33. hafta: Sivasspor-GS 3-5 (Song(KK),Arda(3), Ayhan, Hakan)

Forum Galatasaray Spor Kulubu ve Turk sporu hakkinda ayrintili haberler, yorum ve analizler, ogretici arastirmalar ve diger onemli spor olaylari hakkinda bilgi akisini saglamak, yazilanlari saglikli bir yapi cercevesinde dunyadaki butun Galatasarayli arkadaslar ve diger sporseverler ile paylasmak amaciyla kurulmustur.

Moderator: Staff

Post Reply

Maç nasıl biter?

Poll ended at Tue Apr 29, 2008 10:53 pm

Sivas kazanır
3
8%
Berabere biter
9
23%
Galatasaray kazanır
27
69%
 
Total votes: 39

Ozan Ersoy
Posts: 3764
Joined: Wed Oct 23, 2002 4:18 am
Location: NC, USA

Post by Ozan Ersoy »

Ligtv'ye gore Volkan orta sahaya, Arda ileriye Nonda'nin yanina geciyormus. Zaten FB macinda 60. dakikadan sonra yapilmasi gereken buydu. Garip isler yaptik. Cevat hoca mantigin sesini dinliyor. Lincoln eger yoksa yapilmasi gereken budur. Duruma gore son 30 dakikada risk alinabilir, forvet ikilenebilir, Lincoln eger yedeklerdeyse sokulabilir. Sivas macin buyuk cogunlugunda orta sahayi gecemeyecek, GS'in baskisi altinda ezilecek diye tahmin ediyorum. Orta saha oyuncularimizin gol icin caba gostermesi gerekiyor. Insallah Topal'in, Volkan'in, Arda'nin vurdugu toplardan biri girer, one geceriz de ondan sonra rahat mac izleriz. Nonda da rahat pozisyona girecektir. Kornerden Servet bir kafa golu atsa tadindan yenmez. Surpriz oyuncularimizdan da gol gelebilir. Balta mesela...

Ozan Ersoy

___________________________________________________

İşte G.Saray'ın yeni taktiği

Galatasaray, Sivasspor maçının son hazırlıklarını yaparken, teknik heyetin sahaya 5'li orta sahayla çıkmayı planladığı öğrenildi.

Buna göre orta sahanın solunda Volkan, sağında Barış oynayacak. Mehmet Topal ve Ayhan ikilisi de ortada yer alırken, Arda hemen önlerinde mücadele edecek. Tek forvet olaraksa Nonda sahaya çıkacak.

Hafta başından beri takımla birlikte antrenmanlara çıkmayan Servet'ten gelen haberse teknik heyeti rahatlattı. Tedavisi sürdürülen Servet'in maç günü oynayabilecek duruma geleceği belirtildi.

Savunmada Servet'le birlikte yine Sabri, Emre ve Hakan Balta forma giyecek.

Sarı Kırmızılılar bugün bir de toplantı yaptılar. Teknik heyetle futbolcçuların yer aldığı toplantıda bir konuşma yapan Futbol AŞ. Genel Müdürü Adnan Sezgin'in "Fenerbahçe maçı geride kaldı. Şampiyon olmak için kazanmamız gereken 2 maç daha var. Sizden rehavete kapılmadan en iyi şekilde mücadele etmenizi bekliyoruz. Sivasspor güçlü, iyi mücadele eden bir takım. Buraya kadar getirdikleri şampiyonluk yarışını bırakmak istemeyeceklerdir. Çok dikkatli olmalıyız" dediği ifade edildi.

Galatasaray, Sivas'a yarın gidecek.
Mert Tokman
Posts: 2581
Joined: Tue Oct 22, 2002 9:18 pm
Location: Virginia, USA

Post by Mert Tokman »

Ozan Ersoy wrote:Sivas macin buyuk cogunlugunda orta sahayi gecemeyecek, GS'in baskisi altinda ezilecek diye tahmin ediyorum.
GS'in maca cikabilecegi en mantikli kadro ama zaten Sivas takimi orta sahayi pas yaparak gecen bir takim degil. Uzun top oynuyorlar. Geriden hop bir uzun top (Ingilizlerin "hoof it" dedikleri cinsten) Mehmet Yildiz'a - Mehmet fizik gucu ile takimi yardima gelene kadar topu ayaginda tutuyor - yardim gelince - ozellikle Mohamed Ali, Musa ve son zamanlar da Svetkov ile - bir iki verkacla golu buluyorlar - hatta bu uzun toplarla atilan gollerin uzun paslarinin cogunun da kalecileri Petkovic tarafindan atildigi konusuluyor.

Yani Servet ve Emre uzun toplara ilk mudaheleyi yapip, M.Yildiz'a topu saklatmadigi surece Sivas'in gol sansi ancak tesaduflere kaliyor. Sivas'in buyukler karsisinda basarili olamamasinin da nedeni bu. M.Yildiz kendinden guclu Servet, Emre, Song, Edu, Lugano, Gokhan Zan gibi oyuncular onunde ezilince Sivas'in balonu sonuyor.

