joe Kubeck, Albert Collins tutkusu yuzunden Teksas'i gormek istiyorum. Tenessee'yi cok merak ediyorum. Knoxville'de muthis caz kulturu varmis, dogasi super diyorlar. Eh bir de Jack Daniels'in mekani. Bir diger ilgimi ceken Missouri. Dogasi cok guzelmis yemyesilmis. Google Earth'den baktim dedikleri kadar var. Buralari gezen gören ayri bir baslik acsa da okusak nasil yerlerdir biz de yazariz gezdigimiz yerleri. Diger merak ettigim yerler Nevada, Arizona, Utah ve Dogu Kaliforniya'nin birlestigi corak yerler. Boyle insan eli degmemis vahsi ve sert ama kurak doga beni cok cekiyor. Death Valley'i sirf Zabriskie Point filmi yuzunden gormek istiyorum. Gene Shining filminin gectigi Colorado merak ettigim bir baska yer. Bir gaco ile dogudan batiya arabayla gecip o motel senin bu motel benim kalip ozellikle midwest dedikleri yeri muzik kulturunu gormek istiyorum. Avrupa bu acidan sefil durumda. Burda sokaklarda kadinlarda MTV'nin igrenc muzigi populer. ABD'den blues ve caz seven pek cok kadinla tanistim. Burda imkansiz gibi ozel bazi meraklilar disinda.
Kerem'cim seni ancak Route 66 paklar... Sen iyisimi kendine Isvec'ten Chicago'ya bir ucus ayarla... Chicago'da muthis caz klupleri vardir - birkac gun orada takil ondan sonra bir araba kiralayip Route 66'ten California'ya kadar uzanan bir yolda Amerika'yi kesfet... Bahsettigin eyaletlerin hemen hemen tamamini gezmis olursun - bir tek Tennessee haric...
Al sana interaktif
Route 66 haritasi - arasira beyzbol parklarina da ugra ve BBQ nachos'un tadina bak...
Posted: Mon Oct 02, 2006 9:42 pm
by Ozan Ersoy
Kerem Tezic wrote:
Hah gelelim asil ilginc konuya. Gecenlerde burda yeni kita ile ilgili yazilari okurken ekleyecegim vardi simdi firsat oldu. Tamam burada yani kuzeyde sosyal haklar cok guclu insan kendini guvende hissediyor ama benim icin de sizin bulundugunuz kita sirf blues ve caz kulturu bir de dogasi yuzunden cok ilginc. Ozellikle cogu kisinin ilgi duymadigi bazi eyaletleri cok merak ediyorum.
Kerem'cim ben sana bir Coni atasozu soyleyeyim simdi. Grass is always greener on the other side of the fence. Bu fiziksel olarak da dogrudur, felsefi acidan da. Citin oteki tarafina imrenir durursun.
Gecen gun biz de evde Travel Channel izliyoruz. Cotes du Rhone taraflarinda bir kucuk kasabayi gosteriyorlar. Aman icimiz gitti. Hani sen sehir gustosu falan derdin ya. Bizim buralarda bir kac buyuk metropol haricinde sehirlerin pek bir gustosu, havasi, karakteri yoktur. Hepsi hemen hemen ayni bir tek cografya degisir. Cunku Amerika verim uzerine, seri imalat uzerine, fazla yaglari atarak kurulmus. Bir sey tutarsa her yerde o model kullaniliyor. Iste bir kac buyuk bina, devlet binasi, sirket merkezleri, bankalar vs buna sehir merkezi downtown diyorlar. Insanlarsa suburban dedikleri sehrin etrafina yayilmis banliyolerde yasiyorlar. Evler hemen hemen ayni mimari, 3-5 tane tutulmus model var, hepsi birbirinin kopyasi. Benzin ucuz, yollar genis, trafik cok kotu degil, insanlar 6 odali 300-400 metrekare evlerinde bahcesine cicek ekerek, cimini keserek oyle yasayip gidiyor.