GS orta sahasi bu maci cok rahat gecirecek bu uzun toplar yuzunden... FB macinin ikinci yarisi gibi ama kendi kalemize cok gomulmeden oynamamiz lazim. Gol atmak zorunda olan onlar - biz presi kendi sahamiz da yapip kazandigimiz toplarla cabuk hucum yaparsak - inanin 10 dakika icin de gelecek 2 golle maci ilk yari da kopaririz.
Alpay Dedeoglu
Posts: 1923
Joined: Wed Oct 23, 2002 4:14 pm

Post by Alpay Dedeoglu »

Adam kıtlıgında dogru kadro. Ozanin dedigi gibi gecen mac yapilmasi gereken kadroydu.

Yedekler Mehmet Guven, Bouzid, Lincoln, Barusso(saglamsa),Hakan Sukur, Song, Orkun .

Birsuru adam cezali veya sakat.

Maci 3-0 yapip , ondan sonra sirf kucuk FB'yi iyice hirpalamak icin Barusso, Bouzid, Songu sokacaksin.Sakatlanmasin diye Arda, Mehmet Topal, Servet, kenara alarak. Ondan sonra yer misin yedirirmisin? Duvara carpip carpip donecekler.

Bizim Her yan topta tehlike. Sıfıra inilerek yapilan her orta veya Barisin kulanacagi her yuksek serbest vurus tehlike.

Olmayan penaltidan veya kotu hakem yonetiminden korkuyorum.
NO ADNANS, NO CRY !!
Murat Gökcigdem
Staff Member
Posts: 1271
Joined: Thu Nov 07, 2002 4:25 pm
Location: Washington, DC USA

Post by Murat Gökcigdem »

Biraz evvel Denizlispor Sivasspor macinin gollerine bakiyordum. Sivasli oyuncularin sert sutlari dikkatimi cekti ki iki golleri de bayagi sert ve isabetli gozuktu. Evet Denizli onlara bayagi bos alan birakti ama insallah bizim defans blogumuz topa hemen basar on blokta...

Ikinci cekintigim nokta da Alpayin yazdigi gibi olmayan PK ve kotu yonetim...

Cengiz Candar, Saatci filan gibi sacma sapan incir cekirdegini doldurmayan adamlari anlarimda http://www.ensonhaber.com/Gundem/126496 ... RETTI.html ust duzeyden gelen haberler insallah hakemi etkilemez...
Mehmet Marsan
Posts: 1946
Joined: Sun Oct 27, 2002 12:52 pm
Location: Washington D.C.

Post by Mehmet Marsan »

Ben bir cok arkadasin tersine Sivas'dan cekiniyorum. Hem cok iyi kontraya cikiyorlar, hem Mehmet'e cabuk destek verebiliyorlar, hemde cok iyi sut atan 3-4 tane oyunculari var. Umarim bir kazaya ugramadan atlatiriz. Sivas'in sampiyonlugu cok zor, onlar icin onemli olan Clye katilma ihtimali ve daha onemlisi olaya yani sampiyonun kim olacagina etki yapmak.

Gencler son haftalrda iyi oynamaya basladilar. FB isi bastan sikiya almazsa puan kaybedebilirler.

Benim hayalim

Sivas 0:0 GS
FB 1:3 GB

GS 5:0 GBO
TZ 1:0 FB
GB 0:3 Sivas

Bu hesapda biz ve Sivas CLye, BJK UEFAya, FB hamama
:lol:
Ismail Gezer
Posts: 6299
Joined: Thu Mar 30, 2006 6:35 pm
Location: Alisamiyene 10 dk
Contact:

Post by Ismail Gezer »

LigTV'nin bahsettiği kadroyu beğendim. Ancak, uzun toplarla oynadığı söylenen rakibe karşı kalabalık orta sahayla çıkmak pek bir anlam ifade etmeyebilir o zaman!

FB, gibi ortayı pas yaparak geçmeye çalışan bir takıma karşı kalabalık orta saha presi sonuç verebilirken Haşmet'inde dediği gibi Sivas'ta işe yaramayabilir!

Maçı böyle başlamakta sakınca yok ama bir B planı mutlaka şart. Dk. 30'da biz daha birşey yapamamışken Sivas 2-3 pozisyon bulmuş olursa, oyuna müdahale etmek gerekecektir!
Murat Gökcigdem
Staff Member
Posts: 1271
Joined: Thu Nov 07, 2002 4:25 pm
Location: Washington, DC USA

Post by Murat Gökcigdem »

mac gunu eger yazildigi gibi yagis bekleniyorsa yas saha icin B ve C planlari ve ozel ayakkapilar gibi hazir olmalidir.
Mert Tokman
Posts: 2581
Joined: Tue Oct 22, 2002 9:18 pm
Location: Virginia, USA

Post by Mert Tokman »

Sivas macina bazi genc yoneticilerle/eski yoneticilerle birlikte ucakla gidip ayni gun gece geri donmek isteyenleriniz varsa bana mail atsin (tokmanmx@jmu.edu).

Ozel bir ucak kaldiriliyor - adam basi 350YTL - bilet extra.
Cengiz Akgun
Moderator
Posts: 13009
Joined: Tue Oct 22, 2002 7:47 am
Location: New Jersey /USA

Post by Cengiz Akgun »

Mert Tokman wrote:Sivas macina bazi genc yoneticilerle/eski yoneticilerle birlikte ucakla gidip ayni gun gece geri donmek isteyenleriniz varsa bana mail atsin (tokmanmx@jmu.edu).

Ozel bir ucak kaldiriliyor - adam basi 350YTL - bilet extra.
Sen Turkiyede misin yahu? Vay canina sayin seyirciler! Ambele ettin beni. Alabama da derken Virginyadan ciktin Yazdin ayin 15'de ogrencileri Koc universitesine misafir edecegiz diye ama boyle simdiden Turkiye'ye tirladigindan haberim yoktu. Hadi bakalim Mert pasa aman ha Sivas'ta otel motel dememisin adami kebab ediyorlar orada.

Bizim Yusuf vardi Sivasli? Eskiden Freehold'da Turk yerinde sicak sicak sucuklu tost ve kasar yapardi. Asagi tukurse sakal yukari tukurse biyik simdi.
Cengiz Akgun

"Asrın, yeni bir umdesi var, hak kapanındır
Söz haykıranın, mantık ise şarlatanındır.
Geçmez ele bir paye kavuk sallamayınca
Kürsi-i liyakat pezevenk, puşt olanındır.”
N. Tevfik 1940.
Mert Tokman
Posts: 2581
Joined: Tue Oct 22, 2002 9:18 pm
Location: Virginia, USA

Post by Mert Tokman »

Cengiz Akgun wrote:
Mert Tokman wrote:Sivas macina bazi genc yoneticilerle/eski yoneticilerle birlikte ucakla gidip ayni gun gece geri donmek isteyenleriniz varsa bana mail atsin (tokmanmx@jmu.edu).

Ozel bir ucak kaldiriliyor - adam basi 350YTL - bilet extra.
Sen Turkiyede misin yahu? Vay canina sayin seyirciler! Ambele ettin beni. Alabama da derken Virginyadan ciktin Yazdin ayin 15'de ogrencileri Koc universitesine misafir edecegiz diye ama boyle simdiden Turkiye'ye tirladigindan haberim yoktu. Hadi bakalim Mert pasa aman ha Sivas'ta otel motel dememisin adami kebab ediyorlar orada.

Bizim Yusuf vardi Sivasli? Eskiden Freehold'da Turk yerinde sicak sicak sucuklu tost ve kasar yapardi. Asagi tukurse sakal yukari tukurse biyik simdi.
Yok hocam ben hala Virginia'dayim da bizim eski sutopcularin toplandigi bir foruma mesaj geldi... 160 kisilik ucak tutmuslar THY'den - onu doldurmaya calisiyorlar...
Ozgur A. Boztepe
Posts: 1606
Joined: Wed Jan 30, 2008 8:30 pm
Location: Atlanta USA

Post by Ozgur A. Boztepe »

Mert Tokman wrote:
Cengiz Akgun wrote:
Mert Tokman wrote:Sivas macina bazi genc yoneticilerle/eski yoneticilerle birlikte ucakla gidip ayni gun gece geri donmek isteyenleriniz varsa bana mail atsin (tokmanmx@jmu.edu).

Ozel bir ucak kaldiriliyor - adam basi 350YTL - bilet extra.
Sen Turkiyede misin yahu? Vay canina sayin seyirciler! Ambele ettin beni. Alabama da derken Virginyadan ciktin Yazdin ayin 15'de ogrencileri Koc universitesine misafir edecegiz diye ama boyle simdiden Turkiye'ye tirladigindan haberim yoktu. Hadi bakalim Mert pasa aman ha Sivas'ta otel motel dememisin adami kebab ediyorlar orada.

Bizim Yusuf vardi Sivasli? Eskiden Freehold'da Turk yerinde sicak sicak sucuklu tost ve kasar yapardi. Asagi tukurse sakal yukari tukurse biyik simdi.
Yok hocam ben hala Virginia'dayim da bizim eski sutopcularin toplandigi bir foruma mesaj geldi... 160 kisilik ucak tutmuslar THY'den - onu doldurmaya calisiyorlar...
kac senesinde su topu oynadin? benimde 14-15 yasi takiminda oynamisligim var... 94 95 gibi
Alpay Dedeoglu
Posts: 1923
Joined: Wed Oct 23, 2002 4:14 pm

Post by Alpay Dedeoglu »

Mehmet Marsan wrote:Ben bir cok arkadasin tersine Sivas'dan cekiniyorum. Hem cok iyi kontraya cikiyorlar, hem Mehmet'e cabuk destek verebiliyorlar, hemde cok iyi sut atan 3-4 tane oyunculari var. Umarim bir kazaya ugramadan atlatiriz. Sivas'in sampiyonlugu cok zor, onlar icin onemli olan Clye katilma ihtimali ve daha onemlisi olaya yani sampiyonun kim olacagina etki yapmak.
Gencler son haftalrda iyi oynamaya basladilar. FB isi bastan sikiya almazsa puan kaybedebilirler.
Benim hayalim
Sivas 0:0 GS
FB 1:3 GB
GS 5:0 GBO
TZ 1:0 FB
GB 0:3 Sivas
Bu hesapda biz ve Sivas CLye, BJK UEFAya, FB hamama
:lol:
Hamam fikri gayet uygun. Gerci Inter Toto var ama, gurur yapip katilmazlar ona. Olsun Yayla Cup, Gazi Cup falan var.