Ama bir sure sonra bu Pleasantville vari bir kabusa donusebiliyor cok dusunursen (izlemediysen izle bu filmi, ne dedigimi anlayacaksin)
Icimiz gitti demistim. Biz de en cok degisik mimarilerdeki sehirleri, onlarin meydanlarinda sokaklara kurulan lokantalari cafeleri ozluyoruz. Bizim buralarda cok az. Oyle bir meydanda bir suru lokanta olsun, keyif yapalim falan. Insanlar gezerken izleyelim, gayfemizi yudumlayalim. Yok abicim...
Amerika cok buyuk bir ulke. Burada seyahat oyle kolay degil. Dogudan batiya gitmek ucak da degistirirsen, indi bindi bir gun aliyor. Arabayla hic durmadan iki gun. Toplu tasimacilik cok az. Avrupa oyle degil. Hep duyuyorum Adam x ulkesinde iste haftasonu bir hizli trene atliyor ya da arabasina, iki gun Italya'da geziyor tozuyor, alisverisini yapiyor hemen pazartesi is basi yapiyor. Bizim buralarda 2 gunde ancak kendi eyaletinde takilmak zorundasin ya da pahali ucak biletleri almak zorundasin. cogu eyalet Turkiye'nin yarisi kadar buyuk. En kucugu Marmara bolgesi falan kadar.
Fransa'da elaman bagindan uzumunu yiyor, sarabini iciyor, eti baligi, hayat umrunda degil, ha babam her gun ise git, calis calis calis bilmem ne yok. Yillik izni 6 hafta, kovulmak cok zor, kovulsa bir suru tazminat. oooh.. Gelsin de Amerika'ya anasinin nikahini gorsun.
Tabii kazin ayagi oyle degil. Cogu Avrupa ulkesinde issizlik %10-15 lere dayanmis, milletin kazani kaynamaya baslamis. Insanlar eger aciktaysa, parasi yoksa huzursuz. Amerika'da cogu Avrupa ulkesinin 5-10 kati nufus olmasina ragmen issizlik %5 e cikti mi kiyamet kopuyor. Sen sec beyen.
Dedim ya oteki taraf her zaman daha guzel gorunuyor.
Ozan Ersoy
Posted: Tue Oct 03, 2006 11:11 am
by Kenan Atak
Ozan'in cok katildigim yazisina cevap vermeden once Mert'e bir tesekkurler diyeyim. Benim gibi tuvalette bile dunya haritalarina bakip hayal kuran adama gonderilecek en iyi sey boyle yol harita ve rehberleri bir de bolge ile ilgili yazilar. Chicago'nun hem caz hem de Chicago blues dedikleri muzigi cok cekici geliyor. Buddy Guy Chicago'lu mesela Otis Rush da ikisini de cok severim. Ama Ozan'in dedigi gibi (ki bunu Cengiz abiye de yazacaktim) insana hep uzaktaki cekici geliyor. Insanoglu gelip kesfetti mi yeni kesifler ariyor. Mesela bilinc altimizda neden denize bakmaya buyuk ilgi duyuyoruz bir dusunun surekli denizin devinimsel hali kabaran hali belki de insanoglunun ruh halini yansitiyor. Insanlar once guvenlik ariyor ama bu yetmiyor sonra kesfetmek istiyor, ayni unutulmaz Easy Rider filmindeki uc kafadar Dennis Hopper, J. Nicholson ve P. Fonda'nin arayislari gibi. Ozan sehir gustosu konusunda cok haklisin. Aslinda cok ustunde durulmasi gereken ilginc bir konu bu yasli kitanin sehir zevki. Ben Avusturya'yi görmedim ama dun TV'de bir program vardi eger imkaniniz olursa mutlak Viyana'yi görun. Avusturya disinda pek cok irili ufakli bati Avrupa sehrini gördum ama. Zaten trenle hemen uc saatte Hamburg'dasin. Tren sistemi mukemmel. Kopenhag'ta yaz cok guzel olur tavsiye ederim. Her sene caz festivali vardir bu sene gittim. Hava sicakti rihtimda yere yattim tertemiz tasin ustunde uyudum pek cok amatör cazci caliyordu orda burda. Bana da sizin orasi simdi cekici geliyor. Ozellikle su national parks dedikleri yerler. Yellowstone falan. Hatta o kirik dökuk barlar bile cekici geliyor. Hot Spot diye yönetmenligini Dennis Hopper'in, muzigini Taj Mahal, John Lee Hooker ve Miles Davis'in yaptigi Texas'in ufak bir kasabasinda gecen film iyice merakimi uyandirdi. Neyse bir ayri konu acalim seyahat ile ilgili millet gordugunu yazsin bu tur gezileri okumak buyuk zevk. Burda 4 hafta tatilin garanti 40 yasa geldin mi 7 haftaya cikiyor o yuzden bol bol geziyor millet. Ucuz ucuslar var New York'a 300-400 dolara gidis dönus bulabiliyorsun Kopenhag'tan. Yalniz cok katildigim bir yorum var: bir ulkenin kulturunu tanimak icin once muzigini kesfedeceksin.