Ben 4. olamazlarsa 2. olmalarini istiyorum cunku on eleme oynamak icin 2 hafta once sezonu acip erken form tutuyorlar. Bu da yil icin buyuk handikap. Iyi futbolculari var ve bunlarin yipranmasi ( bizim stadimiz olup mali guce kavusana kadar) gerekiyor.Ustelik CLde ulke puani toplayip dolayli yoldan yararda sagliyorlar. Sonra takimi saglam kontratli lejyonerlerden olusturduklarindan kayiplari cok olur. CL iyi bir vitrin .Bu yil bayagi kayiplari olacak. Tek artilari belki bonservis paralari ama bu 28 yas + 3yildan fazla oynama+ kalan yil ucretinin belli oranini verip serbest kalma hikayesi FB'ye vurur. Zico, Aurelio, Kejman, Onder, Ugur Boral, Kazim, Alex, Deivid, Lugano, hatta Roberto Carlos yil sonunda problem cikaracak. Ellerinde tutsalar bile bedeli var. Olsun Volkan, Genc Semih, Maldonado, Edu yuvada kaldi ya o yeter :twisted:
NO ADNANS, NO CRY !!
Mehmet Gurdal Cetin
Posts: 4210
Joined: Thu Oct 24, 2002 9:29 am
Location: Bursa-TR
Contact:

Post by Mehmet Gurdal Cetin »

Hesap kitap yok

Galatasaray yener gelir.
Son hafta stadta hep beraber kutlariz.

Cevat Hoca 90+3'te mola alir mi? :wink:
TRUST GALATASARAY
MGC
Alpay Dedeoglu
Posts: 1923
Joined: Wed Oct 23, 2002 4:14 pm

Post by Alpay Dedeoglu »

Mehmet Gurdal Cetin wrote:Hesap kitap yok
Galatasaray yener gelir.
Son hafta stadta hep beraber kutlariz.
Cevat Hoca 90+3'te mola alir mi? :wink:
Yenilgiyi doya doya yasayin molasi.
Oluyor boyle seyler. Bak Tanjevic ne guzel akil vermis
Zicoya GS macindan once. :lol:

Bu arada macin hakemi Halis Ozkahyayi taniyalim.
Kocaeli bolgesi hakemi. FB taraftari oldugu zannediliyor.
90 arti 4 deki Ankaragucu golu nedeniyle FBliler kizmislardi kendisine
uzatmaninda uzatmasi olurmu diye? Aziz Yildirim kendisine utanmaz herif nasil 35 saniye fazla oynatirsin dedigi icin hak mahrumiyeti ve para cezasi aldi.

Bazi bilgiler:

''YÖNETTİKLERİ maçlara bakıldığında beraberlik şansı en yüksek hakem Hüseyin Göçek ve Halis Özkahya. Ligdeki 14 maçın 7’si berabere biten Göçek’ye %50 berabere kalıyorsunuz. Özkahya’nın 13’te 6, Abitoğlu’nun da 15’te 5 beraberlik oranı var. 14 maçın sadece 3’ünde ev sahiplerini gülderen Göçek aynı zamanda tıpkı Halis Özkahya gibi deplasman maçlarının ideal adamı.'' Yunus Yıldırım 17’de 7, Fırat Aydınus 18’de 6, Halis Özkahya 13’te 5’lik deplasmancılara kazandırmış .

Penaltı ve kartlar konusunda biraz daha tutumlu. (Sertlige musaade problemi?)

ÖZKAHYA'YA HIZLI BÜYÜME ENGEL OLDU!
Süper Lig'de görev yapan en genç hakemlerden biri olan Halis Özkahya da bir beden eğitimi öğretmeni. Belki hakem yerine futbolcu olacaktı ama ergenlik çağında yaşadığı hızlı büyüme problemi nedeniyle dizlerin oluşan sorunu futbolu bırakmakla çözdü. İzmit'te yaşayan Özkahya tam bir tiyatro tutkunu. İzmit Şehir Tiyatrolarındaki hiçbir etkinliği kaçırmayan Özkahya Türk Sanat Müziği'ni de bir yaşam felsefesi olarak benimsemiş

Bu da igrenc adam, kumarbaz, FB masasi Ozcan Oal degerlendirmesi:

Manisa-Sivas: Halis Özkahya
Maçta önemli bir hata yapmadı. Disiplin zaafiyeti her zamanki hali. Tipi çok iyi ama hakemliği inişli çıkışlı. Yine de fikrim değişmedi. İyi hakem olamaz

Bu da igrenc peruklu Bulent Yavuz degerlendirmesi:

HALİS ÖZKAHYA (ANKARA-DENİZLİ)

Bu genç hakeme neden böyle kritik maç verirler, anlamış değilim. Tecrübe kazansın diyorsanız, kazanmadan yok edersiniz. Tanrı Özkahya’nın yanında. Spekülasyona ve şaibeye mahal bırakacak pozisyon olmuyor. Bu da onun temiz kalpliliğinin karşılığı. Barajları yakın kurduruyor. Avantaj kuralına hiç riayet etmiyor. Faullerde ise standardı zaman zaman kaçırıyor.