Posted: Tue Oct 03, 2006 2:43 pm
by Umud Yalcin
Cengiz abi ismime takilmissin. Hak veriyorum tabi, daha yuzyuze gorusup
bi merhaba diyemeden Umud diye bi isim goruyorsun; heralde ben de
hayda bu niye umut degil de umud diye takilirdim bi an. Bu bana
Amerikalilarin isimlerini hatirlatti. Ingilizce dedigin gibi fonetik olmadigindan
isimlerin 1001 farkli yazilis bicimi oluyor. Onlarin ki biraz daha yaratici
oluyor tabi, bi nevi bizim "I run each team"(yani "ayran ictim") gibi...
Kerem hocam, muzik kulturu yuzunden Midwest'i merak ettigini
soylemissin. Chicago seni acar bu konuda bundan eminim. Knoxville'i ise
duymamistim, bu Fort Knox'in oldugu yer heralde, bilmiyorum. Tennessee
deyince akla gelen ilk muzik turu country oldugundan sasirdim dogrusu.
Eger bahsettigin gibi bi road trip yapacaksan, midwest kisminda arabayi
yanindaki kullansin sen biraz uyu dinlen derim. Duz arazi, misir ve soya
tarlalarina ozel bi ilgin varsa ayri tabii...
Mac arasi olunca kustan bortu bocekten bahsedecez heralde bi sure. Neyse
Ankaragucu'lu Ceyhun'dan bahsedeyim ki, futbola donup cok
kizdirmayayim insanlari. Anladigim kadariyla o da bizim altyapidanmis.
Cok ugrasti bizim besinciligimizi koruyabilmek icin, yani 3 puan
alabilmek icin. Olmadi ama, Trabzon 1 puani soke soke aldi ikinci yarida.
Umud D Yalcin
Posted: Tue Oct 03, 2006 4:01 pm
by Ufuk Sezekkaplan
Kerem Tezic wrote:Mesela bilinc altimizda neden denize bakmaya buyuk ilgi duyuyoruz bir dusunun surekli denizin devinimsel hali kabaran hali belki de insanoglunun ruh halini yansitiyor.
Deniz'in insana huzur vermesini ayrica, bebegin ana rahminde (suyun icinde) yasadigi donemin, onun hayatindaki en huzurlu, guvenli ve rahat bir donem olmasina baglayanlar da var.
Posted: Tue Oct 03, 2006 5:55 pm
by Cengiz Akgun
Umud Yalcin wrote:Cengiz abi ismime takilmissin. Hak veriyorum tabi, daha yuzyuze gorusup
bi merhaba diyemeden Umud diye bi isim goruyorsun; heralde ben de
hayda bu niye umut degil de umud diye takilirdim bi an.