Bu da onunla yapılmıs bir roportaJ:
"Ofsaytla yatıp penaltıyla kalkmam" 30.04.2007
27 yaşında ve Süper Lig'e bu sezon yükseldi. Kadronun en genç hakemi olmasına rağmen tecrübeli isimler kadar güven kazanıp çok sayıda maç yönetti. Halis Özkahya, başarılı olmasının arkasında aktif bir sosyal yaşam sürmesinin yattığını anlatıyor. Hakemliğin hayatının tümünü kaplamasına izin vermediğini söyleyerek, "Sinemaya, tiyatroya, yüzmeye, arkadaşlarımla halı sahada maç yapmaya mutlaka zaman ayırıyorum. Dışarıda kendimi ne kadar rahatlatabilirsem hakemlikte o kadar başarılı olurum. Tamamı sarı kart, kırmızı kart, faul ve ofsaytla geçecek bir hayat çekilmez" diyor.


Röportaj: Mazlum Uluç


Geçtiğimiz sezon adınız Süper Lig'e yükselecek hakemler arasında sıklıkla geçiyordu. Hakem camiasını yakından tanıyanlar için aşina bir isim olsanız da futbolseverlerin büyük çoğunluğu için yenisiniz. Kendinizi biraz tanıtır mısınız?


1980 Kütahya doğumluyum. Üniversiteyi de orada okudum. Beden Eğitimi öğretmeniyim. Okulu bitirdikten sonra öğretmen olarak tayinim Kocaeli'ne çıktı. Halen Kocaeli Misak-ı Milli İlköğretim Okulu'nda Beden Eğitimi öğretmeni olarak görev yapıyorum. Ailem Kütahya'da yaşıyor. Babam öğretmen, annem ev hanımı.


Öğretmenliği seçmenizde babanızın da etkisi var herhalde.


Elbette. Bunun yanında çocukları sevmem de önemli bir faktör tabii. Çünkü öğretmenlik bir sevgi mesleği.


Futbolla ilginiz ne zaman ve nasıl başladı?


11 yaşımdan 16 yaşıma kadar Kütahya'nın Yeşilay Spor Kulübü'nde oynadım. Ancak 16 yaşıma geldiğimde dizlerimde bir problem oldu. Doktorlar futbol oynamamı kesin olarak yasakladı. Hızlı büyümeden kaynaklanan bir dizkapağı problemiydi. Sert bir darbe almam durumunda sıkıntı yaşayabilecektim. Bu nedenle futbolu bıraktım ve bir müddet basketbol oynadım. Futbol hakemliği devreye girince basketbolu da bıraktım.


Dizkapağı probleminiz hakemliğinizi etkileyecek boyutta değil miydi?


Problem darbe almakla ilgiliydi ve sadece gelişim sürecimin tamamlanmasıyla sınırlıydı. 18 yaşımdan sonra herhangi bir sorun kalmadı. 18 yaşımdan sonra futbol oynamayı düşünürken, hakemliğe başlayınca bir daha geri dönmedim.


Babam da hakemdi


Hakemliğe başlamanızdan söz eder misiniz?


Babam Ali Özkahya futbol hakemiydi. Kütahya'da 3 yıl il hakemliği yapmıştı. Yaş olarak geç başladığı ve çabuk bırakmak zorunda kaldığı için benim hakem olmamı istedi. Onun teşviki ve yönlendirmesiyle mesleğe başladım.


Yani "Ben olamadım sen ol" durumu mu?


Evet, bir türlü öyle oldu. Ama içimde hakemlik hevesi de vardı. Önce "Futbola dönene kadar hakemlik yaparım" diye düşündüm ancak işi sevdikten sonra devam ettim.


Kademeleri nasıl geçiniz? Normal sürelerde mi yoksa sınıfta kalma var mı?


3 yıl İl Hakemliği, 3 yıl da C Klasman Hakemliği yaptım. 2 yıl İl Hakemliği yaptıktan sonra klasmana teklif edilebiliyorsunuz ama ben 16 yaşımda başlamıştım ve 18 yaşımı doldurmadığım için 1 yıl daha İl Hakemliğinde kaldım. B Klasmanı'nda 1, A Klasmanı'nda 3 yıl kaldıktan sonra bu sezonun başında Süper Lig'e yükseldim. A Klasmanı'nında bulunduğum sırada askere gittiğim için orada kalışım da otomatik olarak 1 yıl uzadı. Askerliğimi Bingöl'de öğretmen olarak yaptım.


Hakemlerin de futbolcular gibi keşfedilme hikâyeleri oluyor. Sizi keşfeden biri var mıydı?


Klasmana çıktığım ilk sezonda Salih Türktunç Bölge Sorumlusuydu. O elimden tuttu. Daha sonra sırasıyla Erdoğan Çamlıyurt ve Nihat Güner'in de üzerimde emekleri var. Saha içindeki ve dışındaki eksiklerim hakkında tüm tavsiyelerini dikkate aldım. Kocaeli'ne geldikten sonra da Mustafa Çulcu ile birlikte olma şansını buldum.


Çulcu Hocam benim için bir şans (Eyvah Mustafa Culcunun adamı)
Bu bir şans mıydı sizin için?


Elbette. Son dönemde birçok şeyi ondan öğrendim. Kocaeli'ne geldiğimde Mustafa Hoca aktif hakemdi, onunla birlikte müsabakalara gittim. O sırada elbette onun MHK Başkanı olacağını bilmiyordum. MHK Başkanı olarak değil, bir ağabey ve yol gösterici olarak bana katkısı oldu. Zaten hepimizin üzerinde ağabey olarak büyük emeği vardır. Ama Kocaeli'nde bulunmam sebebiyle beni daha yakından tanıması gibi bir avantaja sahibim.