Isimleri ana baba koyar. Cocugun pek secimi yoktur. Begenmeyenler sonradan mahkeme karari ile degi$tiriyorlar. Mesela bugun Istanbulda varlikli bir aile oglanin adini Memi$ koysa herhalde 18. ya$ina girdiginde degi$tirirdi. Okulda Memi$'e kafiye olan Yemi$ ile cekecekleri bir du$unun hele. Onun icin kimsenin ismi cismine soz soylemek dogru degil. $imdi Amerikada John yerine bir Jon modasi da var. Mesela Marc ve Mark'da takilinabilinir ama bu Fransiz/Anglo-Sakson degi$imi. Asil can sikintisi fazladan harf ekleyenlerde oluyor. Leeza gibi. Lisa var Liza var.
Umut, "Umuda Yolculuk" (boyle Isvicre'de cevrilen ve Oskar alan bir film vardi) oldugu gibi t' d'ye donu$ur. Yalin halde neden diye du$undum. Belki de annen baban Umut ismini begendiler ama ilgi cekici olsun diye Umud koydular ve beni de bu kadar ilgilendirdiler. Ama asil ho$uma giden uzun yorumundu. Isminle bin ya$a Umud!
Posted: Tue Oct 03, 2006 5:59 pm
by Mehmet Cirak
Sevgili Kerem,
Iyi muzik, ozellikle Jazz + Blues meraklisiysan, Midwest'i falan salla. Chicago, NY ve New Orleans'dan sasma derim ben.
Tenesee falan uzaktan ilginc geliyor, kirik dokuk barlar, Jack Daniels'lar falan ama kazin ayagi oyle degil. Oldukca sikici yerler oralari bana gore, fazla bir kultur birikimi de yok, ozellikle bizim gibi yuzlerce medeniyetin ciktigi topraklardan gelenler icin fazla birsey ifade etmiyor. Ama New Orleans cok ilginc bir yer mesela, her tarafindan bir hikaye, kultur, mystique bir seyler fiskiriyor. Katrina'dan once toplam 3 kere gittim. Eger yolun duserse sakin Mardi Gras'da gideyim deme, ama Jazz Festival'i harika oluyormus. Eger Amerika'da Guney eyaletlerinin kulturu ilgini cekiyorsa da Savannah ve Charleston ilginc sehirler. Bir de Appalachian daglarinin (kizilderililer zamaninda bu daglarda yerlesiklermis) boyunca cok guzel ufak sehirler bulmak mumkun.
Yolun bu taraflara duserse haber ver de beraber gezelim, seni gezdirelim. Benim de boyle bir yolculuga ihtiyacim var esasinda. Hatta simdilerde bir motorsiklet sevdam var, vakit olsa bir tane alip cross-country yapmak istiyorum, hatta imkan olsa motorla Alaska'ya gitmek istiyorum, yapanlarin hikayelerini dinledim de hakikaten macera her ani. Tabi bu isleri yalniz degil de bir iki arkadasla yapmak daha da iyi olur.
Posted: Tue Oct 03, 2006 7:18 pm
by Kenan Atak
Sagol Mehmet boyle birsey olursa mutlak haber veririm. Bizim isten bir Isvecli arkadas Mert'in dedigi yolu almis ama Chicago'dan baslamamis guney eyaletlerini gezmis once. Bugun yemekte konustuk. Iki kisi cikmislar 77 yapimi Cadillac ile. 320 dolara almislar Berkeley'de yolculuklari bitince 600'e satmislar. Baslarindan gecen olaylar film gibi. Savannah'i o da cok methediyor. Aklima Motorcyle diaries filmi geldi Che ve arkadasinin latin Amerika'yi gezdigi film. Yalniz bir duzeltme blues icin midwest demiyorum sadece Teksas. Teksas'in ayri bir blues stili var. Neyse yarin vakit olsun da Sevilla'yi yazarim beni cok etkiledi bu sehir. Konuyu da futbola baglayayayim da millet kizmasin: Hakan Sukur'e destek olun lan kostek olmayin testek olun HAHAHAHA.
Posted: Tue Oct 03, 2006 8:53 pm
by Ozan Ersoy
Kerem Tezic wrote:Ozan'in cok katildigim yazisina cevap vermeden once Mert'e bir tesekkurler diyeyim. Benim gibi tuvalette bile dunya haritalarina bakip hayal kuran adama gonderilecek en iyi sey boyle yol harita ve rehberleri bir de bolge ile ilgili yazilar. Chicago'nun hem caz hem de Chicago blues dedikleri muzigi cok cekici geliyor. Buddy Guy Chicago'lu mesela Otis Rush da ikisini de cok severim. Ama Ozan'in dedigi gibi (ki bunu Cengiz abiye de yazacaktim) insana hep uzaktaki cekici geliyor. Insanoglu gelip kesfetti mi yeni kesifler ariyor. Mesela bilinc altimizda neden denize bakmaya buyuk ilgi duyuyoruz bir dusunun surekli denizin devinimsel hali kabaran hali belki de insanoglunun ruh halini yansitiyor. Insanlar once guvenlik ariyor ama bu yetmiyor sonra kesfetmek istiyor, ayni unutulmaz Easy Rider filmindeki uc kafadar Dennis Hopper, J. Nicholson ve P. Fonda'nin arayislari gibi. Ozan sehir gustosu konusunda cok haklisin. Aslinda cok ustunde durulmasi gereken ilginc bir konu bu yasli kitanin sehir zevki. Ben Avusturya'yi görmedim ama dun TV'de bir program vardi eger imkaniniz olursa mutlak Viyana'yi görun. Avusturya disinda pek cok irili ufakli bati Avrupa sehrini gördum ama. Zaten trenle hemen uc saatte Hamburg'dasin. Tren sistemi mukemmel. Kopenhag'ta yaz cok guzel olur tavsiye ederim. Her sene caz festivali vardir bu sene gittim. Hava sicakti rihtimda yere yattim tertemiz tasin ustunde uyudum pek cok amatör cazci caliyordu orda burda. Bana da sizin orasi simdi cekici geliyor. Ozellikle su national parks dedikleri yerler. Yellowstone falan. Hatta o kirik dökuk barlar bile cekici geliyor. Hot Spot diye yönetmenligini Dennis Hopper'in, muzigini Taj Mahal, John Lee Hooker ve Miles Davis'in yaptigi Texas'in ufak bir kasabasinda gecen film iyice merakimi uyandirdi. Neyse bir ayri konu acalim seyahat ile ilgili millet gordugunu yazsin bu tur gezileri okumak buyuk zevk. Burda 4 hafta tatilin garanti 40 yasa geldin mi 7 haftaya cikiyor o yuzden bol bol geziyor millet. Ucuz ucuslar var New York'a 300-400 dolara gidis dönus bulabiliyorsun Kopenhag'tan. Yalniz cok katildigim bir yorum var: bir ulkenin kulturunu tanimak icin once muzigini kesfedeceksin.
Kerem Viyana konusundan baslayalim. Vallahi gecen gun yine konusuyorduk. Bizim canan Avusturya lisesi mezunu. 8 sene onlarin egitiminden gecmis, kulturu cok iyi bilir, insanini tanir, cok gitmisligi vardir, Viyana'da yasayan cok yakin arkadaslari da var. Epey olumsuz konusuyor. Tamam bir havasi kulturu var ama "Avrupa'nin en depresif, en sIkIcI sehirlerinden biridir" diyor. Hatta "Freud gibi bir adamin oradan cikmasi hic sasirtici degil, o kadar cok malzeme var ki inceleyecek, hepsi psikopattir" diyor.
Dogrulugunu bilemem yasamadim gormedim, biraz kasinti bir havasi var, ama sadece kulture, gustoya bakip da yanilmamak gerekir bu hikayenin kissadan hissesi de bu.
Jazz konusunda Amerika'ya gelirsen cok yanilacaksin. Amerika belki dunyada gercek tek Amerikan sanati sayilabilecek Jazz'a hic sahip cikmiyor. Amerika'da gercek ve guzel jazz chicago, guneyde degil New York'da Cotton Club'da, Blue Note'da ona gore.