Süper Lig'deki ilk maçınızdan ve o maça çıkarken neler hissettiğinizden söz edelim biraz da.


Geçtiğimiz sezon A Klasmanı hakemken Fortis Türkiye Kupası'nda Fenerbahçe-Denizlispor yarı final müsabakasına çıktım. Sezondaki performansımı iyi bulmuş olacaklar ki bir de sahneye çıkma şansı verdiler. O maç da iyi geçti ve bu sezonun başında Süper Lig'e yükseldim.


O maç bir sınav gibi geçmiş olmalı.


Kısmen sınav da diyebiliriz. Mustafa Hoca maç öncesinde bana birçok tavsiyelerde bulundu. Ben de hepsini değerlendirmeye çalıştım. Elbette müsabaka öncesi çok tatlı bir heyecan duydum. Sonuçta ilk kez böyle bir müsabakaya çıkıyorsunuz ve maç da canlı olarak yayınlanıyor. Ama "Ben neredeyim, ne oluyor?" gibi duygular hissetmedim. Zaten maçı kafanızda büyütürseniz başarılı olamazsınız. O tatlı heyecan ise hep içinizde durmalı. Heyecanı kaybederseniz bitersiniz.


Tebligatı alınca gazete okumam


Bir de hakemlerin baskı altında tutulması meselesi var. Mesela bir Ankaragücü-Fenerbahçe maçının ardından ağır eleştirilerle karşılaştınız. Bu baskıyla nasıl mücadele ediyorsunuz? Konsantrasyonunuzu nasıl sağlıyorsunuz?


Başarılı olabilmek için bu baskılardan etkilenmemek lazım. Zaten bu baskılardan sıyrıldığınız ölçüde iyi hakem olabilirsiniz. Perşembe günü maç tebligatı aldıktan sonra cuma ve cumartesi günleri gazete okumam. Sadece gündemden kopmamak için başlıklara göz atarım. Maç sonrasında ise eleştirileri okurum. Bu konuda açığım. Faydalanacağım bölümleri mutlaka alırım. Gereksiz olanları ise kulak arkası ederim.


Yönettiğiniz maçlarda hata yapmanız da doğal. Hata yaptığınız bir maçın ardından neler düşünürsünüz?


Hata mutlaka oluyor, zaten bu bütün insanlara mahsus bir şey. Ama ben sahaya hata yapmak için çıkmıyorum. Hata yaptığınız anda da onun hata olduğunu da bilmiyorsunuz. Çünkü doğru olduğunu düşündüğünüz düdüğü çalıyorsunuz. Sonradan hata yaptığınızı anladığınızda tabii ki üzülüyorsunuz. Ama o dikdörtgenin içinde ve o saniyede bunu yargılama şansınız yok. Keşke yanlışlar olmasa. Hiç kimse hata yapmak istemez.


Birçok teknik direktör müsabakanın ardından hemen videonun başına oturup maçı bir daha izler. Siz de yönettiğiniz maçların analizini yapar mısınız?


Yönettiğimiz maçların görüntüleri bize gönderiliyor. Dakika dakika izleyip neler yaptığımı bir kez daha görüyorum ve gereken dersleri çıkarıyorum. Hata yaptığımı gördüğümde de bunu kabul ediyorum. Başka türlü ilerleme şansınız zaten yok. Hata yaptığınızı kabul etmezseniz onu düzeltme imkânınız da olmaz.


Avrupa sıralamasında hakemliğimiz 30. basamakta. Bir Türk hakemi, en iyi ihtimalle 2012 Avrupa Şampiyonası finallerinde görebileceğiz. Bunu neye bağlıyorsunuz? Neden hakemlerimiz uluslararası arenada yeterince başarılı değil?


Dünya Kupası'na her kıtadan belli sayıda hakem gidiyor. Biz Avrupa kıtasında Alman, İngiliz, Fransız, İtalyan, İspanyol hakemlerle yarışırken, Güney Amerika dışındaki diğer kıtalardan daha zayıf hakemler Dünya Kupası'nda görev alabiliyor. Bizim bir şanssızlığımız da bu. Aslında Turkcell Süper Lig'in koşulları Dünya Kupası ya da Avrupa Şampiyonası finallerinden daha zor. Çünkü buradaki psikolojik baskı çok daha fazla. Yine de o büyük finallerde görev almak için hem mental hem de fiziksel açıdan hazırlıklı olmak zorundayız. Ben Türk hakemlerinin bir tırmanışta olduğuna ve önümüzdeki süreçte büyük finallerde görev alabileceğine inanıyorum.


Dil sorunum yok


FIFA kokartı takabilmek için yabancı dil bilmek önemli bir kriter haline geldi. Sizin yabancı diliniz hangi seviyede?


Süper lise mezunuyum ve belli bir altyapım var. Kütahya'da bulunduğum dönemde 2 yıl kursa gittim. Kocaeli'nde de İngilizce kursu almayı sürdürüyorum. Bugün Avrupa'da bir maç görevi alsam İngilizce konusunda herhangi bir sıkıntı yaşamam. Ama çalışmalarımı sürdürüyorum ve haftada üç gün kursa gidiyorum. Ayrıca öğretmen arkadaşlarımla birlikte de çalışıyorum. Kurstaki öğretmenlerimiz yabancı. Konuşma kulüplerimizde de pratik yapma imkânı buluyorum.