Avrupa Jazz'a daha cok onem veriyor. Cunku Avrupa devrim yapmis, yenilikci, modern sanata, dogaclamaya daha cok aciktir. Iste bu yuzden Bud Powell, Lester Young, Dexter Gordon gibi efsanevi jazz sanatcilari Paris'de yasamayi tercih etmislerdir. Cunku daha cok deger bulmuslar, daha cok para kazanmislardir oralarda. Burada zenciler hip hop, rap, beyazlar country ile rock dinlerler. Cok gormusumdur eline bir jazz plagi almamis kokunu bilmeyen Afrika asilli bir Amerikali mesela.
Bak sana ne diyeyim, koskoca Amerika'da Montreux jazz festivali gibi bir festival yok. Bu son soz degil de nedir? Sen dedigim gibi degerini bil oralarin, guzel Jazz dinlemek icin biraz guneyine in Avrupa'nin. Amerika'ya da geleceksen New York'un batisina gitmeye fazla gerek yok.
Ozan Ersoy
Posted: Tue Oct 03, 2006 9:54 pm
by Murat Biricik
Kerem Tezic; ben GS ı seyir etmege hala devam eden ama sayenizde papatya cayına ciddi sekilde alısmıs bir forumdasınızım. Chicago, New Orleans, Midwest te, Atlanta da jazz ı severek dinleyeceginiz bir cok mekan var. Velhasıl, 10dk lık taxi yolculugu hatta yuruyus mesafi icerisinde birkac klupte jazz dinlemek isterseniz NY a gidin.
http://www.whereny.comsize rehber olur. Village Vanguard, Iridium da kendinizden gecersiniz. Birdland ve Bluenote, Vanguard ve Iridium dan daha buyuktur, dining olayı daha agırlıklı. Daha upscale, cozy bir jazz ortamı ararsanız, otellere bakın. Fakat ciddi fiyat farkı vardır.
Vanguard a son gittigimde Lou Donaldson Trio yu dinledik; superdiler.
Bu arada Ist a yolunuz duserse Nardizz Jazz Club a gidebilirsiniz.
http://www.nardisjazz.com Galata kulesinin hemen yanında. On sıralardan yer ayırmanızı tavsiye ederim. Fiyatları makul. Arka kesimde ayakta takılan grup ve ust kat devamlı yuksek sesle konustugu icin, size pek uygun degil. Kerem Gorsev in yeri de cok iyi.
Ist da yeni acılan bir iki mekanda insanlar jazz dinlemege degil, sohbet etmege gidiyorlar. Yazın NY tan gelen bir arkadasım Ortakoy de yeni aılan mekanda hem kendisinin hem de o aksam sahne alan sanatcının gurultu ve ugultudan cok rahatsız oldugunu soylemisti.
Olur da NJ, NY , CT civarında oturan forumdaslardan Manhattan a Jazz dinlemege gideceklere onerim; once 72 & 3 rd Street te J. Melon da Hamburger + walnut crusted apple pie yemeleri. Burası kucuk bir Irish Pub, isletmecisi ve yanındaki diger Irish ortagı son derece bilgili ve tam anlamı ile baba bartender sahıslar. 20 dolara guzel bir hamburger yer, biranızı icer, tatlı ve kahvenizi goturursunuz. J. Melon daki bu 50 sini devirmis bartenderlar a NY ta best sushi, best hamburger, best Italian, best Mexican nerede yenir sorun, aldıgınız cevaplar karsısında hayrete duseceksiniz. Cok hos sohbet sahıslardır ve NY ta diningbilgileri muhtesemdir. Oradan atlayın Metro ya Village Vanguard a.