Türkiye'de hakem yorumcusu çok fazla. Hakemliği bırakan herkes televizyonlarda ya da gazetelerde hakem kritiği yapıyor. Bu durum sizi nasıl etkiliyor?


Bu işi iyi yapanlar da var, sadece ticari boyutunu düşünüp reyting ve tiraj kaygısıyla yapanlar da var. Bunları ayırt edebiliyorum ve yararlanmam gerekenlerden ders çıkarıyorum.


Süper Lig'de bu sezon genellikle başarılı maçlar yönettiniz. Bu performansa ulaşma sürecinde neler yapıyorsunuz?


Fiziksel açıdan bakıldığında mecburen yapmamız gereken 3 idmanımız var. Ama ben haftada 5 gün antrenman yapıyorum. Bunun dışında hakemlikteki gelişmeleri takip ediyorum, Avrupa liglerinde oynanan maçları izliyorum. Hem taktik bazında hem de hakem bazında izleyip dersler çıkarıyorum. Her hakemin farklı özellikleri var. Çok iyi koşan, çok iyi yer alan, çok iyi kart gösteren hakemler var. O özellikleri harmanlayıp kendime bir stil oluşturmaya çalışıyorum.


İyi kart gösteren hakem nasıl oluyor?


Hakemlikte vücut dili çok önemli. Karşıdaki futbolcunun tepkisine, fiziksel durumuna ya da olayın yaşanış şekline göre bir kart gösterme biçimi olmalı. Hakem bazen gülümseyerek, bazen sert bir ifadeyle, bazen olay yaşanır yaşanmaz dibinde biterek, bazen de olay soğuduktan sonra kart gösterir. Bu beden diliyle ilgili bir şey ve pozisyondan pozisyona değişir. Her pozisyona aynı biçimde kart gösteremezsiniz. Öyle bir an gelir ki kartı gösterirken yüz ifadenizin sert olması gerekir. Bu sadece oyuncuya değil, tribünlere ve kamuoyuna da bir mesajdır.


Oyuncularla şakalaşırız


Sizde şöyle bir problem olabilir mi? "Melek yüzlü" diye tanımlanabilecek bir yapınız var. Sert bir ifade takınırken ya da otoriter görünürken bir sorun yaşıyor musunuz?


Bu oyuncunun bakış açısına bağlı. Siz onu sezebiliyorsunuz. Oyuncu iyi niyetle yaklaşıyorsa karşılığını mutlaka buluyor. Çok iyi diyaloğumuzun olduğu birçok futbolcu var. Onlarla güleriz, şakalaşırız. Bazen sahaya çıkarken oyuncu geliyor ve "Hocam bugün çok yakışıklısın" diyor. Ben de ona "Sen daha yakışıklısın" diye cevap veriyorum ve gülüşüyoruz.


Aslında maç öncesi bu tip diyalogların yaşanması iki tarafın da gerginliğini azaltıyor değil mi?


Elbette. Nasıl ki oyuncular güleryüzlü hakem görmek istediklerini ifade ediyorlarsa biz de güleryüzlü futbolcular görmek istiyoruz. Sonuçta bu bir spor faaliyeti. Eğer güzellikler yaşanacaksa buna hepimiz katkı sağlamalıyız. Ama zaman zaman sertlikler ve yaşanması istenmeyen olaylar oluyor. Bazen futbolcular bazen de biz hata yapıyoruz. Böyle durumlarda da gülmek hoş olmaz elbette. Her ne kadar güleç olsam da bu nedenle zaman zaman ifadem tersine dönebiliyor.


Bazen oyuncular hakemleri aldatabiliyor. Böyle bir pozisyonu televizyondan izlediğinizde neler düşünüyorsunuz?


Öncelikle kendime kızarım ve hatayı kendimde ararım. Çünkü ben öncelikle doğruyu yapmalıyım. Ama futbolcunun da böyle bir şeyi kasıtlı olarak yapması, haksız bir kazanç elde etmeye çalışması hoş değil. Sporculuk ruhuna aykırı.


Maçlar sırasında size yardımcı olan futbolcular da vardır mutlaka. Birçok hakem bu soruya Ergün cevabını veriyor mesela.


Doğru, Ergün bu futbolculardan birisi. Fenerbahçe'den Tuncay öyle. Trabzonsporlu Gökdeniz de saha içinde çok iyi bir oyuncu. Kendisine çok sert bir faul yapıldığında bile gülebiliyor. Sinirlerine hâkim olabilen bir oyuncu.


İşinizden söz edelim biraz da. Hakemlik oldukça yoğun bir mesai istiyor. İşinizle hakemliği birlikte yürütmek zor olmuyor mu?


Hakemlik bence hayatın tümünü kaplayan bir olay değil. Ben sinemaya, tiyatroya, yüzmeye, arkadaşlarımla halı sahada maç yapmaya mutlaka zaman ayırıyorum. Her gün antrenman yapıyorum ama bunun belli bir süresi var. Sabah işime gidiyorum, akşam da antrenmanımı yapıyorum. Bunların dışında bana ait bir zaman var. Zaten dışarıda kendimizi ne kadar rahatlatabilirsek, ne kadar sosyal yaşayabilirsek o kadar başarılı oluruz. Tüm gününüzün sarı kart, kırmızı kart, faul, ofsayt olduğunu düşünsenize. Böyle bir hayat zaten çekilmez. Böyle bir hayat hakemlikte de başarısız olmanıza yol açar. Ofsaytla yatıp penaltıyla kalkmak güzel bir yaşam biçimi değil. Hayatınızda güzellikler de olmalı. Koşuyorum, balığa gidiyorum, sahilde yürüyorum. Bir hakem sadece futboldan ibaret değil, onun da mutlaka bir sosyal yaşantısı var.


Okulda öğrencilerinizle futbol diyalogları yaşıyor musunuz? Her öğrenci mutlaka bir takım tutuyor; yönettiğiniz maçlardan sonra sizinle bu konuda değerlendirmeler yapıyorlar mı?


Öğrencilerimle sıcak bir diyaloğum var. Onlar beni babaları, ağabeyleri, ben de onları çocuklarım gibi görüyorum. Futbol konuşmalarımız genellikle mizahi boyutta gerçekleşiyor. Mesela "Hocam yaktın bizim takımı, iki penaltı verseydin" gibi konuşmalar yapıyorlar.


Herkesi dinlemek lazım


Bir de çevresinde kendisine olumlu eleştiriler yöneltecek dostların olması bir hakem için avantaj. Siz öğretmen arkadaşlarınızdan bu yönde eleştiriler alıyor musunuz?


Oluyor tabii. Her insanın bakış açısı farklı. Bu farklı bakış açılarından yararlanmak da bana avantaj sağlıyor. Bazen bizim düşünemediğimiz şeyleri onlar görebiliyor. Herkesi dinlemekte ve bir süzgeçten geçirip alınması gerekenleri almakta fayda var.


Kocaeli'nin Süper Lig'deki tek hakemisiniz. Şehirdeki insanlarla diyaloglarınız nasıl? Orada tanınan bir insan mısınız?


Kocaeli'nin merkezi 600 bin nüfuslu. Dolayısıyla çok büyük bir şehir sayılmaz. Bir de ben amatör kümede maçlar yönettiğim için tanınan bir insanım. Oradaki maçlarda da ilginç diyaloglar yaşıyoruz. Mesela Süper Lig'de yönettiğim bir maçın ardından amatör maça çıktığımda, tribündekiler "Geçen hafta büyük maçtaydın, şimdi buradasın, çekilir mi bu?" diye bağırıyor. Ben de "Seviyorum bu işi" diye cevap veriyorum. Ya da aleyhte bir karar verdiğimde "Sen bu maçı yönetemiyorsun, Süper Lig'de nasıl maç alıyorsun?" diye takılmalar oluyor.


Biraz önce hayatın her bölümünü hakemliğin kaplamadığından söz ederken sinemaya gittiğinizden bahsettiniz. Sinemayla ilişkileriniz nasıl?


Boş vakit bulduğumda, arkadaşlarımla birlikte eğlenmek amacıyla sinemaya giderim. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi'nin tiyatro etkinliklerini kaçırmamaya çalışırım. Bunun yanında İzmit'in sahilinde yürüyüş yapıyorum, konserleri izliyorum. Ortam neyi gerektiriyorsa onu yapıyorum. Her türlü müziği dinlerim ama Türk Sanat Müziği'ni ayrı bir yere koyarım.


Beden Eğitimi öğretmeni olduğunuza göre folklarla da bir ilginiz olmalı.


Evet, üniversitede folklor eğitimi de aldım. Kütahya doğumlu olduğum için Ege yöresi oyunlarına ilgim vardı ve oynadım. Ama şu anda öyle bir ekibimiz yok. Dolayısıyla uzun zamandır ilgilenemiyorum.


Kitaplarla aranız nasıl?


Özellikle uzun yolculuklarda veya yatarken kitap okuyorum. Ağırlıklı olarak da psikolojik kitapları ve dünya klasiklerini tercih ediyorum.
NO ADNANS, NO CRY !!
Eray Tunç
Posts: 529
Joined: Fri Feb 22, 2008 3:08 am
Location: İngiltere

Post by Eray Tunç »

Pek çok arkadaşın yeneceğimize emin olduğunu görünce tedirginliğim daha da arttı.

Maçın ilk düdüğüyle birlikte Sivas'ın bizi biçmeye başlamasından ve buna karşılık gösteren bir ya da 2 oyuncumuzun erken sarı kart görüp sinmelerinden ve 2. yarıda görecekleri ucuz 2. kartlarla atılmalarından çekiniyorum açıkçası.

Ya da bariz bir hakem hatası ile gelen golle demoralize olup arkasından kişisel bir hata sonucu 2.'yi yiyip iyice kapanan ve faullu oynayan Sivas'a bir şey yapamamamız, ve ertesi gün gazetelerde "Evet hakem ilk golde hata yaptı ama GS gibi büyük bir takım bununla demoralize olmamalıydı, 2. golü de mi hakem attı? Yok kardeşim, rakibinin 4-1 yendiği Sivas'ı yenemiyorsan şampiyon olma" benzeri yorumlar eşliğinde şampiyonluğu kaybetmekten çekiniyorum. :(
Post Reply