Ist da vale + bir bardak ickiye vereceginiz paraya NY ta dogru duzgun, kaliteli, hos vakit gecirirsiniz; adam gibi jazz dinlersiniz. Ist da Nardis ve Kerem Gorsev iyiler. Seneler once Ist - Hilton da Laledan da cok guzel muzik yapılırdı, hala yapılıyor. Beni jazz dinlemege tesvik eden mekandır. Aydın Dogan trend e uyup bu arsaya Residence yapacagı icin, Laledan da bir nostalji aksamı yasamagı ihmal etmeyin.
Posted: Tue Oct 03, 2006 10:55 pm
by Murat Biricik
Jazz dan acılmısken,
http://www.villagevanguard.net sitesine girip program ve info kısmına baktım.
Bakın other info kısmı altında neler yazıyor.
"We do not serve food. We haven't served food here in 25 years. So if someone offers you a hamburger, check the expiration date.
All ages are welcome, including quiet children.
In accordance with New York State law, there is no smoking allowed in the club.
During performances, QUIET IS ENFORCED. We're a jazz club, not a chat room. "
Istanbul da adı jazz clubu konmus birtakım mekanlarda bir yabancının bulacagı ortam daha cok su sekilde.
"We serve variety of cuisines, and Turkish meze."
"Smoking is strictly enforced and encouraged."
"Be quiet as you wish"
Gercek jazz club larına gidip, dinleyenler bizlerin de kulaklarını cınlatsın.
Posted: Tue Oct 03, 2006 10:59 pm
by Mert Tokman
Kerem Tezic wrote:Yalniz cok katildigim bir yorum var: bir ulkenin kulturunu tanimak icin once muzigini kesfedeceksin.
Bu ilginc bir yorum - herkes kendine gore yorumluyor demekki... bu tip bir yorumu ben yapsam muzik yerine yemegini kesfedeceksin derdim... tabii yemegin yaninda muzik de olursa yemegin tadi ve muzigin keyfi daha da guzel oluyor...
Turist gozuyle bakinca heryerin kendine gore bir cekiciligi ve gizemi var... ama uzun sure yasamak icin yer begenmeye kalkinca karar verme kriterleri cok farklilasiyor... Avrupa ve Uzakdogu bana gore ABD'den cok daha turistik, fakat ABD'de yasam cok daha rahat - bu benim gorusum...
Posted: Tue Oct 03, 2006 11:17 pm
by Cengiz Akgun
GS-Gonya maci altinda amma jazz yaptiniz be ya. ozgur $imdi bolecek bunlari.
Jazz'dan pek anlamam. Kulagim Steely Dan (Jazz/Rock) ve Chick Correia gibilerine a$inadir. Almi$im vakti ile eski uzun calarlarini. M. Davis'de dahil digerleri benim muzik zevkime biraz agir gelir. Topragi bol olsun Ray Charles'in ba$ini cektigi Soul/RB tarzini tercih etsem de oyle cok bagiri$ cagri$li olanlari da kafam goturmuyor artik. Ama "Hit the road Jack. Don't you come back no more no more" gibi olumsuz olanlari unutmak kolay degil. Hala her basket arenasinda 6. faul alindiginda bu calinir. Ray filimini seyretti iseniz Ahmet Ertegun ile olan samimi ve sadik olan ili$kisini gorurdunuz. Ertegun amcalar icin Harlem tam bir maden olmu$. Ertugun'in plak ba$ina birkac sentle anla$masindan sonra unu cok artiginda yuksek bir kontrat onerildiginde, Amad'a sorayim beni ke$feden o; eger bu fiyati verirse onu birakamam demi$ti. Amad'ta ona sen artik bizim verecegimiz siniri a$tin diyerek onu kutlami$ti.
New York'ta jazz i$i sadece Manhattan'da degil Brooklyn Queens gibi barolarda da yaygin. Biraz eli yuzu duzgun mahallelerde sahnesine bir piyono ve davul sigacak publar'da Car$amba ve Pazar ak$eamlari jazz tingirtananlar bulunur. Bu arada New York Jazz 101 FM diye bir radyo kanali vardi. Ara sira "smooth jazz" dedikleri parcalari yolda dinledigim oldu. Fazla tutmadi ki kaybolup gitti.